|
|
|
Zonguldak Coğrafyası
COĞRAFİ YAPI
Zonguldak, Batı Karadeniz Bölgesi�nde,
Karadeniz�e batı ve kuzeyden kıyısı olan bir
ildir. 3.481 km²lik yüzölçümüyle Türkiye
topraklarının binde altısını kaplar. Karadeniz
kıyılarından başlayan il toprakları, kuzeydenden
Karadeniz, kuzeydoğudan Bartın, doğudan Karabük,
güneyden Bolu, batıda Düzce illeriyle
çevrilidir.
Zonguldak yönetsel anlamda Merkez İlçe, Alaplı,
Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve Kdz.Ereğli
ilçelerinden oluşmuştur.
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
Zonguldak ili çok engebeli bir arazi yapısına
sahip olup; il alanının % 56�sı dağlarla, % 31�i
platolarla ve % 13�ü ovalarla kaplıdır.
Akarsu vadileriyle yer yer derin bir biçimde
parçalanmış olan il toprakları orta
yükseklikteki dağlık alanlardan oluşur.
Bol yağışlı bir iklime sahip olan Zonguldak,
yerüstü su kaynakları bakımından oldukça
zengindir. İlde Filyos Çayı dışında büyük akarsu
olmamakla birlikte, çok sayıda akarsu vardır. Bu
akarsular, il alanının sık bir vadi ağıyla
parçalamıştır.
Dağlar
Ağırlıklı yeryüzü şekillerini oluşturan dağlar;
kuzey kesimlerinde 1000 metreyi bulmazken, orta
kesimlerde 1200 metreyi aşmakta, güneyde ise yer
yer 2000 metreye kadar ulaşmaktadır. Dağlar
kıyıya koşut üç sıra oluşturduğundan kıyı ile iç
kesimler arasında ulaşım güçleşir. Kıyıya yakın
yükseltilerin oluşturduğu dağ sırasının altında
zengin taşkömürü yatakları vardır.
Atyaylası Tepesi (710 m), Göldağı (771 m),
Kantar Tepe (905 m), Orhan Tepe (920 m), Baba
Dağı (1120 m), Soğukoluk Tepesi (1268 m), Kızıl
Tepe / Kızıltaş )1468 m) ve Bacaklı Yayla ilin
bilinen yükseltileridir.
Vadiler, Platolar, Ovalar
Zonguldak il toprakları sıkı bir vadi ağıyla
parçalanmıştır. Bu vadiler kimi kesimlerde
genişliyerek düzlükler oluşturmasına karşın,
ilde büyük denebilecek bir ova yoktur.
Filyos Çayı Vadisi
Alaplı Irmağı Vadisi
Gülüç Irmağı Vadisi
Üzülmez Deresi Vadisi
Kıyılar
Karadeniz boyunca uzanan kıyı şeridinin tek
önemli girintisi Kdz.Ereğli yakınlarındaki Baba
Burnu�dur.
Doğuda Sazköy�den batıda Alaplı ilçe sınırına
uzanan 80 kilometrelik kıyı bandında yer alan
pek çok doğal plaj (koy) ve kumsal alanlar yöre
halkının yaz aylarında günübirlik kullandığı
belli başlı mekanlardır
Akarsular
Filyos ve Gülüç Çayı; Devrek, Alaplı ırmakları;
Üzülmez, Kozlu dereleri yörenin bilinen akarsu
kaynaklarıdır. Ayrıca her biri akarsuların
denize döküldüğü yer anlamına gelen Küçükağız,
Ömerağzı, Çatalağzı (Çatalağız:Bir coğrafya
terimi olup, ırmağın denize kavuştuğu yerde
lığların birikmesiyle oluşan delta) İnağzı,
Değirmenağzı, Çavuşağzı, Alacaağzı, Köseağzı,
Mevrekeağzı ve İncivezağzı gibi ağızlara irili
ufaklı pek çok dere akmasına karşın, yaz
mevsiminde bu derelerin oluşturduğu kanyonların
suyu azalmaktadır.
En önemli akarsuyu Filyos Çayı olup 228 km.
uzunluğundadır.
