KARADENİZ
SAHİLYOLU'NUN ÖYKÜSÜ
122 milyon dolarlık yolu heyelan aldı
Sarp-Hopa yolu 3 yıl önce 122 milyon dolar maliyetle
bitirildi. Yol trafiğe henüz açılmıştı ki heyelan başladı.
Tünelin ağzı, düşen taşlarla tahrip oldu. Heyelan
durdurulamayınca tek şeridi kapatıldı. Karayolları yetkilileri
şimdi heyelanı durdurmanın yollarını arıyor...

Denizini
Kaybeden Karadeniz
Yazı: Şükran
Özçakmak
Fotoğraflar:
Bünyamin Aygün
Kaynak: Milliyet Gazetesi
Kalanlar bari kurtarılsın diye...
Denizin ve yeşilin ezgisi vardı Karadeniz'in kemençesinde,
tulumunda. Denizin ve yeşilin coşkusu vardı Karadenizlinin
yüreğinde. Yargı kararlarını ezerek ilerleyen Karadeniz Sahil
Yolu'nu Artvin Sarp Sınır Kapısı'ndan Sinop'a kadar dolaştık.
Gördük ki coşkusuna gem vurulmuş, kabaran yüreği karaya vurmuş
Karadenizlinin. Yol, Karadenizlinin devlet otoritesine karşı
olan güvenine, itaatine, belki de tarihinde ilk kez darbe
vurmuş. "Denizle yol arasında kaldık. Yola hasrettik,
sorgulamadık. Şimdi cezaevindeki mahkûmlar gibiyiz" diyor
Karadenizli.
Sarp-Samsun arasındaki yol; gerekli hiçbir hazırlık
yapılmadan başlamış ve yüzde 80'i tamamlanmış. Geri dönüşü
olmaması için de yargı kararlarıyla adeta yarışılmış. Güzergâh
noktaları belirlenerek ihale edilen projesiz yolda, halen
gecikmeden kurtarılabilecek yerler var. Yakakent - Sinop yolu
henüz 4. kilometrede. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin
deyişiyle, "yapanın eli kolu kırılsın" demeye varmadan
kurtarılabilecek güzelim koylar, Karadenizlinin deyişiyle,
"özünde bir, sözünde bir" hükümet üyelerinin yolunu
gözetmekte...
Sarp Sınır Kapısı'ndan başlayan ve Gerze Yakakent'e kadar kıyısı
doldurulan il ve ilçelerde yaptığımız araştırmanın ilk durağı
olan Sarp - Hopa yolunda hesapsız yapılan yolun ağır maliyeti
var.
Vatandaşın, "Faturayı biz ödedik, hesabını kim verecek?" dediği
19 kilometrelik yolun öyküsü 1975'li yıllarda başladı. Aslında
Karadeniz'de doğanın dengesinin bozulamayacağının ilk belgesi
gibiydi Sarp - Hopa yolu. Deniz, yolla birlikte üzerindeki
otomobilleri de alıp götürünce yol inşaatı bu kez biraz daha
içeri kaydırıldı.
Sarp Sınır Kapısı'nın açılmasıyla, önce genişletme çalışması
başlatılan bu yol, daha sonra Karadeniz Sahil Yolu Projesi'ne
dahil edilip bölünmüş yola dönüştürülmek istendi. 1997'de yol
inşaatı 50 milyon dolara (yaklaşık 78 milyon YTL) ihale edildi.
Yapımı yılan hikâyesine dönen yol, 3 yıl önce 122 milyon dolar
(yaklaşık 190 milyon YTL) maliyetle bitirildi. Bu yolun
kilometresi 6.5 milyon dolara, yani otoban maliyet fiyatına
yapılmış oldu.
Yolun üzerinde, en uzunu 1100 metre olmak üzere 3 ayrı tünel
geçişi var. Bunlardan en uzunu olan Esenkıyı tünelinin girişi
heyelan nedeniyle hasar gördü. Heyelan durdurulamayınca da duble
yolun bir yönü kapatıldı, ulaşım tek yönden sağlanmaya başlandı.
Tüneller de atıl kaldı.
Fazla dinamit yapıyı bozdu
Karayolları şimdi heyelanı durdurmanın yollarını arıyor. Ancak
Kemalpaşa Belediye Başkanı Yalçın Emiralioğlu, şöyle dedi:
"Zamanında yolun fizibilitesini hazırlamadılar. İşi çabuk
bitirelim diye 10 ton yerine 150 ton dinamit attılar. Toprak ve
kayaların yatağı yerinden oynadı. Şimdi de 'Olmadı, yeniden
yapacağız' diyorlar. Burada mağdur olan yalnızca Karadenizli
değil tüm Türkiye. Trilyonlarca lira denize döküldü.
Karayolları, heyelanı durduracak teknoloji bulamazsa, üç ayrı
tünelle yapılan bu yol atıl kalacak ve yerine denize kazık
çakılarak yeni bir yol yapılacak. Ancak 3 kilometre kıyı
şeridimiz kaldı, buna izin vermeyiz."
Karayolları yetkilileri ise çözüm arayışı içinde olduklarını
belirtmekle yetiniyorlar. Heyelanın önlenmesi veya denize kazık
çakılarak yeni bir yol yapılmasının ise Karadeniz Sahil Yolu'nun
tümden bitirilmesinden sonra gündeme geleceği bildiriliyor.
TIR'ların bekleme parkı yok
Bu yoldaki plansızlık sadece bununla sınırlı değil. Sarp Sınır
Kapısı'nda iki ayrı tünelin içinden uzun TIR kuyruğu dikkat
çekiyor. Uluslararası ticareti artıracağı düşünülerek planlanan
sahil yolu projesinde, sınır kapısı gerekliliği olan TIR bekleme
parkları unutulmuş.
Gümrük kontrolü işlemleri ağır aksak ilerlediği için Sarp
Kapısı'ndan Rusya'ya geçmek isteyen TIR'lar, bazen 15 -20 gün
boyunca tünelin içinde, karanlıkta ve egzoz dumanı içinde
beklemek zorunda kalıyor.
Günlerce tünele hapsolan TIR şoförleri, tünelin içinde yemek
pişirme zorunluluğundan, tuvalet ihtiyacını giderememekten,
çöplerini atacak yer bulamamaktan, vatandaş da trafik ve kötü
kokudan şikâyet ediyor.

