Evlenme çağına gelen
oğullarını evlendirmeye karar veren ailede , oğlanın annesi akrabalarından
birkaç kişiyi de yanına alarak evlenme çağında kızı olan evlere veya tavsiye
edilen kız evlerine giderek kızlarına bakarlar . Baktıkları kızlarda
güzellik , güzel ahlak , el becerisi ve benzeri meziyetler ararlar .
Özellikle kız bakmaya sabah erken gidilir , kızın tertip , düzenine ve
çalışkanlığına bakılır . Kız beğenilirse ayrıca yakınlarıyla birkaç defa
gidip baktıktan sonra istemeye gidilir . Oğlanın annesi ve yakınları kızı
annesi ve yakınlarından isterler . Eğer kızın ailesi verme taraftarı değilse
, kızımız küçük diyerek işi geçiştirirler . Kızı verme taraftarı iseler
kızın annesi birkaç gün müsaade isteyerek babasına ve büyüklerine soracağını
bildirir . Oğlan tarafı birkaç gün sonra tekrar giderek kızı ailesinden bir
kez daha isterler . Kızın annesi “Allah yazmışsa ne diyelim” diyerek işi
erkeklere bırakır . Bu durum kızın verildiğine işarettir . Oğlan tarafından
bir gurup erkek kızın babasını ziyarete giderek bir de kızı babasından ister
. Babası da kız verecekse “Allah yazmışsa ne diyelim , her iki taraf içinde
hayırlı uğurlu olsun” der . Bunun üzere kız istemeye giden erkekler kızın
babasından pusula ( kız için oğlan tarafından isteklerini belirten liste )
isteyerek , kızın babasının yanından ayrılırlar . ( Bu pusulaya aynı zamanda
kesirde denir ) Kız tarafı altın , mobilya ,en (elbiselik kumaş) ve varsa
diğer isteklerde bulunur . Oğlan tarafı pusulayı fazla bulursa , istekler
üzerinde anlaşmaya çalışır , anlaşamazlarsa bu iş biter . Anlaşılır veya
direk kabul edilirse , kahve içme günü tespit edilir . Kahve günü sabahı
oğlan tarafı şeker , kolonya , lokum , sigara ve kahve gönderir . Kız
tarafının tespit ettiği mahalle odasında kahve içmek için erkekler toplanır
. (Buna aynı zamanda tatlı kahve denir) Burada oğlan tarafı yaşlı
temsilcileri kızı tekrar isterler , kız tarafı da verdiklerini belirttikten
sonra kahve içilir . Şeker , lokum ikram edilir . Sonra bir tepsinin
içerisinde oğlanın babasına veya ailenin büyüğüne bir kahve daha gelir .
Oğlanın babası veya ailenin büyüğü kahveyi içtikten sonra ikram yapan
gençlere verilmek üzere tepsiye bahşiş bırakır . Dua edilir ve topluluk
dağılır .
NİŞAN
Nişan günü tespit edildikten sonra oğlan tarafından birkaç kişi kızı ve
yanına bir yakınını da alarak çarşıya çıkarlar . Nişan için gerekli olan
malzemeler , nişan ve nikah kıyafetleri , hamam takımı , ayakkabı , çanta ,
terlik , kızın yakınlarına hediye vs alınır . Alınan bu eşyalara nişan
selesi denir . Bu nişan selesi oğlan evinde serilir komşu ve yakınlarına
gösterildikten sonra kız evine gönderilir . Gelen sele kız evinde tekrar
serilerek komşulara ve yakınlara gösterilir . Nişan günü oğlan tarafı kız
tarafına gider önce yemek yenir , sonra kızın yüzüğü ve takıları takılır
eğlenilir ve topluluk dağılır . Kız tarafı oğlanın yakınlarına tatlılık
olsun diye nişana gelenlerle bir tepsi baklava gönderirler . Nişandan sonra
kız tarafı gelen nişan selesinin karşılığı olarak damat ve yakınlarına
hediye gönderirler . Buna , nişan selesinin geri dönmesi denir . Bir müddet
sonra oğlan tarafı peştimbal hamamı yapar . Hamama gelen davetlilere kız
tarafından çörek , oğlan tarafından meyve dağıtılır , eğlenilir ve oynanılır
.
Nişanlık süresi içinde tespit edilen bir gün , kız evine nikah memuru
götürülerek kız , oğlan ve her ikisinin şahitleri huzurunda sade bir törenle
resmi nikah yapılır . Tatlı kahve ile düğün arasına ramazan rast gelirse
ramazanın on beşinci gecesi oğlan tarafından bir grup , kız tarafına gider
altın ve hediyeler götürür , eğlenilir ve sahur yemeği yenilerek geri
dönülür . Buna on beşi denilir . Ramazan bayramında altın , hediye vs
gönderilir . Kurban bayramında ise koç süslenir , koçun boynuna lira ,
bilezik veya beşlik takılır ,diğer hediyelerle birlikte kız tarafına
gönderilir .
DÜĞÜN
Düğün günü kararlaştırıldıktan sonara , kız ve bir yakını alınarak çarşıya
çıkılır . Gelinlik , çeşitli kıyafetler , ayakkabı , terlik kızın annesine
“süt hakkı” adı altında bir hediye ve ayrıca yakınlarına da değişik
hediyeler alınır . Alınan bu eşyalara ayrıca çeşitli enler (elbiselik kumaş)
, çerez , kına ve pusuladaki altınlar önce oğlan tarafında gösterilir ,
sonra sandığa konularak kız tarafına gönderilir . Kıza giden çerez küçük
paketler halinde hazırlanarak kız evi etrafından sandığa bakmaya gelenlere
verilir . Düğünden 15 gün öncesinden başlayarak kız , yakınları tarafından
yemeğe alınır ve bu yemeklerde çeşitli eğlenceler yapılır , buna “kınaya
çıkma” denir . Düğünden birkaç gün önce kızın çeyizleri arkadaşları ve
yakınları tarafından yıkanır , ütülenir ve serilir . Sonra çeyiz yakınlara
ve komşulara gösterilir , toplamada önce oğlan tarafının büyükleri ,
mahallenin muhtarı , hocası kız evine giderek bütün eşyaların fiyatlarını
tespit ederek bir liste çıkarırlar , buna çeyiz yazma denir . Giden guruba
şerbet ikram edilir . Yazılan çeyiz toplanır , sandığa yerleştirilir ve
eşyalarla birlikte sandıkta olan eve götürülür . (Sandık evden çıkarılmadan
kız tarafında bir çocuk sandığın üzerine oturarak bahşiş alır ) Gelen çeyiz
kız tarafından gelen hanımlarca kızın geleceği eve serilir , yerleştirilir.
Düğünden iki gün önce gelin hamamı yapılır . Hamamdan sonra gelin kız
sağdıcının evine gider o gece sağdıcın evinde yatar , eğlenir oyunlar
oynanır . Ertesi gün kızın evine gidilir ve o gece kızın evinde baş örme
(kına gecesi) yapılır . Yemekler yenir , oyunlar oynanır , eğlenilir.
Bu arada gelin içeriye girer yengelerden biri gelinin ayağına ayak eni serer
, gelin ve sağdıçlar ellerinde mumlar , büyüklerle ve oğlan evinden
gelenlerle görüşür ve kenara çıkar . Ayak eni toplanır baş sağdıca sağdıç
eni asılır . Kaynana ve oğlan evinden birkaç kişi geline para ve pul
serperler , takılar takılır . Bitince takan kişi arkaya geçerek gelinin
başını tutar ve kaynana baş parası verir . Oğlan tarafından gelenlerden ,
baş sağdıca el parası toplanır , oyunlar onanır eğlenilir . Oğlan evi izin
ister gider . Oğlan evinin genç kızlarından birkaç tanesi kalır . Eğlenceye
başlanır . Geç saatte gelin kızın eline , sağdıcı tarafından kına yakılır ,
kına yakımı sırasında gelinin ağlaması gelenektir . Türküler söylenerek
özellikle gelin ağlatılır . Kına gecesi türkülerinden örnekler :
Atladım, atladım çıktım eşiği
Kırılsın , kırılsın kızlar beşiği
Kaldırın sofradan kızın kaşığı
Sen anam , sen babam , kınam kutlu olsun
Hem orda , hem burada , dilim tatlı olsun
Yeşil kınam bakır tasta yoğrulsun
Benim elim ak mendile sarılsın
Güleç yüzüm , tatlı dilim sorulsun
Sen anam , sen babam , kınam kutlu olsun
Hem orda , hem burda , dilim tatlı olsun
Gelin arkadaşlar kınam ezilsin
Anam bacım baş ucuma dizilsin
İlk ayrılık gözümden yaşlar süzülsün
Sen anam , sen babam , kınam kutlu olsun
Hem orda , hem burda , dilim tatlı olsun
Diye devam eden türküler söylenir , oyunlar oynanır .Kız evinde kına gecesi
olurken , oğlanın baş sağdıcının evinde de sağdıç gecesi yapılır . Sağdıç
yemeği yenir , oyunlar oynanır , eğlenilir . Sabah namazından sonra hamama
gidilir , hamam çıkışı yan sağdıcın evinde kahvaltı yapılır ve eve gelen
berber , damadı ve sağdıçları tıraş eder . Tıraştan sonra kız tarafından
gelen bohçadaki kıyafetler giyilir , düğün için hazırlanan yere sağdıçlar
tarafından damat götürülür , düğün yemeği yenir , barlar oynanır ve
eğlenilir.
Mahallenin ileri gelenleri , tanıdıklar ve akrabalar , gelini almak için
arabalara dünürcü giderler . Giden dünürcülere kız tarafında şerbet ikram
edilir . Dünürcülerden gençlere şerbet parası toplanır . Kızı evinden
çıkarırken kardeşi kapıyı tutar ve ona kapı parası verilir . Topluca
Allahaısmarladık denir ve gelin arabaya bindirilir . Gelin eve girerken
ayağının altına bardak konularak kırdırılır , yüzüne ayna tutulur , kolunun
altına kurân verilir , başına damat tarafından para ve çerez serpilir.
Gelin içeri alındıktan sonra damat arkadaşları ve sağdıçlar tarafından davul
zurna eşliğinde getirilir . Kapının önünde bir süre oynandıktan sonra damat
içeri atılır, dışarıda kalan arkadaşlarına kız tarafından gelen kurabiyeler
dağıtılır , daha sonra topluluk dağılır .
EL SANATLARI
Bayburt’ta bu gün devam
edilen en önemli el sanatları kilim , seccade , ihram taş ve bakır
işçiliğidir . Özellikle kilim , seccade ve ihramın Bayburt’ta ayrı bir önemi
vardır . Orta Asya dan Anadolu’ya dalga, dalga gelen Türk boyları Asya’dan
getirdikleri geleneksel dokuma sanatını aynen burada sürdürmüşler , yöreden
elde edilen yünleri kendi yöntemleri ile boyamışlar ve bir renk cümbüşü ,
bir ahenk içerisinde dokuyup hizmete sunmuşlardır.
Evliya Çelebi’ nin 17. yy. başlarında ki ziyaretinde Bayburt’tan bahsederken
şehirdeki boya hanelerde boyanan yünlerden kilim ve seccadelerin Avrupa’ya
kadar gönderildiğinden bahsetmektedir . Yine Bayburtlu kadınların örtünmek
amacıyla yünden çeşitli renk ve motifte , ihram diye tabir edilen bir el
sanatından bahsetmek gerekecektir.
İHRAM (Ehram)
Bayburt el sanatlarında ihram önemli bir yer tutar. Yörede ihram veya ehram
olarak tabir edilen , tamamen yünden ihram tezgahında dokunmak suretiyle
hazırlanan ve Bayburt’ta bayanların örtünmek amacıyla kullandığı yerel
giysidir . Eski bir Türk geleneği olan ihram dokuma sanatının tarihi
Bayburt’ta eskilere dayanır . Ham maddesi koyun yünü olan ihram genç
kızların ve kadınların maharetli ellerinde bir sanat eseri olur ve şekil
bulur ve dokunur . İhramda renk çok önemlidir . Genelde beyaz genç kızların
, mor , boz orta yaştaki kadınların , mor – siyah ihram ise yaşlı kadınların
tercih ettiği ihramlardır . 1,5 x 2 metre ebadında yapılan ihram için
temizlenmiş yaklaşık 2,5 kg. koyun yünü gereklidir . Günümüzde ihram olayı
eskisi kadar fazla kullanılmadığı için asıl görevi olan örtünme yanında
yatak örtüsü , modern ize edilmiş kadın giysileri (yelek , heybe , şal ,
fular vs. ) kravat gibi gayelerle de kullanılmaktadır . İhram renkleri
yanında üzerinde bulunan desenlerle adlandırılır . Bunlar ; arı dala ters
kondu , pirinç deni , elma şeleği , kar tanesi , çark yıldızı , uçan kuşlar
, gordo , mercimekler ve elifler vb. gibi .
BAYBURT TAŞI
İlimizin doğal kaynaklarından birisi olan Bayburt taşı yüksek kalite ve
geniş rezervlerine rağmen yeterince değerlendirilememiş durumdadır.
Halihazırda ilkel yöntemlerle ve % 85 gibi yüksek fireyle çıkartılan bu taş,
modern teknoloji kullanıldığı takdirde takriben birim işletme başına 10 kat
fazla üretim ve 5 kat daha fazla istihdam sağlayabilecektir. Bir Pazar
sorunu bulunmayan bu taşımızın üretim kapasitesinin artırılması
Valiliğimizin hedefleri arasındadır. Bu alandaki temel handikabın mevcut ve
atölyelerin şirketleşmemesi ve konuyla ilgili yatırımcılara tanıtılmaması
olduğundan bunun aşılması halinde ciddi ve kârlı bir yatırım alanı olarak
değerlendirilecektir.
MTA Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan Türkiye Mermer ve Doğal Taş
Potansiyel Alanlarının belirlenmesi Projesi kapsamında Bayburt İlinin 2006
yılında araştırılacağı bilgisini edinmiş bulunuyoruz. Gelişmemiz için temel
faktörlerden birisi olan Bayburt doğal taşları konusunda MTA’nın bu yıl
çalışma yapması zorunluluk arz etmektedir.
Bayburt Taşı Hakkında daha fazla bilgi için
Baymertaş San. Tic. Ltd. Şti
(458) 211 29 15
BAYBURT
LINKLERI