
1984-85 sezonunda “küme düşmesinler yeter” denilen bir takım ile yola
çıktık. Biz rakiplerimiz kadar şöhrete sahip değildik. Ama İçimizdeki
his ve ruh onlardan üstündü. Yöneticilerimiz, taraftarımız ve futbolcu
kadromuzla el ele verip, o şöhretli takımları geride bırakıp şampiyon
olduk.
Fatih Sultan Kar
1982 yılında Rizespor Amatör Takımdan “A” takım
kadrosuna alınarak profesyonel sözleşme imzalanan Harun Rizespor’un
değişmez sol beki, rakip forvetlerin korkulu rüyası olmuştu. Sergilediği
futbol ve mütevazı kimliği ile yeşil- mavili taraftarların gönlünde taht
kurmuştur.
O2.08.1881-31.12.1983 tarihleri arasında Rizespor Kulübü Başkanlığı
görevini yerine getiren Merhum
Ali Rıza Feyizoğlu döneminin
gazetelerine yaptığı açıklamalarda
genç futbolcu Harun için
şunları söylüyordu :
“Harun’a güvenimiz boşa
çıkmadı ve kendisine tanınan şansları çok iyi değerlendirerek kendini
tüm futbol severlere kabul ettirdi. Rizeli genç futbolcular Harun’u
örnek alarak çalışmalıdırlar.”
Gerek futbolu ve gerekse kişiliği ile gönüllerdeki
yerini bütün sıcaklığı ile koruyan ve Rize’de Manifaturacılar Caddesi
No: 19/A adresinde bulunan kendi adını taşıyan “Harun Çiçekçilik” isimli
koyu futbol sohbetlerine mekan olan dükkanını işleten Harun İlik ile
yaşamı ve Rizespor üzerine söyleştik.

Harun İlik’in Rizespor’da ilk sezonu. Rizespor 1982-83 :
Ayaktakiler : Refah, Ergün, Hasan, İsmail, Hasan Fehmi. Oturanlar :
Lokman, Hüseyin, Erol, Harun İlik, Yaşar, Muhammet
Öncelikle böyle bir söyleşi imkanı
sağladığınız için teşekkürler. İsterseniz söze doğum tarihiniz, aileniz
ve eğitim durumunuzdan söz ederek başlayalım.
01.12.1963 tarihinde Rize Merkez Topkaya Köyü’nde Doğdum.
İlkokulu Topkaya Köyü’nde, Orta ve Liseyi Rize Merkezde okudum. 1980
yılında Rize Lisesi’nden mezun oldum
Futbola ne zaman nerde başladınız?
Futbola 1977-78
sezonunda Derepazarıspor’da başladım. Derepazarıspor o zamanlar Rize
Amatör Kümede yer alan iddialı bir takımdı
Burada bir yıl amatör
oynadıktan sonra, Rizespor genç takımına geçtim. Henüz on üç yaşındaydım
ve anlatılmaz bir heyecan taşıyordum. Rizespor amatör takımı altında
Ankara’da yapılan Türkiye Şampiyonasında üçüncü olduk. O dönemde alt
yapıda yer alan ve ilerde Rizespor’da banko oynayacak sekiz futbolcu
profesyonel takıma dâhil edildik. Alt yapıda dört yıl yer aldıktan sonra
1982 yılında profesyonel oldum. 1982-1990 yılları arasında Rizespor’da
sekiz yıl hizmet verdikten sonra sırası ile İstanbul Galata, Balıkesir
Gönenspor, istanbul Özel İdare ve Pazarspor takımlarının formasını
taşıdım. 1994 yılında futbol hayatıma son noktayı koydum.
Bu veda futbolcu olarak futbol sahalarından
ayrılıştı. Futbola hizmetiniz sonraki yıllarda da devam etti
Evet. 1995 yılında
A kursundan antrenör
diploması aldım. Rize Belediyespor, Rizespor Genç, Rizespor Amatör,
Rizespor Paf takımlarını çalıştırdım. 1997-98 sezonunda
Türkiye 2.ligi 4. grubu başarı ile
geçip yükselme grubunda yer alan Rizespor’da Teknik Direktör olarak
görev yapan Oktay Çevik’in Yardımcılığını yaptım.
Hacer Hanım ile evli olup,
Aslı, Esranur, Kemal Bariş adlarında üç çocuk babasıyım. On üç yıldır
Rize’de çicekçilik ve kuşculuk üzerine bir iş yeri işletmekteyim
1984-85 sezonunda şampiyonluk ipini göğüsleyip
birinci lige çıkan takımda yer aldınız. O süreci anlatırmısınız?
1984-85
sezonunda Rizespor futbol takımı 2.ligde kendi grubunda sezona
başlarken, büyük transferler yapmaksızın sadece dört-beş yıl Rize’deki
amatör takımlarda oynayan oyuncuların birleşmesine Trabzon amatör
kümeden gelen Metin ve Turgut’un takviyesinden oluşan bir kadro ile
sezona başladık. “küme
düşmesinler yeter” denilen bir takım ile yola
çıktık Grubunda o dönemin başarılı takımları Gaziantepspor,
Adanademirspor, Diyarbakırspor ve İskenderunspor gibi güçlü takımlar yer
alıyordu. Maçlar başladığında bizler şu hisleri taşıyorduk :” Biz bu
takımlar kadar şöhrete sahip olmayabiliriz. İçimizdeki his ve ruh
onlardan üstündü. Yöneticilerimiz, taraftarımız ve futbolcu kadromuzla
el ele başarıyı elde ettik. O şöhretli takımlar bizim gerimizde kaldı.
Bu ruh ve inançla takımımızı birinci lige çıkardık. Çok iyi transfer
yaptığımızı sandığımız yıllar zorlandık. Ama göz boyamayan ve kendi
bünyemizden gelen futbolcularla ipi göğüsledik.
Forvetlerin korkulu rüyası olmak için özel bir
çalışma programı uyguladınız mı ?
1979-1982 yıllarında Rizespor’un en şaşalı döneminde
futbol oynamanın ve takım kaptanlığı görevini yerine getirmenin
mutluluğunu yaşadım. Rizespor için yüreğini ortaya koyan ve daha sonra
Türk futbol tarihine geçen isimlerle birlikte top koşturdum. Yılmadan
çalıştım ve kendime de çok iyi baktım, verilen şansları da iyi
değerlendirdiğim inancındayım ve böylece bana olanak tanıyanları da
mahcup etmemiş oldum. Görev verildi ve uzun yıllar yeşil-mavili (3)
numaralı formayı taşıma mutluluğuna eriştim.
Oldukça renkli geçen futbol yaşantım 1990 yılına
kadar devam etti. Rizespor ikinci lige düştükten sonra bir yıl daha
oynadım 1990 yılında Rizespor’dan ayrıldım ve 4 yıl çeşitli kulüplerde
futbol hayatıma devam ettim. Futbolu bıraktıktan sonra A lisanı alarak
antrenörlük hayatım başladı. 3 yıl antrenörlük yaptıktan sonra bıraktım.
Futbol hayatınız sürecinde sayısız hatıralarınız
olmuştur. Bir tanesini bize anlatımısınız?
“1987-1988
sezonunda liglerin bitimine üç hafta kala deplasmanda Sakaryasporla
maçımız vardı. Bu maçta mutlaka galip gelmemiz gerekiyordu. Maçı alırsak
ligde kalma ümidimiz sürecek, kaybedersek ligde kalma ümitlerini tamamen
yitirecektik. O hafta takım olarak çok gergindik. Maça çıkarken stres
içindeydik. Maç öyle bir hale geldi ki, 3-1 malup duruma düştük. Bir
anda maç başındaki gerginlik ordan kaktı ve hırsa dönüştü.
Şansımızın yardımı ve son
dakikada attığım golle maçı 4-3 kazandık. Maçta üç gol atan Muharrem’e
sevinçle nasıl saldırdık hala unutamıyorum”.

Rizespor 1986-87 sezonu. Ayaktakiler :
Mehmet Ali, Sinan, İsa, Hasan Vezir, Gurgen Phall, K.Turgut
Oturanlar : Hakan, Muharrem, Metin, Tupayiç ve Harun İlik
Rizespor takım kaptanlığı görevini yürütmek nasıl
bir duygu ?
Değişen dünyamızda bizde futbolu takip ediyoruz. Çağ
atlama futbolda da oluyor ve olacaktır. Malzeme den saha şartlarına,
maddi yata kadar her şey değişim içinde. Toprak sahalarda kanlar içinde
kalır yine futbolumuzu oynardık. Maçlardan sonra 3 gün kendimize
gelemezdik. Şuan ki çim sahaları görünce malzeme bolluğunu görünce
şimdiki futbolcu kardeşlerimiz bizlerden daha şanlı görüyorum.

Maziden bir yaprak. 1984-85 sezonu. Rizesporlu
futbolcular Harun İlik, Mehmet Ali Karaca, Ogün Kutlu, Muhammet Yılmaz,
Besim Koçal ve Adil Akyüz
Unutamadığınız maçlar hangileridir?
Futboldan galip gelirsin veya şampiyon olursun en
güzel günün o zaman olur, ya da yenilirsin, küme düşersin en zor ve
üzücü günler olur. Futbolun gerçeğinde mutluluk ve üzüntü bir arada
yaşanır. 1985 yılında Diyarbakır da şampiyon olup Rize’ye döndüğümüzde
ki sevinç gösterilerini asla unutamam. Bir Galatasaray maçı 2-0
yendiğimiz, Sakarya maçı var kümede kaldığımız maç olarak son saniyede
3-3 iken 4-3 yaptığımız maçı unutamam. Üzücü olan olaylar futbolda,
yenilirsin veya küme düşersin bunlar bizleri çok etkiler. Daha önemlisi
Rizeli oluşumuz ve bizlerden başarı bekleyen ailemiz, arkadaşlarımız,
dostlarımızın üzülmeleri bizleri de çok etkilemekteydi.
Futbolu bıraktıktan sonrada futboldan kapamadınız
İlk zamanlarda Rize Belediye sporu 1 yıl çalıştırdım.
Rizespor’un daveti üzerine altyapıda 3 yıl görev yaptım. İyi bir
jenerasyon yakalanmıştı fakat birinci lige çıktıktan sonra pek
önemsenmedi gibi günü birlik hazırlıklar ve altyapıya verilen önem
azalmıştı bende görevimi bu nedenlerden dolayı bıraktım. Yeniden bir
yapılanma çalışmaları olduğunu hissediyorum. Her zaman söylediğim konu
ve açıkça eleştirdiğim eksiklik altyapıya verilmeyen değer ve
ihmalkârlıktır.
Çaykur Rizespor taraftarını nasıl buluyorsunuz?
Rizespor
taraftarı her zaman görevini yapmıştır. Yan gelir desteğini gösteriri,
başarısızlık ta ise eleştirisini yapa ama sabırlı olmalarını, acımasızca
eleştiri yapmamalarını futbolculara destek ve moral vermelerini
istiyorum. Yenilgiyi hazmetmelerini, gereksiz taşkınlıklar yaparak hem
kulübe hem de Rize ilimize zarar vermemeleri gerek. Gelişmeleri yakında
takip etsinler, boş da bırakmasınlar. Milliyetçi olsunlar. Rize
gençlerin sahalarda top koşturmaları için baskı yapsınlar. Benim
dönemimde çok yetenekli gençleri elimizden kaçırdık nedeni o günü
kurtarmak hayaliyle Rizeli gençler ihmal edildi ve ha ediliyor nerde
‘bizim uşaklar’ eskiye baksınlar Şampiyon olduğumuz sene 8 tane Rizeli
vardı. Şu an ortada bir başarısızlık varsa, öncelikle yeni yıldızlar
neden yetişmiyor bunu araştırsınlar. Temeli sağlam olmayan bina çabuk
çöker.
Temeli sağlamlaştırmak için
alt yapıya önem verilmeli. Tüm spor severlere saygı ve sevgilerimi
sizlerin aracılığı ile gönderiyorum.
Fotoğraf ve belgeler Harun İlik ve Fatih Sultan
Kar Koleksiyonundan alınmıştır.