
Yukardaki logoyu tıklayarak Bağımsız Karadeniz
Gazetesini okuyabilirsiniz.

Dünyanın tüm televizyonlarını Canlı seyretmek,
tüm gazeteleri tek bir sayfadan okuyabilmek için önemlilinkler.com
www.onemlilinkler.com
sitesini sık kullanılanlara ekleyin.
|
|
|
Trabzon tarihçesi (Özet)
Doğu Karadeniz Bölgesinin tarih ve sosyo-kültürel
açıdan en önemli merkezi olan Trabzon, kuruluş
tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte,
yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Bölgenin iklim ve arazi dolayısıyla arkeolojik
araştırmalara uygun olmayışı, kesin kuruluş
tarihini belirlemede bazı güçlükleri beraberinde
getirmektedir. Fakat yapılan bazı yüzey
araştırmaları ve mağara sondajları bölgenin
binlerce yıldır iskana açık olduğunu ispat
etmektedir.
M.Ö. 7. yüzyılda ticaret amacıyla Karadeniz
kıyılarına gelen Miletli koloniciler Sinop'tan
başlayarak doğuya doğru bir takım yerlerde yeni
koloniler kurdular. Bu kolonilerden birini de
ele geçirdikleri Trabzon'da kurdular. Kentin
stratejik öneminden dolayı Trabzon, bölgedeki
bütün kolonilerin merkezi konumuna getirildi.
MÖ. 400 yıllarında Perslerle sürdürülen savaşlar
sonucunda, geri dönen ordusunu Trabzon üzerinden
aktarmak isteyen Ksenophon, anılarını anlattığı
"Anabasis" isimli eserinde, yörede Tibaren,
Khalybi, Drill, Tzanni, Makron ve Kolkh isimli
bir takım savaşçı ve ilkel olmayan kavimlerin
yaşadığım belirtmektedir. Bazı Avrupalı
tarihçiler eserlerinde sözü edilen bu kavimlerin
Turani asıllı olduklarını vurgulamaktadırlar.
Kısa süren ve geniş bir coğrafyaya yayılan Büyük
İskender İmparatorluğunun yıkılmasından sonra
Trabzon, bir İranlı asilzade tarafından Kuzey
Anadolu'da kurulan Pontus Krallığının (MÖ.
280-66) sınırları içerisinde kalmıştır. Bu
krallığın Romalılarca ele geçirilmesiyle
Trabzon'da Roma Dönemi başlamıştır. Bu tarihten
sonra Trabzon, Roma İmparatorluğu'nun Perslere
karşı giriştiği seferler için Önemli bir üs
konumuna ulaşmıştır.
Roma İmparatorluğu'nun M.S. 395 yıllarında doğu
ve batı olmak üzere ikiye ayrılmasından sonra
bölge, Doğu Roma olarak nitelenen Bizans
İmparatorluğunun payına düştü. Bir sınır Themasi
(vilayet) olan Trabzon'daki Bizans hakimiyeti
1204 yılında Haçlıların İstanbul'u işgal
etmelerine kadar sürdü. Bu tarihten sonra
Trabzon, 1461 yılına kadar, yine Bizans
İmparatorluğu'nun uzantısı olarak Konmenos
Sülalesinin kurmuş olduğu Trabzon Rum
Devleti'nin egemenliğinde kaldı.
Bizans hakimiyetinde kaldığı süre içerisinde
Trabzon ve yöresi, Kafkasya ve İran üzerinden
giren çeşitli Türk boylarının (Huğ, Sabir,
Kuman, Peçenek ve Oğuz) saldırılarına maruz
kalmıştır. Bunların bir bölümü peyderpey olarak
Trabzon'u çevreleyen dağlık arazilere
yerleşmişlerdir. Fakat asıl büyük yığılma 1071
'de kazanılan Malazgirt Zaferiyle birlikte
gerçekleşmiştir. Anadolu'ya hakim olan
Selçuklular, stratejik öneme sahip Trabzon'u
birkaç kez ele geçirmeye çalışmışlarsa da
başarılı olamamışlardır. Fakat bu saldırılar
Trabzon Rum Devleti'nin topraklarının büyük bir
kısmının giderek Selçuklu egemenliğine girmesine
ve ele geçirilen topraklara Oğuzların Çepni
boyunun yerleşmesine neden oldu. Bu dönemlerde
Trabzon, tarihi ipek yolunun üzerinde olmasından
dolayı ticari açıdan büyük kazançlar
sağlamıştır. Bu durum giderek kentin
zenginleşmesine, Ceneviz ve Venedikli tüccarları
kendine çekmesine önemli ölçüde etki etmiştir.
