Kaçkarlar: Bulutlarla örtülü
harikalar diyarı

Bir yanda buzul gölleri diğer yanda sarı orman
gülleri… Eşsiz bir doğayı kucaklayan Kaçkarlar,
bizi çağırıyor. Rize'yi geçip Ayder Yaylası -
Aşağı Kavron - Yukarı Kavron yaylalarından
başlıyoruz serüvene…
Bayramı karşılayan çocuklar gibi erken kalktık o
gün. Aklımız Kümbet yaylasında kalmıştı ama
hedefimizin hayali gözümüzde canlandıkça yeni
rotamıza odaklanıyorduk. İki gece
konaklayacağımız Ayder Yaylası ve asıl hedefimiz
olan Kaçkarlar'a yapacağımız yürüyüşün heyecanı
sarmıştı hepimizi.

AYDER'E ÇIKIŞ
Rize'yi geçtikten sonra Ayder yaylasına çıkmak
için iki ana sapağın geçilmesi gerekiyor.
Bunlardan biri ve ilki Çayeli, diğeri Pazar
sapağı. Pazar sapağı geçildikten yaklaşık 8 km
sonra Ardeşen yol ayrımından güneye saparak
Karadeniz'i arkanıza alıp Ayder Yaylası
öncesinde mola verebileceğiniz Çamlıhemşin
yoluna giriyorsunuz. Ardeşen sapağından
itibaren, size sağlı sollu eşlik etmeye başlayan
Fırtına deresi boyunca yaklaşık 22 km yol
aldıktan sonra ulaşacağınız bu güzel Karadeniz
ilçesinde, yöreye özgü kahvaltı yapabilir veya
öğle yemeği yiyebilirsiniz. Fırtına deresi
kenarında yaptığımız kahvaltı ve sonunda ikram
ettikleri mısır unu helvası mutlaka tadılmalı.
Mısır unu helvası, ihtiyacınız olan tüm enerjiyi
depolamanızı sağlayan son derece lezzetli,
yöresel bir tatlı. Ayder balı, mısır unu ve mis
gibi tereyağından yapılan bu helvanın tadı
damağımızda kalarak ayrılıyoruz tek caddeli
Çamlıhemşin'den. Kaçkar ve Verçenik vadilerinden
gelen Elevit Deresi ve Palovit ile Ayder
derelerinin birleşimi olan Fırtına deresininin
eşliğinde konaklayacağımız Ayder Yaylası için
yeniden yola çıkıyoruz.

Hala Deresi'ni bir sağımıza bir solumuza alıp
Duygulu Şelalesi gibi irili ufaklı, seyre değer
pek çok şelaleyi ve alabalık yetiştirme
tesislerini geçerek, tarifi imkansız
güzellikteki yeşillikler boyunca 20 km yol
yaptıktan sonra 1390 metre yükseklikteki Ayder
Yaylası'na varıyoruz. Artık, Kaçkar dağlarına
yürüyüş rotamızın başlayacağı ilk durağa
ulaştık. Ertesi gün yapacağımız Kaçkarlar
yürüyüşünün heyecanı sarıyor içimizi.

Bugün artık Milli Park olan Ayder Yaylası'nın
altyapısı tamamlanmış; konaklama ve yeme içme
konusunda yeterli donanıma sahip. Yaylanın
önemli bir özelliği yaklaşık 250 metre
derinlikten çıkan ve 57 derece sıcaklığa ulaşan
suları ve şifalı kaplıcaları. Kaplıcalar, hem
şifa arayanlar hem de gün sonu yorgunluğunu
atmak isteyenler için o yükseklikte bulunmaz bir
nimet. Yöreye ait fasulye diblesi, pazı diblesi,
guymak ve alabalık tatmak için yayladaki
herhangi bir lokanta tercih edilebilir. Bunların
bazılarında yörenin gençleri Karadeniz
türküleriyle coştururlar ziyaretçileri. İşte biz
de böyle coşkuyla, ertesi günkü Kaçkarlar
tırmanma yürüyüşünün hayaliyle horon teperek
bitiriyoruz geceyi.
KAÇKARLARA TIRMANIŞ
Kaçkarlar'a tırmanma yürüyüşü yapmak için
kullanılan iki ana rota var. Ya Ayder - Aşağı
Kavron -Yukarı Kavron yaylaları üzerinden
tırmanarak zirveyi izleyebileceğimiz göller
bölgesine ulaşmak ya da Kaçkar Dağı'nın
güneyinden, yani Artvin Yusufeli'nden Yaylalar
Köyü'nü geçerek Olgunlar'a varmak ve buradan
tırmanma yürüyüşüne başlayarak sonunda tekrar,
kuzeydeki Ayder yaylasına inmek… Biz,
Transkaçkarlar olarak bilinen ve daha zorlu olan
bu ikinci rotayı önümüzdeki yıla bırakıp
Ayder'den başlıyoruz Kaçkar serüvenine.

Kaçkar tırmanışı için yöreden bir rehber hizmeti
almakta yarar var. Sürekli değişen hava
koşulları, özellikle de çok hızla çöken bulutlar
ve sis nedeniyle çıkış ve iniş sırasında
kaybolma riski büyük. Tırmanma yürüyüşüne Ayder
Yaylası'ndan başlanabileceği gibi, genellikle
rehberin kullandığı bir minibüsle Aşağı Kavron
Yaylası'na kadar çıkıp buradan da start
verilebilir. Ayder Yaylası'ndan 10 km uzaklıkta
bulunan; yürüyüşle 2,5 saatte, minibüsle 45
dakikada ulaşılan ve 1800 metre yükseklikte
bulunan Aşağı Kavron Yaylası'nda, çadır dışında
herhangi bir konaklama imkanı yok. Bu yaylaya
komşu Yukarı Kavron ise buradan 3 km uzaklıkta
olmasına rağmen 2300 metre rakımda kuruludur.
Milli park ilan edilen ve yaklaşık 150 yayla
evinin bulunduğu Kavron Yaylası'nda da konaklama
imkanı bulunmuyor, ancak bir bakkal ve
kafeteryanın bulunduğu yaylada Kaçkarlar için
ihtiyacınız olan enerji verici yiyecekleri sırt
çantanıza depolayabilirsiniz. Tüm tırmanış
boyunca yanınıza alma ihtiyacı duymayacağınız
tek şey ise su. Çünkü hemen her yerden akan
küçük ama telaşlı derelerden ve nispeten büyük
sayılabilecek Kavron deresinden kana kana su
içebilme gibi bir lüks sunuyor doğa size burada.
Kavron Yaylası, Karadeniz'in görülmeye değer en
güzel doğal koruma alanlarından biri. O kadar
büyüleyicidir ki, yöre türkülerinde şöyle
methiye dizilir Kavron'a:
Oy Güzelum Furtunam
Her Gün Daha Kıymette
Ölmeyin Sakın Dostlar
Kavrun Yoktur Cennette
BİR YANDA BUZUL GÖLLERİ, BİR YANDA ORMAN GÜLLERİ
3937 metre yüksekliğindeki Kaçkar dağı, dünyanın
koruma altındaki önemli ekolojik bölgelerinden
biri. Dağ, oldukça zengin bir bitki örtüsüne
sahip ve bu bitkilerin önemli bir kısmı endemik,
öyle ki; dünyada yetişen bitki türlerinin
150'den fazlasına, yalnızca Kaçkarlar'da
rastlanıyor. Türkiye'nin başka hiçbir yerinde
3000 metre yükseklikte görülmeyen sarı orman
gülleri, Kaçkarlar'da tüm güzelliğiyle seriliyor
önünüze. Aynı zamanda yırtıcı kuşların göç yolu
üzerinde bulunan ve yaban hayatın da dikkat
çektiği dağ - her ne kadar karşılaşması güç dahi
olsa - ayı, kurt, çakal, vaşak ve dağ keçilerine
de kucak açmıştır. Dağ, çok sayıda buzul ve
buzul gölünü de barındırıyor. Kaynağını bu
buzullardan alan Fırtına ve Hemşin dereleri,
dağın batısından ve doğusundan çıkıp eteklerinde
irili ufaklı pek çok dereyle birleşerek
Karadeniz'e ulaşıyor.
Yürüyüşümüz, beş kişilik küçük fotoğrafçı
grubumuzla birlikte rehberimiz Mehmet'in izinde,
her an değişen hava koşulları altında sürüyor.
Yıl içinde neredeyse yağmursuz bir gün görmeyen
Kaçkarlar'da, 3000 metreye ulaşana kadar
bulutlar bir üzerimize çöküyor, bir yükseliyor
ve güneş ışıl ışıl yüzünü gösteriyor bulutların
ardında. Sonra yağmur yağıyor ve ardından güneş
giriyor sahneye. 3000 metreye ulaştığımızda, yaz
mevsimi olmasına karşın, buzullar ve buzul
gölleri (Büyük Deniz Gölü, Küçük Deniz Gölü,
İsimsiz Göl) selamlıyor bizi. Hemen 900 metre
yukarıda, hayranlıkla izlediğimiz zirve bizi
çağırıyor. İşin başında zirve çıkma amaçlı bir
zaman programlaması yapmadığımız için zirveye
ulaşamıyor ama güzelliğini
fotoğraflayabiliyoruz. Ve bulutlar bizi teşvik
edercesine, fotoğraf için daha iyi ışık vermek
istercesine yükselerek çekiliyor zirvenin
üzerinden.
Bulunduğumuz noktadan 200 metre kadar aşağıda,
bütün dinginliği ve maviliğiyle duran Büyük
Karadeniz gölünü izlerken bir sonraki
gelişimizde, Artvin / Yusufeli - Olgunlar
üzerinden çok daha uzun ve daha zorlu bir
yürüyüşle Transkaçkar da denilen yürüyüşü
gerçekleştireceğimize dair birbirimize söz
vererek dönüşe geçiyoruz. “Belki de zirve
yaparız bir dahakine, kim bilir.” Sevgiliden
ayrılmak kadar zor veda etmek bu güzelliğe.
Kaçkarlar ise arkamıza dönüp dönüp baktıkça tüm
görkemi ve büyüleyici doğasıyla bize selam
çakıyor “bir daha gelin” dercesine…
Türk Hava Yolları'nın İstanbul’dan Trabzon’a her
gün karşılıklı seferleri bulunuyor.
Yazı:
YAVUZ SARIYILDIZ
Ayrıca Oku
Kaçkar
Dağları tırmanışı
Kaçkar
dağları trekking yürüyüş
Türkiye'nin
en yüksek pastanesi
Kaçkarlar: Bulutlarla örtülü harikalar diyarı