Zonguldak gezi rehberi
Zonguldak Ereğlisi:
Apayrı yerleri görmek, tatmak isteyenlerin yeni
gözdesi Karadeniz Ereğlisi ya da diğer adıyla
Zonguldak Ereğlisi.. Turistik özelliklerinden
çok demir-çelik işletmeleri ile bilinen bu doğa
harikası ilçemiz denizi ve tarihi ile de göz
dolduruyor.
En büyük avantajlarından biri de İstanbul ve
Ankara'ya sadece dört saat uzaklıkta olması.
Vakti dar olanlar için günübirlik gidip görmeye
bile değer. Bir zamanlar büyük plajları da
bulunan ilçe sanayileşme ve denizin doldurulması
ile bunlardan bir kısmını kaybetmiş. Genel
olarak sahil alanı birkaç plaj dışında yüksek.
Tarihi açıdan M.Ö. 2500'lere uzanan bir geçmişi
bulunan ilçeye bilinen o ki ilk yerleşenler
Hattiler, daha sonra ise Hititler olmuş. M.Ö.
4.yy. ise kentin en parlak dönemi olarak
bilinmekte. Anadolu Birliği'nin bozulamsıyla
Hristiyanlığın ilk yayıldığı yerlerden biri olam
özelliği kazanmış. Bu dönemde İsa'nın
havarilerinden Adreas bugün de görülebilen
Kutsal İbadet Mağaraları'nda ilk ayinleri
düzenlemiştir.
Bu çağlardan kalan eserlerin ise bir kısmı
korunamamış ve yokolup gitmiş. Cehennem ağzı
Mağaraları ve Kutsal İbadet Mağaraları günümüze
ulaşabilmiş. Aslında Ereğli hem deniz hem doğa
kenti. Plajları, motorla yapılacak bir gezide
görülebilecek güzel çevre koyları yanında
yayları ile de görülmeli.
Yaz aylarında yayla festivallerinden birini de
görebilirsiniz. Yaylalarda yapılacak yürüyüş her
an bir sürprize gebedir. Ya bir şelale çıkıverir
karşınıza ya da kana kana içilebilecek bir su
kaynağı. Bir de Gülüç Irmağının sakin sularında
sandalla gezmeyi öneririz. Irmak boyunca
ilerlediğinizde iki yanınızı saran Karadeniz
yeşili çok dinlendirici olacaktır. Ereğli'nin
her yıl Haziran ayında yapılan festivali adını
bölgenin kestane toprağında yetişen hoş kokulu
özel çileğinden alıyor: Osmanlı Çileği.
Ereğli'de kiliseden bozma Orta Cami, Heraklea
Sarayı kalıntıları, Çelikel Kirmanlı camisi ile
sur kalıntılarını görebilirsiniz. Halil Paşa
Konağı da Arkeoloji Müzesi olarak düzenlenmiş.
Kafeteryası da bulunan Kültür Merkezinde de
etnografik ve arkeolojik eserler sergileniyor.
Ayrıca Karadeniz Ereğlisinin
bir liman ve sanayi kenti olduğunu belirtmeden
geçemeyeceğiz. Ama aramayı, bulmayı sevenlere
sakladığı başka güzellikleri de var. Yöreye özgü
elpek bezi ve Osmanlı çileği almayı ve tadmayı
unutmayın. Halk Eğitim Merkezi ve Kız Meslek
Lisesi ve atelyelerde üretilen bez giyimden
sehpa örtüsüne kadar çok amaçla
kullanılabiliyor.
Cide:
Eski adı Agillius olan Cide'de halkın çoğunluğu
dışarda, ekmek parası peşinde. Cide, aynı
zamanda Rıfat Ilgaz'ın da kasabası. Ölümünden
önce gelip, doğduğu bu kasabaya yerleşmiş olan
ünlü yazarımız bir süre de burada yaşadı ve
romanlar yazdı Cide ve Cideliler üzerine. Ama
simdilerde doğduğu ev yıkılmak üzere, umarız
yıkılıp yokolmadan birileri sahip çıkar da
unutturmazlar tarihlerini.
Cide kocaman bir sahil şeridiyle başlıyor. Ilgaz
,Uzunkum koymuş adını. Cide 'sarıyazma'sını da
ondan öğrendi Türkiye. Sarıyazma almak
isterseniz limandan epey içerdeki şehir
merkezinde bulabilirsiniz. Korunaklı bir limanı
var. Bu arada bilmenizi isteriz ki, Karadeniz
kasabalarında meyhanelerin iyisi limandadır.
Karadeniz'de çok az yerde bulunan düzlük arazi
üzerine kurulmuş şehir olan Cide'de eski
gelenekler ise hala yaşıyor.
Bayramlarda her mahallenin ayrı bir günü var.
Kapılar açılıyor ve her eve girip bayram yemeği
yiyebiliyorsunuz. Hiç kimse neden geldiniz
demediği gibi, sizi ağırlamak için elinden
geleni yapıyor.
Yörük köyü:
Safranbolu'nun küçük bir modeli olan Yörük
Köyü'nün Safranbolu'ya uzaklığı 11 km.'dir. 1997
yılında Kültür Bakanlığı tarafından bir Türkmen
Köyü olması nedeniyle tamamının Kentsel Sit
Alanı içerisine alınarak korunması
kararlaştırılmıştır. Bu amaçla 93 adet yapı,
korunması gerekli kültür varlığı olarak
tescillenmiştir.
750 yıllık geçmişe sahip Yörük köyünde en eski
ev 450, en yenisi 90 seneliktir.Yörük tam
anlamıyla Osmanlı dönemi klasik üslubun ev
mimarisindeki en güzel örnekleri ile dolu bir
geleneksel “konut müzesi”dir. Köy evi demek
sanırız haksızlık olur. Bilinen köy evi tarzının
dışında bir yerleşme, adeta tümü birer konak
niteliğindedir. Yörenin köy ayranı ve ev
baklavası da oldukça meşhur. Kafeler de kendin
pişir kendin ye türü piknik yapanlara da
rastlanıyor. Karabük e giden otobüslerden
indikten sonra Kastamonu yoluna saparak devam
edenler 18 km sonra Yörük köyüne olaşabilirler.
Sabah köyden, akşam Karabük'ten minibüs
seferleri de yapılıyor. Yörük köyünde konaklama
tesisi bulunmuyor fakat ısrarla kalmak
isterseniz ev pansiyon kiralanabiliyor.
Köprülü
Camii: Zonguldak
çarşı içindeki cami, 1661'de Sadrazam Köprülü
Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Moloz
taştan olan cami kare planlıdır. Son cemaat yeri
5 bölümlüdür, minaresi tek şerefelidir. Sekizgen
kasnağa oturan kubbesi kiremitle örtülüdür. Ağaç
minberi geometrik motiflerle süslüdür. İçi
sonradan yapılmış bazı kalem işi bezemelerle
süslenmiştir.
İzzet Mehmet Paşa Mevkii:
İzzet Mehmet Paşa Mahallesi'nde ve çarşı
ortasındaki cami, 17962'da Sadrazam Safranbolulu
İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Kesme taştan kare bir gövde üzerine inşa edilen
caminin tek şerefeli minaresi çok köşelidir. İçi
renkli kalem işleriyle süslü kubbesi kurşun
kaplıdır.
Asmazlar Konağı:
Fıkıyeli havuzu ve değişik mimarisiyle ilgi
çeken Asmazlar Konağı, Türkiye Turing Otomobil
Kurumu tarafından tarihi özellikleri bozulmadan
otele dönüştürülmüştür.
Uzun Mehmet Anıtı ve Parkı:
Zonguldak ilinin merkezinin batısındaki bir tepe
üzerinde yer alan anıt, 1829'da ilk defa kömürü
bulan Uzun Mehmet'in anısına dikilmiştir. Anıtın
çevresindeki Uzun Mehmet Parkı'ndan Zonguldak'ın
görünümü çok güzeldir.
Halil Paşa Konağı:
Ereğli'de denize hakim bir tepede inşa
edilmiştir. Sütun ve mermerleri işlenmiş olan
binanın ahşap işçiliği ilgi çekmektedir.
Cinci Hanı:
17. yy başlarında Safranbolulu Hüseyin Efendi
(Cinci Hoca) tarafından kervansaray olarak
yaptırılmıştır. 1611 yıkında ise yine aynı kişi
tarafından Cinci Hamamı yaptırılmıştır.
Hasan Paşa Türbesi:
Safranbolu'nun doğusunda, kente hakim Musalla
denilen bir tepe üzerinde yer alır. Kapısının
üzerindeki yazıtlardan Abdülhamit I tarafından
Safranbolu'ya gönderilen ve 1845'te ölen Koca
Recep Paşa'nın oğlu, eski Köstendil kaymakamı
Hasan Paşa için yapıldığı anlaşılmaktadır.
Devrek:
Devrek, ülkemizde baston
yapımcılığyla ünlü. Her biri sanki birer sanat
eseri havası taşıyan bu özel bastonların
yurtdışına da ihraç edilmesi bizi sevindiriyor.
Devrek'in bastonlarının ünü ülke sınırlarını
aşalı çok olmuş ama gene de baston
atölyelerinden birine girip bu mesleğin nasıl
icra edildiğini izleyebilirsiniz. Tabi bir tane
almadan da olmaz. İhtiyacınız olmasa bile
evinizin bir köşesinde süs olarak
kullanabilirsiniz.
Mağaralar:
Mağara oluşumu yönünden ülkemizin en önemli iki
mağara sisteminden biri olan Zonguldak'ta
(diğeri Toroslar), 1970 yılından beri
speleolojik araştırmalar sürdürülmektedir.
Gökgöl, Cumayanı, Kızılelma, Sofular, Ilıksu,
Erçek, Cehennemağzı, İnağzı, Çayırköy
mağaraları, bir kilometreyi aşan uzunlukları,
içinde barındırdıkları ilginç dikit, sarkıt ve
traverten oluşumlarıyle yer altı dünyasının tüm
gizemini ziyaretçilere sunmaktadır.
Bunlardan
Gökgöl mağarası eşsiz güzelliği, Cehennemağzı
mağarası ise mitolojik ve arkeolojik özelliğiyle
turizm alanında da değerlendirilmektedir.
Mitolojiye göre; Cehennemağzı mağarası'na kuvvet
tanrısı Herakles girmiş ve burada yaşayan üç
başlı kerberos köpeğini öldürmüştür. Mağaranın
girişinde Roma dönemine ait kalıntılar göze
çarpar.
Piknik yerleri:
İl topraklarinin yaridan fazlasinin ormanlarla
kapli olmasi nedeniyle, yöredeki dinlenme
gereksiniminin önemli bir bölümü ormaniçi
dinlenme alanlarinda karsilanmaktadir. Ulutan
baraji çevresi, Göldagi, Yayla mevkii, 100. Yil
Parki (Merkez), Bostandüzü, Milli Egemenlik
Parkı (Devrek) ve Kocaman (Alapli) gibi asgari
altyapi tesislerine sahip alanlarin yanisira,
halkin günübirlik dinlenme gereksinimini
gideren, ancak herhangi bir tesise sahip
olamayan çok sayida piknik ve mesire alani
bulunmaktadir. İlimizin en yüksek noktasi
durumundaki Bacakliyayla (Alapli/Gümeli), halen
yaylacilik geleneginin sürdürüldügü önemli bir
günübirlik dinlenme alanidir.
İçmeler ve Kaplıcalar
Kozlu (Aşağıçayır)
Kaplıcası: Kozlu
yakınlarındaki Ilıksu Mahallesi'nde bulunan
kaplıcanın suları, acı, bikarbonatlı, toprak
alkalin, radyoaktif ve ılıktır. Mide, bağırsak,
karaciğer, safrakesesi hastalıkları üzerinde
olumlu etkiler yapar. Ağrı giderici özelliği de
vardır.
Bostanbükü İçmesi:
Safranbolu ilçesindeki içme; mide, bağırsak ve
karaciğer hastalıkları üzerinde iyileştirici
etkiler gösterir.
Karaçayır Kaplıcası:
Merkez ilçeye bağlı Kozlu bucağındadır. Alkalin
ve toprak alkalin olan sular, romatizmal
hastalıkların tedavisinde etkilidir.
Karaçayır Kaplıcası:
Çaycuma ilçesinin Saltukova bucağındaki sular,
romatizma ve deri hastalıkları üzerinde olumlu
etki yapar.
Ayrıca
Bakın
Zonguldak,
Zonguldak gezi rehberi
Zonguldak
Coğrafyası
|