Karalahana.com! Laz uşaklarının gayrıresmi web sitesi

 Anasayfa yap |   Sık kullanılanlara ekle  ENGLISH


karalahana karadeniz gazete, karadeniz gazetesi, karadeniz haber
Yukardaki logoyu tıklayarak Bağımsız Karadeniz Gazetesini okuyabilirsiniz.

Önemli linkler, gazete oku, tv seyret
 Dünyanın tüm televizyonlarını Canlı seyretmek, tüm gazeteleri tek bir sayfadan okuyabilmek için önemlilinkler.com
www.onemlilinkler.com
sitesini sık kullanılanlara ekleyin.


KARADENİZ FOTOĞRAFLARI
Deeğerli Lahana forum üyeleri
Karadeniz fotoğraflarınızı  galerimizde otomatik olarak yayınlayabilirsiniz.
TIKLAYIN

KARALAHANA DA YAZAR OLUN


Yazılarınızı yayınlamamız için bzie gönderebilirsiniz

 


KARADENİZ BU SEFER CİDDİYE ALINDI: KARADENİZ ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK

Ömer Asan

Karadeniz Ansiklopedik Sözlük



Sözünü edeceğim eser elime geçtiğinde aklıma ilk gelenle konuya giriş yapmış olayım.

Pek çok Türk bilim adamı ve araştırmacı, bugüne kadar başta Akdeniz, Ege olmak üzere Türkiye coğrafyası ve tarihi ile ilgili hatırı sayılır çalışmalar yaptılar. Böylece, Türkçe ve başka dillerde epey kitap ve makaleler bulabilir, bu alanlardaki bilgi açlığımızı en azından bastırabiliriz. Ancak Karadeniz ile ilgili benzer ciddi çalışmalara, yayınlanmış araştırmalara, birkaç istisna hariç, rastlamadım desem yeridir.

Karadeniz araştırmalarının eksikliği ile ilgili haklı gerekçeler ileri sürülebiliriz. Örneğin; arkeoloji bilimi için elverişsiz coğrafya, ödenek yokluğu, bilim adamı eksikliği, dünya tarihi için cazibeli bir alan olmaması vb. Tarihi, arkeolojiyi bir yana bırakalım; halkbilimi araştırmalarında da aynı durumu görüyoruz. Birkaç akademisyen ve meraklı araştırmacılar dışında, Karadeniz ile ilgili ciddi hiçbir araştırma yok. Son yıllarda bölge ile ilgili araştırma yapmak isteyen yabancı araştırmacılar ise maalesef devletin bilinen paranoyalarını depreştirmekle kaldılar. Birkaç yıl önce Japon araştırmacı Goichi Kojima’nın sınır dışı edilmesi bu talihsizliğe çarpıcı bir örnektir.

Halkbilim, etnoloji gibi bilimsel araştırma alanları, eğer “milli yararlar” ön amaçlı yapılmazsa kendine güveni eksik her milli devleti sıkıntıya sokmaya açık alanlardır. Hele de Türkiye gibi etnik grup ve kültürler çeşitliliğine sahip ülkelerde işin nereye varacağını önceden tahmin etmek zor değildir. Ancak, bu alanlarda araştırma yapmamak diye bir keyfiyet yoktur. Tam tersi, gerçeklerden korkmak, onlardan kendini uzak tutmaya çalışmak milli/ulus devlet iddiasına daha peşinen halel getirir.

Amerikan dış politikasının fikir babası olduğu ileri sürülen ve Medeniyetler Çatışması teziyle ülkemizde hayli popüler olan Amerikalı bilim adamı Hungtington’a göre: “... dünya çapındaki sosyal değişme ve ekonomik modernleşme süreçleri, insanları çok eski mahalli kimliklerden koparıyor. Bunlar aynı zamanda, bir kimlik kaynağı olarak milli devleti zayıflatıyor. [Hungtington, Medeniyetler Çatışması, Vadi Yay., s. 26, 1995]”

Hungtington’un dikkat çektiği “insanların çok eski mahalli kimliklerinden koparılışı”na ve “bir kimlik kaynağı olarak milli devleti zayıflatması”na Karadeniz ve Karadenizliler iyi bir örnektir. Özellikle son yıllarda Karadeniz insanının, kimliği ve kültürel değerleri çeşitli tv dizileri, komediler, talk showlar ve sıradan şarkıcıların yaptığı müzik-eğlence programları eliyle ucuzlatılmakta, var olan yerel kültürler ve kimlikler, Temellerin, Fadimelerin apış aralarına hapsedilerek aşağılanmaktadır. Ülkemizde gelişen popüler kültürden –kültürsüzleştirmeden- Karadenizlinin payına düşen, ne yazık ki budur.

Tam da böyle umutsuz, karamsar bir durumdayken, Özhan Öztürk’ün hazırladığı “Karadeniz Ansiklopedik Sözlük” elime geçtiğinde, beni, yalnızca sözünü ettiğim alanlarda düşündürmekle kalmadı; mutlu etti. Çünkü sözlüğü karıştırdıkça, hissettiğim eksikliğin, yerini meraklı bir araştırma duygusuna devrettiğini fark ettim. Yüzlerce, bilmediğim maddeler, birer makale değerindeki ayrıntılı konular ve müthiş bir kaynakça. Sonunda birisi, Karadeniz’i ciddiye almıştı.

Geride bıraktığımız 30 yıl incelendiğinde, (şivelerinden anlaşılacağı gibi) sözünü ettiğim gayri ciddi yaklaşımdan özellikle Doğu Karadenizlilerin daha çok pay aldığına şahit oluruz. Süreç, televizyonun toplum yaşamına girmesiyle hızlanmıştır. İşte, benimsetilmek istenen, ortalama bir Doğu Karadenizli tipi: Bozuk bir Türkçeyle konuşan, olabildiğince gülünç, kültürsüz, zayıf ve kaba karakterler, yanı sıra cahil müteahhitler, silaha ve uçkuruna düşkün serseriler, sürekli ezilen, aşağılanan kadınlar... Benzeri aşağılamadan Karadenizlinin karşıtı gibi gösterilmek istenen Kürtler de nasibini almakta ve yavan filmlerin, bir avuç kara bıyıklı, kara çarşaflı, akılsız, kızgın, iradesiz tiplerine indirgenmektedirler.

Buna, ulusçuluğa bağlı bir asimilasyon politikası diyemiyorum. Çünkü böylesi bir kasıt, ulusun ve insanlığın kendi mezarını kazmasıyla eşdeğerdir. Tıpkı değirmen taşının, öğütecek bir şey kalmadığında kendi kendini öğütmesi gibi. Bu olayda dar görüşlülük, ülkeyi ve bilimi yönlendirme beceriksizliği, kimi zaman bilinçli kimi zamansa bilinçsiz bir kültürel tüketim söz konusudur.

Zamanımızın iletişim ve reklâm sektörü tam bir tüketim canavarı iştahıyla ne bulursa önüne katıp, silip süpürüyor. Kültürler, kimlikler, yerel folklor unsurları, sosyal değişim ve ekonomik modernleşme sürecine gücü yettiğince dirense de, geleneksel öğeler yok edilip, ustaca, popüler bir tüketim malzemesine dönüştürülüyor. Doğal olarak pek çok yerel kültür ve kimlik bu acımasız süreçten payını alıyor. Discovery Channel’de son zamanlarda çok sık rastladığımız bir dilin son konuşucuları, bu yok oluşa en çarpıcı örnektir.

Ülkemizi yönetenler farkındadır veya değildir; 21. yüzyıl geleceği aramanın yanı sıra kaybedilenlerin yeniden kazanılmasına yönelik çabaların ve mücadelelerin verileceği bir yüzyıl olmaya adaydır. Bu durumda, bir adım önde olmanın yolu bilimsel araştırmaların yönergesiyle hareket etmektir. Korkular ve paranoyalarla toplumları kontrol altına alma isteği daha baştan iflas etmeye mahkûm bir yönetim şeklidir ve bilimsel değildir.

Bu anlamda Özhan Öztürk, hazırladığı Karadeniz Ansiklopedik Sözlük ile öyle kolayca cesaret edilemeyecek bir iş başardı kanımca. Belki adı bir daha anılmayacak olan binlerce yer adını, yerel deyimi, bitki ve hayvan adlarını geri getiremeyecek; ama günümüze ulaştırılan bir mirası kayıt altına alarak, ülke kültürüne, değer biçilemeyecek denli bir hizmet sundu.

Umarım kendisine kuru bir teşekkürü çok görmeyiz.

 

 

KARADENİZ ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK  Satın almak için


 

         

Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır