Karadeniz
Hamsimiz ve Hamsigiller
Hamsi
kendisi küçük kültürü büyük bir balık. Çoğumuzun sandığı gibi
yalnızca Karadeniz’e özgü değil; pek çok denize yayılmış. Ne var
ki, hiçbir yerde Karadeniz’de olduğu gibi yöre halkının
yaşamıyla bütünleşmiş değil. Bu balık yöre balıkçıları için bir
temel geçim kaynağı olmakla kalmamış; bu denize komşu illerimiz
için bir sembol haline gelmiş. Hamsi, Karadeniz halkı
dışındakilerin düş gücünü aşan çeşitlilikteki yemekleriyle de
ünlü. Üstelik şöhreti yeni de değil. Ünlü gezgin Evliya Çelebi
“Seyahatnâme”sinde hamsiye değinmeden edememiş. Ancak tarihlere
geçmiş bu balık şimdilerde “tarihe karışmak” tehlikesiyle karşı
karşıya. Artan av miktarları, bu küçük balığı, ve sembolü olduğu
mizahı, kültürü tehdit ediyor.

HAMSİ
(engraulis
encrasicouls, hamsigiller, anchovy, anchoa,
boquerón, Sardelle, Anchovis, Anschovis,
sardella, acciuga, alice, ansjovis, anchois,
enchova, biqueirão, ansjovis, Engraulis,
ngraulidae, αντσούγια, anchoveta,)ülkemiz sularında özellikle Karadeniz’de kış aylarında gırgır
adı verilen çevirme ağlarıyla avlanan
doğal
ürünümüz. Engraulis (yani hamsi) cinsi türler genellikle
bütün tropik ve subtropik denizlerde yaşayıp, kıyı kesimlerinde
sürüler oluşturuyorlar. Hatta zaman zaman nehir deltalarında da
görülebiliyorlar.
Hamsi
özellikle Karadeniz ve Azak Denizi’nde bol miktarda bulunan bir
balık türü. Bu balığın Karadeniz’deki türleri, Engraulis
encrasicolus ponticus ve Engraulis encrasicolus maeticus.
Bunlardan
Engraulis encrasicolus ponticus, Karadeniz hamsisi olarak
sıkça bahsedilen tür. Karadeniz hamsisinin boyu 18-20 cm’ye
kadar büyüyebilir. Engraulis encrasicolus maeticus ise
Azak hamsisi olarak bilinir ve boyu 15 cm’ ye kadar ulaşır. Azak
Denizi’nde ürer ve beslenir ve kışlarken kuzey Kafkasya’dan
Sukumi’ye kadar ve kısmen de Kırım açıklarında dolaşır. Kışlama
döneminde bu tür yalnız
BDT
üyelerince avlanır. Yalnız bazı araştırmacılar, bu türün Türkiye
sahillerine kadar indiği ve avlandığını ileri sürüyorlar.
Hamsinin
Davranış ve Göçü
Karadeniz
hamsisi kuzey-güney yönünde kışlama, beslenme ve üreme göçü
yapar. Güney yönünde kışlamak ve kuzey yönünde de beslenme ve
üreme göçünün hızı günde 10-20 mil olur. Sürüler, genellikle
Anadolu, Kafkasya ve Kırım sahillerinin ılık alanlarında
kışlarlar ve sık sürüler oluştururlar. Sürü yoğunluğu, gündüz
oluşan sık sürülerde metreküpte 500- 800 birey, seyrek sürülerde
200-400
birey/m3
iken bu, geceleri 20-60 birey/ m3’e kadar iner. Hamsi gece
gündüz arasında dikey göç yaparak, gündüzleri derin suya (70-90
m) inerken geceleri sahillere doğru ve yüzeye (10-40 m) çıkar.
Hamsinin
Besini
Hamsi,
plankton yiyen bir balıktır. Beslendiği organizmaları, Calanus
cinsi Copepoda (Kürekayaklılar), Cirripedia (Dolaşıkayaklılar)
ve Mollusca (Yumuşakçalar) larvaları oluşturuyor. Hamsi, aynı
beslenme basamağında olan çaça, tirsi, sardalya, taraklılar ve
medüzler gibi diğer organizma ve organizma grupları ile aynı
besin maddesi için yarışır. Sürüler, Mart’ta Türkiye
kıyılarındaki kışlama alanından kuzeydeki beslenme ve üreme
alanına göçe başlarlar. Nisan ortasından Ekim’e kadar tüm denize
yayılmış olan hamsi özellikle Karadeniz’in kuzey kesiminde
bulunur. Sıcaklık ve iklimsel değişmelere
bağlı
olarak genellikle Kasım’da güney göçü başlar. Güneye göçün
başlama zamanları ile göçün şiddet
ve
miktarlarında yıldan yıla önemli farklılıklar söz konusu. Hamsi
kuzey-güney-kuzey göçünde ya kıyıyı izler ya da doğrudan denizi
karşıdan karşıya geçer. Üreme Karadeniz hamsisi cinsel olgunluğa
bir yılda
ulaşır.
Mayıs-Eylül ayları arasında 10 ve daha çok batında yumurtlama
gerçekleşir. Bir yaşındaki genç
balıklar
ilk kez yumurtlama sezonunun sonuna doğru yumurta bırakırlar.
Bireysel ortalama doğurganlık 42,000 yumurta olarak bulunmuştur.
Hamsinin ömrü 2-3 yıldır. Geçirdikleri birinci kıştan sonra
olgunlaşırlar.
Yumurtlama
17-18°C’deki kıyıya yakın sığ sularda 5-10 metreler arasında
gerçekleşir. Yumurtlamanın olduğu suyun tuzluluğu 12-18 ppt ve
pH’si da 8-3 ile 8.4 arasında değişmektedir. Yumurtalar elips
şeklinde olup suda yüzerler (pelajik). Su sıcaklığına bağlı
olarak 24 saat içerisinde larva oluşur. Daha çok 5-30 metreler
arasında dağılan planktonik larvalar diğer planktonlarla
beslenirler. Genellikle (Mayıs ayında) bırakılan (erken batın)
yumurtalardan çıkan larvalarda yüksek ölüm oranları
görülmektedir. Bu durum larvaların dikey göç sırasında soğuk
suyla karşılaşmalarından kaynaklanır. En yüksek yaşam
oranıysa
Haziran sonu-Temmuz başında bırakılan yumurtalarda görülüyor.
Bazı araştırmacılarca hamsinin ana yumurtlama alanının kuzey ve
kuzeybatıdaki sahanlık bölgesi olduğu söylense de, H. Einarson
ve N. Gürtürk’ün yayınlarıyla Orta Doğu Teknik
Üniversitesi-Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün
yaptığı
çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre önemli miktarlarda
hamsi yumurtasının Türkiye’nin
Münhasır
Ekonomik Bölgesinde dağıldığı görülüyor.

Hamsinin
geleneksel üreme, kışlama ve beslenme göç ve bölgeleri.
Karadeniz
ve Hamsi
Türkiye su
ürünleri üretiminin %90’ı denizlerden elde ediliyor. Avlanan
toplam su ürünü kaynaklarının
%82’siyse
Karadeniz’den gelmekte. Türkiye’nin toplam olarak avladığı deniz
balıkları, avcılığın görece az olduğu dönemle, avcılığın yine
görece yüksek olduğu dönem olan 1950-1980 yılları arasındaki 30
yılda 4 kez artarak yılda 400.000 tona ulaşmış bulunuyor. Bu
artış bir yandan gerçekten avlanan miktarın artmasından
kaynaklanırken, bir yandan da hamsi ve istavrit gibi balıklara
ait istatistiklerin daha iyi toplanabilmesinden ileri geliyor.
1958-1986 arasında kalan 28 yılda avlanan hamsi miktarı 4.4 kez
artmış durumda. Bu avı karaya çıkartan Karadeniz gırgır
filosundaki gelişme oldukça hızlı ve yüksek. Bu tür bir
gelişmeyi, büyüklükleri çevresel koşullarla sınırlı stokların
kaldırması zordur ve geçmişte av miktarlarının ciddi azalması da
bunu doğrular görünüyor. Karadeniz bölgesinde artan av ve
avcılık baskısı, önceleri sanki bitmezmiş gözüyle bakılan hamsi
stoklarının 1988/1989 sezonuyla birlikte önemli miktarlarda
azalmasına neden olmuş bulunuyor. Bu azalmanın bir başka nedeni
olarak da, Karadeniz’deki biyokitlesi anormal derecede artan ve
hamsinin besinine ortak olan taraklı
medüz
(Mnemiopsi leidyi) gösterilebilir. 1988/89 avcılık sezonuyla
birlikte azalan fakat şimdi artmış görünen hamsi avının
sürekliliğinin sağlanması, yani sürekli yüksek ürünün
alınabilmesi için bazı önemli noktaların dikkate alınarak
gerekli önlemlerin uygulamaya konulması gerekiyor. 1978-1989
yılları için ODTÜ-Deniz Bilimleri Enstitüsünce yapılan
çalışmalarda balıkçılığın durumu ele alınmış ve Karadeniz
kıyımızda kışlayan hamsinin verebileceği sürekli en yüksek ürün
1968-89 dönemine ait verilerle 346 bin ton olarak tahmin
edilmiştir. Bulgar bilim adamlarından Prodanov ve Stoyanova ise,
F. Bingel ve ekip arkadaşlarınca daha önce sunulan verileri de
kullanarak, tüm Karadeniz’de aynı dönem için 540 bin
ton,
1968-95 dönemi içinse 461 bin ton en yüksek sürekli ürün
miktarları tahmin etmiş bulunuyorlar.
Bu
değerlerden de görülebileceği gibi bütün Karadeniz için tahmin
edilen miktarlar Karadeniz kıyımızda
kışlayan
hamsi için tahmin edilen miktarlara oldukça yakın. Bu veri ve
sonuçlar ışığında Karadeniz hamsi avının yüksek değerlere
çıkması hem araştırıcı hem uygulayıcı ve düzenleyici organlarda
ve hem de ulusal kaynak ve kamu malı olan hamsiden geçimini
sağlayan balıkçılarda sevinç yerine kaygı uyandırmalı.
Bugünartmış görünen hamsi avı yarın yeniden azalabilir. Onbir
yıl önce (1988/89) hamsi çöküşünün nedenlerinden biri de 1987/88
döneminde yaşanan "iyi avcılık" sezonunun aslında
aşırı
avcılığa yol açmış olmasıdır. Buna bağlı olarak av, izleyen
yıllarda azalmıştır. Yakın geçmişte yaşanmış bu gerçeğin yol
gösterici bir niteliği olmalıdır. Çünkü olası ikinci hamsi
çöküşünde birincisindeki kadar şanslı olunmayabilir ve stokların
kendilerini toparlaması çok daha uzun sürebilir, hatta
kendilerini hiç toparlamayabilirler. Öz olarak belirtilen
nedenlerden dolayı ülkemiz kıyılarındaki hamsi avının iyimser
bir yaklaşım olarak 300 bin tonu aşmaması gerektiği ve bunun
sağlanması için gerekli hassasiyetin gösterilmesi önem taşıyor.
Bu çerçevede son olarak önemli bir noktanın altının çizilmesinde
yarar var: İnsanlar doğal değişmeleri ve bunun sucul stoklara
getirdiği artma
ve
azalmaları kontrol edemiyor ve henüz bunu önceden de
kestiremiyorlar. İnsanların tek kontrol edebilecekleri faaliyet
balıkçılıktır. Biyolojik koşullar gerektirdiği zaman tüm diğer
uygulama ve siyasi kaygıya dayalı karar ve uygulamalar geri
plana itilmelidir. Çünkü doğa affetmez.
Hamsi
Ailesi
Dünya
üzerinde yaşayan balıklar, kabaca toplam omurgalıların yarısını
oluşturur. Bu da 24,600 tür demektir. Balıklar dünyanın hemen
hemen bütün sucul ortamlarında bulunabiliyorlar.
Himalayalar’daki yüksek dağ göllerinden, okyanusların binlerce
metre derinliklerine kadar tüm sucul ortamlarda balıklar
yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Balıklar bu geniş ve değişik
yaşam alanlarına uyum göstermek için zaman içinde evrilmiş
bulunuyorlar. Yaşam alanları tatlı su ve deniz olarak
ayrıldığında balıkların %58’i denizlerde, %41’i tatlı sularda ve
% 1’de hem tatlı hem de tuzlu sularda yaşadığı anlaşılıyor.
Balıklar,
ilk çağlardan günümüze değin önemli bir protein kaynağı olmuştur
ve buna bağlı olarak da balıkçılık eskiden günümüze önemli
gelişmeler göstermiştir. Avcılığı yapılan balık türlerinin en
yaygın ve ekonomik öneme sahip takımının Ringagiller
(Clupeiformes) olduğuna kuşku yok. Bu takım içinde en önemli
aileyse kuşkusuz hamsi balıkları (Engraulidae) ailesi.
Engraulidae ailesi içinde 16 cins ve 139 tür yer alır. Hamsiler
içinde en çok avlanan ve özellikle son yıllarda dünya üretiminin
%10’unu veren cins ise Engraulis‘tir. Yüksek av veren bu cinste
yer alan hamsi türleri de şunlardan oluşuyor:
Engraulis
anchoita
(Arjantin
hamsisi),
Engraulis
australis
(Avusturalya hamsisi),
Engraulis
capencis
(Güney
Afrika hamsisi),
Engraulis
encrasicolus
(sularımızda da yaşayan Avrupa hamsisi),
Engraulis
eurystole
(Gümüş
hamsi),
Engraulis
japonicus
(Japon
hamsisi),
Engraulis
mordax
(Kaliforniya hamsisi),
Engraulis
ringes
(Peru
hamsisi).
Hem
hamsiler hem de bütün balıklar içerisinde avlanan miktarlar
bakımından en önemli tür Engraulis ringens’tir. Bu balık
Peru açıklarında avlanır. 1960’lı yıllardan sonra endüstriyel
ölçeğe çıkan Peru hamsisi avı, 1970’te ulaştığı yaklaşık 13
milyon tonluk en yüksek düzeyden 1971’den sonra düşmeye başlamış
ve hatta 2 milyon tonun altına inmiş bulunuyor.
Hamsi
türlerinin balıkçılık açısından önemli diğer iki türüyse, Japon
hamsisi (Engraulis japonicus) ve Avrupa hamsisidir
(Engraulis enrasicolus). Engraulis japonicus adından
da anlaşılacağı gibi Japon denizinde avlanan bir tür. Bu türün
av değerleri Peru hamsisi kadar olmasa da yine de dünya
denizlerinde avlanan en önemli küçük pelajik balık türleri
arasında yer alıyor. Ülkemiz denizlerinde
Özellikle
de Karadeniz’de önemli miktarlarda avlanan Engraulis
encrasicolus da dünyada
en çok
avlanan hamsi türlerinden. E. encrasicolus, diğer iki
hamsi türüne göre daha değişik su özelliği olan denizlerde
yaşıyor. Avrupa hamsisi (veya bildiğimiz hamsi) Kuzey denizi,
Kuzey Doğu Atlantik,
Akdeniz,
Ege, Marmara ve Karadeniz’de Azak Denizi dahil olmak üzere
dağılmış durumda. Avrupa hamsisi, Karadeniz başta olmak üzere
bulunduğu tüm denizlerde hem kıyı, hem de uzak mesafe (açık
deniz) avcılığı yapan ülkeler tarafından avlanıyor. Hamsiler
Neden Bol? Hamsilerin avcılık açısından bu
kadar
değerli olmaları ve bu kadar çok miktarda avlanmalarının
nedenleri bu canlının ekolojik ve biyolojik özelliklerinde
aranmalı. Hamsiler kabaca üçüncü beslenme basamağında
zooplankton
ile
beslenirler. Bununla birlikte, bazı hamsilerin diyetinde
fitoplanktonlar da yer alıyor. Bu nedenle
beslenme
basamağı biraz daha aşağıya çekilmiş oluyor. Beslenme ağının alt
kısımlarından beslenmek, hamsi türlerine zengin besin kaynağı
sağlıyor ve sonuç olarak da zengin stoklar oluşturmalarına neden
oluyor.
Hamsinin
Avlanması
Geçmişte,
motorlu araçların olmadığı çağlarda hamsi ve benzeri balıklar,
insan gücü ve sonraları yelkenle hareket eden deniz araçlarında
bugünkilerden çok küçük ağlarla avlanılmaktaydı. Zamanla
motorize olan ve bu nedenle de giderek büyüyen tekneler değişik
düzeneklerin yardımıyla daha büyük çevirme ağları kullanmaya
başladılar. Örneğin bugün çoğumuzun normal kabul ettiği gırgır
ağı makarası ülkemize 1950’li yıllarda Et ve Balık Kurumu
vasıtasıyla geldi. Bugün bu makaralar hidrolik sistemlerle
çalışıyor. Hamsiler bilindiği gibi sürü oluştururlar. Balıkçılar
önceleri yerini tecrübeye
dayalı
bilgileriyle saptadıktan sonra bunların etrafını kaçamayacakları
bir ağ ile çevirip avlamaktaydılar.
Günümüzde
tek fark, 1980’li yılların başından bu yana su altı radarı denen
‘sonarların’ sürünün yeri ve büyüklüğünü saptamada kullanılması
ve daha büyük ağların yardımcı tekne kullanılarak sürünün
etrafına sarılması, avlanan balıkların bir taşıyıcı tekneyle
pazara ulaştırılması. Hamsi genellikle gırgırlar ile avlanmakta
birlikte, nadir olarak tek ya da çift tekneyle çekilen orta su
trol ağı ile de avlanmakta.
Hamsi
Tüketimi
Tüketim bir
seçim sorunu. Ülkemiz insanları su ürünlerini taze tüketmeyi
yeğlerler. Avın taze tüketilemeyen küçük bir kısmıysa, eskiden
tarlalara gübre olsun diye atılırken günümüzde balık unu ve
yağına dönüştürülüyor. Diğer ülkelerde avlanan hamsilerse
konserve, salamura, taze olarak ve sonuçta yine balık unu ve
yağı fabrikalarında işlenerek değerlendiriliyor. Görülebildiği
kadar hamsimiz her
yönüyle
yararlı bir canlı olup neredeyse her derde deva bir özelliğe
sahiptir. O halde küçüklüğüyle ters orantılı üne sahip bu
balığın avlanmasında biraz daha sorumlu davranılması gerekiyor.
Hasan Örek,
Ferit Bingel
Orta Doğu
Teknik Üniversitesi, Deniz Bilimleri Enstitüsü
Kaynaklar
Anon.,
1992: Determination and quantification of fishing gears and
technology in the Black Sea. Ministry
of
Agriculture and Rural Affairs of TC., Res. Inst. of Aquat. Prod.
Yomra-Trabzon.
Bingel, F.,
Gücü, A. C., Niermann, U., Kıdeyş, A. E., Mutlu, E., Doğan, M.,
Kayıkçı, Y., Avşar, D.,
Bekiroğlu,
Y., Genç, Y., Okur, H., Zengin M., 19965: Karedeniz stok tespiti
projesi-Balıkçılık
araştırmaları. Proje No: TÜBİTAK, DEBAG 74/GFinal Reoprt.
IMS-METU, Erdemli.
Chashchin,
A. K., 1995: Abundance, distribution and migrationj of the Black
Sea anchovy stocks. Tr.
J. of
Zoology 19
Düzgüneş,
E., Karaçam, H., 1989: Karadenizdeki hamsi (Engraulis
encrasicolus L. 1758) balıklarında
bazı
populasyon parametreleri ve büyüme özelliklerinin incelenmesi.
Doğa, Tu-Zooloji.
D. C.
13(2).
Einarson,
H., Gürtürk, N., 1960: Abundance and distribution of eggs and
larvae of the anchovy
(Engraulis
encrasicolus ponticus) in the Black Sea. İst. Üniv.., Fen Fak.
Hidrobiyol. Araşt.
Enst. Yay.
Evliya
Çelebi 1672: Evliya Çelebi Seyahatnamesi. Sadeleştiren T.
Temel-Kıran, N. Ateş. Cilt I-II.
Üçdal
Neşriyat, İstanbul, 1986.
FAO, 1998:
Fish Stat Plus Ver 2.19. Fisheries statistics software by Yury
Shatz.
Fischer,
W., 1973(Ed): FAO species identification sheets for fishery
purposes. Mediterranean and
Black Sea
(fishing area 37) Vols. 1-2 Rome, FAO. page, var.
Grainger,
R., 2000: Recent trends in global fishery production (World
fishery production up to
1996). FAO.
Helfman,
Gene, S., Bruce, B. C., Facey, D. E., 1997: The diversity of
fishes. Blackwell Science.
Malden.
Mass, USA
Ivanov, L.,
Beverton, R. J. H., 1985: The fish resources of the
Mediterranean. Part two: Black Sea.
Etud. Rev.
CGPM/Stud. Rev. GFCM.
Karaçam,
H., Düzgüneş, E., 1990: Age, growth and meat yield of the
European anchovy (Engraulis
encrasicolus L. 1758) in the Black Sea. Fisheries Research 9(1)
Muus, B.
J., Dahlström, P., 1968: Meeresfische. BLV, München.
Owen, E.
S., 1979: The production of the fishes in the Black Sea. In:
Fundamental principles of the
biological
productivity of the Black Sea. Kiev, Naukova dumka
Prodanov,
K. B., Stoyanova, M. D., 1999: Maximum sustainable yields (MSYs)
of the Black Sea anchovy
(Engraulis
encrasicolus) and horse mackerel (Trachurus mediterraneus).
Similarities
and
difference of two interconnected basins, 23-26 Feb. 1999 Athens,
Greece, Abstracts.
Slastenenko, E., 1955/56: Karadeniz havzası balıkları. Çeviri H.
Altan. EBK Yay. İstanbul.
Ünsal, N.,
1989: Karadeniz’deki hamsi balığı Engraulis encrasicolus (L.
1758)’nın yaş-boy ağırlık
ilişkisi ve
en küçük av büyüklüğünün saptanması üzerine bir araştırma. İ.Ü.
Su Ür. Derg.
Whitehead,
P. J. P., 1984a: Clupeidae, p. 268-281. In: Fishes of the
north-easthern Atlantic and the
Mediterranean Vol. 1, UNESCO.
Whitehaed,
P. J. P., 1984b. Engraulidae, p. 282-283. In: Fishes of the
north-easthern Atlantic and the
Mediterranean Vol. 1, UNESCO
Whitehead,
P.J.P. ve T. Wongratana: 1986. Engraulidae. p. 204-206. In M.M.
Smith and P.C. Heemstra
(eds.)
Smiths' sea fishes. Springer-Verlag, Berlin. From Froese, R. and
D. Pauly. Editors.
1999.
FishBase 99, 10 April 2000.
Whitehead,
P. J. P., Nelson, G. J., Wongratana, T., 1988a: FAO species
catalogue. Vol. 7. Clupeoid
fishes of
the world (Suborder Clupeoidei). An annotated and illustrated
catalogue of the herrings,
sardines,
pilchards, sprats, shads, anchovies and wolf-herrings. Part 2 –
Engraulididae.
FAO Fish.
Synop. 7(125)Pt., 10 April 2000.
Whitehead,
P. J. P., Nelson, G. J., Wongratana, T., 1988b: Clupeoid fishes
of the world (Suborder
Clupeoidei). P 2. Engraulididae. FAO Species Catalogues, FAO
Fisheries Synopsis, no. 125.
Evliya Çelebi ve Hamsi
Çoğumuz balık pazarlarında ya da seyyar satıcı
tepsilerinde, bir diğerimiz gırgır tekneleri avlarını
boşaltırken ve belki de önemli bir kısmımız
annelerimizin mutfağında hamsiyi görmüşüzdür.
Belki bu canlıya dikkat etmiş belki sadece bakıp geçmiş
ya da afiyetle bir güzel yemişizdir.
Hamsi ile karşılaşmamız hangi şekil ve düzeyde olursa
olsun bu balığı merak edenler şüphesiz pek çoktur ve
imdi bu meşhur canlıyı yine meşhur bir ismin ağzından
tanıyalım:
1670’lerde Trabzon’a seyahat eden Evliya Çelebi bölge
balıklarıyla ve özellikle hamsiyle ilgili
görüşlerini şöyle dile getirmiştir:
"Beğenilen balıkları: Levrek balığı, kefal balığı gayet
lezzetlidir. Bir karıştan uzun kırmızı başlı
tekir balığı, uskumru balığı ve daha bin çeşit balıkları
vardır. Amma bunların hepsinden fazla
Lazların üzerine düştükleri, alışverişi hakkında kavga
ettikleri hamsi balığı… Bu balık Hamsinde
(kış mevsiminin 50 günlük bir bölümü) çıktığı için,
hamsi balığı derler. Balığın çıkışını dellâllar
halka haber verirler. Dellâlların bir çeşit mürves
ağacından boruları vardır. Bir kere su urunca,
‘Ahça çomakla bir mendil hamsi ver’ diye ince sırmalı
mendillere balığı koyup giderler. Balığın
suyu akarak giderken, bazıları suyun aktığına acıyarak,
‘Bre balığın suyunu akıtıyosun.. Suyuna
bir
pilavcık sallasana’ diye şaka ederler. Şu beyitleri de
söylerler:
Trabzondur yerümüz
Ahça tutmaz elümüz
Hamsi paluk olmasa
Nice olurtu halumuz" … sayfa 458-459
Meşhur hamsimizin diğer bazı özelliklerini yine Evliya
Çelebi’den öğrenelim:
"Bu
balık bir karış, ince ve morca cilalı, gümüş gibidir.
Faydası o derecedir ki, yedi gün devamlı
yiyen kimsenin şehveti son derece artar. Çok kuvvet
verici ve hazımı kolaydır. Yemeğinde balık kokusu
olmadığından, yiyene hararet vermez. Ağrı hastalığına
tutulan adam yese şifa bulur. Bir evde yılan ve çıyan
olduğu zaman, hamsi balığının başı tütsü edilirse kaçar"
… sayfa 459.
Hamsi yemeklerine de yine merhum Evliya Çelebi ile
başlamak yanlış olmasa gerektir. Diyorki
"bunu" yani hamsiyi "yemek Trabzonlulara hastır ki kırk
çeşit yemeğini pişirirler. Kebabı, çorbası, yahnisi,
böreği ve baklavası olur. Fakat pilaki derler, bir çeşit
tavası vardır ki şöyle yapılır: Önce bu hamsi balığını
güzelce temizleyip onar onar kamışa dizerler. Maydanoz,
kereviz, soğan ve pırasayı ince kıyıp tarçın ve siyah
filfil ile karıştırdıktan sonra, pilaki tavasının içine
bir kat hamsi, bir kat bundan döşeyip Trabzon'un âb-ı
hayata benzer zeytinyağını üzerine dökerler. Bir saat
kadar kuvvetli ateşte pişirildikten sonra yerkenki,
doğrusu sevilecek mübarek bir yemek olur." sayfa 459.
Ayrıca Bak
Hamsili poğaça
olurmu?
Karadeniz
mutfağı, Karadeniz yemekleri
Karadeniz
nasıl kurtulur
Karadeniz,
Pontus Euxinus, Πόντος Εύξεινος
Karadeniz ve Akdenizin oluşumu
aşamaları
Karadeniz’in ölüm-kalım savaşı:
Mnemiopsis - denizanası istilası
Nuh Tufanı Karadeniz’de Olmadı
(mı?)
Karadeniz’in ölüm-kalım savaşı:
Mnemiopsis - denizanası istilası
Karadeniz’in Hazar Denizi ve
Akdeniz’le ilişkisi
Hamsi
|
|