Yeşil Artvin’in Karagölleri
Artvin’in Karagölleri, Karadeniz’in yemyeşil yaylaları ve
ormanlarının, her daim karlı yüksek dağlarının nazar
boncukları..

Yazı-Foto: ERSİN DEMİREL
Hayatın kaynağıdır su. Aynı zamanda huzurun öteki adıdır.
Özellikle bir su birikintisi görünümündeki küçük göller
sakinlik, rahatlık ve tarifsiz bir heyecan kaynağıdır bizler
için. Bazen orman içerisinde, bazen dağların koynunda ansızın
karşımıza çıkıp bizi farklı diyarlara götürürler. Anadolu’nun
gizli saklı köşelerinde pek çok göl var, bir çoğunun adı da
Karagöl. Aynı ismi taşıyan bu doğal güzelliklerin üçü Artvin
sınırları içerisinde yer alıyor.
ŞAVŞAT’IN KARAGÖLÜ
Sırtını Yalnızçam Dağları’na yaslayan Artvin’in Şavşat ilçesi,
tipik bir Anadolu kasabası görünümünde. Hayat rutin ve ağır
akışını sürdürürken, biz de Kaçkar doruklarına selam veren
Söğütlü Kalesi’ni geçip Veliköy ayrımındaki tabelayı takip
ediyoruz. Ağaçların sıklaşıp ormanla gökyüzünün renklerinin
birbirine karıştığı kilometrelerin ardından, ansızın yol bitiyor
ve ıssız bir göl yeşil yeşil gülümsüyor bize.
Güneş tepelerdeki ağaçların üzerinde kaybolmak üzere. Göl
kenarındaki çamların gölgesi berrak suda yansımalar yapıyor.
Neredeyse tüm yüzeyi, dallarında yeşilin türlü tonlarını
barındıran ağaçların görüntüsü kaplamış. Kıyılara yakın
bölümlerde sarı-beyaz nilüferler nazlı nazlı salınıyorlar. Derin
bir sessizlik, kendi halinde bir varoluş... Büyülenmiş gibi
öylece bakıyorum önümdeki manzaraya. Bir orman denizi
ortasındaki Karagöl’ün doğu tarafında, yeşillikler içinde küçük
bir çayırlık bulunuyor. Göz kamaştıran bu çiçek bahçesi aynı
zamanda bir kamp alanı. Kafkas arıları iş başında, çiçekten
çiçeğe coşkuyla uçuyorlar. Etrafta minik böcek izleme
istasyonları kurulmuş. Işıklandırılmış geniş bir yol gölün
çevresini dolaşıyor. Suların yükselmesi sonucu, küçük ahşap
iskele gibi yolun bir kısmı da sular altında kalmış. Gölün beyaz
kayığını yalnız bırakan iskele, balıkların yuvası olmuş
şimdilerde. Suda oynaşan kırmızı balıkları fark ediyorum
şaşkınlıkla. Geçmiş yıllarda göle bırakılan süs balıkları
çoğalmış, yayın, sazan ve alabalıklara yarenlik ediyorlar.

MİLLİ PARK KAPSAMINDA
Ülkemizdeki aynı adlı sayısız gölden biri olan Şavşat Karagölü,
milli park olma özelliğinden dolayı adaşlarından ayrılıyor. 3766
hektarlık bir alana yayılan Karagöl-Sahara Milli Parkı iki
bölümden oluşmakta. Yalnızçam Dağları’nın üzerine yayılmış
Sahara Yaylası ve Karagöl. Heyelan sonucu oluşan bir set gölü
Karagöl. Kışın yaban kazlarının göç yolundaki önemli sulak
alanlardan biri olan gölün güneydoğu tarafında, olanca
heybetiyle Yalnızçam Dağları’nın Göze zirvesi (3167 metre)
yükseliyor. Kuzeydoğu tarafında bulunan Bagat mevkiinde,
ülkemizde az bilinen etkinliklerden biri olan çim kayağı
yapılabiliyor.
Yöre kamp ve karavan turizmini tercih edenler için inanılmaz
güzellikler sunuyor. Bir zamanlar orman idaresine ait olan
lojmanlar, artık restoran ve pansiyon olarak hizmet vermeye
başlamış. Yaklaşık 1580 metre yükseklikteki gölün çevresinde
birçok küçük patika, doğa tutkunları tarafından keşfedilmeyi
bekliyor. Tepelere doğru tırmanan ormanlar, zümrüt yeşili
çayırlar ve rengarenk dağ çiçekleri arasında yürümek bambaşka
bir duygu. Yaban hayatı gözlemlemek isteyenler içinse gölü
çevreleyen ormanlar eşsiz bir kaynak.
BORÇKA’NIN KARAGÖLÜ
Küçük göller haritalarda yer almazlar, yörede yaşayanlarla
yaptığınız sohbetler sırasında, ya da daha önce oraları ziyaret
edenlerin tavsiyelerini dinleyerek keşfedebilirsiniz bu doğa
harikalarını. Biz de, Gürcistan sınırındaki Macahel kasabasında
konakladığımız Tema Vakfı Misafirhanesi’ndeki görevliyle
yaptığımız sohbetler sırasında karar veriyoruz Borçka
Karagölü’nü görmeye.
Borçka-Camili (Macahel) yolunda 20 km ilerleyip Karagöl
tabelasının bulunduğu sapaktan girerek stabilize yolu takip
etmek gerekiyor göle ulaşmak için. Beş kilometre sonra, göz
alabildiğine uzanıp giden tepelerin arasında, ormanın içine
gizlenmiş masmavi bir gölde son buluyor yolculuk. Güneş
bulutların arasından yüzünü göstermekte nazlanırken, ansızın bir
sis çöküyor etrafa. Küçük tahta iskeleye bağlı sandalın ısrarlı
davetine dayanamayıp küreklere asılıyoruz. Gölün bir bölümü
sazlarla kaplı. Kurbağa sesleri arasında kısa göl turumuzu
tamamlıyoruz. Kıyıdaki masalardan birini mesken edinip piknik
sepetlerimizi açarken yağmur bastırıyor. Tabiat parkında Artvin
Çevre Müdürlüğü’ne bağlı misafirhane dışında herhangi bir tesis
yok. Gölün çevresinde ayrıca doğaseverler için kamp ve piknik
alanları da bulunuyor.
SANKİ YAĞMUR ORMANLARINDAYIZ
Geçtiğimiz aylarda doğal park ilan edilmesi kararlaştırılan
Borçka Karagöl, Klaskur Yaylası’nın yakınlarında bulunan bir
tepenin, heyelan sonucu Klaskur Deresi’nin önüne yığılmasıyla
oluşmuş. 1430 metre yükseklikteki gölün etrafı tamamen dağlarla
çevrili. Yıl boyunca bölgeye düşen bol yağış ve nem oranının
yüksek olması nedeniyle, Borçka Karagölü yağmur ormanlarına
benzer bir eko sisteme sahip. Balık avının yasak olduğu gölün
çevresinde, özellikle sonbahar aylarında, ağaçların rengârenk
görünümüyle muhteşem bir manzara ortaya çıkıyor.
BARHAL KARAGÖLÜ
Şavşat ve Borçka’nın aksine, Altıparmak Dağları’nın doruklarına
gizlenmiş Barhal Karagölü’ne sadece yürüyerek ulaşılabiliyor.
Aynı zamanda Kaçkarlar’a geçiş noktası olan Barhal, Denizgölü ve
Karagöl’den gelen derelerin birleştiği, yeşilin her tonunu
barındıran bir vadide kurulmuş. Naznara Yaylası’nda biten araç
yolunu terk edip, Altıparmak Dağları’na doğru rehberimiz Mehmet
Karahan’ın peşine düşüyoruz. Neredeyse yüz yaşını devirmiş ağaç
evlerin arasında yavaşça yükselirken, orman yerini çayırlara
bırakıyor. Amanes Yaylası’nı geçtikten sonra, gökyüzüne uzanan
bir elin parmaklarına benzeyen karlı zirveler görülüyor
bulutların ardında. Köpük köpük dökülen şelaleye vardığımızda,
üzerine karlı tepelerin görüntüsü yansıyan yüzeyiyle göl
karşılıyor bizi. 2800 metrede yer alan Barhal Karagölü, irili
ufaklı on dört buzul gölüne ev sahipliği yapan Altıparmak dağ
dizisinin en büyük gölü aynı zamanda. Uzunluğu 230, genişliği
130 ve en derin yeri 7 metre olan Karagöl’ün üzerinde bir de
adacık var. 3492 metrelik Karataş zirvesinin altında bulunan
gölden çıkan sular, Barhal Deresi adını alarak, yetmiş
kilometrelik uzunca bir serüvenin ardından Çoruh Nehri’ne
karışıyor. Yaz aylarında bile yamaçlarında kar görülebilen
Karagöl’de kamp yapmak da mümkün. Ansızın bastıran sis veya kötü
hava şartlarında bile birkaç çadıra rastlarsanız sakın
şaşırmayın.
Tarihi kilise ve köprüleri, tepeleri her daim karlı yüksek
dağları, dağların doruklarındaki krater gölleri, yemyeşil
yaylaları ve ormanların arasında üç mavi boncuk gibi parıldayan
Karagölleri ile Artvin, sessiz ve kendine özgü bir hayatın
bambaşka bir dünyaya açılan kapılarını aralıyor bizlere.
Ayrıca Oku
Zilkale, Kümbet Yayla Şenliği, Kuşdili Festival, Ağasar Kültür
Şenliği
Karadeniz Bölgesi yayla festivalleri 2008 izlenimleri
Rize ili tarihi
yerler
Rize kültür
şenlik ve festivalleri
Rize - gezi tatil turizm
İkizdere Dağ
Horozu Festivali
Kaçkar Dağları tırmanışı
Kaçkar dağları
trekking yürüyüş
Hemşin, HEMŞİN
Çay
Üretiminin devam edebilmesi için
Karadeniz'de yayla gezisi zamanı
Çay Belgeseli söyleşisi
Fırtına Vadisi Kaçkarlar gezisi
Rize gezisi Sal, Pokut, Hazindag,
Amlakit, Palovit, Tirovit, Elevit ve Kavrun
Artvin Karagöl
Kazdağları’nda
Karadeniz Yayla Şenliği
|