Karalahana.com! Laz uşaklarının gayrıresmi web sitesi

 Anasayfa yap |   Sık kullanılanlara ekle       ENGLISH

 RİZE

 ARTVİN

 ORDU

 BAYBURT

 SAMSUN

 SİNOP

Karadeniz kültürü, karadenizliler, Lazlar

Neden Karalahana.com?

 KARADENİZ MÜZİK

 KARADENİZ TARİH

 KİM KİMDİR

Kafkasya ve  Karadeniz Havzası Politika - Strateji konulu makaleler
Kafkasya ve Karadeniz Havzası Politika - Strateji konulu makalele

 KARADENİZ FORUM

 EDİTÖRDEN

KARADENİZ GAZETELERİ

Tüm Karadeniz Gazeteleri ve Karadeniz Televizyonlarına tek bir sayfadan ulaşın

 

 

LİNKLER

 ARTVİN SİTELERİ

 ORDU SİTELERİ

 BAYBURT SİTELERİ

 SİNOP SİTELERİ

 KARADENİZ BÖLGESİ

KARADENİZ HABER

 

Hemşinliler Ermenistan'da Ermenistan hemşin tarihi konferansı

Yazı Dizisi: Hemşinliler Ermenistan'da

 1. Hemşin Tarihi ve Kültürü üzerine konferans

 2. Hemşin Tarihi ve Kültürü üzerine konferans

3. Hemşinliler konferansı

Türk Halk Oyunları

A  - B - C - Ç - D  - E - F - G - H - I - İ - K - L - M N  - O - P - R - S - Ş - T - U  - V - Y - Z

Karadeniz Folkloru




Karadeniz ve Urartular

Karadeniz ve Urartular



Sevgili Enver ARPALI'nın anısına...

Sırtçantam yayınlanmaya başladığından bu sayıya kadar, bu köşedeki yazılarımın çoğu Antik Çağ kaynaklarında geçen Karadeniz’i anlatıyor. Daha da eski zamanlara değinen pek az yazı kaleme almışım. Bunlardan biri dergimizin ilk sayısında çıkan “Anadolu’nun Karadeniz Hazineleri” adını taşıyor. Ocak 2005. Aradan beş yıl geçmiş.
Kitaplığımda dizili Sırtçantam dergilerine bakıyorum da, ne çok zaman geçmiş aradan! Ne güzel Yayınlar yapmış Günışığı Yayınları! Bunları sevgili dostum İsmail Şahinbaş’a borçlu olduğumuzu biliyorum. Kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır. Bir dergiyi beş yıl boyunca tıka basa dolu bir sırtçantası gibi taşımak kolay bir iş değildir.
Şimdi biz de çantamızı yükleyip çıkalım yola, takılalım İsmail'in ardına.
Biraz da mesleğim gereği, bizim Karadeniz’in eski zamanlardaki durumuyla pek ilgilenirim. Eski zamanların Anadolu uygarlıklarından biri de Urartulardır. Van’da yaşayan bir Karadenizli olarak, bu kez de Urartuların Karadeniz ile ilişkilerine bakayım istedim.
Urartuların Doğu Anadolu’daki izleri İ.Ö. 13. yüzyıla kadar gidiyor. Dağların arasındaki egemenlik alanlarında yaşayan feodal gruplar, güneydeki Assur İmparatorluğu’nun baskılarına karşı nihayet birleşme kararı alarak, İ.Ö. 9. yüzyılın sonunda bugünkü Van (o zamanki adı Tuşpa) merkez olmak üzere bir krallık kurmuşlardır. Onlara “Urartu” diyen Assurlular idi. Bu ad, “dağlık ülke” anlamına geliyor ve “Ararat” adında halen yaşamayı sürdürüyor. Sadece, Ortaçağ’da bu sözcüğü okuyamayan biri, sessiz harflerin arasına abecedeki ilk harfi yerleştirivermiş. Böylece “Urartu” olmuş “Ararat”.
Birkaç yüzyıl kadar ayakta kalabilen Urartu krallığı, bir dönem batıda Malatya’dan doğuda Urmiye gölüne, kuzeyde Aras nehrinden güneyde Toros dağlarına kadar egemenlik kurmuştur. Ancak Urartuların Karadeniz kıyılarındaki etkileri arkeolojik kalıntılarla henüz ortaya çıkarılabilmiş değildir.
İ.Ö. 11. yüzyıla ait çivi yazılı Assur kaynaklarında, Urartu ordularının Yukarı Deniz’e kadar sürüldüğü ve çok sayıda kralın esir alındığı bildirilmektedir. Buradaki “Yukarı Deniz” ile Karadeniz’den söz edildiğini söyleyenler olmuştur. Oysa sözü edilen denizin gerçekte Van Gölü olduğu artık tartışmasız kabul edilmektedir.
Bir de Ahmet Mican Zehiroğlu’nun 2000 yılında basılan “Antik Çağlarda Doğu Karadeniz” adlı kitabı var. Zehiroğlu kitabına Urartularla başlıyor. Bazı önemli kavramların yerine oturmamış olması yazarın daha çok kendi kendini yetiştiren biri olduğunu gösteriyor. Anlaşılan Zehiroğlu konu ile ilgili olarak özellikle Gürcü kaynaklarını okumuş. Ama konuyla ilgili bütün yayınlar bunlardan ibaret değil.
Zehiroğlu, kitabın başındaki “Urartu Kitabeleri” adlı kısa yazıda “Doğu Karadeniz’e Kolkha (doğrusu “Kulha” olmalıdır) isimli bir ülkenin varlığından söz eden en eski yazılı belge, MÖ 764 (756 olmalıdır) yılında Urartu kralı olan, Sarduri II’nin dönemine ait bir kitabedir.” diyor (s. 14). Urartu tarihi uzmanlarının bu yazıtta adı geçen yerin bugün bilinen Kolhis ile aynı olduğunda birleştikleri doğrudur. Bu konuda en son Mirjo Salvini, Türkçeye de çevrilen kitabında uzun analizler yapmıştır (Urartu Tarihi ve Kültürü, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2006, s. 80-82). Yine aynı yayınevinin yayınladığı “Urartu Çiviyazılı Belgeler Kataloğu” bu yazıtların Türkçe çevirilerine yer veriliyor (M. R. Payne, 2006, s. 210). Yazıtın ilgili yeri şöyledir:
Kulha ülkesine sefere çıktım. Tanrı Haldi’nin büyüklüğü ile Huşa ülkesinin kralı Hahani’yi ve halkını esir aldım. Onları sürgün ettim ve benim ülkeme yerleştirdim.
Urartular, daha İ.Ö. 12. yüzyılda, Fırat nehrinin doğduğu yerlerde etkiliydiler. Çünkü Assur kralı I. Tiglatpilesar (İ.Ö. 1114-1076), kuzeyde Daiaeni adlı yere kadar uzanan Urartu ükesini nasıl ele geçirdiğini anlatmaktadır. Daha sonra II. Salmanassar da (İ.Ö. 1031-1019) Fırat nehrinin doğduğu yere ulaştığında Daiaeni kralından haraç aldığını kayda geçirmiştir.
Urartu tarihçileri “Daiaeni” adlı yerin bugünkü Erzurum çevresi olduğunu düşünüyorlar. Üstelik, Van kalesindeki yazıtlardan anlaşıldığına göre, birkaç yüzyıl sonra güçlü Urartu kralları Minua (İ.Ö. 810-785) ve oğlu I. Argişti (İ.Ö. 785-756) zamanlarında, herhalde aynı bölgedeki Diauehi kralı Utupurşini Urartu egemenliğini tanımıştır. Öyleyse onların zamanında Urartuların daha da kuzeye çıkmak için önlerinde pek bir engel kalmamıştır.
Kars’ın kuzeyinde, Hanak’da bulunan ve A. M. Dinçol ile B. Dinçol tarafından yayınlanan (1992) bir Urartu kaya yazıtında, I. Argişti’nin İgani, Eriahi ve Uiteruhi ülkelerini ele geçirdiği yazılmıştır. Uzmanlara göre bu ülkeler, bugün Aras nehrinin bir kolu olan Arpaçay’ın doğusunda yer almaktadır.
Bu durumda, I. Argişti’nin oğlu II. Sardur’un da (İ.Ö. 756-730), yukarıda sözü edilen yazıtlardan anlaşıldığna göre, babasının ve dedesinin izinden giderek, kuzeydeki Urartu egemenliğini pekiştirdiği düşünülebilir. Zira II. Sardur daha da öteye, Kulha’ya kadar ulaşmıştır.
II. Sardur'un bu sefererini anlatan yazıtlar Van kalesinde, Analıkız diye bilinen Urartu açık hava tapınağında, nişlerin içine ve taş blokların üzerine kazınmıştır. Bu tapınak biraz ilerideki, Van’ın İskele Mahallesi’ne doğru bakmaktadır. Bu mahallede çok sayıda Karadenizli oturmaktadır. Onlar Analıkız yazıtlarında kendi memleketlerinin ve bu memleketin kralının bir zamanlarki adlarının geçtiğini belki bilmezler. Kral II. Sardur 2750 yıl kadar önce, belki onların geldiği yer olan Huşa ülkesinden buralara insanlar yerleştirmişti.
Bu yazıyı sevgili Enver ARPALI'nın anısına adıyorum. O ki, Van'ın İskele Mahallesi'nde oturan bir Karadenizli idi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde yöneticilik yapıyordu. 2005 yılında hapse atıldı. Hapishane yine Van'ın İskele Mahallesi'nde, evinin biraz ötesinde idi. Aylarca mahkemeye çıkarılmadı. Sonunda bu duruma dayanamadı ve kaldığı koğuşun banyosu'nda çamaşır ipiyle kendini astı. Cenaze töreni çok kalabalık oldu. Şimdi İskele Mahallesi Mezarlığı'nda... Nur içinde yatsın...



Sizlere Sırtçantam Gezi Kültürü dergisinin son sayısında (Sayı: 35, sayfa: 28-29) yayınlanan yazımı birkaç küçük eklemeyle gönderiyorum.
Selamlarımla...
Sinan Kılıç ([email protected])
        

Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır