
Ilgaz Dağı: Doğanın koynunda kayak keyfi
Şehirlerde kar yağışı hoşa gitse de sonuçları yorar insanı. Kar
bir de kenti hazırlıksız yakalarsa maceralı ve can sıkıcı
günleri de beraberinde getirir. Oysa boylu boyunca beyaza
bulanmış, bozulmamış bakir doğanın kucağında yoğun kar çile
değil aksine keyiftir. Ilgaz da doğası ve dokusuyla bu keyfi
tattırır insana…
İstanbul'dan yola çıktığımdan beri kar
yağışı hızını kesmiyor. Otoyoldan ayrılıp Samsun karayolunda
ilerlerken içimi çocukça bir sevinç kaplıyor, bembeyaz karla
kaplanmış tepeleri görünce. Çankırı-Kastamonu yol ayrımına
geldiğimde kar kalınlığı daha da artıyor. Ilgaz'ın başı yine
dumanlı; güneş ara sıra çıkıp göz kırpıyor bulutların arasından;
yeni yağan taze kar bir yorgan gibi örtülmüş ormana. Zirvede
bulunan Karayolları Bakımevi'ni geçip 27.kilometrede bulunan
'Ilgaz Dağı Milli Parkı' yazılı tabelayı izleyerek kayak
merkezine rahatça ulaşıyorum.

Kastamonu ve Ilgaz haritası (Büyütmek için tıklayın)
900 METRELİK KAYAK PİSTİ
Ilgaz Kayak Merkezi'nde ilk günüm; Kazançal Tepesi'ne karşı
kurulmuş masada doyumsuz bir kahvaltıyla başlıyor. Ardından
sıkıca giyinip keşif turuna çıkıyorum. Kar temizleme araçları
yolu açmaya çalışıyor. Kayak merkezini ana yola bağlayan 2 km.
uzunluğundaki yolda bir süre ilerleyip orman içine sapıyorum.
Kayak merkezinde telesiyej de çalışmaya başlamış; kuşbakışı
Ilgaz'ın kuzey yamaçlarını izleyerek Karakeçilik Tepesi'ne
çıkıyorum. 820 metre uzunluğundaki telesiyejin çalıştığı bu
hatta 900 metrelik bir kayak pisti var. Bu pistin hemen
batısında bulunan teleskili pistin uzunluğu ise 1500 metre.
Kayak eğitmenlerinden aldığımız bilgiye göre dünya
standartlarına çok yakın olan bu normal eğimli pistler, küçük
slalom yarışlarına oldukça uygun.
Günün ilerleyen saatlerinde pistler oldukça hareketleniyor;
eğitmenler eşliğinde kayak öğrenen, kızak kayan çocuklar,
profesyonel kayakçılar, telesiyejle 'kuşbakışı tur' atanlar,
yürüyüşe çıkanlar kayak merkezini canlandırıyor.
Ilgaz'daki ilk günümde haftasonu tatilinin yol açtığı
kalabalıkla karşılaşıyorum. Kastamonu, Ankara ve çevre illerden
gelenler haftasonları Ilgaz'ı doyasıya yaşayıp akşam geri
dönecekler. Ilgaz'da gün çok çabuk bitiyor; güneş Kazançal
Tepesi'nin ardında kaybolurken kayağa ve yürüyüşe doyamayanlar,
otellere dönmeye başlıyor. Ilgaz Kayak Merkezi'nde bulunan
oteller, akşam yemeğinden sonra canlı müzikle başlayan küçük
eğlenceler, meşaleler eşliğinde kısa yürüyüşler düzenliyorlar;
böylece geceler biraz daha uzuyor, biraz daha renkleniyor.
ATLI KIZAK TURU
İkinci günüm… Kazançal Tepesi çevresinde yürüyüşe çıkacağım.
Bugün gökyüzü açık ve güneşli; ama akşam saatlerinde ne olur
bilinmez. Aracımla anayola çıkıp Karayolları Bakımevi'nin
bulunduğu noktadan sağa ayrılan yol üzerinde, radar istasyonun
bulunduğu Kazançal Tepesi eteklerine dek yürümeyi planlıyorum.
Yolda, yürüyüş yapan gençlere ve atlı kızakla sabah gezisine
çıkmış çiftlere rastlıyorum. Atlı kızak, çevreyi turlamanın çok
eğlenceli bir yolu. Karakeçilik Tepesi'ne çıkmak istediğim dik
ve eğimli yolda fazla ilerleyemeden patinaj zincirlerimi
takıyorum. Aracımla rahatça tırmanıp yolun diğer kalanını da
sorunsuz tamamlıyorum. Radar istasyonunun olduğu yerde karayolu
son buluyor. Aracımı uygun bir yere park edip tepe eteklerine
tırmanmaya başlıyorum; kar diz boyunu aşıyor; küçük bir keşif
gezisinin ardından geri dönüyorum.

DOĞAYLA MÜCADELE
Bir yorgunluk çayı içmenin tam zamanı… Aracımın bagajında
bulunan küçük ısıtıcımla kısa sürede çayımı demliyorum; güneş
bulutları kızıla boyayıp kayboluyor. Yalnızlığın vermiş olduğu
bir tedirginlik duygusu olsa da aldırmadan, çayımı büyük bir
keyifle yudumluyorum; radyodan yansıyan duygu yüklü ezgiler ise
yalnızlığımı daha da artırıyor. Otelime rahatça döneceğimden
emin olduğum halde, kendimi kaybolmuş gibi hissediyorum. Kar
yağışının sürdüğü yoğun fırtınalı günlerde bu tepelere tırmanan
maceracı dağcıların, amatör yürüyüşçülerin niceleri yollarını,
izlerini kaybetmiş; saatlerce, hatta günlerce kurtarma
ekiplerini beklemişler… Bunları kayak eğitmenlerinden defalarca
dinlemiştim. Havanın kararmasıyla birlikte bir sis perdesi
çöküyor Ilgaz'ın üstüne... Kara kara bulutlar yoğunlaşıyor
üstümde; ana yola çıkmadan kar yağışı başlıyor. Ana yoldan
ayrılıp kayak merkezi yoluna dönünce, aracımın motoru bir - iki
kez sarsılıp susuyor. Yolda tek başımayım; birkaç yeni deneme de
motoru çalıştırmaya yetmiyor; aracımı olduğu yerde bırakıp yoğun
kar yağışı altında yürüyerek geç saatlerde otelime dönüyorum.
Otel yetkilileri, meraklı bir bakışla karşılıyor beni. Onlara
göre sıradan, her zaman yaşanılan bir olay, benim için maceraya
dönüşüyor.
GÜNÜBİRLİK KÖY GEZİLERİ
Kış sezonunun Aralık ayında başlayıp Nisan'da bittiği Ilgaz
Kayak Merkezi'nin tercih nedenlerinden biri de rahatça
ulaşılabilir olması. Özel araçla ulaşımın yanısıra Ankara -
Kastamonu hattında çalışan otobüs firmalarının araçları, Ilgaz
Kayak Merkezi'nin çok yakınından geçiyor. İstanbul'a 450 km,
İzmir'e ise 720 km uzaklıkta. Özel araçla ise Gerede otoyol
çıkışından ayrılıp Samsun yoluna girerek, Çankırı -Kastamonu
dört yol ayrımından 27 km sonra kayak merkezine varabilirsiniz.
Şu ufak notu da düşelim; Vali Mustafa Kara'nın da
projelenmesinde önemli katkılarda bulunduğu, İnönü'den başlayan
trekking ve bisiklet rotası İstiklal Yolu, Ilgaz'a kadar
uzanıyor.
Ilgaz Dağı Milli Parkı içinde, kış sporlarına alternatif olarak
yakın köylere günübirlik geziler yapmak da mümkün. Geleneksel
yaşamın sürdüğü bu yerlerde; şırıl şırıl akan dere boylarında ve
orman içlerinde karları yara yara yürüyüş yapmak, hem ruhu
arındırıyor hem bedeni.
Ilgaz'dan ayrılmak zor oldu doğrusu; Saflık, dinginlik, beyaz ne
güzel yakışıyor Ilgaz'a. Kentime doğru yol alırken planlar
yapmaya koyuldum Ilgaz'a ilişkin; belki de bir dahaki sefer
bilinmeyen, görülmeyen yerlerini keşfederim bu yüce dağın;
izlerim kuşun, kurdun izine karışır tekrar.
Doğayı diğer canlılarla paylaşmanın tekrar tadına varırım.
Yazı: ERDAL YAZICI
Ilgaz: Doğanın koynunda kayak keyfi
Ayrıca Oku
Ilgaz gezisi
Ilgaz Dağı: Doğanın
koynunda kayak keyfi
Ilgaz Dağı gezisi
|