RESİMLER
| |
GEREKLİ
LİNKLER
| |
|
|
|
|
| |
|
|
TRABZON
TARİHİ -3
Fetihten sonra, mevcut müslüman nüfusuna ait
olarak iskan edilen ve geldikleri yörelere göre
ad alan müslüman cemaat grupları şunlardı:
1- Cemaat-i Niksar 7 hane 11- Cemaat-i Amasya 31
hane
2- Cemaat-i Ladik 7 hane 12- Cemaat-i Osmancık
10 hane
3- Cemaat-i Bafra 16 hane 13- Cemaat-i Çorum 15
hane
4- Cemaat-i İskilip 10 hane 14- Cemaat-i
Merzifon 18 hane
5- Cemaat-i Gümüş 7 hane 15- Cemaat-i Nefsi
Samsun 12 hane
6- Cemaat-i Tokat 25 hane 16- Cemaat-i Zile 3
hane
7- Cemaat-i Porhal (Turhal) 4 hane 17- Cemaat-i
Satılmış Canik 1 hane
8- Cemaat-i Göncanik (Gölköy) 8 hane 18-
Cemaat-i Karakadi 10 hane
9- Cemaat-i Kavala 3 hane
10- Cemaat-i Sanusak 5 hane
Bu Müslüman cemaatların sayısı 202 haneden
ibaret olup, 1486 yılındaki Müslüman nüfusunun
%78. 3'ünü oluşturuyordu.
Fetihten sonra Anadolu eyaletine
(Beylerbeyliğine) bağlı bir sancak olan
Trabzon'un imar edilip, Müslüman Türk nüfusu ile
iskan edilmesine özel ilgi gösterildi. H.
867-1462 de Orta Hisarda Fatih Medresesi açıldı.
Özellikle 1462-1465 yılları arasında Trabzon'un
fetih sonrasında ikinci valisi olan Hızır Bey,
onarı işlerine hız verdi.
1470 yılında Şehzâde Bayezit'in oğlu Şehzâde
Abdullah'ın Vali olarak Trabzon'a gelmesiyle,
Şehzâde şehri olan Trabzon önem kazandı.
İkinci Beyazıt döneminde en önemli olay, Şehzade
Yavuz ( Yavuz Sultan Selim) un Trabzon Valisi
olmasıydı. 1489-1512 yılları arasında Trabzon
bir başkent gibi öne çıkmış, Yavuz'un 23 sene
süren Valiliği döneminde imar edilmiş, askeri ve
ticari yönden canlılık kazanmıştır.
Yavuz Sultan Selelim, 1514'de Çaldıran Seferine
çıktığı dönemde ordunun ikmal işleri Trabzon'dan
yürütülmüştür. Çaldıran Seferi dönüşünde
Bayburt'un Kığı Kalesi ile birlikte fethedilmesi
(15 Ekim 1514) Padişahı memnun etmiş, buraları
fetheden Trabzon Valisi Bıyıklı Mehmet Paşa
serhat muhafazası ile görevlendirilmişti.
Böylece Trabzon yeni bir idari yapılanma içinde
yer aldı. Bıyıklı Mehmet Paşaya Erzincan-Bayburt
eyaleti verilerek (4 Ramazan 920-23 Ekim1514)
Rûm-i Kadim Beylerbeyliği sancaklarından olan
Canik ile Şarkî Karahisar ve müstakil idare
edilmekte olan Trabzon, ayrıca o sıralarda
zaptedilen Kığı, ayri birer sancak olan
Bayburt-Erzincan Eyaletine ilave edilmişti.
Yavuz Sultan Selimin Trabzon Valiliği zamanında
annesi Ayşe Gülbahar Sultanın hatırasına
yaptırılan türbenin yanına Cami, Medrese, Mekteb
, darül kurra imaret ve hamamdan oluşan bir
külliye yapılmış, tesis edeilen külliyenin
yaşaması için de büyük vakıflar tahsis edilerek
sürekliliği ve kalıcılığı sağlanmıştır.
27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğan,
çocukluğunu ve gençlik yıllarının ilk yıllarını
Trabzon'da geçiren ve bir Trabzon'lu olarak
babası Yavuz Sultan Selim'in üzerine 1520
yılında 26 yaşında Padişah olan Kanuni Sultan
Süleyman döneminde Trabzon, yine ön plana
çıkmıştır.
Trabzon, Yavuz Sultan Selime şehzâde sancaklığı
yaparken, 1515 de Bayburt Erzurum
Beylerbeyliğine tabi sancak durumuna getirilmiş,
kısa bir dönemden sonra Kanuninin ilk yıllarında
Bayburt- Erzincan Beylerbeyliği lağvedilerek
yeni bir yapılanmaya gidilmiştir. Buna göre
Trabzon 5 livadan oluşan müstakil bir eyalet
haline gelmiştir.
Fetihten sonra Trabzon şehiri içinde oluşan yeni
Müslüman mahallelerinin giderek çoğaldığını
görmekteyiz. 1523 yılı Tahrir Defterinde bu
mahallelerin şehrin hangi kesiminde
bulunduklarına dair bilgiler verilmektedir. Daha
sonraki yıllarda çıkan 1553 ve 1583 yılı
tarihlerinde de mahallelerin bir kısmının ismine
rastlanmaktadır. Kanuni döneminin ilk
yıllarındaki dokuz mahallenin isimleri
şunlardır.
A- Ortahisarda:
1- Mahalle-i Câm-î Atik Der Kale-i Evsad
2- Mahalle-i Mescid-i Valide-i Merhum Sultan
Abdullah
3- Mahalle-i Mescid-i Kıssahan Der Kalei Evsad
4- Mahalle-i Mescid-i Hacı Baba Der Kale-i Evsad
B- Aşağıhisarda
5- Mahalle-i Mescid-i Mevlana Süca Der Kale-i
Zır
6- Mahalle-i Mescid-i Bâb-ı Bazzaz Der Kale-i
Zır
7- Mahalle-i Mescid-i Hüseyin Ağa ki ser-hazin
Bûd Der Nezd-iSaray-ı Âmire
8- Mahalle-i Mescid-i Amasya Der Nezd-i Hamam
Çifte
9- Mahalle-i Cami-i Cedid Der Birun-i Şehir.
Bu dokuz mahalle dışında, hane sayısı olmadığı
için adı zikredilmeyen ve onunucu mahalle
diyebileceğimiz "Cemaat-ı Mescid-i Hacı Kasım
Der Nezd-i Bezzazistan" da yalnız iki nefer (
Erkek) yazılıdır. Bu cemaat ileride yeni bir
Müslüman mahallesinin çekirdeğini
oluşturacaklardır.
Kale içerisinde sürdürülen iskan politikası
sonunda zamanla Müslüman -Türk nüfusu ve mahalle
sayısı da artmıştır.
Kale içinde sürdürülen iskan politikası sonunda
zamanla Müslüman-Türk nüfusu ve mahalle sayısı
da artmıştır. Nitekim H.961-1533 te yapılan
tahrirden anlaşılacağı üzere, aradan geçen 35
yıl zarfında yeni iskanlar ve dışardan
gelenlerle müslüman mahallelerine yenileri
katılmış ve bu durum defter harici "haric-i ez
defter" yazıldığı belirtilmiştir. Bu mahalleler,
Tabakhane, Sarmaşık Mescidi, Kavak Meydan, Şehre
Küstü, Halil Ağa Mescidi, Hatuniyye İmareti,
Bayram-zade Mescidi, Zağnos, Tekfur Çayırı,
İskender Paşa Camii, Hacı Hasan ve Cemaat-i
Mescid-i Hoca Kasım der Nezd-i Bezzazistan
Mahalleleridir.
Vilayet ve Belediye Yönetiminde Yeni
Teşkilatlanma :
Osmanlı devletinde idari yapı 1864'te yeniden
düzenlendi. Bu düzenleme ile Anadolu'da kurulan
ilk vilayetlerden biri Trabzon'dur.
Ayrıca dört sancakta bu vilayete bağlanmıştı.
Trabzon vilayetine bağlı sancaklar şunlardı:
1. Trabzon merkez sancağı: (Rize, Of, Tirebolu,
Bulancak, Giresun)
2. Lazistan sancağı: (Batum, Arhavi)
3. Gümüşhane sancağı: (Torul, Kelkit)
4. Canik sancağı : ( Ünye, Samsun, Bafra)
1868 de çıkarılan bir talimat ile İstanbul'un
dışındaki vilayat, sancak ve kazalarda da
belediye teşkilatı kurulmaya karar verildi. Bu
karar Trabzon'da da uygulandı. Trabzon
Belediyesi ilk kurulan belediye teşkilatları
arasında yer aldı.
1870 yılı Trabzon vilayeti Salnamesinde Belediye
yöneticileri şöyle yer almaktadır.
Meclis-i Daire-i Belediye
Reîsi : Arazi memuru Fevzi Efendi
A'za : Karantina memuru Hacı Halil Efendi,
Mustafa Ağa, Artin Ağa, Banika Ağa
Katib : Abdülhamit Efendi
Muhasip hastanesi ve Memleket Tabib-i: Mosyö
Lion
Karantina Memurları:
Müdürü : Haci halil Efendi
Tabib-i : Mosyö Alkardi
Katib-i : Kamil Efendi
Bu bilgiler 1870 yılı salnamesinde yer aldığına
göre, Trabzon Belediyesinin, basım tarihinden
önce teşekkül etmiş olması gerekir. Bu durumda
belediye 1869'da kurulmuş demektir.
VİLAYET
SALNAMELERİNE GÖRE BELEDİYE BAŞKANLARI
1. Arazi Memuru Fevzi Efendi 1869/70
2. Hafız Ahmed Efendi 1870/71
3. Hacı Halil Efendi 1871/72
4. Ali Rıza Efendi 1872/73
5. Hacı Derviş Ağa 1873/75
6. Ali Rıza Efendi 1875/76
7. Ali Galib Efendi 1876/77
8. Ali Rıza Efendi 1877/81
9. Arif Efendi 1881/91
10. Rıfat Bey 1891/93
11. Mehmet Paşa-zade Hasan Bey 1893/95
12. Hasan Bey 1895/98
13. Hacı Kadı-zade Hacı Mustafa Efendi 1889/1902
14. Han-zade Ziya Bey 1902/04
Trabzon tarihi için büyük bir kaynak olan ve
1869-1904 yılları arasında 22 sayı çıkan Trabzon
Salnamesi 1904 yılından sonra çıkmadığından 1910
yılına kadar olan dönem için sadece tahmin
yürütülebiliniyor. Bu yıllarda Trabzon
Belediyesi Başkanı olarak da:
15. Belediye Başkanı Nemli-zade Hacı Osman
16. Belediye Başkanı Çulha-zade Şükrü
isimlerini verebiliyoruz. Bu isimlere herhangi
bir kaynakta raslamak mümkün olmamıştır.
Nemli-zade ve Çulhazade ailelerinin hayattaki
yaşlılarından edinilen bilgi ve tahminlere göre
bu sonuca varılmıştır.
1910 yılından sonra, 17. Belediye Başkanı
Nemli-zade Cemal Bey ile 18. Belediye Başkanı
Barutçu-zade Hacı Ahmed Efendi'nin görevde
olduğu biliniyorsa da, başlama ve ayrılma
tarihleri hakkında kesin bilgi sahibi değiliz.
Bu konularda yazılı hiçbir belge ve kayda
rastlamak mümkün olmamıştır. Bu arada 1912
yılında Ali Efendi'nin başkanlığından sadece
dönemin Valisi Mehmed Ali Ayni hatıralarında söz
etmektedir. Rus işgali sırasında belediyenin
arşivi tamamen yok edildiği için yazılı bir
belge bulmak mümkün olmamaktadır. Bu durumda:
17. Nemli-zade Cemal
18. Barutçu-zade Hacı Ahmet Efendi (1910-1912)
19. Ali Efendi
20. Barutçu-zade Hacı Ahmed Efendi (1913-Nisan
1916)
21. Rum Metropoliti Hırisantos (Nisan 1916-Şubat
1918)
22. Barutçu-zade Hacı Ahmed Efendi (Şubat
1918-1922)
23. Hacı Ali Hafız-zade Hakkı Efendi (1922-1923)
24. Kazaz-zade Hüseyin Efendi (Haziran
1923-1928)
XX. Yüzyıla
Girerken
Vilayet, doğuda Rusya, batıda Kastamonu, güneye
Erzurum ve Sivas vilayetleri ile çevriliydi.
Trabzon İran transit yolunun liman şehri olma
özelliğini herşeye rağmen koruyordu. Biri yerli
olmak üzere, sekiz vapur kumpanyası Trabzon
limanına çalışıyordu. 1316/1890 yılı Trabzon
Salnamesi'ne göre Vilayet merkezinde şu
ülkelerin konsoloslukları bulunuyordu: 1. İran,
2. Belçika, 3. Yunan, 4. Rus, 5. İspanya, 6.
İtalya, 7. Avusturya-Macaristan, 8. İngiltere,
9. Fransa.
Trabzon ve çevresinde demircilik iler bir
düzeyde yapılıyordu. 1872 yılı Vilayet
Salnamesindeki bilgilere göre Avrupa'daki soba
ve kasaların benzerleri ancak Trabzon'da
yapılabiliyordu. Yörede kuyumculuk ve
marangozluk da gelişmişti. Özellikle gümüş
üzerine işlemeleri ünlü idi. Şehirde önemli
miktarda mum işleyen bir mumhane (şemhane)
faaliyette idi.
1890 yılında Kafkasya'da kurulmuş bulunan
"Ermeni İhtilal Cem'iyyetleri İttifakı
Federasyonu=Taşnaksutyun" ilk teşkilatlarını
İstanbul, Van ve Trabzon'da açmıştı.
8 Ekim 1895'te Trabzon'daki Ermeniler ayaklandı.
Gavur Meydanında (Belediye Meydanı) toplanarak
harekete geçtiler. Aldığı tedbirlerle kısa
zamanda duruma hakim olan Vali Kadir Bey,
olayları bastırdı ve elebaşılarını tepeledi.
Vali Kadir Bey 1902 yılında Trabzon'da öldü.
Mezarının üzerine Padişah II. Abdülhamid'in
gönderdiği 450 lira ile bir türbe yaptırıldı.
İmaret Kabristanlığında (Atapark) bulunan türbe,
1936'da yıktırılmıştır.
1902 yılı başında Prens Sebahaddin Bey'in
bulunduğu "Teşebbüsat-ı Şahsi ve Adem-i
Merkezziyet Cem'iyyeti" Paris'te kurulmuş,
İstanbul, İzmir, Alaiye, Şam, Erzurum ve
Trabzon'da da şubeler açmıştı. Trabzon şubesini,
Sancakbeyzade Mehmed ve Hasan kardeşler ile
Nemli-zade Salim Bey kurmuştu.
Meşrutiyetin ilanından sonra 17 Ocak 1909'da
toplanan ilk mecliste Trabzon'u temsil eden
milletvekilleri şunlardı: Hatip-zade Emin, Müftü
İmameddin (ölümü ile yerine Kalcı-zade Mahmud) ,
Saraç-zade Ali Naki, Nemlizade Mahmud, Matyo
Fokidis, Meşrutiyetin ilanından sonra beliren
yeni ümitlerle Trabzon'da Ermeni ve Rum
azınlıklarının kıpırdanışları da hissedilir hale
gelmişti. Bu yıllarda Türk gazetelerinin
yanısıra, azınlıkların da çeşitli adlarla
gazete-dergi çıkarmaları ilgi çekiciydi.
BİRİNCİ
DÜNYA SAVAŞLARI SIRASINDA TRABZON
Birinci Dünya Savaşının en ağır darbesini gören
illerden biri de Trabzon'dur. Ruslar Osmanlı
İmparatorluğu'na savaş ilan edip, 1 Kasım
1914'den itibaren doğu hudutunu aşarak Türk
topraklarında ilerlemeye başladı. Doğu Karadeniz
kıyılarını alıp, Anadolu'yu ele geçirmeyi
hedefleyen Rus orduları karşısında, Türkiye 3
Kasım'da Almanya yanında savaşa katıldı ve 14
Kasım'da Cihad-ı Mukaddes ilan etti.
Rus savaş gemilerinin Karadeniz limanların
bombardıman etmesi ile de Trabzon ateş çemberi
içine düşmüş oldu. Nitekim 17 Kasım 1914'te
yirmiüç parçalık bir Rus donanması Trabzon'u
bombardıman ederek büyük tahribata ve can
kaybına sebep oldu. Bombardımanlar birbirini
kovaladı. Trabzon 8 Şubat ve 11 Şubat 1915'te
Rus bombardımanı ile büyük ölçüde tahrip oldu,
1000'den fazla insan öldü. Ruslar 23 Ocak
1916'dan itibaren kıyı saldırılarını
yoğunlaştırdılar. 17 savaş gemisinin
desteklediği bu saldırılar sonunda birliklerimiz
geri çekilmek zorunda kaldı. Bu sırada savaş
gemimiz Yavuz Trabzon'a geldi. 32 ağır makineli
tüfek, bir batarya, dağ topu ve bazı askeri
levazımat ile Kafkasya cephesinde kullanılmak
üzere iki uçak getirdi.
Trabzon'un İşgali:
İstanbul'dan istediği yardımı alamayan 3. Ordu
Komutanı Kamil Paşa, birliklerini Ilıca'ya doğru
geri çekince 16 Şubat 1916'da Ruslar Erzurum'u
işgal etti. Rus kuvvetleri, donanmanın desteğini
de alarak 24 Şubat 1916'da Rize'yi işgal
ettiler. Of sınırına dayanan Ruslar karşı
Baltacı Deresi'nde yöre halkından oluşan
kuvvetlerle askeri birliklerimiz
kahramanlıklarla dolu savunma yaptılar. Rus
ordusunu 20 gün durdurmayı başaran
birliklerimiz, düşmanın denizden ve karadan
saldırılarının yoğunlaşması ve bu arada hiçbir
yerden destek gelmemesi sonucu geri çekilince,
15 Mart 1916'da Of İlçesi düşman eline geçti.
Daha sonra Sürmene işgal edildi ve düşman
Trabzon kapılarına dayandı.
18 Nisan 1916'da Trabzon Rumlarından bir heyet,
Türklerin 15-16 Nisan şehri boşalttığını işgal
kuvvetleri komutanı General Lyhkov'a bildirerek
kendisini şehre davet etti. Azınlıkların
seviyesiz çılgınlıkları ve karşılama
törenleriyle Erzurum Caddesinden Belediye
Meydanına giren işgal kuvvetleri şehri teslim
aldı. Trabzon'un acı dolu esaret ve muhacirlik
günleri başladı. Göç edemeyerek şehirde ve
köylerde kalan müslüman halka büyük işkenceler
yapıldı. Özellikle yerli Rumlar ve Ermeniler
adeta katliama ve yağmalamaya giriştiler.
Değerli eşyalar, kültür ve sanat eserleri sandık
sandık Rusya'ya götürüldü. Girilmedik ve
yağmalamadık yer bırakılmadı.
Trabzon'un
Kurtuluşu:
1917'de Rusya'da Bolşevik ihtilali olunca, Rus
ordusunda büyük bir panik başladı. Geri çekilmek
zorunda kalan Ruslarla, 18 Aralık 1917'de
Erzincan Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmaya
Ermeniler uymayıp, Türkler aleyhinde katliamlara
girişince, Ordu Komutanı Vehip Paşa'ya ileri
harekat emri verildi. 11 Şubat 1918'de genel
hareket emrini alan ordumuz, bir koldan Kafkasya
üzerine ilerlerken, diğer koldan Trabzon'lu
Albay Hamdi Bey (Pirselimoğlu) komutasındaki 37.
Tümen; Giresun'dan 123. alay ile takviye
edilerek Trabzon üzerine yola çıktı.
Bölgedeki çeteleri de temizleyerek ilerleyen
birliklerimiz 15 Şubat 1918'de Vakfıkebir'i, 18
Şubat 1918'de Akçaabat'ı geri aldı. Birkaç gün
içinde çevreyi düşmanlardan temizleyen
birliklerimiz 24 Şubat 1918 tarihinde Trabzon'a
girdi. Trabzon'un ve Trabzon'lunun 2 yıla
yaklaşan esaret ve muhacirlik çilesi sona erdi.
Osmanlı Devleti, Brest-Litovsk Anlaşması ile
doğudaki topraklarını istiladan kurtardı.
Ancak Trabzon, kurtuluşun sevincini tadamadı.
Zira hicretten dönen halkı harabeye dönen
Trabzon'da yoksulluk ve sefalet bekliyordu.
Kurtuluş Savaşı Yıllarında Trabzon
Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'nda
"Müttefik Devletler" yanında savaşa girip yenik
düşünce "İtilaf Devletleri" ile "Mondros Ateşkes
Antlaşması"nı imzalamak zorunda kalmıştı. Bu
anlaşmaya göre, Doğu vilayetleri Ermenilere
verilecek, Karadeniz sahillerinde Pontus Devleti
kurulacaktı. Ülkenin içine düştüğü bu durum,
yurdun her tarafında "Müdafa-i Hukuk"
cemiyetlerinin en güçlüsü Trabzon Müdafa-i Hukuk
Cemiyeti idi.
Başkanlığını Belediye Reisi Barutçuzade Ahmet
Bey'in yaptığı Cemiyet, bu konularda adeta
öncülük yaparak, vatanın topyekün savunulması
için yoğun çalışmaların içine girmişti. Bu
maksatla da önce bir yayın organına sahip
olmanın gereğine inanılarak "İstikbal" gazetesi
Faik Ahmet Barutçu yönetiminde çıkarılmıştı.
İşgalin ağır darbeleri altında bütün
müesseseleri zarar gören Trabzon'da, bir gazete
basacak çalışır durumda Türk matbaası olmadığı
için, çıkarılan gazete bir müddet Mihailidi
isimli bir Rum matbaasında basılmış ve daha
sonra yeni bir matbaa kurulabilmiştir.
Trabzon'un önderliğini yaptığı mücadele fikri,
süratle çevre ile ve ilçelere yayılmıştı.
Trabzon'da olup bitenler titizlikle takip
ediliyor, bölgenin kalbi adeta Trabzon'da
atıyordu.
Cevat Dursunoğlu bu gerçeği söyle anlatıyor:
"Mondros Mütakeresi'nde "Vilayet-i Sitte" adı
altında Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ,
Diyarbakır, Sivas vilayetlerinin mukadderatı
birleştirilmiş. İtilaf Devletleri buralarını
Büyük Ermenistan'a vaadetmiş, üstelik Trabzon
vilayetini de Pontusçu Rumlara bağışlamıştı.
Trabzon'un bu konulardaki hazırlığı ve
çalışmaları sonucunda Erzurum Kongresinin
yapılması gerçekleşmiştir. Çalışmalar Kurtuluş
Savaşı boyunca devam ve zaferin kazanılmasında
Trabzon'un ve Trabzon'luların çok büyük payı
olmuştur.
Bu vilayetlerden Trabzon zaten kendi teşkilatını
yapmış ve çok kuvvetli çalışmağa başlamış olduğu
gibi, bizi de teşvik ediyordu. Bu karanlıklar
içinde bazı aydın noktalar eksik değildi.
Trabzon'da çıkan "İstikbal Gazetesi" nde Faik
Ahmed Barutçu, bu bölgede türeyen Pontusçularla
yiğitçe doğüşüyor. Muhaza-i Hukuk Cemiyeti,
Karadeniz sahillerinde fikirleri bir araya
topluyor ve tesir alanını hergün biraz daha
genişletiyordu". (Cevat Dursunoğlu, Milli
Mücadele'de Erzurum, Ankara 1946)
Trabzon'un bu konulardaki hazırlığı ve
çalışmaları sonucunda Erzurum Kongresinin
yağılması gerçekleşmiştir. Çalışmalar Kurtuluş
Savaşı boyunca devam etmiş ve zaferin
kazanılmasında Trabzon'un ve Trabzon'luların çok
büyük payı olmuştur.
Önceki bölümler
1. Trabzon tarihi
2. Trabzonun
fethi
|
|
| |