RİZE İLİNİN UZAK
TAŞINMIŞ(PARALEL) YER ADLARI
Yrd.Doç. Dr Mustafa ŞENEL*
Nesneleri birbirinden ayıran en
önemli şey , adlarıdır. Ad, bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya,
tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim
anlamındadır.[1]
İnsanoğlu, tabiat
karşısında önce kendini daha sonra da kendi gözüyle dikkatini
çeken özelliklerine göre, çevresini tanımlamaya ve adlandırmaya
başlamıştır. Ad ve adlandırma , her türlü varlığı birbirinden
ayırmaya yaradığı için , insanlık tarihi kadar eski ve ona
paralel olarak gelişen bir olgudur. Adıyla kendini bir
başkasından farklı kılan insanoğlu, çevresini de kullanım
amacına ve işlevine göre farklı adlandırmayı ihmal etmemiştir.
İnsanlar, hem kendi adlarının hem de yer adlarının ne zaman
ve nasıl meydana geldiğini , manasının ne olduğunu merak ederek,
önce kendi adını, daha sonra da yaşadığı bölgedeki coğrafi
adları bu manada hep sorgulamıştır.
Pek çok bilim dalının
oluşmasını sağlayan ortak dünya kültürü, bu isimleri inceleyen
ve bütün bu sorulara cevap veren bir bilim dalı kurmuştur:
Adbilim (Onomastik ).
Bu terim "sciences
onamastiques, onomastic sciences, onomastique ,onamastics,
Onomastik ve Namekunde"[2]
adları ile de anılır.
“ İsimlerle uğraşan bu
bilim dalı isimlere bakarak tarihi neticelerin çıkartılmasında
yardımcı olur. Başlıca üçe ayrılır.
1-Yer adları bilimi ya
da yeradıbilim ( toponymie,toponymy,Toponymie).
2-Coğrafya adları
bilimi: Akarsu adları bilimi( hdyronymie, hydronymy,Hydronymie),
dağ adları bilimi( oronymie, oronymy, Oronymie).
3-Kişi adları bilimi
(anthroponymie, anthroponymy,Antroponymie).[3]
Kendine göre kuralları olan ad bilimi , bütün adları incelemek
üzere alt dallarını oluşturmuştur. Bunlar içerisinde en fazla
işlek olanı yer (toponim) ve kişi (antroponim) adlarını
inceleyen bilim dalıdır. Çünkü en fazla kullanılan ad kişi
adıdır. Bu kişilerin yaşadıkları yer adları da ikinci sırada
gelmektedir. Daha sonra da coğrafi adlar diye bilinen dağ
(oronim) ve su (hidronim) adları gelmektedir. Bu ana dalların
kendi içerisinde alt bölümlere ayrılmasının yanı sıra
yeryüzündeki bütün nesneleri belirli gruplar altında toplayıp
incelediği için, pek çok alt dalı bulunmaktadır. Ayrıca bütün
ana ve alt dallar birbirleriyle yeni alt dallar
oluşturmaktadır.Ör. Yer adı (toponim),Kişi adı (antroponim)Kişi
adından oluşan yer adı (antrotoponim)
Yeryüzündeki bütün
şeylerin adını inceleyen çok geniş bir bilim dalı olan ad
bilimin biz sadece coğrafi adların bütününü içine alan, yer
adları (toponimi) kısmını Rize ili için incelemeye çalıştık.
Yeniden bir yurt tutup,
coğrafyaları vatan yapmak sanıldığı kadar kolay değildir. Uzun
süre belirli bir yerde (vatan) yaşayan gruplar, bazen tümüyle,
bazen da kısmen başka yerlere göçerler. Bu göçlerin sebep ve
biçimleri ne olursa olsun her göç hafızalarda derin izler, kolay
kolay unutulması imkansız anılar bırakır. Bunun sonucu her etnik
grup yaşamaya karar verdiği yeni ortama, eski ana yurdundan
kendini yansıtan adlar vermeye, “Damgalama” ya koyulur. Bu
şekilde eski yurt, bu yeni topraklar üzerine “Taşınmış” yeni
topraklar üzerine işlenmiş olur. Göç edilen yeni ortam, eski
vatanda yaratılmış benliklerini, kimliklerini yansıtan
kültürleriyle kültürlenir ve bütün yabancı elemanlardan
arındırılır. Şimdi eski yurt, hafızalarda ve yeni vatan
topraklarında yaşamaya devam etmektedir. İnsan gruplarının bu
biçimde yerleşmesine “Vatan İle Göç Ediş” adı verilir.
Kültürel bağları, yeni toprakları vatan tutan grupta yeni bir
“Anavatan” anlayışı yaratır. Coğrafyadan vatana geçiş sürecinde
etnik görünüm kazanan insan gruplarının yaşadıkları yeni
topraklara ilk vurdukları damgalar, yer belirleme işaretleri,
yani “Yer Adları” dır. Yer adları, onları yaratan ve
kullanan topluluklar için, kutsallaştırdığı ve vatan tuttuğu
toprağın “Tapu Senetleri”dir. Türkler, Anadolu coğrafyasına,
eski yurtları Orta Asya’dan “vatanları ile birlikte” göç ederek
gelip yerleşmiş, buraları vatan tutmuşlardır.[4]
Gaza ve cihad ruhuyla fethettikleri
ülkelere göçüp konan Türk boyları, yerleştikleri beldelere eski
yurtlarının özlemini, sevdasını birçok hatıralarla birlikte
nakşetmişlerdir. Bu bir nevi geçmişi bütün boyutları ile
geleceğe taşımak anlamına gelir ki; bu özellik Türk milletine
değişik coğrafyalarda ayakta kalma gücü veren ve dolayısıyla
coğrafyayı vatan yapma sürecini hızlandıran ve pekiştiren
özelliklerden biri diyebiliriz.
[5]
Yeni fethedilen
toprakları Türkleştirmek gayesiyle, Anadolu’nun ve Suriye’nin
çeşitli yerlerinden bazı Türkmen aşiretleri, Karadeniz
kıyılarından da Tatar aşiretleri Osmanlı Devleti zamanında
farklı yerlere yerleştirilmiştir. Bu yeni yerleşim sahalarına
yerleştirilen Türkmenler ve Tatarlar, Anadolu’da benzerlerine
çok sık rastlanan yer adlarını yerleşim yerlerine vermişlerdir.
Bunu yaparken , içinde yaşamaya başladıkları tabii çevrenin
tesiri altında da kalmışlardır. Tabii çevreyle kurdukları bu
yakınlığı, kendi dilleriyle ifade ederek, bazı yerleri
adlandırırken Resmi makamlar da verilen bu yer adlarını
kayıtlara geçirmekle yetinmişlerdir.[6]
Bir bölgedeki yer
adları bir araya toplanırsa bundan iki sonuç çıkar::
1) Coğrafyayı
adlandırma yani, ad verme geleneği
2) Bu adların
toplandığı yerin tarihi.
Bütün bunlar kültürün
önemli bir parçası olan dilin tarihini aydınlatmak bakımından
da önemlidir. Dil, birçok şeyin aynasıdır, yani bir milletin
dilinde o milletin aksini buluruz. Dilimizde, çevremizde
gördüğümüz hemen hemen her şeye bir isim bulabilmekteyiz. Bu,
Türklerin hem dilleriyle hem de düşünce sistemiyle ilgilidir.
Fakat Türk dilinin
uzun yıllar ihmal edilmesinin yansımaları yer adlarında da
karşımıza çıkmaktadır. Bundan 900 yıl önce, Türk dil bilgini
Kaşgarlı Mahmud, bu hususa da değindiği eserinde “Oğuzları
Farslarla birlikte düşüp kalmaya başlayınca bir takım Türkçe
kelimeleri unutmuşlar, onun yerine Farsça kullanır olmuşlar.”
demektedir.[7]
Bazen aynı Türk coğrafi
adına çeşitli arazilerde ve alanlarda rastlanır. Bu da
Türklerin tarihte büyük arazilerde yerleşmesinin doğal
sonucudur. Bazen bir arazide aynı coğrafi adlarla
karşılaşılabilir. Böyle adlara ortak veya paralel adlar denir.
Kaynaklarda bu gibi coğrafi adlar ikiye ayrılır:
1) Akraba paraleller;
2) Akraba olmayan
paraleller.
[8]
Ortak veya paralel
coğrafi adlar çeşitli şekillerde oluşturulur. Türk Dünyasının
tüm arazi parçalarında aynı coğrafi adlarla karşılaşmak, bu
toplulukların aynı soydan gelmeleri ve aynı adlandırma mantığını
kullanmaları ile açıklanabilir.
Bu benzer yer adları
bazen aynı coğrafyada bazen de farklı coğrafyada görülebilir.
Eğer aynı coğrafyada ise bu benzerlik , buna yakın
taşınmış(paralel), uzak coğrafyada ise uzak
taşınmış(paralel) yer adları diyebiliriz.
Yer adlarında yakın
taşınmışa en güzel örnek aşağı ve yukarı kelimeleriyle yapılan
adlandırmadır.. Birbirine yakın yerlerde en çok kullanılan yer
adı değiştirme şeklidir. Türkiye yer adlarında çok sık
karşılaşılan bir olaydır. Bu tür farklılaştırmalar tüm Türk yer
adlarında kullanılan bir metottur. Bunun yanında Azerbaycan yer
adlarında ,Türkiye’de kullanılmayan derecelendirme sistemi de
vardır. Aynı arazide birbirlerine çok yakın olmamalarından
böyle adlandırıldıkları anlaşılmaktadır.[9]
Üçüncü ve dördüncü sıra sayıları ile yapılan yer adlarının yok
denecek kadar olması da dikkat çeken bir durumdur.
Ülkemizde Türk yer adları üzerine
yapılan incelemeler ne yazık ki yeterli değildir. Yurt içinde
toponomi ile ilgili yapılan çalışmaların tarihi bir hayli
yenidir.
Ad bilim çalışmaları
Türkiye dışında bir hayli yol almışken, Türkiye'de yapılan
çalışmalar çok azdır. İçişleri Bakanlığı'nın 1967 yılında 7267
sayılı kanunla " yabancı kökten geldiği ve iltibasa yol açtığı"
gerekçesi ile 12.200 köyün adını değiştirmesi ve bu değiştirme
komisyonunda tarihçilerin, türkologların ve bölgenin tarih ve
ağız özelliklerini bilen kişilerin olmaması, zaten yeni
başlamış toponimik çalışmalara ve tasnif denemelerine olumsuz
etki yapmıştır. Özellikle yer adlarının bilinçsizce
değiştirilmesi bu konuda ciddi problemler doğurmuştur.
Tuncer Gülensoy bu alanda yapılan
çalışmaların eksikliğini iki madde altında topluyor:
“1-Anadolu İskân
Tarihi’nin yazılmamış olması.
2-Değiştirilen ve
kökenleri Arapça, Farsça,Rumca,Ermenice,Süryanice,Rusça vb.
dillere bağlanan yer adlarının yanında Türk
boy,soy,oymak,oba,aşiret ve teşekkül adlarından meydana gelen
pek çok yer adı kaybolmuş gitmiş , yerlerine bazen manasız,
bazen de tutarsız adlar verilmiştir."[10]
Gülensoy Elazığ, Tunceli ve Bingöl üçgeninde değiştirilen
,fakat değiştirilirken tarihi özelliğine, mahalli veya lügat
manasına dikkat edilmemiş olan yer adlarından örnekler vererek
ne kadar gereksiz ve yanlış bir uygulamanın yapıldığına işaret
etmiştir.
Çalışmamızda Rize
İli’nin uzak taşınmış (uzak paralel) yer adlarını araştırırken
yer adlarının daha değiştirilmediği “Köylerimiz 1933”[11]
adlı kitaptan derleme yapılmıştır.
“XVII.
yüzyılda da geniş bir idari nüfuza sahip olan Trabzon
Beylerbeyliği içerisinde mühim kazalardan biri olduğu anlaşılan
Rize, 1877 yılında bu beylerbeyliğin üç sancağından biri olan
Lazistan Sancağı’na bağlanmıştır. 1878 Berlin antlaşması ile
Lazistan Sancağı’nın merkezi olan Batum’un Ruslara bırakılması
üzerine de sancak merkezi olmuştur. Birinci Cihan Savaşında(21
Şubat 1916) Rus istilasına maruz kalan Rize, 2 Mart 1918
tarihinde yeniden hürriyetine kavuşarak Kurtuluş Savaşına
katılmış ve 1924 yılında il haline gelmiştir. Bir ara Artvin ili
ile birleştirilerek Çoruh adını almışsa da 1936 da bu ilden
yeniden ayrılmış ve önce Pazar ilçesinin kendisine bağlanması,
daha sonra da İkizdere, Çayeli, Ardeşen, Fındıklı, Çamlıhemşin
ve Kalkandere (Karadere)bucaklarının ilçe haline getirilmesiyle
bugünkü idari biçimini almıştır.
Son
duruma göre Rize ilinin 7 ilçesi , 4’ü merkeze, 4’ü ilçelere
bağlı olmak üzere 8 bucağı ve 45’i merkeze, 49’u merkez
bucaklarına , 203’ü de ilçelere bağlı olmak üzere toplam 279
köyü vardır.”[12]
Köylerimiz 1933[13]
kitabına göre 561 köy Çoruh ili adına kayıtlıdır. Bunlardan 233
adet köy adı Çoruh iline aittir. Geri kalan köy adları ise
Borçka, Artvin, Şavşat adına kayıtlıdır.
|
Çoruh adına kayıtlı |
84 |
|
Hopa “ |
65 |
|
Pazar “ |
84 |
|
Toplam |
=SUM(ABOVE) 233 |
Rize
iline ait 233 köy adı ile yaptığımız incelemede Türk dünyası ile
paralellik gösteren yer adlarının listesi aşağıda verilmiştir.
Paralel yer adları taranırken “Tamga”[14]
adlı eserden faydalanılmıştır. Bu eserde Türk dünyasındaki uzak
paralel yer adları tespit edilmiştir.Bu eserde geçen kısaltmalar
olduğu gibi verilirken daha sonra kısaltmaların anlamları ve
Türk dünyasında nereyi karşıladığı açıklanmıştır.
|
KÖYLERİMİZ |
TAMGA |
TAMGA |
KÖYLERİMİZ |
-
ALMALI
|
AZ-Ş4 |
RİZE,s.29 |
|
-
BEŞTEPE
|
KZ-Ş4 |
RİZE,s.44 |
|
-
ÇAMLIK
|
BT-NK |
|
ÇORUH-s.154 |
-
ÇİÇEKLİK
|
UY-GEÇİT |
RİZE/İKİZDERE,s.57 |
|
-
ÇİMEN
|
UY-DAĞLAR |
RİZE,s.58 |
|
-
ÇUKUROVA
|
SK-Ş4 |
RİZE/DEREPAZARI,s.61 |
|
-
İNCİ
|
KZ-N |
|
ÇORUH-s.367 |
-
KARASU
|
OT-GÖL |
RİZE,s.82 |
|
-
KARASU
|
OT-GÖL |
|
ÇORUH-s.424 |
-
KEMER
|
AL-BÖLGE |
ÇAYELİ/RİZE,s.92 |
|
-
KENDİRLİ
|
KZ-PLATO |
|
ÇORUH-s.447 |
-
KIŞLAK
|
BT-NK |
|
ÇORUH-s.467 |
-
KIZILTEPE
|
ÖZ-Ş4 |
|
ÇORUH-s.475 |
-
SARISU
|
KZ-N |
ÇAYELİ/RİZE,s.123 |
|
-
SUBAŞI
|
BT-Ş4 |
|
ÇORUH-s.676 |
-
SULAK
|
DG-N |
FINDIKLI/RİZE,s.126 |
|
-
TAŞKÖPRÜ
|
TR-Ş4 |
RİZE,s132 |
|
-
TAŞLIK
|
DT-GÖL |
GÜNDOĞDU/RİZE,s.133 |
|
-
TUĞLALI
|
DT-NK |
|
ÇORUH-s.733 |
-
TULA
|
DT-NK |
RİZE,s.139 |
|
-
YENİCE
|
BT-Ş4 |
KAPTANPAŞA/ÇAYELİ/RİZE/s.153 |
|
-
YENİHİSAR
|
UY-Ş4 |
ÇAYELİ/RİZE,s.154 |
|
-
YENİKALE
|
OT-Ş4 |
GÜNDOĞDU/RİZE,s.154 |
|
-
YENİPAZAR
|
KG-Ş4 |
|
ÇORUH-s.781 |
Dikkat edilecek olursa bazı yer adları Türk
dünyasında farklı coğrafya unsurlarının adlarıyla paralellik
göstermektedir.Yer adının nehir adında, göl adında , yayla
adında yaşaması bile ortak bir kültürün unsurudur. Benzer
çalışmaların Türkiye’de tüm iller için yapılması gerekmektedir.