14. ve 15. yüzyıllarda Anadolu ve Balkanlarda
büyümesini sürdüren Osmanlı Devleti, Fatih
Sultan Mehmet'in 1453'te İstanbul'u fethiyle bir
imparatorluk seviyesine ulaşmıştır. Fatih'in
güttüğü Anadolu'nun bütünlüğünü sağlamaya
yönelik girişimlerinden biri de Bizans'ın devamı
sayılan Trabzon Rum Devleti'ni sınırlarına
katmak, böylece doğuya (İran'a) ve kuzeye
(Kafkasya-Kırım) açılan kapıya sahip olmaktı. Bu
amaçla düzenlemiş olduğu sefer 26 Ekim 1461'de
Trabzon'u fethederek Osmanlı sınırlarına
katmıştır.
Fethin ardından Trabzon ve yöresi "Trabzon
Sancağı" adı altında bir idari birim olarak
Osmanlı idari sistemi içerisinde yerini
almıştır. 0 devirdeki Trabzon Sancağı, bugünkü
Trabzon, Rize, Giresun ve Gümüşhane illerini
kapsamaktaydı. Sancak merkezi olan Trabzon,
Osmanlı fethiyle birlikte yeni bir döneme girdi.
Kentte Türk nüfusu artmaya ve çehresi Türk
eserleriyle donanmaya başladı. Bu dönemde ünlü
Osmanlı sultanlarından Yavuz Sultan Selim burada
valilik yaparken, oğlu Kanuni Sultan Süleyman
dünyaya gelmiştir. Bu nedenle Trabzon, tıpkı
Amasya ve Kütahya gibi şehzade sancağı olarak
anılmıştır.
Osmanlı Döneminde Trabzon şehri stratejik konumu
dolayısıyla, idari, askeri ve ticari açıdan
önemini günden güne artırdı. Özellikle İran ve
Kafkasya yönlerine düzenlenen seferlerde bir
askeri üs ve ikmal merkezi işlevi görmesi ve
tarihi ipek yolunun buradan geçmesi bu konumunu
güçlendirmiştir. yüzyılda Trabzon'a gelen Evliya
Çelebi kaleme aldığı seyahatnamesinde şehri
Osmanlı'nın en mamur ve en renkli şehirlerinden
biri olarak tarif etmiştir. Ayrıca halkının
sevecenliği ve zenginliği, şehrin güzelliği ve
temizliğinden övgüyle söz etmiştir.
Trabzon, 19. yüzyılın başlarında bölge
ayanlarının neden olduğu çatışmaların odak
noktası oldu. Bir ara ayanların kontrolüne giren
şehir, daha sonra devlet güçlerinin denetimi
altına alınarak, bölge ayanlanının isyanı
bastırıldı. Bütün bu ayaklanmalar şehirde ve
yörede büyük bir huzursuzluğa ve tahnibata yol
açmıştır.
1839'da yayınlanan Tanzimat Fermanının
uygulanmasında şehir bazı öncelikli vilayetler
gibi pilot bölge seçilerek idari, adli ve askeri
anlamdaki yenilikler denenerek başarıya
ulaşıldı. Aynı dönemde Trabzon'da bir takım imar
hareketleri, eğitim ve kültür faaliyetleri
dikkati çekecek biçimde yoğunluk kazandı. Matbaa
kurularak canlı bir... basın hayatı oluşturuldu.
Yeni sivil ve askeri okullar kurularak eğitime
ağırlık verildi. 1900'lere gelindiğinde şehirde
birçok devletin konsolosluk düzeyinde
temsilcilikleri vardı. Avusturya-Macaristan,
İran, İngiltere, Rusya, Fransa ve Yunanistan
konsoloslukları bunlar arasında en etkin
olanlardı. Böylece uluslararası değer kazanan
Trabzon, yeni kurulan okulları, renkli basın
hayatı ve zengin ticaret imkanları ile
Osmanlı'nın son yıllarında belli başlı kentler
arasında yer aldı. Bu yıllarda kent merkezinin
nüfusu yaklaşık 42.000 civarında bulunmaktaydı.
Trabzon, tarihindeki en karanlık günlerini I.
Dünya Savaşının çıkmasıyla birlikte yaşadı.
Osmanlı Devleti'nin Almanya yanında savaşa
sürüklenmesi, karşı tarafta yer alan Rusya,
İngiltere ve Fransa'nın büyük tepkilerine ve
saldırgan tutumlarına yol açtı. Bu durumdan
nasibini alan Trabzon, Nisan 1916'da Ruslar
tarafından işgal edildi, Şehir ve çevresini
hakimiyet altına alan Ruslar, yayınladıkları
emirlerle Türklerin haklarını kısıtlayan, bunun
yanında azınlıkta bulunan Rumları şımartan
tavırlar sergilediler. Trabzon halkının büyük
bir kısmı bu durum karşısında muhacir olup
batıya doğru göçe başladılar. Rumlar ise
kurdukları çetelerle geride kalan Türklere karşı
saldırılarını artırarak hayali Rum-Pontus
Devleti'ni kurmak için çalışmalarını
hızlandırdılar. Nihayet 1917'de Rusya'da
gerçekleşen Bolşevik İhtilali ile Rus Ordusu
dağınık biçimde işgal ettiği Türk topraklarını
terk etmeye başladı. Bu geri çekilme sonucunda
Trabzon 24 Şubat 1918'de işgalden kurtarıldı.
Yeniden Türk hakimiyetine geçen Trabzon, bu kez,
oldukça harap bir şekilde bulundu. Evler,
camiler ve mezarlıklar tahrip edilmiş, bağ ve
bahçeler bakımsız halde bırakılmış, halk ise
gerek sağlık şartları ve gerekse saldırılar
sonucu bitkin durumda kalmıştır.
Mondros Mütarekesiyle I. Dünya Savaşından yenik
ayrılan Osmanlı Devleti Itilaf Devletlerinin bir
çok yaptırımı ile karşı karşıya kaldı. 19 Mayıs
1919 tarihinde Atatürk'ün Samsun'a çıkışıyla
başlayan bağımsızlık sürecinde Trabzon ve
Trabzonlular başarıyla mücadele ettiler. Kurulan
"Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" Rum-Pontus ve
Ermeni isteklerine yoğun tepki göstererek set
çekmeyi başardı. Nihayet, İstiklal Harbinin
kazanılması ve 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin
İlanıyla Trabzon, Türkiye Cumhuriyeti içerisinde
bir vilayet merkezi olarak yerini aldı.
Yunanistan ile karşılıklı yapılan nüfus
mübadelesi antlaşması ile kent merkezinde ve
kırsal kesimde yaşayan Rum azınlık Yunanistan'a
gönderildi. Yeniden yapılanan Trabzon'u 1924,
1930 ve 1937'de yaptığı ziyaretten ile
onurlandıran ulu önder Atatürk bu şehre ve
halkına verdiği değeri önemle vurgulamıştır.
Cumhuriyet dönemiyle yeni bir çehreye bürünen
Trabzon, zengin tarihi mirası, eğitim kurumları,
ulaşım hizmetleri, sağlık kuruluşları ve ticari
faaliyetleri ile gittikçe büyüyen modern bir
şehir olma özelliğini sürdürmektedir.
DAHA AYRINTILI TARİH İÇİN okuyun:
|
|
Trabzon gezisi, Trabzon
tarihi yapıları, trabzon köyleri, ilçeleri,
Karadeniz,
Karadeniz bölgesi, Karadeniz müzikleri, kemençe,
horon, kemençe mp3, horon video, Anadolu,
Trabzon, Rize, Artvin, Giresun,
| |