Karalahana.com! Laz uşaklarının gayrıresmi web sitesi

 Anasayfa yap |   Sık kullanılanlara ekle       ENGLISH

 RİZE

 ARTVİN

 ORDU

 BAYBURT

 SAMSUN

 SİNOP

Karadeniz kültürü, karadenizliler, Lazlar

Neden Karalahana.com?

 MÜZİK

 TARİH

 KİM KİMDİR

 

 

 

 FORUM

RESİMLER

 EDİTÖRDEN

 AJANDA

 

 

LİNKLER

 RİZE

 ARTVİN

 ORDU

 BAYBURT

 SAMSUN

 SİNOP

 KARADENİZ BÖLGESİ

Karadeniz haber, deneme

DOSTLAR

 

Karadeniz gazete okuyun



KARALAHANA DA YAZAR OLUN


Yazılarınızı yayınlamamız için bize gönderebilirsiniz


RUY GONZALES DE CLAVIJO'NUN GÜMÜŞHANE YÖRESİNDEKİ YOLCULUĞU



(27 Nisan-4 Mayıs 1404)
Prof. Dr. Enver KONUKÇU*
Trabzon, Bayburt, Erzincan, Rize ve Giresun İlleri arasında kalanGümüşhane eski Khaldia1 bölgesinin önemli yerleşme bölgelerinden ve belki de en önemlisi idi. Bizans İmparatorluğunun doğudaki hakimiyeti esnasında Trabzon ve Theodosiopolis (Erzurum) yolu üzerinde olmasından dolayı askeri amaçlarla kullanılan kalelere sahipti. Harton ve Baiberd/Bayburd bunun örnekleri arasındadır. 1071 Malazgird Zaferi öncesi Tuğrul ve komutanları tarafından akınlara maruz kalmış ve ilk defa Türk nüfuzu Kop ile Ziganalar arasında hissedilmiştir. Alp Arslandan sonra da, Theodosiopolis ve Eriza'yı ele geçiren Türk komutanları Saltuk ve Mengücek Gaziler, kendi isimleri ile anılan beylikler kurmuşlardır. Khaldia ve Harton'daki Bizans askeri savunması ise zaman zaman kırılmış ve Araş Vadisini takiben yukarıya Çıkan ve batıdaki Kop Dağlarını aşan Türkmen grupları da bu yeşillik, münbit yaylalara yerleşmişlerdir. Karakoyunluların atası ve Akkoyunlu Beyleri de Bayburd havâlisinde, Gümüşhane sınırlarında yurt tutarak yaşayışlarını sürdürmüşlerdir. 1204'de istanbul'daki Bizans hakimiyetinin çökmesi ve Lâtinler'in buraya hakim olmasından sonra, İznik ve Trabzon'da yeni devletler ortaya çıkmıştır. Komnenos ailesinden bazı asilzadeler, Trabzon'da saltanat sürmeğe devam etmişler, bu arada güneydeki komşuları ile mücâdelelerini Khaldia'da, Harşit Çayı Vadisinde Zigana Dağlarında sürdürmüşlerdir. Bazen akrabalık yolu ile güneydeki Türkmen zümreleri İle dost geçinmeğe gayret etmişlerdir.
Avrupa'nın Doğu'ya ilgisi XIII. ve XIV. yy'da artış göstermiş, XV. yy'dan sonra da siyâsi ve ticari alanda gelişmiştir. Guilli ame de Ruysbroeck (Rubriquis) (1254), Marco Polo (1271,1295), Pordenone'li Odericus, Tancalı Araplardan Ibn Battûta ve Jordanus gibi gezginler Doğu'da, bazen de Anadolu'da bulunarak, gördüklerini yazmışlar, bize, bu devir için oldukça kıt kaynaklara zenginlik kazandırmışlardır. Yine bu gezginler gibi, batıdan doğuya gönderilen Fransız ve İspanyol elçileri de izlenimlerini seyahat notlarında toplamışlardır. XV. yy'ın büyük seyahatnameleri arasında seçkin yerini hâlâ koruyan ve Ruy Gonzales de Clavijo tarafından yazılan eser, aynı asır Anadolu tarihi açısından zikre şayandır. Ruy Gonzales de Clavijo, aslen İspanyol olup, kaleler, şatolar ülkesi anlamına gelen Castillia'dan idi. Hayatı hakkında bilinenler, seyahatnamesi dışında azdır. XIV. yy'da dünyaya gelmiş-
*Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Öğretim Üyesi
1XV.yy'a ait eserdeki bilgiler ve yanlı yorumlar R.G.Clavijo'nun ifadeleridir. Coğrafi isimlerin ilmî yerleştirilmesi, türkçelerini tesbit şu anda güçtür.
 80
tir. Saraya yakın olduğu için, Timur tarafından Don Hanri'ye yollanan Hacı Mehmed ile birlikte, doğuya gönderilmiştir. Mayıs 1403'de cereyan eden görevlendirilme için seyyah şunları kaydetmektedir;
"Don Hanri, üç kişiden meydana gelen sefaret hey'eti tâyin etti. Bu üç kişiden biri Rahib Alfonso Paez de Santa Maria, kraliyet muhafızlarından Gomez de Salazar idi. Üçüncüsü de bendim. Kral Hazretleri bu hey'ete mektub ve göz alıcı hediyeler verdi. Hey'etimiz uzak yerlere gönderildiğinden seyahat ettiğimiz yerleri tasvir ve bu sırada başımızdan geçen hâdiseleri unutulmaktan kurtarmak için yazmayı uygun gördüm."
Elçilik hey'eti; Port St. Mars'dan yelkenli ile hareket etmiş Septe/Cebel-i Tank Boğazını geçerek Akdeniz'e girmiştir. Ege ve Marmara Denizi yolu ile İstanbul'a varan Ruy Gonzales de Clavijo, kısa bir konaklamadan sonra uygun havada tekrar denize açılmış, ancak patlak veren bir fırtına dolayısiyle Ketken Adası civarından İstanbul'a dönmek zorunda kalmıştır. Mevsim şartlarının düzelmesi ve Karadeniz'deki dalgaların şiddetini azaltmasından sonra, kafile yine yelkenli ile Ereğli, Sinop, Giresun iskeleleri yolu ile Trabzon'a geldi. Komnenoslardan Manuel tarafından idare edilen imparatorluk, aslında sadece Karadeniz sahillerine hükmeden siyâsi kuruluştan biri idi.
Ruy Gonzales de Clavijo'nun Trabzon'da ikâmet ettiği günlerde, Gümüşhane yöresinde siyâsi durum ve arzettiği yapı ise şöyle idi. Khaldia veya Messo-Khaldia, sarp dağlarla çevrili idi. Değirmendere, Harşıt Çayı gibi akarsuların bulunduğu bölge, Khaldia Dağları adını alıyordu. Trabzon, Komnenosların başkenti olup, Basileios unvanlı III. Manuel (1390-1417) tarafından yönetilmekte idi.
Bu sırada Torul-Gümüşhane çizgisinde Khaldia Dükü Ioannes Kabazites, İmparator adına kaleleri yönetiyor ve geçimlerini sağlamak üzere de, yasal olmayan yollardan gelir sağlıyordu. Clavijo'dan öğrenildiğine göre, III. Manuel Temürleng ile dostane münâsebetler içinde bulunuyor ve ona tâbi olduğunu gösteren vergi de gönderiyordu. Gümüşhane'nin güneyinde Çimendağlarına kadar olan sahada (Pulur, Kelkid ve Sınur "Sünür" dahil) Mutahharten'in halefi hakimdi. Osmanlı-Temürlü ilişkilerinde adından çok söz edilen Mutahharten Clavijo, Erzincan'a geldiğinde hayatta değildi ve bir müddet Önce siyâsi sahneden çekilmişti. Ona ve sonrakilerine dâir kısa malûmat vermiş olan İspanyol seyyahı, Erzincan'ın yakın geçmişi ile ilgili olarak şunları yazmaktadır.
"Taherten ölümü sırasında meşru bir vâris bırakmamıştı. Onun eşi Trabzon imparatorunun kızı idi... Taherten'in kızkardeşinin oğlu Şâh Ali, ülkeye sahib olarak, dayısının yerini almıştı. Timur, doğuya dönerken Şâh 4.1i ile iki tarafdarını haps ile şimdiki vali Pitalipet’i tâyin etmişti."
Pitalipet hakkında diğer kaynaklarda bilgiye rastlanılmamaktadır. Bu şahıs seyyahın İfadesine göre, güzel yüzlü ve kırk yaşlarında gözüküyordu. Esmer tenli ve siyah sakalı vardı. Erzincan ile Gümüşhane arasındaki sınır Chapanlı/Çepni Türklerinin oturduğu dağlık mıntıkadan geçiyordu.
 
