|
Mayıs Yedisinde tanrı Apollon’un doğum
gününü mü kutluyoruz?

Yazı:
Özhan Öztürk
Çoluk
çocuk binlerce
insan, deniz kıyısında toplanmış, sesizce, kaval
çalan müzisyenin kradis kanunu
[1]
adı verilen ezgiye başlamasını bekliyordu.
Kıyıda yere yatırılmış vaziyette biri kadın iki
kişi, neşe içindeki insanlara umutsuzca bakıyor,
boyunlarında biri kara diğeri ak incir
çelenkler, ellerine yemeleri
için
tutuşturulmuş
incir, peynir ve çöreklerle
ölümü
bekliyorlardı. Apollon rahibinin işaretiyle
halkın elindeki taşlarla kurbanları
[2]
öldürmesi kısa sürmedi.
Kurbanların
cesetleri yakıldı ve bereket getirmesi amacıyla
etrafa saçıldı. Törenden sonra erkekler kolkola
girerek bir daire oluşturdular ve dans eşliğinde
şarkılar söylediler. En güzel şarkıyı söyleyen
kişi Apollon’a bir tabure adama şerefine nail
olacaktı[3].
2500
yıl önce Atina’da gerçekleşen en önemli festival
de olan biteni kısaca böyle özetlemek mümkün.
Festival
Eski Yunanlıların
ışık, güneş, kehanet, şifa, müzik ve sanat
tanrısı Apollo’nun
doğum günü olan
Thargalia ayının yedinci günü
gerçekleştiriliyordu[4].
Attika takviminde ilkbaharın 2. ayı olan
Thargalion günümüzde kullanılan Miladi takvimle
kıyaslandığında Nisan ayının son birkaç gününün
yanı sıra Mayıs ayına denk düşmekteydi.[5]
Kutlandığı ayın adını taşıyan bu festivali
günümüz Türkçesiyle Mayıs Yedisi olarak
adlandırmak çok da yanlış olmayacaktır[6].
Thargalia aslında bir tarım festivali olup, su
ile arınma ve kefaret ödeme ritüellerini
içermektedir. İnsanlar yılın ilk ürünlerini
aldıkları zaman tanrıya şükrederek hasat zamanı
salgın hastalık ya da kuraklık gibi bir felaket
göndermemesi için gönlünü almaya çalışmaktadır.
Hasat sonrası ise bu sefer tarım tanrıçası
Demeter
ile Dionysos
onuruna
Thalysia[7]
adlı bir başka şenlik düzenlenirdi. İlginç olan
her iki şenliğinde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde
yakın zamana dek gerçekleştirilen “ Mayıs
Yedisi” ve “Litropi”
şenliklerinin aynı
döneme denk gelmesi ve benzer ritüeller
içermesidir. Eski Yunan’da herhangi bir ayın 7.
Günü düzenlenen tüm şenlikler Apollon onurunaydı
ki bunların Thargalia dışındaki
en ünlüleri
Boedromia[8],
Karniya[9]
ve Pyanopsia[10]
festivalleriydi.
Karadeniz Bölgesi’nde Mayıs
Yedisi Geleneği

Mayıs
Yedisi, Samsun ile Artvin[11]
illeri arasında her yıl Mayıs ayının yedinci
günü[12]
denize yakın köylerde oturanların deniz
kenarında önceden belirlenmiş bir bölgeye[13]
iç bölgelerde oturanların ise suyunun şifalı
olduğuna inanılan bir dere ya da göl kenarına
sabah erken
saatlerde giderek aile fertlerini hatta evcil
hayvanlarını bile yıkaması, denize gidenlerin
kayıkla gezerek
yedi dalga aşması
veya yedi dere ağzı geçmesi, suyun taşlanması,
dilek tutulması, varsa ziyaret yerlerinin
gezilmesi, toplu piknik ve müzik eşliğinde
horonlar oynanılarak gerçekleştirilen festivalin
adıdır.
Osmanlı döneminde
tüm köylerce toplu oalrak gerçekleştirilen bu
adet günümüzde Karadeniz Sahil Yolu’nun yapımı,
metropollere göç
veren köylerin boşalması , Mayıs Yedisi
inançlarının hurafe olarak görülmesi gibi
faktörler yüzünden yerel belediye ve devlet
desteği gördüğü birkaç bölge[14]
dışında unutulmak üzeredir.
En kapsamlı katılımın gerçekleştiği, devlet
destekli etkinlik olan Giresun’da
çevre köy ve kentlerden gelen kadınlı-erkekli
binlerce insan,
ilçe
merkezinin 5 km uzağında bulunan
Aksu ırmağının
Karadeniz’e boşaldığı delta etrafından
toplanmakta, kadınlar içlerinden bir dilek
tutarak suya yedi çift bir tek taş atmaktadır.
Tutulan dilekler çoğunlukla basık
[15]
çocukların çabuk büyümesi, bekar kız ve dul
kadınların koca bulması, çocuğu olmayan anaların
gebe kalması, çaresiz hastaların şifa bulması,
ayrılanların kavuşması, aralarında soğukluk
bulanan eşlerin barışması gibidir. Havanın açık
olduğu bir güne rastlaması durumunda Giresun
adası motorlara binilerek ziyaret edilir,
kimileri ada üzerinde Aksu deresinden getirilen
su ile tekrar el, yüz yıkanırken kimileri de
adanın batısında bulunan ve Hamza Taşı adı
verilen büyükçe bir kaya başında dua ederler.
Çocukların suya
sokulamasalar bile kucağa alınarak yedi kez
dalgaların üzerinden geçirilmesi de yaygın bir
uygulamadır[16].
Analiz
Mayıs yedisi günü
gerçekleştirilen geleneksel etkinlikleri kabaca
ayrıştırırsak:
1.
Etkinlik Mayıs ayının 7.
Günü gerçekleştirilmektedir
2.
Kutsal ve şifa veren bazı
özellikleri olduğuna inanılan
ve atalar
tarafından seçilmiş bir mevki (genellikle bir
derenin denize karıştığı) ziyaret edilmektedir.
3.
Eğlence öncesi ritüeller
sabah erken saatlerde gerçekleştirilmektedir
4.
Suya girilerek ya da su
dökünülerek (insan, ev hatta eşya) arınma töreni
gerçekleştirilmektedir.
5.
Denize bir kayık
vasıtasıyla açınılan yörelerde yedi dalga aşmak,
yedi dere ağzı geçmek, sahilden denize yedi çift
taş fırlatmak, yedi tas su dökünmek gibi “7”
rakamını doğaüstü özellikler yakıştıran
uygulamalar gerçekleştirilmektedir.
6.
Ritüeller bitirildikten
sonra mutlaka toplu yemek yenilmekte ve müzik
eşliğinde horonlar oynanılmaktadır.
Yedi sayısının kutsallığı
Babillilerin gökte bulunan
yedi yıldızın[17]
çocuğu oldukları inanışı Ortadoğu üzerinden tüm
eski dünyaya yayılmış (yedi kat yer, yedi kat
gök, dünyanın yedi günde yaratılışı) 7 rakamının
kutsallığı Fenike, Eski Yunan, Roma gibi
uygarlıkların yanı sıra Yahudilik, Hristiyanlık
ve İslam inançları içerisine sızmıştır.
En eski Hint
efsanelerinden Yedi Bilgeler ile Gılgamış
efsanesinde bahsi geçen Yedi Bilge efsanesi,
Yedi Uyurlar (Ashab-ı Kehf)
gibi Hristiyanlık
ve İslam’da bahsi geçen ortak motifler rakamın
kutsallığının tüm eski kültürlerde ki
yaygınlığının işaretidir. Yunanca Yedinci gün
“Hebdemos” doğum, ölüm, düğün gibi olayların
yedinci günü yapılan törenleri tanımlamakta olup
Anadolu’da “Yedilemek”[18]
adıyla bilinmektedir.
Giresun Adası’nın kutsallığı
En
eski Yunan destanlarından Altın Post’ta
Argonotlar’ın Amazonların elinden
kurtulduktan sonra
adada tüylerini
mızrak gibi atan kuşlarla karşılaştığı
Giresun adası ad
olanı “Arethias”ı adada savaş tanrısı Ares için
yapılmış bir tapınaktan almaktaydı.[19]
Anadolu’nun Hristiyanlaşmasının ardından adaya
Sinoplu aziz St. Phokas için yapılmış bir
manastır inşa edilmiştir.
