|
|
|

Karadeniz’de HAYAT dergisi
Değerli Okurlar...
Sevmek, sevilebilmek ne büyük duygu... Bu
derginin temelleri sevme, sevilebilme ve saygı
ilkelerine bağlı olarak atıldı. Uzun süren
hazırlıklardan sonra yepyeni ve farklı bir dergi
ile karşınızdayız. Bu dergi sizin derginiz... Bu
dergide siz olacaksınız.... Bu dergide Karadeniz
olacak... Karadeniz coğrafyasını birinci elden
okuyacaksanız... Karadeniz’in böyle bir dergiye
ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Bizi takip ettikçe
göreceksiniz... Değerli Dostlar; Bu dergide
bulunanlar can dostlarımız... O dostlar ki
ömürleri boyunca doğruluktan, dürüstlükten asla
taviz vermemış, Karadeniz yükünü omuzlamış,
nerede Karadeniz adına bir hareket varsa orada
olmuşlardır. Değerli Dostlar; Bu dergide olağan
üstü gelişmeler yaşandı, daha işin başındayken
derginin satışı gerçekleşti. Nasıl olur bir
dergi çıkmadan satışını yapar? Bu olağan üstü
bir durum. Türk basın tarihinde belkide bir ilk
gerçekleşiyordu. Bu yüzden Mutluyuz,gururluyuz.
Bu güveninize ben ve ekip arkadaşlarım layık
olmak için elinden geleni yapacaklardır.
Teşekkürler Karadeniz, Teşekkürler Kardenizi
bizimle yaşamak isteyen dostlar.. TEŞEKKÜRLER
Daha bu ilk sayımızda belki de birçok
eksikliğimiz oldu, Aslında adından da
anlaşılacağı üzere Karadeniz’de HAYAT tüm
Karadenizi kucaklamak için yola çıktı...
Kucaklayacağız da... Yakında Yollara düşeceğiz
zamansız misafiriniz olacağız...Bir yandan
baştan başa Karadeniz, diğer yandan Türkiye bir
diğer yandan Dünyayı sizin için gezeceğiz,
sayfalarımıza taşıyacağız..... Bu çoğrafyayı
herkesle yaşamak istiyoruz... Bizi her sayı
bekleyen okura karşı sorumluluğumuzu biliyoruz.
Profesyoneliz ama Amatör bir ruhla
çalışıyoruz... Pekçok kültür ve etnik grubun
kaynaştığı Anadolu potasında nice güzel değerler
gelişip harman olmuştur. Bu harmanın oluşturduğu
kültürel mozaik ulusumuzun ana temelidir.
Sevmek, sevebilmek için herşeyden önce
gözlemlemek, algılamak ve anlamak gerekir. Hele
koca bir ulus ve onun coğrafyasıyla söz konusu
olan, sadece söylenenler, mitoslar nereye kadar
götürebilir insanı ?
Değişimlerin ses hızıyla oluşmaya yüz tuttuğu
bir dönemde. Güncel yaşam koşullarının
ağırlaştığı çağımızda iyiye, güzele ulaşmanın
aydınlık yolunun öncelikle doğru bilgilenmekten
geçtiğini unutmamalıyız. İletişimi akıl almaz
araçlarının gelişmişliği, buna karşın medyanın
insanoğlunu düdükle hareket eden robotlar
boyutuna ulaştığını gözden kaçırmamalıyız.
Anadolu'nun dört bir tarafına işçi yetiştiren,
emekçi yollayan Karadeniz bölgemiz son yıllarda
nedense hep yeşiliyle anlatmaya başlandı. Oysa
yeşilin yanında, mutfak kültürü, horonu, evinin
sukutuna gömülen çocuğu, yerleşim koşulları,
özgün mimarisi, tarih ve nice gizleri vardır.
Karadeniz Kültürünü yakından tanımak gençlik
iksiri gibi güç verir. İnsana -yaşamı,
paylaşımı, sevgiyi çok daha anlamlı kılar.
Yeşili, kaplıcayı kendine özgü mimarisi ve
tarihiyle Karadeniz yaylalarını algılamak,
tanımak yaşama farklı bir tad katar. Bozulan
doğayı, onu bir kurt gibi kemiren insanoğlunun
arka yüzünü gösterir. Ademoğlunu utandırır,
insan olduğunuza utanırsınız. Karadeniz
yaylalarında, mıhlaman başında oturan kişi
sofralarda ve halaya duran tulumun, kemençenin
eşliğinde , kartal yuvası tepelerde ve
kendiliğinden geçmişçesine, uçarcasına aşarsa
Karadeniz yaylalarını, uyandığında uykusundan
kendi kendine, suçlu ayağa kalk diye
seslenebilir insanoğlu kendisine. Bir yanda boz
bulanık sahra, diğer yanda toprak damlı evler,
tandıra dönen kuyular ve alabildiğine sükunet...
Hırçın deniz, hoyrat dereler, bulut yüklü
ufuklar, çıra kokan konaklar, çamdan çime her
ton yeşil ve olabildiğine hareketli. Dağın bir
yamacında ağır ağıt inleyen sazlar; kavruk,
ezik, küskün insanlar; öbür yamacında cıvıl
cıvıl neşe, kabına sığmayan kemençe kemençe
eşliğinde oynanan oyunlar. İşte Zıgana sadece
yollara değil tarihe, iklime ve bitki örtüsüne
geçittir... Farklı insanlara ve değişik
kültürlere geçit ! Karadeniz’li ya dalgalara
boğuşur ya da uğraşır yamaçlarda. Kimi uçsuz
denizlere açılır, kimi çekilir ıssız vadilere.
Ne hikmettir bilinmez, dostlukta sınır tanımayan
bu sıcak kanlı insanlar evlerini kuytulara kurar
ve başlarına buyruk yaşarlar. Karadeniz kabına
sığmaz. O daima telaşlı, daima hırçındır.
Yüzlerce tonluk dalgalarla sahili döver. “Hani”
bırakın yine geleceğim” der gibi...Ve yine bir
saldırı için soluk toplar. Ama kimseyede zarar
vermek istemez. Bu iklimin çocukları deryanın
hep sevimli yüzünü görürler. KARADENİZ'İ, bizler
uzaktan mitolojik söylencelerle tanımaktan
vazgeçip bu güzel yerleri ve bu güzel insanları
tanımalıyız.. Bu derginin birçok özelliği var
Sloganlaşmış "Daha iyiyi, daha güzeli" arayan ve
Bölgenin nabzını tutabilecek. Gösterişsiz, sade
ama insanımızın değerlerine sahip çıkan ilkeli
ve seviyeli bir dergi olması... Bu dergi
surprizlerle dolu bir dergi
Aydınlık bir Gelecek için. Bu ülkeyi seven, onun
için hayatını bile vermekten çekinmeyen
insanımızının yaşama alanı... özgürlüklerin
rahatça kullanabilldiği bir alan... Burada
insanımıza ait her değer hayat bulur...
Güveniyoruz, İnanıyoruz... Yüzünü modern dünyaya
çeviren aydınlık bir gelecek için; Karadeniz’de
HAYAT’da “Önce insan” ilkesinden hareketle tüm
insanlık değer bulur... İşimiz gazetecilik...
Olayları, yalın haliyle okurlarmıza yansıtmak,
çarptırmadan, ajite etmeden ve okura yanlış
kanatler uyandıracak sapmalara izin vermeden,
Görüş empoze etmenin, insanlara ve kurumlara
yaftalar yapıştırmanın, ya da karalamanın
görevimiz olmadığının bilincinde her sayımızı
bekleyen okura karşı en önemli görevimiz
olduğunu biliyoruz. Bu topraklarda hayat bulan
bütün değerlerin üzerinde yükselen bir değer
olmak istiyoruz Klşelerin, düşmanlıkların,
saplantı tariflerin ve kavgaların dışında bir
çizginin temsilcisi olmak istiyoruz .Ülke
zenginliklerinin hepsinin bir arada, birbirine
karşı saygı ve anlayışla yaşaması ilkesine bağlı
kalacağız . Bu nedenle her tür çeşitliliğin
yansımasına sonuna kadar yer vereceğiz. Özgür
düşüncenin özgün sesi olma cesaretini
göstererek, Bölgenin kültürel ve sosyal
enginliğini sizlerle paylaşacağız .. Biz
herkesle Karadenizi yaşamak istiyoruz. Biliniz
ki Karadeniz’de HAYAT sizi yansıtır. Ekonomi ve
sektör... Sektördeki tüm gelişmeler... İş
hayatından, ticarete, kadar herşey.... Dünya
dönüyor... Dünyanın en sıcak gelişmelerini
titizlikle, sizler için takip ediyoruz. Kültür -
Sanat... Karadeniz’de HAYAT sayfalarında.
Kültür, sanat, müzik ve güzel sanatların her
çeşiti hak ettiği yeri bulur. Hayatın anlamı...
Karadeniz’de HAYAT farklılığın, çok sesliliğin
sesi.. Geniş ve nitelikli yazar kadrosu...
Bölgenin önde gelen kalemleri... Ustalar...
Öğrenciler... Tartışılmaz bir ustalıkla...
Karadeniz’de HAYAT okurları için yorumlarlar.
Ufuk açıcı yorumun keyfini yaşarsınız...
Karadeniz’de HAYAT yazarları, gündeme ve düşünce
hayatına değer katar... Gelişen olayları
tartışılmaz bir ustalıkla yorumlarlar... Hayatın
anlamını ve gayesini iyi bilirler... Duyan değil
GÖREN Gören değil YAŞAYAN
Karadeniz’de HAYAT dergisinin yazarları her biri
kamuoyunun takdirini kazanmış, Bölgeyi iyi
bilen, kurum, kuruluş ve firmaları yakınen
tanıyan değerli isimlerden oluşuyor... Hepsi bu
çoğrafyayı yazmak, deniz aşırı ülkelere taşımak
için için can atıyor.. Özgür düşüncenin özgün
sesi olma yolunda yayın hayatına başlayan,
derginiz Karadeniz’de HAYAT 'da doğrular
konuşulur, doğrular yazılır... Değerli
Dostlar... Tarihe bir not düşer gibi buraya bir
not düşmek istiyorum;” Gerçek manada bu derginin
sahibi sizlersiniz” 35 yıllık meslek hayatımda
birçok yayının kuruluş aşamasında
bulundum.Tecrübeme dayanarak şunu rahatlıkla
söyleyebiliyorum; Karadeniz halkı, kendisine ve
ülkesine değer veren samimi, dürüst, haklarını
savunan yayını seviyor, okuyor ve hak ettiği
yere getiriyor. Biz bunu gördük bunu yaşadık. Bu
yüzden diyorum ki, bu kadar değerli isimlerin
birarada bulunması bir tesadüf değildir. Biz
adımımızı attık gerisi size kalıyor. Geçmişle
gelecek arasında bir köprü kurabilme uğruna
buradayız... Karadenizi hep beraber yaşama
yaşatmak uğruna çıktığımız bu zorlu yolda
bizleri yanlız bırakmayacağınıza inancımız
sonsuzdur...
Kolay değil yıllara meydan okuyabilmek, kolay
değil geçmişle gelecek arasında köprü
kurabilmek... Kolay değil Muharrem Amcayı,
Dursun Amcayı, yada Ayşe Nineyi yazabilmek...
Ama biz koca cınarları, efsaneleri kilometre
taşlarında, gönül sohbetlerinde sizler için
yazacağız... Bu dergide neler yok ki
Röportajlar, Söyleşiler, Gönül Sohbetleri, Koca
Cınarlar, Efsaneler ,Geçmiş zamana yolculuklar
...ve daha fazlası... Bu dergi sizin derginiz
Uzun söze ne hacet; burası yeşilliklerin gelin
gibi süslediği Karadeniz, Burası baştanbaşa
Karadeniz, bu coğrafyayı sizlerle paylaşmak
istiyoruz, sizlerle yaşamak istiyoruz.. Çıplak
bozkırlardan, yemyeşil ormanlara; dantel gibi
koylarda, doruklarından kar eksik olmayan
görkemli dağlara kadar böylesine güzellikleri
sinesinde barındıran bir bölgenin insanlarıyız,
aynı anda dört mevsimi yaşayabilen kaç bölge var
dünyada ? Doğanın çömertliği insanın başını
döndürecek kadar güzel. Bir gezgin için cennet
sayılabilecek bir yer Karadeniz, geçmişi
efsanelerle kucaklaşan o yörenin sakinleri...
isteyenler buyursun buralara gelsin, misafirimiz
olsun… Bu dergi hem aktüel, hemde popüler Bu
dergide Hayat’ın anlamı konuşulur, Bu dergide
Hayat’ın anlamı yazılır... Bu dergide “ÖNCE
İNSAN” düstürü ile hareket edilir...Bu dergide
herkes hak ettiği yeri ve değeri bulur...
Karadeniz’de HAYAT ’ı seveceğinizden, keyifle
okuyacağınızdan eminim. Önümüzdeki sayı buluşmak
dileğiyle Hoşçakalın, Sağlıçakla kalın Hayırlı
olsun...

Karadeniz’de HAYAT dergisi 2
Sayı
Karadeniz’de HAYAT yeni
bir dergi… Bölgemiz halkının kültürel , sosyal ,
ekonomik yapısını , yaşam biçimini ve daha
ötesinde yaşam mücadelesini yansıtan dergini
Karadeniz’de HAYAT geçmişle gelecek arasında bir
köprü görevi görmek için çıktığımız bu zorlu
mücadelede daha işin başında büyük bir teveccü
ile karşılanması şevkimizi heyecanımızı daha da
artırdı. Teşekkürler Karadeniz, Teşekkürler
Karadeniz’i bizimle yaşamak isteyen can dostlar…
Geçtiğimiz ay Türkiye'yi donduran haber
Gümüşhane'den geldi. Trabzon'dan Zigara Dağı'na
günübirlik tırmanış için Torul ilçesine gelen
Aralarında Dergimiz Fotoğraf Sanatçısı Yasemin
AKTAŞ’ında bulunduğu, 17 amatör dağcı, saat
09.15'te Kadırga bölgesinde zirveye doğru
yürüyüşe geçti. Grup, yaklaşık 1 saatlik bir
yürüyüşten sonra Kepenek Mevkii'ndeki derin
vadiden geçerken çığa yakalandı. 11 dağcı
hayatını kaybederken, ikisi yaralı 7 kişi
kurtarıldı. Ölenlere Allah’tan Rahmet,
Yakınlarına Sabır, Milletimize başsağlığı
diliyorum… Değerli Dostlar; Doğu Karadeniz’i
görmeyenlere anlatmak zordur buraların
yeşilini... Doğa her vadide, her sırtta sanki
başka tür boyalar kullanmış gibidir. Gözleriniz
inişli çıkışlı tepelerin renk paletine dalıp
gitmişken; uzakta, ağaçların arasından sürmeli
gözlerle sizi izleyen evleri fark edersiniz
birden. İçinde kıpır kıpır….
Başı dumanlı dağları, şenlikleri, yaylaları,
yerinde duramayan kıpır kıpır insanları,
topraktan fışkıran deli yeşili, fındığı, çayı ve
hamsi baliği ya horonuna ne demeli.
Karadeniz’den söz açılınca yazımızın bu
bölümünde sizleri hayal dünyasına,yeşilin
sevinçten sarhoş oluğu bu dünyaya sizleri
getirmek istiyoruz. Trabzon’dan başlayarak
Artvin’e kadar uzanan bölgeyi anımsar herkes
halbuki Karadeniz baştan başa ayrı bir dünya.
Coğrafi olarak Doğu Karadeniz Ordu’daki Melet
Irmağı’ndan başlar.Bu ayrım o kadar belirgindir
ki, örneğin Doğu Karadeniz Ormanları’nın simgesi
denebilecek Doğu ladinine (Picca orientalis) bu
ırmağın batısında rastlamak mümkün değildir.
Turizmden henüz nasibini almamış bu bakir
bölgeyi hep beraber keşfetmeye ne dersiniz?
Ordu’dan güneye doğru yola koyuluyoruz.melet
Irmağı üzerindeki köprüde, turizme için
hazırlıklarını tamamlamış.Kurul kayalıkları’na
uzaktan bakıp ırmaktan ayrılıyor ve Doğu
Karadeniz’e “Merhaba” diyoruz. Fındık
bahçelerinin arasından kıvrılarak yükselen yolda
Kabadüz ve Yokuşdibi beldelerini geçiyoruz.
Artık,fındıklar yerine iğne yapraklı ağaçların
yoğun olduğu ormanlara bakıyor, Önümüzde sarp
yayla yolları... Turnalık Yaylası’na gelmeden
önce orman içinde saptığımız yol bizi yorsa da,
ulaştığımız şelalenin görkemi, ihtişamı tüm
yorgunluğumuzu unutturuveriyor birden.
Yürüyüşümüz boyunca masmavi bir gök ile
pırıltısını üzerimizden hiç eksik etmeyen güneş
eşlik etmişti bize. Gece başlayan gök gürültüsü
, etrafı gündüz gibi aydınlatan şimşeklerin
ardından müthiş bir yağmur başlıyor. Zeten
Karadeniz’i güzel kılan bir tarafı da budur ya..
Hemen bir dağ evine çekiliyoruz, dışarıda yağmur
damlalarının tıpırtısını duyarak,sobanın üstünde
demlediğimiz çayları yudumlamanın keyfi bir
başka oluyor.
Sabah hava yine açık ...Ablaktaşı’ndayız. Bu
büyük kayalıktan aşağıda uzanan ormanlarla kaplı
vadileri seyrediyorum.Yürüyüş parkurumuz yine
sonsuz yeşilliklere açılan bir ormandan geçiyor.
Doğu Karadeniz Ormanları, sonsuz yağışlı iklim
nedeniyle yoğun bir ormanaltı dokusuna sahip. Bu
dokunun en yaygın türü olan ormangülleri, sarı
ve mor taç yapraklarıyla yürüdüğümüz patikayı
renklendiriyor. Sonrasında dere boyunca devam
den yürüyüşümüz, ikidere’de,her temmuz Vosvos
Şenliği’nin düzenlendiği kamp alanında son
buluyor.artık, Dinlendikten sonra Çambaşı
yaylası’na doğru yola çıkıyoruz. 1850 metre
yükseklikteki Ordu’nun bu en büyük yaylası bir
kasaba görünümünde. Eskiden Ordu halkı yaz
aylarında buraya çıkar yazı burada geçirirmiş.
Yaşlılar o günlerde, resmi kurumların, hatta
adliye ve cezaevinin dahi yazın buraya
taşındığını anlatıyor. Yayla çevredeki “oba”
denilen küçük yerleşim birimlerinin de alışveriş
merkezi konumunda. Yaylada kalmayıp yürüyüşümüze
devam ediyoruz. Aslında buraları anlatmak hiçte
kolay değil. Karadeniz baştanbaşa güzel, görmek,
yaşamak lazım Karadenizi, Karadeniz’de.
Kayaların arasından narin boyunlarını çıkarmış
rengarenk çiçeklerin gülümsemesi, akan suların
şırıltısı insana haz veriyor, yaşama sevinci
veriyor. Doğa, sandığında yeşile dair ne varsa,
çıkarıp serer önünüze...
Velhasıl burası Karadeniz dünyada hiçbir yere
benzemez...
Güleryüzlü ve konuksever insanları, yabanı
orkide ve ormangülleri başta olmak üzere zengin
florası, eşsiz doğası, yeşili, denizi, tarihi
ile gönüllere su serper…
İşte Karadeniz’de HAYAT’ın amacı da budur…
Bu tür dergiler içerik anlamında iki ana
damardan beslenirler: Haber ve röportaj. Eğri
oturup doğru konuşayım. Profesyonel dergilerle
baş edebilecek bir haber servisimiz henüz yok.
Ama bir şekilde piyasada yer edinmek ve her
anlamda ‘şimşekleri üzerimize çekmek’
istiyorduk. Bunu da röportajlarla yapmaya karar
verdik. Bir dergide ortalama 5-6 en fazla 10
röportaj olur. Biz bunu ilerleyen sayılarımızda
30’a çıkarmayı planlıyoruz. Bunun bir nedeni
daha var. Gençlerin bir dergide en fazla ilgi
gösterdiği şeyin röportajlar olduğunu fark
ettik. Bir gün sahip olmak istedikleri yaşam
profillerini okumak, bazı kişisel ve profesyonel
detayları öğrenmek istiyorlar, istiyoruz.
Röportaj yapmak emek ve yoğun çalışma gerektiren
bir iş. Göründüğü kadar kolay değil. Randevu
almaktan ses kaydının çözümlenmesine kadar
uzanan bir dizi işlemin sabırla yapılmasını
gerektiriyor.
Büyük projelerin, büyük hayallerin sonucu
olduğunu düşünüyorum. Hayallerinizin üst sınırı
olmamalı. 100 okura ulaşmak size yetmemeli,
“1000 olursa amacıma ulaşmış olurum”
dememelisiniz. Bunu asla yeterli görmüyorum.
Milyonlara, hatta belki de yüzmilyonlara
ulaşması gerekiyor.
Tek hedef okur sayısı da değil kuşkusuz.
Karadeniz’de HAYAT’ın, burada açıklayıp sürpriz
olma özelliklerini kaybetmelerini istemediğim
bazı dergi dışı projeleri de var. Onları da
yakında hayata geçirebileceğimizi umuyorum.
Gelecek sayı buluşmak dileğiyle
|
Karalahana Bağımsız Karadeniz Gazetesi'nden makaleler:
Karadeniz Bölgesi haberleri
|
|
|
| |
|
| |