
Karadeniz Alası (Salmo trutta labrax Pallas,
1811)’nın Doğu Karadeniz Bölgesi’nde
Yumurtlama Alanlarının Durumu
Karadeniz Bölgesi sayısız endemik bitki
türleri dışında diğer canlı türlerine de ev
sahipliği yapmaktadır. Dünya üzerinde sadece
Türkiye’de Karadeniz Bölgesinde yaşayan
Karadeniz alası (Salmo
trutta labrax
Pallas, 1811) ülkemizde doğal olarak bulunan
tek balık türüdür.
Son yıllarda bu endemik türün, kirlenme,
kaçak avcılık ve dere yataklarının tahrip
edilmesi sonucu azalması, endişe
vermektedir.

Kahverengi alabalık
ülkemizde doğal olarak bulunan tek
alabalık türüdür (Kuru, 1975; Aras, 1976;
Geldiay ve Balık, 1996).
Karadeniz alası denizde cinsi olgunluğa
ulaştıktan sonra üremek üzere tatlı sulara
gider ve uygun yumurtlama alanlarına yumurta
bıraktıktan sonra tekrar denize geri döner.
Bu özelliğinden dolayı Anadrom bir balık
türü olarak adlandırılır.
Karadeniz alasının, Karadeniz’de Giresun’dan
Gürcistan’a kadar olan bölgedeki büyük nehir
ve ırmaklara yumurta bıraktığı bilinmektedir
(Edwards and Doroshov, 1989). Karadeniz
alası neslinin devamını sürdürebilmek için
mutlaka tatlı sulara girmek zorundadır.
Yetişkin Karadeniz alaları nehirlere
girdiklerinde yumurtlama alanlarına
ulaşabilmek için çok büyük engelleri aşmak
zorundadırlar.
Oldukça zahmetli bir yolculuktan sonra
nehirlerin üst kısımlarındaki yumurtlama
alanlarına ulaşan damızlık balıklar, yumurta
bıraktıktan sonra tekrar denize geri
dönmektedir. Damızlık balıklar, bu
yumurtlama göçleri esnasında pek çok
tehlikelerle karşılaşmaktadırlar.
Yapılan son araştırmalarda Karadeniz
alasının yoğun olarak görüldüğü İyidere ve
Fırtına Deresi incelenmiş ve bu balığın
neslinin büyük oranda azalmasına neden olan
faktörler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu
faktörler arasında, kirlilik,
kaçak avcılık ve dere yataklarının
tahrip edilmesi ön sırada yer almaktadır.
Izgaralarla avlanılıyorlar
Yetişkin deniz alaları nehirlere
girdiklerinde yumurtlama alanlarına
ulaşabilmek için çok büyük engelleri aşmak
zorundadırlar. Deniz alalarını bu nehirlerde
bekleyen en büyük
tehlikelerden birisi de kaçak olarak yapılan
avcılıktır. Özellikle Fırtına Deresi boyunca
faaliyet gösteren bazı alabalık üretim
işletmeleri ve restaurantları, ya kendileri
ya da başkaları tarafından yakalanmış deniz
alalarını ve dere alalarını özel olarak
yaptıkları balık havuzlarında stokladıkları
ve bu balıkları yüksek fiyatlarla
müşterilerine sattıkları tespit edilmiştir.
Derelerde yumurtlama alanlarına ulaşan ve
yumurta bıraktıktan
sonra geri dönüş yolundaki deniz alalarını
bekleyen diğer büyük tehlike de dere üzerine
tahtadan veya ağaç dallarından ızgara
şeklinde yapılan özel tuzaklardır.
Dere sularının tamamı ‘çit’ adı verilen bu
tuzak içerisinden akıtılmakta ve bu
ızgaralar arasından sadece su geçebilmekte
ve balıkların tuzaktan kurtulma şansları
olmamaktadır. Bu tuzakların özellikle
Fırtına Deresi üzerine sıkça kurulduğu
tespit edilmiştir.
Dere yatakları tahrip ediliyor
Karadeniz Sahil Yolu yapımının başlamasıyla
birlikte bu bölgede kum ve çakıla olan talep
daha da arttığından her iki nehir boyunca
dere yataklarındaki çakılları kırarak ince
malzeme yapan şantiyeler kurulduğu
görülmüştür. İkizdere üzerinde Köy
Hizmetleri’ne ait büyük bir kum ocağı ile
özel kum ocaklarının gece gündüz dere
yatağını tahrip ettikleri, Fırtına Deresi
üzerinde ise Karadeniz Sahil Yolunun
yapımında deniz dolgusunda kullanılan
kayaların çıkarıldığı taş ocaklarında büyük
iş makinelerinin büyük gürültülerle
çalıştıkları saptanmıştır. Tüm bu çalışmalar
esnasında bazen derelerin yönünün
değiştirildiği, dere sularının da
sürekli olarak kirletildiği gözlemlenmiştir.
İkizdere üzerinde 1961 tarihinde kurulan ve
halen faaliyette olan bir hidroelektrik
santral vardır. Bu santral kurulmadan önce
deniz alalarının yumurta bırakmak için
derenin kaynağına kadar çıkabildiği, santral
kurulduktan sonra ise ancak santral altına
kadar gelebildiği bölge insanları tarafından
bildirilmiştir. Yapılan incelemelerde
elektrik santraline dereden alınan su
tüneller içerisinden santrale kadar
akıtılmakta ve su alınan yer ile santralin
kurulduğu yer arasında kalan kısımda suyun
çok az aktığı görülmüştür. Bu su
alabalıkların göçü ve yaşaması için yetersiz
kalmaktadır. Fırtına Deresi üzerine
yapılmakta olan hidroelektrik santrali ise
İkizdere üzerindekinden daha büyük olarak
planlanmıştır ve bu santralin de Fırtına
Deresine giren balıklara olumsuz etkisinin
daha fazla olacağı kaçınılmazdır.
Turizmle gelen kirlenme tehdidi
Karadeniz alasının yumurtlama alanlarından
İkizdere ve Fırtına Dereleri son yıllarda
gittikçe yoğunlaşan bir kirlilik tehdidi
altındadırlar. Her iki dere üzerindeki
yerleşim yerlerinin atıkları
hiçbir arıtmaya tabi tutulmadan derelere
bırakıldığı tespit edilmiştir. Bu bölgede
her geçen yıl daha da artan dağ ve yayla
turizmi de beraberinde kirliliği de
getirmektedir.
Bu tehditlere karşın bölgede, Trabzon Merkez
Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü tarafından
yürütülen
Karadeniz Alabalığının Yetiştiriciliği ve
Balıklandırma Amacıyla Kullanımı projesi
ile başarılı adımlar atılmıştır.
Bu projeyle, Kuzey-Doğu
Anadolu coğrafyasına has bir tür olan
Karadeniz alabalığının (Salmo
trutta labrax PALLAS, 1811)
yoğun şartlarda üretimi amaçlanmıştır.
Türün kültür potansiyeli irdelenerek, yörede
yaygın olarak faaliyet gösteren alabalık
işletmelerine alternatif kültür formu sunmak
ve türün doğal stoklarını zenginleştirmek
amacıyla, örneklenen anaçlardan elde
edilecek yavruların bir bölümünün doğaya
bırakılması amaçlanmıştır.
Yapılan Çalışmalar:
Karadeniz alabalığının
yetiştiricilik performansının belirlenmesi
amacıyla deneysel çalışmalar yapılmış ve
pratiğe aktarılabilirliği araştırılmıştır.
Tüm damızlık ve
damızlık adayı balıklar harf ve seri
numaralı markalarla markalanarak proje
süresince üreme özellikleri takip
edilmiştir. Proje kapsamında türün kültüre
alınmasına yönelik çalışmalar aşağıda
sıralanmıştır.
1.
Markalama
Çalışmaları,

Şekil 4. Damızlık ve
damızlık adaylarının markalanması.
2 Döl Alım Çalışmaları
(Yumurta Sağımı ve Gerekli Ölçümlerin
Alınması, Yumurtaların Kuluçkalanması ve
Yaşama Oranının Tespiti.),
Şekil 5. Yumurta ve
sperm sağımı, gözlenmiş yumurtalar.
3. Proje süresince
çevresel parametrelerin izlenmesi,
4. Deniz Suyunun Büyüme
Üzerine Etkisi,
5. Smoltifikasyonun
İzlenmesi (Kan Plazması Analizleri),
6. Karadeniz
Alabalığı’nda Larval Gelişim üzerine Yumurta
Çapının ve Su Sıcaklığının Etkisi,
7. Karadeniz
Alabalığında Ön Beslemede Yem Tercihinin
Belirlenmesi,
8.Karadeniz
Alabalığının Büyüme Performansının
irdelenmesi,
9. Karadeniz
Alabalığının Yaş ve Cinsiyete Bağlı Bazı
Vücut Oranlarının Belirlenmesi,
10.Karadeniz
Alabalığında Yemleme Sıklığının büyüme
performansı üzerine Etkisi,
11.Karadeniz
Alabalığında Stok yoğunluğunun Büyüme
Performansı Üzerine Etkisi,
12.Karadeniz
Alabalığının Balıklandırma Amacıyla
kullanımı.
Bu yıl tamamlanacak olan proje
süresince özel işletmelerle ortak
çalışılarak, balığın üretimi ile ilgili
teknik bilgi ve beceri işletme sahiplerine
aktarılmıştır. Bu sayede bölgedeki 4 farklı
işletme, potansiyel bir tür olan Karadeniz
alabalığını üretmeye başlamışlardır. Bu dört
restaurantta tüketicinin beğenisine sunulan
bu balıklar, Gökkuşağı alabalığı fiyatının
2-3 katına pazarlanmaktadır.
Bu yıl içinde ayrıca türün bölgedeki
özel işletmelerde yetiştiriciliğinin
yaygınlaştırılması için yeni bir proje
hazırlanmış ve Tarımsal Araştırmalar Genel
Müdürlüğü’ne sunulmuştur. Yeni proje
kapsamında türün kültüre alınmasına yönelik
tüm çalışmalar çiftlik şartlarında
gerçekleştirilecektir. Bu çalışmalar sonucu
hazırlanacak olan
“Karadeniz Alabalığı Üretimi El Kitabı”
üreticilere rehber olacak ve türün
yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılmasına
katkı sağlayacaktır.
Karadeniz Alası (Salmo
trutta labrax
Pallas, 1811)’nın
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Yumurtlama
Alanlarının Durumu
Hamdi Aydın
Kocaeli
Üniversitesi, İhsaniye MYO Su Ürünleri
Programı, 41670, Gölcük, Kocaeli, Türkiye
İlhan Yandı
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Rize Su
Ürünleri Fakültesi, 53000, Rize, Türkiye
Eyüp ÇAKMAK
Balıkçılık Teknolojisi
Mühendisi
T.K.B. Su Ürünleri
Merkez Araştırma Enstitüsü TRABZON