ARHAVİ İLÇESİ HALK OYUNLARI
Yazar Kemal Özbıyık

MEMET’İNA
Arhavi halkoyunları içine yerini almış olan
Memet’ina kız-erkek karma olarak oynanan
oyunlarımızdan birisidir.
Memet’ina oyunu figürlerini tarlada yapılan
belleme imecesinden almıştır.Oyunun başlangıç
figürü bele ayak basımını temsil etmektedir ve
oyunun da temel figürüdür.
İmece sırasında evli ve abla-yenge konumunda
bulunan bayanlar bekar erkek yakınlarına da
evlenebilecekleri kız bakmaktadırlar.Kızın fizik
güzelliği yanında çalışkanlık önde gelen
özelliklerden biridir.
Bu oyun hakkında Sn Musa KazımYücel
Özbirinci’nin notu; “Bence bu oyunda
Mısır ayıklama ve “okurçolu” da
canlandırılıyor.”Okurçolu” elle yapılan bir
işlemdir. Ancak oyunda el hareketleri ayağa
uyarlanmış ve vucüt şekli de buna
uydurulmuştur.Erkekler gurbet sonrasında
(hasattan sonra) memlekete gelirlerdi.
Buradaki türkünün de aslında oyunla çok ilgili
olmadan söylenmiş olduğunu düşünüyorum.
İmecede verilen molalar oyunun türkü bölümünü
temsil etmektedir. Genellikle erkek ve
bayanların birlikte bulundukları imecelerde
sesin daha duyulur olması nedeni ile erkekler
türkü söylemektedirler.
Bu oyunun türküsü de mısır tarlasında yapılan
bir imeceye aittir. Erkekler kızları hicvederek
kazalım tarlaları ,
atalım tohumları,
mısırlar yeşerecek ,
çalışkan insanlar ,
öldüklerinde ,mezarında
çiçekler açacak
Anlamının çıkacağı şeklinde sözler olup çalışkan
ve yardımsever insanların öldüklerinde bile
ödüllendirilecekleri ve mezarının çiçek bahçesi
gibi güzel olacağı anlatılmaktadır.
Bir türküde ölüm temasının geçmesi ölümden
sonra yeniden doğuş (reenkarnasyon olayı)
gerçekleşeceği anlamı da taşıyabilir.
NARİNA
Narina oyunu Arhavi’nin Dikyamaç köyünde
oynanmaya başlanmıştır. 1979 yılında
arkadaşlarım Mehmet Numanoğlu’nun nişanı ve
Ahmet Tamtabak’ın düğünü için Ankara’dan
Orçaylılar Kültür Yardımlaşma Derneğinin erkek
halkoyunları ekibini götürmüştüm. Köyde orta
yaşın üstünde olan bayanlar bu oyunu
oynuyorlardı. Süre olarak figür tekrarı yaparak
çok uzun oynuyorlardı. Ben misafir sayıldığım ve
oraya Halkoyunları ekibi götürdüğüm için onları
izleyebildim.
Oynayan bayanlarla konuştum, bu oyunu ne
zamandan beri biliyorsunuz. Size kimler öğretti
diye sorduğumda, çok eskiden beri bu oyunu
oynadıklarını ve Çerkez bir gelin tarafından
öğretildiğini söylediler.
Ben de oyunun figürlerini ezberledim. Bir kâğıda
figürleri çizerek notlar tuttum ve Ankara’ya
gelince oyunun geçişlerini yaparak Arhavi
oyunları içinde yerini almasını sağladım.
Oyun bir beğendirme oyunu olup türkü eşliğinde
oynanmaktadır. Türkü sözleri de doğaçlama olarak
bayanlar tarafından söyleniyordu. Dikyamaç
köyünde duyduğum mısraları iki dörtlük olarak
kayıt altına aldım ve oyunculara bu iki dörtlüğü
ezberlettim.
Dere tepe gezerim de
Tepede gül dizerim.
Ben babamın evinde de
Böyle nazlı gezerim.
Tepenin arkasında da
Ay mısın güneş misin?
Söyle bana sevdiğim de
Benden geçecek misin?
Bu iki dörtlükteki sözler anonim olup
daha sonra;
Düzden sonra tepelik de,
Yolun sonu dikenlik.
Çamın altı çimenlik de,
Konup seni beklerim.
Tepede gül kalmadı da,
Derede su kalmadı.
Gönderdim ben dedemi de,
Baban seni vermedi.
Tepeden ay görünmez de,
Işıksız köy seçilmez.
Severler sevilirler de,
Dere büyük geçilmez.
Dörtlüklerini de ben, yazarak okunmasını
sağladım.
Oyun adını NARİNA koydum
ancak bu sözlerin ikinci mısralarından sonra;
Rinanay nay, rinanay rinanay nay nay rinanay
nay. Şeklinde nakaratı bulunmaktadır.
SARI ZAMBAK
Sarı Zambak oyunu Arhavi’de düzenli olarak
oynanmakta olduğu ancak oyunun bir adı olmadığı
ve Arhavi ekibi kurulduğunda o zaman ekipte
olanlardan birinin “Bu oyunun adı da SARI ZAMBAK
olsun” demiş ve bundan sonra bu oyun bu adla
oynanmaktadır. Kız erkek karma olarak türkü
eşliğinde oynanmaktadır.
Bu oyun Arhavi dışında oynandığında Rahmetli
Yaşar Turna’nın güftesi olan;
Arhavi’den biz gelduk, Arhavi’den biz gelduk
Bu geceyi şenlettuk, bu geceyi şenlettuk.
Bir tanesinden başka, bir tanesinden başka,
Hepsini kardeş ettuk, hepsini kardeş ettuk.
Şeklinde türkü söylenirdi.
Yaylanun çimenine ,yaylanun çimenine,
Koyverdum keçileri,koyverdum keçileri.
Merak etme sevduğum, merak etme sevduğum,
Gönderdum elçileri, gönderdim elçileri.
Kizilağaç fidani, kizilağaç fidani,
Göğe mi çikacaksun,göğe mi çikacaksun.
Evlen de murat eyle, evlen de murat eyle,
Bekar mi kalacaksun, bekar mi kalacaksun.
Komik bir örnek dörtlük;
Portakal ağacında ,portakal ağacında,
Bi limon bi portakal, bi limon bi portakal.
Bizi seven kizlarun, bizi seven kizlarun,
Biri kör biri topal, biri kör biri topal.
ARHAVİ CANLISI
Bu oyun figür özellikleri olarak Karadeniz oyunu
görünümündedir. Arhavi’nin sahil şeridinde
olması nedeni ile hem Artvin oyunlarından hem de
Karadeniz oyunlarından etkilenmesi doğaldır.
Oyun kemençe veya tulum eşliğine
oynanabilmektedir. Çok hareketli bir oyun olup
Karadeniz oyunlarından olan Üç ayak oyununa
benzemekte olup küçük farklılıklar
göstermektedir. Günümüzde gençler tarafından çok
sevilen ve oynanan bir oyundur.
Hareketli bir oyun olması nedeni ile bu isim
Rahmetli Cengiz Günal ve rahmetli Yaşar Turna
tarafından verilmiştir. Figürlerin dizilişi
yapıldıktan sonra müziği Yaşar Turna tarafından
bir Trabzon türküsü olan “Gökte yildiz ay misun,
kemençeme yaymisun” müziğinden esinlenerek
kendine özgü olarak özel bir ritimle müziği
yapılmıştı. İlk zamanlarda sadece kemençe ile
oynanıyorken daha sonra Tulumla da oynanmaya
başlamıştır.
PAPİLAT
Oyun adını Arhavi’nin şimdiki adı Arılı olan
köyünden almaktadır. Bu köyün özelliklerinden
biri de tüm evlerinin köy düzlüğünde toplanmış
olmasıdır. Evlerin birbirine yakın olması doğal
olarak beşeri ilişkilerin de yoğun olmasını
sağlamaktadır.
Figürleri memet’ina oyununu andırır ancak biraz
farklıdır. Çok seri ve hızlı hareketlerle
erkekler tarafından oynanır.
Oyun öncesinde:
Papilat vur yerlerde,
İzi kalsın dizlerin.
Karşıkı tepelerde,
Yankılansın seslerin.
Dörtlüğü söylenmiş olup, oyunda türkü
söylenmemektedir. Düzlükte ayak izleri kalacak
kadar sert oynanmasını ve arada atılan naraların
karşı tepelerde bulunan köylerden duyulması
gerektiğini bu oyunu oynayacaklara
duyurmaktadır.
DAMAT BAĞLAMA
Bu oyun Laz ilçeler içinde sadece Arhavi’de
oynanan bir oyundur. Yetmişli yılların ortasına
kadar sahnede oynanmış ve ondan sonra uzun
yıllar oynanmamış ve unutulmuştur.
2001 yılında Ankara’da Bu oyunu daha önceden
bilen Ali Rıza Kababulut, Osman Kababulut, Cavit
Özkosif, İlyas Özkosif ve Musa Kazım Yücel
Özbirinci ile görüşülerek bu oyunun unutulmaması
ve gelecek nesillere kalması için yeniden
oynanması gerektiği vurgulandı
Figürler tek tek değerlendirildi. Musa Kazım
Yücel Özbirinci’nin onayından sonra 2001 yılında
Ankara’da Arhavi gecesinde Halkoyunları ekibi
tarafından sahnede oynandı.
Bu oyun belli kuralları olmadan düğünlerde Komut
verebilen insanlar tarafından da
oynatılmaktadır. Oyunun özelliği doğaçlama
söylenen sözlerle kiz tarafından birinin damadı
övmesi, aile birliğinin önemi konusunda sözler
söylemesi ve Kız tarafınca kavrulmuş fındık,
ipek mendil ve belli kişilere oyalı havlu
vermesi ile zenginlik kazanmaktadır.
Kız erkek karma olarak oynanmaktadır.
Ayrıca Oku
LAZLARIN
GERÇEK TARİHİ
LAZLAR, Laz
kültürü, laz halkı, laz tarihi
KARADENİZ
UŞAKLARI
Arhavi ve Artvin
Halkoyunu kıyafetleri
Arhavi kültürü: Tira
mola
Artvin halk oyunları
Artvin
Barı mı? Ata barı mı? Ermeni Barı mı?
Bar, Erzurum, Bayburt,
Gümüşhane, Artvin, Erzincan barları
Karadeniz
horonları , horan, horom ve hora kelimeleri
Lazlarda Evlilik
Gelenekleri, Evlilik, düğün, nişan
LAZİSTAN ETNOGRAFYASI,
Lazlar ve Laz kültürü
Karadenizin Atmacaları
Lazlar
Murgul Gürcülerinde
Halk İnanışları
Lazonada Bahar senligi:
Pagaralar
GELENEKSELLİK
VE MODERNLİK BAĞLAMINDA RİZE'DE DİNİ HAYAT
RİZE HALK OYUNLARI, Rize
horonları
Kolhis, Tanrılar diyarıTürk Halk Oyunları
A -
B -
C - Ç -
D -
E -
F - G - H -
I - İ -
K -
L -
M -
N -
O -
P -
R -
S -
Ş - T -
U -
V -
Y -
Z
|