Lazlar'in
kemençesine artik elektro ve tekno eşlik ediyor*
Televizyonun tek kanallı olduğu
dönemde Süreyya Davulcuoğlu ve Kamil Sönmez yöresel kıyafetleriyle
"Maçka yolları taşlı, geliyor kalem kaşlı" ile başlayan ve
"Çayeli'nden öteye gidelum" ile son bulan
Karadeniz
Türkülerini söylerdi.
Mustafa Topaloğlu daha henüz 'uzaylı' değilken, yöre ağzıyla
söylediği "Oy oy Emine" türküsüyle büyük çıkış yapmıştı. "Ula ula
Niyazi" ile "Mısıri kuruttun mi?" türküleri ise 1990'lı yıllarda
genç, yaşlı herkesin dilindeydi. Erkan Ocaklı ile ilk kez Karadeniz
türküleri sadece kemençe ile değil, sazla da süslenmeye başladı.
"Sosyete kızı Suzan, yat kollarıma uzan" şarkısıyla İsmail Türüt,
Karadeniz müziğinin popülerleşmesini sağlayan önemli bir isim oldu.
Bu arada Karadeniz müziğine kültürel
kimlik kazandıran
sanatçılara da rastlandı. Örneğin Fuat Saka ve Volkan Konak bu
isimlerin başını çekti. Şimdilerde Kazım Koyuncu da yaptığı müzikle
onların izinden gittiğini gösteriyor. Tabii tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye'de de etnik müzik
popülerleşti ve uzun yıllar sadece Laz türküsü söylenen bakir
Karadeniz de popüler müzik tarafından keşfedildi. Eskiden tulum ve
kemençenin eşlik ettiği yörenin şivesine, şimdi elektro müzik ile
pop eşlik ediyor. Karadeniz müziğinin poplaşmasına en önemli örnek
ise Davut Güloğlu...

"Oy Nurcanım, Nurcanım" eşliğinde
dans eden, saçı jöleli, üstünde atlet ile Ricky Martin'e benzetilen
Güloğlu'nun şarkıları, kısa sürede beğeni topladı. Güloğlu bunların
üzerine bir de günümüz modasına uygun sözleri ile desteklediği tekno
tadındaki şarkısında "Bir kalori bile etmiyorsun, light erkek"
deyince, ortalığı kasıp kavurdu. Bu rüzgarı fırsat bilen müzik
firmaları da boş durmadı elbette... Güloğlu'nun ardından Tarık
Tüfekçi, Recebim, Adnan Yılmaz geldi.
Karadeniz müziğinin
popülerleşmesinin önüne geçilemediğini, bugün artık eski yeni tüm
'Laz' sanatçılar kabul ediyor. Ama eskiler, 'kalıcı müzik'
yapılmasını vurgularken, yeniler de bu tarzla Karadeniz müziğini
herkese sevdirdiklerini savunuyor.
TÜRÜT: 10 YIL SONRAYA
KALIRLAR MI BİLMEM?
Yaklaşık 25 yıldır müzik içinde olduğunu belirten İsmail Türüt asıl
şöhreti 5 yıl önce yakaladığına dikkat çekiyor. "Ben hep türkü
söyledim" diyen Türüt, tarzında değişiklik yapmamasına karşın
popüler olmasındaki değişikliği 'profesyonel müzik şirketleriyle
çalışmamaya' bağlıyor... Türüt, kendine de Erkan Ocaklı'yı örnek
aldığını, Volkan Konak'ı ise çok beğendiğini söylüyor. Gençlere
gelince kesin koşuyor: "Köşeyi dönmek için Karadeniz müziğini
popüler okuduklarına inanıyorum. Bir zamanlar taverna ve arabesk
ortalığı yıkardı. Şimdi de böyle bir tarz var. Onların yaptığını ben
de yaparım, o kadar aklım var ama benim amacım kalıcı olmak. Ben 25
yıldır varım, bunlar 10 yıl sonra kalırlar mı bilemem. Unutmayın, 20
yıl önceki türkü hâlâ halkın dilinde."

GÜLOĞLU: BAŞARIM ONLARIN
DAMARINA BASIYOR
19 yaşında tavernalarda sahne almaya başlayan Davut Güloğlu,
Karadeniz müziğini pop müzikle bezendiren ilk kişi. Albümü bugün bir
milyon satan 30 yaşındaki Güloğlu'nun, pop altyapılı Karadeniz
müziği yapma fikrinin nasılm oluştuğunu şöyle anlatıyor: "Bir gün
oto yıkamacısına gitmiştim. Arabanın birinde kemençe sesi
yükseliyordu. Oraya gelen gençlerden biri 'Bunları nasıl
dinliyorlar' dedi. O an kendi kişiliğimizden örf ve adetlerimizden
koptuğumuzu hissettim. Kendime bir söz verdim; Karadeniz müziğini
herkesin dinlemesini sağlayacaktım. Benim müziğim ise etnik pop
müzik."
Şahin Özer'in kendine büyük destek
verdiğini söyleyen Güloğlu, "Hareketli ve yerinde duramayan bir
insanım. Yaptığım müzik de benim gibi canlı ve kıpır kıpır. Birçok
pop sanatçısı var. İnsanlar kolay sevilmez ama beni bütünüyle
seviyorlar" diye konuşuyor. Güloğlu, kalıcı olmadığı yönündeki
söylemlere karşı da kendinden emin bir yanıt veriyor: "İlk
albümümden sonra şişme olduğum söyleniyordu. İkinci albümle onlara
'Katula katula' güldüm. Bu elbise bana yakıştı. Başarım onların
damarına basıyor. Ben insanların ufuklarının biraz açılmasını
isterdim. Davut Göloğlu olunmaz, herkesin yeri ayrıdır."

TÜFEKÇİ: BATI TARZI DAHA
GENELE HİTAP EDİYOR
Tarık Tüfekçi yeni jenerasyondan. 30 yaşında. Tüfekçi ilk albümünü
2001'de yaptı. "Yıllar önce Karedeniz müziğini batı sounduyla yapmak
istedim ama potansiyel yaratmayacağını düşündüler. Sonra ortaya
Davut Güloğlu çıktı. Demek ki batı soundlu Karadeniz müziğinde
potansiyel varmış" diyerek serzenişte bulunan Tüfekçi, şimdiye kadar
iki albüm yaptı. İkisinin de 500 binin üzerinde sattığını
belirtiyor. Yöre ağzıyla hip hop da söylüyor, slow da. Kemençe,
tulum, gitar ve kemanı bir arada kullanan Tüfekçi, şöyle konuşuyor:
"Yıllarca Almanya'da araştırdım. Batı tarzı, daha genele hitap
ediyor. Eskiden yöresel kelimeler kullanılıyordu, şimdi sözlere
baktığımız da yine geniş kitlelere hitap ediyor. Biz popüler müzik
yapıyoruz. Ticari kaygı tabii ki var. Karadeniz'in 'Laz müteahhit',
'eğri burunlu' imajı değişti. Eli yüzü düzgün, yakışıklı gençler de
söylüyor. Laz müziği eskiden daha yöreseldi. Şimdi ise genç
olduğumuzdan dolayı daha popüler söylüyoruz."

SAKA: BENİM GİBİLERLE BU
MÜZİK POPÜLİZME TESLİM OLMAYACAK
"Lazutlar" adlı iki ayrı albüm çalışmasıyla fanatik bir hayran
kitlesi oluşturan Fuat Saka ise popülizmin Karadeniz'e asla hakim
olmayacağını savunuyor. Saka, şirketlerin her dönem bir şeye
tutunduklarını ve tüketene kadar bunun devam ettiğini söylüyor.
"Doğu Anadolu, Ege
türkülerini tükettikler, galiba bir Rumeli türküleri kalmıştı" diyen
Saka, Karadeniz müziğini popülist yapanların kalıcı olmayacağını
ifade ediyor: "Karadeniz'de binlerce yıllık bir
kültür var. Ben o kültürü
geleceğe taşımak için çalışıyorum. Benim gibi düşünen gençler var ve
bizim sayesinde Karadeniz müziği popülizme teslim olmayacak."
KOYUNCU: KARADENİZ MÜZİĞİ
SON YILLARDA KİRLENDİ
'Zuğaşi Berepe' ile 1992'de Karadeniz müziğine rock yorumu
getiren Kazım Koyuncu'nun ikinci solo albümü 'Hayde' 1.5 ay önce
çıktı. Koyuncu, albümünde kemençe de tulum da kullanıyor ama arada
çıkan elektro gitarla rock tınısını yakalıyor. Koyuncu, şimdiye
kadar 70 bin sattığını söylüyor: "Zuğaşi Berepe ile Lazca sözlü rock
müzik yaparak, yerellikle evrenselliği buluşturdum. Duruşumla
dünyanın beni tanımasını istiyorum. Karadeniz müziği son yıllarda
kirlendi. Kimse, annemin şarkılarının sözlerini değiştirerek bugüne
uyarlamak hakkına sahip değil."
*İnci Döndaş, Sabah |