 
81
Paneretos Vekayinâmesinde Çepnilerden bahsedilmekte ve Trabzon ile
münâsebetleri Üzerinde durulmaktadır. Burada Clavijo'nun bahsettiği Çepni (?)
ler, " " diye kaydedilmiştir. Gümüşhane'nin Vavuk ve Balahor
Geçidleri haricindeki düzlüklerde, Hart ve Bayburd yöresinde ise Türkmen aşiretleri göze çarpıyordu. Kitâb-ı Diyarbekriyye'ye göre, Karakoyunlular ve Akkoyunlular Clavijo'nun anlattığı kıraç araziye kadar hakimdiler. Kaldı ki, Sınur ve Pulur'da, bu Türkmenlere ait kutsal yerler mevcudtu. 1389'da Akkoyunlu Türkmenlerinin reisi olup mezarı bugün Erzincan ile Bayburt arasındaki Sınur Köyü'nde bulunan Kutlu Beğ ölmüş ve bu Türkmen topluluğunun liderliğine de Ahmed Beğ geçmişti. Kutlu Beğ'in mezarı ve bazı belgeler, Abdurrahim Beygu tarafından bulunmuş ve 1936'da İlim âleminin dikkatine sunulmuştur.
Bir kaç defa Temürleng ordularının saldırısına ve yağmasına maruz kalan Erzurum ise, 1404'de Türkmen asıllı bir vali tarafından yönetilmekte idi. Tebriz-Trabzon veya Tebriz-Sivas yolu üzerindeki Erzurum, eskisi gibi öneme sahip değildi. Vali Yusuf Ali, Avnik dolaylarının sahibi Doladay Beğ ile birlikte Karakoyunlu tehlikesini önlemek üzere tedbirler alıyor ve Mutahharten'in halefi ile dost geçinmeğe çalışıyordu. Pontus Dağlarının, Çoruh Boylarının XV.yy'daki durumu karanlıktır. Sahile yakın bölgeler yine Trabzon'un hakimiyeti altında bulunuyor ise de dağlık kısımlarda, Bayburd'un doğusunda muhtemelen Gürcüler üstün durumda idiler.
Clavijo, Trabzon-Erzincan seyahati esnasında etnik vaziyete dair bilgiler vermektedir. Ona göre Erzincan'ın kuzeyine kadar III.Manuel'in tebaası Rumlar, Gümüşhane dolaylarında Kelkit yöresinde de Chapanlı/Çepni Türkleri yaşıyordu. Değirmendere Vadisindeki Pyxites civarının nüfusu kalabalıktı. Halkı da tarımla uğraşıyordu. Zegan/Zigana'da ise Cyril Cabasica'nın maiyeti ve tebaası hayat sürmekte idiler. Cadaca'lılar ise gelip-geçenden haraç alan kimselerden ibaretti. Türklere de fırsat buldukça saldırıyorlar, yağmalarda bulunuyorlardı. Çepni-Rum çatışması da sık sık bu nedenlerle ortaya çıkıyor ve bölgede tam emniyet temin edilemiyordu. Yine Panaretos'a göre. Hacı Emir kumandasında Çepni grubu 1358'de bile Rumlarla çatışıyordu. Palaio Matzouka ile Philabonites (Harşit Çayı) dolayları Türk-Rum yakınlaşması da bu yüzden epeyce zaman tesis edilememiştir. Türklerin veya Çepnilerin yoğun bir şekilde yaşadığı yörelerden biri de Alanza/Alansa köyü idi. Çlavijo şimdi Gümüşgöze denilen Alanza'ya uğramış ve misafir kalmıştır (Bu yer, Kelkit'e 8 km uzaklıkta, kuzey-batıdadır. Gürüz ve Çal Dağlan veya tepelerinin arasında Haneğe köyü civarındadır).
Ruy Gonzales de Clavijo, Trabzon-Erzincan yolculuğu esnasında bazı şahsiyetlerle de tanışmıştır. O daha Trabzon'da iken İmparator III.Manuel'in huzuruna kabul edilmiş, elçiliği hakkında malûmat arzetmiştir. Cadaca-Dorile mıntıkasına hakim, rum asıllı Cyril Cabasica, Khaldia dükü idi. İmparator adına Çepni Türkleri ile sürekli çarpışmaları idare ediyor, bununla da kalmayarak Bayburd'a doğru giden yolculardan haraç alıyordu. Alanza Köyü ağası hakkında Clavijo'nun verdiği malumat kısadır. Bununla birlikte seyyah
 
 
82
şunları yazmakladır;
"Hakkımızda son derece hüsn-i kabul gösteren asilzade kalmamız için her şeyi yapmış, bize gerekli şeyleri göndermişti. Bu Türk asilzadesinden, Timur'un Karabağ'dan hareket etmiş olduğunu öğrendik. Timur kışı Karabağ'da geçirdikten sonra, İran'ın Sultaniye havalisine ilerlemişti". Clavijo'daki bu malûmat Temürlü devri
tarihçileri tarafından da doğrulanmaktadır. Nizâm ed-Dîn Şâmi, Zafernâme'sinde bu hususda "Timur, Baylakan Nehri ve Araş arasında kanallar açtırdıktan sonra Aran Karabağı'na gitti. Orada vaktini ayş ü işret ile geçirdi. 20 Mart 1404 tarihi şehzade Muhammed'in vefatının sene-i devriyesi idi. Karabağ sahrasında ruhu için hayır ve dualar yapıldı. Sonra tarama avına çıkıldı ve hayvanların Akdam'a sürülmesi emredildi" kaydı mevcutdur.
Clavijo'nun Trabzon-Erzincan yolculuğu 27 Nisan 1404'de başladı. Mayıs ayının başında Zigana Dağlan ve bazı kaleler geçildi. Daha sonra bitki örtüsü farklı araziye girildi. 2 Mayıs'da Alanza Köyüne varıldı. Buradan iki günlük yolculuktan sonra kafile Erzincan kalesine ulaşabildi. Seyahat notlarından anlaşıldığına göre, Rum arazisinde ilerleyişleri güç olduğu gibi, Temürleng nezdinde elçi olmaları dikkate alınmaksızın, haraç da verilmiştir. Türk topraklarında ise yolculuktan oldukça mükemmeldi. Bu memnuniyet dolayısı ile Clavijo, şu bilgileri ifade etmekten kendini alamamıştır;
"Yolculuğumuz esnasında bütün ihtiyaçlarımız temin olunuyor, bizden para taleb edilmiyordu. Çünkü Timur'un hükmü altındaki memleketlerde adet böyledir. Bunun için gerek gece ve gerekse gündüz nereye uğrar isek, bize yemek veriliyor, halılar getirilerek, altımıza seriliyordu. Sonra sofra kuruluyor ve yemekler getiriliyordu. Köylerde, daha ziyâde köy ekmeği yiyorduk, önümüze bolca et konuluyordu. Bundan başka yağda, kırılmış yumurtalar, sütler ile dolu çanaklar getiriliyor, tereyağı ve bal ikram ediliyordu. Her yerde aynı izzet ü ikramı görüyorduk. Bir yerde geceleyecek olsak, önümüze hemen yemek konuyordu. Her köy başkanı bizi karşılıyordu. Timur'un, bize1 refakat eden sefiri yemek istiyor, atlarımızın dahi yenilenmesini emrediyordu. Bu elçi, sert tavır takınıyor ve gerekirse elindeki kırbacı kullanmaktan kaçınmıyordu. Çağatay Türklerinden olan Timur'un elçisini görenler de hemen çevremizden uzaklaşmayı uygun görüyorlardı". Clavijo ve maiyetindekiler Trabzon ile Erzincan arasında şu yerlerden geçtiler. Pyxites, Palima, Zegan, Cadaca ve Dorila. Heyet bundan sonra Erzincan'a doğru yönelmiş, dolayısi ile Gümüşhane bölgesinden geçerek güneye doğru inmiş ve Alanza'ya ulaşmıştır. Ancak Erzincan'a Gümüşhane'nin hangi yöresinden ilerlediği meçhul kalmaktadır. Bu seyahatin Kokanis Kalesine yakın ve batısındaki Pir Ahmed'e dönülerek güneye yapılması mümkündür. Bir başka güzergâh da Kokanis, Vavuk, Hadrak, Sınur, Köse ve Sadak hatlı olabilir.
Ruy Gonzales de Clavijo'nun geçtiği yerler, kaleler hakkında yazdığı notlara gelince;
Pyxites;
Akşam,Pyxites(Pexic) isimli ırmak kenarındaki kilisede konakladık.
 