1.5
milyar $ dediler, 4.5 milyar $ gitti
Fizibilite çalışması yapılmadan, heyelanlı bölgeler tespit
edilmeden, çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan, "Çizgi
Projesi", yani "Hat Belirleme Projesi"yle 1987'de ihale edilen
Sinop - Sarp arası Karadeniz Sahil Yolu'nun maliyeti yaklaşık
4.5 milyar doları (yaklaşık 7 milyar YTL) buldu. Oysa ilk
maliyet yaklaşık 1.5 milyar dolar (yaklaşık 2.3 milyar YTL)
olarak hesaplanmıştı.
Maliyet neden arttı?
Projesiz ihale edilen yolun güzergâhları, bazı yerlerde AB
standartlarına uymadığı, bazı yerlerde ise belediyeye arsa
kazandırmak, hatırı sayılır kişilerin işyeri veya evlerine
dokunmamak için açılan tüneller gibi gerekçelerle değiştirilince
maliyet beklenenin kat kat üzerine çıktı. Oysa Karayolları Genel
Müdürlüğü, Karadeniz sahillerini kurtarmak için sivil toplum
örgütlerinin üniversitelere hazırlattığı alternatif güney
projelerini, "Tünellerle geçiş pahalı olur" gerekçesiyle dikkate
bile almamıştı.
Artvin Sarp Sınır Kapısı'nda 15 Kasım 1997'de başlayan ve
Samsun'u kapsayan sahil yolu güzergâhının yüzde 60'ı deniz
dolgusuyla yapıldı. Projede, Giresun Piraziz - Sarp arasındaki
112 noktada toplam 175 adet hidrolik köprü, 25 noktada 20 bin
901 metre tünel, 50 adet köprülü kavşak, 71 hemzemin kavşak, L,
U ve T olmak üzere 221 mahmuz bulunmakta.
Yapılan araştırmalar, doğal yapının yüzde 80'inin bozulduğunu
ortaya çıkarıyor. Plajların yüzde 90'ı tamamen yok edildi.

Taş
manzaralı çay bahçeleri
Artvin'in Arhavi ilçesi ise artık sahil beldesi değil yol
beldesi. Denize sıfır olan çay bahçeleri ve aile gazinosunun
önünde 20 metrelik bir toprak yığını var. Yol, denize sıfır
geçiyor. Çay bahçelerinde kimse oturmuyor. Gazinonun penceresi
toprak olduğu ve yola baktığı için, bugüne kadar binanın hiç
kullanılmayan çatısı terasa dönüştürülmüş ancak vatandaş buraya
da uğramıyor.

Hopa
girişi unutulmuş!
Hopa'ya gelindiğinde araçları başka bir sürpriz bekliyor. Çünkü
yolda Artvin - Hopa girişi unutulmuş. Artvin'den gelen
otomobiller, Hopa girişindeki viyadükte, ne yöne gideceğini
kestiremediği için ansızın duruyor ve kazaya neden oluyor.
Karayolları, yolun sağına yol açmak istemiş ancak bu alanın dar
olduğunu görünce vazgeçmiş. Şimdi çözüm aranıyor.
Yetişin, yolu başlattılar!
Muhtarın, "Yetişin, yolu yine başlattılar" feryadıyla Aksu'ya
(Fındıklı) yöneldik. Önüne "Berlin Duvarı" çekilen Aksu'da
vatandaşlar kepçeleri çaresizlikle izliyordu

Artvin Sarp Sınır Kapısı'nda başlayan yoldaki araştırmalarımızı,
şiddetli yağış nedeniyle henüz tamamlayamamıştık ki, Aksu
Muhtarı Musa Kazım Özçiçek'in, "Yetişin, yolu yine başlattılar"
telefonunu aldık. Canı yanan insanın feryadıydı Özçiçek'in
sözleri. Sanki taşlar denize değil yüreğine doluyordu.
Rize'nin Fındıklı ilçesi Aksu Mahallesi'ne vardığımızda,
kepçeler, silindirler dört bir koldan yangından mal
kaçırırcasına çalışmaya başlamıştı. Aksu'nun önüne önce 7 metre
duvarla set çekilmiş, sonra da kıyısı kayalarla doldurulmuştu.
Muhtar Özçiçek, eylem yapmaları halinde haklarında işlem
yapılacağı yönünde uyarılan vatandaşlarla birlikte dolgu
alanında çaresizlikle çalışmayı izliyordu.
İş makinelerini kullanan işçiler de tedirgindi. Vatandaşlar, el
ele tutuşup bir süre oturma eylemi yaptı. Onlar çaresizliğin
suskunluğuna bürününce, işçiler konuşmaya başladı: "İnanın,
attığımız, parçaladığımız her kayayla yüreğimiz eziliyor ama
emir kuluyuz."
Trabzon İdare Mahkemesi'nin verdiği üç ayrı iptal kararıyla
vatandaş rahat bir nefes almıştı. Bu kararlara yönelik yürütmeyi
durdurma isteği de Danıştay'da kabul edilmemişti.
Buna rağmen, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulu, Aksu'da bulunan sit alanını yerinde inceleme yapmadan
kaldırdı. Mahkeme kararlarının esasına aykırı yeni bir dolgu
imar planını onaylayan Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz
Özak'ın imzası da kurul kararına eklenince yol inşaatı yeniden
başlatıldı.

Bilirkişi uzman değil
Trabzon İdare Mahkemesi, 17 Mayıs'ta, "Aksu sitten çıkarılamaz"
diyerek yürütmeyi durdurma kararı verince iki duvar arası boş
kaldı. Bir ay işi bırakan Karayolları müteahhitlerinin, hızla bu
boşluğu doldurmaya başlamasının nedenini daha sonra yaptığımız
araştırmayla öğrendik.
Trabzon İdare Mahkemesi'nin verdiği karara, Kurul tarafından
yapılan itiraz değerlendirilmiş, bir üst mahkeme olan Trabzon
Bölge İdare Mahkemesi, yürütmenin durdurulma kararının
kaldırılmasına hükmetmişti. Gerekçe ise yine mahkemenin atadığı
bilirkişilere, konusunda uzman olmadıkları halde rapor
hazırlatıldığı yönündeydi.
Danıştay: Durdurun
İdare Mahkemesi, itiraz doğrultusunda konusunda uzman yeni
bilirkişiler atamaya hazırlanırken, bu kez Danıştay Dava
Daireleri Kurulu, Fındıklı ile ilgili olarak Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı'nın 17 Ekim 2005'te onayladığı dolgu imar
planının iptali talebiyle açılan davada, yürütmeyi durdurma
kararı verdi.
Kurul'un 14 Temmuz'da verdiği kararın, henüz Karayolları'na
tebliğ edilmediği öğrenildi. Karayolları, bu süreç içerisinde
yolu hızla doldurmaya devam etti.
Ardeşen ve Pazar
Fındıklı'dan sonra gittiğimiz Ardeşen ve Pazar ilçelerinde de
Karadenizlinin dağlarla deniz arasında mahkûm olduğunu gördük.
Van 100. Yıl Üniversitesi'ne alternatif güney yolu projesi
hazırlatan Ardeşen Belediyesi'nin AKP'li Başkanı Mümtaz Sinan,
bu projeyi uygulatmakta başarılı olamayınca Karayolları'nın
hazırladığı dolgu imar planını meclis kararıyla onayladı. Avukat
Ferhat Artan'ın başını çektiği çevreciler de hukuk yoluyla
mücadeleyi seçti. Yargı süreci devam ederken kıyı tamamen
dolduruldu. Yolun yalnızca asfaltlama çalışması kaldı.

Denize 7 metrelik engel
Pazar'ın girişindeki Hamidiye köyünün 3.5 kilometrelik
sahilinin, sadece 200 metresinde kumsal bırakıldı. Kumsalın
denize mesafesi 10 metre. Pazar'ın 4 kilometrelik bölümünde
denizle vatandaşın arasında 7 metre yüksekliğinde duvar çekildi.
Hamidiye'de kumsala ulaşımı sağlamak için Karayolları'nın
yaptığı altgeçit, su bastığı için kullanılamıyor. Hamidiye için
açılan dava halen devam ediyor, ancak yol bitti. Pazar'da da
daha önce denize bakan balık restoranları şimdi duvara bakıyor.
Çayeli sahili
Çayeli'nde de yol, deniz dolgusu ve kasabanın önünü perdeleyen
viyadükler üzerinden geçiyor. Kasabanın doğusundaki sahil 2 bin
200 metrelik çift tünel yapılarak kurtarılmış. Gündoğdu'da
çalışmalar devam ediyor. Karayolları'nın deniz dolgusuyla
yaptığı tahkimatlar, belediyenin çöpleriyle dolduruluyor.
Manzarası
viyadük
Trabzon yönünden Rize girişi viyadüklerle sağlanmış, dolgu olan
mevcut yol genişletilmiş. Rize, dünyada pek örneği olmayan
viyadük manzaralı bir şehir olmuş.
Yanyolları ve ortasında 4 şeritli bölünmüş yolu olan Rize'de
vatandaş, karşı yola geçmek veya deniz kıyısına ulaşmak için
korkulukları, taşınabilir merdivenle aşmaya başlayınca, belediye
Karayolları'nı beklemeden üstgeçit yapmaya karar vermiş. Şimdi,
iki ayrı üstgeçidin inşaatı sürüyor.
Kalkavanların yalısı
Girişleri ve çıkışlarında yapılmış düzenlemeler nedeniyle
kaybolduğumuz Rize'deki tek kumsal, yaklaşık 13 kilometre
ileride. Rizeli, Sarayköy'deki kumsalı Kalkavanlara borçlu
olduğunu belirtiyor.
Karayolları, sahil geçişini Kalkavanların yalı ve villalarının
olduğu noktada tünel geçişiyle sağlamış.
Yol, tünel sonrasında deniz dolgusuyla Trabzon'a doğru devam
ediyor. Tek kurtarılan plajın 20-30 metre uzağında gemiler
denizden kum çıkarıyor. Vatandaş, kurtarılan tek plajını kum
çekme sonucunda kaybedeceğinden endişeli.
Trabzon'da denizi sattılar
Halkın nefes aldığı iki yerden biri olan 100. Yıl Parkı'nın
ortasından viyadükle yol geçirildi. Parkın bitişiğindeki 18
dönümlük alan, denize doğru 10 dönüm doldurularak üzerine
alışveriş merkezi yapılmak üzere satıldı

Kültür mirası bir kentin binalara boğulduğu yerdi Trabzon. Halk,
bir Boztepe'de, bir 100. Yıl Parkı'nda ve bir de Beşirli
sahilinde nefes alırdı. Sahilde değil tepelerde olduğu için, bir
Boztepe kurtuldu. Çay bahçeleri, lokantalar ve yürüyüş
parkurlarıyla donatılmış Beşirli sahilinin büyük bir kısmından
ise yol geçti. Kalan küçük bir kısmı da eski ve yeni yol
arasında kaldı.
Atatürk'ün doğumunun 100. yılı anısına inşa edilen, ağaçlar
içindeki 100. Yıl Parkı'nda da deniz keyfi yapılıyordu. Şimdi bu
parkın ortasından deniz seviyesinden 32 metre yükseklikte inşa
edilen viyadükle birlikte Karadeniz Sahil Yolu geçiyor.
Mevcut yol yerine sahil
Sahil yolunun bu bölgeden geçişiyle ilgili olarak hazırlanan ilk
proje, mevcut yolun genişletilmesi şeklindeydi. Ancak bu karar
değiştirilerek, yol sahilden geçirildi. Trabzon Belediye Meclisi
de Karayolları'nın yeni projesini onayladı. Bölge sit kapsamında
olduğundan Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu
ise, Aksu'daki gibi buradan yol geçişine izin verdi. Böylece
100. Yıl Parkı'nın da içinde bulunduğu sahilin yol olmasının
önündeki tüm engeller aşıldı.
Kararlara rağmen kepçeler
Trabzon Çevre Kültür Girişimcilik Derneği, Aralık 2002'de,
Karayolları'nın "Trabzon Merkez Tünel-Havaalanı arasında kalan
kısmıyla ilgili olarak hazırladığı revizyon imar planını"
onaylayan Belediye Meclis kararına karşı dava açtı. Trabzon
İdare Mahkemesi, 20 Mayıs 2005'te iptal kararı verdi.
Karayolları, "mahkeme kararının yürütmesinin durdurulması"
istemiyle Danıştay'a başvurdu. Danıştay 6. Daire, 2 Ağustos
2004'te yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bunun üzerine, duran
yol inşaatı yeniden başladı.
Danıştay, 29 Aralık 2004'te de "11 Ağustos 2003'te onanan planla
ilgili olarak bilirkişi görüşü esas alınması suretiyle karar
verilmesinde isabet görülmemiştir" hükmüne vararak mahkeme
kararını bozdu. 19 Ekim 2005'te ise Trabzon İdare Mahkemesi
kararında ısrar ederek imar planını iptal etti.
Trabzon Belediye Meclisi 2 Şubat 2006 tarihinde toplanarak,
iptal edilen planın aynısını yeniden kabul etti. 28 Şubat
2006'da Belediye Meclis kararına yapılan itiraz reddedildi.
Bu arada Karayolları temyiz istemiyle ikinci kez Danıştay'a
başvurdu. Mahkeme kararının yürütmesinin durdurulmasını da
istedi. Danıştay, Karayolları'nın "yürütmenin durdurulması"
talebini reddetti. Danıştay'ın kesin kararı beklenirken,
durdurulması gereken yolda inşaat hızla sürüyor.
Öte yandan çevrecilerin Trabzon-Beşirli-Tünel geçişiyle ilgili
olarak başlattıkları hukuki süreç de devam ediyor.
Deniz alışveriş merkezi oluyor
Bu arada belediyenin, yol sahile kaydırılmadan önce yaptığı bir
arazi satışı tartışılıyor. 100. Yıl Parkı'nın yanındaki 616 ada
14 numaralı bu parsel fuar alanıyken, satıştan önce 26 Ağustos
1996'da, Belediye Meclisi'nin olağanüstü kararıyla "Turistik
otel ve ticaret alan"na dönüştürüldü. Satış için 26 Aralık
1996'da yapılan ihaleye kimse katılmadı.
28 Ağustos 1997'de yapılan ikinci ihaleyi, diğer firmadan
yaklaşık bin YTL fazla veren İbrahim Kul ve Ahmet Kul, KDV hariç
486 bin YTL'ye kazandı. Yol sahile kaydırılınca 100. Yıl
Parkı'nın içinde viyadük inşaatı başlatıldı.
Belediye, dolgusu planlanan 10 dönümlük denizi de İbrahim ve
Ahmut Kul'un şirketine sattı. İlk satılan arazi ile dolgu sonucu
oluşacak arazi birleşmiş oldu. 18 dönümü karada, 10 dönümü
denizde olan bu arazi üzerinde ise şimdi Forum Trabzon Alışveriş
Merkezi'nin inşaat levhası bulunuyor.
Köprü otopark oldu
Mevcut yol yerine projenin sahile kaydırılması, Trabzon
Değirmendere'de bir köprünün atıl kalmasına neden oldu.
Karayolları, ilk proje kapsamında kamulaştırmalar yapmış, mevcut
yolu genişletmek için bir de köprü inşa etmişti.
İddialara göre, Trabzon merkez - Tünel arası proje değişikliği
yapılınca, bu yolun başlangıç noktası olan Değirmendere'de de
yol sahile viyadükle kaydırıldı. Bu nedenle ilk yapılan köprü
atıl kaldı. Şimdi, yol bağlantısı olmayan köprü otopark olarak
kullanılıyor. Karayolları yetkilileri ise, köprüyü şehiriçi
geçişini rahatlatmak amacıyla yaptıklarını iddia ediyor.

Dolgu
alanına Kızılay bina yapıyor
Denizi doldurulan Sürmene sahilinde kumsal kazanmak için onlarca
"T" tahkimatı yapıldı. Kıyı dolgusuyla kazanılan arazinin
Kızılay'a verildiğini belirten vatandaşlar, "Her selde vatandaşı
dere kenarına ev yaptı diye suçlayan hükümet yetkilileri, dolgu
alanına Kızılay Diyaliz Merkezi binası inşa edecek. Oysa yasalar
dolgu alanına bina yapılmasına izin vermiyor" diye tepki
gösteriyor. Deniz dolgusuyla yer kazanan Arsin Belediyesi,
tahkimatları çöplerle dolduruyor. Bu tahkimatların yolu
koruyacağı öne sürülüyor. Oysa 1999'da denizde meydana gelen
fırtınada, Trabzon ve ilçelerinde bulunan çekek yerlerindeki
mahmuzların 975 metresi tahrip etmişti. Belediye çöpleriyle
doldurulan tahkimatları alıp götüren deniz, daha sonra tonlarca
çöpü kıyıya geri savurmuştu.

İmtiyazlı
kıvrımlar
Arsin-Yomra arasında sahil dolgusuyla gelen yol bir anda mevcut
yola kıvrılıyor, 1-2 kilometre sonra tekrar sahile iniyor.
Vatandaşlar, Uzunalioğulları'na ait olan iki villayı kurtarmak
için güzergâhın değiştirildiğini iddia ediyor. Yeniay beldesinin
önünde boydan boya geçen viyadüğü görüntülerken bizi gören Fatma
Gürel, "Bu utanç duvarının çekilecek nesi var? 35 yıl Almanya'da
çalıştım. Biriktirdiğim paralarla ev, dükkân yaptım. Bu sene
tatile geldim ki, deniz manzaralı evimin penceresi duvara
bakıyor" dedi.
Yol camiye dayandı
Prof. Yılmazer'in, Giresun sahilini kurtarmak için
hazırladığı projede yol, il sınırında tünelden girecek, 4
kilometre sonra sahile çıkacaktı. Ancak yol merkezden geçirildi

Karadeniz'in tek yarımadası Giresun'un kıyıları taştan kaleyle
çevrilmiş. Yeşilin ve denizin kucaklaştığı Giresun, sahil
yolundan en fazla etkilenen illerden biri. Oysa Giresun'un sahil
yolu inşaatından etkilenmemek için hazırlattığı alternatif bir
güney projesi var.
Bu projeyi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Uygulamalı Jeoloji Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Yılmazer hazırladı. Projeye
göre, Giresun girişindeki mevcut tünelden giren yol, sahil
yerine şehrin arkasından geçip kısa mesafeli üç ayrı tünelle
Giresun'un merkezinin 4 kilometre batısından yeniden sahile
iniyordu. Ancak yol deniz dolgusuyla şehir merkezinden
geçirildi.
Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu (TÜRÇEK) Giresun
Şube Başkanı Hakan Adanır'ın 300 kadar çevreciyle başlattığı
eylemler ve düzenlenen etkinlikler, sahili yol haline getirmek
isteyen yönetim kademelerinde duyarlılıkla karşılanmadı.
Merkezde tıkandı
Yolun neredeyse yüzde 90'ını bitiren Karayolları, iş şehrin
merkezine gelince ne yapacağını şaşırdı. "Taşpark mı, yoksa İş
Bankası adası mı yıkılsın?" noktasında yol çıkmaza girdi. Çünkü,
Giresun'un en güzel köşelerinden biri olan Taşpark'ın
yıkılmasına vatandaş izin vermiyor. İş Bankası adasında ise
kamulaştırma yapılması gerekiyor.
Giresun merkezin yanı sıra birçok ilçe de çevre mücadelesini
kaybetti. Çabalar sonuç vermeyince Eynesil, Bulancak, Piraziz,
Keşap, Görele, Espiye sahilleri deniz dolgusuyla kaybedildi.
Piraziz Eğrice, Civili kumsalı ile birkaç burun da çevrecilerin
çabalarıyla yoldan etkilenmedi. Kurtulan tek ilçe Tirebolu.
İlçe, Prof. Dr. Cengiz Eruzun'un başkanlığı döneminde Trabzon
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun sit kararıyla
kurtuldu.
Tirebolu sahili sit kapsamına alınınca, Karayolları yolu
denizden geçirmek için yeni bir plan yaptı. Kurul bu kez de
denizi sit kapsamına aldı.
Şimdi Tirebolu sahil yolu, tünel geçidiyle yapılıyor.
Giresun'un Piraziz ilçesinde kıyı dolgusuyla yol yapılınca,
denize sıfır parklar, lokantalar, evler ve işyerleri yolun 7-8
metre altında kalmış. Lokantaların ve konutların deniz
manzarası, şimdi onlara yarım metre uzaklıkta 7 metre
uzunluğunda bir duvar oldu.

Çevreci
proje
Bulancak'ta ise kot farkı nedeniyle dere denize kavuşamıyor,
yağmurlarla sel oluyor. Doldurulan kumsallar, T mahmuzlarla
yeniden kazanılmaya çalışılıyor.
Arıdurak Burnu'nda müteahhit firmanın danışmanlığını üstlenen
Prof. Dr. İlyas Yılmazer, alternatif bir proje üretti.
Karayolları, burnu dolaşarak deniz dolgusuyla yol yapma planı
öngördü. Yılmazer ise doğayı bozmadan açacağı tünelin üzerini
daha sonra yine toprakla örtecek bir proje hazırladı.
Bu projenin geçeceği yerdeki arazi sahibi, kamulaştırma için 50
bin dolar istedi. Yılmazer, "Karayolları 50 bin doları vatandaşa
vermeyi kabul etmedi, ancak denizi 5 milyon dolara doldurdu.
Proje kabul edilmeyince de firmanın danışmanlığını bıraktım"
dedi.
Ordu eylemle kurtuldu
Bolaman-Perşembe yolu, sivil toplum örgütlerinin itirazları
ve alternatif projeleri üzerine içeri kaydırıldı. Mesafe 42
kilometreden 27 kilometreye, maliyet 1.2 milyar dolardan 411
milyon dolara düştü

Ordu, Karadeniz'de kıyısını yola kaptırmayan tek il.
Orduluların, sahil dolgusuyla yol inşasına karşı eylemi 1994'te
başladı. "Yola değil kıyı dolgusuna karşıyız" diyen 20 bin kişi
sokağa döküldü. Eylemleri uzun soluklu devam ettirince,
sahillerini kurtardılar.
Karayolları, sahil yerine yolu güneyden, Boztepe'den geçirmek
için yeni bir proje hazırlığına girdi. Yalnızca Ordu merkez
değil, Ünye'den de yol şehrin arkasından yani güneyden geçecek.

Çok yönlü tasarruf
Fatsa ilçesinin Bolaman beldesi ile Perşembe ilçesi arasındaki
bölüm, sahilden değil de güneyden yapılan ve bitirilmek üzere
olan tek yol. Önce burnu dolaşarak deniz dolgusuyla geçmesi
planlanan 42 kilometrelik yol, daha sonra güney geçişiyle
yapılınca ülke ekonomisi de yaklaşık 788 milyon dolar kazandı.
Sivil toplum örgütlerinin itirazları üzerine projesini yeniden
gözden geçiren Karayolları, 42 kilometrelik bir burundan oluşan
bu güzergâhta derin koyların bulunduğunu ve dolgu maliyetinin
yüksek olacağını da göz önünde bulundurarak yolu güneye
kaydırmıştı. Bu değişiklikle 42 kilometrelik yol 27.6
kilometreye düştü. 60 dakikalık yolun mesafesi de 15 dakika
oldu. Dağlar delinerek, dereler köprülerle aşılarak 27
kilometreye düşürülen bu yolun toplam maliyeti 411.51 milyon
dolar. Bu yol deniz dolgusuyla yapılsaydı maliyet yaklaşık 1.2
milyar dolar olacaktı.

Yolun sırat köprüleri
Ordu'dan Samsun'a devam eden yolun da çoğunluğu bitti. Tek
şeritli yol, şimdi ikişer şeritli bölünmüş (duble) yol haline
getirildi ve asfaltlama çalışmaları devam ediyor. Genişletme
nedeniyle bazı yerlerde yol, evlerin merdivenine dayanmış.
Üstgeçitleri henüz yapılmamış olan yolda, vatandaşın tahtadan
yaptığı ve "sırat köprüsü" dediği köprüler var.
Ordu çıkışı Turnasuyu mevkiinde karşılaştığımız Hanife Koçak,
"Evlerimiz sahilde, ne çocukları ne de inekleri karşıya
geçirebiliyoruz. Eskiden de burada yol vardı ama şimdi yol
genişletilince havaalanı gibi oldu" diyor.
85 kilometreden taş
Samsun'un Yakakent ilçesine kadar içerden devam eden yol, ilçe
merkezini geçer geçmez, sahile kıvrılıyor. Orman içinden geçen
mevcut yolun 150 metre aşağısındaki kumsal, eskiden mesire yeri
ve plajdı. Halkın denize girip piknik yaptığı bu yerden şimdi
sahil yolu geçiyor.
36 kilometrelik Yakakent-Gerze yolu 1998'de ihale edildi.
Başlangıç noktasına 85 kilometre olan taşocaklarından taşınan
taşlarla, 7 yılda ancak 6 kilometre dolgu yapılabildi. 6
kilometrelik yola bugüne dek 26 milyon dolar harcandı. Toplam
maliyeti 274,4 milyon dolar. Çevreciler, tek sıra ağaç keserek
mevcut yolun genişletilebileceğini, deniz dolgusunun tercih
edilmesinin tamamen rant amaçlı olduğunu iddia ediyor.
Karayolları'nın garip iddiası
Çevreciler, Güzelçay-Sinop arasındaki koyların yol olmaması için
hukuk mücadelesi başlattı. Güzelçay-Sinop 1. Kısım Projesi'nin
iptali için dava açtılar. Samsun İdare Mahkemesi'ne açılan
davaya savunma gönderen Karayolları, "Mevcut yol, bölünmüş yol
projesine uygun değildir" dedi.
Çevrecilerin mahkemeye sunduğu, "Olağanüstü güzel kıyılar yok
edilecek" ifadesini de eleştiren Karayolları, "Bu kesimde dik ve
yüksek falezlerin olması nedeniyle halkın deniz sahiline
ulaşması mümkün olmamaktadır. Ancak yol yapılırsa halk sahile
ulaşacak" görüşünü savundu.
Karayolları, yine mahkemedeki savunmasında, "kıyı çizgisi
belirlenmediği ve imar planı hazırlanmadığı için yolu
durdurduklarını" bildirdi. Karayolları'nın iddiasının aksine yol
inşaatının yasalara aykırı devam ettiğini iddia eden çevreciler
tespit istedi. Gerze Sulh Hukuk Mahkemesi'nin belirlediği
bilirkişi, çalışmalar yapıldığını belirledi. Bu raporun ardından
çevrecilerin yol inşaatının durdurulması yönünde yeniden İdare
Mahkemesi'ne başvurması üzerine, tespit için bilirkişi atandı.
Yargı süreci devam ediyor.
Sinop koylarını kurtaralım
Karadeniz Sahilleri Platformu Sözcüsü Hasan Özkazanç,
"Karayolları tüm Karadeniz sahilini kıyı çizgisi belirlemeden,
plansız, projesiz yaptı. Paralar denize döküldü, kıyı
katledildi. Hiç olmazsa Sinop koylarını kurtaralım. Karayolları,
kıyı katliamını yalnızca yüzme alanlarının yok edilmesi olarak
algılıyor. Oysa bu koylarda, yüzlerce yılda kendiliğinden oluşan
mağaralar var. Denizdeki bu mağaralarda yaşayan binlerce canlı
var" dedi.
Ayrıca Bak
Hamsili poğaça
olurmu?
Karadeniz
mutfağı, Karadeniz yemekleri
Karadeniz
nasıl kurtulur
Karadeniz,
Pontus Euxinus, Πόντος Εύξεινος
Karadeniz ve Akdenizin oluşumu
aşamaları
Karadeniz’in ölüm-kalım savaşı:
Mnemiopsis - denizanası istilası
Nuh Tufanı Karadeniz’de Olmadı
(mı?)
Karadeniz’in ölüm-kalım savaşı:
Mnemiopsis - denizanası istilası
Karadeniz’in Hazar Denizi ve
Akdeniz’le ilişkisi
Hamsi |