|
|
|
|
Karadeniz
Müziği hakkında Özhan Öztürk'ün Difono
dergisi söyleşisi

1. I know some cases like Hasan Mackali Tunc,
Volkan Konak, Birol Topaloglu, Fuat Saka,
Kazim Koyuncu.Which other artists are
important in the region? I mean not only
contemporary, but in general in the 20th
century; in fact very little is known in
Greece about the musical life of Black Sea
after the exchange of populations of the
20's.
Hasan Tunç, Maçka’nın
yerli köylerinden birisi olan Mağura’dan
olup yörenin geleneksel türkülerini
derlemiş, Devlet radyosunda kadrolu sanatçı
olduğu için türküleri kayıt altına
alınmasını sağlamıştı. Yaşadığı dönemde
virtüöz iddiası yoktu ve tüm bölgede
tanınmıyordu. Günümüz dinleyicileri onun
Kalan müzik’ten çıkan derleme albümüyle
tanıdılar.
Hasan Tunç is from one of the native
villages of Maçka, Mağura, and collected the
songs of the region. He was a employee in
the state radio thus enabling him to record
his regions sons. He didn’t claim to be a
virtuoso in his time and was not known in
region. Modern day listeners knew him from
the compilation album recorded under Kalan
Music.
Volkan Konak, Maçka’nın Haçavera
köyündendir. İlk albümü kemençe ağırlıklı
olmasına karşın şöhreti Karadeniz ezgilerini
Türk pop müziği altyapısıyla sunduğu albümle
yakalamıştır. Anadolu’nun her yöresinden
hayran edinmekle birlikte sonraki albümlerde
geleneksel Karadeniz Müziğinden iyice
uzaklaşmıştır.
Volkan Konak is from Haçavera village of
Maçka. His first album included kemence
although his fame has been owned through his
renderings of Black Sea songs under Turkish
popular music forms. He has numerous fans in
Turkey but took a different path of
traditional Black Sea music.
Fuat Saka, ünlü sosyalist şair Nazım Hikmet
şiirlerini bestelerken doğum yeri olan
Trabzon ve civarına özgü türküleri modern
bir orkestrasyon ve o güne dek alışılmamış
perküsyon ritmleri eşliğinde kaydettiği
“Lazutlar” albümüyle sadece Karadenizlilerce
değil tüm yurt çapında tanınmıştır.
Yunanistan’a giden Karadeniz Rumlarının
müziklerini yorumladığı Lazutlar 2 ve 3
albülmeriyle şöhretini pekiştirmiştir.
Fuat Saka has composed the poetry of
world famous socialist poet Nazım Hikmet and
recorded his album “Lazutlar” which he used
unfamiliar percussion rthyms and a modern
orchestral use of songs of Trabzon and
region, and he became known world-wide. He
increased his fame after the albums Lazutlar
2 and 3 which he rendered Pontian Greeks
emigrating to Greece.
Birol Topaloğlu, Rizeli bir Laz olup,
geleneksel Laz müziğinin en önemli ismidir.
Ezmoce albümünde Trabzon yöresi türkülerini
de seslendirse de daha çok Lazlar tarafından
dinleniyor ve sevilimektedir.
Birol Topaloğlu, a Laz from Rize, is among
the great voices of Laz Music. He is widely
known among Laz people although he sang
songs of Trabzon region in his album Ezmoce.
Kazım Koyuncu, Hopalı bir Laz olup,
1990larda Lazca Rock müzik yapan bir grup
olan Zuğaşi berepe (Denizin Çocukları) adlı
grubu kurmuştu. Otantik Laz müziği
yapmaktansa Laz dilini modern rock ritmleri
eşliğinde kullanmayı tercih etmiştir. 2.
Albümünde Trabzon ezgilerini de
seslendirerek ve Trabzonspor taraftarlığını
açıkça beyan ederek hayran kitlesinii Laz
bölgesinden batıya doğru arttırmıştırı.
Tertemiz yürekli gerçek bir hümanist olan
Kazım Koyuncu, gerek Laz kültürünün varlığı
ve yaşatılması gerekse çevre ve sosyalizm
konusunda aktif bir tavır ortaya koydmuştur.
Bu yüzden Laz hatta Karadenizli olmayan sol
çevreler tarafından sahiplenilmiş hatta adı
İstanbul’da sol örgütlenme açısından önemli
bir misyona sahip bir kültür merkezine bile
verilmiştir. Kanserden ölen genç sanatçının
cenazesinde tabutun önünde tulum çalınınca
(eski bir Laz geleneğidir) İslamcı çevreler
hatta muhafazakar Lazlar tarafından hoş
karşılanmamıştır.
A laz of Hopa, Kazım Koyuncu had founded
a rock band named Zuğaşi Berepe (Sons of the
Sea) in 1990s. Instead of making authentic
Laz music, he used Laz language with modern
rock rthyms. He extended his fame to the
east from Laz region after using Trabzon
songs in his album and statement his fanship
of Trabzonspor. A pure, bold and a real
humanist, exposed an active attitude both on
the existance of Laz culture, environment
and socialism. He was appropriated by even
non-Black sea origin leftists and his name
is given to a cultural center which bears
and important mission among socialist
organizations. Young artist passed away
because of cancer, and when tulum was sung
before his funeral (an old Laz tradition)
Islamist sides or even conservatist Laz
people did not received it well.
1928 yılında Sürmene’nin Cida köyünde doğan
Bahattin Çamurali en sevilen kemençe
virtüözlerinden birisidir. Mübadil
Pontuslular için Gogos Petridis neyse bizim
için Çamurali öyledir. Rumca bilen ve
gençliğinde arkadaşlarının daveti üzerine
Yunanistan’a da giden Çamurali 80’li
yıllarda vefat edene kadar kemençenin en
önemli virtüözü olarak kabul edilmiştir ki
bence hala öyledir.
One of the most famous kemence
virtuousos, Bahattin Çamurali was born in
Cida villaga of Surmene in 1928. He is what
Gogos Petridis to Pontian emigrants in
Greece. He knew Pontian Greek and travelled
to Greece after invitation by his friends.
He was the most significant virtuoso till
his death in 80’s and I think he still is.
Trabzon ezgilerini de büyük bir ustalıkla
çalan 1901doğumlu Giresun Göreleli Piçoğlu
Osman Gökçe, 1888 Rize doğumlu Sadık Aynacı,
1910 Sürmene Aso doğumlu Hüseyin Dilaver ve
oğlu 1931 doğumlu Fahrettin Dilaver, 1921
Maçka Meksila köyü doğumlu Ferhat
Özyakupoğlu, 1938 Akçaabat Koryana köyü
doğumlu Hüseyin Köse, 1938 Görele
Derekuşçulu köyü doğumlu Katip Şadi, 1938
Görele Kemkli doğumlu Mehmet Sırrı Öztürk,
1947 Akçaabat Sidiksa doğumlu Şevket Köroğlu
kendi yörelerinde çok sevilmiş değerli
kemençe sanatçılarıdır.
Piçoğlu Osman Gökçe of Giresun Görele
born in 1901 who plays Trabzon songs with a
skill, Sadık Aynaci of Rize born in 1888,
Hüseyin Dilaver of Sürmene Aso born in 1910
and his son Fahrettn Dilaver born in 1931,
Ferhat Özyakupoğlu of Maçka Meksila village
born in 1921, Katip Şadi of Görele
Derekuşçulu village born in 1938, Mehmet
Sırrı Öztürk of Görele Kemkli born in 1938,
Şevket Köroğlu of Akçaabat Sidiksa born in
1947 were among the famous kemence players
of their regions.
Anadili Rumca olan tek kemençe virtüözü 1954
Of, Zenozana köyü doğumlu Yusuf Cemal Keskin
olup, az miktarda Romeika kaydı da
bulunmaktadır.
Yusuf Cemal Keskin is the only kemence
virtuoso with native Pontian Greek language
from Of, Zenozana village born in 1954 and
had a few Romeika recording.
Karadeniz müziğinin ilk gerçek starı ise
Arhavili Laz kökenli olmasına karşın
babasının devlet memuru olduğu Maçka Livera
köyünde doğan türkücü Erkan Ocaklıdır.
1970’li yıllarda öğrenci olarak geldiği
İstanbul’da Karadeniz müziğinde
kullanılmayan saz eşliğinde Trabzon
Türkçesiyle söylediği özgün besteleriyle hem
yurt çapında tanınmış, bu arada başrol
oynadığı filmlerde çevirmiştir. Erkan Ocaklı
müzikal beğenisi kendi ilçesinin sınırlarını
nadiren aşan Karadenizlilerin ortak
beğenisini kazanmış tek sanatçı olmuştur.
First real star of Black Sea music is
Erkan Ocaklı. He was born in Livera village
of Maçka because of his fathers appointment
altough he was originally a Laz from Arhavi.
He came to İstanbul as a student in 70s and
used saz, an instrument unused in Black Sea
music and sang with Trabzon accent of
Turkish thus becoming a known figure and
starred in movies. He is the only artist
receiving a general admiration of Black Sea
people whose musical interest go beyond
their towns.
Bir enstruman kullanmayan Karadenizli
türkücülerden ön plana çıkanlar ise yine
70lerde ve TV’nin sayesinde Trabzonlu Cemile
Cevherçiçek, Akçaabatlı Süreyya Davulcuoğlu,
Ordulu Kamil Sönmez, Rizeli Ziynet Sönmez,
90’larda Rize Salarhalı İsmail Türüt’tür.
Among the non-instrumentalist Black Sea
performers, Cemile Cevherçiçek of Trabzon,
Süreyya Davulcuoğlu of Akçaabat (Platana),
Kamil Sönmez of Ordu, Ziynet Sonmez of Rize
and İsmail Türüt of Rize Salarha can be
counted.
2. As you mention in the Karalahana
site, Turkish people tend to use the word
Laz for all people of the South-Eastern
Black Sea. Leaving this generalization
aside, are there any particular artists that
are related to Greek origins or real Laz
origins?
Laz kelimesinin bölgede kullanımı sadece bir
yakıştırma değildir. Doğu Karadeniz
bölgesinde kültürlerin sınırları etnisite
ile ilişkilidir. Rize Pazar ilçesinin
doğusunda Hopa’ya dek yaşayan sahil halkı
Lazca konuşur ve kendini Laz olarak
tanımlar. Lazlar, müziklerini tulum adlı
nefesli enstruman eşliğinde söylerler ve
geleneksel halk danslarını “Yunanca horon
olarak tanımlarlar. Lazların yaşadığı
bölgenin hemen ardından Hemşinliler adı
verilen batıda Türkçe doğuda Ermenice
konuşan bir başka halk yaşar. Hemşinliler
batıda tulum doğuda şimşir kaval kullanırlar
ve danslarını yine horon olarak
adlandırırlar.
Usage of the word Laz in region is not
an ascription. Cultural borders in Black Sea
is formed by ethnicity. Coast people from
east of Pazar town of Rize to Hopa speak Laz
and identify themselves as Laz. Laz people
sing their songs with the accompany of
Tulum, a wind instrument and describe their
folk dances as Pontian “horon.” After the
region of Laz, there are people of Hemşin,
which speak Turkish in west and Armenian in
east. Hemşin people use tulum made of
boxwood and call their dances as horon in
east.
Doğu Hemşinlilerinden Vova adlı bir grup
kendi dillerinde bir müzik albümü yapacak
cesareti 2005 yılında bulabildi. Batı Hemşin
müzikleri ile Laz müzikleri arasında dil
dışında ezgisel açıdan önemli bir fark yok
iken Vova Doğu Anadolu ve Ermenistan
etkilerini de taşıyan arşiv değeri açısından
olağanüstü ilginç bir çalışma oldu.
Hemşinliler Lazca konuşanları “Laz”, Trabzon
ve Rizelileri “Horumi” (Rum) olarak
adlandırırlar.
An East Hemşin band named Vova had the
courage to record an album in their native
language in 2005. Although there are not any
significant difference between West Hemşin
and Laz music, Vova has been an
extraordinary work which carries East
Anatolia and Armenian influences. Hemşin
people call Laz speak people as “Laz” while
they call Trabzon and Rize people as “Horumi”,
namely Pontian.
Osmanlı döneminde, Cumhuriyet döneminin
ideolojik tarihin ilkokullara sokulmasına
dek Rize’nin Pazar ilçesinin batısında
yaşayan sahil halkı geleneksel olarak
kendini “Laz “olarak tanımlamaydı. Bu
bölgede türküler kemençe, şimşir kaval,
davul-zurna eşliğinde söylenilir ve halk
dansları horon olarak adlandırılır.
Trabzon’un güneybatısında Şalpazarı denilen
ilçesinden batıya ve güneye doğru Türkmen
yerleşimleri başlar.
At Otoman era, before the apperance of
Republican era’s ideological history concept
at schools, people in the west of Pazar,
Rize called themselves as “Laz”
traditionally. At this region, songs are
performed by kemence, kaval of boxwood,
davul-zurna and folk dances are caled
“horon”. Turkoman settlements are seen from
Şalpazarı, a south-western town of Trabzon,
to the west and South.
Türkmenler kendilerini kabile adı olan
“Çepni” olark adlandırılar. Trabzon ve
Giresun ve Kuzey Gümüşhane Çepnileri kemençe
kullanır ve halk danslarını horon olarak
adlandırılar. Buna karşın Parhar dağlarının
gerisinde yaşayan Sivas Çepnileri veya Batı
Karadeniz’de (Kastamonu gibi) yaşayan
Çepniler kemençeyi tanımaz ve horon
bilmezler.
Turkomans call themselves “Çepni”, their
native tribe name. Trabzon, Giresun and
North Gümüşhane Çepnis use kemence and call
their dances “horon”. However, Sivas Çepnis
and Çepnis living at West Black Sea (like
Kastamonu) beyond the Parhar Mountains do
not know kemence and horon.
Trabzonlular Çepnilere Oğuz anlamına gelen “Guz”,
Gümüşhane, Erzurum bölgeelrinin halkına ise
“Halt” adı verirler. Halktlar halk
danslarını horon değil Ermenice “bar” olarak
adlandırılar kemençeyi tanımazlar ve sadece
davul-zurna kullanırlar. Trabzon’un batısı
ve doğusunda horonlar birbirine benzerken
kemençe çalma teknikleri ve ezgiler
farklılıklar göstermektedir. Karadenizli
sanatçılar lakap alırken etnik sıfatlar
değilde köylerini ya da yaşadıkları vadinin
adını kullanmaya dikkat ederler.
Trabzon people call Çepnis as “Oğuz”
which means “Guz” and people of Gümüşhane
and Erzurum region as “Halt”. Halts call
their folk dances not horon but Armenian
“bar”. They don’t know kemence and have only
use of davul-zurna. Horon performed in east
and and west of Trabzon is alike but kemence
techniques and songs differ. Artists from
Black Sea do not use ethnic descriptions but
village and valley names where they live as
their nicknames.
3. Can we speak of particular
influences between the Laz and the Greeks?
While i know that the majority of Laz poeple
live in Turkey, i m surprised to find that
there is no relationship between what is
called "laz music" and the music of Georgia,
while linguistically they are closely
related. On the contrary, it seems there is
a significant relationship between this so-called
contemporary laz music and what we know as
music of Pontian Greeks, even the music of
the Pontians who were deported to Greece in
the 20's. Is it just a generalization of the
term, or can we speak of some common musical
culture? I would dare to comment that to my
ear, the music of Pontian Greeks bears lot
of resemblances with the music of Turkish
peoples that leave from Caucasus to the East
- starting from old Turkish Ashiks like
Ashik Veysel and going to the ashug of
Azerbaijan and the baxshi of Turkmenistan.
But not at all to any kind of Georgian
people.
Acaralı Gürcüler’in horumi adını verdikleri
dans (Rum tarzı demekir) ezgisi ve oynanışı
açısında Doğu Karadenizlilerden farklı
değildir. Eski Kolhis coğrafyasının bir
parçası olan Acara bölgesi kültürel açıdan
Gürcistan’ın iç bölgelerinden çok bizim
bölgemize daha yakındır. Şöyle dersek Acara
dahil Samsun’a kadar olan bölgede yaşayan ya
da geçmişte yaşamış Türk, Rum, Ermeni, Laz,
Gürcülerin müzik ve halk dansları küçük
farklılıklar dışında ortaktır.
Dance named horumi (means Romeos style)
of Georgians of Ajaria is not different than
the ones of Black Sea people with respect to
its song and form. Ajaria region, a part of
the old Colchis land, is nearer to our many
regions than the Georgia’s inner parts. To
put it clear, we can say that there are only
a few differences at music and folk dances
among Turkish, Pontian, Armenian, Laz and
Georgians who lived and still lives in the
region to Samsun including Ajaria.
Sözkonusu olan halk müziği ise bunu
destanlardan ve halk danslarından ayrı
düşünemeyiz. Karadeniz horonları arasında 2
ayak (dipat), 3 ayak (tripat), koçarı gibi
Doğu Anadolu/Ermeni kültüründen ödünçlenmiş
oyunların yanı sıra tüm Anadolu’da oynanılan
ve Timurlenki alaya alan Temur Ağa ya da
bıçak/kılıç savaşı gibi oyunlar varıdır bu
oyunların ezgilerinin de ödünçlendiğinden
şüphe duyulmamalıdır. Bunun yanı sıra Türk
yazılı kültürünün en önemli ögelerinden Dede
Korkut destanlarından bazıları Trabzon
Çepnilerinin Trabzon İmparatorluğu ile
mücadelelerini konu almaktadır.
If we are are to speak on folk music, it
can not be thought different from myths and
folk dances. There exists dances like 2 feet
(dipat), 3 feet (tripat) and koçari borrowed
from East Anatolia and Armenian culture
besides Temur Ağa or dagger/sword fight
dances which mock of Timur Lenk which are
popular in whole Anatolia. The music of the
mentioned dances are also borrowed. Some of
the Dede Korkut legends, which are among the
most important written culture of Turkish,
depict the struggle between Trabzon Çepnis
and Trabzon Empire.
Türkü sözlerinde ise Türk aşıkların atışma
geleneğinden, cesaret aşılayan Akritik
şarkılara, yöreden yöreye adı Heyamola/Halessa
Yalessa/eSllim Sayma olarak değişen iş
türkülerinin etkisi vardır. Yunan anakarası
ve Kafkaslar vasıtasıyla bölgeye taşınmış
kültür ögelerininde olduğuna eminim ama
başta Serra, Titreme (tromakhton), Akçaabat
gibi pek horonun ve bunların ezgilerinin
yerli olduğunu sanıyorum. Türküler farklı
dillerde söylenebilir, yer yer enstrumanlar,
kıyafetler değişebilir.
As to the lyrics, there are influences
of Turkish ashik tradition, courage giving
Acritic songs and labour songs which had
many names as Heyamola/Halessa Yalessa/Sellim
Counting. I am sure cultural elements which
have been carried through Greek mainland and
Caucasus exist but many dances and their
songs such as Serra, Titremee (tromakhton)
and Akçaabat are very local. Songs may be
sung in different languages, instruments and
costumes may differ sometimes.
Tabii. Yunanistan’a ilk giden mübadillerin
kayıtları ile bugün Pontus müziği adına
Yunanistan’da yapılanlar arasında dağlar
kadar fark var. Her türkünün yöresinin özgün
ağzında söylenmesi geleneği Yunancanın
etkisiyle olacak yaşatılamamış ki bizde de
durum farklı değil. Bu yüzden herkes
dinlesin diye yöresine özgü kelimeleri
kullanmaktan kaçınan ya da diyalektini
saklamaya çalışan sanatçılardan ziyade
orjinalliğini koruyan sanatçıları seviyorum.
Of course. Records of the first Pontian
immigrants in Greece differs widely than the
modern day Pontian music of Greece.
Tradition of singing songs in native accent
is not alive today mostly because of Greek
and the situtation is not different here in
Turkey. So because of this, I admire artists
who keep originality more than the ones
avoid regional words or try to hide their
dialect with an effort to gain mainstream
popularity.

Difono Müzik dergisi (http://www.difono.gr/)
için yapılmıştır
|
|
|
|
Karalahana Bağımsız Karadeniz Gazetesi'nden makaleler:
Karadeniz Bölgesi haberleri
|
|
|
| |
|
| |