83
Bütün gün, yüksek olmayan tepeler arasından yol aldık. Bu yörenin nüfusu fazladır. Dereler tarlaları sulamakta idi. Pazar günü Pyxites'den hareket ettik. Trabzon İmparatorunun adanılan bizi bırakarak geri döndüler. Çünki, ilerisi artık düşman arazisi idi.
Palima ;
Rehberlerimiz ve yardımcılarımız ile yol alarak, ikindiye doğru Palima kalesinin yanından geçtik. Burası da Trabzon'a bağlı idi. Fakat, biz Palima'ya uğramadan yolumuza devanı ettik. Palima, dağın tepesinde, merdiven ile çıkılabilen kaleye sahiptir. Dağın eteğindeki kayalar üzerinde bazı evler
görünmektedir.
Güzel ormanlar, düzgün yoldan yolumuza devam ettik. Sadece bir bölümde zorlukla karşılaştık. Tepeden aşağıya inerken yol bozulmuş ve hemen hemen kapanmış idi. Geceyi açıkta geçirdik.
Zegan (Zigana);
Salı günü yolumuz yüksek dağlardan geçiyordu. Ortalık karla kaplı. Güçlükle, akşam olmak üzere iken Zegan (Sigana) Kalesine vardık. Bu, yüksek bir tepe üzerinde idi. Tek giriş yeri, kaya üzerinde görünen kapı ve ona uzanmakta olan köprüdür. Kalede Cyril Cabasica (Kabazites) isimli Rum asilzadesinin adamları bulunuyordu.
Cadaca;
Çarşamba günü, saat dokuza doğru, ırmak kıyısında yükselen Cadaca Kalesine vardık. Dağlar çıplak idi. Yol, kalenin bulunduğu kayalar ile ırmak arasındaki dar geçitden ibaretti. O kadar dar İdi ki, sadece bir kişi veya at geçebilmekte idi.Kalenin içindekiler sayıca az olmalarına rağmen, yolcu veya tüccarları durdurabiliyorlardı.Bizi gören Cadaca'lı bir kaç kişi kaleden indi ve para taleb ettiler. Biz de elçi olduğumuzu, Timur'a gittiğimizi söyleyerek vermek istemedik. Ama almak için inad etliler ve biz de ödeme yapmak zorunda kaldık.Cadaca'dan üç fersah ileride yüksek bir kaya üzerinde bir kale mevcudtur. Burada da yol çok dardır.
Dorileh (Torul) ;
Dorileh isimli müstahkem bir kaleye geldik. Burası yeni yapılmışa benziyordu. Yol da hemen eteğinden geçmektedir.Cyril Cabasica'nm adamları bize efendilerinin kalede olduğundan bahsettiler. Tercümanımızı ona gönderdik. Aslında bizim gelişimizden haberli idi.Bir atlı bize doğru yaklaştı. O sırada ben de eşyalarımızı kiliseye indirtmiştim. Bu şahıs da bizden geçiş parası İstedi. Bunların gelirleri de Türklerden aldığı ganimet ve yolculardan gasbedilen geçiş vergisi idi.1 Mayıs 1404'de, öğleye doğru, Cyril Cabasica kaleden indi ve bizi ziyarette bulundu. Ben de istemeyerek ona Floransa işi kumaş ve bir tacirden satın aldığım hediyeleri verdim. Buna karşılık Cabasica da bize yardımcı oldu. Dorileh'den bir de at kiraladık.Yeni rehber temin ettik ve hareket ettik.
 
84
Cuma günü, on kişilik muhafız kuvveti ile yola koyulduk. Öğleden sonra Cabasica'ya ait bir kaleye vardık. Orada Çepni Türkleri tehlike arzediyordu. Rehberler yolu kontrol ederek geri geldiler.
Alanza ;
İkindi vakti Alanza (Alango-gaça) Köyüne vardık. Burası Erzincan (emirinin) sının üzerindedir. Cabasica'nin adamları atlarını alarak, izin isteyip geri döndüler. Köyün reisi bir Türk asilzadesi idi. Erzincan (Arsinjan) Valisi adına burada hüküm sürüyordu. Bize hüsn-i kabul gösterdi. İstirahatimizi de sağlayarak, iaşe ve ibatemizi de karşıladı. Ondan, Timur'un Karabağ'dan Sultaniye'ye gittiğini öğrendik. 3 Mayıs 1404'de, Alanza'dan hareket ile yine bir Türk köyünde konakladık. Bize aynı saygıyı gösterdiler. At ve yiyecek verdiler. Aynı gün köyden hareket ile yolumuza devam ettik. Geçtiğimiz yerlerde bazı hrıstiyanlara da tesadüf ettik. 4 Mayıs 1404'de Erzincan'a vardık.
Clavijo'nun Trabzon-Erzincan arasında Gümüşhane arazisindeki seyahati burada sona ermektedir. Seyyah daha sonra Erzurum yolu ile Mâverâü'n-nehr'e gitmiş, Semerkand'da Timur ile görüşmüştür. Dönüşte de belki aynı yolu kullanacaktı. Ancak, Karakoyunlular'ın Erzincan civarındaki harekâtı tehlike arzettiğinden buna İmkân bulamamıştır.
Ruy Gonzales de CLAVİJO , Historia del Gran Tamerlan, E
Itinerario Ec, Seville 1582
Clavijo, Embassy to Tamerlane 1403 -1406 ,Ispanyolcadanİngilizceye çeviren Guy Le Strange, London 1928 s.112-122
Antony BRYER-David WlNFİELD,The Byzantine Monuments and
Topography of the Pontos, Washington 1985 s.,52-54
Nizâm ed-Dîn SAMİ , Zafernâme, çvr: N.Lügal, Ankara
1987 s..346-349
Ilia ZDNEVİTCH , Itinéraire Géorgien du Ruy Gonzales
de Clavijo et Les Eglises aux confıns de l'Atabégat, Paris 1966
Yaşar YÜCEL , Anadolu Türk Beylikleri Hakkında
Araştırmalar: Eratna Devleti, Kadı Burhaneddin Ahmed ve Devleti, Mutahharten ve Erzincan Emirliği, Ankara 1989 s.268-300
 
 
Kaynak : Geçmişte ve Günümüzde Gümüşhane (Gümüşhane 13-17 Haziran 1990), Ankara 1991.
        

Lahana.org forum Akademi Karadeniz


Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır