Karalahana.com! Laz uşaklarının gayrıresmi web sitesi

 Anasayfa yap |   Sık kullanılanlara ekle  ENGLISH




SAAKAŞVİLİ’NİN GÖSTERMELİK ZAFERİ

              SAAKAŞVİLİ’NİN GÖSTERMELİK ZAFERİ

 

        Ahmet HACALOĞLU K.

 

 

             Ocak 2007’deki başkanlık seçimlerinden sonra geçen hafta yapılan parlamento seçimlerini de Saakaşvili kazandı.5 yıl önce ABD destekli “Gül devrimi”ile iktidara getirilen Mihail Saakaşvili’nin Ulusal Hareket partisi,  oyların yaklaşık üçte ikisini aldı.Gürcü liderin bu başarısında,muhalefetin proğramsızlığı ve dağınıklığı  kadar son aylarda Rusya  ile çıkan gerginlikleri kullanması da etkili oldu.Seçimlerde hile yapıldığını iddia ederek sokaklara dökülen muhalefet başkanlık sarayına yürüyerek  Saakaşvili’yi protesto etti.Muhalefet lideri Levan Gaçeçiladze parlamentodan istifa edeceklerini söyledi.

 

              Ocak ayındaki başkanlık seçimlerinde, birleşmeleri halinde iktidarı almaları mümkün olan Gürcü muhalifler,birleşmek bir yana birbirlerini suçlayıp dış politikada, Gürcistan’ı ABD’nin üssü haline getiren  Saakaşvili ile aynı çizgiyi savununca seçimleri kaybetmişdi.

 

              İktidarda olduğu 5 sene içerisinde kendi çapında bir dikta kuran Saakaşvili ,tüm yıpranmışlığına karşın  ABD’nin desteğiyle bugünlere gelebildi.Üç yıl önce kuşkulu bir şekilde hayatını kaybeden eski Başbakan Zurab Jvaniya’dan sonra son seçimlerde rakibi olan iş adamı Badri Patarkatsishvili’nin de Londra’da şüpheli ölümü,en tehlikeli siyasi rakibi eski Savunma bakanı İrakli Okruaşvili’nin Fransa’dan siyasi sığınma hakkı istemesi ve son olarak  iktidarın ikinci ismi Parlamento Başkanı Nino Burcanadze’nin sessizce siyaset sahnesinden çekilmesi Saakaşvili’nin ne kadar tehlikeli metotlar kullandığını gösteriyor.

 

              Siyaseti bırakan Burcanadze’nin  ABD ziyaretinde üst düzey ağırlanması ve Tiflis’teki ABD büyükelçisiyle sıkı diyaloğu ise halkın güvenini önemli ölçüde kaybeden Saakaşvili’nin yerine alternatif arayışların devam ettiğinin göstergesidir.

 

              Karadeniz ile Kafkasya arasında köprü konumunda olan Gürcistan, Kafkasya’nın jeopolitik tablosunda önemli aktörlerden biridir.Mücadelenin enerji hatları ve kaynakları için yapıldığı yüzyılımızda enerji, Kafkasya için yapılacak projeksiyonlarda dikkate alınması gereken en önemli faktördür.Kafkasya ve Hazar’ın enerji kaynaklarını Batı’ya taşıyan/    taşıyacak olan boru hatları Kafkasya’dan geçmektedir/geçecektir.Keza enerji hatlarının güvenliği için,Rusya’nın tesirinden çıkarılarak   Gürcistan’dan geçip Hazar’ı Karadeniz’in Türk kıyısıyla birleştirecek bir kuşak geçirilmesi de ABD emperyalizminin stratejik planları içerisindedir.Tüm bu veriler Gürcistan’ın ABD emperyalizmi için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.

