EBELER:
Kütahya ilçesinde kadın erkek hep birlikte
ikişer ikişer oyuna girebilip darbuka ve bağlama
eşliğiyle bu oyunu seyre arz ederler. Türküsünün
konusu aşk macerasıdır.
EFE HAVASI:
Efe Havası, Zeybek oyunu gibi tekli oyunları
Muğla'da kadınlar ancak kadın meclislerinde
oynayabilmişlerdir. Aslında erkek oyunlarıdır.
Kimi davul zurnayla, kimi de keman veya kemança,
cura, bağlama bozuk gibi sazlardan en az ikisi
eşliğiyle oynarlar. Bazıları yer adlarını
taşıyıp, bu hal her halde menşelerine göredir:
Bodrum Zeybeği, Harmandallı Zeybeği vs. gibi.
Havalarında da bazen karakter damgaları okunur:
Ağır Hava, Kıvrak Hava, Ağır Zeybek, Yürük
Zeybek gibi. Muğla taraflarında Çiftetelli'yi
erkekler de yürütür.
EFELER OYUNU:
Kemah ilçesinin Yukarı Mahalle semtinde 3-10
erkek saz eşliğiyle bu Efeler Oyunu’nu
gösterirler. Düğünlerde her isteyen halkada yer
alabilir.
Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde de Efeler
Oyunu vardır. Yerin genişliğine göre 10-20 erkek
tarafından birlikte yürütülür. Aynı ilçenin oyun
çeşitleri epey zengindir: Dik Kayda, Düz Kayda,
Karşılama, Kol Oyunu, Tamzara, Üç Ayak.
Cümlesine davul zurna yahut kemençe, tolumba
veya kaval eşlik edebilir. Bazı toplu
olanlarında 5-40 kişi yer alabilir.
EFE OYUNU:
Afyonkarahisar'dan Sandıklı ilçesinin Yavaşlar
köyünde gün gören davul zurnalı erkek
oyunlarındandır. Zeybekler kadrosundandır.
EĞİNE:
Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinde ince çalgı
sazlarıyla yürütülen yalnız erkeklere mahsus
ikişerli oyundur.
ELMAS:
Kars'ın tanınmış oyun havalarındandır.
EMET OYUNU:
Kütahya bölgesinde yaygın olan bu oyuna Kütahya
Zeybeği de derler.
ENGELİ:
Kars'ın tanınmış oyun havalarındandır.
ERENCİK:
Kastamonu'nun tutunmuş ve yarı irticali
oyunlarından olup türküsü de vardır.
ERMENİ BARLARI:
Kars oyunları arasında Erivan asıllı olarak Üç
Ermeni oyunu vardır. Bar başlığı altında olmak
şartıyla Kars dolayında bilinen Erivan çeşitleri
bunlardan ibarettir. Yani başkaca Ermeni Barı
şarkta yoktur. Erivan'da her halde başkaları da
mevcut olabilirse de, onlar Kars'a ve daha
batısına yayılmamışlardır. Ayrıca Bak:
Artvin Barı mı? Ata barı mı? Ermeni Barı mı?
ESENYEL OYUNU:
Samsun'da Havza ilçesinin Esen-Yel köyünde
bilhassa oynandığına göre orada çıkmış olduğu
anlaşılıyor. On kişi tarafından davul zurna veya
tef çalarken oynanır. Kadınlı erkekli karma
halde yürütüldüğü de olur.
ESİ HAVASI:
Türkülü oyun havası ki, sözlerinde Esi (Ayşe)
adı geçer. Tunceli taraflarında şahıs adları bu
yolda çevrimlere uğrayıp bu hal oyunun yabancı
bir bucaktan olduğu zannına bazen yol
açabilmektedir. Aykırıca oyun adları çoğu zaman
has isimlerden bozuntulardır.
ESİR ALMACA:
Güney Türkmen oymaklarında vardır (Mersin).
Düğünlerde gündüzleri yürütülen bir halk
raksıdır.
ESKİ HEMŞİN:
Hemşin tarafının Horonlarındandır.
ESMER:
Diyarbakır oyunlarındandır.
ERZİNCAN OYUNLARI:
Erzincan merkezinde kadınlara mahsus olarak
Sedir Kenarı, Çayırın Ten Yüzünde ayrıca iki
kadın tarafından yürütülen Bezdik Oyunu, kadın
erkek iki kişilik Karşılama (ki oturak
oyunlarındandır), 2-20 kişilik davul zurnalı Düz
Bar, kadınlara mahsus Hürünü Oyunu vardır.
Köylerden meselâ Ciminli köyünde Eminem ve Çil
Keklik oyunları gün görmüştür.
Kemah'ın Kerer köyünde davul zurna desteğinde
yürütülen ve yerin genişliğine göre 5-10 kişi
tarafından Temürağa veya Düz Ayak oynanır. Tan
köyü halkınca Düz Ayak ve Karşılama kez'
oynanılır.
Yukarı Mahalle köyünde 3-10 erkekle ve sazla
Efeler Oyunu yürütülür. Yarı sportif mahiyette
olarak Bucu Oyunu bazı köylerde hâlâ tanınıyor.
Bektaşilikle yüzyılları aşan köylerde kadınlı
erkekli oyun göreneği şimdi folklor orijinalliği
halinde günümüze intikal etmiş bulunuyor.
Erzincan'ın kuzeybatısına düşen Şebinkarahisar
(Şarki Karahisar)'da bir Tamzara oyunu bilhassa
var ve tanınmıştır. Önce yayılmış ve sonra
çeşitlenmiş oyunlardan biridir. Tamzara oyununu
Harput, Eğin ve kuzeyden Giresun bölgeleri hep
bilirler. Fakat, yayıldıkça çeşitlenmeye
uğradığında da hiç şüphe yoktur. Yer adı olarak
Tamzara, Şarkî Karahisar'ın kuzeyine düşen on
altı kadar köylük ve dağlıklar arasına düşen bir
bucaktır.
Erzincan'da Bayburt ve Trabzon oyunlarının
etkisi tanınmıştır. Elazığ, Malatya, Sivas,
Erzurum ve hatta Kars'tan da hatıralar edinip
yaşatmıştır.
Halay Anadolu'nun her yerinde vardır. Kürt, bir
avuç idiyse, Halay bilakis Anadolu ölçüsündedir.
Gezgin bir iki oymağa gelince, bunlar
obalılardır. Meselâ Şakaklılı denilenlerin
lehçesi bir hoş olmakla beraber Türkçe'nin bir
şivesidir. Kürt değil, göçebedirler. O bölgede
yerleşik halk Alevî geleneğini yürütmüş olup
Türk'türler. Bektaşiler de k'milen Türk'tür.
Kuro Kürtleri dağlarda yaşayıp yazın göçebe
olurlar. Mezhep çatallanmışlığına rağmen bütün
sekene (oturanlar, yerleşmişler) Horasan
tarafından gelme ve Turanlı aslındandırlar.
Tanınmış oyun meraklıları zamanımızda ancak
düğün, bayram gibi özenli vesilelerde dikkatle
eskiye uygun millî yerli elbiseler giyindikleri
için, başka arkadaşlık toplantılarında şundan
bundan oyun resimleri çekilmemelidir. Çünkü göz
için pek karışık ve ifadesiz anlar alınmış
olmaktadır. Bunlar, seyirlik değil, kendi
aralarında anlar, idmanlardır.
Erzincan'ın akran arası oyun tutuşmalarında
bayram ve düğünlerdeki gibi millî giyim özeni
yoktur.
ERZURUM BARLARI:
Baş Bar, Tikine Barı (Dikine Bar), Sekme Barı,
Hoşbilezik Barı, Kürdün Yaymanı Barı, Daldalan
Barı, Aşırma Barı, Dello Barı, Nari Barı, Kürt
Barı, Temirağa Barı, Bitlis Barı, L'vik Barı,
Hozan Dağı Barı, Tortum Barı... Her birinin ayrı
havaları ve bazılarının türküleri vardır.
Adların sonundaki Bar kelimesi birliktelik
anlamıyla sadece dans demek olduğu için bu oyun
adları, mahallinde eksiz olarak bazen kısaca da
kullanılırlar: Hoşbilezik, Sekme gibi. Kimisi de
Anadolu'nun başka taraflarında Halay, oyun
ekleriyle vardır: Düz Bar, Düz Halay, Düz Oyun,
Düz Horan gibi ki, tertipçe aralarında bölge
uzaklığı nispetinde hasıl olmuş görülen farklara
rağmen geçmişteki şekil birliğini buluşturmak
üzere karşılaştırılarak incelenmeleri de doğru
olur. Yani "genel olarak" oyun anlamındaki ek
tabirler birer genel etiket olup dil modaları
halinde geç asırlarda becayişe uğramışlar,
meselâ Düz Yallı, Düz Raks denildiği bile
olmuştur. Buna göre bütün eklerin yerini günün
birinde "dans" etiketi tutarak meselâ Düz Dans
denilebileceği akla gelir. Bütün önem özel
adlarda ve onların etimolojilerindedir. Bazı
çeşitlerin geç yüzyıllardaki Türk tertiplerinden
olduğunu adlardan anlamak herkes için kolaydır.
