Bizum Temel
*
Özhan Öztürk
Yunanca’da kullanılan isim, fiil hatta tüm mecaz
anlamlarıyla Türkiye Türkçesi’ne kabul edilen terim, İslami isim
verme geleneğinin dışında kalmasına karşın Doğu Karadeniz
Bölgesi’nde erkek isimi olarak kullanılmış, Anadolu’da özel isim
olarak sadece bu yöreye özgü olduğu için Anadolu fıkralarında
(belki de bizzat Karadenizlilerin seçimiyle) Karadeniz erkeğinin
ayırd edici özelliği (cultural maker) olarak yerini almıştır.
Nasreddin Hoca, İncili Çavuş, Bektaşi, Bekri
Mustafa, Nam-ı Kemal, Aldar Köse, Esenpulat, Kayserili, Yahudi,
Arnavut, Çorumlu gibi Anadolu mizahının geleneksel kahramanları
unutulurken, başrol oyuncuları bile hafızalardan silinmek üzere
olan Karagöz gölge oyununun mütevazi yardımcı karakterinin
popüler kültüre nasıl adapte olabildiği ve genellikle Laz olarak
grup kimliğine yakıştırılan Karadenizlilerin Temel adıyla hangi
dönemde sembolize edildiği netleşmiş değildir.
Temel nereli?
Günümüz Temel karakterinin atasının Karagöz
oyunundaki Laz olduğu ön kabulüyle araştırmaya başlar ve
Lazların geleneksel meslekleri olan denizcilik sayesinde çok
etnisiteli Osmanlı başkentinde kendilerine yer edinebildiklerini
göz önüne alırsak, Macar Türkolog Ignácz Kúnos’un 1891 yılında
yaptığı tanımlamada üstünkörüde olsa bu karakterin özelliklerini
görebiliriz:
“Bu Lazlar, Samsun ve Trabzon limanları
arasındaki Karadeniz’de yaşarlar ve dilleri, İstanbul’daki
halkın büyük zorlukla anlayabildikleri diğer Türkçe
dialektlerden çok farklıdır. Çok hızlı konuşurlar, sayısız
yabancı kelime kullanırlar ve ses uyumunu öyle karıştırırlar ki,
konuşmaları bozulmuş Türkçe izlenimini uyandırır. Türkleşmiş,
belirli yerlerde hala kendi dilini kullanan yabancı bir soy
oldukları düşünülür. İstanbul kayıkçıları-nın çoğu Laz
olduğundan, İstanbul’da bile dillerini tanımak için büyük bir
fırsatım oldu”
Gerçek ve uyarlama fıkralar
Karadenizlinin keskin pratik zekası, hiperaktif
karakteri, safça samimiyeti, olayları alışılmadık bakış
açısıyla yorumlaması kendine özgü mizah anlayışına sahip
fıkraların esin kaynağı olmuştur. Yeryüzündeki tüm kültürlerdeki
fıkraları inceleyerek sınıflandıran Röhrich
35 ayrı fıkra kalıbının bulunduğunu bildirmiştir. Zaman, mekan
ve kahramanları değiştirilerek dil ve kültürler arasında
yolculuk eden bu kalıpların nerdeyse tamamı modern Türk
kültüründe Temel fıkralarına adapte edilmiş, Karagöz oyununun,
olağandışı bir hızla heyacan ve bozuk aksanla durmaksızın
konuşan, sert görünüşlü Laz karakterinin ilginç gelişimine
sebep olmuştur.
Karadeniz Bölgesine özgü etnik ve kültürel
özellikleri sembolize eden Karagöz oyununun yukarıda bahsi geçen
Laz’ı
sadece kendi yöresine özgü ismine, ortalama Türk tipinden çok
net ayırt edilebilen Kafkasoid fiziksel özelliklerine (kemikli
büyük burun bir başka “cultural maker”dır) ve mizaç farkına
rağmen, diğer kültürler ve kahramanlardan adapte edilen
fıkraların, eşi (ya da yavuklusu) Fadime ve benzer mizahi
unsurlara sahip arkadaş çevresi ile birlikte kendisine mal
edilmesiyle, dahası “Bir İngiliz, bir Fransız ve Temel bir gün”
cümlesiyle başlayan fıkraların sayısız varyasyonunun
üretilmesiyle Türk ulusunun mizahi sembolü de olmuştur.
Nesiller boyu gurbete çıkma geleneğine sahip,
denizcilik, inşaatçılık, fırıncılık, bakırcılık, bıçakçılık gibi
sanatlara doğuştan yetenekli Karadeniz göçmenlerinin nitelikli
işçilik ve çalışkanlıklarını Cumhuriyet döneminde göçtükleri
metropollerde ispatlamaları dahası süratle kapital ve statü
sahibi olmaları, (Rûmî Osmanlı’dan devralınan) üst ve orta sınıf
kentli elitle ve diğer etnik kökenli göçmenlerle (Balkan, Kürt,
Kafkas vs.) kültürel çatışmayı kaçınılmaz kılmıştır. Bu çatışma,
fıkra adaptasyonunda doğrudan Karadenizliyi hedef alıp,
aşağılayan kötü niyetli uyarlamaları da beraberinde getirmiş,
öyle ki Karadenizli aileler Temel adını yeni doğan çocuklarına
koymaktan vazgeçmiş, bazı yazarlar yeni fıkra kimliğiyle
Karadenizliyi temsil etmediğini düşündükleri Temel adını
dışlamışlar,
bazıları ise Temel’i dışlamadan kirlenmeyi işaret etmiştir.
Geleneksel Karadeniz fıkralarının kalıbı
Kanımca, geleneksel Karadeniz fıkralarının
kurgusunu 3 bölüme ayırabiliriz. Bu kalıba uymayan Temel
fıkralarının farklı kültürlerden adapte edilmiş olma oranı
yüksektir.
(1)
Muhatabını tuzağa düşüren ve fıkra dinleycisinde merak oluşturan
sorunun ortaya atılışı
(2)
Muhatabın tuzağa düşürülmesi ve fıkra dinleyicisinin sorunun
(veya olayların gidişatının) doğal akışına yönlendirilerek,
dinleyicide mantıklı finalin ön hazırlığı yapılarak, beklenmedik
finalin dramatik etkisini arttırılması
(3)
Temel’in
alışılmadık biçimde yürüttüğü mantığının, muhatap ve dinleyiciyi
üzerinde istenilen etkiyi yaratmasıyla gerçekleşen final bölümü.
·
Milletvekili, Trabzon köylerinde seçim öncesi gezisine çıkmış,
köylülerle propaganda amaçlı sohbet ederken, bizum Temel emice
dayanamamış:
- Kusura kalma beyim biz sana değil okuma yazma bilen bir adaya
rey vereceğiz, (1)
Politikacı şaşırmış:
– Benden ala okuma yazması olan adam mı bulacaksınız yahu,
hayatım mekteplerde geçti. (2)
Temel emice, can alıcı cevabı yapıştırmış:
- Beyim geçen dönemde sana 15 mektup yazdım 3 telgraf çektim
cevap alamadım. O zaman demek ki okuma yazması yok dedim. Onun
için artık okuma yazması olana rey vereceğim”
(3)
·
Yaşı seksene dayanmış, kamburu ve romatizmaları yüzünden iki
büklüm dolaşan Temel emice, komşu köye bir akrabasının düğününe
gittiğinde, kaba saba, dev cüsseli bir gencin yaşlı bir dostuna
karşı yaptığı saygısızlığa çok içerlemiş. Eski gücü kuvveti olsa
uşağın canına okuyacak ama nerde... ayakta zor duruyor. Yine de
çok hırslandığından, dayananamış, delikanlının yanına gitmiş ve
sakince sormuş:
- Uşağum, sen hep böyle dimdikmi durursun? (1)
- He, emice, ben hep böyle dik dururum (2)
- Yani sabahtan akşama kadar böyle dimdik durursun,he mi?
Delikanlı kasıldıkça kasılmış
- He, emice, sabahtan akşama kadar böyle dimdik dururum
Temel, emice içini çekmiş
- Uşağum, senin gibi bir anderim
olsaydi, daha ne isterdim Allahtan (3)
·
Hakim Temel’e sormuş:
- Hanımının kafasına niye sandalyeyle vurdun? (1)
Temel cevap vermiş:
- Ne yapayım hakim bey (2), masa çok ağır idi (3)
Öteki Temeller
Edebiyat
Profesörü Yeorgos Babiniottis'in
1998
yılında Yunanistan’da yayınladığı sözlüğünde adı Temel olmamakla
birlikte Pontuslar adı altında yaptığı tanımlama tanıdık, konuyu
ele alan gazete haberi ise ilginçti:
“Pontus'lar" sözcüğünün karşılığında "Karadeniz'de yaşamış
olan Rum'lar" anlamının yanısıra mecazi anlamda da, "Türkçe'de
-laz- lakabıyla eş anlamlı
olan" tanımına yer verilmesi ve Pontuslu sözcüğünün "aptal ya da
geri zekalılar için kullanıldığı"ndan söz edilmesi çok sayıdaki
Pontus Rum'unun tepkisine yol açtı”. Yunanistan’a mübadele
ile gönderilen Karadeniz göçmeni Rumların, benzer kültür, fizik
ve mizah anlayışına sahip olduğu, yerleştikleri bölgelerde
benzer kimlik çatışmaları yaşadığı bilinmekte, bu örnekte olduğu
gibi Anadolu ve Yunanistan kültürlerinin sadece mutfak ve halk
danslarıyla sınırla olmadığı görülmektedir.
Sağlam,
Kuzey Almanya’da deniz kenarında yaşayan, balıkçılıkla uğraşan,
Alman toplumdan farklı fiziksel ve kültürel özelliklere sahip
olan Ostfrizya’lalrı ve haklarında anlatılan fıkraları ile
Karadenizliler ve Karadeniz fıkraları ile karşılatırmıştır.
