|
|
|

Omuzumda Hemençe
Yahya DÜZENLİ
[email protected]
Eski bir Trabzon türküsünün iki mısraını
hatırlıyorum: “Trabzon’un ismini Acap kim idi
yazan?”. Bu türkü ne için yazıldı, araştırmış
değilim. Ancak Trabzon’un isminin yazılmasına
vurgu yapan bu türkünün halâ Trabzon’un
derinliklerinde tekrarlandığına şahit oluyoruz.
“Trabzon’un isminin yazılması”, Trabzon’un
kılcal damarlarına kadar inilmesi ve bugüne,
yarına aktarılması anlamına geliyor. Öncekiler
yazacak ki bugünküler okuyacak, yarına
taşıyacak.
Trabzon’un en ücra orman köyündeki tek haneli
yerleşime kadar her karesinin müthiş bir kültür
zenginliğini barındırmasının sırrı nedir acaba?
Binlerce yıllık kadîm bir tarihle izah
edilemeyecek bir zenginlik var ortada. Çünkü
uzun bir tarihsel çizgi her zaman zengin kültür
ürünleri ortaya çıkarmıyor. Ancak Trabzon
müstesna. Derin vadilerin taşıdığı derin kültür
zenginlikleri. Maalesef bu kültür zenginlikleri,
bugünkü öğretim kurumlarımızın,
Üniversitelerimizin, yayınevlerimizin,
bilim-kültür-folklor adamlarımızın,
ilgisizlikleri yüzünden kaybolup gidiyor. Hoş,
bu konuda çabalayanlar da yok değil, onları
atlamamak lazım.
Giderek kaybolan hâtırat geleneğimize birdenbire
Trabzon’un derinliklerinden önemli, üslubu
zarif, derin, kuşatıcı bir ses geldi. Bu ses;
Trabzon’da artık unutulmuş, kaybolmuş birçok
kültürel motifi, destansı yerel şahsiyetleri,
bir dönemin sosyal ve ekonomik hayatını mükemmel
bir biçimde anlatıyor, bugüne aktarıyor.
Trabzon’la ilgili son yılların oldukça güzel,
derin, ilginç, bir o kadar da sizi içine çekip
götüren kitaplardan birisi var önümde: “Omuzumda
Hemençe.”. Alt başlığı: “Cumhuriyet Devrinde Bir
Medrese Talebesinin Hatıraları”. Trabzon’un
özellikle Of-Çaykara yerel kültürünü bir halı
gibi dokuyarak önümüze seren bu güzel Hâtırat
Çaykara’nın Hopşera (Akdoğan) köyü doğumlu,
ülkemizin birçok yerinde Müftülük yapmış Ali
Kemal Saran hocamıza ait. Ankara’da Kurtuba
yayınlarının da yayıncılığa böylesine bir yerel
kültür-hatırat çalışmasıyla adım atması da
oldukça anlamlı. Kurtuba adının tarihsel
çağrışımına Of-Çaykara’dan başlamanın herhalde
özel bir anlamı olsa gerek. Ankara’Kızılay’daki
Kurtuba kitap-kahve mekânına ilk adım atanların
birden karşılarında gördükleri “Omzumda
Hemençe”ye garip garip baktıklarına da şahit
oldum. Tabii kimileri “hemençe” ile “kemençe”yi
karıştırtırıyorlar. Acaba kitabın adı yanlış mı?
diye. Şüphesiz hayır. Trabzon’lular, özellikle
de Of-Çaykara’lılar bilir “Hemençe”nin ne
olduğunu. “Hemençe: Renkli yün ipliklerden
dokunan ve alt tarafında püsküller bulunan
torba, sırt çantası.”
Ali Kemal Saran Hocamız da 75 yıllık hayatını
Hemençesine doldurmuş. Hem de ne dolduruş.
Sadece hatırat okumuyorsunuz. Hemençe’yi yâni
kitabın sayfalarını karıştıranlar yerel tarih,
kültür, folklor, dil, gelenek, coğrafya, islâmi
eğitim tarihi, Of-Çaykara coğrafyasında bugünkü
nesillerin adını bile bilmediği Of’un şahsiyet
heykeli âlimlerini, vs. vs. karşılarında canlı
bir şekilde görüyorlar.
Trabzon yerel kültürünün arka plânı yâni
kilerinde canlılığını koruyan malzemeleri
mükemmel bir üslup ve akışkanlıkla önümüze
koyuyor Ali Kemal Saran Hocamız. Bize de sadece
okumak kalıyor.
İçi boş, muhtevasız yerel kültür kitaplarının
pazarlamacılar eliyle abartı kokan
yüzeyselliklerini bu kitabı okuyunca mukayese
edebiliyorsunuz, anlıyorsunuz. Hiçbir korku ve
paranoyaya kapı aralamayan bir tabilikle Ali
Kemal Hoca yerel dilden, bugün artık unutulmuş
ve hangi kadîm kültüre ait olduğu tesbit
edilemeyecek yerel kültür ögelerini yaşamış
birisi olarak bize anlatıyor.
Kitabın girişindeki içindekiler bölümü
muhtevasını ortaya koyuyor: “Dünyaya Gelişim,
Ailem ve Akrabalarım. Annem ve Babamla
Çocukluğum. Çocukluğumda Köyümüzde Ekonomik ve
Sosyo-Kültürel Yapı. Köyümüzde Anlatılan Efsane
ve Hikayeler. Köyümüzde Adet ve Gelenekler,
İnanışlar ve Deyimler. Köyümüz ve Çevresinin
Meczupları. Köyümüz ve Çevresinde Dini ve İlmi
Hayat ve Belli Başlı Din Alimleri. Sıbyan
Mektebi ve Hafızlık Öncesi Eğitim. Hafızlığım ve
İlkokul Tahsilim. Ramazanlıklarım ve Maceralı
Kısa Seyahatlerim. Arapça Eğitimim ve Arapça
Hocalarım. Evliliğim ve Askerliğim. Resmi
Görevlerim. Emekliliğim ve Serbest Hizmetlerim.
Son Söz. “
Hatıratı okurken aynı zamanda Of-Çaykara’nın
İlim-Medrese hayatını, Kültür-Folklor
geleneklerini de en ince ayrıntılarına kadar
okuyorsunuz. 433 sayfalık kitaba bu kadar yoğun
hayatın aktarılması da ayrı bir marifet.
Temennimiz kitabın ilgililerine-meraklılarına
ulaşması… Biz, hem Ali Kemal Hocamızı hem de
Kurtuba yayıncılığı tebrik ederken, kitaptan tek
parti dönemi uygulamalarına ilişkin önemli bir
anekdotu aktararak yazımızı tamamlayalım:
“…Halk Partisi‘nin son dönemleri olduğundan, her
ne kadar Kur’an okutma yasağı biraz gevşese de
ortamda yine jandarma korkusu hakimdi. Bunun
için hocamız caminin önüne dâima içimizden bir
nöbetçi diker ve Çaykara yolundan jandarmaların
gelmekte olduğu haberi geldiğinde, hemen
Kur’anlarımızı caminin tavan arasındaki boşluğa
gizler ve cami etrafında oynamaya koyulurduk.
Her ciddi olaydan bile, bir oyun çıkarmakta
mahir olan talebeler, bu nöbet görevini hiç
savsaklamazlar, şakaya alıp, sahte alarm
vermezlerdi.
Hatta, o sıralarda, Holayisa (Baltacılı)
köyünde, Bayramlı mahallesinin, Hınıs Hoca
lakaplı geçici sıbyan hocası, aynı zamanda boş
zamanlarında kaval çalan bir kişiymiş.
Jandarmaların geldiğini nöbetçi öğrenciler haber
verince, korkudan Kur’an’ları gizli özel
bölmelere gizleyerek, dışarıya çıkmaya fırsat
bulamadan taktik olarak hemen kaval çalmaya
başlamış. Bunu gören talebeler de cami içinde
kaval sesine ayak uydurarak hoplayıp zıplamaya,
horon oynamaya başlamışlar. Hışımla içeriye
girerek, bunu gören jandarmalar da: “Bu ne hal;
camide hiç kaval çalınır mı !? “ diyerek hocayı
dipçikle iyi bir dövmüşler. Hoca dayaktan sora
kendine gelince: “ Bu ne iştir, Kuran okutursun
suç; kaval çalarsın suç” demiş ve bu da halk
arasında acı bir ironi olarak anlatılırmış…”
Yerel kültür-hatırat geleneğimize örnek teşkil
etmesini dilediğim Omzumda Hemençe’yi bize
kazandıran Ali Kemal Saran Hocamıza, Kurtuba’ya,
özellikle de kadîm dostum Doç.Dr. Ulvi Saran’a
bu konuda asabiyet derecesindeki titizliğinden
dolayı tekrar teşekkürler.
Trabzon’un derinliklerinde daha nice içi dolu “hemençe”ler
var bekleyen…
Satın Almak İçin resmi tıklayın
Omuzumda Hemençe & Cumhuriyet Devrinde Bir
Medrese Talebesinin Hatıraları, Ali Kemal Saran
Ali Kemal Saran
KURTUBA
Burada yer alan hatıralar, kendimi
bilebildiğim erken çocukluk dönemimden başlayarak yakın zamana
kadar uzanan yaklaşık 70 yıllık bir ömrü kapsıyor. Bu uzun zaman
dilimi içinde, çocukluğumun sisler içinde kalan sibyan
mektebinden ve medrese talebeliğinden başlayarak, Anadolu'nun
birçok yerinde yürüttüğüm müftülük görevlerine ve uzun süren
emeklilik dönemimde yaşadığım cemiyetçilik tecrübelerine kadar,
acı tatlı pek çok yaşanmış olay var.
Başımdan geçen bazı olaylar, belki bir dönemin tarihine küçük
çapta da olsa ışık tutacak öneme sahip. Bazıları da önemsiz gibi
gözükse de, belki belli bir dönemin sosyal ve ekonomik
yapısının, düşünce sisteminin ve kültürünün daha iyi
anlaşılmasına katkı sağlayabilecek özellikleri taşıyor. Bu
sebeple önemli veya önemsiz ayınım yapmadan başımdan geçenleri
olabildiği kadar vermeye çalıştım.
* Yazar dostlar: Karadeniz Bölgesi, Gezi, Folklor ve
yöresel tarih ile ilgili kitaplarınız hakkında bilgi
bu köşede
tanıtalım
|
Karalahana Bağımsız Karadeniz Gazetesi'nden makaleler:
Karadeniz Bölgesi haberleri
|
|
|
| |
|
| |