Meselâ, Temur Ağa Barında Temurtaş Paşa'nın adı
yaşatılmıştır. Bu paşanın ünü cidden çok müessir
(etkili) bir şekilde Erzurum folkloruna
sinebilmiş görünüyor. Paşa'nın Telli Nig'r
isminde bir gözdesi varmış ve hakkında şöyle
demiş:
Demirim, aslım Türk işi
Seninle kuram savaşı
Koy Nig'r'ı kurtar başı
Git Köroğlu kıymam sana
Elbet Köroğlu'nun da cevabı hazır, o da
söylemiş, söylemiş de neticede dayatıvermiş;
"Koymam sana Nig'r'ı Temurtaş Paşa". İşte bu söz
çarpışması kılıçlarla dans halinde oynanır.
Hançer Barı da dilber bir kadın için döğüşen iki
sevdalının hikâyesiymiş.
Görülüyor ki dikkatle derlenmesi gerekecek oyun
rivayetleri "yalnız Artvin'de 60'tan fazla oyun
çeşidi yaşadığı" gibi günlük rakamlara inhisar
etmemektedir. Menşe rivayetleri daha sabit
kalabileceği halde, aynı Artvin'de meselâ üç yüz
yıl önce belki de 300 oyun çeşidi bile vardı!
Menşe rivayetleri yaşatıcı manevi gücüyle
tarihle de bazen beslenebileceğine göre, bu işin
üzerine düşülmelidir. Her yerin oyun sayıları
yıldan yıla azala azala günün birinde maazallah
(Allah saklasın) sıfıra müncer olmasın. Şimdiki
halde Erzurum oyunda en zengin ve gürbüz kalan
bölgelerimizden biridir.
Bütün davul zurnalı Türk sıra oyunları gibi
Erzurum'dakilerin de ana örnekleriyle Horasan
tarafından ilk sahipleri elinde gelmişliğini en
başta "aksak tartımlar" yüz yıllardır davul
zurnalarla haykırıp durmuş, oyalı adımlar her
inancı topraklara işleyip sindirerek
mıhlamıştır. Bunların tümüne birden ister Bar
de, ister Halay de, ister Alay, Yallı, Depki,
Horan, Raks, Oyun yahut Türkçe'nin en alt
tabakasında yatan Büyi'yi diriltebilerek öyle
de, bunlardan her hangi birisi "genel etiket"ten
başka bir şey sayılmayacaktır. Hoşbilezik Oyunu
desen de olur, Hoşbilezik Dansı desen de olur.
Karslılar hoş bir yol tutmuşlar: Bar, Halay,
Yallı, Oyun, Horan etiketlerinin hepsini
kullanıyorlar. Esasen bar denilince sadece Sıra
oyunu gibi inhisarlı (sınırlandırılmış) bir mana
anlaşılmaz. Kelime, dans demektir. Erzurumlular
raks dememek ve oyunun ikinci anlamlarındaki
iltibasa (karışıklığa) meydan açmamak üzere Bar
etiketini tercih ettiler. İlk fatihlerin bütün
Türk dünyasındaki en eski göreneğe göre "büyi"
demiş oldukları pek tabiî idi. Anadolu'nun en
eski Türkçe metinlerinde XVI. yüzyıla kadar bu
tabir ve büğmek (raksetmek) fiili vardır.
Şimdiki bükmek, bükülmek fiilleri asılda aynı
şeydi her halde.
Erkek Barları arasında taşradan gelmeliği
anlaşılan (fakat yerli zevke göre düzene
çekilmiş olan) Tanzara, Köçeri (Koç eri),
Köroğlu gibi çeşitler de yer aldığı gibi, çoğu
türkülü olan bölge kadın oyunları da
gelenektendir: Üçak, Kosalama, Tatyan.
Çoğunlukla bilinip en çok oynanan Barlar,
Hoşbilezik, Dello, Timurağa, Hançer Barı, Köçeri
ve Köroğlu'dur. Bunlardan Köroğlu kılıçlarla
oynanır. Hançer Barı ellerinde hançer bulunan
iki kişi tarfından yürütülür: Bazı marifetli
oyuncular sekiz on hançerle, hem de her
parmağında bir bıçak döndürerek oyun
gösterirlerdi.
Sabit tertipli her sıra oyununun bir
değişmezliği bulunduğu halde, figür ve
hareketleri zamanla ufak tefek katım veya
kesintilere uğramış, çocukluktan ihtiyarlığa
kadar bu küçük değişimler gözle görülüp
zamanımızda anlatılmış geçen yüzyıllar adına da
bu bilgiden istintaçlarda (sonuç çıkarmalarda)
bulunulabilmiştir. Bilhassa başka şehirlere
yayılışta her sıra Barı daha da farklı haller
edinmiştir. Öyle ki, meselâ Erzurum'daki Hakk'ri
Barı'nı oradan gelme saymaktan ziyade Erzurum'un
oraya ismen bir ithafı addetmek daha doğru olur
.
Barlar düğün, millî bayram, Hıdırellez, Nevruz
gibi günlerde, hafta tatillerinde, özel gece
toplantılarında oynanır. Şehrin Köşk,
Abdurrahman Gazi, Kavak, Cirit Meydanı gibi
mesire yerlerinde yazın bu Barları çevirenler
sık sık görülür. Köşk'te hemen her gün Kavak'ta
eskiden cumaları, şimdi Pazar günleri, ziyaret
günleri Türbe'de aşağıdaki dere boyunda takım
takım oyuncular görülür. Öyle ki, bazen on,
onbeş davul zurnanın yer yer çaldıkları duyulur.
Birkaç oyundan sonraki fasılada (arada) davulcu,
davulu yere yatırıp kucağına alarak parsa
toplamağa bakar. Deri üstüne önce oyuncular para
atar, sonra seyircileri dolaşır. Eğer birisinin
şerefine oynamışlarsa, parayı o kimse verip,
oynayanlarla seyirciler artık bir şey vermezler.
Barlar, Erzurum'a civar vilayetlere hemen
tamamen geçerek, nispeten kolay öğrenilenleri
oralarda revaçta kalabilmiştir. Bunların başta
gelenleri Hoşbilezik, Dello ve Timurağa'dır.
Civar şehirler arasında en çok Dello ve Köçeri
rağbettedir. Bunlar oralarda hem daha kalabalık
sıralarla, hem de farklıca figürlerle
yürütülürler.
Dello ile Timurağa bir ara ihmale uğrar gibi
görünmüşlerdi. Fakat, Meşrutiyet'ten sonra
tekrar parladı. Öbürlerinden fazla gün görür
oldular. Balkan Harbi, I. Dünya Harbi ve
Mütareke yıllarının türlü gaileleri
(sıkıntıları) arasında heves ve neşe, tabiatiyle
kırıldığından oyunlar epey ihmale yüz tuttu.
Oyuncular hayli azalmıştı. Böyle zamanlarda oyun
cephedeki asker arasındadır. Her hangi en küçük
dinlenmenin fırsatını kollayan Erzurum
delikanlıları Barlarını çevirerek ruhlarını
dinlendirmeye can atarlardı. Düğünlerde oyunu
idare edecek Barbaşılar o yıllarda güç bulunur
olmuştu. Düğün sahibi mevcutları araştırıp
hususi davet ve ricalarla güçlükle düğün yerine
getirtebilirdi. Yarım asır öncelerin ünlü
barbaşıları hâlâ yaşlılarca ad ve hüviyetleriyle
anılıyorlarmış. İstiklâl Savaşı'nın taze sevinci
ve zaferlerin neşesi Barları yeni baştan
canlandırdı. Cumhuriyet devrinde rağbet daha da
arttı. Hevesliler, oyunlu müsamereler çoğaldı.
Ankara'nın ora oyunlarına ilgi gösterir olması
ve festivallerde kazanılan derecelerin
üstelenmesi canlanışı büsbütün körüklemişlerdir.
Aşşahdan Gelirem (aşağıdan geliyorum), Kavak,
Çift Beyaz Güvercin, Atın Üstünde Eğer ve Bir
Taş Attım Çekile gibi türkülü kadın oyun
çeşitleri ile, erkeklerin Sekme ve Aşırma
adlıları gibiler yine başkadır, Bar değillerdir.
ERZİNCAN OYUNLARI:
Erzincan merkezinde kadınlara mahsus olarak
Sedir Kenarı, Çayırın Ten Yüzünde ayrıca iki
kadın tarafından yürütülen Bezdik Oyunu, kadın
erkek iki kişilik Karşılama (ki oturak
oyunlarındandır), 2-20 kişilik davul zurnalı Düz
Bar, kadınlara mahsus Hürünü Oyunu vardır.
Köylerden meselâ Ciminli köyünde Eminem ve Çil
Keklik oyunları gün görmüştür.
Kemah'ın Kerer köyünde davul zurna desteğinde
yürütülen ve yerin genişliğine göre 5-10 kişi
tarafından Temürağa veya Düz Ayak oynanır. Tan
köyü halkınca Düz Ayak ve Karşılama kez'
oynanılır.
Yukarı Mahalle köyünde 3-10 erkekle ve sazla
Efeler Oyunu yürütülür. Yarı sportif mahiyette
olarak Bucu Oyunu bazı köylerde hâlâ tanınıyor.
Bektaşilikle yüzyılları aşan köylerde kadınlı
erkekli oyun göreneği şimdi folklor orijinalliği
halinde günümüze intikal etmiş bulunuyor.
Erzincan'ın kuzeybatısına düşen Şebinkarahisar
(Şarki Karahisar)'da bir Tamzara oyunu bilhassa
var ve tanınmıştır. Önce yayılmış ve sonra
çeşitlenmiş oyunlardan biridir. Tamzara oyununu
Harput, Eğin ve kuzeyden Giresun bölgeleri hep
bilirler. Fakat, yayıldıkça çeşitlenmeye
uğradığında da hiç şüphe yoktur. Yer adı olarak
Tamzara, Şarkî Karahisar'ın kuzeyine düşen on
altı kadar köylük ve dağlıklar arasına düşen bir
bucaktır.
Erzincan'da Bayburt ve Trabzon oyunlarının
etkisi tanınmıştır. Elazığ, Malatya, Sivas,
Erzurum ve hatta Kars'tan da hatıralar edinip
yaşatmıştır.
Halay Anadolu'nun her yerinde vardır. Kürt, bir
avuç idiyse, Halay bilakis Anadolu ölçüsündedir.
Gezgin bir iki oymağa gelince, bunlar
obalılardır. Meselâ Şakaklılı denilenlerin
lehçesi bir hoş olmakla beraber Türkçe'nin bir
şivesidir. Kürt değil, göçebedirler. O bölgede
yerleşik halk Alevî geleneğini yürütmüş olup
Türk'türler. Bektaşiler de k'milen Türk'tür.
Kuro Kürtleri dağlarda yaşayıp yazın göçebe
olurlar. Mezhep çatallanmışlığına rağmen bütün
sekene (oturanlar, yerleşmişler) Horasan
tarafından gelme ve Turanlı aslındandırlar.
Tanınmış oyun meraklıları zamanımızda ancak
düğün, bayram gibi özenli vesilelerde dikkatle
eskiye uygun millî yerli elbiseler giyindikleri
için, başka arkadaşlık toplantılarında şundan
bundan oyun resimleri çekilmemelidir. Çünkü göz
için pek karışık ve ifadesiz anlar alınmış
olmaktadır. Bunlar, seyirlik değil, kendi
aralarında anlar, idmanlardır.
Erzincan'ın akran arası oyun tutuşmalarında
bayram ve düğünlerdeki gibi millî giyim özeni
yoktur.
EŞKİYA HORONU:
Giresun'dan Şebinkarahisar ilçesinin Turpçu
köyünde erkekler tarafından davul zurnayla
oynanır.
EVİM NİM NAY:
Erzurum'dan Çat ilçesinin köy oyunlarındandır.
Adını türküsünden almıştır. Sazsız olarak hep
bir ağızdan türküsü çağrılarak oynanan
Barlardandır. Bu eski oyunu 8-10 kadın dizi
kurup yürütürler. Köylü arasında bağlılık ve
sevgiyi artırır.
EVLERİNİN ÖNÜ:
Sivas'ın bilhassa Çelebiler köyünde kadınlı
erkekli yürütülen Halay'dır. Türküsü çağrılarak
çekilir. Musiki pentatoniktir.
İki gruba ayrılan oyunculardan bir kümenin
söylediğini ikincisi tekrarlar. Ele ele tutuşup
hilâl şeklinde dizilmişlerdir. Sıradakiler önce
sağ ayağı bir adım ileri atarlar (Dizinin
cephesi yarım sağa dönmüştür). İkincide sol ve
üçüncü zamanda sağ birer adım ileri atılır.
Dörtte sol ayak sağın yanına getirilir. Beşte
yine sol ayak kısa bir adım sola geriye atılır.
Altıncı zamanda sağ ayak solun yanına
getirilerek yere vurulur. (Halay dizisinin
cephesi başlangıçtaki vaziyetine gelmiştir.)
Evlerinin Önü Halayı'nın başka figürü yoktur.
Eller Bırakıldıktan sonra da oyun aynı şekilde
devam eder. Yalnız, yürüyüşten sonra sağ ayak
solun yanına getirilince el çırpmaları yapılır.
Kolların eller bırakıldıktan sonra hareketi "Düz
Halay" da olduğu gibidir. Bu Halay'ın davul
zurnayla oynandığı hiç işitilmemiştir. Pek
nadiren kavalla yürütüldüğü olur.