|
|
|
LAZİSTAN MEBUSU OSMAN NURİ BEY (ÖZGEN)
- 1890-1943

Rize'nin Çayeli Kazası'na bağlı,Gündoğdu
Nahiyesi'nin Akpınar (Kalamoz) köyünde 1890
yılında dünyaya gelmiştir.Altı
kardeşin en büyüğüdür. Babası,Batum sınırlarımız
içerisinde olduğu zaman,orada fabrikası
bulunan,daha sonra Rize'ye
gelerek Belediye Başkanlığı yapmış olan,İsmailoğlu
Tevfik Bey,annesi de Cemile Hanım'dır.

İlkokulu Rize'de,orta
öğrenimini Trabzon Lisesi'nde tamamlayıp,daha
sonra İstanbul'a giderek imtihanla Mühendis
Mektebi'ne girerek İnşaat Mühendisi olarak mezun
olmuştur.Tatillerde babasının Batum'daki
fabrikasına giderek hem
çalışmış hem de gayet iyi derecede Rusça
konuşmayı öğrenmiştir. Ayrıca Fransızca lisanı
da mükemmel idi.Fevziye Kurtuluş
Hanımefendi ile
evlenerek,Cahit,Nahit,İbrahim,Saadet,Tevfik ve
Selma adlarında altı çocukları olmuştur.
Milli heyecan ve o günkü koşullar içerisinde
Vatan Meseleleri'ne kesinlikle ilgisiz kalmamış
ve o günkü deyimi ile
Lazistan Mebusu olarak Osmanlı Mebusan
Meclisi'nde bir müddet çalıştıktan ve Milli
Mücadele'nin zaferle sonuçlanmasının
ardından,birçok arkadaşı ile birlikte,Milli
Hükümet'in prensip ve davranışlarını
benimseyerek,Mustafa Kemal emir ve
komutasındaki hareketlere katılmak üzere
Ankara'ya gelmiştir.Osmanlı Meclisi Mebusanı'nda
çalışırken de gizli olarak,sık sık
Mustafa Kemal ile temaslar içinde idi.Milli
Hükümet'in prensiplerini benimseyen diğer
Mebuslarla birlikte,Beşiktaş'daki gizli
yerlerinde çok önemli toplantılar
yaparak,Anadolu Hükümeti ile bütünlüğü
sağlarlardı.Mustafa Kemal'in Anadolu'ya
geçmesini istediği Vatanseverler,Osman Nuri
Bey'in organizasyonu ile,o zamanlar boğazlara
hakim olan Rize'li taka sahipleri
vasıtası ile Anadolu'ya gönderilirdi.Bu görev
Osman Nuri Bey tarafından yürütülürdü. Ayrıca
birçok silah ve cephane de aynı
yolla Anadolu'ya kaçırılırdı.Anadolu'ya yine
Vatansever gönderildiği bir gün yapılan bir
ihbar sonucunda,Hüseyin Cahit ile
Yalçın Bey ve bazı arkadaşları,korkmaları ve
güvenemedikleri için,teslim olarak İngilizler
tarafından Malta'ya sürgüne
gönderilmiştir.Hüseyin Cahit Bey'in kendisine
ait hatıratında bu olaylar açıkça
belirtilmiştir.

Ankara'daki politik çalışmaları sırasında bir
taraftan Milli Mücadele'nin sözcülüğünü yapmış
ve bundan başka Yunus Nadi
nin çıkarmış olduğu Yenigün Gazetesi'nde;
* Anadolu'ya Tedip,
* Mecliste Gruplar,
* İlm-i Hayat-Nazar-ı İnkılap,
* Meclise sunduğu 1 nolu takriri ve bunlardan
başka daha birçok enteresan ve değerli yazıları
vardır.Bunlardan başka
Dr.Fethi Tevetoğlu'nun Türkiye'de Sosyalist ve
Komünist Faaliyetleri kitabı (1910-1960) sayfa
219 da;
" Çoktanberi Anadolu'dan gelecekleri beklenmekte
olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Elçileri'nden
fevkalade heyetin Tuapse
yolu ile Moskova'ya vardığı haberi Meclise
geldi.Bu heyet Atatürk tarafından seçilmiş
olup,başta Büyük Millet Meclisi İktisat
İşleri İcra Vekili Yusuf Kemal Tengirşenk ve
Hariciyeİşleri Vekili Bekir Sami,Lazistan Mebusu
Osman Nuri Bey,Müşavir
Dr.İbrahim Tali ve Seyfi Efendi'lerden
mürekkepti.Kafkasya yolu açılıncaya kadar,Sovyet
silah,cephane ve para yardımı
toplama ve transit merkezi Moskova idi.Karadeniz
kıyısındaki Tuapse'den Lazistan Mebusu Osman
Nuri Bey'in nezaretinde
motor ve vapurlarla Trabzon'a beşyüzbin altın
Ruble,silah,cephane ve Alman tüfek cephanesi
(1626 sandık) garp cephesinde
kullanılmak üzere Samsun ve İnebolu'ya
gönderilmişti". Bu aralarda çok mühim olan 1920
Bolu-Gerede-Düzce isyancılarına
bilhassa Osmanlı Hükümeti tarafından
vazifelendirilen Anzavur adlı kimse her gittiği
yerde halkı isyana teşvik etmekte
idi.Mustafa Kemal'in halkı teskin ve uyarması
vazifesi ile gönderdiği kimselerden bazıları
yakalanarak zincire vurularak
öldürülmüş,bir kısmı Bolu ve Düzce'ye
götürülmeleri sırasında dayanamayıp hastalanarak
ölmüş,sağ kalanlar ise devamlı
işkence görmekte idi.Bu durum devam ederken,1920
senesinde Mustafa Kemal tarafından değerli
Vatansever bu
arkadaşların kurtarılması için,Trabzon Mebusu
Hüsrev Bey,Gerede-Bolu Mebusları Şükrü ve Fuat
Bey'le birlikte
Lazistan Mebusu Osman Nuri Bey bu
seyahate,Rize'den getirttiği 250 silahlı
Vatansever'i de yanına alarak gitmiştir.Bu
heyetin vazifesi yörenin ileri gelenleri ile
konuşup nasihat etmek ve Milli Kuvvetler'e karşı
isyandan vazgeçmelerini istemekten
ibaretti ve başarı ile sonuçlandırılmıştı.Bu
heyetin Gerede-Bolu ve Düzce'deki vazifeleri
sırasında başlarından geçen olaylara
ve Lazistan Mebusu Osman Nuri Bey' e,Yunus Nadi'
nin"Kurtuluş Savaşı Anıları" adlı kitabının
289.sayfasından sonra
genişçe yer verilmiştir.
1923 senesinden sonraki Parlamento hayatına
girmemiş,Mühendislik
mesleğinde,Samsun-Çarşamba,Samsun-Amasya,Samsun
Sivas,Malatya Zonguldak,Ankara ve daha birçok
yerin demiryollarını,ortağı Abdurrahman Naci
Demirağ ile birlikte
kurdukları şirketleriyle yapmışlardır.En son
olarak da İzmir-Selçuk yolu üzerindeki,eskilerin
deyimiyle Cellat Gölü adlı
bataklığın suyunu,açtığı geniş kanallarla Efes
yakınlarından Ege Denizi'ne boşaltarak,şimdi
Cennet Ovası denilen ve
pamuk yetiştirlen büyük bir ova haline
getirmiştir.Bu işin sonunda Atatürk tarafından
mükafat olarak kendisine armağan
edilen bu Cennet Ova'yı ve okul olarak
kullanılmak üzere tüm şantiye binalarını yörenin
köylülerine bırakmıştır.Daha sonraki
yaşantısına İstanbul Göztepe'de aldığı köşkte
devam etmiş ve 14.12.1943 tarihinde İstanbul'da
vefat etmiştir.
Sahra-i Cedit Kabristanı'nda yatmaktadır.Ruhu
şad olsun.
|
Karalahana Bağımsız Karadeniz Gazetesi'nden makaleler:
Karadeniz Bölgesi haberleri
|
Çay, Türkiye'de en çok tüketilen içeceklerden
biri. Ancak çayın sofralara nasıl ulaştığını
yöre insanları dışında pek bilen yok. İnce Belin
Buğusu: Çay belgeselinin yönetmeni İsmail
Şahinbaş ile konuştuk.
Çay Belgeseli söyleşisi
|

Nasreddin Hoca ve 1555 Fıkrası
Nasreddin Hoca’ya bağlı olarak anlatılan
fıkraların hemen hemen tamamını içermektedir
Trabzonlu folklor araştırmacısı Dr.
Mustafa Duman'ın Nasreddin Hoca ve 1555 Fıkrası
kitabı, birçok alanda,
Türkiye’de ve Dünyada ilk olma özelliğini
taşımaktadır.
| |
|
| |