Baraj Gölleri ve Göletler
İl sınırları içinde doğal göl bulunmamaktadır.
Merkezde Ulutan, Kdz.Ereğli�de Kızılcapınar ve
Gülüç baraj gölleri; Çatalağzı�da Dereköy ve
Karapınar�da Çobanoğlu göletleri ilin bilinen
yapay gölleridir.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
İl topraklarının % 52�si ormanlık alan (348.612
ha) olup, bunun % 88�i koru, % 12�si baltalık
orman niteliğindedir. Ülkemiz ormanları
içerisinde zengin bir tür çeşitliliği ile doğal
arboretum konumunda olan yöre ormanlarında
kayın, meşe, gürgen, kestane, çınar, ıhlamur ve
kızılağaç başta olmak üzere % 70�i yapraklı;
gürgen, karaçam, sarıçam, kızılçam ve sahil çamı
türleriyle % 30�u ibreli ormanlardır. Her
mevsimi yağışlı geçen yörenin yükseklikleri iğne
yapraklı (köknar, çam), daha aşağıları yayvan
yapraklı (kayın, meşe, kestane, karaağaç,
ıhlamur, kavak), akarsu kenarları da kavak,
söğüt ağaçlarıyla kaplıdır.
Bu ana yeşil dokuyu orman gülü, pırnal meşesi,
çoban püskülü, defne, kocayemiş, kızılcık,
kiraz, funda, ayı üzümü, kuşburnu, böğürtlen,
dağ çileği, eğrelti otu gibi orman altı bitki
örtüsü tamamlamaktadır.Zonguldak yöresi endemik
bitki varlığı açısından da oldukça zengin bir
potansiyele sahiptir.
Ana toprağı Zonguldak olan bu bitkilerin bir
bölümü yörenin antik adları ile (phrygia,
paphlagonica, galaticus, bihhynicum, pontica...),
bir bölümü de mitolojik kaynaklardaki adları ile
(delphinium, olympica, heracleum...)
bilinmektedir.
İKLİM
Zonguldak ili ılıman Karadeniz ikliminin etkisi
altındadır. Her mevsimi yağışlı ve ılık olan
Zonguldak�ta kurak mevsime rastlanılmamaktadır.
En fazla yağış sonbahar ve kış mevsimlerinde
görülür.
İlde mevsimler ve gece-gündüz arasında önemli
bir sıcaklık farkı bulunmamaktadır. Denizden iç
kesimlere doğru gidildikçe, iklim biraz daha
sertleşir.
Yıllık ortalama sıcaklıklarda il genelinde
önemli bir farklılaşma yoktur. Haziran, Temmuz
ve Ağustos ayları ilin en fazla güneşli
günlerinin yaşandığı aylardır. Yine bu aylar
arasında deniz sıcaklığı ortalama 20 °C
düzeyindedir.
Yıllık yağış ortalamasının 1234.96 mm olduğu
Zonguldak�ta, en yağışlı aylar 148.65 mm ile
Aralık ve 141.72 mm ile Ocak aylarıdır. Yağışlar
kıyılardan iç kesimlere doğru gidildikçe hem
azalmakta hem de yağmurdan kara dönüşme özelliği
göstermektedir.
İlde hakim rüzgar güneydoğu (keşişleme)
yönündedir. İkinci derecede etkili rüzgar ise
kuzeybatı (karayel) yönündedir.
Zonguldak�ta en düşük nispi nem oranı % 70 olup,
ortalama nispi nem oranı % 75�tir.
JEOLOJİK YAPI
Karadeniz sahilinde Ereğli-İnebolu arasındaki
engebeli arazi parçası bugünkü jeolojik
bilgilere göre Mezozoik çağa ait bir
teşekküldür. Birçok yerde kömür ihtiva eden
tabakalar yüzeyde kendini gösterir. Kretesinin
altındaki karbonifer şeridi 160 km
uzunluğundadır.
Filyos Çayının batısında kalan
Zonguldak-Kozlu-Kandilli (Batı Kömür Havzası)
Filyos Çayının doğusundaki pencereler (Doğu
Kömür Havzası) adını alır. Azdavay ve Söğütözü
gibi doğu kömür havzasına ait yerlerde prodüktif
kömür damarlarına rastlanır.
Zonguldak sahasında ilk hareketler, Namurian
Formasyonunu tabanında meydana gelmiştir. Genel
bir yükselme Vise kalkerinin teşekkülüne son
vermiş ve ilk kara teressübatı meydana
gelmiştir. Alt Namurian�da bazı ilerlemeler ve
gerilemeler olmuşsa da Orta Namurian�da kömür
havzası açık denizden kesilmiştir. Bütün
Namurian Devri, sürekli bir alçalma
göstermiştir. Ortalama 1000 metrelik bir
çöküntü, bütün kömür havzasında Namurian
Devrinin sonunu getirmiştir. Yeni hareketlerle
Westfalian Devri başlamıştır. İkinci bir hareket
sonucu nehirlerin taşıma gücü artmış, büyük
miktardaki teressübat çöküntü halindeki sahaya
doğru akın etmiştir. Bu hızlı çöküntü zaman
zaman durmuş ve sakin devirlerde,büyük miktarda
turba teşekkül etmiştir. Namurian Devrindeki
hareketler aynen ve daha yakın yerlerde meydana
gelmiştir. Westfalian A�nın üst kısımlarında
nehirlerin taşıma güçleri azalmıştır. Westfalian�ın
konglomeraları en çok formasyonun alt yarım
kısmındadır.
Westfalian B�nin başlangıcında deniz kıyısının
gerisindeki alanda bir yükselme meydana gelmiş,
nehirlerin taşıma güçleri büyük miktarda
artmıştır. Westfalian A�nın konglomeralarından
daha büyük ve volkanik menşeli çakılların teşkil
ettiği Karadon formasyonu, sahada yüksek dağları
ve volkanik hareketlerin varlığını gösterir.
Gelik�in doğusundaki Karbonifer (Göbü
Karboniferi) adını alır. Bu karbonifere Delikli
Meşe Karboniferi adı da verilir.
Westfalian A,C ve belki D Konkordan Westfalian
A�nın üzerinde yatmaktadır . Bu devrin
başlangıcında, nehirlerin taşıma kabiliyetinin
büyük olması bu formasyonun başlangıcında büyük
miktardaki konglomeralarla kendini
göstermektedir. Westfalian B�nin büyük parçalı
tabakaları, Westfalian A�ya göre daha fazla
volkanik taş ihtiva etmektedir. Bu formasyonda
da bazı kömür damarları vardır, fakat damarlar
ya çok ince veya istihsal için çok şistlidir.
KÖMÜRÜN OLUŞUMU
Kömür Oluşumu; Kömür değişik oranlarda organik
ve inorganik yapıcı ve bileşenler içeren tortul
kayaçtır. Doğada yapı, doku, bileşenler ve köken
açısından, birbiriyle tam anlamda özdeş iki
kömür oluşumuna rastlamak hemen hemen
olanaksızdır.
Kömürü yapan ana element karbondur.Bu nedenle
oluşumu karbon çevrimine çok bağımlıdır. Kömür
evrimi bataklıklarda başlar. Kömürleşmenin
başlıca kaynakları bitkiler ile havadan veya
yüzeysel sulardan alınan karbondioksittir.
Mağmanın içerdiği gaz, buhar ve çözeltiler
karbon çevrimine katılır. Hava ve sudaki
karbondioksitin önemli bölümünü bitkiler
özümler, yaşamları için gerekli olanı
yapılarında tutarlar. Karbondioksitin suda
çözünen bölümü, karbonatlı kayaçlarda ve organik
tortularda birikir. Bunların başkalaşması sonucu
tekrar çevrime katılır.
Kömür; Uygun ortamlarda, bataklıklarda bozunma
ve çürümeden kurtulan bitki kalıntı
birikimlerinin,zamanla biyokimyasal ve fiziksel
etkilerle değişimi sonucu oluşur. Biyo kimyasal
evrede Turbalaşma, dinomokimyasal veya
başkalaşma evresi ise kömürleşmedir.
Ayrıca
Bakın
Zonguldak,
Zonguldak gezi rehberi
Zonguldak
Coğrafyası
|
|
| |