 

              Diğer yandan Kafkasya’yı yumuşak karnı olarak gören Rusya’da niyetlerinden vazgeçmiş değildir.Güneye doğru sıcak denizlere çıkışın önünü açmak,yakın çevresinin güvenliğini sağlayabilmek ve daha da önemlisi enerji zengini Asya’yı ABD’ye kaptırmamak isteyen Rusya  Gürcistan’ı stratejik kontrolü altında tutmak istemektedir.SSCB’nin dağılmasından sonra G.Kafkasya’da birçok etki aracını kaybetmiş olan Rusya elinde kalan tek güç etnik sorunları kullanarak (Abhazya ve Güney Osetya sorunları) Gürcistan’ı baskı altında tutuyor.

 

              Gürcistan Kafkasya’nın jeopolitik tablosunda önemli aktörlerden olmakla birlikte ‘dondurulmuş sorunlar’ olarak tanımlanan sorunlarla da boğuşmaktadır.Rusya’nın desteklediği Abhazya ve Güney Osetya’daki etnik sorunlar,Ermeni ve Azeri Türk’lerinin muhtariyet talepleri  Gürcistan’ın başını ağırtmakta olup bölgede çıkabilecek yeni savaşları tetikleme potansiyeli taşıyor.

 

               Gürcistan’da hem yönetim hem de muhalefet sorunlardan kurtulmanın yolunu  ABD’nin  elebaşılığındaki emperyalizme sığınmakta buldu.Nitekim bu amaçla NATO’ya girmek için müracaat edilmiş olup Nisan ayında Bükreş’te yapılan NATO zirvesinde, Rusya’nın tepkisi sonucu Almanya-Fransa’nın karşı duruşuyla giriş tarihi şimdilik kaydıyla verilmedi.Rusya ile tek başına mücadele edemeyeceğinin farkında olan Saakaşvili, toprak bütünlüğünü koruyabilmek adına ABD ve AB’yi de meselenin içine çekerek olayı Batı’nın sorununa dönüştürmeyi ve Rusya’nın tekelinden çıkarmayı hedefliyor.Gürcistan’daki askeri faaliyetlerini yoğunlaştıran ABD müdahil olmak isterken AB, Rus-Gürcü anlaşmazlığında tarafsız kalacağını deklare etmiştir.Bunda AB’nin Rusya’ya enerji ve minerallerde önemli ölçüde bağımlı olması etkili olmuştur.

 

                Bulgaristan ve Romanya’da askeri üs ve kolaylıklar elde eden ABD,bilindiği gibi Doğu Akdeniz’de NATO bünyesinde oluşturulan AKTİF ÇABA (Active Endevaur) operasyonu görev alanının Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesi için 2005 senesinde ilgili ülkeleri görüşmeye davet etmişti.Bunun Montrö boğazlar sözleşmesinin ihlali anlamına geleceği ve boğazlardaki egemenliğinin tartışılacağı kaygısını taşıyan Türkiye’yi, Rusya’nın desteklemesi sayesinde Karadeniz şimdilik kapalı deniz olarak kalabilmiştir.Ancak olaya stratejik çıkarlar  açısından baktığımızda,koşullar olgunlaştığında yani  Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliğinin gerçekleşmesi halinde aktif çaba operasyonu projesinin yeniden gündeme getirilmesi beklenmelidir.Bu takdirde de Karadeniz’de politik ve askeri dengelerin değişmesi  sebebiyle sonu savaşa gidebilecek çok tehlikeli gelişmeler ortaya çıkacaktır.

 

                Kendisini Gürcistan’ın stratejik ortağı olarak gören Türkiye açısından soruna baktığımızda da ortaya kaygı verici bir tablo çıkmaktadır.Zira Kafkasya’daki istikrarsızlık doğrudan Türkiye’nin istikrarı ile ilgilidir.Türkiye  kendi istikrarı bakımından da istikrarlı bir Gürcistan’ı tercih etmelidir.Bunun yolu ise  Gürcistan’ın ABD’yi bölgeye sokmasından değil Rusya ile barışçıl  ilişkiler kurmasından geçiyor.28.05.2008

 

             

 

        

Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır