
Yukardaki logoyu tıklayarak Bağımsız Karadeniz
Gazetesini okuyabilirsiniz.

Dünyanın tüm televizyonlarını Canlı seyretmek,
tüm gazeteleri tek bir sayfadan okuyabilmek için önemlilinkler.com
www.onemlilinkler.com
sitesini sık kullanılanlara ekleyin.
|
|
|
Uzungöl'de doğal yaşam dikkate alınmalı

Trabzon’un ve Türkiye’nin en önemli turizm
merkezlerinden olan Uzungöl’ün temizliği
sırasında doğal hayatın dikkate alınmadığı
belirtildi.
Uzungöl’ün bitki türlerinin yanı sıra
ördekleriyle, alabalıklarıyla ve diğer bütün
canlı türleriyle bir bütün olarak düşünülmesi
gerektiğini belirten KTÜ Orman Fakültesi Orman
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Şağdan Başkaya, “gölün böyle birden bire
derinleşmemesi ve kenarlarda doğal hayat için
sığınak olan sucul bitkilerden belli oranlarda
bırakılması gerekirdi” dedi
Her yıl on binlerce yerli ve yabancı turistin
ziyaret ettiği, onlarca tesisin bulunduğu,
Soğanlı Dağları’nın eteğinde ve denizden 1100
metre yüksekte bulunan, ormanlarla çevrili
Uzungöl, bölgenin turizmdeki en önemli
alanlarından birisi. Karadeniz Teknik
Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Orman
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Yaban
Hayatı Uzmanı Doç. Dr. Şağdan Başkaya,
Türkiye’nin önemli korunan alanlarından olan
Uzungöl’ün, bitki örtüsü ve yaban hayatı
bakımından zengin bir yapıya sahip olduğunu
belirtti. Başkaya, Uzungöl’ün 1989 yılında
“Tabiat Parkı” olarak ilan edildiğini ve göl ve
çevresini içine alan alanın aynı zamanda “Özel
Çevre Koruma Bölgesi” olarak ayrıldığını
hatırlattı.
Uzungöl’ün, Türkiye’nin en önemli sorunlarından
birisi olan erozyon tehdidi altında olduğunu
vurgulayan Doç. Dr. Başkaya, şöyle devam etti:
“Zaten bir heyelan ile oluşmuş göl bu defa yine
heyelanlar, toprak kaymaları ve küçücük toprak
parçacıklarının yağışlar başta olmak üzere çok
çeşitli etmenlerle taşınması sonucu dolma
tehlikesiylekarşı karşıya kalmıştır. Yine zaman
içerisinde taşınmış toprak ile dolmaya yüz tutan
göl, yöre vatandaşlarının saz dediği başta at
kuyruğu, hasır otu, aklar otu ve su sazı gibi
sucul bitkilerle neredeyse tamamen kaplanma
tehlikesiyle karşılaşmıştır. İşte bu sırada,
sürekli denizlere doğru taşınan ülkemizin
toprakları ile dolanve sonra da bitkilerin
kapladığı gölün temizlenmesi için seferberlik
başlatılmış ve gölü kurtarmak için girişimlerde
bulunulmuştur.”
“PEK ÇOK KUŞ VE BALIK TÜRÜ, GÖLÜN
TEMİZLENMESİNDEN KARLI ÇIKMADI”
Uzungöl’ün kurtarılması için insanların hassas
olmalarının çok sevindirici olduğunu kaydeden
Doç. Dr. Başkaya, “Ancak zamanla dolan ve
yüzeyini sucul bitkilerin kapladığı Uzungöl’ü
yurt edinen ve sayıları gittikçe artmakta olan,
gölün sembolü olma özelliğini kazanan yeşilbaş
ördekler başta olmak üzere pek çok kuş ve balık
türü, gölün temizlenmesinden pek de karlı
çıkmamışlardır” dedi.
Temizleme işleminde, göldeki sucul bitkilerin
arasında yuvalanan, yavrulayan, düşmanlarından
buraları kullanarak saklanan ve aynı zamanda
buralarda beslenen yeşilbaş ve diğer birçok kuş
türüne yetecekkadar sucul bitki örtüsü
bırakılmadığını ifade eden Başkaya, şöyle devam
etti:
“Gölün kenarları bile gölün ortasındakine yakın
bir derinliğe kavuşturulmuştur. Gölün böyle
birden bire derinleşmemesi ve kenarlarda doğal
hayat için sığınak olan sucul bitkilerden belli
oranlarda bırakılması gerekirdi. Gölün
temizlenmesi sırasında gölün bir kenarında
üzerindeki ağaçlarla küçücük bir adacık olarak
bırakılan kısmın etrafında bile sucul bitki
bırakılmaması bu konudaki önemli bireksiklik
olarak görülmektedir. Bu arada bir diğer önemli
sorun ise hidroelektrik santrallerinin
barajları, sulama barajları gibi Uzungöl’ün
dolmasını geciktirmek üzere Demirkapı Deresi
üzerine yapılan savaklardır.”
“BOŞ BİR SU KÜTLESİ OLARAK UZUNGÖL DOĞAL BİR
GÜZELLİK OLMAZ”
Başkaya, savaklarda balık merdivenlerinin
yapılmıyor olmasının önemli bir eksiklik
olduğunu da kaydederek, “Zira, böylece göç eden
balıklarımızdan dağ alasının yolu üzerine,
aşılması çok zor olan engeller yerleştirmiş
oluyoruz. Uzungöl’ün hemen yukarısında bulunan
savaklarda da deniz yönünden dağlara doğru göç
eden dağ alalarının savağın aşağısından sıçrayıp
yukarıya atlayamamalarını ve orada
tükenmelerini, burunlarını betona çarpıp suya
düşmelerini birçok kişi izlemiştir” diye
kaydetti.
Doç. Dr. Başkaya, Uzungöl’ün en iyi şekilde
korunup gelecek nesillere bırakılması
gerektiğini vurgulayarak, “Uzungöl bitki
türlerinin yanı sıra ördekleriyle,
alabalıklarıyla ve diğer bütün canlı türleriyle
bir bütün olarak düşünülmelidir. Aksi taktirde
boş bir su kütlesi olarak Uzungöl zaten doğal
bir güzellik olamayacaktır” dedi.
|
|
Trabzon gezisi, Trabzon
tarihi yapıları, trabzon köyleri, ilçeleri,
Karadeniz,
Karadeniz bölgesi, Karadeniz müzikleri, kemençe,
horon, kemençe mp3, horon video, Anadolu,
Trabzon, Rize, Artvin, Giresun,
| |