Sadece bu çalışmalar bile Türk dünyasının bir bütün olduğunu
göstermeye yeterlidir.
KISALTMALAR[15]
|
AZ-Ş4 |
AZARİLİ(NAHÇIVAN DAHİL)-ŞEHİR 4. DERECEDEN |
|
AL-BÖLGE |
ALTAYİLİ-BÖLGE |
|
BT-NK |
(GÜNEY
AZARİLİ,IRAK,BATI İRAN,RUSYA,SURİYE)-NEHİR KOLU |
|
BT-NK |
(GÜNEY
AZARİLİ,IRAK,BATI İRAN,RUSYA,SURİYE)-NEHİR KOLU |
|
BT-Ş4 |
(GÜNEY
AZARİLİ,IRAK,BATI İRAN,RUSYA,SURİYE)-ŞEHİR 4.DER. |
|
BT-Ş4 |
(GÜNEY
AZARİLİ,IRAK,BATI İRAN,RUSYA,SURİYE)-ŞEHİR 4.DER. |
|
DG-N |
DAĞİLİ(DAĞISTAN)-NEHİR |
|
DT-GÖL |
(ÇİN,DOĞU
PAKİSTAN,HİNDİSTAN, MOĞOLİSTAN, NEPAL, RUSYA, TİBET
)-GÖL |
|
DT-NK |
(ÇİN,DOĞU
PAKİSTAN,HİNDİSTAN, MOĞOLİSTAN, NEPAL, RUSYA, TİBET
)-NEHİR KOLU |
|
KG-Ş4 |
KIRGIZİLİ-
ŞEHİR 4. DERECEDEN |
|
KZ-N |
KAZAKİLİ-NEHİR |
|
KZ-PLATO |
KAZAKİLİ-PLATO |
|
KZ-Ş4 |
KAZAKİLİ- ŞEHİR
4. DERECEDEN |
|
OT-GÖL |
(AFGANİSTAN,BATI PAKİSTAN,DOĞU
İRAN,RUSYA,TACİKİSTAN)-GÖL |
|
OT-Ş4 |
(AFGANİSTAN,BATI PAKİSTAN,DOĞU İRAN,RUSYA,TACİKİSTAN)-
ŞEHİR 4. DERECEDEN |
|
ÖZ-Ş4 |
ÖZBEKİLİ-ŞEHİR
4. DERECEDEN |
|
SK-Ş4 |
SAKAİLİ- ŞEHİR
4. DERECEDEN |
|
TR-Ş4 |
TÜRKMENİLİ-
ŞEHİR 4. DERECEDEN |
|
UY-DAĞLAR |
UYGURİLİ-DAĞLAR |
|
UY-GEÇİT |
UYGURİLİ-GEÇİT |
|
UY-Ş4 |
UYGURİLİ- ŞEHİR
4. DERECEDEN |
KAYNAKLAR
___________, “Türk Dünyasında
ve Anadolu’da Ortak Yer Adları” ,Erdem- Aydın
Sayılı Özel Sayısı-II ,Ankara Eylül 1996, s. 694-709
KAYAOĞLU,Prof. Dr. İsmail ,
Cemender Arslanoğlu , Beş Şehir , (Çoruh , Aras , Kür , Dicle
ve Fırat ) Boyunun Türklüğü , C.2, Ankara 1991
[4]İsmail
Kayaoğlu ,Cemender Arslanoğlu , Beş Şehir , (Çoruh ,
Aras , Kür , Dicle ve Fırat ) Boyunun Türklüğü,
C.2, Ankara 1991 s. 26
|