Karalahana.com! Laz uşaklarının gayrıresmi web sitesi

 Anasayfa yap |   Sık kullanılanlara ekle       ENGLISH

 RİZE

 ARTVİN

 ORDU

 BAYBURT

 SAMSUN

 SİNOP

Karadeniz kültürü, karadenizliler, Lazlar

Neden Karalahana.com?

 KARADENİZ MÜZİK

 KARADENİZ TARİH

 KİM KİMDİR

Kafkasya ve  Karadeniz Havzası Politika - Strateji konulu makaleler
Kafkasya ve Karadeniz Havzası Politika - Strateji konulu makalele

 KARADENİZ FORUM

 EDİTÖRDEN

KARADENİZ GAZETELERİ

Tüm Karadeniz Gazeteleri ve Karadeniz Televizyonlarına tek bir sayfadan ulaşın

 

 

LİNKLER

 ARTVİN SİTELERİ

 ORDU SİTELERİ

 BAYBURT SİTELERİ

 SİNOP SİTELERİ

 KARADENİZ BÖLGESİ

KARADENİZ HABER

 

Hemşinliler Ermenistan'da Ermenistan hemşin tarihi konferansı

Yazı Dizisi: Hemşinliler Ermenistan'da

 1. Hemşin Tarihi ve Kültürü üzerine konferans

 2. Hemşin Tarihi ve Kültürü üzerine konferans

3. Hemşinliler konferansı

Türk Halk Oyunları

A  - B - C - Ç - D  - E - F - G - H - I - İ - K - L - M N  - O - P - R - S - Ş - T - U  - V - Y - Z

Karadeniz Folkloru




Doğu Karadeniz’de Turan Avcılığı Uzantıları

Doğu Karadeniz’de Turan Avcılığı Uzantıları


Makale: İlyas Karagöz
Perşembe, 18 Haziran 2009

Sayın Hidayet Karaçor emekli bir deniz albayıdır. Reşadiye’de bir yer adı olan “Davara” sözcüğünün köken ve anlamı ile ilgili olarak yazdığı bir yazı nedeniyle tanıştık. Araştırmak amaçlı bazı bilgiler gönderdim kendisine.
5 Haziran tarihli mektubunda “Yeni çıkan Turan dergisinden ilginizi çekeceğini umduğum yazının fotokopisini gönderiyorum. Umarım yararlı olur” diyor.

Yazının başlığı “Doğu Karadeniz Bölgesi yer adlarında Macarların izleri.” Dokuz sayfalık bir yazı. Yakın zamanlarda Doğu Karadeniz bölgesi insanı, kültürü, dili, kimliği, adet anane ve gelenekleri, müzik aletleri ve horon hakkında bilgiler içeriyor. Ne var ki bütün bunlar Turancı bir yaklaşım ile açıklanıyor.

Oysa iki baskı yapan “Trabzon Yer Adları” kitabımda pek çok şeyi açıklamış belgelemiştim. Şimdi o yazıyı esas alarak bazı açıklamalar yapmak istiyorum.

Deniyor ki; “Öncelikle Doğu Karadeniz yer adlarında Etrüsk, İskit, Saka, Hun, Avar, Uz, Kuman/Kıpçak, Peçenek, Hazar, Macar, Bulgar izlerine sık sık rastlanır.” O nedenle bölgenin yoğun bir Türk yerleşimine uğradığı saptanır. Buradan hareketle bölgedeki yer adlarının temsilcisi Macarlar olur. Bu tez o kadar kesin ve kuvvetli olarak gösterilir ki Bölgenin eski yerlileri olan Lazlar, Rumlar ve Ermenilerden kalan yer isimleri silinir. Böylece Doğu Karadeniz Macaristan’ın bir parçası haline getirilir.

Daha da ileri giderek, 13. Asırda Macarlara karışmış olan Peçeneklerin İslam olduğunu iddia eder. İleriki yıllarda Macarlara karışmış olan bu halk zaman içinde Macarlara asimile olur ve din değiştirirler, diye savunulur. Macarların İsmaili dediği Müslümanlar 15. asırda zorla Hıristiyanlaştırılmış/ lar/ mış.

Sanki Macarların Türk olmadığı tartışması varmış.
Çeşitli milletlerin tarihi kaynaklarına atıfta bulunarak yeni bir buluşmuş gibi yeniden ispat etmek isterler. Uzun uzadıya sıralanan Macar tanıtımından sonra izlerini Doğu Karadeniz’de görürler. Bunun için Artvin, Bayburt, Gümüşhane, Torul, Giresun, Akçaabat, Maçka, Sürmene, Of, Vakfıkebir, Espiye, Şavşat gibi yer isimlerini örnek verirler.

Macarlarla birlikte gösterilen Kabar ve Kasarlara ait yer adlarından da örnek verirler. Kalisera- Akçaabat, Kalis- Sürmene, Kaliskavar- Bayburt, Kalis Mahallesi- Haçka, Kalis Mahallesi- Torul, Kabarya Mahallesi – Artvin, Kasar Mahallesi- Rize. Bunlara aile adları da eklenir. Maçka’nın Kospiyos köyünün adı Kaspirtiyan şekline dönüştürülür. Böylece Macarlar Kaspar oymağına bağlanır.

Macarlara bağlama gayretleri devam eder. Sürmene’de Anaraş, Aso, Of’da Hamandos, Alithinos köy adı Alisinos’a çevrilerek. Akçaabat’da Asafalizer, Çaykara, Koryana adları da Macarlara bağlanır.

Cik”lerle başlayan yer isimleri de Macarcaya dönüştürülür. Cigaron, Cikoron, Cikoran, Cikoşa, Çikodoz, Çira. Akçaabat’da Ermeni adı taşıyan Mucura, Horovi köy isimleri de Macar sepetine atılır.

Kumanlarla ilgili yer adları da Macarlara verilir. Kaloş, Kolos, Komar, Komanit, Komera, Kovans, Kozma, Kun, Kuniye. Maçka’daki Kuştul, Armenos köyü mahallesi olan Olasa gibi yüzlerce köy ismi de Macarlar hanesine yazılır.

Bütün bunlar için “Budin Tahrir defterleri” ile Lazlo Rosany’nin Türkiye’de meskûn yerler kılavuzu adlı kitabı belge olarak sunulur. Lazlo Rosany’yi severim, arada bir ben de yararlanırım. Ne var ki O da Kırzıoğlu gibi sözcüklerle ziyadesiyle oynayan bir adam olduğunu da bilirim.

Bu yazdıklarımdan Macarlardan hoşlanmayan bir kişi olduğum çıkarılmamalı. Macar milleti karışık Türk boylarının bir sentezidir. Gerçek isimleri Hungur / Ungar dır. Bu isimlerden Hun ardılı oldukları açıkça anlaşılıyor.

Bir zamanlar Avrupa’yı istila edip titreten Hunlar, Karadeniz’in kuzeyinden gelen diğer Hıristiyan Türklerle birleşip kaynaşmışlar ve Türk devleti olarak Avrupa’da kalmayı başarabilmişlerdir.

Macarların “Duna” ve “M2” televizyonlarını uzun yıllardan bu yana izlerim. Halk kültürü, el sanatları, adet ve ananeleri, horonları bizimkilere benzer. Özellikle tartışma programlarında, biri birlerine karşı güler yüzlü ve görgü kurallarından taviz vermeyen üslupları dikkat çekicidir. O nedenle gerçek bir Avrupalı olduklarını düşünür, cana yakın bulurum onları. Ne var ki onlara yakınlık duymam ile tarihi gerçekleri ters yüz etmek ayrı şeylerdir.

Doğu Karadeniz’in antikçağ milletlerinden Avar, Bulgar, Hazar, Sabir, Peçenek, Kuman ve Ermenilerden kalan yer adlarını bir bağnazlık uğruna Macarlara bağlamanın gerçekçi olamayacağını görmek gerekiyor. Macaristan’da bulunan yer isimlerinden bizde de olsa, bunu her iki ülke arasında oluşabilen gönül bağına vermek mümkündür. Öyle bir durum yoksa sözü edilen tezleri hayal ürünü olarak tanımlamak en doğru yoldur.

Turan Dergisinde yayınlanan yazılardan anlıyoruz ki bölgemizdeki antik çağ milletlerinden kalan yer adı ve aile isimleri şimdilik Macarlara devrediliyor. Muhtemelen oradan da, daha sonraki yıllarda Turan hesabına kaydedilecektir.

Macar kabile ve boy isimlerinden bizde vardır. Bunu daha önce yazmıştım. Bu saptamam ile Macaristan’dan gelen bazı ailelerin varlığı ve nedenleri açıklanmış oldu. Bu bulgum ne Budin Tahrir Defterlerinde ne de Lazlo Rasony’nin kayıtlarında yoktur. Bu tür bağlantılar ancak ve sadece Bizans kaynaklarından elde edilebilir. Bizans kaynaklarından yararlandığım için ağır eleştiride bulunan Milli ve Turanî yazarlara da tavsiye ederim. Bulabilirlerse bir kez okumaktan zarar gelmez.

Şimdi yine Bizans kaynağından[1] ama belki de Turanî yazarlara uygun gelecek bir bilgi aktarmak istiyorum. Kitapta Macarların adı “Hungar, Ungar” şeklinde geçer. Bu isim, anlaşılacağı üzere Hunları çağrıştırır. Hunlar 4. yüzyılda Kafkasya ve Ermenistan üzerinden geldiler. Anadolu’daki doğu Roma şehirlerine saldırdılar. 395 yılında Küçük Asya, Mezopotamya, Suriye ve Kilikya’ya kadar yayılmışlardı. Bu gelen kabilelerden bazıları Bizans ordusunda hizmete girmişti.

Bir sel gibi gelen Hunlar, istila ettikleri yerleri talan ederek geçtiler. Topluca bir yere yerleşmediler. İşte bu yüzdendir ki onlara ait yer isimlerini aramak boşuna bir uğraştır.

Hunlarla gelen Ungar’lar arasında “Onogurın”ın önemli bir yeri vardı. Dokuzuncu yüzyıl olayları içinde önemli bir yer alır. Bir Bizans kenti olan “Andrianopolis” Edirne’yi fetheder. 894 / 896 Bizans Bulgar savaşlarında Ungar’lar Bizans safında savaşırlar. Ve giderek Bizans ve Ungar liderleri arasında kız alıp vermeler başlar, akrabalık bağları kurulur. Sözünü ettiğim kaynak eser, Bizans ve Macarlar arasında bundan başka veya Anadolu’ya yerleşim konusunda herhangi bir bilgi vermez. Osmanlıya kadar, Macarlar ne Anadolu’da ne de Karadeniz boylarında görülmez. Zaten görülmeleri için cezp edici bir olay da yoktur.

Rasony; devşirme usulü tatbikinde pek çok Macar’ın, bazı durumlarda bütün köy halkının Anadolu’ya sürüdüğünden söz eder. 15 / 20 sene sonra azat edilip tekrar ülkelerine döndüklerini yazar. Türkleşerek Anadolu’da kalan Macarların varlığını da kabul eder. Bu kalanlar Sivas, Giresun ve Balıkesir yörelerinde bazı köyler oluşturmuşlar.[2]

16. yüzyılda binlerce Macar esiri İstanbul esir pazarında satılmış. Kadın, erkek pek çok Macar esir Anadolu pazarlarında satılırmış. Aslında bunlar savaş esiri değil, Osmanlı kitle halinde Macarları sürmüştü. Bu durumda bile Doğu Karadeniz bölgesine sürülen ya da satılan Macarlar konusunda elimizde hiçbir bilgi yoktur. Bununla beraber Macarcayı çağrıştıracak yer isimleri bulunabilir. Ancak Turan dergisinin iddiası gibi bir yoğunluktan söz edilemez. Buna karşılık Avar, Bulgar, Hazar, Sabir Peçenek ve Kumanlara ait bazı yer isimleri vardır.



Turan dergisinin yer adlarını Macarlara bağlamakta ne amacı olabilir?
Bilindiği üzere Turancılık akımı ilk kez Macarlarla başlatılmıştır. Turancılık Macarlar tarafından, Türkleri de içine alan ama Macar ulusunun lideri olacağı bir dünya düzeni olarak tasarlanmıştır.[3] Macar -Turan hareketinin önem verdiği ülke Türkiye’dir. Bir gelişme sağlayabilmek için, İstanbul’da Türk-Macar cemiyeti kurulmuştur. Hedeflen ise, derneği Macaristan Turan çalışmaları doğrultusunda çalıştırmak. Bu kapsamda yine İstanbul’da Turancılar tarafından “Tahsili Sanai Cemiyeti” kuruldu. Amacı; yetenekli Türk gençlerini Macaristan’a göndererek Turan kadroları yetiştirmekti.[4] Macar Turan akımı 1890 yılında Budapeşte’yi merkez olarak belirledi. Batı dünyasında taraftar bulamayan bu ideoloji doğu Avrupa’da yandaş aramaya başladı. Dilbilim ve etnografya, Osmanlı ile Macarları yakınlaştırdı. Osmanlı Türkçüleri ile Macar Türkologları arasında fikri alış verişler başladı. 1913 yılından sonra Türkçülüğü bir strateji olarak benimseyen İttihat ve Terakki ile Macar ilişkileri daha da güçlendi.[5]

1940’lara gelindiğinde Turancılık, ırkçılık boyutuna ulaştı ve yıkıcı bir ideoloji olarak görüldü. Ayrıca zararlı bir örgüt olarak kabul edildi ve tutuklamalar başladı. Sanıklar arasında emekli Generaller, Rusya göçmeni Türk asıllı şahsiyetler, Gazeteciler, Şair ve yazarlar, Subaylar, Profesörler, öğretmenler ve öğrenciler de vardı. Tutuklananlara isnat edilen suç şöyleydi; “Bir komplo ile hükümeti devirmek, ırkçı ve Turancı ilkelere dayalı bir devlet kurmaya çalışmak.”
Diğer taraftan da Turancılık ile ilgili kitaplar toplatıldı, yasaklandı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk milliyetçiliğini büyütmeye çalışanlar bu kez eserlerinden endişe duymaya başladı.

Tutuklamalardan sonra Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bir demeç verdi. Tutuklu olanları ve Turancılığı yerden yere vurdu. “Dünya olaylarının bu günkü durumunda, Türkiye’nin ırkçı ve Turancı olması lazım geldiğini iddia edenler, hangi millete faydalı, kimlerin maksadına yararlıdır? Türk milletine yalnız bela ve felaket getirecek olan fikirleri yürütmek isteyenlerin Türk milletine hiçbir hizmeti olmayacağı muhakkaktır”[6] dedi.
***
Kısaca tanıtmaya çalıştığım Turancı ideoloji işte bu.
Sorunlarımız sanki “Macarcı” bir yaklaşım olan Turancılık ile çözülebilecek mi?
Doğu Karadeniz pek çok sorunların içinden geçti ve halen de geçmekte.
Turancılığı eksik miymiş?
Okurlarımın takdirine sunuyorum.

[1] Byzantınoturcica I, s.57,58
[2] Rasony, Tarihte Türklük Ank. 1971. S.213
[3] T. Demirkan, Macar Turancıları. İst. 2000. S. 4
[4] Age. S.36
[5] G.G. Özdoğan. Turandan Bozkurt’a. İst. 2001 s.64
[6] Irkçılık-Turancılık, Ank. 1944. S.3 / 8

TURKEY BLACK SEA (PONTIC) REGION TRAVEL GUIDE

ENGLISH

TURKEY BLACK SEA (PONTIC) REGION TRAVEL GUIDE, CULTURE, FOLKLORE, TRAVEL TIPS, HISTORY, COUSINE, HOTELS, TRABZON, RIZE ...

Karalahana Bağımsız Karadeniz Gazetesi'nden makaleler: Karadeniz Bölgesi haberleri

 

     Çay, Türkiye'de en çok tüketilen içeceklerden biri. Ancak çayın sofralara nasıl ulaştığını yöre insanları dışında pek bilen yok. İnce Belin Buğusu: Çay belgeselinin yönetmeni İsmail Şahinbaş ile konuştuk.  Çay Belgeseli söyleşisi



        

Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır