
Yukardaki logoyu tıklayarak Bağımsız Karadeniz
Gazetesini okuyabilirsiniz.

Dünyanın tüm televizyonlarını Canlı seyretmek,
tüm gazeteleri tek bir sayfadan okuyabilmek için önemlilinkler.com
www.onemlilinkler.com
sitesini sık kullanılanlara ekleyin.
|
|
|
Trabzon gezisi - tarihi yerler

Doğu
Karadeniz Bölgesinde yer alan Trabzon
Kafkasların ve İran transit yolunun
başlangıcında yer alır. Karadeniz'e kıyısı olan
diğer ülkelerin limanlarıyla bağlantısı
bulunmaktadır. Tarihi ve doğa güzellikleri ile
dört mevsim gezip görülebilecek turizm şehridir.
Trabzon ili, doğudan Rize, batıdan Giresun,
güneyden Gümüşhane ve kuzeyden Karadenizle
çevrilir. Trabzon ilinin doğu-batı yönünde
uzunluğu 100 km ve genişliği 46 km'dir. Arazi
tamamen dağlık ve volkaniktir. Hemen deniz
kenarından başlayarak içeriye doğru birden
yükselen dağlar kısa bir zamanda 400-500 metre
yüksekliğe ulaşır. İlin güney sınırı 2000-3000
metre yükseklikteki tepelerle son bulur. Bu
tepeler doğuda Çoruh nehrinde başlayarak
Ordu-Samsun istikametinde son bulmaktadır.
Trabzon ili; üzerine oturtulmuş tepeler, oldukça
dik versanlar ve denize dökülen irili ufaklı bir
çok dere ile düzlüğü bozulmuş, dalgalı yırtık
görünümlü bir yapıdadır. Kaynağını ilin
güneyindeki dağ silsilesinden alarak denize
dökülen dereler araziyi oldukça sık ve derin
vadilere bölmüştür.
Trabzon ilinin ilçeleri;
Akçaabat
,
Araklı
,
Arsin,
Beşikdüzü,
Çarşıbaşı
,
Çaykara,
Dernekpazarı,
Düzköy,
Hayrat,
Köprübaşı,
Maçka,
Of
,
Sürmene
,
Şalpazarı,
Tonya,
Vakfıkebir
ve
Yomra'dır.
Sümela Manastırı
Trabzon'un Maçka İlçesinin Altındere Köyü
sınırları içinde, Altındere vadisine hakim
Karadağ'ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine
kurulmuş olan Sumela Manastırı, halk arasında
"Meryem Ana" adı ile anılır. Vadiden yaklaşık
300 metre yükseklikte bulunan yapı, bu konumuyla
manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara
ve su kenarlarında kurulma geleneğini
sürdürmüştür.
Meryem Ana adına kurulan manastırın "Sumela"
adını "siyah" anlamına gelen "melas" sözcüğünden
aldığı söylenmektedir. Bu ismin manastırın
kurulduğu koyu renkli Karadağlar'dan geldiği
düşünülmekte ise de, Sumela kelimesi buradaki
Meryem tasvirinin siyah rengine
bağlanabilmektedir.
Daha çok bilgi için:
Sümela manastırı hakkında
detaylı bilgi tarihçesi, yapımı, sümela
efsaneleri,Sümela
Manastırı'nda restorasyon faciası
Ayasofya Müzesi
Günümüzde müze olarak kullanılmakta olan Trabzon
Ayasofya Kilisesi, 1. Manuel Komnenos zamanında
(1238-1263) inşa edilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet'in 1461 yılında Trabzon'u
fethini takiben yapı, camiye çevrilmiş ve vakıf
eser olmuştur. Ayasofya, yüzyıllar boyunca şehri
ziyarete gelen seyyah ve araştırmacıların
ilgisini çekmiştir. Trabzon üzerine anlattıkları
ile ünlü Evliya Çelebi (1648), Pitton Tournefort
(1701), Hamilton (1836), Texier (1864),
Trabzonlu Şakir Şevket (1878) ve Lynch (1893)
yapıya önem veren kişiler arasındadır.
1868 yılında harap durumda olan caminin Bursa'lı
Rıza Efendi'nin teşvikleriyle yeni baştan
onarıldığı bilinmektedir. Bina I. Dünya Savaşı
yıllarında sırası ile depo, hastane daha
sonraları yine cami olarak kullanılmıştır.
1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel
Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi'nin işbirliği
ile restore edilerek 1964 yılından sonra müze
olarak ziyarete açılmıştır.
Geç Bizans kiliselerinin güzel bir örneği olan
yapı, kare-haç planlıdır ve yüksek bir merkezi
kubbeye sahiptir. Nartex denilen giriş holüne
sahip olan bina üç neflidir. Neflerden ortadaki
beşköşeli, yanlardakiler ise yuvarlak birer
apsisle son bulmaktadır. Nartex' in üzerinde
şapel vardır.Yapının kuzey, batı ve güneyinde üç
revaklı giriş bulunmaktadır.
Kubbe ve kasnağı oniki köşelidir. Kubbe monoblok
dört mermer sütun, kemerler ve pandantiflerle
taşınmaktadır. Yapı ana kubbenin etrafında
değişik tonozlarla örtülmüş, çatı farklı
yükseklikler verilerek kiremitle kaplanmıştır.
Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde
Hıristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi
İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Kuzey
ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik
geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı
cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu
taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır.
Binanın en görkemli cephesi güneyidir. Burada
Adem'le Havva'nın yaratılışı kabartma olarak bir
friz halinde anlatılmıştır.
1.Sahnede; Adem ile Havva' nen yaradılışı
2.Sahnede; Adem ile Havva'nın cennette
yaşayışları
3.Sahnede; Yasak elma
4.Sahnede; Adem ile Havva'nın cennetten
kovuluşları
5.Sahnede; İlk cinayetin tasviri (Kabil'in
Habil' i öldürmesi) tasvirleri yer almaktadır.
Yine bu cephede kemerin kilittaşı üzerinde
Trabzon'da 257 yıl hüküm süren Komnenosların
sembolü olan tekbaşlı kartal motifi
bulunmaktadır. Benzer bir kartal tasviri ana
apsisin dışında doğu tarafta yer alır. Bu
cephede, kentaur - grifon gibi mitolojik
varlıklar, güvercinler, merkezlerinde yıldız ve
hilal bulunan kare panolar, içleri bitkisel
motifli madalyonlar yer almaktadır.
Yapının ana kubbesinin altına rastlayan kısmında
opus-sectula tarzında çok renkli mermerden
yapılmış bir yer mozaiği bulunmaktadır. Daha çok
bilgi için:
Trabzon Aya Sofya Müzesi
Kızlar Manastırı
Boztepe'nin yamacında şehre hakim bir mevkide
kurulmuştur. İki teras üzerine inşa edilen
manastır kompleksi yüksek bir koruma duvarı ile
çevrilmiştir. Manastır III. Alexios zamanında
(1349-1390) kurulmuş birkaç defa onarılmış som
şeklini 19. yüzyılda almıştır. İlk olarak
güneyde içinde kutsal su bulunan kaya kilisesi
ve onun girişindeki şapel ve birkaç hücreden
ibarettir. Kaya kilisesinin içerisinde kitabeler
ve Alexios III karısı Theodora ve annesi Eirene'
nın portreleri yer almaktadır.
Kuştul Manastırı
Bu manastır Trabzon'un Esiroğlu Beldesinin
Kuştul (Şimşirli) ismi verilen köyündedir.
Yapının bulunduğu yere gidiş şöyle olmaktadır.
Önce Esiroğlu Beldesine gidilip, oradan minibüs
veya jeep kiralanır. Soldaki yol takip İkidere
Köyüne gelinir. Bu köyde yol ikiye ayrılır.
Yolun biri sağa diğeri sola gider. Sağa giden
yol yamaçta bnulunan Konaklar Köyüne varır.
Buradan Kuştul daha uzak olmasına rağmen ulaşım
daha iyidir. Katır veya yaya olarak gidilirse
manastıra bir-iki saatte varılabilir.
Vadinin tabanından dirsek şeklindeki kaya
üzerine oturtulan bu yapı, kale gibi, vadiye
hakim bir tepede kurulmuştur.. Maçka yolu
üzerinde ve bağımsız bir amir gücüne sahip olan,
üçüncü manastırdır. MS. 752 yılında kurulduğu
söylenen bu manastır 1203 senesinde yağma
edilip, terk edildi. Ama 1393 yılında tekrar
kurulup 15. yüzyılın başında yine eski önemini
kazandı. Bu asrın binalarının çoğu 1904 yılında
çıkan büyük bir yangınla harap olduktan sonra
manastır, bir daha inşa edilmiştir.
Vazelon Manastırı
Bu manastıra Maçka'yı 14 km geçtikten sonra iki
yolla gidilmektedir. Birinci yol; Kiremitli
kahvelerinden yaklaşık 500 m . sonra sağa
ayrılan, yeni yapılmış stabilizedir. Diğeri ise;
Kiremitli köyünden vadiye inip, vadiden 2,5-3
saatlik yaya gidilmesi gereken yoldur. Fakat bu
yol zahmetli ve daha uzun olduğu için tercih
edilmez. Birinci yol daha iyi ve emindir.
Manastıra giden yol dik olmasına karşın, çam
ormanlarının içinden geçip, güzel çiçek
kokularını teneffüs ederek bakir manzarayı
görünce, bu zahmete gerçekten değdiğini anlarız.
Yolun sonunda manastır binası karşıdan bütün
ihtişamıyla gözükür.
Yapının, Vazelon ismini kurulmuş olduğu "Zabulon
Dağı" ndan aldığı görüşü kuvvetli ihtimaldir.
Manastır ıssız, sakin yerde seçilmesi, ona daha
kutsal bir hava vermek istenmesindendir. (bu
gibi yapıların Trabzon ve çevresinde, evvelce
Hıristiyan alk tarafından içinde kutsal bir
suyun bulunduğu "Ayazma" etrafında yahut
yakınında kurulması önemli etkenlerden birisi
olmuştur).
Çoğu araştırmacı yapının tarihini kesin olarak
vermemekle birlikte; bazıları ilk inşa tarihini
MS. 270 , bazıları MS. 317 olarak belirtir.
Manastır, Yahya Peygamber'e adanmıştır. Fakat
ilk kuruluşu ile bugüne kadar çeşitli
değişiklikler geçirdiği kesindir. (527-565)
yılları arasında Justinyen tarafından tamir
ettirilmiştir. 644 yılının Şubat ayında hücreler
tamamen tamir edilip, kütüphanesi
zenginleştirilmiştir. 702 yılı ile onu izleyen
yıllar içinde esaslı şekilde yenilenmiştir.
Vazelon Manastırı, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla
kadar Maçka'nın ekonomik, sosyal ve kültürel
hayatında etkinliğini sürdürmüştür. 14. yüzyılda
sahip olduğu arazi ve geliri 1890 yılına kadar
yirmi köyde devam etmiştir. Vazelon Manastırı
vaktiyle bölgede bulunan manastırların en
yetkilisi ve zengini durumundaymış. Bir rivayete
göre; Vazelon geliri ile bir Sumela Manastırı
daha yapılabilirmiş. Manastır 19. yüzyılda
etraflıca onarılmıştır. Binayı batı kısmındaki
merdivenle girilmektedir. Merdiven basamakları
kırık olduğundan, yukarı çıkarken dikkatli olmak
gerekir.
Bugün zemin kat kısmı sağır kapı ve pencereler
ile kapalıdır. Fakat birince kata bahsedilen
merdivenle çıkıldığında, küçük bir antre ile
karşılaşırız. Bu kısmın sağında ve solunda iki
dar koridor vardır. Bu koridorlara sağdan ve
soldan üçer olmak üzere toplam altı oda
açılmaktadır. Odaların tavan kısımları ahşap
olduğundan günümüze gelememiştir. Girişteki ek
kısmın 19. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Çok
pencereli çok pencereli bir karaktere sahip,
sert taşlardan ibarettir.
Manastırın asıl eski bölümüne evvelce ahşap bir
merdivenle çıkıldığı için, bu merdiven halen
yoktur. Diğer kata geçmek için tırmanarak, yahut
alt katta bulunan gizli dehlizlerden sürünerek
varılabilir. Tournefort, bu manastırı ziyaret
sırasında bahsettiği merdiven bu kısımda olsa
gerek. "Buradaki keşişler, manastıra ilkel
olarak yapılan bir merdivenle çıkarlar. Bu
merdiven; gemi direği büyüklüğünde, iki meşe
ağacı gövdesinden ibarettir. Bunlar duvara
yaslanır. Bunların yardımı olmaksızın, ben
binaya çıkabilmek için iyi bir ip cambazı
olmalıydım" diyor.
Eski manastır bölümüne çıkıldığında, bazı bina
kalıntılarına rastlanır. Soldaki büyük kısmın
yemek salonu, ona bitişik olanın ise manastır
görevlilerine ait olduğu sanılmaktadır. Sağdaki
binalar ise; su kanallarından anlaşıldığına göre
mutfak ve yemekhane idi. Bunların yukarısında
üzeri tonozla örtülü büyük bir su sarnıcı
bulunmaktadır. Bunun yanıbaşında ise üç nefli
bir Bizans kilisesi bulunmaktaydı. Kilisenin
apsis kısmında nişler halen mevcut olup, girişi
kuzeydendir. Batısında bulunan iki kapının
açıldığı mağara hücresi, manastırın ilk
kiliseciği için uygun yerdir. Kilisenin kuzey
dış duvarındaki freskler, son hüküm (mahşer
günü) , İsa'nın bin yıllık denilen kürsüsünün
hazırlanışını, cennet-cehennemi tasvir
ederler.Manastır ve bölümlerinin üzerleri ahşap
olduğundan bugün çürümüş ve yıkılmıştır. Bina
1923 yılında terkedilmiştir.
Kaymaklı Manastırı
Trabzon'un 3 km güneydoğusunda Boztepe'nin
Değirmendere vadisine bakan yakasında
kurulmuştur. 1424 yılında inşa edilmiştir.
Yapılar topluluğu dikdörtgen alan içerisinde,
ortada tek apsisli kilise, kuzey batıda çan
kulesi, güney doğuda ise küçük bir şapel ve
manastır hücrelerinden oluşmaktadır. Manastır
yapıları birçok defa onarım görmüştür. En eski
kısım kilisenin beşken apsis bölümüdür. Kilise
içerisindeki freskler 18. yüzyıla
tarihlenmektedir.
Santa Maria Kilisesi
Sultan Abdülaziz'in müsaadeleriyle inşaatına
başlanılan Merkez Kemerkaya Mahallesinde bulunan
tarihi tescilli yapı, Vatikan idaresi tarafından
1852-1874 yılları arasında yaptırılmıştır.
Etrafı yüksek duvarlarla çevrili bahçe
içerisindeki kilise, lojman ve ek binalarla
oluşan bir komplekstir. Ayrıca, Samsun'daki
katolik kilisesi içerisinde asılı bulunan
tarihçede Trabzon'daki katolik kilisesinin
yapımı için 1845'de bir heyet oluşturulmuş, evin
inşaasına 1852 yılında başlanıldığı, kilisesinin
ise 1869-1974 yıllar arasında yapıldığı
belirtilmektedir.
Küçük Ayvasıl Kilisesi
Şehrin en eski kiliselerinden birisidir. Üç
nefli bir bazilikadır. Narteksi yoktur. Nefler
içten ve dıştan yuvarlak planlıdır. Zemininde
kriptası bulunur. Naosta T şekilli iki ayak ile
iki İon başlıklı sütün bulunur. Giriş kapısında
bir Bizans kabartması ile 884-885 tarihinde I.
Basil zamanına ait onarım kitabesi
bulunmaktadır. İçerisinde daha geç dönemlere ait
fresk kalıntıları bulunmaktadır.
Altındere Köyü Kilisesi
Yapım Yılı: 1876
Maçka İlçesi Altındere köyünün meyilli bir
kesiminde bulunur. Kesme taş malzeme ile
yapılmış kilisenin örtüsü kırma çatı olup,
oluklu kiremitle kaplıdır. İç mekana giriş kuzey
ve batı yönde açılmış birer kapıyla sağlanır.
Kuzey yöndeki kapının söveleri kesme taş
malzemeyle yapılmış olup silmeyle
hareketlendirilmiştir. Tek kanat halinde
düzenlenen kapının yüzeyi kabartma şeklinde
işlenmiş vazodan çıkan üzüm asmasıyla süslüdür.
Giriş üzerine bulunan yuvarlak kemer içerisine
alınmış bölümde 1876 tarihi yazılıdır.
Orjinalde üç apsis bölümü sonradan ortadan
kaldırılarak duvarla örtülmüştür. Kilise bir
dönem cami olarak kullanılmıştır.
Günümüzde boş olan kilisenin iç mekanı dört
sütunla 3 sahına ayrılmıştır. Orta sahın yan
sahınlarına nazaran daha geniş tutulmuştur.
Sahınların üzeri birer beşik tonozla örtülüdür.
İç mekanı beyaz badana ile boyanmıştır. Badana
altında yer alan fresk izlerine rastlanır. Ana
apsiste, Hz. İsa ile Meryem ve çocuk İsa
figürlerine yer verilmiştir.
Bağışlı Köyü Kilisesi
Yapım Yılı: Bilinmiyor
Maçka ilçe merkezine 18 kilometre mesafede
bulunan Bağışlı köyündedir. Önemli ölçüde harap
olan kiliseden günümüze beden duvarları ve ana
apsis kalabilmiştir. Kuzeyde tek girişe sahip
kilisenin kemer kısmı sivridir. Apsiste tek
mazgal pencereye yer verilmiştir. Örtüsü beşik
tonoz şeklinde düzenlenmiştir. Kilise, Bizans
dönemi üslubunu taşır.
Coşandere Köyü Verizana Kilisesi
Yapım Yılı: Bilinmiyor
Maçka-Sümela karayolunun sağında fındıklık
içinde bulunan kilise kalıntısı 3 apsisli. 3
sahınlıdır. Sahınlar kemerlerle birbirinden
ayırılmıştır. Giriş batıdandır. Orta küçük
apsiste fresk kalıntıları vardır. Bizans dönemi
üslubundadır.
Çamlıdüz Köyü Kilisesi
Yapım Yılı: Bilinmiyor
Maçka ilçesi Çamlıdüz köyünde bulunur. Ana kaya
kitlesi üzerine inşa edilmiş kilise, çevreye
hakim bir konumdadır. Çevresi duvarla korumaya
alınmıştır. Moloz taşla inşa edilmiş kilisesin
çatı kısmı semer kırma olup, kiremitle kaplıdır.
Kuzey ve güney yönde açılmış aynı eksen üzerinde
bulunan birer kapıyla iç mekana geçilir. Tek
apsislidir. Duvara gömülü payelerin desteklediği
üst örtü beşik tonoz şeklinde düzenlenmiştir.
Apsiste bir adet mazgal pencereye yer
verilmiştir.
Apsis kısmında kare ve dikdörtgen formlu iki niş
yer alır. Kilise, Bizans dönemi üslubunun
örneklerindendir.
Aşağı Temelli Köyü Kilisesi
Yapım Yılı: 19. yy
Maçka ilçesi Esiroğlu Beldesi'ne bağlı Aşağı
Temelli köyünde bulunmaktadır. Düzgün kesme
taştan yapılmış olan bina 4 taş sütun üzerine
oturan merkezi kubbeye sahiptir.
Yan mekanların beşik tonozlu olduğu kilisenin
girişi kuzeydendir. Doğusunda bulunan apsis
kısmı dışardan yıkılmış olup, camiye
çevrildiğinden içerden duvarla örülerek
kapatılmıştır. Güneyinde mihrap ve yıkılmış
durumda ahşap minberi bulunmaktadır. Mihrabın
tahrip olmuş tac kısmı ise boyayla yapılmış
bitkisel bezerine ile süslenmiştir. Kuzey
girişinin üzeri ahşapla kapatılarak mahfil
oluşturulmuştur. Kilise; Bizans üslubu
özellikleri taşımaktadır.
Mintantoz Kilisesi
Yapım Yılı: Bilinmiyor
Maçka ilçei Ocaklı köyü, aşağı mahallede yer
alan kilise, düzgün kesme taştan yapılmış olup,
doğusunda apsisi vardır. 3 sahınlıdır. Her iki
tarafta 3'er tane olmak üzere 6 taş sütun tavanı
taşımaktadır. Ortada kubbesi vardır. Ancak
yıkılmıştır. 3 apsislidir.
Bizans üslubu etkisindeki kilisenin girişinde
düzgün bir taş işçiliği görülür. Ortada giriş
çevresinde 3 silmeli ve kademeli bir kapı ile
söveye sahiptir. Kapı sövesi iki kemerle son
bulur. Her iki kemer arasında 4 kollu haç
vardır. Kemer başlangıcında da palmet motifleri
görülür.
Giriş üzerinde; kanatlı kuyruklarından birbirine
dolanmış iki yaratık, ağızlarında kartuş
tutmaktadır. Ortada bir haç ve iki yanında ayın
hilal ve dolunay şekillerini gösteren simgeler
yer alır. Üstte ise boş bir kitabe yeri vardır.
Girişte sağ tarafta 3 pencere, apsislerde de
birer pencere bulunmaktadır. Yan apsislerde
büyük ve küçük nişler vardır. Sol apsisteki
büyük nişin tac kısmında yarım oyuk küre
bulunmaktadır. Büyük apsisin üst kısmına
yuvarlak mazgal pencere yerleştirilmiştir. Bu
pencere hac şeklinde olup, kollar arası boştur.
Büyük apsisten yan neflere kemerli geçişler
mevcuttur.
Girişte, orta sahındaki beşik tonozlarda büyük
daire içinde Hz.İsa'nın portesi ve yanlarda
kanatlı melekler yer almıştır. Hemen girişteki
tonozda da daire içinde kesik el betimlenmiştir.
Kilisenin sol duvarında ise çok sayıda betimler
bulunmaktadır.
Yazlık Köyü Kilisesi
Yapım Tarihi: Bilinmiyor
Maçka ilçesi Yazlık köyü merkez camisinin
batısında, köyün aşağı kesiminde yeralan kilise
oldukça tahrip olmuştur. 3 nefli ve 3
apsislidir. Giriş batıdan olup, üzerinde
penceresi bulunmaktadır. Muhtemelen üzeri kemer
tonozluydu. Ancak yıkılmıştır. Duvarlar üzerinde
fresk kalıntıları gözlenmektedir.
Trabzon Kalesi
Büyük bir bölümü ayakta kalan surlar şehrin eski
yapılarını oluştururlar. Bugünkü surların en
eski bölümü Roma devrine MS 5. yüzyıla
tarihlenmektedir. Surların daha eski safhaları
hakkında tarihi kaynaklar bilgi verirler. MÖ. 5.
yüzyılda şehri gören Kesenefon surların
varlığından sözetmektedir. Trabzon surları
Yukarı Hisar, İçkale, Orta Hisar ve Aşağı Hisar
olmak üzere üç bölüme ayrılmaktadır.
Yukarı Hisar ile Orta Hisar, Kuzgun Dere ile
İmaret (İskeleboz ) deresi arasındaki yüksek
kaya kitlesi üzerine kurulmuştur. Bu bölüm
kalenin en eski bölümünü meydana getirmekte ve
kaba olarak bir yamuğa benzemektedir. Şehrin adı
bu Trapez-Trabezus yamuk şeklinden gelmektedir.
Gülbahar Hatun Camii ve Türbesi
Kendi adıyla anılan mahallede Atapark'ın
güneyinde yer alan bu cami Yavuz Sultan Selim
zamanında annesi Gülbahar Hatun adına 1514
tarihinde yaptırılmıştır. Zamanla, etrafındaki
Medrese, İmaret, Mektep, Darü'l-Kurra ve Türbe
ile bir Külliye oluşturmaktaydı. Bugün diğerleri
yıkılarak sadece doğusundaki Türbe ayakta
kalmıştır.
Cami, kare harim üzerine tek kubbe, yanlarda
camiye dahil olmuş bulunan birer kubbeli tabhane,
5 kubbeli son cemaat yeri ile kuzey-batı
köşesindeki minareden oluşmaktadır. Kesme
taşlardan yapılan camiye kuzey cephesindeki ana
giriş kapısından girilmektedir. Ayrıca,
yanlardaki zaviyelere de düz altlıklı sivri
sağır kemerli birer kapı açılmaktadır. Son
cemaat yeri altı mermer sütun üzerinde beş
kubbeli olup, orta kubbe köşelikleri
mukarnaslıdır. Başlıklar baklavalıdır. Son
cemaat duvarına harimden iki alt ve bir üst
pencere açılmaktadır. Cümle kapısı sivri kemerli
bir niş içinde basık kemerlidir. Bu kapının
üzerinde 1883-1884 yıllarında yapılan onarıma
dair bir ayet kitabe yer almaktadır. Bugün son
cemaat yeri üç taraftan bir saçakla çevrilidir.
Harimi örten kubbenin köşelikleri pandantiftir.
Dışardan on iki (12) kenarlı bir kasnağa
oturur.Rumi taçlı mermer bir mihrap ve mermerden
sade bir minberi vardır. Caminin minaresi, bir
kenarı ile yan duvara yapışık sekiz kenarlı bir
kaide, sade pabuç, iki sıra ve bir sıra beyaz
taşlarla örülen gövdeye sahiptir. Minarenin
şerefesi üç sıra ve iri bademli ve sarkmalı,
korkuluk altı köşe kabartmalı ve sağırdır.
Ortahisar Fatih Camii (Panaghia
Chrysocephalos)
Yapı altınbaşlı Meryem Kilisesi Chrysokephalos
olarak adlandırılmıştır. Kuruluşu 914 yılına
kadar inmektedir. Bu yapının manastır içerisinde
bazilikalı planlı olarak yapıldığı
sanılmaktadır.
Bugünkü planın esası 12. yüzyılda
gerçekleştirilmiş olmalıdır. Araştırmacılar
yapının 6 esas onarım devri geçirdiğini
belirtmişlerdir. Ana plan Yunan haçı
şeklindedir. Üç nefli olan yapının apsisi içten
yuvarlak dıştan çokgendir. Bir iç ve bir dış
narteksi vardır.
Kuzey girişi 14. Yüzyılda inşa edilmiştir.
Merkezi kubbe pandantiflere oturur ve 12 köşeli
yüksek bir kasnağa sahiptir. Zamanında şehrin
baş kilisesi, katedrali olduğu için yapının
süslemesine önem verilmiştir. Freskler bugün
sıvanmıştır. Bema duvarlarında ve zeminde opus
sectile tarzında mozayik süsleme yer almaktadır.
Fetihten sonra camiye çevrilmiş ve belki de
Fatih, ilk Cuma namazını burada kılmıştır. Fatih
Medresesi de yapıya bitişik olarak kurulmuştur.
Türk devrinde caminin esas girişi kuzeye
alınmış, güney duvarının ortasına bir mihrap
yerleştirilmiş, minber konulmuş ve minare
yapılmıştır.
Mihrap taştan yapılmış olup, süsleme bakımından
zengindir. Mihrabı çevreleyen geometrik geçmeli
bordürler, mukarnaslı niş ve alındığındaki
rozetler Selçuklu örneklerini hatırlatmaktadır.
Ceviz ağacından yapılmış minber değerli bir
sanat eseridir.Orta Hisar Camii'ne değişik
zamanlarda nakışlı süslemeler yapılmış ve
kitabeler konulmuştur. Mihrabın doğusundaki oda
1842 yılında kütüphane haline getirilmiş ve
kapısı üzerine bir kitabe yerleştirilmiştir.
Yeni Cuma Camii (St. Eugenios):
Trabzon'un kurtarıcı ve koruyucu azizi
Eugenios'a ithaf edilmiştir. İlk kilisenin ne
zaman yapıldığı bilinmemektedir. Araştırmacılar
ilk yapının bazilika olduğunu belirtmektedir.
Ayrıca 1291 yılına ait bir kitabe bulunmuştur.
Bugünkü yapının 14. Yüzyılda haç planlı olarak
inşa edildiği muhtemeldir.Yapının bugün narteksi
yoktur. Üç nefli ve üç apsislidir. Orta apsis
içten yuvarlık dıştan beş köşelidir. Diğerleri
içten at nalı, dıştan yuvarlaktır. Merkezi kubbe
doğuda haç biçimli iki ayağa, batıda yuvarlak
iki dorik sütuna pandantifler yardımıyla oturur.
Yan neflerin üzeri tonozlarla örtülmüştür.
Bu yapıda da fresk izleri ve zemin
mozayiklerinin kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca
orta apsisin dışında kartal ve güvercin
kabartmalarına yer verilmiştir.Trabzon'un
fethinden sonra camiye çevrilen yapıya kuzey
giriş kısmı ile minare ilave edilmiştir. Büyük
apsisten bir giriş daha açılmıştır. Taştan
yapılan mihrap barok karakterlidir. Minberi
ahşaptan yapılmış olup sade bırakılmıştır.
Mahfilde iyi bir ahşap işçilik görülür.Bu
ilavelerden başka caminin içinde çok değerli
kalem işi süslemeler vardır. Pandantiflerin
yazıları ünlü hattat Hafız Hasan Rıfat'ın
eseridir. Kullanılan diğer kısımlardaki yazı ve
nakışlar yenilenmiştir.
Akçakale
Trabzon'un 18 km batısında bulunan Akçakale'de
denize hâkim bir terasta ilçeye ismini veren
kale yer almaktadır. Kalenin 1297-1330 yılları
arasında İmparator Aleksios11 tarafından
Selçuklulara korunmak amacıyla yaptırıldığı
sanılmaktadır. Trabzon'un fethinden sonra Kale
yedi yıl daha savunulmuş ve sonra Fatih Sultan
Mehmed'in komutanlarından Mahmut Paşa tarafından
ele geçirilmiştir. Kuşatma sonunda şehit düşen
Mahmut Paşa da kaleye gömülmüştür. Osmanlı
döneminde onarım geçiren ve bazı yeni ilavelerle
genişletilen kale önemli bir askeri üs olma
özelliğini yüzyılımızın başlarına kadar
korunmuştur. Moloz ve kesme taştan yapılan
kalenin birçok bölümü yıkılmış olmasına rağmen
yinede orijinal görünümünden pek fazla
uzaklaşmamıştır. Ancak katlar arasının ahşap
oluşu bu bölümlerin günümüze ulaşmasını
engellemiştir.
Cephanelik
İreni ve Fatih kulesi olarak bilinen yapının
Yıldız Sarayı albümlerindeki resminin altında
H.1305 yılında yaptırıldığı yazılıdır. Kapısı
üzerinde II.Abdülhamit tuğrası ve kitabe de bunu
doğrular. Cephaneliğin 1887 yılında yaptırıldığı
kesin olarak anlaşılmaktadır. Yaklaşık 25-40 m.
çapında iç içe dairevi iki bölümden
oluşmaktadır. İç bölüm dört, dış bölüm ise üç
katlıydı. İç ve dış yapılarda oval kemerli üçer
adet pencere bulunmaktadır. Yüksek bir koruma
duvarı içine alınmış olup batı yakınında ise
karakol hanesi vardı. 1916-1918 Rus işgali
sırasında mühimmat deposu olarak kullanılmış ve
9 Temmuz 1919'da bir patlamayla örtüsü
yıkılmıştır.
Alaca Han
Büyük İmaret (Hatuniye) camisinin doğusunda yer
alır. Yavuz Sultan Selim'in annesi Gülbaharhatun
için 1506 yılında yaptırılmıştır. Türbe iyi bir
taş işçiliği gösterir. Sarımsı renkli kesme
taşlardan inşa edilmiştir. Pençerelerinin tahfif
(sağır) kemerlerinde olduğu gibi gri taşlar
dekoratif olarak kullanılmıştır. Sekizgen planlı
türbe gövde üzerinde yine sekizgen bir kasnağa
sahiptir. Kubbe sekiz köşeli olup kurşunla
kaplanmıştır.
Vakıf Han
Bedestenin kuzey batısında yer alır. Üç katlı
avlulu bir handır. Birlikte inşa edildiği
güneydoğu kısmındaki caminin şadırvanı
üzerindeki kitabeye göre Hicri 1196 Miladi 1781
yılında Hacı Yahya adında bir hayırsever
tarafından yaptırılmıştır. Zemin katın esas
girişi doğudandır. Açık avluyu revak ve
arkasındaki odalar çevirir. Birinci katın girişi
güneydedir. Bu katta cephede dört dükkan,
şadırvan ve caminin giriş kapısı bulunmaktadır.
Avlu etrafında sıralanan odalar farklı
büyüklüktedir. Kuzeyde orta kısımda bir eyvan
yer alır. İkinci katta revaklı avlu odaları ve
cami bulunmaktadır. Bu caminin güneydoğu
köşesindeki minaresi yıkılmıştır.
Bedesten
Trabzon çarşısının merkezinde yer alan şehrin en
eski ticaret yapısıdır. Dıştan 20.60 x 22.60 m
boyutlarıyla kaleye yakın dikdörtgen planlıdır.
Türk Bedestenleri içerisinde tek kubbeli olan
tek örnektir. Ayrıca yapı Gülbaharhatun
Vakıfları arasında gösterilmiştir. Bunun için
yapının fetihten sonra 15. yüzyılın sonlarında
yapıldığını söyleyebiliriz.
Taşhan
Osmanlı dönemi avlulu, iki şehir hanlarının
güzel bir örneğidir. Kaynaklara göre 1531-1533
yılları arasında Trabzon Valisi İskenderpaşa
tarafından yaptırılmıştır. Muhtelif zamanda
yapılan onarımlarla günümüze gelmiştir. Kuzey
cephesine geç devir dükkanları eklenmiştir.
Duvarlar düzgün yontu taştan yapılmıştır. Revak
kemerleri ve tonoz örtü tuğladır. Önceleri
alaturka kiremit kaplı çatısı 1980 yılındaki
onarımda beton mozaik olarak değiştirilmiştir.
Çakıroğlu Konağı
Trabzon'un Of ilçesi'nin Sarıağaç köyünde
bulunan konak İsmail ağa tarafından H.1237
(1821) yılında yaptırılmıştır. Konağın zemin
katı kesme taş olup, kış odası, kiler ve ambar
burada yeralmaktadır. Ahşap Bağdadi kaplamalı
ikinci kattaki oda sayısı tam olarak
bilinmemektedir. Çakırağa konağı, 1979 yılında
Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce
onarılarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Kundupoğlu Evi
Yarımbıyıkoğlu evinin güneyinde yer alır. Sadece
bir kısmı ayakta kalmıştır. Zamanında dar sofalı
planlıydı. Bugün onarılan fevkani, üst oda alçı,
ahşap oyma ve kalem işi süslemelere sahiptir.
18. yüzyıla tarihlenmektedir.
Memişoğlu Konağı
Sürmene ilçesinin 4 km. doğusunda ana yolun
üzerinde yer almaktadır. İki katlı büyük bölümü
taştan yapılmış ve ahşap işçiliği ile ünlüdür.
Yapılış tarihi bilinmemekle birlikte 18. Yüzyıla
tarihlenmektedir.
Yarımbıyıkoğlu Konağı
Pazarkapı Mahallesinde Kundupoğlu sokaktadır. 2
katlı dış sofalı planlı bir evdir. Kötü
onarımlarla süsleme özelliklerini yitirmiştir.
Kitabesinden 1706 yılında yapıldığı
anlaşılmaktadır.
Ortahisar Evleri
Eski Türk evlerini ön plana çıkartan en önemli
unsur geleneksel mimari tarzındaki
fonksiyonellik ve estetiktir. Bu evler bir
yandan kentsel konumları ile diğer yandan
mimarileriyle dikkate değerdirler. Eski Türk
evleri yüzlerce yıllık bir süreçte oluşan Türk
kent kültürünün günümüzde yaşamaya devam eden en
önemli yapı taşlarıdır. Orta Mahalle Evleri
Anadolu'nun kimi bölgeleri "Örnek Evler"
niteliğini taşıyan yerleşme örnekleri açısından
günümüze kadar önemli değişiklikler geçirmeden
gelebilmiştir. Bu yerleşmeler arasında
Akçaabat-Orta Mahalle Evleri Karadeniz
Bölgesinde en önde gelenlerden birisi olarak
sayılabilir.
Ayrıca Bakın:
Trabzon köy kapılar,
Konaklar,
Trabzon köy camiiler,
Vaiz kürsüleri,
Trabzon köy çeşmeler,
Trabzon kemer köprüler,
Kale ve sur kalıntıları,
Trabzon Kilise
kalıntıları,
Mezar taşları,
Camii minberleri,
Şapel kalıntıları,
|
|
Trabzon gezisi, Trabzon
tarihi yapıları, trabzon köyleri, ilçeleri,
Karadeniz,
Karadeniz bölgesi, Karadeniz müzikleri, kemençe,
horon, kemençe mp3, horon video, Anadolu,
Trabzon, Rize, Artvin, Giresun,
| |