
Türk Halk Oyunları
A -
B -
C - Ç -
D -
E -
F - G - H -
I - İ -
K -
L -
M -
N -
O -
P -
R -
S -
Ş - T -
U -
V -
Y -
Z
OYUNLARIMIZIN TOPLU TASNİFİ:
Yurt oyunlarının üç esas unsuru olan "Oyuncu,
Çalgıcı ve Oyunlar" maddelerini bazı özel
şartlarıyla bir arada dikkate alabilmek için
önce "Oyuncular" bakımından şu yolda bir üçlü
tarif üzerinde durmak doğru olur:
1. Erkeklerce oynananlar
2. Kadınlarca oynananlar (kadın oyunları)
3. Kadın - erkek karma oyun çeşitleri.
Karma oyun yürütülebilmesi için Doğu Anadolu'da
en başta yakın akraba olmak şarttır.
Dört bir bucağımızda (yurt köşesinde) delikanlı
zümrelerine verilegelmiş sıfatlar, onların
oyuncularına da ş'mildir (oyuncularını da
kapsar). Ege'nin efe'si, Karadenizin uşağı,
Erzurum'un dadaşı, kendi oyunlarının da
karakterlerinden sorumlu kaldılar. koçaklık da
öyledir.
Oyunların eşlik zemini olarak çalgı takımları
dört bir bucağımızda şu suretle as çok
kümelenebilmişlerdi. Yukarı illerde yanı Kars,
Erzurum, Karaköse (Ağrı) ve dolayları da oyun
çalgısı meydanlarda (açık havada) her çeşit için
davul - zurnadır. Kapalı yerde oynanılacaksa
davul - zurnanın yerini "meyi (mey)" ile
"dömbelek" çalgılarından bazen yalnız biri alır.
Odada davul - zurna vurulması kulağı yorar.
"Davulun sesi uzaktan hoş gelir" atasözü bu
zorluğun eski ifadesidir.
Bütün yurtta "davul" t'birinde maksat
zurnalarıyla birlikte çalan takımdır. Erzincan,
Sivas, Çorum, Artvin, Van, Muş, Hakk'ri ve
yörelerinde çalgı takımı yine davul - zurnadır.
Urfa (Şanlıurfa), Mardin, Diyarbakır, Maraş
(Kahramanmaraş), Gaziantep ve dolaylarında
darbuka ile telli sazlar hâkimmiş gibi görülürse
de asıl çalgı yine davul - zurnadır.
Viçe (Fındıklı'nın eski adı), Hopa, Pazar,
Arhavi ve civarlarında "tulum" hâkimdir.
Sahilden Zonguldak ve Ereğli köylerine
gelindikçe, içerlerden de meselâ Kastamonu'ya
doğru telli sazların bugün çoğaldığı görülür.
Giresun ve Ordu yörelerinde kez' kes'fet
(yoğunluk) vardır. Şimdiki durum böyledir.
Oyunlara da gün görebilen (rağbet edilen)
çalgılar eşlik ediyor.
Ege'ye kadar ki bucaklarda en tabiî açık hava
çalgısı yine davul - zurnadır. Odalarda telli
sazlar iş görür. Rumeli'de de öye (Trakya
dahil)...
Oyunlar:
Yurt oyunları ana çizgilerine göre şöyle bir
tasnife bağlanabilir:
1. Nanaylar,
2. Halaylar,
3. Yallılar,
4. Zeybekler,
5. Barlar,
6. Horanlar ve Horonlar,
7. Tek oyunlar,
8. Silâhlı oyunlar.
Cümlesi (tamamı) birbirinden dallanmış ve
zamanla aralarında tekrar etkileşmiş görünüp,
özelliklerini şöylece özetleyebiliriz:
1. Nanaylar:
En ağır oyunlar bunlardır. Çalgısız, yalnız
türküsüyle ve kadın - erkek birlikte oynanılır.
"Nanay" adı, türkülerin kıta aralarında geçen
"nanay nay nanay" gibi nakaratında kin'yedir
(dolayıdır). Oyuncular serçe parmaklarla
tutuşurlar iç içe halkalar hâlinde 40 - 50 kişi
tarafından yürütülebilir. Oyun başı, önce bir
mısralık türkü söyler. Sonda bütün oyuncular
aynı mısrayı tekrar ederler. Bazen de türküler
kız ve erkeklerin karşılıklı atışmalarıyla
söylenir. Buna yukarı illerde Hakışta (veya
Akışta) adı verilir.
2. Halaylar:
Düşünülmüş bir iki etimolojik iz'hına rağmen
halay t'biri, oyunun belirli anlarında bir
ağızdan oyunculara yükseltilen ve çeşitlenmeyen
"Yalah hey!" ünleminden bozulmadır.
Bu grup oyunlar, ekseriyetle erkekler tarafından
oynanır. Çalgısız, yalnız türküyle yürütülen
çeşitleriyle de karşılaşırlar. Kadınlı - erkekli
karmaları kez' (böylece) vardır. Erkek halayları
hareket bakımından Hanay ve Yallı'lardan daha
hızlıdır. Daha ziy'de Sivas, Çorum, Erzincan ve
yöresinde hâkim görülüp Karadeniz ve Akdeniz
taraflarının bazı dar noktalarında da herhalde
zamanla bu yolda azalmış olarak gölgelerine rast
gelinir. Sıralanışta, bu oyunlarda çoğu zaman
bel ve ellerde tutunuşlarla karşılaşırız.
3. Yallılar:
Çalgılı çalgısız (yani yalnız türküyle)
oynanabildikleri gibi, kadınlı - erkekli
yürütülen çeşitleri de vardır. Omuzlardan
tutunularak oynanırlar. Tempo bakımından
nanaylardan daha hızlıdır. Bu grup oyunların yer
adlarıyla nispetlendirildikleri görülür: Iğdır
Yallısı, Çıldır Yallısı, Süregelen Yallısı gibi.
4. Zeybekler:
Ege bölgesinde son merhalede mütek'sif
(yoğunlaşmış, sıklaşmış) kaldıkları için bunlara
"Ege Oyunları" genel adını münâsip (uygun)
görenler (itib'rî surette) bulunmuştur. Ege
bölgesi ile Balıkesir dolayı ve Kastamonu
havalisi bu zümreye dahildir. Fakat, en uzak
bucaklarda yer yer kalıntıları görülür. Adı
geçen yerlerin oyunlarını öbürlerinden ayrı
tutan baskın özellik şudur: Ege oyunları el ele
tutuşmazlar. Oyuncular ayrı ayrı, fakat cümlesi
(hepsi) aynı tempo ve figürlerle, hem de tam bir
beraberlik içinde oynarlar. Öbürleri genel
heyetiyle göze çarptıkları halde, bunlarda her
oyuncu ayrı ayrı dikkati çeker. Birliktelik
içindeki bağımsızlık âdeta ferdin yiğitlik
güvenini canlandırır. Neticede oyuncunun
şahsiyet etkisi de oyunda fazlasıyla kalır
(hissedilir).
5. Barlar:
Doğu Anadolu'nun üstün durumdaki oyun çeşitleri
bu zümredendir. Barlar ve az sonra anacağımız
Horonlar (ve Horonlar) en canlı ve hızlı
oyunlarımızdır. Sırf (sadece) erkeklerce
yürütülürler. Oyuncu sayısında en kalabalık
olanlar bu türdendir. Tutunuşta çeşitlilik
vardır. Bazı oyunlarda kişi sayısı tahdide
uğramış (sınırlandırılmış) bulunmakla beraber,
bazılarında kayıt yoktur ve olmayacaktır.
6. Horanlar ve Horonlar:
Giresun'un epey batısında Trabzon'un batı
köylerine kadar ki bölgenin Horan denile sıra
oyunlarıyla Trabzon doğusunun Horon denilen
çeşitleri arasında bazı ted'hüller (birbirine
girmeler) kaydedilmiş olabilirse de, karakterde
coğrafya şartlarına uygun farklar vardır. Horan,
bilinen en eski yazılı iml'dır. Kırım Türklerini
"koran" adlı sıra oyunları kez' (böylece)
çağımıza kadar ulaşabilmişlerdi. Horon
kelimesine gelince; bu, horom gibi apayrı bir
oyun adından muhavveldir (kalmadır,
değiştirilmiştir).
En doğu Karadeniz topraklarımızda gün gören oyun
çeşitleri grubu Horonlardır. Horanlar ise
Halaylara daha yakın kalarak orta Karadeniz
köylerinden bazen içerilere kadar davul -
zurnayla yürütülmekte devam edegelmişlerdir.
Adında olduğu gibi icra göreneğinde de eskilik
horonlarda daha mahfuz () kalmış görünmektedir.
7. Tekli oyunlar:
Bu zümrede (grupta) pek hoş oyunlar vardır. Üç
kısma (bölüme) ayrılabilirler: a) Erkek
oyunları, b) Kadın Oyunları, c) Kadın - Erkek
karışlıklı oynayanlar. Sayıları hayli
kabarıktır.
8. Silâhlı oyunlar:
Oyuncuların elinde kılıç - kalkan, hançer, bıçak
gibi silâhlar bulunarak sırf (sadece) erkekler
tarafından oynanırlar. Her şekli ayrı bir
(kahramanlık) ruhu taşır. Yurdun dört bir
bucağında bunlardan vardır. Birkaçının adlarını
hatırlatalım:
Kılıç - Kalkan Oyunu ki birçok çeşitleri vardır:
Köroğlu, Zincirli Köroğlu, Bıçak Oyunu: Hançer
barı gibi.
ODUNCULAR:
Erzurum'un bar dışı türkülü oyunlarındandır.
Adını oyuna da verdiren sözlerinde oduncu tasvir
edilip övülür.
ONBAŞI OYUNU:
Sivas'ın Divriği ilçesinin Ovacık köyüne has ve
herhalde ithafının (onbaşı adını taşımasının)
şahsî bir sebebi bulunan pek yöre malı bir
çeşittir. 10 - 15 erkek sıra kurup davul -
zurnayla yürütür. Adını "Onbaşı Halayı"
denilmeyişi de yenice bir tertip olduğu
intibaını (görüşünü, kanaatini) uyandırmaktadır.
O OLMASIN BU OLSUN:
Erzurum'un iki Dadaş tarafından karşılıklı
yürütülen barlarındandır. Biri kızı, öbürü onun
nişanlısını temsil eder. Azerbaycan'a ait bu
oyuna Dadaşlar kendi hususiyetlerini (özel
zevklerini) katmışlar, hareketlerini daha ziy'de
Hançer Barı'na benzetmişlerdir. Oyunda oturma ve
koşma yoktur. Boş olan eller, oyunun
hareketlerine katılır.
ORSA:
Samah oynanırken çiftin birini oyundan kesip
yerine oyuna geçmeye tahtacılarda böyle
denilirdi:
ORTACALA:
Kars'ın bar çeşitlerindendir.
ORTANCIL:
Oyun dizisindeki yeri ortada olan halaycıya
Çorum'da böyle denir.
ORTA OYUNU:
Bursa köylerinde "Orta Oyunu" adlı bir raks
vardır.
Samsun'un Ladik ilçesinde "Orta Oyunları" tek
kişi tarafından veya toplu olarak (2, 4, 6
kişi), kadın - erkek birlikte yahut her cins
kendi meclisinde olmak üzere yürütülürler.
Malatya'nın K'hta ilçesindeki (şimdiki Adıyaman
iline bağlı) başlıca üç oyundan biridir: Halay
(hızlı ve ağır), Orta Oyunu, Simsin Davul -
zurna yahut rubap (rebap) ile bağlama ve kaval
eşliğiyle oyanırlar. 20 - 30 kişilik
birlikteliklerle kol kola yürütülürler. Simsin
hariç, diğerleri kadınlı - erkekli karma
yapılır.
OSMAN AĞA:
Van'ın Edremit ilçe merkezinde kadın
katılmaksızın 3 - 30 erkeğin davul - zurnayla
yürüttükleri dört sıra oyunundan biridir.
Öbürleri şunlardır: Şehriban, Tanzara, Güven.
Bir Van türküsünden tek kıtayı teberrüken ()
alıyoruz:
Aşağıdan gelir davul sesi
Başına bırakmış altundan fesi
Aman küçük Ayşem gel insaf eyle
Kollarım bağlıdır merhamet eyle
Kadınlar da bu gibi türkülerle kendi şehirli
meclislerinde oynayıp eğlenirler. Erkek oyunları
daha tahammül (dayanıklılık) ve idmana muhtaç
çeşitlerdir. Menkıbelerin masalıymış gibi açık
bir celâdet (yiğitlik) havası içinde gelişip
giderler.
|
OSMANLI:
Zonguldak'ın Safranbolu
ilçesinde (şimdiki Karabük iline
bağlı) iki erkek ve bir kadın
tarafından yürütülen eğlenceli
bir oyundur.
|
|
|
|
OTURAK:
Kütahya'da bu isimde bir oyun vardır. Adını
"Oturak Âlemi" denilen delikanlı meclislerinde
orta raksından almış olabileceği sanılmaktadır.
Oturulduğu yende oynamaktan kalmalığı da
muhtemeldir.
OTURARAK OYNAMAK:
Böyle bir oyun yeryüzünde Türklerden başka
kimsede mevcut olmamıştır. Elazığ'da "şeve
kırmak" oyunu da bu tiptendir. Fakat, alttaki
minyatürdeki gibi, çeşidin kıdemi (eskiliği)
İstanbul için de kayıttadır ve boldur.
OVA YELLEMESİ:
Yozgat oyunlarından olup, adını yerlisi "Uva
Yanlaması" şeklinde de söyler.
|