[20]
Çok tanrılı dönem ve Hristiyanlığın ardından
İslamlaşma bile adanın kutsallığını ve ziyaret
yeri olma özelliğini değiştirmemiştir.
Litropi nedir?
Yöreden yöreye değişmekle birlikte 22 Haziran,
22 Temmuz hatta 15 Ağustos
tarihlerine denk
getirilen bir dönem olup, yaz mevsiminin en
sıcak günü olan Litropi günü denize girmenin
sağlık yararlı olduğuna fufudi, kapoçi ya da
kapuçi adı verilen
cilt yaralarının ve
çeşitli hastalıklarının deniz suyu ile tedavi
edilebileceğine inanılmaktadır. Tıpkı Mayıs
Yedisinde olduğu gibi Litropi[21]
zamanında özellikle kadınların elbiseleri ile
denize girdiği, başladından aşağı taslarla deniz
suyu döktükleri ve ev halkına yıkanmaları için
su taşıdıkları bilinmektedir[22].
Az önce belirttiğim gibi ortak motifler
içermesine karşın hasat öncesi arınma ve kefaret
amaçlı dini bir tören olan Mayıs Yedisi’nin
aksine
Litropi hasattan
hemen sonra gerçekleştirilen
arınma ve şükran
törenidir.
Şavuot, Pentekost ve
Bikkurim
Şavuot (Haftalar) festivali İbrani takviminde
Sivan ayının (Mayıs - Haziran) 6. gününe denk
gelmekte olup, başlangıçta arpa hasatının ilk
ürünleri için kutlanan bir şükran günüyken
zamanla Yahudi hahamlar tarafından Yahudi
halkına Sina dağından Tevrat'ın verildiği gün
olarak değiştirilerek kutsallaştırılmıştır. Bu
bayram,
Hristiyanlık’a
Pentekost
[23]
adıyla geçmiş Hz. İsa'nın ölüp, dirilip, göğe
yükselişinden sonra, Kutsal Ruh'un Havarilerin
üzerine çöktüğü gün olduğuna inanılmaya
başlanmıştır.[24]
Pentekost günü Aziz Petrus’un çağrısıyla üç bin
kişi vaftiz olmuştur[25].
Tarihin ilk toplu
vaftiz olayı Batı ve Doğu Kiliselerine bağlı
Hristiyanlara ilham kaynağı olmuş ve pek çok
ülkede gelenek haline gelmiştir. Dere ya da göl
kenarlarında piknik yapılan Pentakost gününün
ertesi
gün (Pazartesi) pek
çok Hristiyan ülkede tatil olarak kutlanmaktadır[26].
Pentekost günü Doğu ve Batı Kiliselerinin
takvimlerinde Paskalya’dan 50 gün sonrasında
kutlanmaktadır[27].
Şavuot aynı zamanda Bikkrum’in (ilk ürün) ilk
günüdür[28].
Yahudilerin
İsrail toprağında
yetiştirdikleri
7 meyvenin[29]
ilk ürünlerinin Kudüs Süleyman Tağınağı’nda
Tanrı’ya sunulduğu Bikkurim günü tüm köylüler
müzik eşliğinde eğlenilerek kutlanmaktaydı[30].
Alaturbi, Kolhoba, Deniz
bayramı
Doğu Trabzon ve
Rize’de Litropi olarak bilinen hasat sonrası
şenliği, Batı Trabzon’da Alaturbi[31],
Rize’nin doğu sahilinde yaşayan Laz halkı
tarafından Kolhoba olarak adlandırılmakta,
özelikle Gürcistan’ın Sarpi adlı Laz köyünde
19/20 Ağustos günü büyük coşku ve katılımla
kutlanmaktadır[32].
Ege bölgesinde
özellikle İzmir yarımadasında deniz bayramı
adıyla 19 Ağustos tarihinde deniz kıyısında
gerçekleştirilen eğlence de bir çeşit
litropidir.[33]
Tartışma
Mayıs
Yedisi Geleneği’nin “Beşikdüzü Kültür Sanat ve
Deniz Festivali adıyla[34]”
devlet desteğiyle kutlandığı Beşikdüzü ilçesi
Belediyesi’nin web sitesinde gelenek şu şekilde
tanımlanmış:
“…Trabzon'un batı sahillerinden Giresun'a kadar
uzanan şeridinde yöre insanımızın herhangi bir
organize olmaksızın gerçekleştirdiği "Mayıs
Yedisi" şenliklerinin incelenmesi gereği ortaya
çıktı. Bu şenliklerin kökeni Orta Asya'ya kadar
uzanmakta idi. Yani bu şenliklerin 4000 yıllık
bir tarihi vardı. Yöreye Anadolu'nun fethi
sırasında yerleşen Çepni Türkleri bu geleneği
günümüze kadar sürdürmüşlerdi…”[35]
Yöre
kültürü üzerine yazıp çizen pek çok yazar
benzeri bir geleneğin geçmişte uygulandığına
dair sağlam bir kanıt sunmadan benzer iddiaları
ısrarla tekrarlamaktadır.
Öncelikle Mayıs
Yedisi geleneği
tüm Doğu Karadeniz
Bölgesin’de gerçekleştirilen bir gelenek olup,
sadece Giresun ve
Trabzon’a özgü değildir.
Divan-ı Lugat-ı
Türk’de 24 Oğuz boyundan birisi olarak
tanımlanan Çepniler ise Doğu Karadeniz
bölgesinde, Trabzon ili Vakfıkebir ilçesi Ağasar
deresi vadisinde, Giresun ili, Espiye, Eynesil
ve Tirebolu ilçelerinin dağlık kesimlerinde,
Gümüşhane’de Kürtün ve civarında yaşamakla
birlikte Anadolu'nun neredeyse her yöresine
dağılmıştır. Çepniler üzerine en kapsamlı
çalışmalardan birisini yapan Sümer , Kastamonu,
Bolu, Canik, Çorum, Sivas, Konya, Halep, Sivas
(Mancınık, Gürün, Hekimhan), Diyarbakır, Adana
(Sarıçam), Dulkadırlı, Yozgat, Çorum, Isparta,
Akşehir, Ankara (Şereflikoçhisar), Sivas (Uluyörük),
Kırşehir’de Çepni yerleşimlerinin varlığını
belirlemiştir[36].
XIX. yüzyılın sonlarında Anadolu'da alan
araştırması yapan Karl Humann,
Alevi olan
Tahtacıları da Çepni olarak nitelemiştir.
Anadolu’nun her
köşesine yayılmış bu halkın Doğu Karadeniz
Bölgesi dışına yerleşen bölümünün Mayıs
Yedisi’nden habersiz oluşu bu iddiayı
çürütmektedir[37].
Yine
4.000 yıllık
Orta Asya geçmişi
olduğu iddia edilen
bu geleneğin
izlerine Dede Korkut Kitabı, Oğuzname, Divanü
Lugati’t Türk gibi tarihi yazılı kayıtlarda
rastlanılmamaktadır.
Bu geleneğin Orta
Asya’da yaşayan diğer halklarca uygulandığına
dair deliller[38]
de sunulamaktadır. Yöreye yerleşen Türkmenler
bilakis pek çok kültürel ögeyi ödünçledikleri
gibi Mayıs Yedisi geleneğini de gayet doğal
olarak Anadolu’nun yerlilerinden öğrenmiştir[39].
Kültür Bakanlığı’nın web sitesinde[40]
ise kaynağı belirtilmeyen ilginç bir anlatıya
yer verilmiştir[41]:
“... Bu törenler ve
eğlenceler aracılığı ile Hitit kültürünün
zamanla Roma'ya geçtiği ve orada Bachüs
şenliklerine esin kaynağı olduğu söylenir… Mayıs
7'si Amazonların Giresun Adasını terk edip yöre
erkekleri ile bir araya geldikleri gündür.
Kocalarının kendilerini aldatmalarına
dayanamayan yöre kadınları Amazonları lanetler,
denizi taşlar, Giresun Adasından gelen
kötülükleri kovmaya çalışırlardı”
Bu
iddia da daha başından hatalı kurgulanmıştır.
Giresun adası’nın değil Amazon halkının yaşaması
bir köy kurmak için bile oldukça ufak olmasını
bir kenara bırakırsak, adada Amazonların
yaşadığı hele ki Mayıs Yedisinde erkek seçimi
adayı terk ettikleri
hiçbir orjinal
kaynakta yazılı değildir.
Sonuç
Doğu
Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilen Mayıs
Yedisi festivali Ortadoğu kökenli bir hasat
öncesi şükran ve adak törenidir. Suya girerek
gerçekleştirilen arınma töreni ya da taş atarak
gerçekleştirilen adakların
temel amacı
Tanrı’dan istenen bereketin ve tutulan
dikleklerin gerçekleşmesinin karşılığını
verebilmektir. Bölge kültürüne kabulünün Apollon
kültü ile birlikte Helenistik Çağ’da
gerçekleşmiş olma ihtimali yüksek olmakla
birlikte tüm ilkel toplumlarda güneşe tapınma
kültünün[42]
bir sonucu olarak doğan diğer hasat şenlikleri
gibi daha önceki çağlarda
da uygulanmış
olabilir. . Din adamlarınca Helenik gelenekte
Apollon’un doğum günü, Yahudilikte Musa’ya On
Emrin indiği gün, Hristiyanlıkta Kutsal Ruh'un
Havarilerin üzerine çöktüğü gün olarak
gösterilmesi geleneğin halk nezdinde kabul ve
süreklilik gücünden yararlanmak istemelerinden
kaynaklanmaktadır. Yöremizde ise İslami motifler
ve yerel kültürümüzle sentezlenerek
yaşatılmaktadır.
Dipnotlar
[2]
Kurbanlara farmakoi (φαρμακοί)
adı verilmekteydi
[3]
Dictionary of Greek and Roman
Antiquities edited William Smith (1870)
sf.1120. Thargalia:
http://www.ancientlibrary.com/smith-dgra/1127.html
[4]
İkiz kardeşi avcılık tanrıçası Artemis
ise Thargalia ayının 6. Günü doğmuştu
[5]
Eski Yunanlılar doğumu yıllık değil
aylık periyodlarda ele alıyorlardı. Her
ayın 1. Günü “hilal”, 2. Günü Agathos
“koruyucu ruh”, 3. Gün Athena 4. Gün
Herakles, Hermes, Afrodit ve Eros, 6.
Gün Artemis, 7. Gün Apollon, 8. Gün
Poseidon ile Theseus’un doğum
günleriydi. Mikalson, J. D. The Sacred
and Civil Calendar of the Athenian Year.
Princeton, 1975. Sf. 24
[6]
Thargalia ayının yedinci günü Miladi
takvimde gibi Mayıs ayının 3. Haftasına
denk gelmektedir.
[7]
Θαλύσια.
http://www.ancientlibrary.com/smith-dgra/1127.html
[8]
Boedromia (Βοηδρόμια) Boedromion (Yaz
mevsimi) ayının 7. günü Apollon onuruna
düzenlenen bir festivaldir.
[9]
Karniya Festivali Sparta ve diğer Dor
kentlerinde Apollo onuruna Karneios
(Atina'da Metageitnion) ayının yedinci
günü düzenlenen dini festivaldir.
[10]
Pyanopsia Pyanepsion (Ekim) ayının 7.
günü Apollon onuruna düzenlenen bir
festivaldir.
[11]
“…Mayısın yedisinde (rumi 7 mayıs) Çoruh
ırmağında yıkanmak uğurludur…” Yurt
Ansiklopedisi. Sf. 945
[12]
Rumi takvimde 7 Mayıs, Miladi takvimde
20 Mayıs’a denk gelmektedir.
[13]
Genellikle bir derenin denize döküldüğü
yere (tatlı su ile tuzlu suyun
birleştiği yere)
[14]
Giresun, Beşikdüzü, Perşembe Mayıs
Yedisini en geniş katılımal kutlayan
bölgelerdir. Göreleliler Derekulağı,
Tirebolulular Acısu, Şalpazarlılar
Sazlık Suyu, Artvinliler Çoruh nehri
gibi önceden seçilmiş bölgelere
gitmektedir.
[15]
Basık: Gelişim sorunu, büyüme bozukluğu
olan çocuklar
[16]
Özellikle Ordu ilinde Bkz. Yurt
Ansiklpedisi Sf. 6321
[17]
Bu 7 yıldız şunlardır: Cehennem,
Yeryüzü, Satürn, Merkür, Ay, Venüs,
Güneş
[18]
Trabzon’da yedileme, yedi, yedisi
adlarının yanı sıra Rumca adlar da
kullanılmaktadır. Örneğin doğumun
yedinci günü loğusa anne ve bebeğin
ziyaretinin adı paramana (anne yanı)
olarak adlandırılır.
[19]
Apollonius Rhodius, Argonautica 2.1230
[20]
Fallmerayer bu manastırı bizzat görmüş
ve notlarında yer vermiştir: “…o zaman
Savaş Tanrısının taş heykeli adayı
süslediği gibi, bugün de yeşilliğin
ortasındaki Bizans manastır kulesi
yükseliyor” FALLMERAYER, J.P. (2002),
Doğu’dan Fragmanlar. İmge Kitabevi.
İstanbul sf. 147
[21]
Litropi kelimesini Yunanca Litro
(λούτριον) + poli (πόλη) “Kentin
Yıkanması” olarak düşünüyorum.
[22]
Kazmaz, Süleyman (1994), Çayeli Geçmiş
Günler ve Halk Kültürü. Türk Halk
Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı.
Ankara. Sf. 269
[24]
“…Pentikost günü geldiğinde bütün
imanlılar bir arada bulunuyordu.
2Ansızın gökten, güçlü bir yelin esişini
andıran bir ses geldi ve bulundukları
evi tümüyle doldurdu. 3Ateşten dillere
benzer bir şeylerin dağılıp her birinin
üzerine indiğini gördüler. 4İmanlıların
hepsi Kutsal Ruh'la doldular, Ruh'un
onları konuşturduğu yabancı dillerde
konuşmaya başladılar…. Yeni Ahit.
Elçilerin İşleri 2. Bölüm
http://www.incil.com/doc/incil_html/Ac.2.html
[25]
“…Petrus onlara şu karşılığı verdi:
«Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih'in
adıyla vaftiz olsun. Böylece
günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh
armağanını alacaksınız. 39Bu vaat size,
çocuklarınıza ve uzakta olanların
hepsine, Tanrımız olan Rab'bin kendine
çağıracağı herkese yöneliktir… Onun
sözünü benimseyenler vaftiz oldu. O gün
yaklaşık üç bin kişi topluluğa katıldı…”
Yeni Ahit. Elçilerin İşleri 2. Bölüm
[26]
Sözgelimi Danimarka’da Pinksteren adı
verilen milli bir bayram olarak
kutlanmaktadır.
[27]
Sözgelimi batı KiliselerindePentekost
2008
yılı 11 Mayıs, 2009 yılı 31 Mayıs
tarihlerinde den düşmekteyken Doğu
Kilisesinde 2008 15 Haziran, 2009
7 Haziran günü kutlanmaktadır.
[28]
Bikkrum Mişnah’ın Seder Zeraim'in 11.
Risalesidir. Aynı zamanda Yasa
Kitabı’nın 26. Bölümünde bahsi
geçmektedir: “…Tanrınız RAB'bin size
vereceği ülkenin topraklarından
topladığınız bütün ürünlerin ilk
yetişenlerini alıp bir sepete
koyacaksınız. Sonra Tanrınız RAB'bin
adını yerleştirmek için seçeceği yere
gideceksiniz….” Yasa Kitabı, 26:2
http://yeniyasam.com/kutsalkitap/tr-deu26.html
[29]
Bu 7 meyve şunlardır: Buğday, arpa,
üzüm, incir, nar, zeytin, hurma
[30]
The Festival of Shavout: Bringing
the Firstfruits to the Temple:
http://www.templeinstitute.org/shavuot.htm
[31]
Akçaabat ve Beşikdüzü civarında 29
Haziran, 6 Temmuz tarihlerinde kutlanır
[32]
"... O gün hiçbir iş yapılmaz herkes
denize koşardı. Denize gidemeyecek
durumda olanlara da deniz suyu
götürülerek yıkanmaları sağlanırdı. Bu
gün denize girenlerin günahlarından
temizleneceği ve ağrıları varsa
bunlardan kurtulacağına inanılmaktadır"
Esat Sarı. Sima Dergisi. Laz halk
inançları üzerine araştırma notları
[33]
Yurt Ansiklopedisi. Sf. 4422
[34]
20 Mayıs 2000 günü Beşikdüzü Mayıs
Yedisi şenlikleri sırasında gerçekleşen
trajik bir deniz kazası sonucu ne yazık
ki 38 kişi hayatını kaybetmiştir
[35]
http://www.besikduzu.bel.tr/besikduzu/ksdf.asp
[36]
SÜMER, F. (1992), Çepniler. Türk Dünyası
Araştırmaları Vakfı. İstanbul. Sf. 16-23
[37]
Sadece Mayıs Yeidisi değil, horonlar,
Karadeniz kemençesi, çeşitli yöresel
yemekler, giyim kuşama hatta batıl
inançlara değin özgü pek çok folklorik
öge yöredeki
Türkmenler tarafından Anadolu
Müslümanlarından ödünçlenmiştir. Tabii
ki bu alışverişin karşılıklı olduğunu,
Türkmenlerin benimsedikleri gelenekleri
kendilerine özgü bir forma soktukları,
yöre kültürüne önemli katkılarda
bulundukları da belirtilmelidir.
[38]
Tek bir istisna olarak Gagavuzlar
sayılabilir. Diğer Ortodoks Hristiyan
halkalr gibi Gagavuzlar da Paskalya’dan
sonra 50. Gün olan Pentekostu “Aziz
Konstantin ve Lena Günü” adıyla Miladi
21 Mayıs tarihinde kutlarlar. Ölüsü olan
mezarlıkalra giderek “keşkek”
bırakırlar, keşkeğin bir kısmı da
fakirlere dağıtılmaktadır. Bkz. Gagavuz
Türkleri. Harun Güngör- Mustafa Argunşah.
Kültür Bakanlığı Yayınları. 2934.Ankara,
2002. Sf. 87
[39]
Anadolu’nun yerli kültürünü görmezden
gelen milliyetçi çevreler Karadeniz
Bölgesi’ne yerleşmiş tek Türkmen
topluluğu olan Çepniler’i siyasi
tezlerine uygun oalrak ön plana çıkarmak
istemektedir.
[40]
http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF4329F0A36BFEFBCD65EEFD1584C88A42
[41]
Türk-İslam sentezinin tarih kurgusuna
alternatif olarak geliştirilmeye
çalışılan Anadolucu alternatifin Anadolu
kültürünün kökenlerini Çatalhöyük’e
kadar uzandırması, Hitit uygarlığını
sahiplenmesi en azından bahsi geçen
gelenek için gerçekçi bir tez gibi
görünmekle birlikte sanki Hitiler birden
bire Türk ve Müslüman olmuşçasına aynı
halkların Pontus, Roma ve Bizans
dönemleri nedense sümen altı
edilmektedir.
[42]
Aristophanes’in Thargelia festivalinin
Apollon değil bir diğer güneş tanrısı
Helios’a adandığını iddia etmesi doğru
olmasa bile (Equit. 1405)
Apollon’un
diğer özelliklerinin ötesinde tarım
ürünlerinin verimi ve hasatla doğrudan
alakalı güneş tanrısı olarak kabul
gördüğü düşüncesini doğurmaktadır.
Makale:
©
Özhan Öztürk
karalahana.com
Ayrıca Bak
Bir halkın
adlandırılmasında terminolojik karmaşa: Rum,
Yunan, Grek, Elen
Gurbet Pastası:
Hemşinliler, Göç ve Pastacılık
Hrant Dink
cinayetinin ardından: Çekin kirli ellerinizi
Trabzonumuzdan
Doğu
Karadeniz Bölgesinde insan-mekan-kültür ilişkisi
Mayıs Yedisinde
tanrı Apollon’un doğum gününü mü kutluyoruz?
Özhan Öztürk ile
röportaj
Karadeniz
Ansiklopedik Sözlük
Karadeniz
ansiklopedisi
Politik İklim
değişikliğinin yansıma ve muhtemel sonuçları
Trabzonspor
dergisi karalahana.com röportajı
Trabzon
Rum imparatorluğu
Gramofon günlerinden
günümüze Karadeniz müziği kayıtları |