Kendine güveni tam, sıska ve dinamik Karadenizlinin aksine
Ostfrizyalı pis, hantal ve bakımsızken, Karadenizliler koca
burunları, Ostfrizyalı ise kepçe kulakları ile ayırt edilmekte,
her iki toplumda kendine özgü geleneklere, yeme içme ve yaşam
biçimine sahip olmakta, kendi yörelerine özgü isimler
kullanmakta böylece uluslarının geri kalanından göze batacak
denli farklılaşmakta, bu farklar ile de mizah için elverişli
ortam yaratılmaktadır.
Temel
adının fıkra kahramanı olarak sadece Türkçe içinde değil yörede
kullanılan Lazca, Rumca hatta Hemşince
gibi dillerde de kullanıldığı ek not olarak bildirmekte fayda
var.
Temel’in Etimolojisi
Antik Yunanca Temeli (θεμέλι), Temelios
(θεμέλι), Temelion (θεμέλιον) “temel, esas” pek çok Yunanca
terim gibi Türkçeye orjinal anlamını koruyarak geçmiştir. Antik
Yunanca metinlerde de temelios lithoi (θεμέλιος λίθοι)
(Ar.Av.1137) ve temelios lithos (θεμέλιος λίθος) “Temel
taşı” formlarında bir inşaat terimi olarak kullanılmasının
yanısıra (Arist.Ph.237b13) mecazi olarak (Metaph.1013a5,
Ath.8.346a, Arist. APo.95b37, PPetr.3p.121, Arist.Ph.200a4,
Paus.8.32.1) bir iş veya oluşumun “belli başlı, en önemli”
parçası hatta dünyanın temeli (Ep.2p.38U) anlamların da
geçmektedir. Kelime Modern Yunancada da fiil olarak kullanıldığı
Θεμαλιον “koyma, yerleştirme” formunun yanısıra antik
Yunanca’da (θεμέλια, τά) formuyla anlam genişlemesiyle
şehir kurmak (Ptol.Tetr.174, Vett.Val.82.24) anlamında da
kayıtlıdır.
Antik Yunanca’da Temel kökünden gelişen diğer
kelimeler şunlardır:
θέμεθλα , ta
“temel, en alt bölüm” (Hes.Th.816), “gözün dip kısmı”
(İlyada.14.493), Zeus’la özdeşleştirilen Mısır tanrısı Ammon’un
durduğu yer (Pindar.Pythian.4.16)
θεμείλια , ta
(İlyada, 12.28,
Call.Del.260, Opp.H.5.680, Epigr.Gr.1078.3)
θεμελι-ακός, θεμελι-ακ όν, ή
“temelin”
(Sch.Lyc.615)
θεμελι-οῦχος
“temeli
desteklemek, temeli yukarı kaldırmak” Inscr.Délos 290.116 (MÖ
3.yüzyıl), Corn.ND22, Heraclit. All.48
θεμελι-όω
“temeli
yatırmak” (X.Cyr.7.5.11) anlamının yanısıra mecazi olarak da
(Ep.Eph.3.18) “bir işi ya da yapıyı yapmayı becerememek hatta
bir işi bozmak, yok etmek” anlamında da kullanılmıştır.
θεμελι-ωσις
“temel”
(Ph.Byz.Mir.5.1)
θεμελι-ωτής
“temel atan,
kurucu”
Son
Karadenizliler var oldukça, özgün karakter ve yerel kültürü
taşıyacak sembollerin de yaşayacağını, bunlardan birisi olan
Temel adı ve fıkralarının da, kendiyle barışık, özgüven sahibi
yöre insanı tarafından hoşgörü ile karşılandığını dahası bu
folklorik hazinenin gelecek kuşaklara aktarılabilecek kadar
değerli olduğunu düşünüyorum.
*
Temel Kimdir adlı
kitaptan alıntı
Yöresel Halk dansları -
oyunları; İllere göre Karadeniz Bölgesi horon ve barları listesi
Ayrıca Oku
LAZLARIN
GERÇEK TARİHİ
LAZLAR, Laz
kültürü, laz halkı, laz tarihi
KARADENİZ
UŞAKLARI
Arhavi ve Artvin
Halkoyunu kıyafetleri
Arhavi kültürü: Tira
mola
Trabzon Kemeraltı ve
süpürgecilik
Artvin halk oyunları
Artvin
Barı mı? Ata barı mı? Ermeni Barı mı?
Bar, Erzurum, Bayburt,
Gümüşhane, Artvin, Erzincan barları
Karadeniz
horonları , horan, horom ve hora kelimeleri
Lazlarda Evlilik
Gelenekleri, Evlilik, düğün, nişan
LAZİSTAN ETNOGRAFYASI,
Lazlar ve Laz kültürü
Karadenizin Atmacaları
Lazlar
Murgul Gürcülerinde
Halk İnanışları
Lazonada Bahar senligi:
Pagaralar
GELENEKSELLİK
VE MODERNLİK BAĞLAMINDA RİZE'DE DİNİ HAYAT
RİZE HALK OYUNLARI, Rize
horonları
Kolhis, Tanrılar diyarıTürk Halk Oyunları
A -
B -
C - Ç -
D -
E -
F - G - H -
I - İ -
K -
L -
M -
N -
O -
P -
R -
S -
Ş - T -
U -
V -
Y -
Z
|