Bir insan… Bir sevda… Ve Islıklar…
Bu güne kadar çıkarmış olduğu dokuz
albümü bulunan; eşi, kızı ve oğluyla ailece
müzisyen. 22 yıllık müzik yaşamında müziğin
emekçisi ve efendisi olarak ayakta
kalabilmiş. Hümanist ve devrimci duruşunun
bedelini içeride ve dışarıda ödemiş. Çektiği
cefanın sefasını aile içinde sürmeye
çalışan, Karadenizli ve Laz bir müzisyen.
Efkan Şeşen’den söz ettiğimizi belki de
anlamadınız. Piyasaya yeni çıkan son albümü
“Renkler ve Islıklar” bahanesiyle karalahana
için bir söyleşi gerçekleştirdik.
1987-1991 yılları
arasında grup yorum ile müziğe başlayan ve
grubun ilk beş albümünde yer alan Efkan
Şeşen, sonrasında 1995’te ilk solo albümü
“Dokuz Altı Yollarında”yı çıkardı. Albüme
adını veren bu eser, müzisyenin geniş
yığınlarca bilinen ve sevilerek dinlenen en
popüler eseridir. Sanatçının sırasıyla “Gün
Ağarırken”, “Göçer Oldum”, “Merhaba”,
“Gözleri Hala Çocuk”, “Dar Kapılar” isimli
albümleri çeşitli müzik yapım firmalarından
çıkmıştır. 2003 den sonra ise “Pekte
Tanınmayan Karadeniz”, “Gölgeler Şehri” ve
“Yüreğine” adlı albümlerini kendisine ait
Şeşen Müzik Yapım firmasından çıkardı.
Renkler ve Islıklar Efkan Şeşen’in kolay
kolay rastlanmayacak bir özelliğinin,
başarılı bir ıslık performansının ürünü. Bu
enstrümantal albümde 16 etnik şarkının yanı
sıra 2 adet de klasik müzik eseri
bulunmakta. “Cilvelo Nanayda”, “Mohevis Kalo”
gibi Laz ve Gürcü ezgilerin bulunduğu
albümün akustik alt yapısı da başarısıyla
dikkat çekiyor. Çeşitli ülkelere ait
değişken melodiler ıslıkla birlikte saund
olarak oldukça hoş düzenlenmiş. Gabriel
Faure’nin “Pavanne” ve J.Brahms’ın “Hungarian
Dance” tarzları ile ayrıca bir ilgi çekerken
estetiğin yanı sıra albümü de
zenginleştirmiş. Efkan Şeşen’le klasik
anlamda bir röportaj yerine, son albümü
Renkler ve Islıklar üzerinden duygularını
yansıtmaya çalıştık.
“Renkler ve Islıklar”
değişik bir enstrümantal albüm… Alışılmışın
dışında, güzel bir ıslık albümü. Bu
çalışmanın nasıl gerçekleştiğini anlatır
mısınız?
Elbette.. Çoktandır parça parça da olsa
üzerinde uğraştığım bir çalışmaydı. Daha
önce bir ıslık albümüne rastlamıştım ama
popüler halk ezgileri ve klasik bazı
eserlerin yorumlanması açısından, sanırım bu
bir ilk. Islık; her zaman, üretirken ve yeri
geldiğinde gitarımla şarkılarımı söylerken
kullandığım doğal bir enstrüman olmuştur
benim için. Epeydir böyle bir çalışmanın
fırsatını kolluyordum. Ağırlıkta kendi
eserlerinden oluşan dokuz adet albüm
çıkarmış bir müzisyen olarak albümün iç
yazısında da belirttiğim gibi, bütün
süreçlerimin kadim dostu “ISLIĞIM”ı
ödüllendirmek ve içten gelerek keyifle
çaldığım melodileri insanlarla paylaşmak
istedim.
Albümde, “Cilvelo
Nanayda” ve “Mohevis Kalo” gibi Laz-Gürcü
eserlerin yanı sıra, dünyanın çeşitli
köşelerinden farklı kültürlere ait popüler
ezgiler, hatta iki adet klasik esere de yer
vermişsiniz. Finalinde de “Dünyanın
Gözyaşları” adlı bir besteniz var.. Albümde
öne çıkan bu renklilikle ne anlatmak
istediniz?
Ülkemin ve dünyanın geldiği şu dönemi
sözcüklerim anlatmaya yetmedi. Halkların ve
dünya insanının kardeşliğine olan inancımı
onların çok renkli ezgilerini yorumlayan
sıcak bir nefesle bir araya getirerek
vurgulamak istedim. İstedim ki; hepimiz ayrı
bir renkiz ama aynı zamanda kökleriyle ve
gelecekleriyle birbirine bağlı dünya
insanıyız… Islığım bunu hatırlatsın istedim…
Bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamamız
için sürdürülen büyük çabaya naçizane bir
katkı sunabildiysem ne mutlu bana..
Henüz çok yeni ama albüm
için dinleyiciden ne gibi tepkiler geliyor
desek, ya da geliyor mu diye sorsak neler
söylersiniz?
Çok içten ve samimi tepkiler geliyor. Bir
müzisyen için en güzeli de bu olsa gerek.
Örneğin, Beyoğlu İstiklal Caddesinde müzik
mağazalarında beni tanımayan insanların
içten bir ilgi ile albümü dinlediklerini ve
aldıklarını gördüm. Hatta sohbet ettim ve
aldıkları albümleri imzaladım. Kürt, Türk,
Laz, Gürcü, Arap, Alman… Herkesin kendinden
bir şeyler bulduğu bu albümün bütününü merak
edip ilgi göstermesi ıslığımın tılsımı ve
başarısıdır diye düşünüyorum.
Efkan Şeşen’in aile
bireylerinin hepsinin müzisyen olduğunu
duyduk…
Evet biz müzisyen bir aileyiz. Ve ailem
benim her şeyim. Bizde, ben sabahları ıslık
melodimle kalk borusunu çalar “Şirin
Şeşenler Kalkın” derim. Hazırladığım
kahvaltı ile güne başlanır. Eşim Didar
müzisyen (müzik öğretmeni), oğlum Sinan (on
yaşında) Mimar Sinan Üniversitesi
konservatuarı gitar öğrencisi, kızım Ezgi’de
aynı üniversitenin flüt bölümünden mezun ve
şimdi hukuk eğitimi alıyor. Hepsini
okullarına yollarım ve günün başka
saatlerinde de müziği paylaşırız. Yani ben
çok şanslıyım böyle bir ailem olduğu için.
Artvin Arhavi’li bir Laz
olduğunuz bilinmekte. Ve her sene köyünüze
gittiğinizi de biz biliyoruz . Bu durum
hayatınızı nasıl etkiliyor ?
Elbette çok olumlu etkileniyoruz. Köyümüz ve
bu coğrafyadaki dostluklarımız, yaşamımızın
gerçek zenginlikleridir. Ben ve eşim burada
geçirdiğimiz iki ayda başka bir dünyada
yaşıyor gibi oluruz. Bedenlerimiz toprak ile
boğuşur. Her gidişimizde şehir yaşamının
donukluğu üstümüzden gider. Her sene evimize
bir tuğla daha ekleriz. Doğa ile mücadele
ederken kendimize geliriz yani. Ve o doğa ki
fındığı, çayı, meyvesi ile, ırmağı ve
yaylasıyla fazlası ile ödüllendirir
emeğimizi. Ben ve eşim ayrım yapmaksızın,
bütün insanları, kültürleri ve doğasını
severiz. Çok da yer gezip görürüz. Ama
Karadeniz’in bizim bulunduğumuz köşesi
gerçekten görülmeye değer. Nerden anladık
derseniz her yıl buraya gezmeye gelen farklı
kültürlerden arkadaşlarımızın düşünceleri de
böyle. Modern yaşamın çarpıklıkların
aşındırıcı etkisinden bir şekilde nasibini
almasına karşın, çok güzel bir doğa var
burada. Ben son albümüm “Renkler ve
Islıklar” da final bestem “Dünyanın
Gözyaşları” ile dünya insanı olduğumu ve
yanı sıra Karadenizli oluşumu da “Pekte
Tanınmayan Karadeniz” albümümdeki
bütünsellikle bu coğrafyada yan yana yaşayan
kardeş halkların müzisyeni olduğumu
vurgulamaya çalıştım. En nihayetinde dilini,
kültürünü ve toplumsal değerlerini dostları
ile birlikte zaman törpüsüne karşı korumak
isteyen bir Laz olduğumu da vurgulamak
isterim. Kısaca ben ailem gibi böyle bir
memlekete de sahip olduğum için şanslıyım.
Biz Efkan Şeşen’in
önceleri protest müzikteki yerini ve sonrası
kendine özgü müziğini; şimdilerde ise
Karadenizli bir müzisyen olarak da
eserlerini duyuyor ve dinliyoruz. Bu gün ise
bambaşka bir sürpriz ile karşı karşıyayız
(yani enstrümantal bir ıslık albümü).
Üretimlerin geriye düştüğü ve çoğalıyor gibi
gözükse de nitelikli çalışmaların azaldığı
bir süreçte hangi inanç ve sabırla albüm
yapıyorsunuz ?
Bu işte geriye düşmüyorsam iki sebebi
vardır. Birincisi; ailem. İkincisi;
insanların bir gün bu karanlıktan çıkacağına
ve samimi bir sözle, müzikle veya herhangi
bir ifade ile… Sahte olanı ayıracağına olan
inancımdır! Bu gün işler yolunda gitmese de,
yaşamda değişmeyen tek şeyin “değişim”
olduğuna inanmak bizim üretici ve yaratıcı
oluşumuzu, duygularımızı besler. Aksini
düşünemiyorum.
Yeri gelmişken soralım.
Sizi Karadeniz festival ve etkinliklerinde
neden göremiyoruz ?
Evet güzel bir soru. Bir çok neden
sayılabilir ama denilebilir ki; bu kadar
güzelliklere sahip coğrafyamızın insanı
sorunlarına, dertlerine, yani bu günkü
yaşamlarına dem vuran gerçekçi söyleme sahip
bir ifadeyi müzikte pek de beğenmiyor. Ya
eski bir türkü olsun yada yeni olacak ise
biraz pop ve eğlence kültürüne uygun
üretilmiş şeyleri tüketmeyi seviyorlar. Ha
bir de müzisyenin medyatik olması onları çok
motive ediyor. Sanırım ben bu vitrine ve bu
beklentiye uygun değilim. Bir başka nedeni
de müziğimi yaparken bir çevreye, siyasete
veya etnik kökene dayanmadan bunları
paylaşma isteğim, bir misyon sanatçısı
olmadığımı açıkça dillendirmem rahatsızlık
veriyor olabilir. Oysa en önemli şey gözden
kaçıyor. SAMİMİYET… Ben samimiyim. Bir yere
ait olmak gözükmek çok kolaydır. İki üç
yerde laf edip gözükürsün… Üç de türküsünü
okur gönülleri fethedebilirsin. Ama benim
yolum bu değil. Beni beğenecek olan yaptığım
müziği dinleyerek beğenmelidir. Sözüm odur
ki; ne söylediğim değil, ne yaptığım ve
nerede durduğum önemlidir. Benim yaşam
içimdeki felsefem bu.
Anlaşılıyor ki, Efkan
Şeşen farklı projelerin ve herkesin
müzisyeni olmak istiyor. Bu projelerin ve
sürprizlerin devamı gelecek diyebilir miyiz
?
Evet. Karadeniz 2 hazır. Gölgeler Şehrindeki
slow ve Anadolu rock bestelerin devamı
hazır… Ve türkü formundaki besteleri yine
protest diye adlandırılan Efkan Şeşen
çalışmaları fazlasıyla hazır! Hatta Renkler
ve Islıklar’ın ikincisi de… Şimdi burada
insanların neyi dinlemeye hazır oldukları
önemlidir. Ülke çok sıkıntılı bir süreçten
geçiyor. Bu süreçte kendini tekrar eden
sözlü anlatım birazda insanlarımızı sıkıyor
galiba. Yaşadıkları sıkıntının müzikte de
fazlasıyla dillendirilmesinden rahatsız
gibiler. Bu rahatsızlığı da ben, onlar gibi
yaşayan biri olarak anlayabiliyorum… Çözüm
gayet açık. Sorunlara sahip çıkmak ve
cesaret göstermek gerek ama bu dönem, ne
yazık ki bu konuda da sessizliğin ve
tepkisizliğin tercih edildiği bir dönem ve
bu durum üzücü. Demem odur ki; çıkardığım
farklı tarzdaki albümlerin hepsinin devamı
olacaktır. Bu biraz olanak, biraz süreç ve…
Ve bu sürecin ne istediği ile ilgilidir.
Bu güzel albüm çalışması
ve söyleşi için size teşekkür ediyoruz.

Bir ıslık tutturmuşum ..ta 80’li
yıllardan… 2008’in başlarına kadar… Ve o
kadar uzun bir ıslık ki bu;
Balkanlardan
Mezopotamya’ya, Kafkaslardan Latin
Amerika’ya ve daha bir çok diyara uğradı…
gezdi. Evet işte sürpriz geldi! Beni
tanıyanların çok iyi bildiği,
bilmeyenlerinde çok seveceği enstrumantal
bir ISLIK ALBÜMÜ bu… yanı başınızda artık...
Belkide yüreğinizde. Kimbilir… belkide,
benim büyük bir özlemle çalışıp hazırladığım
bu özgün çalışma, dünyanın her köşesinde
sevdirir kendini. Ve ıslığım,
farklılıklarına rağmen dünya halklarının,
dünya insanının bir aradalığının,
kardeşliğinin müzikteki sembollerinden biri
olur.
ISLIĞA KULAK VERELİM!
Efkan Şeşen yaklaşık dört aydır
çalışmalarını sürdürdüğü "ıslık albümü"
RENKLER ve ISLIKLAR ile tekrar aramızda.
Onaltı farklı ülke ve etnik popüler
melodinin ıslık ve akustik alt yapı ile
yorumlandığı albüm bugün piyasaya çıktı.
Efkan Şeşen'e bir kez daha müzigini bize
ulaştırdığı için teşekkür ediyoruz ve tüm
dinleyicilerine bu farklı albümü
edinmelerini tavsiye ediyoruz.

RENKLER VE ISLIKLAR
1.Bintiş şelebiya
2.Elgajiye
3.Allam Alam
4.Sari Gelin
5.Mohevis Kalo
6.Pavane
7.Polyushka Polye
8.Londonderry air
9.Macedonian Medley
10.Hungarian Dance
11.Çarşambayı Sel Aldı
12.Qundo Calienta El Sol
13.Cilvelo Nanayda
14Yaramina Bedewe
15.Katakofti
16.Dillirga
17.Bella Ciao
18.Dünyanın Gözyaşları