|
|
|

KEMERALTI’NIN İZMİRİ, İZMİR’İN KEMERALTISI
İzmir’in en müstesna alanlarından biri olan
tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın da artık bir kitabı
var. Hakan Kazım Taşkıran’ın, “Kemeraltı’nın
İzmir’i” çalışması tarihi çarşıya daha farklı
bakmamızı sağlıyor.
Uğur BİRYOL
Kemeraltı Çarşısı’nın
geçen yüzyıllarda başlangıcını oluşturan
Anafartalar Caddesi, Mezarlıkbaşı semtinden
itibaren deniz cephesini içine alan bir kavis
çizerek Konak alanına ulaşır. Sözü edilen bu
kavisin oluşmasındaki neden, caddenin geçen
yüzyıllardaki iç limanın etrafında yer almış
olmasından kaynaklanıyor. Liman doldukça yeni
yerleşim ve ticaret sahaları açılmış ve buraları
yeni binalarla değerlendirilmiş. 1592 yılında
kale kapısı önüne Hisar Camii inşa edilmiş.
1650–1670 yılları arasında limanın bir bölümü
doldurularak bir Çarşı kurulmuş. 1744 yılında da
Kızlarağası Hanı inşa edilmiş. Kızlarağası Hanı,
İzmirliler için bir alışveriş mekânı olmasının
yanı sıra uzun soluklu bir dinlenme mekânı da
aynı zamanda. Dünyanın en büyük açık hava
çarşısı niteliğindeki tarihi Kemeraltı
çarşısının içinde ve Konak meydanına yakın bir
noktada bulunan Kızlarağası hanı, geçmiş
günlerin görkemini yaşatıyor misafirlerine.
Anadolu’dan İzmir’e yönelen kervanların taşıdığı
malları depolamak, pazarlamak ve tüccarlar ile
kervanları barındırmak için yeni han ve
kervansaraylara ihtiyaç duyuldu. Bu nedenle
Kızlarağası Hanı Hacı Beşir Ağa tarafından inşa
ettirilen ve uzun yıllar İzmir’de önemli bir
boşluğu dolduran Kızlarağası Hanı, 1993 yılında
restore edilerek turistik çarşı olarak hizmete
girdi. Osmanlı mimarisinin günümüze gelen
İzmir’deki nadir eserlerden olan çarşının üst
katında, galeriye açılan odalarda yatmak
isteyenler kalır; zemin katta ise yükleriyle
develer, tüccarlar ve hizmetkârların
kalabileceği odalar, malların boşaltıldığı ve
pazarlandığı dükkânlar ile pazarlık yapan
insanlar bulunurdu. Kızlarağası Hanı gibi
hanlarla ve üstü kapalı dükkânlarla dolu
Kemeraltı Çarşısı ise sonsuz bir derya gibi. Her
bir yerinde ayrı bir telaş söz konusu. Fincanda
pişen Türk kahvesi eçmek isteyenlerden, düğün
alışverişi yapanlara kadar geniş yelpazede bir
insan çeşitliliği mevcut Kemeraltı’nda.
Kemeraltı’na yakından bakmak
Çocukluğu da Kemeraltı’nda geçmiş araştırmacı-
yazar ve yayıncı Hakan Kazım Taşkıran son derece
titiz bir çalışma gerçekleştirerek,
Kemeraltı’nda geçmişten bugüne kadar
görülebilecek her şeyi yazı ve fotoğraflarla
belgelemiş. Kitapta okuru neler bekliyor
konusunu açarsak: Öncelikle İzmir tarihine genel
bir bakışla başlıyor Taşkıran ve İzmir adının
kökeninden, Tepekule Höyüğü’ne, oradan
Kadifekale’ye, Agora’ya ve İzmir tarihinin
alamet-i farikası mekânlara bir yolculuğa
çıkarıyor bizleri. Cumhuriyet döneminde İzmir’i
anlattıktan sonra da tarihi çarşının geçmişten
bugüne kadar olan serüvenini anlatıyor.
Kemeraltı’ndaki sinemaları, kulüpleri ve çeşitli
dernekleri de anlatan kitapta; fotoğrafhaneler,
basın ve yayın hayatı, sahaflar, eğitim
kurumları gibi başlıklarla kültür mercek altına
alınıyor. Hakan Kazım Taşkıran, bununla da
yetinmiyor ve eserinde Kemeraltı’nın camileri,
medreseleri, sebilleri, çeşmeleri, han ve
hamamları, havraları ve anıtsal düzenlemelerini
de sokak sokak fotoğraflarıyla gözler önüne
seriyor. Son olarak çok büyük bir açık hava
pazarı niteliğindeki Kemeraltı çarşısındaki yem
içme kültürüne, kahvehanelere, lokantacılara
uzanıyor kitap. Ve kitabı bitirirken hiç
gitmeseniz de gitmiş kadar oluyorsunuz Kemeraltı
Çarşısı’na. Elbette bu kitabı edindikten sonra,
gitmemek de kayıp hanesine yazılacak kadar büyük
bir hadise olur.
Tarihe saygı ödüllü sahaf
Taşkıran ailesine ait “Tepekule Kitaplığı” ise
29 Şubat 2008 tarihinde Sabah Gazetesi
tarafından Türkiye’nin ilk on sahafından biri
seçilmiş, 2003 ve 2008 yıllarında İzmir
Büyükşehir Belediyesi “Tarihe Saygı” ödüllerini
almış. Hakan Kazım Taşkıran’ın titizlikle
hazırladığı eserde, kitaba dair şunlar
söyleniyor: “ Kemeraltı, konut alanlarıyla
ticari yaşamın iç içe girdiği eski kent
anlayışıyla, bugün oldukça eleştirilen,
geleneksel yapısını uzun yıllar yaşatmış ve
halen yaşatan bir bölgedir. Antik dönem
İzmir'iyle, modern dönem İzmir’i arasında bir
köprü olan ve günümüz İzmir'inin çekirdeğini
oluşturmasındaki tartışılmaz önemine karşın,
bugüne kadar çıkmış olan çeşitli yayınlarda hak
ettiği yeri bulamayan Kemeraltı'nı, daha
yakından tanıyalım. İzmir'e bir de
Kemeraltı’ndan bakalım...” Kemeraltı’na yakından
bakmak ve her bir noktasını keşfetmek isteyenler
için bu çok özel çalışmanın es geçilmeyeceğini
umuyorum.
[email protected]
|
Karalahana Bağımsız Karadeniz Gazetesi'nden makaleler:
Karadeniz Bölgesi haberleri
|
|
|
| |
|
| |