Karalahana.com! Laz uşaklarının gayrıresmi web sitesi

 Anasayfa yap |   Sık kullanılanlara ekle       ENGLISH

 RİZE

 ARTVİN

 ORDU

 BAYBURT

 SAMSUN

 SİNOP

Karadeniz kültürü, karadenizliler, Lazlar

Neden Karalahana.com?

 KARADENİZ MÜZİK

 KARADENİZ TARİH

 KİM KİMDİR

 

 

 

 KARADENİZ FORUM

 EDİTÖRDEN

KARADENİZ GAZETELERİ

Tüm Karadeniz Gazeteleri ve Karadeniz Televizyonlarına tek bir sayfadan ulaşın

 

 

LİNKLER

 ARTVİN SİTELERİ

 ORDU SİTELERİ

 BAYBURT SİTELERİ

 SİNOP SİTELERİ

 KARADENİZ BÖLGESİ

KARADENİZ HABER

 

Türk Halk Oyunları

A  - B - C - Ç - D  - E - F - G - H - I - İ - K - L - M N  - O - P - R - S - Ş - T - U  - V - Y - Z

 




Marsis grubu

Marsis grubu İLE SÖYLEŞİ

Karadeniz’deki Çernobil faciasının etkilerine dikkat çekmek için, “Dikkat, bu grup yüksek oranda radyasyon içerir” uyarısında bulunan Marsis grubu, geleneksel Karadeniz ezgilerini farklı bir boyuta taşımaya çalışıyor. Marsis’le aynı adı taşıyan albümleri üzerine söyleştik.
Yazı: Uğur Biryol

Marsis grubunun kurulma aşamasından bahseder misiniz biraz? Neden böyle bir grup kurma ihtiyacı duydunuz?

Marsis'in bir araya gelişinin uzun hikâyesini kısaca şöyle açıklayabiliriz; hayata bakışları ve düşünceleri birbirine çok yakın olan kişilerin zamanla - eklenerek çoğalıp - kesişen yollarında bir araya gelmesiyle oluştu grubumuz. Grubun vokaliyim. Müzik yapmaya karar verdiğim zamanlarda Rize'nin Fındıklı (Vi3e) ilçesindeydim. Küçük yerleşim yerlerinde hala var olan imkânsızlıklardan dolayı Türkiye'de müziğin kalbi olan İstanbul'a gelmeye karar verdim. Öncesinde amatör müzikal çalışmalarım oldu fakat Marsis'in başlangıcı, memleketten de tanıdığım Ceyhun'la karşılaşıp müzik yapma fikriyle başladı. Sonrasında Mustafa katıldı bize. Çok soğuk bir kış gününde küresel ısınma eyleminde çalarken Çağatay'la tanıştık. Ardından o sıralar Kadıköy Müzik'te olan Evren katıldı aramıza. Ve en sonunda uzun süren davulcu problemimiz Yaşar'ın gelmesiyle sona erdi.
 

Karadeniz müziğinin genel gidişatı hakkında neler düşünüyorsunuz?

Yakın dönem Karadeniz müziğini bir kaç dönemde incelemek gerekirse bunlardan ilki Yaşar Turna, Maçkalı Hasan Tunç, Helimişi Xasani, Picoğlu Osman, Bahattin Çamurali, Koryana'lı Hüseyin ve mübadele sonrası Yunanistan'a göç etmek zorunda kalan Nikos Papavramidis gibi yöre ozanlarının yer aldığı bölümdür. Bu ozanlar gerek beste gerek derleme yaparak günümüze ulaşan Karadeniz müziğinin temel taşlarını oluştururlar. Bu temeller üzerinde yükselene Erkan Ocaklı, Karadeniz türkülerini bağlama kullanarak yorumlamış ve geniş kitleler tarafından da çok beğenilen yeni besteler yapmıştır. Daha sonraki aşama ise Volkan Konak, Fuat Saka ve Birol Topaloğlu gibi Karadeniz müziğini evrensel müzik formlarıyla buluşturan sanatçılar, Marsis olarak bizim müzikal anlayışımız açısından en büyük kırılmayı yaratacak Zuğaşi Berepe'nin ortaya çıkmasına zemin hazırladılar. Zuğaşi Berepe'ye kadar Volkan Konak da, Fuat Saka da Rock Müzik ile Karadeniz Müziğini birleştirdikleri örnekler verseler de, Zuğaşi Berepe hem müzikal hem de felsefik olarak Rock müziğini Karadeniz müziği ile birlikte harmanlayan ilk grup oldu. Yine Zuğaşi Berepe Lazcanın bir şive olmadığını, apayrı bir dil olduğunu, Hemşince diye bir dilin var olduğunu Türkiye'nin diğer bölgesindeki insanlara duyurmayı başardı. Bu müzikal ve kültürel kırılma Karadeniz halklarına, yok olmaya yüz tutmuş kendi dil ve kültürlerine sahip çıkması gerektiğini hatırlattı. Gerek Zuğaşi Berepe gerekse de daha sonraki albümleriyle Kazım Koyuncu, Karadeniz müziği açısından bir devrimdir. Zamanımız itibariyle bu sürecin sonucu olarak birçok genç grup ve müzisyen kemençe ve tulum'la tanışıp, kendi anadilleriyle müzik yapmaya başladı.

Marsis olarak bu konuda söyleyebileceğimiz son söz, genel gidişatı -belki yetersiz ama- gayet olumlu bulmakla birlikte, grupların ve müzisyenlerin sadece anonim eserleri yorumlamakla kalmayıp -ki anonim eserlerin özgün yorumları muhakkak gereklidir-, yeni beste ve sözler üretmek gerektiğini hatırlatmaktır. Aksi halde kendimizi tekrarlamaktan kurtulamayız.

Albümünüzde Kolbastı'yı da yorumlamışsınız. Neden popüler bir oyunu albümünüze aldınız?

Zaten biz Kolbastı'yı ilk bir araya geldiğimiz zamandan beri sahnelerde çalıyorduk. O zamanlar henüz "hoptek" denen furya ortaya çıkmamış, Kolbastı bu kadar hızlı ve şaşırtıcı bir değişime maruz kalmamıştı. Kökeni ve yöresine dair her ne kadar çeşitli tartışmalar olsa da sonuç itibariyle, uzun yıllar içerisinde kendiliğinden gelişmiş bir oyun olan Kolbastı'nın son 1-2 sene içerisinde ticari açıdan bir meta, yeni bir rant aracı, politik açıdan da Karadeniz özelinde yükselen milliyetçiliğin marşı haline getirilmesinden rahatsızlık duyduk.

İlk olarak Picoğlu Osman kayıtlarında ‘metelik kolbastı' olarak geçen, daha sonra Barış Manço, 3 Hürel, Erkan Ocaklı, Volkan Konak, Fuat Saka gibi isimler tarafından değişik düzenlemelerle icra edilen, çıkış noktası olarak ‘kolluk kuvvetlerinin eğlence ortamlarını basması ve ortamdaki kişilerle kolluk kuvvetlerinin mücadelesi mizanseninin canlandırılması' olduğu iddiası Kolbastı'nın kökenine dair en yaygın iddialardan biridir.

Sonuç olarak, tüm bunları bilen ve bu kadar popülerleşmeden önce de sahnede Kolbastı'yı çalan bizler, ya dinlemekten ve çalmaktan zevk aldığımız bu şarkıyı çalmayarak belli bir kesimin marşı haline getirilmek istenen Kolbastı'dan vazgeçecek ya da bu şarkı özelinde müziğe ve hayata başka türlü bakan Karadenizliler olduğunu anlatmaya çalışacaktık. Biz ikincisini seçtik.

Çernobil faciasından sonra nükleer tartışmaları da iyice yoğunlaştı..Siz de radyasyona dikkat çekiyorsunuz…Bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Biz albümümüzde ve daha birçok yerde “Dikkat, bu grup yüksek oranda radyasyon içerir” derken ne gönderme yapıyoruz ne de şaka yapıyoruz. Ne ise onu söylüyoruz. 26 Nisan 1986'da Çernobil'deki nükleer santral, bir güvenlik testi sırasında peş peşe yapılan hatalar sonucu patladığında ve santralden yükselen radyasyonlu bulutlar üzerimize yağmur olup yağarken, çok sevgili devlet büyüklerimiz çeşitli vecizelerle gönlümüze su serpiyorlardı. “Biraz radyasyon iyidir”, “Radyoaktif çay daha lezzetlidir”, “Radyasyon kemiklere yaralıdır”. Bu cümlelerin hepsi ayrı ayrı dönemin en yetkili isimlerinden ağızlarından döküldü. Gözümüzün içine baka baka yalan söylediler ve hala nükleer enerjinin temiz, güvenli, ucuz olduğunu iddia ederek yalan söylemeye devam ediyorlar. Tabi ki bizi sadece Karadeniz ve Karadeniz'de yapılmak istenen nükleer santral ve HES'ler ilgilendirmiyor. Biliyoruz ki; hidroelektrik santraller, termik santraller, fosil atık yakıt kullanımı tüm Dünya'nın sonunu hazırlamaktadır. Dünya enerji politikasının acilen değişmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmekten öte devlet politikaları haline getirilmesi gerekmektedir. Milyarlarca yıldır Dünya'mızın enerji kaynağı olan güneş, eğer tekelleştirilebilir ve satılabilir bir enerji kaynağı olsaydı nasıl değerli olurdu tahmin edersiniz. Küresel ısınmanın sonuçları kontrol edebilir olmaktan çıktığında her şey için çok geç olacak ama yine biliyoruz ki tüm amacı kar olan, para olan bu sistem, kaynaklar kuruyana kadar hiçbir şey yapmaya yanaşmayacak. Biz de bulduğumuz her ortamda, her fırsatta, eylemlerde ve sokaklarda bunları anlatmaya çalışacağız.

Albüme genel olarak ilgi nasıl?

Albüm hakkında şu ana kadar genelden aldığımız en olumsuz eleştiri ‘Albüm çok güzel ama her zaman sahnede daha iyisiniz' oldu. Bir müzik grubu için en kötüsü albümün çok iyi olması fakat sahnede o albümü yansıtamamaktır. Ama gelen bu eleştirilere bakılırsa sahne enerjimizi bir CD'nin içine sığdıramamışız. Albüm sonrası vapurda, metroda orda burada hiç beklemediğimiz yerlerde bizi seven insanların elinde Marsis albümüyle karşımıza çıkmaları ayrı sevindirici bir durum. Mesela bu ayın başında Ankara'ya bir çevre eylemine katılmaya gittik. Eylemin akşamında hazır gelmişken bir barda konser verelim dedik. İlk kez gittiğimiz Ankara'da bu kadar ilgi göreceğimizi hiç düşünmemiştik. Bütün bar elinde albümümüzle imzalatmaya gelmiş dinleyicilerimizle taşıyordu. Otobüs biletini almış olmasaydık oradaki enerjiyle sabaha kadar çalabilirdik.

 
* Yazar dostlar: Karadeniz Bölgesi, Gezi, Folklor ve yöresel tarih ile ilgili kitaplarınız hakkında bilgi bu köşede tanıtalım

TURKEY BLACK SEA (PONTIC) REGION TRAVEL GUIDE

ENGLISH

TURKEY BLACK SEA (PONTIC) REGION TRAVEL GUIDE, CULTURE, FOLKLORE, TRAVEL TIPS, HISTORY, COUSINE, HOTELS, TRABZON, RIZE ...

Karalahana Bağımsız Karadeniz Gazetesi'nden makaleler: Karadeniz Bölgesi haberleri

 


        

Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır