RESİMLER
| |
|
|
| |

Yukardaki logoyu tıklayarak Bağımsız Karadeniz
Gazetesini okuyabilirsiniz.

Dünyanın tüm televizyonlarını Canlı seyretmek,
tüm gazeteleri tek bir sayfadan okuyabilmek için önemlilinkler.com
www.onemlilinkler.com
sitesini sık kullanılanlara ekleyin.
KARADENİZ FOTOĞRAFLARI
Deeğerli Lahana forum üyeleri
Karadeniz fotoğraflarınızı galerimizde otomatik olarak
yayınlayabilirsiniz.
TIKLAYIN
KARALAHANA DA YAZAR OLUN
Yazılarınızı yayınlamamız için bize
gönderebilirsiniz
LAHANA FORUMDA KARADENİZ MÜZİKLERİ, MP3 LER,
KEMENÇE , HORON GIRLA Gitmek için
tıklayın
|
|

Yorumlar: Bu Sözlük Çalışmasının Amacı
Kültürel Bilgi Paylaşımıdır. Bu Şekilde,.Doğu Karadeniz’in Bir
Kısım Köylerinde, Geçmişte Daha Yoğun Olmakla Birlikte, Bugün de
Hala Yaşlı Ve Orta Yaşlılarca Konuşulmakta Olan, Kısmen
Unutulmaya Yüz Tutmuş,Fakat Zaman Zaman Tartışılan,
Küçümsenmeye,Ya da Abartılmaya Çalışılan, Pontus Rumcasının
Linguistik Gerçekliği Hakkında,Doğru Bir Fikir Oluşturması Umut
Edilmiştir.. Bu Çalışmada Bir Kısım Kelimeler Üzerinde Şahsi
Yorum ve İrdelemeler Mevcuttur. Ancak, Bu Sözcükler Var Olan
Yalın Halleriyle, Yaşayan İnsanlar(Ben Yakın Ya da Uzak
Akrabalarım) Dahilinde de Bilinen , Konuşulan Türkçe Gibi Doğal
Ve Hangi Durumdaysa “Ana” Dildir. Bu Çalışmanın İçeriğinde Var
Olanlar Hiçbir Şekilde Siyasi Propaganda Malzemesi Yapılamaz.!
Comments:
--------------------------------------------------------------------------------------------------
31 Ocak 2007
Pontusça – Türkçe Sözlük
Geliştirme Numarası : 1 . 04 . 06
Not: (Bu Çalışma Sonlandırılmış Bir Çalışma Değildir Ve Tam Bir
Kaynak Niteliği Taşımaz..İlk Etapta Özellikle Türkçe İle
Ortaklık İçermeyen Rumca Kelimeler Hedeflenmiştir. Geliştirme,
Hata Ayıklama Ve Düzenleme Çalışması Devam Ettirilmektedir.
Burada Açıkça Görülen, Görülmeyen Bir Çok Yazım, Algılama Ve
Öteki Teknik Dizgi Hatalarından Dolayı Özür Diliyorum)
A
APO(TS)EPLİS
Abo(ts)eplis;(Bkz.Tsepli)
A(DZ)ELFİ:
Adzelfi; Kız Kardeş. ADZELF’İM: Kız Kardeş’im.
A(DZ)ELFO:
A(dz)elfo; Erkek Kardeş.
A(DZ)RAHT:
A(dz)raht; Eski Dokuma Tezgâhlarında Bir Makine Parçasının Adı.
A'FAYETOS:
A'Fayetos; Yemek Yememiş (Erkek) A'FAYETESA: Yemek Yememiş
(Kadın)
AFOROZ:
Aforoz; Gâvur, Dinsiz. YA TER, TER AFOROZ’İS! Bak, Bak Gâvura
Bak!
AFİSO:
Afiso; Bırak, Salıver. Salıvermek, Özgür Bırakmak. A’FİS: Bırak.
AFİSİTEME: Bırakın Beni. AFİSOME N’DEBİKASE: Bırak Beni Sana Ne
Yaptım Sana! AFİSOME, NTROĞO ENA KHULAR ŞURVA: Bırak Beni Bir
kaşık Çorba Yiyeceğim.
AFRİSİMO:
Afrisimo; Yorguluk. EFRİSA: Yoruldum.
AFROS:
A’fros; Köpük. E’FRİSE: Köpürdü.
AĞREPS:
Ağreps; Korkmak. Herhangi Bir Dış Tehlikeden Korkmak
Anlamında,Korkmak,Ürkmek.(Kişinin Ruhsal Durumuyla İlgili Korku
Haleti Ruhiyesinin İfadesi Farklıdır.Bkz. FOVA’S)
AĞURO:
Ağuro: Erkek..Erkek Adam. AĞUR: (AĞU’RA):Erkekler. AĞURESA:
Delikanlı(Kadın)
APOFAM:
Apofam; Yemek Artığı. TESO TO APOFAM O(DZ)ANDE NA’TROĞO: Senin
Artığını Neden Yiyecekmişim.
A'NESTİKO / A'NESTİKA: (A(DS)İYO-NESTİKO Kelimelerinin
Kaynaşması Sonucu Oluşmuş Bir Kelimedir.(Bkz:.NEST’İKO.NEST'EPS)
A'nestika; Aç Karnına. Henüz Midesi Boş. Henüz Bir Şey Yememiş.
A'NESTİKAYİME:
AĞO:
Ağo; Git. AĞOME: Git Benim İçin.
AĞRAMBELA:
Ağrambela; Yaban Asması. Henüz Olgunlaşmamış Mısır Vb. Sebze ya
da Meyve İçin De Kullanılır.
AĞROMİLO:
Ağromilo; Yabani Elma.
APELEÇİĞO:
Apeleçiğo; Yontulmamış. Kabasaba, Beceriksiz. APELEÇİĞA
DZULİYAS: Beceriksizce İşler. PELEÇİSONA: Yont Onu!
AKOME:
Akome; Henüz, Daha Henüz. AKOME U'LALUNE: Henüz Daha
Konuşmamaktadırlar. AKOME NARSE: Henüz Gelir Misin?
A'KOFA:
A'kofa; Kesilmemiş, Biçilmemiş. Kesilmemiş Vaziyette Bekleyen
Odun Veya Başka Türden Şey. A’KOFAYİNE: Biçilmemişlerdir
(Biçilmemiş Durumdalar).
AKSİPOLİT:
Aksipolit; Yalınayak, Çıplak Ayak, Çaresiz. AKSİPOLİT PORBADİ
(Yalınayak Gezer Durur) AKSİPOLİT, NDE SİRECE N'DE ZEVASE:
Yalınayak Neler Çekti, Neler Geçirdi.
AKUS:
Akus; Duymak. (Bilimsel Lit. Akustik Bilimi) AKUĞ: Duyum.
AKUSOME:(AKUSO EMENA) Duy Beni!,EKUSES !! Duydun mu -Gördün
mü(Hadiseyi-Olanı Biteni) EKUSATO: Onu duydum. E’KUSENA: Onu
Duydu! (Eyvah ki Farkına Vardı)NDAKUS (NDO AKUS) ; Ne İşitirsin=
Adın Ne!
AL:
Al; Bir Daha Hiç. AL’UÇENEFTAĞA: Bir Daha Yapmam (O Şeyi) AL UÇE
NATROĞO: Bir Daha Hiç Yemeyeceğim.
ALENA:
Alena; Bir Tane Daha. (DS)ELİS ALENA? İster misin Bir Tane Daha.
A'LEPOS:
Alepos; Göze Görünmeyen. Şeytan.
ALİKA:
Alika; Tuzlu. ALİKA EYENDANE: Tuzlu Oldular!
ALMEKS
Almeks; Sağmak. TO ZO ALMEKSO: Hayvanı Sağ!
ALO:
Alo; Bir Diğer, Başka. 2.Daha. Hiç Bir Zaman. Bir Daha Hiç bir
Zaman ALOLİĞO:(ALO-ELİĞO):Biraz Az. ÇALOLİĞO: Daha Fazla Az.
ALU’ÇEN:(ALO-UÇEN) Başka Yok. ALU MERA(ALO-İMERA):Başka Bir Gün.
ALO’MEFTAS AYE: Bir Daha O Şekilde Yapma! ALUÇE NEFTAĞA:(ALO UÇE
NEFTAĞA): Bir Daha Yapmayacağım Onu!
ALALAVOŞKA:
Alalavoşka; Bir Bitki Adı.
ALOĞO:
Aloğo; At.(Hayvan)
ALOMİYA:
Alo’miya "...Ve Birde" 2. Bir Kez Daha. ALOMİYA NARSE?
(NA-ERSE)? Bir Defa Daha Gelecek Misin? ALOMİYA ER(DS)E: Ve Bir
de Baktık ki Geldi! ALUÇEŞİNEFTAĞA: (ALO-UÇEN-EŞİ-NEFTAĞA) Bir
Daha Yapmayacağım Onu! ALO MERSE(Mİ-ERSE): Bir Daha Gelme.
ALO'MERSE'EMASU: Bir Daha Gelme Bize!
AMİ:
Ami; Tabii!
AMİ'NDE:
Ami'nde; Tabiiki Ya!. Ne Demezsin Ki! (Alay Maksadıyla
Karşıdakini Küçümsemek vs. için De Söylenir)
AN:
An; (Şart Ed) Eğer, İse, İsen. AN (DS)ELİS Mİ PAS: İstersen
Gitme. AN’U (DS)ELİS O’(DZ)ANDE NA PAS: İstemiyorsan Eğer Neden
Gideceksin ki?
ANAFOR:
Anafor; Girdap,Su Ya da Rüzgarın Oluşturduğu Girdap.
ANALİS:
Analis: Katı Bir Şeyi Bir Sıvının İçinde Gevşemeye, Çözünmeye
Bırakmak. AS'ANALİ(KH)KUNDANE, AFİSONATA! Yumuşasınlar Bırak
Onları!
ANDA:
Anda; (Edat) “….diği zaman ”, “…..dığın zaman” - ediğinde,
e’dığında. 2.İsen.(Şart) ANDA BAS PAS , AN DA U’PAS UPAS: İster
Gidersin, İster Gitmezsin. ANDA EĞVENİS E’MENA PAL LALESO:
Çıktığında Beni de Çağır. ANDA PORİS…., UH! Becerebilirse..!
Tabiî ki!
ANEMO / ANEMOS:
Anemo; Rüzgâr. Anemometre;(Meteorolojide Rüzgârın Hızını Ölçen
Alet, Rüzgâr Ölçer) ANEMOS (Deyim) Hızlı Hareket eden Adam,
Süratli İşgüzar Adam.
ANEFARA:
Anefara; Yukarı, Yukarıya Doğru. PUYE İNİFESUNA? — ANEFARA’YEN:
Gelininiz Nerededir? — Yukarıdadır. (Yayla Kastedilir)
ALA / ALAS:
Alas; Tuz. ALİKA: Tuzlu, POLA ALİKA EYENDANE: Çok Tuzlu Oldular.
ALALAVOŞK/ALALAVOŞKİ:
Alalavoşki; (Yenilebilir) Bir Bitki Adı.
ALAT:
Alat; Çam Ağacı.
ALEVRA:
Alevra; Un. ENA SAKUL ALEVRA EPERCESA: Bir Çuval Un Getirdim.
.İMANAM ALEVRA KOŞKİNİZ: Annem Un Eliyor. STARALEVRA:
(STAROALEVRA) Buğday Unu.
ALO:
Alo; Bir daha, Bir Kez Daha. Biraz Daha. AL’E’LİTİKO:(ALO
ELİTİKO) Biraz Daha Az. ALU'UÇE NEFTAĞA: (Onu) Bir Daha
Yapmayacağım.
ANDRA:
Andra; Koca, ANDRAYELFİSAM = Kocam (Kadının Kocasını İfade
etmesi) ANDRAYELFİSAS = Senin Kocan ANDRRAYELFİSADES: (O
Kadının) Kocası.
ANDRAYELFİSAT: (O Kadının) Kocası) ANDRAYELFİSADES = (O Kadının)
Kocası.-(Daha Saygın İfade Şekli) ANDRİKSE = Evlendi (O Kadın
Evlendi Anlamında) Kelime Motamot Türkçeye çevrildiğinde "
Kocalandı" gibi garip bir ifade ile karşılaşılır. ANDRIKSES =
Sen Evlendin (Gizli Özneli) ESİ ANDRİKSES? = SEN EVLENDİN? Sen
evlendin mi?
ANDER:
Ander; Pis Şey. Lanet Şey, Nesne İğrenç (Küfür) Lanet Olasıca
Şey!
ANDİKO:
Andiko; E’ait.E’lere Ait(Canlı Ya da Cansızlar İçin Kullanılır)
MUŞ’ANDİKA: Muş Yerine Ait. KOTOL’ANDİKO: Kodol Sülalesine
Ait.Kimse.
ANEPSIYO:
Anepsiyo; Torun. ANEPSİYOM: Torunum.
APAZAPEÇİ:(APAZAHA-EPEPEÇİ):
Apazapeçi; Bu Yandan. Bu Taraftan. Bu Yönden. ERSE, APAZAPEÇİ:
Bu Taraftan Geldi.
A'PENA:
A'pena; Bir Tane Daha. Birer, Teker. Apena Apena: Birer Birer.
Birer Tane Seçerek, Tek Tek. APENA APENA PSİLOSO'NA'TA: Birer
Birer Seç Onları.
A'PENA YENA:
A'pena Yena; Param Parça. Darmadağın. Bir Şeyin Tek Tek de Olsa
Bir Arada Duran Parçalarının İrtibatsız Kalacak Şekilde
Dağılması. APENA YENA EYENDUMUNESTE: Darmadağın
Olduk,.APENA'YENA EYENDANE TA'PULİYAM: Paramparça Oldu
Çocuklarım. E'ÇİLİYE(KİLİYE) ÇE(KE) APENA YENA E'YENDUNE E’
PULİM: Yuvarlandı Da Paramparça Oldu Yavrum.
APEPURNO: Bu Günden (İtibaren).
APES:
Apes; İç. İçeri - İçeriye Doğru. E’SEVE A’PES: İçeriye Girdi.
APETİ:
Apedi; Mademki, Dığı Zaman. APETERSES (APEDİ-ERSES) Geldiğin
Vakit.
APEMENA:
Apemena; Benden. APEMASU: Bizden.
APO(KH)ORİS:
Apo(kh)oris; Ayrılmak. Bir Şeyi Bölüp (Birbirinden Ayrı Duracak
Şekilde) Ayırmak.
APO’FRAĞ:
Apo’frağ;(APO + FRA(KH)TİZ Kelimelerinin Birleşimi,FRA(KHTİZ den
Zıt Anlam.Bkz.Fra(kh)tiz) Toplu Bir Şeyin,Kendini Bırakarak
Dağılması...
APO'ĞANZİS:
Apoğanzis; Birbirine Ekli Bir Şeyin İki Parçasını Yüzseksen
Derece Şekilde İki Yana Açmak, İki Bacağın Normal Olmayan Bir
Şekilde Ters Yönlere Zorlanarak Açılması. APOĞANZİ'ĞA: Apoğanzis
Oldum. APOĞANZİ'YE: "Or....." Oldu. MA'POĞANZİ'ZİSA
(Mİ-APO-ĞANZİ'Zİ'Zİ'SA):
APO’KOLOS:
Apokolos; İshal Olmak. TO PEDİ APOKOLOSE:(Erkek) Çocuk ishal
Oldu.
APO’KREMANDALİS:
Apokremandalis; (Türkçe Karşılığı Yoktur) Türk. Yukarıdan
Bağlanmış Salınır Vaziyette Baş Aşağı Sarkmak.
APOKUMBAS:
Abokumbas: İliklerini Açmak, Elbisesinin İliklerini Açmak.
Çözülmek.. ABOKUMBAĞAME ÇE E’KATSAME:: (Elbiselerimizi) Çözüldük
Ve Oturduk.
APOMEN:
Apomen; .Bir Yerde Kalakalmak, Bir Türlü Çıkmak Bilmemek.
E’POMİNES EÇA! Kaldın Orda (Şikâyet) MA’POMENİS ATOHA: Kalma
Orda, Oyalanma
Oralarda.
APOPLİM: (APO-PLİSİMO)
Apoplim; Bulaşık Suyu. Bir Şeyi Yıkadıktan Sonraki Atık Su.
2.Yalak. Hayvan Yalağı.
APOPURNO:
Apopurno; Sahur Vakti.
APORO:
Aporo; Yanlış 2.Aksi ,Yaramaz (Erkek) 3.Yakışıksız.(Kötü) 4.Zıt.
POLA A’PORO PEDZİ’YEN: Çok Yaramaz Çocuktur. APO’RHAL: Kötü
Durum.Zavallı Hal.APORESA: Aksi Kadın) HAR POLA APORESAYİME NE?
Şimdi Ben Çok Yanlışım Değil mi?.
APOROMİNAS:
Aporominas; (Aporo-Minas-Aksi Benzeme Anlamında) Yansılamak,
Alay Etmek Maksadıyla Taklidini Yapmak.
APOTİLİS:
Apotilis; Sarıp Sarmalamak, Her Taraftan Kuşatarak Bağlamak.
APOTİLİS'ONA: Sarıp Sarmala Onu! NA'POTİLİSANA HAR: Sarıp
Sarmalayacaksın Onu Şimdi!
APOTİLİS:
Apotilis; Kuvvetle Çevirerek Sağa Sola Sardırmak.(Birisini İyice
Dövmek Benzetmek Anlamında Argo Bir Deyim)
N'APOLİTİSANA(APOTİLİS ATONA) EPERA SEMBERA: Sağa Sola
Sardıracaksın Onu!
APSİMO:
Apsimo; Ateş. EROKSE APESAM ENA APSİMO: İçime Bir Ateş Düştü!
ARGO - ARGOS: Ayı (Hayvan), ARGO 2:Yabani! Yabani anlamındaki
Argo deyimi günümüzde daha sık türkçede kullanılır olmuştur.
Argo Deyimler!
AS:
As; “…Sin - Sın” , “….Yim-Yım” 2.” Sa….İdi ” 2.Artık (
Sabırsızlıkla Birlikte Beklenti Ve Temenni Anlamında ) AFİSONA
AS’PENDA: Bırak Onu Bul’sun, Rast gelsin.(Beddua Amacıyla da
Söylenir-Allah’ından Bulsun) AS’(KH)OLİDZAĞ Sinirlensin İşte.
(Umursamazlık)(AS(KH)OLİDZAYE’DE: Sinirlensin.(Umursamazlık
Anlamında) AS’(EK)HUTUNE: Gelse İdi (Keşke Anlamında) AS’PEFTO:
AS’EYİSA: Sende Kalsın.A’SE’YİSA: Sende Saklı Kalsın (Kimse
Bilmesin) ASES’KUME: Kalkayım Artık.(Gitme Vaktim Geldi)
AS:
As; Den,Dan. Yüzünden.. ASEMENA: Benden, Benim Yüzümden.
ASEN:
Asen; Olsun! AYDİKO ASEN: Öyle Olsun! ASEN, ASEN!: Olsun Bakalım
Olsun!
ASO:
Aso; “…Den – “….Dan ” ASO LİMNİ E’ŞEKHUMUNE: Limni’den Geliyor
İdim.. ASO (KH)ORİYO ER(DS)A: Köyden Geliyorum.
ASPRA:
Aspra; Beyaz. OLLASPRA/OLASPRA/OLLASPRO (OLLON-ASPRO: “En -
Beyaz” Kelimelerinin Birleşimi) Bembeyaz.
ASPRİ(DZ)A:
Aspri(dz)a; Yıldırım. ASPRİ(DZ)A E'ROKSE: Yıldırım Düştü.
ASTRA:
Astra; Yıldız. T'ASTRAS(TA ASTRAS) LAĞA EMOFAİNE: Yıldızlar Ne
Güzeldir! TA'SRTRAS LAĞA (TS)AKLİZUNE: Yıldızlar Ne Biçim de
Parlıyor!
AŞKEPAĞA:
A’şkepağa; (Muhtemelen A(DS)İYO+ŞKEP+AĞA Kelimelerinin
Kaynaşmasından Türemiştir) Başaçık Durumda, Hal vaziyet
tanımlaması. A’ŞKEPAĞA’SA: Başaçık Durum, Hal, Vaziyette
Kadın.(Pontus Köylü Kadınları Tarafından APOROMİNAS Alaycı bir
dudak hareketleriyle Telaffuz Edilirdi. Normal Bir Durum Olarak
Kabul Edilmiyordu.
ATA:
Ata; Onlar. ATA N’DHNOYİNE: Onlar Nedir(ler)? ATA AFİSO: Onları
Bırak.
ATA'TO:
Ata'to: Öyle, Dediğin Gibi! ATATO ATATO: Tabi Tabi "O Sebepten
Ötürü". YA’TATO: İşte O Sebepten Dolayı,İşte, Öyle Yani!
ATATUNUS:
Atatunus;(Zamir) Onlar. ATATUNUS’U: Onlara.
ATOTÖHA:
Atotöha; O Zaman, Mademki.
A'YE:
A'ye; Öyle. Öyle İşte.
AYE(TS): O Şekilde. HAR AYETS HA: (Bir Anlatımın, İzahın Sonunda
Söylenen İfadedir) Böyle İşte,Bu Şekilde İşte! AYE U'ÇEN: Öyle
Değil,Öyle Olmaz! MEFTAS AYE: Yapma Öyle. Yapma Ya! (Alay Ya da
Şaşırma İfadesi Olarak)
AVLİ:
Avli; Avlu..Giriş Kapılarındaki Boş Alan.(Türkçedeki Rumca
Kökenli Kelimelerdendir) EPEPEÇİ SİN AVLİ: Öteki Avluda.
A’VRAKODESA: ( A-VRAKİO-DESA = A(DS)İYO-VRAKİO-DESA)
A’vrakodesa; ((A-Vrakio-Desa = A(ds)iyo-Vrakio-Desa).Kelimelerinin
Kaynaşması Sonucu Oluşmuşlardır. Pontus Rumcasında, K’ lerin
genel olarak Ç Şeklinde Telaffuz edilmesi Sıkça Rastlansa da Bu
Şekilde Kaynaşarak Oluşmuş Böyle Bir Kelimede, K Beklenmedik
Biçimde Kullanıldığı Görülmektedir.) Donsuz Kadın. Don Giymemiş
Kadın.
Ç
ÇAN(KAN):
Çan; “....Taraftan” ,Beri. Tarafından. ATOHA'ÇAN: Oradan, Oradan
Beri.
ÇE:(KE)
Çe; "Ve" Bağlacı."De"-"Da" Bağlacı. Antik Yunancadaki "KE"
Bağlacı Pontus Yerel Ağzında Çok Zaman "ÇE" Şeklinde
Söylenmiştir, Bu Bir Kural Değildir. Bazı Cümlelerde Geçiş
Durumlarında Birçok Yerde "KE" Şeklinde Telaffuzlara da
Rastlanır. İPES ÇE KATİ PES:(Deyim) Söyledin De Bir Şey Söyledin
(Ne Biçim De Bir Söz Söyledin Ama) AHMEDİS ÇE MEHMEDİS: Ahmet Ve
Mehmet.
ÇERA:(KERA)ÇERAS-KERAS:
Çera; Boynuz, Hayvan Boynuzu. ÇERATA: Boynuzlar. TO ENA
ÇERATİNAT (TS)AKOMENO’YEN: Bir Boynuzu Kırıktır. TO ĞARDELİ
ÇERATA UÇEŞ (TO ĞARDELİ KERATA UKES): (Deyiş) Çocukluğun
Boynuzları Yoktur.
ÇERAKS:
Çeraks; İçirmek. E'ÇERAKSES TO ĞARDEL? İçirdin mi Çocuğu?
E!ÇERAKSES TA ZA? Hayvanları(İnekleri) İçirdin Mi?
ÇİLADZ:
Çila(dz); Bir Yer İsmi.
ÇİLİS:(KİLİS)
Çilis; Yamaç Bir Yerden Aşağıya Yuvarlanmak. KULUNKUVARİS:
Yerlerde Yuvarlanmak.
ÇİLİYA:(KİLİYA)
Kiliya; Karın,Karın Bölgesi.
ÇİLOPE(TS):
Çilope(ts); Karın Kısmında Mide Torbası,İşkembe Bölgesi.
ÇİLOPONİ:
Çiloponi; Karın Ağrısı, (Argo) Kadının Çocuğu Hakkında
Kullandığı Deyim Olarak Karın Ağrısı,"ÇİLO" Karın Ve "PONİ"Ağrı
Kelimelerinin Bileşiminden Oluşmuş Deyim.
ÇİMA’S:
Çima’s; Uyumak. O’ÇİRİM ÇİMATE: Babam Uyuyuor. TOĞAR(DZ)EL
E’ÇİMİSİ: Çocuğu Uyut.
ÇİR(KİR)
Çir; "Baba". ÇiRA / TA ÇİRA: (Çoğul ) Babalar, ÇİRİM; Babam;
ÇİRİS: Senin Baban ÇİRİNAT: Babası, ÇİR’İM’UNA: Babamız,
ÇİR’İS’UNA: Babalarınız, ÇİRANAT: Babaları.
E'Çi(Ki)LİYE: Yuvarlanmak. Yamaçtan Aşağıya Yuvarlanmak.
ÇİROS:
Çiros; Bitmek. Tükenmek. E'ÇİROSE: Bitti, Tükendi.
E’ÇİROSESME:(E'ÇİROSES-E-MEN-A):Bitirdin Beni. E'ÇİROSANE:
Bittiler.
DZ
(DZ)AZİ:
(Dza)zi; Çıra. EPİKAME E’LİĞA DZAZİYA ÇE ERSAME: Biraz Çıra
Yaptık Ve Geldik.
(DZ)AKHTİLO:
(Dz)akhtilo; Parmak; TO Z,DZAKHTILOM: Parmağım.(Bu Kelime
Daktilo Makinesine Verilen İsimde İlham Kaynağı Olmuştur)
(DZ)ES:/DZESİMO:
(Dz)es: Bağlamak.(DZ)ESONA:Bağla Onu:
(DZ)OS:
(Dz)os: Çözmek.YA (DZ)OSO AUTO TO KOR(DZ)İL: Bu Düğümü Çözsene!
(DZ)İBLOS:
(Dz)iblos; Bağdaş Kurarak Oturmak. E'(DZ)İBLOSE ÇE
KA(TS)E:Bağdaş Kurdu Ve Oturdu.
(DZ)İRGABA:
(Dz)irgaba; Karadeniz Yöresinde, Dağ Köylerinin Daha Yüksek
Ormanlarında Veya Yarı Açık, Çimenlik Bodur Boylu Ormanlık
Alanlarda, Yayla Açıklarında Yetişen Minik Dağ Üzümü. ( Çeşitli
Simsiyah Yahut Siyaha Çalan Yabani Çeşitleri de vardır. Lacivert
Renkte Ve Farklı Tatlarda Olanlarına da rastlanır. Yenildiğinde
Dışkı Siyaha Boyanır )
(DZ)İKOÇİS:
(Dz)ikoçis; Bir İş Yaparken Yavaşlamak, Hız Kesmek. (Koşmak Gibi
Bir Fiilde Kullanılmayıp Yapılan Bir İşle İlgilidir)
E’(DZ)İKOÇİSA: Yavaşladım Hız Kestim.
(DZ)İKOMBİS: (DZİYO+KOMBİS)
(Dz)ikombis; (Dz)iyokombis; İki Veya Daha Fazla Parçalı Bir Yükü
Tek Bir Kişi Taşırken, Önce, Bir Parçayı Alıp (DZİYO-KOMBİS)
Kelimelerinin Kaynaştırılması Sonucu Türetilmiş Kelimelerdendir
Ve Yörede Olduğu Şekliyle Kullanılmaktadır. Birleşik Yapısı
Analize Edildiğinde “DZİYO” Kelimesi Zaten Bilinmekle
Birlikte,“KOMBİS” Kelimesi Zaman İçerisinde Unutulmuş Kelimeler
Gurubundan Olabilir..Fakat “KUMBİS Bkz.” Şeklinde Bir Kelime
Bilinmekte Olup Bununla Akrabalığı Olabilir Ya da Kendi Başına
Bir Kelimedir. Bu Haliyle Uluslar Arası Literatürde Çok Fazla
(DZ)RAFİNA:
(Dz)rafina; Karayemiş Dalı.(DZ)RAVELO: Bütün Olarak Karayemiş
Ağacı Ya da Meyvesi.
(DZ)RAKON:
(Dz)ragon; Ejder.(Kelime Pontus Rumcası diyebileceğimiz Kelime
Dağarcığında Bu Gün Artık Unutulmuş İse de, Çaykara(Kado(kh)or
Yöresinde, Evoşka Yaylasından “A'laysa-Elaysa Ayağı” denilen
Düzlüğe Doğru İlerlerken, Alaysa Ve Evoşka Dağ Sırtlarının
Ayrımında, Yöre İnsanının "(Dz)raga-Kaya" Ya da "(Dzrag'kaya)"
Şeklinde Telaffuz Ettiği Görkemli Taşın Bulunduğu Bölge’ye
Verilen İsim Hatırlanmalıdır. DRAKON+TO+Lİ(TZ)O = Ejderin
Taşı.(Bkz..DRAKON,LİTZO)
(DZ)RAVELO:
(Dz)ravelo:Bütün Olarak Karayemiş Ağacı Ya da Meyvesi.
(DZ)ES
(Dz)es; Bağlamak.(DZ)ESONA! Bağla Onu! (DZ)ESO TO SAKUL: Bağla
Çuvalı!
(DZ)OK’A:
(Dz)ok’a; Veri. .(DZ)OC: Vermek. 2.Altına Kaçırmak. E’(DZ)OÇE SO
VRAÇİNATES: Donuna Kaçırdı. E’(DZ)OÇE PUKA: Aşağı Etti.(Altına
Kaçırdı). E’(DZ)OKA: Ben Verdim. E(DZ)OÇE: Verdi. (Bu Kelimenin
Balıkçılıkta Yemin Takıldığı Aracın İsmi Olan “ZOKA” Kelimesiyle
İlgisi Olabilir.OY.)
DİYA :
Diya; Kulak, DİYATA: Kulaklar.(Bilims.Lit."ODYO METER"
ODYOMETRE) (! O DİYO = Belli Bir Kulak):Ses Şiddetini Ölçen
Cihaz.)
(DZ)ROMO:
(Dz)romo; Yol. İSO DROMO Doğru Yol. AUTO TO DROMO PE PA? Bu Yol
Nereye Gider? AUTO TO DROMO PE'KSEVEN? Bu Yol Nereye Çıkar?
(DR)OSO:
(Dr)oso; Su Damlacığı. DROSA: Su Damlacıkları. Küçük Yapraklı
Çayır Otları Üzerinde Biriken Su Damlacıkları..
(DR)UVAN:
(Dr)uvan; Yayık. MAYİSA'S TO DRUVAN: Mayisa'nın Yayığı.(Mayisa
İsimli Yaratığın Yayığı) (DZ)RUVANİS: Yayıklamak, Yayığı
Çalkalamak. DZRUVANİSO: Yayıkla, Yayığı Çalkala.
(DZ)ULİYA:
(Dz)uliya; İş, Uğraşı. NDO DULİYA EFTATE: Ne iş Yapıyorsunuz?
(DS)EC:
Ds)ec; Komak,Bir Şeyi Bir Şeyin Üzerine Koyuvermek,Bırakmak.
(DS)ENO KAHE HAR: Bırak Onu Aşağı Şimdi. E’(DS)EÇENEÇİ: Onu
Oraya Bıraktı.
(DS)EL:
(Ds)el;(Fiil) İstemek.. U’DSEL NA PA: İstemez Gidecek. DSELİS
ENA KRİYO NERO’ÇE AS’NAPİNİSA HAR:: İstersin Bir Soğuk
Su,İçecektin Onu Şimdi
(DS)OLOS:
(Ds)olos; Ekmek(Tohum) SPOR'O NA (DS)OLONUME: Tohum
Ekeceğiz.(Fidan Dikmek, Bkz: Pİ(DS)OLOS)
(DS)RİPS:
(Ds)rips; Doğramak.Parçalamak.. TO ĞALA E'(DS)RİPSE: Yoğurda
Doğradı(Mısır Ekmeğnin Yoğurda Doğraması) TO FAYİ E'(DS)RİPSE:
Ekmeği Doğradı.
E
E(KH)PAS:
E(kh)pas: Kopmak.2.Yola Koyulmak, 3.Yerinden Kalkıp Gitmeye
Başlamak.4.Yola Revan Olmak EKHPASAM SO DZROMO: Yola Koyulduk.
E’FTA:
E’fta; Yapar,Eder. MEFTAS AYE: Yapma Ya, Yapma Öyle! POLA
DZULİYA EFTA: Çok İş Yapar.
E’ĞNORİS:
E’ğnoris; Tanımak. E’ĞNORİSESANA (E’ĞNORİSES A’TONA): Onu
Tanıdın Mı? UÇEĞNORİSESANA? Tanımadın mı (Onu)
E'ĞO
E'ğo; Ben. Örnek (Cümle) EĞO LEĞO ATO AYE UÇEN /(KE) NAYİNETE =
Ben derimki O (O İş) Öyle Olmayacak! (Leğo burada zannederim ki
anlamında. Örnek 2. E'MENA LEĞUNE AHMEDİS = Bana Ahmet Derler.
EĞVAS:
Eğvas; Çıkarmak. Bir Şeyi İçeriden Dışarıya Çıkarmak. Bir Şeyi
Meydana Çıkarmak.(Soyut) Bir Şeylerin Ortaya Çıkması. EĞVASO TO
SUNDUÇ'İS: Sandığını Çıkar(Meydana Çıkar)
E’KAPSE:
Ekapse; Yanmak. Pişmek.
ELA:
Ela; Gel.(Gelmekten Emir)
ELİTİKO:
Elitiko; Azıcık. ALOLİTİKO:(ALO-ELİTİKO):Biraz Daha Azıcık.
EMBAL:
Embal; Yama. ENE EMBAL ENDOÇENEÇİ: Oraya Bir Yama
Vurdu!KRUSENEÇİ ENA EMBAL! Oraya Bir Yama Vurursun.(Olur
Biter...) EMBAL'A: Yamalar.
EMENA : Ban'a İyelik Eki durumunda Ben E takı olup Azeri
ağzındaki "Ben" le bu biçimde aynıdır. Azeri; Men = Mene
!Türkçe, Ben !
EMOFO:
Emofo; Güzel. EMOFO İNEKA:Güzel
Kadın.EMOFESAYİSE:Güzelsin!(Kadın İçin) EMOFOSİSE:Güzelsin(Erkek
İçin) EMOFESAYEN:Güzeldir(O Kadın) N'DEMOFOSİSE: Ne de
Güzelsin(Erkek-Daha Çok Alay Maksatlı da Kullanılır)
E’MRO:
Emro; Ön. Önde. 2.Önceden.
ENGASE:
Engase: Getirdi. ENGASENA:(ENGA-ESENA) Sana Getirdim. ESENA
ENGASATO: Onu Sana Getirdim.
ENGUN:
Engun; Çocuk Bezi.
ENİS:
Enis; Ağarmak.Açmak.(Hava-Renk)
ENDAMA:
Endama; Birlikte. ENDAMA E’(KH)UMUNESTE: Birlikte Geliyorduk.
METENDAMA (METİ + ENDAMA): Beraber. METENDAMA E(KH)UMUNESTE:
Birlikte Geliyorduk. ENDAMA İ’MUNESTE: Birlikte İdik.
Engun; Bez.
EKSAY:
Eksay; Bir Ölçü Birimi.
EKSO :
E'kso; Dış ,Dışa, Dışa doğru. EKSEVA = Çıktım. EKSENİDEME :
Çıkarın Beni! EKSENCENA / (KENA) Onu Çıkardı.
EKŞANDO:
Ekşando; Rumca Altmış Rakamı, Karadenizde Pontus dilini
Konuşanlar Bu kelimeyi Bazı yüksek Tepe Bölgeleri İçin bir İsim
Anlamında kullanırlar.Kelimenin Rumcada (60) Rakamını ifade
etmek için kullanıldığını zamanla unutmuşlardır ! Örnek: EKSEVE
SİN EKŞANDO: Ekşando'ya Çıktı.
EKŞOPİS / EKSOPİS :
Ekşopis; Ters, Tersine (Birleşik kelime EKSO (Dış) -
EPİS-E'PEPİS (Arka) Kelimelerinin birleştirilmesi sonucu
oluşmuştur.
EMA:
Ema; Kan. EMATA: Kanlar. (Tıp,Lat.= Hema; Hema'toloji = Kan'la
İlgili bilim) E'MATOSE: Kanadı! E'KOPSA TO ŞERİM, ÇE MATOSE!
NDE'NEFTAĞO HAR: Elimi Kestim, Kanadı! Ne yapacağım Ben Şimdi!
EPE:
Epe; Den Dan.
EPE’ÇA: Sonra. ÇE’PEÇA: (ÇE + E’PEÇA): Ve Ondan Sonra..
EPEÇİ:
Epeçi; Oradan, O Cihetten, O Yönden.
EPEPEÇİ : ( Muhtemelen, EPERA+ EPEÇİ Kelimelerinin Birleşimi)
Epepeçi; Öbür Tarafa.
EPEPİS:
E'pepis ; Geriden,Arkasından, Ardı Sıra.. (Tıp Anatomi: Pupis:
Kuyruk) E'PEPİSAM ER(DS)E Arkamdan / Peşimden Geldi (Ben Erkeğin
peşinden).EROKSE E’PEPİSATES: Ardına Düştü. EPEPİSADES ERSE:
Ardı sıram geldi (Ben Kadının peşinden)
EPETOTES:
Epetotes; Ertesi Gün. E'PETOTES ERSE: Ertesi Gün Geldi.
E’PİS:
E’pis; Geri. KLOST E’PİS: Geri Dön. KLOSTAME E’PİS: Geri Döndük.
ANDA ERDSAME SASPRA NERADZES KLOSTAME E’PİS: Beyaz Sulara
Geldiğimizde Geri Döndük.
E'PURNA:
Epurna; Yarın. O' ÇİRİM E'PURNA NA'RDE (NA-ERDE):Babam Yarın
Gelecek.
EPLOS:
Eplos; Ayaklarını Uzatmak. E’PLOSE: Ayaklarını Uzattı. EPLOS’O
TAPO(DZ)ARAS: Uzat Ayaklarını.
E'RAS: Kollamak, Başında Beklemek. Gözetleme Yapmak, Kontrol
Amacıyla Bir Şey Ya da Şeylerin Başında Durmak. (Arapçada Ras'at
Kelimesinde At Çoğul Eki Olduğu Düşünülürse Ras. Kök Haliyle
Benzeşmiş Olur. Rasat Teressut Vb. Şekillerde Türkçede Arapçaya
Bağlı Olarak Kullanımaktadır) ERAZO TA ZA: Hayvanları
Beklerim(Bekler Dururum) MERASATA: Bekleme Onları (Onların
Başında Nöbetçi Durma. ERAZO ESENA NA'PAS EÇA: Beklerim Seni
Oraya Gideceksin!(Oraya Gitmemen İçin Senin Başında Duruyorum)
E’RASO TO ĞLİÇİ(Kİ) Sütü Bekle (Kolla-Taşmaması İçin Kontrol Et)
E'Sİ:
E'si; (Zamir) Sen 2. Tekil Şahıs. E'SENA: Sana (Kelime Bu Hal
Durumunda Türkçedeki "Sen" Kelimesiyle Benzeşir. E-A-İyelik Eki
Dahi Benzerdir. Zamir İfadeler Türkçeyle birtakım farklarla
birlikte benzeşirler. Yalnız Rumcada İfadeler Cinsiyet Farkıyla
birlikte Daha Zengindir. Bkz. ESİ , ATOS..Zamirler Çoğul
Olduğunda Benzeşmeler Daha Garip bir Halde olur veya Hiç Olmaz.
Bkz. E'SİSTE, E'MİSTE, A'TA, A'TE, A'TİN, A'TİNUS.
ESPETOTES:
Espetotes; Ne Zamana Kadar?
— ESPETOTES HAYE NASTEÇİS? Ne Zamana Kadar Böyle (Bu Durumda)
Duracaksın?
— OSTİ (KH)AME! Ölünceye Kadar.
E’SUK:
E'suk; Kalk (Bulunduğun Yerden Kalk Git Anlamında Kalk)SUK:
Kalk. YESUK APATOHA: Ya Kalk Git Ordan! (Ya Nidasıyla birlikte
Birisinde Bir Şey Emretmek Deyimi Karadeniz Ağzı Türkçede Vardır
Ve Deyim Görüldüğü Üzere Rumcanın Etkisiyle Oluşmuştur)
EŞKİN:
Eşkin; Bir Bitkinin Filiz Kısmı.
E’FİC:
E’fic; Bir Şeyden Kurtulmak.2.Boşanmak. E’FİCE E!MASU ÇE E’PİRE
PLESTİYA: Bizi Terk Edip Yan Aldı(Yan Çizdi) E’FİCE İNEKATES:
Karısını Boşadı. M’AFİNİSA HAR: Bırakma Onu Şimdi!
E’YEN:
Eyen; Olsun. E’YENDUME: Ben Oldum. E’YENDUSUNE: Sen Oldun.
E’YENDUNE: O Oldu. E’YENDAME: Biz Olduk.E’YENDUSUNESTE: Siz
Oldunuz.E’YENDANE: Onlar Oldular.
F
FAĞUS'A:
Fağusa; Yiyici, Yiyici Tip. Fazla Yiyen Aç Gözlü. (Latince
Literatürde “Fagus” Olarak İşaret Edilen Kullanım Şekilleri
Vardır)
FAĞOS:
Fa’ğos; Yemek. FA: Ye (Emir) U’FA! Yemez. O’ZANDE U’FA: Niçin
Yemez. E’ FAYES’ME: Yedin Beni!
FANERUS:
Fanerus; Gözükmek, Karşıdan Bir Şeyin Gözükmesi. E’FANERUSKUDE
APA (DZ)A PEÇİ: Bu Yandan Gözüküyor. Kelime Aynı Zamanda FENER
Kelimesinin Oluşumunda da İlham Kaynağı Olmuştur.
FANEMO:
Fanemo; (Mastar)Yemek. LAĞA FANEMO E'PİCE: Ne Biçim Yemek
Yaptı(Yedi)!
FANOS:
Fanos; Fanus.
FAYİ:
Fayi; Ekmek. E’PSEDSES TO FAYİ: Pişirdin mi Ekmeği?
FENGAR:
Fengar; Kel.Başı Kel Olan. O FENGARİS: Kel (Adam) AYDİKOS O
FENGARİS: Öylece (O şekilde) Kel (İşte senin anlayacağın Kel Bir
Adam İşte)
FENGO :
Fengo; Ay, Dolunay (Gökte ki ay anlamında) O FENGOS = Ay,(O
Belirleme takısıdır. Kelime sonundaki Os takısı Erkeklikle
ilgilidir ) O FENGOS KRU: Ay Vuruyor!(Gece Dolunayın Gökte
Kendini Göstermesi Durumu İçin Kullanılan Bir Deyim, Deyimin
Türkçe Tam Karşılığı Yoktur)
FENGO'KSİLO: Karadenizde Yetişen Bir Kısım Bölgelerde (Ancumah)
Gürgen Ağaçlarına Fosfor Maddesinin Nüfuz Etmesiyle Oluşan Odun
Cinsi, İyice Kuruyup Yakacak Hale Geldiğinde Anlaşılabilir,
Karanlıkta Kor gibi Parlayan Odunu Cinsi.(Karanlıkta Beyaz Veya
Sarımsı Işıklar Şeklinde Kendini Gösteren Odun Cinsine Verilen
İsim) KSİLO: Bkz.
FER’İS:
Fer’is; Götürmek. Getirmek. (İngilizcedeki “FERRY” Taşımak
Kelimesiyle Akraba Olduğu göz önünde Tutulursa Türkçede FERİBOT
Şeklinde Kullanılmaktadır) Pontus Dilindeki Bu Kelimeden
FOR’DOS(Bkz.) Yüklenmek Anlamındaki Kelime İle Kök Akrabalığı
Düşünülebilir. Belki Daha Uzak Bir İhtimal, E’FOR (Beceri)
Anlamındaki Kelime İle de İrtibatlı Olabilir? FER’E-MA: Getir
Onu Bana. YA’FERE TO (DZ)ROBAN: Orağı Bir Getir!
FİLESOR:
Filesor; Yaprak Dökümü. Yaprak Dökümünün Gerçekleştiği Dönem..
E'FİLO’SOROS’E: Yapraklar Dökümü Zamanı Oldu.(Kelime FİLO +
SOR’OS Açılımı Şeklinde Yazılmasına Çok Doğal Olarak İmkan
Vardır.Bu Durumda Şu Anki Bilgimle SOROS Kelimesinin Yörede Tek
Başına Bilindiğine Dair Şu An Herhangi Bir Bigiye Sahip Değilim.
Yazarın Notu:O:Y)
FİLESTER:
Filester; Hartama Çıkarmaya (OLuşturmaya) Yarayan Özel Bir
Satır.
FİLO:
Filo; Yaprak, FİLA: Yapraklar.
FİRFİL/FİRFİLİS
Firfilis; Rüzgarın Hafif Hafif Esmesi. Meltem Rüzgârı.
E'FİRFİLİSE: Hafif Hafif Esti.
FİTEPS: Dikmek Toprağa Vs.Fİ(TY)EYA: Fidanlar. Fi(ty)o: Fidan.
Fİ(TY)EPSONA! Dik Onu! E'Fİ(TY)EFKE: Dikildi (Yukarıdan Düşen
Veya Atılan Bir Şeyin Yere Saplanması Anlamında, Yere Çakılmak)
E’FİTEFTE! Dikildi, Çakıldı.
Fİ(DY)EFTA:
Fi(dy)efta; Dikili Durumda, Ayakta. Dikile Vaziyette. Fİ(DY)EFT
OR(DS)A: Ayağının Üzerine Dikilir. N'DO Fİ(DE)FKES ORSA, O'DANDE
U’KAHESE? Ayağının Üzerine Neden Dikilip Duruyorsun? Otursana
Aşağı! N'DO FİTEFKES EÇA? Orada Neden Dikiliyorsun.
Fİ(DY)AN:
Fi(dy)an; (Bitki) Fidan.
FİDOTİ:
Fidoti; Dikili (Dikmek Fiilinden Bir Yer Adı)
FİSA:
Fisa; Esmek. LAĞA FİSA: Nasıl da Esiyor. FİSA AZA MEREYA: Bu
tarafa Doğru Esiyor.
FİSARA: Arap / Türk. Fesat. (Kelime Esmek Üfleme Kökünden
Türetilmiştir) ( Fe- Se - Re. Kök Harfleri Temelli = Fisara -
Hint Avrupa Dilleri) Söz Taşıyan. FİSARA = Üflemeci, Üfleyen,
Üfleyici, Laf Taşıyıcı ( İslam Dini; Cibril Meleğinin Söz
Taşıması Anlamında Olabilir. Kelime Taşıyıcı Cibril, Cibrilin
Allah'ın Sözünü Meryeme Üflemesi, Fisara Üflemeci, Bakire
Meryeme Rabbin Söz'ünü Taşıyan – (Kur'an) : Ona Ruhumuz (Cibrilimiz)
dan Üfledik Ve Rabbinin Kelimeleri Onanmış Oldu ) E’ FİSARA!
Seni Gidi Fesat.Seni Gidi Söz Taşıyıcı. Türkçe: (Fıs)ıldamak,
(Fıs)ıldaşmayın, (Fıs)ıltı, (Fis)kos Etmek. FİS’A TO APSİMO: (Fisa
Ta'psimo) Üfle Ateşe.!
FİŞTİKA:
Fiştika; Basit,Ağırlıksız.. Kişiliği Oturmamış İnsan Tipi.
FTİKS:
Ftiks; Tükürmek. FTİKSİMO: Tükürük. E’FTİSE: Tükürdü. LUKSA
E’FTİKSE: Balgam Tükürdü. ATO ANDA AYE U’ÇEN ESİ FTİKSOME: O
Öyle Değilse Sen Beni Tükür.(Ayıplanma)
FTİRA:
Ftira; Bit (Asalak) FTİRES: Bitler. E’FTİRA’SA: Bitlendim.
E’FTİRESES İ’KAZO? Bitlendin Galiba.
FTÖROTİ:
Ftöroti : (KUTAL) Bkz.Kutal. Kelimenin Türkçe Karşılığı yoktur.
Yalnızca Karadenize özgü bir mutfak aletidir. Günümüz
mutfaklarında kullanılan “ El Mikseri ”ne belki karşılık
gelebilir. Mümkün mertebe ayrımları birbirine uzak ama kısmen
aynı seviyede Uygun dal çıkıntılarına sahip bir çam ağacı, tepe
kısmından kesilip şekillendirilerek yapılır. Üst kısmı avuç
içinde yuvarlanacak biçimde ve uzundur. Diyelim bir tastaki
ayran çalkalanacaksa avuç içerisinde bir sağa bir sola süratle
yuvarlanarak sıvı homojeniz edilir. (Çamaşır makinesinin çalışma
mantığı) Belki modernize edilmesi bile mümkün olabilir. “
Ftöroti “deyimi yerine “ Kutal ” deyimi de kullanılmaktadır.
Örnek Cümleler: Fereme to Ftöroti ! ( Ftöroti'yi (Kutal) ı bana
getir )N'DOSO TO ĞALA ( Vur Yoğurdu - Yoğurdu Çalkala )KRUSO TO
ĞALA ( Vur Yoğurdu - Yoğurdu Çalkala )Krusona / N'dosona ( Vur
Onu ! — Çalkala Onu ) ?Kelime bazı yerlerde Argo da bir deyim
olarak da karşımıza çıkar. Eba Eftöroti ! = " Hey Sen Kadın "
Ftöroti - Çarpık Bacaklı = Seni Gidi FTÖROTİ (Çarpık Bacaklı
Kadın)
FOFOT: çürümeye Hazır. FOFOTAS: Çürümeye Yüz Tutmuş.
FOLİFOLİ:
Folifoli; Çocuk Dilinde, Annenin "Elbisesini Giy" Anlamında
Söylediği Söz. FOLİFOLİ E'PULİM FOLİFOLİ..
FOLİZ:
Foliz; Kabak Tohumu Ekilen Yer.
FORİ(DZ):
Fori(dz); İp. KALA(DS)İ FORİ(DZ): Sepet İpi.
FORDOS:
Fordos; Yüklemek. FORDOMENO: Yüklenmiş, Yük Almış Erkek.
FORDOMENİSA: Yük Almış Kadın.2.Hamile Kadın.
FORODİKO:
Forodiko; Üst, Giyisi,Eskiden Hint Kenevirinden Elde edilen
İple,Dokuma Tezgahlarında Üretilen Gövde Giyisisi.
FORO’S:
Foros; Giyisi. FORİSONA: Giydir Onu. FOREĞMENOS! Giyinmiş! (
Muhteşem Giyisili)
FOROZ: (A(DS)İYO + FOROZ)?
Foroz; Dindar İmanlı Kişi. (Bu Kelime, Pratikte Bu Gün
Kullanılmamakta İse de A’foroz Kelimesi Kullanılır Olduğundan
Zıttı olduğunu fark edebiliyoruz) Bkz.Afaroz.
FOSİL:
Fosil; Eski, Yıllanmış Şey.
FOSO:
Foso; Işık, Işık Kaynağı.. (TS)OSO Dİ FOSO: Söndür Işığı. MONO
FOSO EPİSOME NA TERO ATOHA N’DOHNAYEN: Bana Biraz Işık Yap(Işık
Tut) Bakacağım Orada Ne Var.
FOS’A: Aydınlık. FOSES: (Fiil) Aydınlanmak E’FOSES’E:
AYDINLANDI. NİMERA, FOS’A EPİĞAME: Gündüz (Vakti) Aydınlık.
FOVE(DS):
Fove(ds); Korkmak,(Daha Çok Kişinin Kendi Ruh Durumuyla İlgili,
Küçük Çapta Korku) Çekinmek. 2.Dert Etmek. POLA FOVE’TE ASON
ÇİRİNAT: Babasından Çok Korkar. Mİ FOVASE HA: Korkma Ha! POLA
FOĞUME APAÇİNUSU: Çok Korkuyorum Onlardan. ALO MU FOVAS! ATOS
UÇE NARDE: Bir Daha Hiç Korkma, Korkma (Dert Etme) O Gelmeyecek!
EPA YAMİ FOVA(DS)E E NAHNAKA: Hey (Sen Kadın) Korkma Be Yahu
Seni Ödlek!
FRA(KH)Tİ:
Fra(kh)ti; Ot Ya da Benzer Şeylerin Tırmıklanarak Biriktirildiği
Ve Çevrildiği Yer.
FRA(KH)TİZ:
Fra(kh)tiz:; Taraklamak.Yerdeki Ot Veyahut Çakılları
Taraklamak,Tırmıkla Toplamak.Tırmıklamak(!)
FRU(KH)NAS :
Küflenmek. E’FRUHNAYE: Küflenmek.TO FAYİ E' FRUKHNAYE:(TO FAYİ E
FRU(KH)NASE) Ekmek Küflendi!
FRU(KH)Nİ:
Fru(kh)ni; Küf.
FTAN:
Ftan; Yetişmek.ATE EŞİ FTANİSE TREKSO: O (Kadın) Yetişiyor Seni
Koş ! FTA’SO’NA: Yetiş Onu.
FTELİZİTSA - OFTİLİTSA:
Ftelizitsa,Oftilitsa; Karaağaç (Kestaneye Benzeyen Bir Ağaç
Cinsi)
FTERA:
Ftera; Değirmen Çarkı. Çark.
FUÇ:
Fuç; Posası Kalmış, İçi Çürümüş.
FUMİS:
Fumis; Burundan Hızla Solumak.(Daha Çok Hayvanlar İçin
Kullanılır. TO ZO E'FUMİSE: İnek Pufladı.
FURCİS:
Furcis; Boğmak. Suda Boğulmak. E'FURCİYE: Boğuldu. SO NERO APES
E'FURCİYE: Suyun İçinde Boğuldu. FURCİZOSE HA! Boğarım Seni Ha!
(Tehdit) Mİ FURCİZİSME HAR! Boğma Beni Şimdi! E'DE'E FURCİĞA: Az
Kalsın Boğuldum.E' FURCİĞAMESTE LAİLAHE İLLELLAH!: Boğulduk
Lailaheillellah!
FURNO:
Furno; Kurbağa.
FUŞTUR:
Fuştur;
FUTUR:
Futur; Kişiliği Oturmamış. Kaypak İnsan Tipi.
G
GODİL:
Godil; Gerdan, Ense, Ense Boşluğu.
Ğ
ĞALADİTSA:
Ğalatidsa; Ham Meyve, Henüz Olgunlaşmamış Sebze.
ĞAM:
Ğam; Sikmek.Cinsel İlişkinin Kabaca İfadesi .Biyiloji
Kitaplarında Latince Kökenli Bir Kelime Kimliğiyle GAM'ET olarak
yerini almıştır. POLİGAMİ (Sosyoloji) Çok Eşli Bir Erkeği İfade
Eden Kişi İçin Kullanılmış Bir Terimdir. Karadeniz Rum.
ĞANAKHTİS:
Ğanakhtis; Yorulmak. ĞANAKHTİSİMO: Yorgunluk. ĞANAKHTİYA:
Yorgunluk. E’ĞANAKHTİSA: Yoruldum.
ĞANG'A:
Ğanga; Dirsek. (Fizik. İki "Gang'lı " Variable Kondansatör- İki
Dirsekli Değişken Kondansatör).
ĞANZİS:
Ğanzis; İki Yana Açmak.(Bkz: "APOĞANZİS" Kelimesinden Mülhemdir)
ĞARAVULAS:
Ğaravulas; Zırlamak, Anormal Biçimde Acı Çekerek Bağırıp
Çağırmak, Yaygara Koparmak. Feveran Etmek. UKSERO ĞARAVULAZ
DESTEC: Bilmiyorum Feveran Ediyor! O(DZ)ANDE ĞARAVULA(DZ)İS
N’DOHNAYEN: Neden yaygara Koparıyorsun Ne Oldu?
ĞARZUŞ:
Ğarzuş;
ĞASRİTS:
Ğasrits; Bir Yer Adı, Bir Bölge İsmi.
ĞASROS:
Ğasros; Öküzün İneği Döllemesi. E'ĞASTRO(DS)E :Döllendi.
ĞASROMENOYEN: Döllenmiştir (Çiftleştirilmiş İnek İçin
Kullanılır)
ĞAYZARO:
Ğay(dz)aro; Eşek. ĞAY(DZ)UR! Eşşek' ĞAY(DZ) ARO METO SEMER:
Semeriyle Birlikte Eşşek! (Hakaret İfadesi)
ĞIRCİL:
Ğırcil; Yenilmesi Güç, Sert Meyve Ya da Sebze.
ĞLEBA:
Ğleba; Bazı Sebze Ya da Meyvelerin Soyulmuş Kabukları.
ĞLENDER:
Ğlender; Kısa,Yere Yakın Zayıf Canlı Tipi.
ĞLİÇİTRA (ĞLİKİTRA)
Ğliçitra: Sap Kısmından Koparıldığında, İçerisinden Süt'sü Bir
Sıvı Çıkan Bitki. Bu Süt'e Verilen İsim.
ĞLİNKSİ:
Ğlinksi; Kök, Kök Kalıntısı. ĞLİNKSİYA: Kökler.
ĞLUBİS:
Ğlubis; Yolmak. ĞLUBİĞMENO: Yolunmuş. ĞLUBİĞMENO KOSARA:
Yolunmuş Tavuk.
ĞLOSA:
Ğlosa; Dil.Vücutta Dil Organı.
ĞREMA:
Ğrema; Yazı. ĞREMATA: Yazılar.
ĞOMAR:
Ğomar; Yük. E'FORTOSE TO ĞOMAR: Yüklendi Yükü!
ĞOMA(DT)O:
Ğoma(dt)o; Dolu. TU ÇURUS TA SARBİYA ĞOMATO U’ÇİNE: Babanın
Ambarları Dolu Değiller! (Sitem)
ĞOMOS:
Ğomos; Doldurmak. Kab vb. Bir Şeyin İçine Sıvı Bir Şey Koymak. E
ĞOMOSE'SA: Doldurdunmu? POLA E'ĞOMOSE'SA: Çok Doldurdun!
ĞOMOYEN: Doludur. ĞOMOMENO: Doldurulmuş.
ĞONCİS:
Ğoncis; İnlemek, Mi'ĞONCİZİS: İnleme!(İnlemekten Men Emri)
ĞRAPSİZ:
Ğrapsiz; Yazı. ĞRAPSİZMATA: Yazılar. TU ÇURUM TA ĞRAPSİZMATA:
Babamın Yazıları. TEMETERO TA ĞRAPSİZMATA: Benim Yazılarım
(Benim Yazmış Olduğum Yazılar.
ĞRATİ:
Ğrati; İğreti.
ĞRİPNİS:
Ğripnis; Huzursuz Olmak, uykusuzluk ya da Benzer Bir Şey
yüzünden Rahatsız OlmaK.Örn. EĞO UÇE ĞRİPNİSA! Ben Rahatsz
Olmadım.(Birisinin Yaptığı Bir Davranış Karşısındaki
Kayıtsızlığın İfadesinde Kullanılan bir Deyim, Ben Rahatsız
olmadım (Aman da öyle Olmuş)
ĞULİ:
Ğuli; Bir Çeşit Fazla Parçalanmadan Pişen Kara Lahana Yemeği.
ĞULİ NA PSENUME: Ğuli Pİşireceğiz.
ĞULİS:
Ğulis; Kusmak, İstifra Etmek. E'ĞULİSA: İstifra Ettim. NA
ĞULİZO: Kusacağım.
ĞUNZİ:
Ğunzi; Kazma'nın Metal Üst Kımı.
ĞURMUŞAS:
Ğurmuşas; Bez, Elbise Veya benzer Bir Şeyi Bir Yere Yığmak
Toplamak, Bir Şeyi Kırıştırmak. ATOHA E'ĞUMUŞASATO: Onu Oraya
Yığdım-Oracığa Topladım. Mi ĞURMUŞAYİSA: Onu Kırıştırma!
ĞURNİ:
Ğurni; Silindir Biçiminde Tahta Kovan. Arı Kovanı. Silindir
Biçiminde, İçerisinde Un Veya Peynir Türünden Şeylerin Konulduğu
Büyük, Saklama Kabı. Büyük olanı (ZD)RUVAN Yayık Denir.
ĞURNAVA:
Ğurnava; Bir Kadın Lakabı.
ĞURUZO:
Ğuruzo; Yumur. yumur Halde Bulunan Şey. Yuvarlak İçi Dolu Cisim.
E'ĞURUZAYE: Yuvarlaklaştı.
ĞURZULA / ĞURZUL
Ğurzula; Bencil.Eğo’ist,Yalnızca Kendini Düşünen.
ĞUVİS
Ğuvis; Yıkılmak, Yıkılarak Düşmek. Devrilmek, Yana Devrilmek.
H
HAR:
Har; Şimdi, Şu An. Lahza. HAR HAR: Hemen Şimdi, Derhal! HAR HAR
ELAZAHA: Derhal Buraya Gel. (Ha Şimdi Buraya Gel-Rumca Tesirinde
Türkçe İfade),OZNO HAR. Şimdiye Kadar, Şimdiye değin. PESUNE
OZNO HAR? Neredeydin Şimdiye Kadar? HAR YELAZAHA!
(YA-ELA-A(DZ)AHA) Şimdi Gel Şuraya(Şu Vaziyeti Bir Gör Hele
Anlamında)
HAR:
Har…; Ya Şimdi…(Tereddüt Anlamında)
HAR EKHTEZNO:
Har E(kh)tezno: (Şimdi-Geçmişte) Yakın Geçmişteki Zamanı Anlatan
Cümlede Fiilden Önce Gelir. HAR E(KH)TEZNO ER(DS)E SO’SPİTİMUNA
ENA İNEKA: Şimdi Yakın Geçmişte Geldi Evimize Bir Kadın.
KH
(KH)ALAKS:
(Kh)alaks; Bozmak.Yıkmak.Enkaz Haline Getirmek.Moralini Bozmak.
E'KHALAKSESA ? Bozdun mu Onu.EKHALAKSESA ÇE EPİÇENA
TARDAĞAN.(Bkz..Tardağan.) Yıktın (Bozdun) Paramparça Ettin Onu
(KH)ALKO :
(Kh)alko; Kazan.(Büyük Kazan-Büyük Bakır Kazan) Bu kelime
Latincede Bakır anlamına gelir.Literatütde, KALKO-LİTİK ÇAĞ =
Bakır - Taş Çağının ifadesine karşılık gelir.KALKO-LITO
Kelimelerinin birleşiminden meydana gelir.LITO Kelimesinin
karşılığı Taştır. Karadenizde Çaykara yöresinde Rumca konuşanlar
malesef kelimeyi zamanla unutmuştur.Belki başka bazı yörelerde
biliniyor olabilir.
(KH)ALKOPUL: Küçük Kazan,Yavru Kazan. PUL = Yavru, PULİYEN =
Küçücüktür.
(KH)AMNO: (Kh)amno; Sulak, Cıvık (KH)AMNO E’YENDUNE: Sulak
Oldu.(Yemek Ya da Başka Şey İçin Kullanılır)
(KH)ARVELOS:
(Kh)arvelos; Yalama Yapmak.Bozulmak.
(KH)ASİMO:
(Kh)asimo; Yitirmek.Zayi Etmek. KHASO: Boşver!
(KH)LO(DZ)İ:
(Kh)lo(dz)i; Oklava.Oklava Çubuğu. Hamur Açmaya Yarayan Düz
Silindir Biçimindeki Çubuk.
(Kh)oli; Sinir, Kızgınlık. (KH)OLİ’FERE: (Mot. Sinir Getirdi)
Sinirlendi. (KH)OLİZAĞ: Sinirlen! (Bana Ne Anlamında Ya da Emir)
KHOLİZAĞA, KHOLİZAYES, (KH)OLİZAYE, HOLİZAĞAME KHOLİZAYESTE,
KHOLİZAĞANE.
(KH)OLİSAVRA:
(Kh)olisavra; Kertenkele.
(KH)AK:
(Kh)ak; Başka. TU KHAK'TA PE(DZ)İYA: Başkasının Çocukları.
(KH)ALDİKOMOMOL:
(Kh)aldikomomol; (Bkz.MOMOLA)
(KH)AKUNUNA:
(Kh)akununa; Başkası.(KH)AKUNUN’AS: Başkasının, Ötekine Ait,
El'in.
(KH)ALAZ:
(Kh)alaz; Dolu.(KH)ALAZ VREŞ TESTEÇ: Dolu Yağıyor.
KHAMİLO:
Khamilo;Yumuşak,Yufka.
(KH)AMNO:
(Kh)amno; Cıvık, Sulak. Su Oranı Fazla Olan Şey.
(KH)ANDOKOKA:
(Kh)andokoka; Böğürtlen.
(KH)AR: Sevinmek. Aşka Gelmek. (KH)ARAM: Aşkım. E'(KH)ARE:
Senindi. Aşık Oldu.
KHLİ’YO:
(Kh)li’yo; Sıcak. (KHLİ Köküyle Birlikte İKLİM Şeklinde Uluslar
Arası Dilde Kullanılma Biçimleri Mevcuttur) AUTO TO ŞURVA POLA
(KH)LİYO’YEN:
(KH)LOSO:
(Kh)loso ;Isı.,Sıcaklık.(KH)LOSO: Isıt(Emir)
(KH)OL(KH)AN:
(Kh)ol(kh)an; Ot Biçme Zamanı. Otluk Yer.
(KH)ORAF:
(Kh)oraf; Tarla. TO (KH)ORAFUMUNA: Tarlamız. Mİ MALAKS'İTE TA
(KH)ORAF'UMUNA: Tarlalarımızımızı Çiğnemeyin! ARGOS E'MALAKSANE
TO (KH)ORAFUMUNA: Ayı Tarlamızı Çiğnedi.
(KH)OROŞAN:
(Kh)oroşan; Şemsiyegillerden Beyaz Renkte Bir Bitki.
(KH)RİST:
(Kh)rist; Pontus Rumcasında Sürmek, Ovalamak, Bulaştırmak
anlamına gelir. Sözgelimi: E Hrista e Panasem (Üzerime
Süründüm), E Hrise! Epera Sembera (Sağa Sola Sürdü = Etrafı
bulaştırdı)
Hıristiyan Romalılar, İsa peygamberin, hastaların üzerine "elini
sürmek" Suretiyle Onları İyi Yapma Mucizesine atfen, İsa
peygamber İçin " HRİSTOS " = Ovalayan (Erkek) ifadesini
kullanmışlardır.
Kelimenin Sonundaki "OS" Cinsiyette, Erkeklik Tanımlaması Yapar.
Hıristiyan Rum Toplumlar, Zamanla " HRIST " Kelimesinin Sonuna "
İNA " Ekini de Getirerek " HRISTİNA " ! Şeklinde Bir Kelime de
Türetmişlerdir ki Rumca'da "Ovalayıcı, Sürücü (Kadın) " anlamına
gelir. Fakat Yakıştırmayı Yapanlar, İsa peygamberin Annesine
(Meryem) Verilmiş Böyle Bir Kudreti Kastettiklerini Varsaysak
Bile, Kendi Din Kaynakları olan 4 İncil Yorum Kitaplarında Dahi
Böyle Bir Kayıt Mevcut Değildir. İsevi Kadın Anlamında
Kullanılmış Olabilir.
Aynı Deyim Müslümanlar İçin de Geçerli Olup Müslümanlar da İsa
Peygamber İçin " MESİH " Tabirini Kullanmışlardır. "Mesh",
Arapçada Sürmek, Ovalamak Anlamına Gelir. Meryem Oğlu İsa Mesih
= Meryem’in Oğlu Ovalayıcı İsa.
(KH)RONO:
(Kh)rono; Zaman,Zaman Dilimi. ENA (KH)RONO ANDA KAHUMESTE NA
TERİS ATOS PAL EKSEVENCE’ERDE: Bir Zaman Oturur isek,Görürüsün O
da Çıkagelir..
(KH)ORİYO:
(Kh)oriyo; Köy.
KHOROS:
(Kh)oros; Köylü.(Adam) (KH)OROTENA:: Köylü(Kadın)
(KH)OROT:
(Kh)orot; Köylüler. KHORİSO: Köylü (Erkek) Khor(ts)a:
Köylü(Dişi)
(KH)ULAR:
(Kh)ular; Kaşık.(KH)ULARİS: Kaşıklamak (Çarçabuk Yemek, Yemekte
Acele Etmek Anlamında Bir Deyim) ENA (KH)ULAR VUTÖRO: Bir Kaşık
Yağ. ELİĞOR! E' (KH)ULARİSO, NA’ PAME (EK)HUME:(DZ)ULİYA Çabuk
Kaşıkla (Yemeğini Hızlı Bitir!) İşimiz Var Gideceğiz.
(KH)URTS:
(Kh)hur(ts); Ot Tomarı. Çayırlarda Kuru Otları Bir Araya
Toplayarak Ot Bağıyla Oluşturulan El Yapımı Ot Paketi. Altındaki
Toprak Kütleyle Birlikte Sökülen Yaş Ot Tomarlarının Her Biri.
(KH)ANDONAR:
(Kh)andonar; Dikenlik Bitkilerin Kümelendiği Yer. Dikenlik Alan.
(KH)ANDOKOKA:
Khandokoka; Böğürtlen.
(KH)ANDOŞERA:
Khandoşera; Kirpi. Üzeri Dikenli Yer Hayvanı.
(KH)LEPS:
Khleps; Çekişmek. Çatışmak. Kavga Etmek. E(KH)LEPSAME
METİ'ĞREYA(METİN'EĞREYA) Kavga Ettik İhtiyarla(Bizim İhtiyarla
Kavga Ettik-Yaşlı Kadının Kocası İle Yaptığı Kavgadan Sözederken)
(KH)LEVUMESTE MİYA MİYA: Ara Ara (Bazan) Kavga Ederiz.
KHOMA:
Khoma; İsim. Toprak. KHOMATA: Topraklar, (Çoğul) KHOMAS:
Topraklar (Latince deki HUM'US kelimesiyle özdeştir.
Bkz.Bilimsel Literatürde Humuslu Toprak Deyimi) O ÇİRİM ÇİTE SA
HOMATA APES ! Babam Toprakların İçinde Yatar (Yatar Durur -
Çaresizlikten Şikayet Etme Anlamında bir Deyim)
KHUMİ:
Khumi; Pontus Köylülerinin Yalnızca Yaylalara Çıkarken, Yayla
Yollarında, Yalnızca Keçilerin Boyunlarına Taktıkları Büyükçe
Zil.(Gösteriş Ve Debdebe Maksatlı Zil, Tören Zili - Bu Zil
Hayvana Eziyet Verdiğinden Daha sonra Çıkarılırdı)
İ
İ'(DZ)ROS:
İ'(dz)ros; Ter. İ(DZ)ROSA: Terledim. POLA İ(DZ)ROSA: Çok
Terledim.
İFEN:
İfen; Dokumak. İFESE: Dokudu. İFESENA: Onu Dokudu. ATO EĞO
İFESATO: Onu Ben Dokudum. A'TO İ'MANAM İFESE: Onu Annem Dokudu.
İFETOS:
İfetos; (Zaman) Bu Yıl. İFETOS POLA E'MOFA İMERAS E'ZEVASAME: Bu
Yıl Çok Güzel Günler Geçirdik.
İKORONA:
İkorona; Garip, Zavallı Çaresiz.(Genelde Kadınlar İçin
Kullanılır)
İ’LO-İ’LOS:
İlo; Güneş. O İLOS ENDOÇE: Güneş Vurdu. O İLOS LAĞA KRU: Güneş
Ne Biçim Vuruyor.
İNEKA:
İneka ; Kadın " anlamına gelir.Kelimenin Tıp biliminde,
kullanılan JİNEKO-LOJİ.İfade Latince birleşik iki kelimeden
Kotarılmıştır.JINEKO-LEGOS ,JINEKO K.Ru.da Ineka olarak
karşılığını bulabilir. LEGOS Yunanca da Kelime-"Bilim" kelimesi
nin karşılığı olarak da kullanılır. LEGO (K.Ru.nda), "Söylem,
İfade " kelimesine Karşılık gelebilirr. EĞO LEĞO = Ben
Söylerim..gibi..
‘İNEKİSE :
İ'nekise; Kelimesinin karşılığı, Türkçede "Evlendi"
Kelimesidir.Kelime Türkçeden ayrı olarak (yalnızca) Erkek için
evlendi anlamına gelen kelimedir.Bu kelime Motamot türkçeye
çevrildiğinde," Kadınlandı " gibi bir garip bir ifade ile
karşılaşılır.Arapça gibi benzer gurup bir dilde de "tezvic" gibi
çok daha rahat karşılığını tam bulabilen bir kelimedir.İNECİSA /
İNEKİSA = Evlendim (Ben Erkek) EĞO İNEKİSA = Ben Evlendim. EĞO :
Bk
İRO:
İro; Gökkuşağı. O İRO EKSEVE: Gökkuşağı Çıktı.
İSO:
İso; Doğru. Yalanın Tersi Anlamında,(Bkz.PSEMA) Eğri
Olmayan.Gerçek,Basbayağı İSA-PSEMATA: Doğru-Yalan İSO ANEN: Eğer
Doğru İse.
İSA:
İsa; Tıpkı…Nın Gibi. Benzer. İSA OÇİRİM E’MNAZ: Tıpkı Babama
Benziyor. İSA İPES: Doğru Söyledin, (Tıpkı Söylediğin Gibidir
Doğrusu).
İSPENDAM:
İspendam; Çınar, Çınar Ağacı. İSPENDAMOTİ: Bir Yer
İsmi..(Türkçedeki “Çınarlı” İsmini Karşılayabilecek Bir Kelime)
İSTİPAHE: Yukarıya, Yukarıya Değin, Yukarıya Kadar.
PEPUKA'ÇAN(KAN) OSTE'PAHE:(OSTO-EPAHE) Aşağıdan Yukarıya Kadar.
İS’Tİ:
İsti;(Bağlaç) İken, Esnasında.İr İken.. İSTİ’PAS: Gideriken.
SO’SKUDAR(SO ÜSKÜDAR) İSTİ'PAĞO, EPİRİME PAL(E'PİRE-EMANA) ENA
VREKSİMO:Üsküdara Giderİken Aldı Beni Bir Yağmur.
İSTİBANÇ:
İstibanç; Kendine Özgü Ekşimsi Bir Tadı Olan Ve Sap Kısmı
Soyularak Yenilen Ve Uzun Otluk Alanlarda Yetişen Yapraklı Bir
Meşhur Bir Yayla Bitkisi.
İVRİS;
İvris; Sövmek, Küfretmek.İVRİZ DESTEÇ: Söğüyor.
İVORİS;
İvoris; Havalandırmak,Hava Akımına Maruz Bırakmak.2.Dalgalanmak.
ANİSO TİN PORDA ÇE MONO İVORİSKUMESTE: Kapıyı Açta Biraz
Havalanalım.TA FORESİYAM EKRAMASA LAĞA İVORİSKUNDANE:
Elbiselerimi Astım Nasıl da Dalgalanıyorlar.
İZMODER:/ZMODER:
İzmoder; Hamur Yoğurulan Büyükce Kab.(Bkz.Zmo)
K
KAFÇİ:(KAFKİ),KAFKA
Kafçi(ki); (Kafka) Bir İnsan İsmi Ya da Lakap.Kafka’s.
KAFTE:
Kafte; Bir İnsan Adı,Ya da Lakap.
KAKAÇ:
Kakaç; Kekeme. Kekeleyerek Konuşan.. İnsan Lakabı.
KALANCİS:
Kalancis; Bir Ay İsmi. E'KALANCİSE :...Ayla'dı. (O Ay Geldiğinde
Söylenir. EBO'KALANCİSE:(Aynı Anlamda Kullanılır)
KALAM:
Kalam; Kolun Dirseğe Kadar Olan Kısmı.
KALAMONA:
Kalamona; Meşelik Alan. DÜZ (Türk.) KALAMONA: Bir Yer İsmi.
KALE:
Kale; İnekleri Sürerken Köylülerin Kullandığı Deh’leme Nidası.
KALİF:
Kalif; Kulübe. Küçük Ev. Oyuncak, Çocukların Eğlenmek Maksadıyla
Yapmış Oldukları Düzenekler, Eğlenceler.
KALO:
Kalo; İyi. Sağlam Sıhhatli.
KAMARA:
Kamara; Genelde Etrafı Ağaçlarla Çevrili Çimenlik Düz Küçük
Alanlara Verilen İsim. (Karadenizliler Bu Kelimenin Yunancada "
Oda " Anlamına geldiğini Zamanla Unutmuşlardır. Kamera
Kelimesinin Kökeni de Bundan Gelir. KAPOT’KAMARA: Bir Yer Adı.
KAMENO:
Kameno; Garip, Çaresiz, Kimsesiz Yapayalnız.
KAMİYA:
Kamiya; Asla, Hiç Bir Zaman. KAMİYA UÇE NARSE NE? Hiçbir Zaman
Gelmeyeceksin Değil mi?
KANİS:
Kanis; Hiç Kimse. Hiç Biri. KANİS UÇE'NARDE! Hiç Kimse
Gelmeyecek. KANİS KAYNA U(DS)EL! Hiç Kimse Kimseyi İstemez.
KAYNA TİPO MİLETE! : Hiç Kimseye Bir Şey Söylemeyin (Anlatmayın)
KAPARA:
Kapara; Ökçe. Bazı Ayakkabıların Topuk Kısmına Çakılan Demir.
KAPE:
Kape; Nerede, Nereye. 2.Bir Yerde, Bir Yere (Soru) KAPE’PİYE?
Bir Yere Gitti? (Ya da Bir Yere Gitti Ama Nereye Gittiğini
Bilmiyorum Anlamında)
KAPUSE:
Kapuse; Sakın! (Sakın Ha!) KAPUSE E'FTASA: Sakın (O İşi
Vb.Yaparsın) KAPUSE 2. Hani Nerde! (Yok Ki Öyle Bir Şey
Anlamında)
KATAKUTRİS:
Katakutris;(KATSİYO-KUTRİS Kelimelerinin Kaynaşması Sonucu
Oluşmuş Aslında Birleşik Bir Kelimedir. Bkz: "Katsiyo" - "Kutri"s
= "Birkaç"-"Koparma") İp Yada Kumaş, Elbise Vb. Bir Şeyi Çekip
Paramparça Etmek, Birçok Parçaya Ayrılacak Şekilde
Koparmak.KATAKUTRİS:(Deyim Olarak) Kavga Ederek Birbirinin
Üstünü Başını Yolan Kişiler İçin de Kullanılır.E'KATAKURİĞAME:"Katakutris"
Olduk;Birbirimizin Üstünü Koparıp Paramparça Ettik,Birbirimizin
Saçını Başını Yolduk.
KATARİS:
Kataris; Beddua. Ah Etmek. E'KATARUTUNE: Beddua Ederdi. İ’MANAM
LAĞA E’KATARUTUNE: Annem Ne Biçim Beddua Ederdi.
KA(TS)ARİS:
Ka(ts)aris; Soymak. Elbisesini Soymak. Elbisesini Çıkarmak. E'
Katsarisona: Soy Onu! E’KATSARİĞA: Soyuldum.(Derim Soyuldu)
KA(TS)ATA
Ka(ts)ata; Alın, Yüzün Üst Kısmı.
KA(TS)E:
Ka(ts)e; Birisi. KA(TS)ER(DS)E: Birisi Geldi?
KATALACEV:
Katalacev; Anlamak.Anlayış.KATALACEVİS:? Anlar Mısın?
KATASPAS:
Kataspas; (KAT(DS)İYO ESPASE= Birkaç(Parça) Patladı Seri Kelime
Gurubunun Kaynaştırılmış Şekli) İncecik Parçalara Ayrılarak
Patladı,Çatladı.
KATE:
Kate; Öyle ki. Sanki. Öyle Bir Durum Var ki. Adeta (Kuşku) KATE
NA’ PA: Sanki Gidecek Gibi. KATE AYE: Sanki Öyle Gibi.
KATENGALES:
Katengales;Şikayet Etmek,İspiyonlamak. E'KATENKALESENA TON
ÇİRİNAT: Babasına Şikâyet Etti Onu! AS KATENKALOSE? Şikâyet
Edeyim mi Seni!
KATENİ:
Kateni; Kül Suyu.Saf Odun Külünü Suyla Karıştırarak Yapılan Saç
Temizliğinde Kullanılan Sıvı. Bir Saç Temizleme Maddesi..
KATENO:(KATENOS)
Kateno; Duru Su, Saf Su. 2.Saf.. KATENO PALALOS: Zır Deli.
KATOĞAVLA: (KATOY-AVLİ)
Katoğavla; Ahır Kapısı
KATOPULA:
Katopula; Kedi Yvrusu. KATOPULAS: Kedi Yavrular.
KATODSUR:
Kato(ds)ur;Eşik.Kapı Eşiği.
KATO(DS)OY:
Kato(ds)oy; Ahır Kapısı.
KATURE(TS)İYA:
Kature(ts)iya; Sidik. KATUR kutur: İşe! (İşemekten Emir)
KÂURAĞLA(DZ)A: (KÂUR-(AK)HLATZA)
Kâura(kh)la(dz)a; Çayırlarda Yetişen Ve İstenmeyen, Beyaz
Çiçekli Yabani Bir Ot Adı.
Kerdel; Büyükçe Tahtadan Yapılmış Kova. Hayvan Yalağı.
KAZGAL:
Kazgal; İnce Uzun Boylu İnsan Tipi. KAZGALA: (Kadın İçin)
KERDEL:
KİLİKA:
Kilika; Oyuncak. META KİLİKAS PEZUNE: Oyuncaklar'la Oynuyorlar.
KİLİ(TS):
Kilits: Çiçek.KİLİ(TS)A: Çiçekler.KUNDURO KİLİTSO: Bahar
Aylarında Ortaya Çıkan Bir Çiçek Türü.
KİRGİL: KİRGİLAS: E'KİRGİLAYE:
Kirgil; Sarkaç. Aşağıya Doğru Sarkmak.E'KİRGİLAYE:Aşağıya Doğru
Salındı,Aşağıya Doğru Salınarak Sarktı.
KİHAN:
Kihan; Tarlayı Ekine Hazırlamak İçin Kazma İşlemi.
KOÇİNO(KOKİNO)
Koçino; Kırmızı. Kırmızı Renkli. YA DER LAĞA KOÇİNAZ: Bak Nasıl
da Kızarıyor. E'KOÇİNASE: Kızardı.
KOFİN:
Kofin; Uzun, Uygun Fındık Dallarından Yapılan Bir Çeşit Gayet
Seyrek Örgülü Hafif Tel Sepet.(Eskiden Yaprak Vs.Gibi Şeyler
Taşımakta Kullanılırdı.Bir Şekilde "Kof" Boş Kelimesinde Olduğu
Gibi Türkçe'ye Geçmiş Kelimelerdendir.)
KOFİNOMİT:
Kofinomit; Topalak Burunlu İnsan Tipi.(KOFİN Burunlu Birleşik
İki Kelime Anlamında Şeklinde)
KOFTİLİ(DZ):
Koftili(dz);
KOFO:
Kofo; Sağır. KOFOS: Sağır Adam. A'KOFOS: Sağır Rolü Yapan Adam.
A’KOFESA : Sağır Rolü Yapan Kadın.
KOKO:/KAKA
Koko; İğrenç Pis Şey, KOKOÇ: Tiksinilecek Şey. KHİ! KOKOÇ!
Çocuğunu Pis Şeye Tutmaması için Annesinin Uyarusı; "Hıı" Pis
Şey! (Değme Sakın)
KOKORİS:
Kokoris;(Fiil) Eşelemek,Kurcalamak. Mİ’KOKORİZİS TA (KH)OMATA:
Eşeleme Toprakları.
KAKAÇ: Bir Lakap.
KOLFO:
Kolfo; Koyun, Bağır. İç Cep. VALESO TO ŞERİS SİN KOLFOS: Elini
Koynuna Koy. POSA EĞVALESE SON KOLFONAT: Ne Kadar Çıkardı
Koynundan(Cebinden) VALESONA SİN KOLFOS: Koy Onu Cebine! SİRONA
SON KOLFOS: At Onu Cebine!
KOLO(DS):
Kolo(ds); Peynirli Çörek.
KOLOPE(TSA):
Kolope(tsa); Peynir Kurdu.
KOPRATRO:(KOPRA-TRO)
Kopratro; Pislik Yiyen Böcek.
KOT:
Kot; Bir Ölçü Birimi.(Bkz.KOD, SOMAR, EKSAY) (2 KOD = 1 EKSAY, 2
EKSAY: 1 TENEKE, 1 TENEKE: 1/2 SOMAR.)
KOMAT:
Komat; Parça. Bir Bütünden Kopmuş Yahut Koparılmış İri Parça,
Yarı Parça. ENA KOMAT FAYİ: Ekmek Parçası. PAFTA.Parça.
KOR(DZ)İL:
Kor(dz)il; Düğüm. KOR(Zİ)LOS: Düğümlemek, Düğüm Atmak.
KOR(DZ)İL: Burundan Çıkan Kuru Sümük Artığı. KOR(DZ)İLA:
Düğümler.KOR(DZ)İLOS'ONA: Düğümle Onu!
KORGOT:
Korgot; Mısırın El Değirmeninden Geçirerek (Bkz. KORGOTOS.
E’KORGOTOSES? Mısırı El Değirmeninden Geçirdin mi Anlamında )
Daha Ufak Parçalara Ayırılmış Hali. KORGOTOŞUR: Korgot’tan
Yapılan Çorba.
KORONİZ:
Koroniz; Kapı Ya da Pencere Mandalı, Tahta Mandal, Mandal. E
KLİZOSO TO KORONİZ: Mandalı Kilitle. E'KLOSO TO KORONİZ: Mandalı
Çevir.
KOROYLEK'A:
Koroyleka; Çember, Çember Şeklinde.(ingilizce: Circle: Sörkıl =
Çember)
KOR(DZ):
Kor(dz); Pislik. PENDİKO'KORDZ: Fare Pisliği.
KOR(TS):
Kor(ts);Bir Yerden Kesilmiş, Artık Tahta Parçası.
KOŞKİN:
Koşkin; Elek. E'KOŞKİNİSO TA'LEVRA (TA ALEVRA) Unları Ele!
KO(TS)A:
Ko(ts)a; Vücutta Topuk, Topuk Bölgesi.
KOTZİ/KOTSİ:
Kotsi; Aksak. Topal.
(KH)ANDA:
Khanda: (Bitki) Dikenler. Kelime,"KHAND" Şekliyle Kök Halinde Ve
"Diken" Anlamına Gelir.(Bkz.KHAND'O-KOKA, KHAND'O-NAR,
KHAND'O-ŞERA)
KODİSPA:
Kodispa; İyi Arkadaş. Can Dosdu. Kafadar. KOTİSPAM: Samimi
Arkadaşım, Dostum.
KOBANİS
Kobanis; Perçinlemek, Dövmek. KOPANİSO TO TRİBAN: Tırpanı
Perçinle, Döğ!
KONİ(DZ):
Koni(dz); İnce Ve Beyaz Renkte, İnsanda Ve Sığırlarda
Rastlanabilen Bir Bir Çeşit Bit.(Asalak)
KOPEL :
Kopel ; Piç,KOPELA!(Küfür) Piçler !
KOTRON:
Kotron; Yaramaz, Aksi İnsan Tipi.
KUBLİ :
Kubli ; Asma Kilit. Elektronikte bir deyim olarak; Kublaj ,
Endüktif Kublaj, Kuble etmek. İng.:Cable: Kablo.
KALO :
Kalo; İyi.Kaloyen = İyidir (O), Kalosime = İyiyim, (Ben Erkek)
Kalesayime = İyiyim (Ben Kadın)
Kelime bu günkü yunancadakine (Kali) göre daha Kaba bir
ağızdır.Bilimsel Literatürde "Kalite ve Kandite bakımından..."
şeklinde deyimlere rastlanır.(Nİtelik ve Nicelik bakımından)
KANDİ! bkz.Kandi-Kandiyo.
KANDİYO:(KANZİYO)
Kan(dz)iyo; Pontus Rumcasında "Birkaç tane" ve "Dilim" anlamına
gelir.Bir meyvenin her bir dilimini ifade etmede kullanılır.KAN
Ve DİYA (ZİYA) = " İki " nicelik ifade eden Kelimelerin
bileşiminden meydana gelir. ENA KANZİ:Bir Dilim.ENA KANZİ MİLO:
Bir Dilim Elma, KANZİYA Dilimler. KANZİYO:Bir iki tane.
KAN'DRİYA = Üç Tane,Üç Parça
KANDESARA = Dört Tane, Dört Parça..vs
KAROFKA:
Karofka; Paket,onikilik Paket. ENA KAROFKA: Bir Paket.
KE:
Ke;(Bkz.ÇE)
KOSARA:
Kosara; Tavuk.
KOŞKİN:
Koşkin; E'KOŞKİNİSA: Eledim. E'KOŞKİNİSES: Eledin. E'KOŞKİNİSE:
Eledi.
KSERA:
KserA; Kuru. KSERO: Kurumuş. E'KSERA(DS)E: Kurudu (Kuruma
Sürecinden Geçmiş) E'KSERASES ! Kurudun! (Mahvoldun Yazık
Anlamında)
KSERENDER:
Kserender; Kurutmalık. Mısır Vb.Nebatın Doğal Olarak Kurutulduğu
Küçük Müstakil Yapı Müstakil Ya da Evin Üst Katındaki Korkuluklu
Balkon.
KSEV’ES:
Ksev’es; Çıkmak. METO SKALA, E’KSEVE SO STEĞOS: Merdivenle
Birlikte Çatıya Çıktı.
KSİFU:
Ksi’fu; Ön İki Dişi Olmayan. Peltek.
KSİRİS:
Ksiris; Traş. E'KSİRİYE: Traş Oldu. NA'KSİRİĞUME: Traş Olacağım.
KUFO:
Kufo; Oyuk, Girinti Yer.
KUKS:
Kuks; Sevinç Ya da Keder Durumlarında Huuh Şeklinde Ses
Çıkarmak.Zılgıt Çekmek.
KUKUVAS:
Kukuvas; Çömelmek. E'KUKUVASE: Çömeldi.
KU(DS)İS’PARALALİ:
Ku(ds)isparalali; Sayıklamak. Uyku Sırasında Saçma Sapan
Konuşmak.
KULUNÇ(KULUNK)
Kulunç; Balyoz.Büyük Ağır Çekiç.
KULUNGUVARİS:
Kulunguvaris; Yerde Taklalar Atarak Yuvarlanmak.E'KULUNGUVARİYE:
Yerlerde Takla Attı.
KULUVARİS:
Kuluvaris; Takla Atmak.E'KULUVARİYE:Takla Attı.
KUNGUNA:
Kunguna; Küçük Çakal Cinsi. Yaramaz Çocuk Tipi (Argo) E’ KUNGUNA
O(DZ)ANDE FEVİS: Hey Kunguna Neden Kaçıyorsun?
KUNGUNO(DZ)EME:
Kunguno(dz)eme: Bölük Pörçük Bir Araya Toplanmış Şeyler.
KURO:
Kuro; Böcek, Minik Solucan.Tahta Kurusu.
KUR(DS)UÇEL:
Kur(ds)uçel; Un İçeren Çorba Gibi Benzer Sıvıların Üzerinde,
Unların Biraraya Gelmesi Sonucu Oluşan Hamurumsu Birikintiler.E'KURSUÇELiSE:
Pişme Esnasında Yemeğin Bu Duruma Gelmiş Olmasından Bahsederken
Kullanılır.
KURO'SKOLEKO:(KURO-SKOLEÇ'O) Bkz. Skoleç.
Kuroskoleko; Tahta Kurusu.Ağaç Solucanı.
KUSPİZ:
Kuspiz; Değirmen Taşının Üzerine Oturduğu Değirmeni Çeviren
Metal Eksenin Ortasında,Taş Delikten Bakıldığında Görülebilen
İri Vida.
KUSTANDA:
Kustanda; Ağustos Böceği.
KUTAL:
Kutal; Genelde Birbirine Yakın Yerlerden Dal Çıkarmış Ağaç
Parçası.
KUTRİ:
Kutri; Koparak Oluşmuş Kesik Şey. KUTROŞERO: Kesik El.
EKUTRİĞANE TA ŞERAM:Ellerim Kesildi.(Yorgunlukta Söylenir)
KUT(TS)A:
Ku(ts)a;Genelde Elin Üzerinde OLuşan Küçük Çıban.
KLİ(DZ)İ:
Kli(dz)i; Kilit. (Kelime Arapçada da Kök Esasıyla
Kullanılmaktadır. Bakz. Mekalit: Kilitler.Mekalitussemavat:
Göklerin Kilitleri)
KLİZOSTUR:
Klizostur; Kilit Düzeneği. Kapıdaki Kilit Mekanizması İle ilgili
Düzenek. KLİDİYA: Kilitler. KLİZOSONA: Kilitle Onu. KLİZOSO TİN
PORDA: Kilitle Kapıyı.
KREMAS
Kremas; Asmak. E'KREMASONA: As Onu (Elindeki "Elbise Ya da
Benzer Şey" i As)
KREMANDALİS:
Kremandalis;(Yukarıda Asılı Bir Şey Anlamında) Sarkmak,
Salınmak.(Baş Aşağı Sarkmak Bkz.APOKREMANDALİS)
KREMİS:
Kremis; Koyu Vermek, Ko mak. Terk Etmek. Eşini Bırakmak,
Boşamak. KREMİSONA HAR! Bırak Onu Şimdi! NA KREMİZOSA KAHE ÇE
NA'PAĞO: Bırakıp Gideceğim Sizi!
KOKA:
Koka; Ayakları Tutulmuş Gezmekte zorlanan İnsan Tipi.
KOÇ/KOK:
Koç; Tane. KOÇ'İYA: Taneler. STAFİLO'(STAFİLO'KOK:Biyolojide
Kullanılan Bilimsel Bir Deyimdir) TZUPAZO'KOÇ: Mısır Tanesi.Bu
Kelimeyi Yörenin Köylüleri,Tipik Yöre Ağzında Koç Olarak
Telaffuz Etselerde Bazı İfade Geçişlerinde KOK Olarak Telaffuz
Ettikleri Görülür.HANDOKOKA (HANDO-KOKA = Diken Diken Tanesi=
Böğürtlen)) Kelimesinde OLduğu Gibi..
KOLON:
Kolon; Yankı. E'KOLON'İSE: Yankılandı. TA (KH)UMİYA
E’KOLONİSANE: Büyük Ziller.Yankılandı
KAMİYA:
Kamiya; Hiç bir Zaman.Sakın Olaki. KAMİYA PERMENİSME! Sakın Ola
Ki Bekleme Beni! KAMİYA UÇENİS: Hiç Bir Zaman Yoksun!
KAYİMA:
Kayima; Gayet. Çok.KAYİMA POLA:Gereğinden de Fazla,Gayet Fazla.
KREMİZ:
Kremiz; Soğan.
KRATİS:
Kratis; Tutmak (Elinden Vs. Tutmak). 2.Bağlantıyı
Sağlamak.3.Yakalamak. E’PEPAHENAT KRATİ: Ucundan – Tepesinden
Tutuyor. KRATESOME: Tut Beni. EĞO AS FEVO ESİ KRATİSOME: Ben
Kaçayım Sen Ya Yakala Beni.!
KREMAS:
Kremas; Asmak. Askı.
KREMİS:
Kremis; Bırakmak, Serbest Bırakmak, Yere Ko'mak. Ayrılmak.
Boşanmak. İ'NEKAT E'KREMİSE: Hanımını Boşadı. NA KREMİSOSA KAHE
ÇE NEPERO
KREMANDALİS: Sarkıtmak, Sarkmak, Bir Şeyin Doğru Olarak Aşağıya
Sarkması. E’KREMANDALİYE: Sarktı.
PLESTİYA: Bırakıp Gideceğim Sizi Ve Yan Çizeceğim! (Şikâyet
Deyimlerinden)
KREMUL:
Kremul; Eskiden Ocak Ateşinden Aşağıya Sarkıtılıp, Çengellerine
Bakır kazanı Ya da Bakraç Asılan Kalın Zincirlerden Oluşan
Sarkaç. 2 Çengel
KREYA'S.
Kreya's; Et. KREYAS: Et. KREYATA: Etler. ULLO KREYATA'SEN:
Bütünüyle Ettir.(Bir Hayvan Hakkında Söylenir)
KSUMERE:
Ksumere; Dışarı, Dışarıya Doğru.(İç Bir Mekândan Dışarıya Doğru
Anlamında) Kelime Kök İtibarıyle İki Kökten (EKSO-MEREYA:
Dışarı'Ya Doğru) (Rumcanın Benzer Birçok Örnellerindeki gibi)
OLuştuğu Kolayca Farkedilebilir.
KUKAÇ:
Kukaç; Soba Halkalarını Yerinden Söküp Taşımaya Yarayan Ucu
Kıvrık Demir.
KUKAR:
Kukar; Ucu Bükük, Ucu Kıvrık Sopa Ya da Benzer Şey.
KUKAROMİT:(KUKAR'OMİT) Kıvrık Burunlu İnsan.
KUKARAP:
Kukarap; Uzun Tip Lezzetli Bir Armut Cinsi.
KUKUTS:
Kukuts; Fasulye. E'PSESİTE ELİĞA KUKUTSA: Biraz Fasulye Pişirin.
KUMBAS:
Kumbas; Düğmelemek (Elbise).İliklemek.
KUMBİ:
Kumbi; Tutam, Salkım. Ağaç Vb.Şeylerden Aşağıya Sarkan Tutam
Meyveler.KUMBİYA: Salkımlar.
KUMUŞ:
Kumuş; Kesta ve Benzeri Ağaç Ya da Bitki Yemişlerinin Üzerini
Örten Dikenli Koruyucu.
KUBİS:
Kubis: Dökmek. Dökülmek. Dağılmak. Tane Tane Saçmak. El Amelden
Kalmak, Dökülmek. O ŞİMOS E' KUPİSE: Yağmur Döktü.
KUNDESİMO:
Kundesimo;İteklemek.KUNDESO: İtekle. KUNDESONA: İtekle Onu!
KUNDURO:
Kunduro; Mart Ayı.
KUNDUROKİL(İT)SO: Mart Çiçeği, Kar Çiçeği.
KUNİ:
Kuni; Beşik.Sağa Sola Sallandırmak,Yaylandırmak. KUNİSO ĞARZEL:
Çocuğu Salla,Çocuğun Beşiğini Salla!KUNİYA: Bir Yer Adı veya
Beşikler Anlamında.
KUNUPA:
Kunupa; İnce Sivrisinek Cinsi.
KURDES:
Kurdes; Yutmak. KURDE(KH)TA: Yutkunur Olduğu Halde, Yutkunur
Durumda. E’KURDESENA: O Şeyi Yuttu. E'KURDESATO (E'KURDESA ATO)
Onu Yuttum. KURDESONA: Yut Onu.
KURDİSTRA:
Kurdistra; Kursak.,Yutak ("Kursak Kelimesi" Türkçeye Rumcadan
Geçmiş Olabilir.Bkz.Kurdes,Kurdesimo)
KURFİS:
KurfiS; Kayırmak. TO PEDİNAT LAĞA KURFİZ! Çocuğunu Ne Biçim de
kayırıyor. Mİ KURFİZİSA! Onu Kayırma!
KURSİ:
Kursi;İsim. Püskül. KURSİYA:(Çoğul) Püsküller.
KURUT:
Kurut; Taşak.Erkek Üreme Organlarında Yumurta.
KUSKUL:
Kuskul; Aşağıya Sarkan Saç'a (Yahut Hayvanın Kuyruğuna) Üst
Kısmını Bağlamak Düğüm Atmak.
KU(TS)A:
Ku(ts)a; Genelde Ellerde Çıkan Küçük Çıban.
KUTRİ:
Kutri; Kesik Şey. Koparılmış Şey. Kelime En Azından Hint Avrupa
Dillerinde Benzer Şekillerde Karşımıza Çıkar. Arap
Dilinde,"KAT"'I"- İngiliz Dilinde, Yazılış İtibarıyle "CUT"
Şeklinde Olduğu Görülür.
KUT’RİS:
Kut’ris;(Kök Harfleri “KUT”tur.Kut’ris Şeklinde Mastar
Olur.İngilizce de “CUT” Şeklinde Karşılığı Vardır.Arap Dilinde
Aynı Anlamda “KUT’I” Şeklinde Mevcuttur Ve Kullanılır. (O.Y
Yazarın Notu) ) Kesmek,.Bir Şeyi Kesmek Veya Koparmak Suretiyle
Parçasından, Ayırmak.Elden Ayaktan Kalmak, Bitmek.Çaresiz
Kalmak. El Ayakların Dermansız Kalmasında Deyim. E'KUTRİĞA:
Kesildim.(Bittim) Çaresiz Kaldım. KUTROŞERO: (Lakap Olarak da
Kullanılmaktadır.) Kesik El. KUTRİĞMENO: Koparılmış. O’RAMAM
E’KUTRİYE: İpliğim Koptu. TO LİTARUMUNA E’KUTRİYE: İpimiz
Kesildi. KUTRİKA: Koparılarak Parçası Alınmış. KUTRİSONA: Kesip
Kopar Onu.
KUVAR:
Kuvar; Yumak. ENA KUVAR: Bir(Top) Yumak. Sarmal.
L
LABAZA:
Labaza; Bir Tür Yabani, Belki Zehirli Bitki. Geniş Yapraklı
Yerde Biten, Hayvanların Zoraki Yediği Bir Bitki Türüdür. LABAZA
KİNDEYA, EĞVALE'CE PETA (Bir Çocuk Tekerlemesi, Temenni Deyimi,
Eskiden Karadenizli Çocukların Ellerine Isırgan Otu (Bkz.Kindeya)
Batınca Bu Bitkiden Alıp Eline Sürdüğünde Dikenin Çıkması İçin
Söylediği Çocuk Deyişi; Labaza,Kindeya Çık Ve Uç Ve Git!
LAĞA / LAĞO
Lağa; Nasıl.( Vurguya göre Değişik Tanımlanma Biçimleri Vardır)
LAĞA LEĞO? Nasıl Diyorum. LAĞA LES! Nasıl Dersin? İSA LEĞO:
Doğru Söylüyorum.
LA:
La;
LAKIRDİ:
Lakırdi;
LA’LU:
La’lu; Lal.Dili Tutuk.Konuşamayan. LALUKA: Dilsiz Kızcağız..
LA(KH)TA:
La(kh)ta; Tekme. TO ZO LA(KH)TİZ DE'STEÇ: Hayvan Tekme Atıyor.
LA(KH)TOKOPA:
La(kh)tokopa; Hayvanın Can Çekişmesi.(Tekmeleme La(kh)tiz
Kelimesinden Mülhemdir)
LANAR:
Lanar;
LAYİS:
Layis; Salınmak. Oynamak. LAYİŞKETE: Oynuyor, Salınıyor.
LAYİKA:
Layika; Salıncak. İ PEDZİM SO LAYİKAS E’ROKSE: Çocuum
Salıncaktan Düştü.
LİKHTRİ:
Lik(h)tri; Bel. Tarlayı Derin Şekilde Kazmak İçin Kullanılan
Alet.SO (KH)ORAF E’Lİ(KH)TREVUNE: Tarlada Belliyorlar.
LİKOS:
Likos; Kurt. O LİKOS ERSE ÇE (KE) LANCEPSE (KEPSE) TO ZO EPANASE
: Kurt Geldi Ve İneğin Üzerine Atıldı.
LİKO(KH)ANZA:
Liko(kh)anza;
LİKORAŞ:
Likoraş; (LİKO-RAŞ’İ Kelimelerinden Oluşan Birleşik İsim) Bir
Yer Adı ( Kurddağı Anlamında)
LİTRA:
Litra; Mantar, Bitki Mantarı.(Karadenizliler Zehirli Pis Mantar
Anlamına Gelen ŞKİLKAKALİTRA birleşik kelimesinde bu ifadeyi
kullanırlar.Pont.Rumcası Konuşanlar LİTRA Kelimesinin Tek Başına
Latincede Mantar Anlamına Geldiğini Bilmemektedirler-Bkz.ŞKİLKAKALİTRA)
LİVA:
Liva;Sis.O LİVA ERSE: Duman,Sis Geldi.
LEĞ’OS:
Leğ’os; Söylem. Anlatım..İfade.2. Söylenmek. LEĞO ÇE
PA’ĞO:Söylenirim de Giderim. (Söylene Söylene Giderim)
LERAR:
Lerar; Kir. POLA LERAR'EN: Çok Kirli(dir)
LE'S:
Le's; Söylemek. Söylersin Anlatırsın.(Vurguyu Değiştirerek Soru
Biçiminde)Der misin? Acaba? Doğru mu? .Doğru mu Dersin?
Anlamında, Türkçede Tam Karşılığı Görülmeyebilir.(Cümlenin
Başında Soru Edatı Olarak Kullanıldığında Derin Bir
Duygusallıkla Birlikte Bir Merakı İfade Etmek İçin kullanılır.)
LES PUÇEKAYİME: Nerdeyim Dersin? LES N’DOHNAYEN: Nedir
Dersin?(Garip, Anlaşılmaz Bir durum İçin) LE: Söyler, Anlatır.
NDO’LE? Ne Söyler Ne Anlatır, Ne Haber Verir. N’DO Şİ LE HAR? Ne
Diyecek Şimdi? N’DO LES ÇE KAHESE: (Deyim) Ne Söyleyip
Oturuyorsun! (Bir Kişinin Sakin Sakin Konuşmasına Verilen Hayret
Tepkisinde Kullanılır-Hadi Be Ya, Deme Be Gibi.)
LEVREÇ/LEVREK:
Levreç; Kirlenmiş, Bulaşık Bez Parçası.( Rumcada Bir Balık İsmi
Olan "Levrek" Kelimesiyle Bağlantı Kuramadım!)
LEYA:
Leya; Ben.(Yüzdeki Benek Kanseri)
LEYİS:
Leyis; Esirgemek,Kıyamamak. POLA PAL LEYİZİSA:Çok da Esigiyorsun
Onu! E'LEYİZANA: Esirger Onu!
LİĞOR'İ:
Liğor'i; Çabuk.Hızlı.Seri. E'LİĞOR HAR ! Çabuk Ol
Şimdi!LİĞORİ(KH)TA:Çabuklamak.Çarçabuk.
LİMAN:
Liman; Gemi Durağı.Bir Kabile İsmi.
LİMERA:
Limera; Gündüz, Öğlen Vakti. NE LİMERA EKSEN ÇE ERSE: Evet
Gündüz Vakti Çıka Geldi Ya!
LİMO:
Limo; Açlık. Lağa Limo Ekho:Ne Biçim Açım! SO LİMİ EŞİ KHAME:
Açlıktan Ölüyorum.
LİŞ:
Liş; Yalamak.TO ZO TO HALKO E LİŞ TESTEC: İnek Kazanı Yalayıp
Duruyor. E'LİKSEME: Yaladı Beni.O ŞEYTANİS E LİKSEME:Şeytan
Yaladı Beni(Kocakarı Ağzı Bir Deyim-Bir Türlü Ölmüyorum İşte
Anlamında)
LİKO:
Liko; Kurt. O LİKOS :(Tanımlanmış Kurt) LİKOHANZA:(LİKO-HANZOS):
Kurt Adam - Kurt Yabani! Anlamına Gelebilecek,Kurt Dumanlı
Havayı Sever Kabilinden, Dumanlı,Yoğun Sisli Havalarda Ortaya
Çıktığına İnanılan Bir Düşsel Yaratık.
LİVA:
Liva; Duman,Sis. O LİVA ERSE: Duman Geldi.
LON:
Lon; Süzmek,Bir Şeyi Eritip Başka Bir Yere Süzerek Aktarmak.
LOSONA: Süz Onu! LOSO TO ĞALA: Yoğurdu Süz.VAREYA POLA ELOSESA:
Çok İyi Süzdün Onu.
LONGOZ:
Longoz; Su Dolu Çukur.
LEPOS:
Lepos; Görmek. E'LEPİS: Görüyor musun? ELEPOSE HA! Göreyim Seni!
ME LEPOSE: Görmeyeyim Seni(Kaybol Burdan_ Defol) ME'LEPOSE FİĞO
APATOHA: Görmeyeyim Seni Çekil Gir Ordan! A'SLEPOSE: Göreyim
Seni: ASLEPOSASE: Göreyim Sizi!
LUBA:
Luba; Hayvanların Açık alanlarda Genelde İnsan Eliyle Yapılan Su
Depolarının Çıkışında İnşa edilen Ya da Eskiden Oyularak Yapılan
Su İçme Havuzu.
LUKSA:
Luksa; Balgam. E'FTİKSE LUKSA'S: Tükürdü Balgam.(Balgam Tükürdü)
LURİS:
Luris; Bağırıp Çağırmak.Yaygara Koparmak.Zırlamak. E'LURİSE:
Bastı Yaygarayı! O PEDZİNATES LAĞA LURİZ: Çocuğu (O Kadının
OğUl'anı) Ne Biçimde Zırlıyor!
M
MAĞULA:
Mağula; Yanak. KOÇİNA TA MAĞULAS: Kırmızı Yanakların.
MAKNOS:
Maknos; Eski Köy Dokuma Tezgâhlarında İpin Ucunun Takılı Olduğu
Makine Aygıtı.
MALAKS:
Malaks; Çiğnemek. O MU(KH)TORO SO VRA(DZ)İ ER(DS)E ÇE ULLO
E’MALAKSE TO (KH)ORAFUMUNA: Domuz Bu Gece Geldi Ve Hepten
Tarlamızı Çiğnedi.
MALİ:
Mali; Kıl. MALAS: Kıllanmak. MALAR: Kıllı. MALARO: Kıllanmış.
MANİÇ ( MANİK)
Maniç; Elbisede Kolun Başlangıç Kısmı,.Manşet
MAMİ:
Mami; Büyükanne. İyice Yaşlanmış Kadın. MAMİKA:(Çocuk Dili)
Büyükanneciğim.
MAMULA:
Mamula; Ahududu.(KUKARAKHANDO'nun Meyvesi) Muşmula Veya
Muşmulaya Benzer Bir Yemiş.
MANA:
Mana; Ana.Anne. E’MANAMO: (Vah) Annem!
MANEYA:
Maneya; İs,İs Birikintisi.
MANDİ:
Mandi; Çene, Çene Altı.
MANUSA:
Manusa; Kumaş.Elbiselik Kumaş.
MARMA'RİS:
Marma'ris; Gökyüzünde Bulutların Tamamen Dağılıp gitmesi,
Bulutsuzluk Ve Açık Hava Durumunun Meydana Gelmesi. E'MARMARİSE:
Marmaris Etti,Bulutlar Dağıldı.(Anadolu’da Bölge İsmi Ve Bir
Deniz Adı Olarak Kullanılmaktadır.)
MARZİKLA:
Marzikla; Tokat. KRUSONA ENA MARZİKLA: Vur Ona Bir Tokat!
E'NDOCENA ENA MARZİKLA:Vurdu Ona Bir Tokat.
MASA :
Masa; Çiğnemek, (Ağzında Çiğnemek) UPORO NA MASO: Çiğnemeyi
Beceremiyorum (Çiğnemekte Zorluk Çekiyorum)
MASSETER:
Masseter; Büyük Azı dişi ( Tıp. Anatomi ; Çenede Arka çiğneme
bölgesi)
MATAĞVALDERE:( MATA-EĞVAL-TER)
Matağvaldere; "Göz Çıkaran" Adı Verilen Dar Uzun Kanat Ve
Bacaklı Uçan Bir Böcek Türü.
MA(DS)EMA:
M(ds)ema; Öğrenmek. Öğrenim Görme. 2.Alışmak, Bie Şeyi Yapmayı
Huy Peyda Etmek. MA(DS)İTİKOS: Öğrenci. E’MA(DS)ES TO ĞRAPSİMO:
Yazıyı Öğrendin mi?
MA(TS)OR
Ma(ts)or; Çekildiğinde Toleranslı Davranan Uzayan Herhangi Bir
Madde. Soğumaya Kalan Bazı Yemekler Üzerinde Oluşan
Kabuk.(Süt'ün Üzerinde ki Farklı İsimle Bilinir.Bkz: PLASTURA)
MA(TS)UDAÇ:
Ma(ts)udaç; Kirpik.Göz Kapaklarını Koruyan Kıllara Verilen Ad.
MA(TS)UTAL:
Ma(ts)utal; Bir Bitki, Ot cinsi.Hayvanların Pek Tercih Etmediği
Kenarları Tırtıklı Bir Bitki Türüdür.(Farklı Akraba Türleri de
Vardır.Bkz.FTERİ)
MAVRO:
Mavro; Siyah.Siyah Renkli.
MEL :
Mel; Bal.
MELENA:
Melena; "MEL"Sözcüğü sonuna ENA dişilik eki getirilerek
oluşturulmuş bir isimdir.Türkçe karşılığı " BALKIZ " (Bal gibi
Kız) anlamı taşır.
MELESİR:
Melesir; Bal Arısı. (Diğer Arı Türü İsimleri İçin, Bkz.PUMBURA,ŞKEPİZA)
MELİSA : MEL sözcüğü sonuna İSA eki getirilişmiştir.Aşağı yukarı
aynı anlamdadır. (BALKIZ)
MELİS : (Bal Erkek) Rumcada ki “Mel” Kelimesinden Türetilmiş Bu
İsimler Günümüzde Şehirlerde Yaşayan Birçok Aile Tarafından
Çocuklarına Avrupa Kaynaklı Heveslerinin Bir Parçası Olarak
Verilmektedir! Karadeniz Yöresinde İsim olarak Bu Kelime
kullanıldığına Ben şahit olmadım.” Mel Ena” deyimi Nazire
Türünden, Bir Deyim Olarak Karadenizde, Rumca Konuşan Yörelerde
Günlük Konuşmalarda Rastlanan Bir Deyimdir.
MEN'ES: (MEN)
Men'es Kalmak.Yaşayıp Gitmek,Devran Sürmek.Konaklamak,Yatmak
Maksadıyla Otel Veya Benzeri Bir Yerde Kalmak.
MENESAÇİ(MENESA-EÇA Kelimelerinin Kısaltılmışı):Orada Kaldım.
EÇA(EKA) SON'OSPİ MENESA: Oradaki Evde Kaldım. SO (KH)ORİ SO
Mİ'YETE: Köyde Kalır (Yatar Kalkar)
MERENG :
Mereng : Doğu Karadenizde Eski Köy Evlerinde Rastlanan Basit
Fakat Çok ilginç Bir Yapı Şeklidir. Bu çeşit Karadeniz köy
evleri 2 kat + çatı şeklinde inşa edilmekteydi. 1. kat
denilebilecek ahır bölümünün üst seviyesinden başlayarak evin
yan tarafına yaslanan, eğimli, yarım bir çatıya sahip basit bir
ek yapıdır. Günlük çalışma aletlerinin saklandığı veya ot
kurutmak maksadıyla kullanılan bir yerdi. Eğer bu yapı evin
diğer kanadına da inşa edileceği düşünülürse(Simetrik) bu tarz
bir yapı eski Roma mimarisindeki Bazilikal form yapı örneğini
çağrıştırır. Bu yapı örnekleri Hıristiyanlık dininde ilk kilise
mimarisinde çokça benimsenmiştir. Bu tür bir yapı tarzına diğer
yörelerimizde rastlanmaz.
MERE: Mere;
Etrafında,Çevresinde.Yanında Yakınında. SO SPİT MERE: Evin
Etrafında.
MERE’YA : ...e Doğru,...a Doğru, ....Ye Doğru,...e,a,ye
Cihetinde,Yönünde. AZAMEREYA EPİĞANE: Bu Yöne Doğru Gittiler.
AÇİ(AKİ)MEREYA EPİĞANE: Bu Yana Doğru Gittiler.
MEROS;
Meros; Gün. İ'MEROS (Belirli) Gün. KALA i'MERA E ZEVASİTE: İyi
Günler Geçirin! N’DO İMERAS E ZEVASAME: Ne Günler Geçirdik!
TİN’İMERA TRİYATES EĞVAZATA:(EĞVAZO-ATA) Günde İki Kez Onları
Çıkarırım.
MESA:
Mesa; Bel. İnsan Vücudunda Bel Bölgesi. OYY TA MESAM! Oyy
Bellerim!
METİ:
Meti; Mademki. ATE METİFTA,(METİ EFTA) AYE, ESİ PAL Pİ'SO!
Mademki O (Kadın) Öyle Yapıyor, Sen de Öyle Yap!
METİN:
Metin İle Birlikte. METEMASU: Bizimle Birlikte. METİNU'SU:
Onlarla Birlikte. METİ’NA? Kiminle Bilikte ?
METRAS:
Metras; Saymak. Ölçmek. Metraso! Say. Ölçmeye Başla. N'DO
METRAZİS? Ne'yi Ölçüyorsun?
MİL:
Mil; Dönen Veya Döndürülen Şey.Değirmen.Bkz.. ŞEROMİL:ŞERO-MİL
MİMİZ-MİMİD:
Mimiz; Yüz Üzerinde Mevcut Sivilce.
MİRMİKA:
Mirmika; Karınca. MİRMİCAS(MİRMİKAS): Karıncalanmak. TO ŞERİM
E'MİRMİÇAYE(mİRMİKAYE) Elim Karıncalandı.
MOZİ:
Mozi; Yaşça Gelişkin Sığırla, Küçük Dana Arasındaki İnek.
MU(KH):
Mukh; Yamultmak. 2. El Ya da Ayağıyla Veyahut Bir Nesneyle Bir
Şeyin Üzerine Basarak Ya da Vurarak Bir Şeyi Diğer Bir Şeyin
İçerisine Ezerek Gömmek. (Bu İfade Türkçedeki Çivilemek
Kelimesiyle Karşılık Bulabilecekse de Pontus Rumcasında Mesela
Bir Yere Bir Çivi Çakılması Anlamındaki İfade İsim Fiil Şeklinde
Kullanılmaz. Çivi Kelimesi Fiil’le Birlikte Kullanılır)
E'MU(KT)ZOSATO: E'MU(KH)TSOSA-ATO) Yamulttum Onu! Ezdim Onu!
E’MUKHTZOSENA: Ezdi Onu! E'MUKTZOSONA: EZ ONU !
MUKUT:
Mukut; Ufak. MUKUTİKO: Ufacık.
MUNZUR:
Munzur; Yanak.Yüzün Bir Parçası. TA MUNZURADES O’LLÖ KOÇİNESA:
Yanakları Öyle Bir Kırınızıydı ki (Okadın)! UKSERO TA MUNZURUDES
KREMAĞMENA İTUNE: Bilmiyorum, Yanakları Asılmış Vaziyetteydi.
MUR(DZ)ULİS:
Mur(dz)ulis; Sayıklamak.
MUSKAR:
Muskar; Yavru İnek. MUSKARİKA: Yeni Doğmuş Yavru İnek.
MUSRİ:
Musri; Yumru. Deri Üzerinde Oluşan Ur.
MUSTROS:
Mustros; Yüzünü Asmak, Yüzünü Ekşitmek. MUSTREMENO: Yüzü Asık
Adam.(Suratı Sirke Satan)
Mİ:
Mi; Bir Şeyden Alıkoyma Anlamında Uyarı Edatı.(Bir Fiilin Başına
Gelmekle Birlikte Bazen Tek başına da O Fiilden Men Etme
Anlamında da Kullanıldığı da Olur) Mİ? Yapma! Etme! Eyleme! Mİ
KREMANİSA: Asma Onu! ATENA Mİ TARAYİS: Sen Karıştırma Onu (O
Kadını İşin İçine Karıştırma)
MİKSA:
Miksa; Sümük.(M-K-S Kök Harfleri İtibariyle Görüleceği Üzere
Biyoloji Ve Tıp Biliminde de “MUKOSA” Şeklinde Kullanılmaktadır)
MİKHSARİS: Sümüklü.
Mİ'LOS:
Mi'los; Donup Kalma, Duraksama. İ HAMELETE E MİLOSE: Değirmen
Donmaya Başladı,Yavaşladı..
MİNZİ:
Minzi; Peynir Suyu.
MİRİKS/MİRİS
Miriks; Hoş Kokmak. 2.Tiksinç, Sinirli İnsanalar için Deyim
Olarak Kullanılır. Mİ'MİRİZ'İS HAR! Kokma Şimdi!(Tiksinçleşme)
TA KİLİTSA POLA EMOFA E'MİRİKSANE: Çiçekler Çok Güzel Koktu.
EMİRİKSES: Hoş Koktun.
MİŞO:
Mişo; Yarım. Bir Şeyin Tamamen Veya Bir Kısmı Anlamında Öteki
Yarısı.
MİYA:
Miya; Birden,Aniden. 2.”Gah….”. Mİ’’YA EPİÇE HAYE ÇE E’LANCEPSE
ESKO(DS)E: Bir Şöyle Yaptı Ve Fırladı Kalktı. (2) MİYA AYE, ÇE
MİYA HAYE: Gah Öyle Gah Böyle.
MİYA:
Miya; Bazen. MİYA MİYA: Zaman Zaman.. MİYA MİYA EMASU ERDE:
Zaman Zaman Bize Gelir.
MOMOLA:
Momola; Kara Sinek.(KH)ALDİKOMOMOL: Gri Kanatlı İri Bir Sinek
Cinsi.
MOL:
Mol; Elden Ele Atma. Voleybol. MOL PEZUNE: Voleybol Oynuyorlar.
MOLİVA:
Moliva; Çok Bilmiş(!) İnsan Tipi.
MOROLAS:
Morolas; Kaybolmak, Yolunu Kaybetmek. Yolunu Veya Yerini Bulma
Noktasında Aklın Zaafiyete Girmesi Hali. TA ZA'MUNA
E'MOROLOĞANE: Hayvanlarımız Yollarını Şaşırdı. E’MOROLAĞAME:
Yolumuzu Kaybettik, Yolumuzu Bulmada Zaafiyete Düştük,Şaşırdık.
MULDUVANO:(MULDUVANOS)
Mulduvano; Şişman,İri Yarı Erkek.
MUNZUR:
Munzur; Surat,Çehre. Mİ KREMANİS TA MUNZURAS HAR: Asma Yüzünü
Şimdi! BED MUNZUR: (Küfür) Kötü Çehreli.LAĞA MUNZURA E'YİS: Ne
Biçim de Suratın Var!
MUSTA:
Musta; Yumruk.2.Yumru, Hamur Vari Şeyden Yuvarlanarak Yapılmış
Şey.Bu Şekilde Sıkılarak Elde Edilmiş Şey.HAYE NA KRUSANA ZİYO
MUSTES: Şöyle Vuracaksın Ona iki Yumruk! E'MUSTAYE: (Deyim)
Toplanıp Yumru Haline Geldi.
MUSROS:
Musros; Yüzünü Ekşitmek,Suratını Asmak.MUSRİ:Lakap-Yüzü Asık,
MUSREMENO:Yüxü Asık Adam,Asık Suratlı Adam. E'MUSROSE: Yüzünü
Ekşitti.
MUTALEPS:
Mutaleps; Çocuğun Emeklemesi. TO ĞARZEL E MUTALEPSE: Çocuk
Emekledi!
MUTARA:
Mutara; MUTARAYEN:
N
NANURİS:
Nanuris; Ninni Söylemek, Avutmak. Çocuğu Avutmak. E'NANURİSO TON
PE(DZ)A: Çocuğu Avut. EMENA NANURİZİS! Beni mi avutuyorsun!
NAZMA:
Nazma; Hayvan Gübresi.
NE:
Ne; Pontus. Evet! (Arap.Ne'em sözcüğünün Başlangıc Hecesi - Hint
Avrupa dilleri)
NERO:
Nero; Su. Dere. KRİYO NERO: Soğuk Su. ASPRA NERA'ZES:Beyaz
Dereler (Beyaz Sular)
NEST'EPS:
Nest'eps; Oruç Tutmak.Karnını Doyurup Açlığa Durmak.
NA'NEST'E'VUME: Oruç Tutacağız. O'SİMERO NA
NESTEVUTUMUNE,E'KSİMERO(DS)A: Bu Gün Oruç Tutacaktım (Ksimeros)
Oldum.(Sahur Vaktini Kaçırdım) Bkz.KSİMEROS.
NEST'İKO:
Nestiko; Tok.Tıkınmış. A'NESTİKO: Aç.(Bkz.)
N'DOHNA:
N'dohna! Ne! (Na Diyorsun Anlamında Ya Da Hayret Nidası)
N'DOHNAYEN:
Ndohnayen; Nedir ?
NDO:
Ndo;(Soru) Ne ?
N'DOKALA:
N'Dokala; (Düz Anlamı "Ne İyi" Anlamına Gelen Bu Kelime
Memnuniyet Duymakla Birlikte İçinde Olaya Dair Bir Oyun
OLabileceği Kuşkusu Karşısında Söylendiği Gibi Bazen de Alay
Maksadıyla da Söylenir) İyiki! Nasıl Oldu Da!...Ne Hoş? N'DO
KALA ER(DS)ES: İyiki Geldin!?
NDOYİS:
Ndoyis:(NDO-EYİS): Neyin Var! (Derdin Zorun Nedir Anlamında,
Birleşik İsim)
N'DORAYEN ?
Ndorayen; Vakit Nedir? (Günün Hangi Diliminde Olduğunu Sormada
Kullanılır.Öğle,İkindi Vs..)
NDOŞİS:(N'DO EŞİS'Kelimelerinin Kısaltılmış Şekli)
Ndoşis; (NDO-EŞİS) Derdin Nedir! NDO'ŞİTE? Neyiniz Var?
(Derdiniz Nedir)
NİFE:
Nife; Gelin. SİNİFİSAM:İki Eltim. NİFAZA: Gelinler.TA'NİFAZAM:
Gelinlerim.ENA NİFE:Tek Gelin.
NİMA:
Nima; İsim. TO NİMAS N'DOHNAYEN: Adın Nedir?
NOKS/E’NOKS:
Noks; Bir Haberi Duymak Anlamında Duymak.(İşitme Organında Atfen
Duymak Farklı Bir Kelimedir.Bkz.AKUS) ATO TO PADZİ E’FİYE
E’NOKSESA: O Kız Kaçtı,Duydun mu?
NOMAD:
Nomad; Eleman Gurubu,Bir Gurup. TRİYA NOMATA (TRİYA): Üç Kişilik
Gurup.
NUNİS:
Nunis: Düşünmek. N'DO NUNİZİS? Ne Düşünüyorsun. NDO.. NUNİZİS
NEPERÇEPAĞOSE!(NE'PERO ÇE- EPAĞO-ESENA) Düşünürsün ki Seni Alıp
Götüreceğim!:Seni Alıp Götüreceğimi mi Düşünüyorsun?
N'DO,NUNİZİS HAR NARDE ?
O
O:
O; İsimlerin Başına Gelen Tanımlama Belirleme Edatı. O’ ZEBEKOS:
Zebeko. OSMAN’İS O’KABLA OYO Kablalar (Sülalesinden) dan Osman.
O'TE:
O'te; ("OSON-NDO NDE-EKSERİS" Kelimelerinin Kısaltılmışı) Her
Ne. O'TEKSERİS Mİ'LES: Her Ne Biliyorsan Söyleme.(Uluorta
Konuşma)
OFİS:
Ofis; Yılan. TA PEZİYATES UMU OFİZA! (Erkek) Çocukları Tıpkı
Yılan Gibi !
OLON:
Olon; En...! OLLON KALİYO ESİ EPİÇES/KES: En Alasını Sen Yaptın.
OLLON KALİYO ATO'YEN:En İyisi O'dur.
OĞVO:
Oğvo; Yumurta. İngilizce,dolayısıyle Türkçede de "Oval" Şeklinde
Kullanılmaktadır.
OKSİ / OKSEYA
Oksi; Gürgen Odunu.
OKSİZ:
Oksiz; Pas.Metalin Üzerinde Oluşan Tabaka,Oksit! (Oksiz)
OPSAR:
Opsar; Balık.
OPSE:
Opse; (Zaman) Dün. POTER(DS)ES? Ne Zaman Geldin ? - OPSE
ER(DS)A: Dün Geldim.
ORA:
Ora; Hey Sen (Erkek)
ORMO:
Ormo; Olgunlaşmış Meyve.
OR(DS)A:
Or(ds)a; Ayakta.Ayaküstü. ORSA PAN: Ayaküstü. OR(DS)A PAN STEÇ:
Ayak Üstü Duruyor! E FİTEFTE ORSA:Ayak ÜZERİ Dikildi,İki Ayağı
Üzere Durdu.(ORTO PEDİA= ORSA PEZİ=Ayakta Duran Çocuk Şeklinde
Tıp Literatüründe Kullanılmaktadır)
OS:
Os; Ta'ki,Değin."...Ne Zaman ki" OS'PERDE
(OS-E'PETOTES-ER(DS)E):Gelinceye Kadar. OS POTE: Ne Zamana
Kadar?
OSİ'MERO:
Osimero; Bu Gün.
OSTO:
Osto; E'kadar. E'değin.(Yer,Mekan Tanımlama Anlamında) OS’TO
RAŞAM: Sırtıma Kadar. OSTA'ĞONATAM: Dizlerime
Kadar.OS'TA’ĞONA'TAM EYENDUMUNE ENANZURULA: Dizlerime Kadar Hep
Su Oldum.
O’YO:
Oyo; İn,In E Ait (İnsan İçin Kullanılır) TU KABLA O’YO:
Kabla’nın (In İnsanı, Kişisi,Onlara Ait Onların İnsanı
Anlamında) O PALEKANT O’YO: Paleklerin, (Palek Sülalesine Ait,Paleklerin
O Adamı)
O’YALO:
O’yalo; Öteki, Öteki Kimse (Erkek. Kadın İçin Bkz. İ’YALE)
OZNO:
Ozno; E'Kadar. E'değin.(Zaman,Süre Tanımlama Anlamında) OZNO
HAR: Şimdiye Kadar.(HAR:Şu An, Şimdi) OZNO HAR PESUNE?
Neredeydin Şimdiye Kadar? (Soru Ya da Sitem Amaçlı)
O(DZ)ANDE:(ODANDE)
O(dz)ande; Neden, Niçin, Niye? O(DZ)ANDE LESA HAR: Bunu Neden
Söylüyorsun Şimdi?
P
PAN:
Pan; Üst.(Yukarısı)
PANDA:
Panda; Daima. Her Zaman. PANDA (KH)HORA ÇİMASE.: Her Zaman
Yalnız Yatarsın.
PAFTA:
Pafta; Parça. Bir Şeyden Parça.
PAĞU(DZ) : (PAĞU(DZ)
Pağu(dz); Buz. TA ŞERAMUNA EYENDANE UMU PAĞUZA: Ellerimiz Tıpkı
Buz Gibi Oldu!
PANUSAĞMA:
Pağnusağma; Üst Üste İstiflenmiş Şeyler.
PAHE:
Pahe; Yukarı, E'PAHE: Yukarıda.
PALA'S:?
Pala's; Deli.(Kelime Karadeniz Rumcasında Tam Olarak Bu Şekliyle
Kullanılmamakta Olup PALA' LOS (Bkz.) Kelimesinden
Ayrıştırılarak fark edilmiştir.. LOS 'un Ek Olduğu Kesindir Ve
Birçok Kelime Sonunda, Duruma Göre LİS Ve LOS Şeklinde
Kullanılmaktadır.)(Türkçede Kullanılan "Pala" Kelimesinin Kökeni
Bu Olabilir. PALA’S PANDIRAS: (Deli Pandiras?) Aniden, Paldır
Kültür Çekip gitmek. )
PALA’LOS:
Palalos; Deli Olmak, Deliye Dönmek. E KADE E’PALALOSE: Az Kalsın
Deli Oluyordu.
PALEYO:
Paleyo; Eski. E’PALE-YİNE: Eskidi.
PARAKALİS:
Parakalis; Yalvarmak.PARAKALO:Yalvarırım! Mİ’PARAKALİSME
(Mİ-PARAKALİS-EMENA) Yalvarma Bana! PARAKALOSE! Yalvarıyorum
Sana!
PARAPSHİ;
Parapshi; (Parapşi) Gebe.Normal Dışı Can. PARAPSİ'YEN Gebedir.
PARA'PŞİYENA: Gebe Kadın (Tanımlama).
PAR(KH)AR :
Par(kh)ar; Yayla. Sporda Koşucuların Yarıştığı Düz Zemin
Anlamına Gelen "Parkur" (Düz Zemin) Kelimesi ile Akrabadır.
Türkçeye de kullanılmakta olan "Park" Kelimesi de Bu Kelime
Kökenlidir.
PAR(DZ)İ (PARDİ = PARZİ, PARDİS, PARDUS)?
Parzi; Çakal. Çakalın Erkeği yahut Pars? Doğu Karadenizde Bu
Kötü Sesli Çakal Bağırdığında, Birisinin Öleceği İnancı Vardır.
O PARDİS VOYZ DESTEC: Pardi Bağırıyor.(Bu Kelimenin Sonundaki Zi
Ya da Dİ İfadesi Dil Ucunun İki Diş Arasına Azıcık
Sıkıştırılmasıyla Seslendirildiğinden Türkçede "S" Şeklinde de
Yazılabilir. Bu durumda Türkçede de "PARS" olarak Bilinen
Hayvana Karşılık Gelmiş Olur.Pontus’lular Bu Deyimi Anadolu
Parsı İçin Kullanmış Olabilirler mi Bunu Bilmiyorum.(Yazarın
Notu; O.Y.)
PARES:
Pares; Alınmış. E’ PAR ÇELA( E’PİRE ÇE ELA.) İ PARMEN: Alınmış.
PAŞİ:
Paşi; Kalın. İri. Kaba.
PATES:
Pates; Acıya Boğulmak.Vurgun'a Uğramak,Uğrama Durumunda
Kalmak.Takatsizliğe Garkolmak.E'PATESA: İçim Acıdı.E'PATESE ÇE
(KE) LURİSE: Bastı Bağırdı (İÇİ Acıyla Doldu Ve Zırladı) Bu
Kelime, Şiir Kalıplarında "Acı İçerik'li" olarak nitelenen
Tarzın ifadesinde Kullanılan Yunanca "Patos" Kelimesiyle
Aynıdır.
PE:
Pe; (Soru) Nerede. Nereye. PE'SUNE: Neredeydin?. HAR
PENEVRİŞKİSA? Şimdi Nerede Bulacaksın Onu? PEPİYE (PE_E'PİYE):
Nereye Gitti.
PELA(DZ):
Pela(dz); Çamur. PELA(DZ)OS: Çamurlanmak. PEPUKA ÇAN
OS'TEPUKA(OS-TO-EPUKAHE) ULLO PELA(DZ)A EYENDUMUNE:Aşağıdan
Yukarıya Kadar Hep Çamur Oldum. E'PELA(DZ)OSA: Çamurlandım.
PELEÇİS:
Peleçis; Yontmak. PELEÇİĞO: Yontulmuş. APELEÇİĞO: Yontulmamış.
PEPUKAÇAN, E’PEPUKA’ÇAN: (PEPUKA-KAN)
Pepukaçan; Aşağı Taraftan,Aşağıdan. PEPUKA ÇAN ERSANE: Aşağı
Taraftan Geldiler. PEPUKA'ÇAN ERSANE: Aşağı Taraftan Geldiler.
TE'PEPUKA ÇAN EPERÇESATO: Onu Aşağı Taraftan Getirdim.
PE(TS)İ:
Pe(tz)i;
PEZ:
Pez; Oynamak. PE'ZİS Oynarsın.LAĞA PEZ! Ne Biçim de Oynar. HOROM
PEZ DESTEC : Horom Oynaya Durmakta.(Horon Oynamakta) HOROM PEZ:
Horom Oynar.
PEZEKS:
Pezeks; Becermek. PEZEKŞA: Becerir. PEZEKŞA? Becerebilir Mi?
U’PEZEKŞA: Beceremez..
PEKS:
Peks;
PENDE:
Pende; 5( Beş) Rakamı,Pontus Dilinde Beş Rakamı.(Doğu
Karadenizde, Az Sayıdaki Yaşlıların, Bilinçli Olarak
Bilebildikleri En Son Rakamdır)
PENDAS:
Pendas; Rastlamak.Rastgelmek.
PENDAS:
Pendas; Yetişmek.(Koşarak Birine Yetişmek) TREKSO, PENDASONA:
Koş Yetiş Ona.
PENDİKO:
Pendiko; Fare. PENDİKO’KORD(DZ):FarePisliği.
PENDİKOSKAMNİ:
Pendikoskamni;(Düz Anlamı Fare İskemlesi'Demek Olan bir Kelime)
Dar,Uzun Yapraklı,Sapsız Bir Yer Bitkisi,Kanı Pıhtılaştırma
Özelliğine Sahip Olduğundan İş Kazalarında,Kanayan Bir Yere
Bastırılarak Kullanılırdı.Benzer Türden Bir Bitki Cinsi de
"TİRDOFİLO" dur.(Bkz.)
PERA:(E'PERA):
Pera; Karşı, Karşısı, Karşı Taraf. E’PERA: Karşısı. E'NDOÇE'PERA
(E'NDOKE E'PERA): Karşıya Vurdu.(Karşı Kıyıya Geçti,Karşı Tarafa
Yöneldi) 2.(Argo)Saçmaladı,Abuk Subuk Konuştu.
PE(DS)ERA:(=PEDER?)
Pe(ds)era; Kaim Ana. Kaim Ana.(Ana Yerine Geçen, Ana Hükmündeki
Kadın)
PE(DS)ERO:
Pe(ds)ero; Kaim Baba.(Baba Yerine Geçen, Baba Hükmündeki Adam)
PİZAVRA:
Pizavra; Dar Açılı Sapak.
Pİ(DS)OLOS:
Pi(ds)olos; Ekmek,Bir Fidanı Dikmek.TA LA(KH)ANA(DZ)ES
Pİ(DS)OLOSO: Lahana (Fidelerini) Dik!
PİN:
Pin; İçmek. PİN'İS (TS)İGARA? Sigara İçer misin? Tin Tsigara
Lağa Pin! Sigarayı Ne Biçim İçer!
PİNAÇ(PİNAK):
Pinaç; Kova. Derince Büyük Tekne.
PİNAS:
Pinas; Acıkmak. İçirmek. E'PİNASES? Acıktın mı? LAĞA E'PİNASA:
Ne Biçim Acıktım.E' PİNASONA: Yedir Onu. E 'PİNASO TO ĞARZEL!
Çocuğu Yedir.
PİRON:
Piron; Tavan, Bir Yapının Tavan Kısmı.
PİROSTİ:
Pirosti; Ocaklarda,Üzerine Kab Konulan Demir Üçayak Kasnak.
PİRBİLO:
Pirbilo; Alaca Renkli, Alacalı,Alaca PİRBİLO MU(KH)TORO: Alaca
Domuz! (Deyim)
PİTU(ĞD)Zİ:
Pituğ(dz)i; Basit,Önemsiz İnsan Tipi. YA’MİLAYİS E’PİTU(ĞD)Zİ:
Hadi Be Havlama Seni Basit Şey !
PLAKANA:
Plakana; Düz., Düzgün Yüzeyli. Nesne.
PLAS: PLAST/ PLASTİNİMO
Plas; Tutmak.
Dokunmak.Yakalamak.Yapışmak.Tutuşmak,Koşulmak.Mayalanmak.
E’PLASTE: Tutuldu. O KATA’S ENA PENDİKO E’PLASE: Kedi Bir Fare
Yakaladı.O PENDİKO E’PLASTE.Fare Yakalandı (Tuzağa Tutuldu) Mİ
PLANİS E’ÇA: Oraya Tutma! E’PLASE TO APSİMO? Ateş Tutuştu mu?
PLASTURA:
Plastura;
PLATİ:
Plati; Geniş,Enli. A’UTO POLA PLATİ’YEN: Bu Çok Enlidir.
PLEK'S:
Pleks; Fırlatmak,Fırlatıp Atmak. A(DZ)AMERE:At Onu Bu Yana!
PLEKSONA E'PERA:Karşıya Fırlat Onu!
PLİS'İMO:
Plisimo; Yıkamak,Bir Şeyi Yıkamak.EPLİSATO: Yıkadım ONU. EPLİSES
TA ŞKEVA? Yıkadın Mı Kabları? EPLİSA TO TİĞAN: Yıkadım
Tabağı.EPLİSAME TO SPİTİMUNA:Yıkadık Evimizi.
PLİST:
Plist; Aybaşı Olmak, Adet Görmek, Regl. E’PLİST’E: Aybaşı Oldu
(Regl Oldu) Adet Gördü.
PLUMİS:
Plumis; (Deyim) Bir Şeyi Harikulade Yapmak.Döktürmek,İşini
Ustalıkta Zirveye Çıkarmak.(Rumca'nın Müstesna Deyimlerinden
Birisidir,Türkçe Tam Karşılığı Yoktur) E'PLUMİSES KALO! "Plumis"
Ettin Yine!
PODRİ(DZ):
Podri(dz); Vücutta Baldır, Alt Baldır.
POLA:
Pola; Çok. (Türkçede de Zaman Zaman Değişik Biçimlerde
Kullanılmakta Olan Meşhur Bir Kelimedir)
PO'LİS:
Po'lis; Gönderi. POLİSONA (PLİSO-E'MENA) Gönder Onu! POLİSO'MA
(POLİSO-ATO-E'MENA-) Gönder Bana!
PONDİLO:
Pondilo; Zemin.Döşeme. (Dekorasyonda FON şeklinde çok
kullanılır, Örnek. Arka Fon) E'PLOSE SA PONDİLO PAN:Döşemenin
Üzerine Uzandı (Uzanıverdi)
POMİN:
Pomin; Kalmak. E’POMİNE EÇA: Orada Kaldı. POMİNES EÇA! Kaldın
Orda (Neden Gelmiyorsun Anlamında-Şikayet) İ’ĞULASANAT POMİNE
KAHE: Boğazları Aşağıda Kaldı (Deyim. Yarım Yamalak Doydular Ve
Bu Durumdan Da Hiç Memnun Olmadılar Anlamında)
PONO/PONİ:
Pono/Poni; Ağrı, Sızı, Acı.TO ÇOFALİM POLA PONİ: Başım Çok
Ağrıyor. POLA PONİ EKHO: Çok Ağrım Var.
POROMİNAS:
Porominas; Taklidini Yapmak. Mukallit'lik Yapmak.(Muhtemelen
PORİ'S-EMNAZ = Becerisi-Benzetmek Kelimelerinin Kaynaşmasından
Oluşmuş Bir Kelimedir) PORO'MİNAZ'İME: Benim Taklidimi Yapar.
POYOZİS:
Poyozis; Kurban Olmak. NA POYOZİSO:Kurban Olayım. TO ZO E
POYOZİSANE: İneği Kurban Ettiler, EH NA POYZİSO TO PULİM: (Ağıt
İfadesi,Vahlanma) Vah Yavruma Kurban Olayım. NA POYOZİS ESENA
:Sana Kurban Olsun. NA POYOZİSİZ TO 'ŞKİL TON GOLO ! (Küfür
Söylemi) Köpeğin Kıçına Kurban Ol !
POTAM:
Potam; Irmak,Büyük Dere. E'ROKSA SO POTAM: Irmağa Düştüm.
PODAR:
Podar; Ayak,İnsan Ayağı, Canlı Ayağı. Teknik.Lite.Tripod = TRİYA
PODA,TRİYA PODARA. (Üç Ayak, Üç Ayaklı.Sac Ayağı)
POKOLİS:
Pokolis; Çocuğu Memeden Kesme.TOĞARDEL E'POKOLİSE: Çocuğu
Memeden Kesti.POKOLİSONA: O nu (Çocuğu) Memeden Kes.
E'POKOLİSENA: memeden Kesti Onu!
POLAĞAMİ = Çok Cinsel İlişkili (Kaba ifade anlamında) Karşıt
Terim Çok Kocalı Kadın Anlamında POLYANDRİ İfadesi geçer.
Karadeniz Ağzında POLA-ANDRA kelimeleri bir araya bir anlam
karşılığı yakıştırılabilir.Yörede Böyle bir deyim kullanılmaz.
Türkçe karşılığı “Çok Kocalı” dır. Polaandra kelimesinin
karşılığının POLİ'İNEKA olması beklenirken Poligami şeklinde,
bim literatüründe yer almıştır.Bkz.İNEKA.
PORDA:
Porda; Kapı, Değişik Şekillerde bilim Literatüründe Yer alır.Portal
(S.Tar. Abidevi Giriş Kapıları.PORTAL:Bir Mekana Açılan Giriş,
"......".Portalı.
PORBONCİL:
PORİ/PORİS:
E'Poris; Türkçede Efor Olarak Kullanılmakta Olan Kelime.
E'bilmek. Beceri, Güç Yetiri, Muktedir Olmak. E PORİS ÇE (KE)
KRUSANA ? ( Yapabilir de Onu Dövebilir misin) Onu Dövebilir
misin? UÇE PORESES:Yapamadın! HAR E'POR HAR! Hadi Becer Şimdi
Hadi! (Yap da göreyim Seni(Gücün Yetiyorsa)
U'POR’O: Yapamam, Beceremem(Elimden Gelmez, Takatim Olmaz.
POROMİNAS:
Porominas; (E’PORİ-E’MNAS-Benzetme Becerisi Açılımında)
Taklidini Yapmak, Benzetmek. Mukallitlik.
POTE:
Pote; Ne Zaman ? POTE NARSE ? Ne Zaman Gelirsin.
PO(DZ)UL:
Podul; (Bkz.Po(dz)ul’is
PO(DZ)UL’İS:
Pozulis; Bir İşi Tamamlamak, Bitirmek.Bir İşi Tamamlayıp Ondan
Kurtulmak. Becermek, Mahfetmek,Irzına Geçmek. E’POZULİSES?
Bitirdin mi (Başladığın İşi Bitirdin mi) E' POZULİSENA: Onu
Becerdi, Halletti-Irzına Geçti.! (Kelimenin Sonundaki İS Takısı
Kaldırıldığında “PODUL” Kök Durumuna Erişilebilir.Kelime Köküne
Tamamlamak,Bitirmek,Bir İşi Bitirmek Anlamıyla İngilizcedeki
“PUZZLE” (Pa’zıl) Kelimesiyle Akrabalığından Söz
Edilebilir.Yazarının Notu:O:Y)
PRASEFTER:
Prasefter; Kürek. FERE’ME TO PRASEFTER: Küreği Bana Getir.
PRASİ(DZ):
Prasi(dz); Otları Üst Üste Yığmak. E’PRASİDZO DA (KH)ORDARA:
Otları Üst Üste Yığ.
PROYEFT:
Proyeft; İyice Doymak, Şişmek. E'PROYEFTES E'PULİM, NE !
PSEMA:
Psema; Yalan.PSEMATA: Yalanlar.PSEMATİKO: Kurmaca, Bilinerek
Oluşturulmuş Şey.Düzmece. Mizansen.
PSİLİS:
Psilis; Ayıklamak. E’PSİLİSONATA: Ayıkla Onları.
PSİLO:
Psilo; Pire (Parazit))
PSİLU:
Psilu; İnce. PSİLUTİKO: İncecik. TA MATATES’ E’PSİLİ’NANE:
Gözleri (O Kadının) Küçüldü, Büzüldü.(Uykusu Geldi Anlamında
Kullanılır
PSOFO:
Psofo; Leş.Gebermiş Hayvan. O'PSOFO NA'KRUİYİSE ! “Psofo” Vursun
Seni (Beddua) EPSOFESE: Geberdi. PSOFESO! Yat Uzan. Zıbar.
PUKA/E’PUKA:
Puka/ePuka: Alt.
PUMB’URA:
Pumb’ura; (Latince: BOMB’US) Sevimli Tombul İri Yabani Arı.(Bu
Arı Türü Çiçeklerden Bal Özü Toplayan ancak, Esas Bal Arısına
Göre (MELESİR) Daha İlkel Bal Yapma Kabiliyetine Sahiptir)
PURPUTİS
Purputis; Çaresizlik İçinde Titremek, ANDA LALESA’TO (LALESA
ATO) E'PURBUTİĞA: Onu Duyduğumda Titredim.
PURDUL:
Purdul; Çaput.Eski Delik Yama Parçası. PURDULA: Yamalar.
PUÇEKA:
Puçeka; (Soru Edatı) Nerede?
PU(DS)E:
Pu(ds)e; Hiçbir Yerde.2.Olmaksızın. PU(DS)ES U’ÇİSE: Hiçbir
Yerde Değilsin(Ortalıkta Gözükmüyorsun.
PUYE:
Puye; Nerede, Nerededir. PUYE TO PE(DZ)İ: Çocuk Nerde?
R
RAFTİS:
Raftis; Dikiş.Terzi. RAFTİDSA: Dikiş Yapan Kadın, Terzi.
RAPSİZMATA: Dikişler. İMANAM TA RAPSİZMATA: Annmemin Diktikleri)
ATO EĞO. RAFT: Diker.(Geniş Zaman) ERAPSATO: Onu Ben Diktim.
RAPSONA: Dik Onu! RAFTİS? Diker Misin-Soru İçin Vurgu RA Hecesi
Üzerine Yapılmalıdır.)
RAMA:
Rama; İplik.
RAMAS:
Ramas; İpliği İğnenin Deliğinden Geçirmek. Bir Şeyi Öteki Şeyin
İçine takmak. TO VOLON E'RAMASO ÇE FEREMA: İğneyi Tak(Geçir Ve
Bana Getir. E'RAMASESA: Takabildin mi-Geçirebildin mi Onu?
RAŞA:
Raşa; Sırt. Genellikle İnsan Sırtı.
RAŞİ:
Raşi; Dağ. RAŞİYA: Dağlar.
RAZ:
Raz; İneğin Bağırması. TO ZO E'RAZ TESTEÇ: İnek Bağırıyor-İnek
Bağırmakta..!(İneğin Acıkma Ya da Susaması Gibi Durumlarda
Bağırması) TO ZO ERAKSE: İnek Bağırdı!
RAZ:
Raz; Bkz.E'ras.
RİZİ:
Rizi; Kök. RiZİYA: Kökler.
ROBOT:
Robot; Hareketsiz Duran Şey. Heykel. HAYE ROBOT'İS STEÇ: Öylece
Hareketsiz Duruyor İşte.HAYDİKO ENA ROBOT: İşte Öyle (Hareketsiz
Şey)
ROTO:
Rot'o; ROTOSONA: Ona Sor. E'ROTAS.. ? Sorar mısın ?(Alaycı)
MEROTAS (KIsalt.Mİ EROTAS) Sorma! Hiç Sorma!(Hiç Sorma Ya'
Tabiiki Öyle Anlamında) AL'O MEROTAS:Bundan Sonra Sorma Artık!
(Anladın İşte Meseleyi...Anlamında)
ROKO(KH)AT:
Roko(kh)at: Eski Dokuma Tezgahlarında, İpin Kontrollü Akışını
Sağlamak İçin Üzerine Dolanan Aygıt.
ROKS'O:
Rok'so; Düşmek. E'ROKSE: Düştü.Yüksek Bir Yerden Bir Şeyin Yere
Düşmesi. Yere Kayıp Düşmek. E'ROKSA: Düştüm. E'ROKSAME
APES:İçeriye Düştük.(Kapağı İçeriye Attık)
ROVA:
Rova; Çil.İnsanın Yüzündeki Sarı Lekeler.
ROYİS:
Royis; Düşmek,Yere Düşmek.E'RO-YİZİS HA! DÜşersin Ha! E'ROYİZİS
E'PUKA: Düşersin Aşağıya Ha!
S
SA(DS)RAĞ:
Sa(ds)rağ; (Bu Kelimenin Türkçe Karşılığı Yoktur.Ağaç Kurdu
Tarafından Ağacın Yenilerek Delik Deşik Olması Durumunun Tek Bir
Kelime Halinde İfadesidir.Fiildir.) TALAT (TO ALAT) E’
SA(DS)RAYE: Çam Sa(ds)ras Oldu. .SA(DS)RAĞMENO: Sa(ds)ras Olmuş
(Ağaç).
SA(KH)ARA:
Sa(kh)ara; Yalpalayarak Yürüyen Kısa Boylu,Kısa Bacaklı Tip.
SA(KH)TAR:
Sa(kh)tar; Kül. Odun Külü. E'SİRENA SA SAKHTARA APES: Küllerin
İçine Attı Onu! SA SAKHTARA APES Çİ'TE! Küllerin İçinde Yatıyor!
SAKONAR:
Sakonar; Mısır Anbarı.TO SAKONAR E'ĞOMO(DS)E: Mısır Abbarı
Doldu.
SALİKUTRA:
Salikutra; Regl Olduğuda Söylenen Bir Böcek Türü.
SAMAS'T:
Samas't; Hayran Kalmak, Hayretten Dona Kalmak. E'SAMAS'TA:
Hayran Kaldım.ESAMAS'TAME: Hayran Kaldık.
SARBİ
Sarbi; Anbar.Depo. TA SAKULAT EVALAME SO SARBİ: Çuvalları Anbara
Koyduk.
SARİS:
Saris; Zannetmek. SARİ: (O) Zanneder,Zanneder ki! SARİ
KAPİYOS'EN: Bir Kimse Olduğunu Düşünür,Düşünür ki Ben Bir
Kimseyim!
SEMA: (SİN-E-MEN'A)
Sem'e; (SO-E-MEN'A Seri Kelime Gurubu Açılımlarının
Kısaltılmışıdır) Bana = Ben'a ."Ben" Kelimesi Azeri Ağzı
Bakımından E'Men'e Şekliyle Türkçe'ye Daha Yakındır.
SEREKA: Altına İşeyen. Altına İşeyen Kadın. Sidikli ,Üzeri Sidik
Kokan Kadın. SEREKO: Altına İşeyen Erkek. SEROKO’KOLO; Kıçı
Sidikli, Altına Kaçırmış.
SİĞNA:
Siğna; İz.Deri Ya da Başka Bir Şeyin Üzerindeki İnce Oyuk
Çizgi.Perçin. Bir Yaralanma Sonucunda Geriya Kalan
İz.(İngilizcedeki "Signature" Kelimesi Bu Sözcükten Olması
Olasıdır)
SİMA:
Sima; Yakın. POLA SİMA’YEN: Çok Yakındır. APA(DZ) AHA POLA
SİMAYEN: Buradan Çok Yakındır.
SİMBO(DZ)İS: SİM-POD'ZİS Kaynaşması)POD: Ayak.
Simbo(dz)is; Sürçmek,Ayağı Sürçmek,Takılmak,Ayağını
Sürçmek.2.Çelme Takmak.E'SİMBO(DZ)İĞA:Sürçtüm.
E'SİMBO(DZ)İSENA’NA: Çelme Taktı Ona.
SİMOS:
Simos; Sinmek.Sokulmak. EÇA E’SİMOSE: Oraya Sindi.
(DS)EYOS/ TEYOS:
(Ds)eyos / İlah.Tanrı.O (DS)EYOS EKSER! Allah Bilir.
SKOLEÇ:
Skoleç; Solucan. Meyve Ya da Benzer Şeyler içerisinde Oluşan
Kurtcuk.SKOLEKA: Küçük Solucan.Kurtcuk.
SKORBE:/İ'SKORBE/i'SKORBE:
Skorbe;
SKOTİYA/İSKOTİYA
Skotiya; Karanlık.İ' SKOTİYA ! ERSES! Karanlık (Vakti) Geldin!?
SKOTOS:
Skotos; Elden Ayaktan Düşmek,Takatsiz Kalmamak, Dermansız
Kalmak.Mahfolmak.Takati Kalmayacak Şekilde Yorulmak. SKOTOS'ES
E'MENA: Mahfettin Beni. SKOTOSA: El Amelden Kaldım.Mİ'SKOTOSME:
Yorma Beni!
SANİZ
(DS)OLOS;
(Ds)olos; Bulanmak.Yarı Katı Bir Şeyin Bir Sıvı İçinde Kendini
Bırakması,Dağılması.TO NERO E SOLOSE: Su Bulandı.
SOLOTURA:
(Ds)olotura; Su Oranı Daha Fazla (Yoğurt Gibi) Bir Şeyle
Karıştırılmış Sıvı. Sıvı Çözelti.Kimya Benzeri Alanlarda
İng."Solution" (Sülüsyon) Şeklinde Telaffuz Edilen Biçimleri
Vardır.
SANİZ;
Saniz; Tahta.Ham,İşlenmemiş Tahta.
SPAKS:
Spaks; Kesmek,Boğazını Kesmek,Bıçakla Bir Şeyi Kesmek. ESPAKSO
TO ŞERİM: Elimi Kestim. TO ZO ESPAKSANE: Hayvanı Kestiler.
NA'SPAZO TO ZO: İneği Keseceğim ! TO ZO NA'SPAZUME: İneği
Keseceğiz..
SPALİS:
Spalis; Kapamak,Kapatmak,Kapı,Kapak Yada Benzer Bir şeyi
Kapatmak (Örtmek Değil)SPALİĞMENO: Kapatılmış,Kapalı Vaziyette.
SPALİSO TİN PORDA:Kapıyı Kapat.SPALİSONA:Kapat Onu. SPALİSO TO
STOMAS: Ağzını Kapa.
SPANAS:
Spanas; Patlatmak,Çatlatmak. Mİ SPANAYİS'ME: Beni Patlatma
(Sinirimden Beni Çatlatma-Beni Sinirlendirme)
SPANU:
Nefes Almakta Zorlanan Şişman.SPANUKA:Bu Şekilde Olan Ufacık
Kadın. SPANOÇİL:Karnı Patlayacak Gibi Olan Anlamında İsim.
SPARAKS:
Sparaks: Korkmak. E'Sparağa: Korktum.E'SPARA'YES:Sen
Korktun.E'SPARAYE: O Korktu. E'SPARAKS'ESA: Korkuttun Onu!
SPARA(KH)TER: Korkuluk. Mİ SPARAYİSME: (Mİ-SPARAYİS-E'MENA):
Korkutma Beni!
SPİ:/SPİTİ:
Spi/Spiti; Ev. TEMETERO TO'SPİ: Bizim Evimiz. TO SPİT’İMUNA:
Evimize. ATOHA TO SPİ KAHUMESTE:(KAHUME-EMİSTE) O Evde Kalırız
Biz,Oradaki Evde Oturuyoruz.TO'SPİTİMUNA:(TO SPİMUNA) Evimiz.
SPİNKS:
Spinks; Sıkmak,Sıkıştırmak,Bir Araya Getirerek Sıkıştırmak.Bir
Şeyi Bağlayarak Sıkıştırmak.SPİN(KH)TA: Sıkı Halde(İken)
SPİNKSO: Bağla! SPİNKSONA: Bağla Onu.SPİNKSO TO
SAKUL: Çuvalı Bağla (Ağzını İp vs İle Sıkıştır)!!
SPOR:
Spor; (Biyoloji de Direk Karşılığı Bulunan Kelimelerdendir)
Tohum. SPORÂ: Tohumlar.
SPA(KH)TA:
Spa(kh)to: Keçi. SPA(KH)TA: Keçiler. SPA(KHT)A EFAĞANATA:
Keçiler (Onları) Yediler. SPAKHTA, ERSANE İKAZO:: Keçiler,
Geldiler Galiba!
SRİMA
Srima; Ufantı,Kırıntı.Ekmek vb. Bir Şeyin Ufantısı.ENA SRİMA PAL
UÇE DZEÇEME: Bir Kırıntı Dahi Vermedi Bana!
SRİMİTİKO:
Srimitiko;Ufantıcık,Ufantı Parçası. ENA (DS)RİMİTİKO PAL UÇE
(DZ)OÇEME: Bir Küçücük Ufantı Dahi Vermedi Bana!
SROMA:
Sroma; Yatak. SİR TA SROMATA: Yatakları Ser. YA SİR TO SROMAM:
Yatağımı Bi Sersene!
STRİZ:
Striz; (Deyim - Türkçe Karşılığı yoktur) Yakacak Odun Cinsi,
İşlenmesi veya Başka Bir Maksatla Kullanılması Mümkün olmayan
Odun. STRİZ:(Argo) Beceriksiz, Bir İşe Yaramayan, Kabiliyetsiz
Kişi.
STAR:
Star;(Bitki) Buğday. STARO'FAY: Buğday Ekmeği.
STAMA:
Stama; İyi Cins Kenevir Bitkisi.
STAMNİ:
Stamni; Büyük Güğüm. EPİRE TO STAMNİ ÇE EPİYE SO NERO: Aldı
Güğümü de Gitti Suya.
STARONAR:
Staronar; Baş Yer, Taht .(Eski) Dokuma Tezgâhlarında Tezgâhın
Önündeki Oturma Koltuğuna Verilen Ad. SO STARONAR E’KATDZE:
Staronar’da Oturdu. SO STARONAREN: Staronar'da dır.(Staronar'da
Bulunmaktadır)
STAZ:
Staz; Damlamak. STAZ DESTEÇ: Damlaya Duruyor. Mİ SATAZİSA HAR:
Damlatma Onu Şimdi! (Damlamasına Meydan Verme Şimdi)
STUZ:
Stuz; Kemik. EFAYES TA STUZAM! Kemiklerimi Yedin!
STEĞNOS:
Steğnos; Sıhhatleşmek, Sağlamlaşmak. E' STEĞNOSES:
İyileştin.(Hastalıktan Kurtuldun)
STES/STESO:
Stes: Kon'mak.Ya da Taşınır vaziyetteki Bir Şeyi Yere
Bırakmak,Hareketsizliğe Terk Etmek.STESO TO ĞOMAR:Yükünü
Bırakıver.PE NA'STEKO: Nerede Duracağım.(Bu Hareketimi Nerede
Durduracağım) ATOHA STESONA: Oracığa Bırak Onu! PE’NA STEKA: Onu
Nereye Bırakacağım? O(DZ)ANDE U'STECİS(KİS) Neden
Durmuyorsun.(Konuşmak Dahil Bir Şeyin Karşıdan Durdurulması
Talebi) TO KAFEKA STESO PAN: Güğüm’ü Üste Koy.(Ateşin
Üzerine-Sobanın Üzerine Koy Anlamında.)
STEĞOS:
Steğos; Dam,Çatı,Evin Çatısı. TO'SPİ TO'STEĞOS: Evin Çatısı.
STELİ/STEL:
Steli; Sap,Tutamaç.Balta,Kazma Vb. Araraçların
Tutamağı.TRİBANOSTEL:Tırpan Sapı.
STEROS:
Steros; Sağlığına Kavuşmak.Sağlıklı,Diri.
STİLAR:
Stilar; Direk.Bir Yapı Üzerinde Bulunan Direk. Kiriş.
STİPO:
Stipo; Ekşi, Ekşi Şey. STİPO MİLO: Ekşi Elma, TO ZMO E'STİPİSE:
Hamur Ekşidi.STİPİĞMENOYEN:Ekşidir,Ekşlimiştir. POLA STİPO: Çok
Ekşi! EŞİ'STİPİZ: Ekşiyor!(Argo-Kızmaya Başladı) TO MAYREYE
E'STİPİSE: Yemek Ekşidi-Bozuldu.
STİVAKS:
Stivaks; Toplanmak. NA’PAME STİVAĞUMESTE: Toplanıyoruz Gideceğiz
!
STOMA:
Stoma; Ağız (Organ) ANİSO TO STOMAS: Ağzını Aç!
STRAFT:
Straft; Şimşek. e'STRAPSE:Şimşek Çaktı.
SUFRUÇ:
Sufruç; Elbise Üzerindeki Katlanma,Pile Kıtışıklık.
SUKHTUÇ:
Sukhtuç; Karman Çorman Durumda Olan Tüy Tomarı,Kıl
Tomarı.TO'ÇOFALİNAT (KEFALİNAT) UMU SUHTUÇ.Başı Karmon Çorman
Benzeri.
SU:
Su; Kes. Sesini Kes, Kapat Ağzını. YA'SU: Kapat Ağzını Hele!
2.(YASU Bkz.) Belki Türkçedeki Sus Kelimesiyle Akrabalığından
Söz Edilebilir.
SUROS:
Suros; Batırmak.İğnelemek,Sokmak.Sokuşturmak. HAR Mİ SURONİS’A
ATOHA: Şimdi Sokuşturma Onu Oraya !
Ş
ŞA(KH)LA:
Şa(kh)la; Pasaklı Tip, Pis.Üstünü Ve Etrafını Temiz
Tutmayan,Pislik İçinde Yaşayan İnsan Tipi. 2.Rezil.
ŞAL:
Şal; Dokunmuş Kumaş.
ŞALİKHTRA:
Şalikhtra; Bez Peçete. Çocuğa Yemek Yedirirken Boynuna Asılan
Peçete.
ŞALOVOLONO:
Şalovolono; Çuvaldız. Büyük İğne.
ŞAF:
Şaf; Yemek Vb.Büyük Kazanlarda Kullanılan Büyük Kepçe.
ŞAFLİS:
Şaflis; Deyim. Salya Akıtmak.TO ĞARZEL 'E ŞAFLİSE.
ŞAR:
Şar; Çentik.İz. Tırpan Ya da Orak Vb Ot Kesen Aletlerle Sıralı
Ot Birikintileri Veya Onların Çimen Üzerinde Açtığı Çentik.
ŞEKSİMO:
Şeksimo; Sıçmak, Dışkılamak. E'ŞEKSE: Sıçtı.TO ĞARZEL E ŞEKSE:
Çocuk Sıçtı.
ŞER:
Şer; El.TO ŞER'İM: Elim.
ŞEROMİL:
Şeromil; (ŞER’O-MİL) El Değirmeni. MİL: Değirmen.
ŞİŞES:
Şişes; Tiksinmek,İğrenmek. E'ŞİŞE(DS)A:Tiksindim. ŞİŞENO:
Tiksinirim. E'ŞİŞENUME APE'SENA: Tiksinirim Senden. HUH
E'ŞİŞE(DS)A: Hıı Tiksindim!
ŞİPŞİK:
Şİpşik; Kız Çocuklarının Oynadığı İp Atlama Oyunu.
ŞKEPİZA:
Şkepiza; Eşek Arısı.(Et dahil Olmak Üzere Türlü Yiyeceklerle
Beslenen Arı Türü)
ŞKEV:
Şkev; Kab. Genel Anlamda Yemek Kabı. TA ŞKEV'AMUNA: Kablarımız.TA
ŞKEVAMUNA EPLİSAME: Kablarımızı Yıkadık. EPLİSES TA'ŞKEVAS:
Kablarını Yıkadın mı?
ŞKİLKAKALİTRA:/ŞKİL-KAKA-LİTRA
Şkilkakalitra;(Bir Bitki-Mantar İsmi).Zehirli Mantar.Pontusça Bu
Kelime ŞKİLAĞMENO-KAKA-LİTRA Kelimelerinin Birleşiminden Meydana
Gelmiş Olması Kuvvetle Muhtemeldir! " Pis Kokan Çirkin Mantar "
Bkz.ŞKİLAĞMENO, KAKA, LİTRA.
ŞKİLAKS:
Şkilaks; Pis Kokmak E'ŞKİLAKSE:Pis Koktu.
ŞKİLAĞMENDER:ŞKİLAĞMENO - ANDER Kelimelerinin Birleşiminden
Oluşmuştur. Bkz.Ander, Şkilağmeno.
Şkilağmender; Pis Kokan Şey, Pis Kokan, Bulaşık Bez Parçası,
Elbisesi Bulaşık,Vücudu Pis Kokan İnsan. ŞKİLAĞMENO:(Pis) Kokan,
Kokuşmuş.
ŞKİLOS:
Şkilos; İt,Köpek.ŞKİLOS İLAS: Erkek (İnsan İçin Hakaret Cümlesi)
Köpektir Havlar!
ŞKİZMAT:
Şkizmat; Yarma,Odun Yarması.
ŞOROPUL: (ŞERO-PUL)
Şoropul;(Şero-Puli ) El Çocuğu, El Yavrisi. Görgüsüz, Açgözlü.
ŞON:
Şon; Kar. E'ŞONİSE: Kar Yağdı.LAĞA ŞON'İS:Ne Biçim Kar Yağıyor!
E'ŞONİĞAME: Karlandık.
ŞULARİS:
Şularis; Sürüklemek. E'ŞULARİSENANA: Onu Sürükledi(Eşya Ya
da,İnsanı Yerde Sürükleme Anlamında-Kız Kaçırma Zorbalıklarının
İfade Biçimi) E'ŞULARİKHTA EPERÇESENA: Onu Sürükleyerek Getirdi.
ŞUR:
Şur; Beter. ÇALO(KALO) ŞUR: Daha Beter. ATO ÇALOŞUR'EN: O Daha
Beterdir.
ŞURİS:
Şuris; Islık Çalmak, Düdük Çalmak. ŞUR’İSO: Islık Çal. Mİ
ŞURİZ'İS ATOHA PİŞES: Oralarda (O Civarda) Islık Çalma! ("Şur'is"
Islık Çalma Anlamında ki Bu Kelime, Bir Başka Açıdan Dikkatimi
Çekmiştir. Pontus Rumcasında Bu Kelime Aynı Zamanda Bir Köyün de
Adıdır. Yunancada "Ş" ile Başlayan Kelime Olmadığı Düşünülürse,
Kelime "SUR" Kökü Şeklinde Olarak Telaffuz Edilmiş Olacaktır. Bu
Durum Ortaya, Arap Dilinde, Kur’an Ayetlerinde,Kıyamet Bahsiyle
İlgili Kısımlarda Allah'ın Diledikleri Bir Yana Canlı Namında
Her Şeyin Sonunu Getiren Ve Bir Melek Tarafından Üflenileceği
Anlatılan Kayıtlarda, "SUR" İsimli Şey? Anlamında Kullanılan
Kelimeyle (Ölüm Borusu? Ölüm Düdüğü) Rumcanın Sami Dilleriyle
Akraba Olması mantığı dahilinde mevcut bir Anlamdaşlık
Olabileceği Düşüncesini Çağrıştırabilir.)
ŞURVA:
Şurva; Çorba. E’PİKA E’LİĞO ŞURVA: Biraz Çorba Yaptım.
ŞURUKLA:(SURUKLA)
Şurukla; Düdük.
ŞUTİS:
Şutis; Sapıtmak Yan Çizmek, Yoldan Çıkmak.. E ŞUTİSES HAR:
Sapıttın Şimdi,(Saçmaladın Şimdi) Mİ ŞUTİZ'İS HAR! Sapıtma
Şimdi!
T
TAN:
Tan; Ayran. YA’PİSOME .(YA EPİSOME ) E'LİĞO TAN: Bana Biraz
Ayran Yap.
TANGİŞ(TANGIŞ):
Tangiş; Kızgın Soba Halkaları gibi Şeyleri Çıkarıp Taşımak İçin
Kullanılan Ucu Bükük,Baş Kısmı Kıvrık Demir Parçası.
TANOŞUR: (TANO-ŞURVA) ayran Çorbası.
TARDAĞAN:
Tardağan; Paramparça.Dörtbir Yana Savrulmak.
TARNAKS:
Tarnaks; Ani Korku Sonucunda Titreme durumu. E'TARNAKSA:
Titredim.
TEMİŞO:
Temişo; Bir Yarısı.Bir Bölü İkisi, Bir Kısmı. TEMİŞO EFAYE ÇE
TEMİŞO EFİÇE(FİKE) Bir Kısmını(Ya da Yarısını) Yedi, Bir Kısmını
da Bıraktı.
TEMO
Temo; Benim (Aitlik Bildirgeci) ATO TEMOYEN! O Benimdir!
TEMETERO: Bizim. TESETERO:(TESO TO EETERO):Sizin;
TEVOR;
Tevor; Çam’a Benzeyen Bir Ağaç Cinsi.
TEZA:
Teza; Keneye Benzeyen Ve Koyunların Üzerinde Yaşayan Bir Çeşit
Asalak.
TİĞAN:
Tiğan; Saplı Tava.
TİRDOFİLO (TİRDO-FİLO)
Tirdofilo; Doğu Karadenizde Köy Yahut Yayla Çimenliklerinde
Yetişen Yapraklı Sapsız Toprağın Hemen Üzerinde Yayılan,Bir
Bakıma Ispanağı Andıran Bir Bitki.Çevre İnsanları Orak
Vb.Aletlerle Elleri Kesildiğinde Akan Kanı Durdurmak Maksadıyla
Kanayan Bölge Üzerine Acilen Sardıkları Bir Bitki.(Bir Başka
Çeşidi İçin Bkz:.PENDİKOSKAMNİ)
TİRE:
Tire; Pamuklu İp.(Ham Madde)
TİRİ:
Tiri; Peynir.
TOLA:
Tola; Kül Suyu. Tülbent Üzerine Konan Su Üzerinden Süzülerek
Elde Edilen Ve Saç Temizliğinde Kullanılan Sıvı..
TOLAS: Kül Suyu Yapmak. E’TOLASA TA SA(KH)TARA: Külleri Tolas
Ettim.
TONA:
Tona; Tek.Bir Tane.
TONA:
Tona; Birisi, Birisine. TONA DZOKA, TA’TONA U'DZOKA: Birisine
Verdim Bir Diğerine Vermedim.
TRAPEZA:
Trapeza; Açılıp Kapanabilen Dört Ayaklı Masa, Masa.
TRA(KH)URİTRA:
Trakhuritra; İnce Saplı Sert Bir Bitki.
TRAĞO(DZ)İ:
Trağo(dz)i; Türkü, Şarkı. Şarkı Söylemek. LAĞA TRAĞO(DZ)İ: Ne
Biçim de Şarkı Söylüyor.
TREKS:
Treks; Koşmak. TREKSO: Koş (Hızlı) Yürümekten Emir.
TREBS:
Trebs; Yenmek, Alt Etmek, Üstesinden Gelmek. E’PORİS ÇE
TREBİS’ANA: Onu Yenmeyi Becerebilir misin? UÇE PORESETE
TREBSİNETE ATA: Yenmeyi Beceremediniz Onları!
TRİÇİL:
Triçil; Şişman Ve Kısa Boylu Tip.
TRİĞLA:
Triğla;
TRİYA:
Triya; Üç.Üç Rakamı.
TRO’S:
Tros; Ye’mek. TROS’O’NA: Yedir Onu! EŞİ TROYİMASE: Bizi Yiyor.
TROMAKS:
Tromaks; Titremek.Nüzül.
TS
(TS)AF:
(Ts)af;Köpek Dişi,Azı Dişi.(TS)AF'(YA): Köpek Dişleri.ESİ
TSAF'(YA) UÇEYİS: Senin Köpek Dişlerin Yok!(Sen Bani Mahvetmek
İstiyorsun Ama Gücün Yetmiyor)
(TS)AKLİS:
(Ts)aklis; Parlamak. E’(TS)AKLİSE: Parladı.(TS)AKLİKA:Parlak
Kağıt,Naylon Vb.Oyuncak Türü Şeyler İçin Kullanılır.
(TS)AKLİS:
(Ts)aklis; Çaktırmak, Çıtlatmak, Tiyo Vermek. Karşı Tarafa Gizli
Bir Şeyin Farkına Vardıracak Harekette Bulunmak. YA MONO
(TS)AKLİSONA: Birazcık Çaktırsana Onu! Mİ (TS)AKLİZİSA: Gösterme
Onu!
(TS)AKLOMAT:
(Ts)klomat; Parlak,Beyaz Gözlü İnsan
Tipi.(TSAKLİS-O-MAT-Parlak-Göz) Kelimelerinin Kaynaşmasından
Oluşmuştur.
(TS)AKOS:
(Ts)akos; Kırmak. Ortadan İkiye Bölmek. Parçalamak. (TS)AKOMENO:
Kırılmış.(TS)AKOSONA: Kır Onu. E'(TS)AKO(DS)E: Kırıldı.. EŞİ
TSAKUMESTE SO YELAĞMA: Kırılıyoruz Gülmekten.
(TS)AMLİ(KH)TRA:
(Ts)amlik(ht)ra; Enjektör, Şırınga. Çocukların Dere Kenarlarında
Yetişen Kamışlardan Yaptıkları Su Sıçratan Enjektör Düzeneği.
(TS)ARAMBULA:
(Ts)arambula; Ateş Böceği.
(TS)ELİ:
Tseli; Daha Çok Biçilen Mısır Saplarının Toprağın Üzerinde
Kuruyarak Kalmış Olan Kök Ve Kısa Sap Kısımları. Sertlikleri
Nedeniyle Daha Çok Bir Araya Toplanarak Birazda Gösteriş Amaçlı
Yakılmaları Tercih Edilirdi.
(TS)İGAR:
(Ts)igar: Zayıf Bir Odun Cinsi."Kunzi(Bkz.)" Odunu Cinsi Bir
Ağaç.
(TS)AŞA:
(Ts)aşa; Çalı.GeneldeFundalık Türü Ağaçlardan Elde Edilen İnce
Dal Parçalarından Oluşan Yakacak Odun..
(TS)UŞOS:
(Ts)uşos; Sokuşturma, Bir Şeyi İtekleyerek Başka Bir şeyin İçine
Koyma. TO VİZİNADES E TSUŞOSE TO ĞARDEL TO STOMA...(O Kadın)
Çocuğun Ağzına Memesini Sokuşturuverdi. TSUŞOSO SAPSİMO (SO
APSİMO) APES ATO DO KSİLO! O odunu Ateşin İçiine Sokuşturuver!
(TS)UMBULİS:
(Ts)umbulis; Çimdikleme. E'(TS)UMBULİSEME: Çimdikledi Beni!
(TS)AHBAÇ:
(Ts)ahbaç; Öteberi Birçok Şey, Lüzumlu Lüzumsuz Şeylerin Bütünü.
A'FİSO ATA DA TSAHPAÇA: Bırak O Şeyleri!
(TS)AHTSARANİS:
(Ts)ahtsaranis; Sarıp Sarmalamak. İp Benzeri Bir Şeyin Dönerken
Birbirine Dolaşması. TO LİTAR E'(TS)AHTSARANİYE: İp Dolaştı.
(TS)ANDİKS:
(Ts)andiks; (Sıvı Bir Şey) Sıçratmak. Mi (TS)ANDİZİS'ME
(TSANDİZİS-E'MENA) Sıçratma Bana! TSANDİĞMENO: Sıçratılmış.
(TS)ANİS:
(Ts)aniz; Nazlanmak.(TS)ANİĞMA: Nazlanma Durumu. Mİ TSANİYESE:
Nazlanma! Naz Yapma! LAĞA TSANİZA o ÇİRİSATES: Nasıl da Nazlıyor
Onu Babası!
(TS)APLİZ:
(Ts)aklis; Parlamak.E'(TS)AKLİSE: Parladı.
(TS)APLİS:
(Ts)aplis; Dikmek, Elbise Vb.Bir Şeyi Elde Dikmek. AUTO MONO
HAYE TSAPLİ:Bunu Şöyle Bir Dikiver.
(TS)EPL:
(Ts)epl; Kabuk. Ekmek Vb.Şeylerin Kabuk Kısımları.(TS)EPLA:
Kabuklar.(TS)EPLİ: Ekmek Kabuğu, Mısır Ekmeğinin Kabuk Kısmı.
ABO(TS)EPLİS: Kabuklu Bir Şeyin Kabuğunun Tümden Yerinden
Çıkması.(Mısır Ekmeği Vb.) TO FAYİ APOTSEPLİ'YE: Ekmek (Ters
Kabuk) Oldu.
TSERİS:
(Ts)eris; Yırtılmak. TSERİĞMENO: Yırtılmış. İ ZUBUNAM E’TSERİYE:
Zubuna’m Yırtıldı.
(TS)İKHLOS:
(Ts)ikhlos: Ezmek, Bir şeyin Ezilmesi Durumu. İki Şeyin Arasında
Kalarak Ezilmek. E'(TS)İKHLO(DS)E: Ezildi!
(TS)İLİ(DZ):
(Ts)ili(dz); Köz.,Kor,Kor Parçası. (TS)İLİ(DZ)A: Köz Parçaları.
(TS)İM:
(Tsim): Çapak.(TS)İMLAS: Çapaklanmak. TA MATATES E'(TS)İMLASANE:
Gözleri(Kadın) Çapaklandı.
TSİN:
Tsin;(Soru)Kimler? TSİN'E: Kimlerdir? TSİNE ATOHA? Kimlerdir
Oradakiler.
(TS)İNGOS:
(Ts)ingos: Ikınmak. E'(TS)İNGOSE: Ikındı.
(TS)İPA:
(Ts)ipa; Göbek. Türkçede Tıpa Olarak Kullanılmakta Olduğu
Söylenebilir.)
(TS)İRİS:
Tsiris; Yırtınmak(Bağırmak Fiiliyle İlgili) TO ĞARDZEL LAĞA
TSİREYETE TREKSO: Çocuk Ne Biçim Yırtınıyor Koş! O(DZ)ANDE
(TS)İRİZİS: N’DHNAYEN:
(TS)OV:
(Ts)ov; Vücutta Kürek Kemiği Yahut Kürek Kemiği Bölgesi.
(TS)UKHAVEL:
(Ts)uhkhavel; Çalı Süpürgesi.
(TS)UHNİS:
(Ts)uhnis; Yemeğin Dibinin Tutması Ve Yanması.
(TS)UMİS
(Ts)umis; Burmak, Burkmak, Bir Şeyi Çevirerek Sıkmak. 2.Mide
Veya Benzeri bir Azada bir Burkulma Hissetmek. İ’KARDİYAM
E'TZUMİSE: Mideme Burkuldu.
(TS)UPİS:
(Ts)upis; İğne Batırmak,İğnesini Batırmak.(Böcek Ya da Benzeri)
ŞKEPİ(DZ)A E’(TS)UPİSEME: Arı Isırdı Beni.
(TS)OS:
(Ts)os; Söndürmek. TSO'SO TA'PSİMO (TO-APSİMO) Söndür Ateşi! TO
FENER PUÇEKA E'TSO'SES? Feneri Nerede Söndürdün? TSO'SO TO
FENER! Feneri Söndür. TSO'SO TO APSİMO: Ateşi Söndür!
(TS)ONOŞ:(TSONOS)
(Ts)onoş; Ölü Kabre Konulduktan Sonra Üzerine Örtülen Yatay
Kirişlere Verilen Ad. (TSONOS(Ş)=TONOZ Kuvvetle Muhtemeldir.
Zira Yöre İnsanı Mezarı Yanlamasına Örtecek Bir İç Yatay Çatı
İçin, Her Bir Kirişe Bu Adı Vermiş ise de Örtünün Kendi Zaten
Bir Tonoz Biçimidir (Bkz.Yapı Mimarisi Tonoz, Tonoz Biçimleri)
(TS)OROŞ:
(Ts)oroş; Doğu Karadez, Çaykara Yöresinde Bir Köy Adıdır. Pontus
Dilinde,(Ş) Normal Yunancada (S) Olduğu Hatırlanırsa Kelime
Anadolu'da Bir Dağ dizisinin Adı Olarak Epey Tanıdıktır."TOROS"
(DS)ALASA:(DS)ALASA:
(Ds)alasa; Deniz.
(DS)ELİKO:
(Ds)eliko; Dişi (Cinsiyet)
(DS)ELİKO KADA: Dişi Kedi, (DS)ELİKO’YEN: Dişidir.
U
U'ÇEN:(U'KEN)
U'çen;(Edat) Değil.(Olumsuzluk) ATO U'ÇEN. O Değil.
U’KSER:
U’kser; Bilmez. U’KSERO: Bilmiyorum.
ULİS:
Ulis; Okşamak. Sıvazlamak ULİSENA: Okşadı Onu!
ULL:
Ull; Hep,Bütün (Kelime İngilizce dede All Şeklinde
Kullanılmaktadır.)
ULLO:
Ullo; Bütün Bir. Hepten.ULLON TO VRAZİ: Bütün Gece (Bütün Bir
Gece).
UMU:
Umu; Tıpkı.,Sanki Benzer. UMU KSİLO: Odun Gibi. UMU NERO:
...Sanki Su Gibi.
URAD-URAZ:
Uraz; Kuyruk, Hayvanın Kuyruğu. TO URAZİNAT: (O Hayvan'In)
Kuyruğu. TO ZO TO'N'URAD: ineğin Kuyruğu.
URANO:
Urano; Gökyüzü.
U’TERİS:
U’teris; Bakmazsın.(Olumsuzluk Ya da Sitem Anlamında;Hiç
Bakmıyorsun. AL U’TERİS ADZA MERE: Hiç Bakmıyorsun Bu Yana.
U'TUN(DS)U:
U'TUN(DS)U: Vaoo! Vay Canına, Aman Allahım! (Hayret Yahut Nefret
Anında, Peş peşe de söylenir)
V
VALİS:
Valis; İçine Koymak, Örnek; HAR VALESO TO ŞERİS SİN KOLFOS:
Şimdi Elini Koynuna Koy! VALİS'ONA: Koy Onu İçine. (Türkçede
Kullanılan Valiz Kelimesiyle İlgisi Olabilir)
VARASİYA:
Varasiya; Erinme. Üşenme Haleti, Üşengeçlik. E’NDOÇ’EME ENE
VARASİYA: Vurdu Bana Bir Üşengeçlik! VARAŞKESE İKAZO?
Eriniyorsun Galiba (Değil mi) ?
VARENGEL:
Varengel; Teleferik Mantığıyla Çalışan, Tele Takılı Bir Makara
Üzerinden Kayan İlkel Yük Taşıma Sistemi.
VARİ:
Vari; Ağır.(Tekn.Varil ?)
VARİNE:
Varine; Ağırlaştı.(Hasta İçin de Kullanılır)
VARİYOZ:
Variyoz; Balyoz, Büyük ağır Çekiç.
VAREYA:
VAREYA:
Vareya; Gayet. VAREYA POLA! "Gayet" Fazla!
Vareya; İyi ki ! ESİ VAREYA EFTAS AYE! Sen İyi ki Öyle Yaparsın.
VAROÇOFALO / VARİKEFALO: Ağır Başlı.2 Siyah Durumda Kurbağa
Yavrusunun Larva Sonrası İlk Hali.Siyah Kurbağacık.
VAROS:/VAREYA:
VAROS: Yankı. İ'LALİYAM E VAROSE: Sesim Yankılandı.
VA(DS)İ:
Va(ds)i; Derin, Derin Yer.Dağ Sırtlarının Oluşturduğu Derin,
Çukurlar.Türkçe;"Vadi"!,Arapça;"Vadi". A'TO POLA VASEYA'YEN;
Orası Çok Derindir. POLA VASİ'YEN: Çok Derin'dir, Çok Derin
Yerdir.
VEKSİMO:
Veksimo; Öksürük, VEKSO! (Emir) Öksür! POLA E’VEKSES: Çok
Öksürdün! ULLON O VRA(DZ)İ E’VEKSES: Türk. Bütün Bir Gece
Boyunca Öksürdün!, POLA E' VEKSES:Çok Öksürdün!
VERAN:
Veran; (Küfür Nidası ) Yıkılasıca ! Kahrolasıca ! TO VERAN! =
Pers. Türk. Virane? Harabe ?
VİNZOS:
Vinzos; İnatlanmak. O'ĞAYZARO E'VİNZOSE: Eşek İnatlandı.
VİRGA:
Virga; Tirgen, Çatal Şeklinde Tarım Vb. İşler İçin Yapılmış
Alet.
VİZİ:
Vizi; Emziren Kadının Memesi, Emzik. VİZALİSO’NA! (Emir) Emzir
Onu! E' VİZALİSO TO PEDİ: Çocuğu ( Pont. Erkek Çocuğu ) Emzir.
VİZALİS:
Vizalis; Emzirmek.
VLANT:
Vlant; Kabak Bitkisinin Sap kısmı, Kabak Sapı.
Vizalis; Emzirmek. TO PEDİNAT VİZALİS TESTEC: Çocuğunu
Emzirmekte!
VOL:
Vol; Tarım Maksatlı, Kazıldığında Yerden Kopartılan Toprak
Parçası.
VOLONİTRA:
Volonitra; Sert Bir Bitki Cinsi.,Yaklaşık 15 Cm Civarında Bir
Boyu Olan İnce Oldukça İnce Saplı, Tırpanla Kesilmesi Mümkün
Değildir Ancak, Hayvanların İştahla Yedikleri Bir Bitkidir.
VOŞKİ:
Voşki; Otlak.TA 'ZAMUNA E 'VOŞKİĞUNDANE: Hayvanlarımız
Otluyorlar.VOŞKİZUNE:Otluyorlar.VOŞ'KEDE:Otluyor.VOŞ-VOŞK:Otlamak.
VOTAN:
Votan; Yabani Ot.Yabani Bitki.
VOTANİS:
Votanis; Yabani Otlardan Ayıklama. E’VOTANİSE: Yabani Otlardan
Ayıkladı.
VOYİS:
VRAÇİ/VRAKİ:
VRAZ:
Vraz; Kaynamak, E'VRASE: Kaynadı. VRAS DESTEC (DESTEK)
Kaynamaktadır.(Hali Hazırda Devam Etmekte) EVRASA HAR :(Motamot
Türkçe Karşılığı); Kaynadım Şimdi! Belki Kaynama İfadesiyle "
Kızdım Şimdi " İfadesine Karşılık Gelir! (Bir Deyim Olarak,
Türkçe Tam Karşılığı Yoktur) = Bir Olay Karşısında Kızgınlığını
Ve Rahatsızlığını Alaycı Bir Biçimde İfade etme Deyimi. EVRASA
HAR..! ÇE.. E'KOHLAÇİSA ÇE E'FTURLAÇİSA: " Kaynadım Şİmdi..!
Köpürdüm Ve de Püskürdüm " ! (Görüldüğü gibi İfade TamTürkçe
Çevirisinde, Biraz Garip Durmaktadır)...(Fturlaçisa / kisa,
Kohlaçisa / kisa Kelimeleri İçin Bkz.
VRAYİ(DZ)A:
Vrayi(dz)a; Yosun.VRAYİZAS:Yosunlar. EVRAYİZAYE: Yosun Tuttu.
Yosun Bağladı.
VRAZİ:
Vra(dz)i; Gece (Gecenin Derin Vakti) Örnek; KALA VRAZİYA: İyi
Geceler. SO VRAZİ: Geceye. TO VRAZİ: Gecede, Geceleyin. O'SON O
VRAZİ E'VEKSES:Bütün Gece Boyunca Öksürdün.
VRİŞİL:
Vrişil; Dudak. TA'VRİŞİLAS:Dudakların(Erkek-Kadın),
TA'VRİŞİLATES (O Kadının Dudakları)
VRİŞ/VRİŞKE:
Vriş; Bulmak,Arayıp Bukmak. PE'VRESA:(PE-EVRES-ATO) (Onu Nerede
Buldun-Nerede İdi) PEVRİŞKESA:Nerede Buldun Onu!
POTEVRESA:(POTE-EVRESA) Onu Nezaman Buldun?
VRONDA/VRONDİMO:
Vronda; Gök Gürlemesi.
VURA:
Vura; Avuç, Avuç İçi, Aya. Sİ'NİMERA ENA VURA LİFTOKARA KALO
ERDE: Günde Bir Avuç Fındık İyi Gelir!
VURZİ:
Vurzi; Domuz Kılından Yapılan ve Kısa Tarak.
VUTÖRO:
Vutöro; Yağ. ELA İLO NA (DZ)İĞOSE VUTORO ÇE (KE) FAYİ! Bir Çocuk
Tekerlemesi, Bir Çocuk Çağrısı! Yarı Kapalı Güneşin Kaybolmaya
Yağmur Yağmaya Yüz Tutacağı Zamanlarda Çocukların Güneşe
Yalvararak Seslenmeleridir. BU Yakarma Bu Yüzden Çocuğun
Ağlamasına Dahi Sebepte Olurdu. " Gel Güneş, Gel Sana Yağ Ve
Ekmek Vereceğim "
VUYİZO:
Vuyi(dz)o; Öküz.
VOKSİ:
Voksi; Seslenmek, Bağırmak Voys; İng.Voice (Voys):. E’VOYİSE:
Bağırdı. E’VOKSANE: Bağırdılar. Ses! E VOKSE ÇE KUKSE: Bağırdı
Çağırdı.
VOL:
Vol; Bel Vb.Kazıcı Araçlarla toprağı Alt Üst Etmede Dışarıya
Savrulan İri Toprak Kütlesi. VOL KRUĞO: Vol Vuruyorum.
VOLON:
Volon; İğne, E KHASA TO VOLON! İğneyi Kaybettim!
VOLONİTRA:
Volonitra; Doğu Karadenizin Dağlarında Yetişen Bir Çiçek Adı.
VOTAN: VOTANİS:
VREŞ:
Vreş; Yağmak, Yağmur. EŞİ’VREŞ: Yağıyor. NA’VREŞ: Yağacak. LAĞA
VREŞ! Ne Biçim Yağıyor.
VRES:
Vres; Bulmak. Arayıp bulmak. E' VRESONA : (Aramaktan Emir): Bul
Onu. E'VRESA ?(Soru) Buldun mu Onu? EVRESONA HAR: Bul Onu Şimdi!
VRUNDULA:
Vrundula: Dalga. Deniz Veya Benzeri Su Dalgası. Şok Dalgası.
Uğrama, Uğramaya Maraz Durumu. ERSE E'mena ENA VRUNDULA: Geldi
Bir Şok Bana!
Y
YA(BP)E:
Ya(bp)e; Sebep. Kimin Yüzünden.
YAPEMASU:(YAPE-EMASU)
YAPEBU:(YAPE-PU'ÇE/KE)
Yapebu; Nerede? YAPE’PUYEN? Nerede. YAPE’PUYİNE? Nerededirler?
YAPEPUYENDANE? Nerede Kaldılar?
Yape’masu; Bizim Yüzümüzden.
YASU:
Yasu; Hadi Be' Deme Be Yahu!
YATATO:
Yatato; O Yüzden. Bu Yüzden. O Sebepten Dolayı. YATATO
EPERÇE(DS)ATO: Onu Bu yüzden Getirdim.
YATİN:
Yatin; Kimler İçin? Kimlerden Dolayı?.
YATİNUS:(TİNOS-TİN-MEN)
Yatinus; Onlar İçin.Onlar Yüzünden,Onlar Sebebiyle. EŞİ'(KH)ASE
YATİNUS'U : Ölüyorsun Onlar İçin.
YA'TE:(YA TERESO)
Yate; İçin 2.Bak Hele!(YA-TERESO Kelimesinin Birleşimi)
YATE'MENA: YATE'SENA:
YATATONA:YATA'TENA:YATE'MASU:YATE'NASU:YATO'NASU:YATE'NANT:YATA'TUNUNANT:
YELAS:
Yelas; Gülmek.E'YELASA:Güldüm. LEĞUNE ÇE YELU’UNE: Anlatıp
(Anlatıp) Gülerler.
YELASTRA:
Yelastra; Gamze.
YEN:
Yen; (Yunan. GEN. Pontus. YEN) Doğmak. E'YENESE: Doğurdu. TO ZO
E'YENESE Hayvan Doğurdu. E YENİKHSA'S TO PONDO: Pontus’ta
Doğdum.(Lahana Forumda Yayınlanmış, Yunanistan’da Yaşayan Bir
Pontus Asıllı Kadının Video Konuşmasından)
YERAS:
Yeras; (İng.Years) Yaş. EYERASES: Yaşlandın. E'YERASA:
Yaşlandım.
YİRİKS:
Yiriks; Aşmak.Bir Kişinin bir Yeri Aşarken Gözükmesinde
Kullanılır. E'YİRİKSE EÇA Sİ RAŞİYA PAN:Orada Dağların Üzerinden
Aştı. ATOHA ÇAN(KAN) E'YİRİKSE: Oradan Aştı!
Z
ZAGUSKA:
Zaguska; Güçsüz Zayıf Fakat Yapışkan İnsan Tipi.
ZAKOTA:
Zakota; Doğu Karadeniz Mahalli Bazı Mahalli Yemeklerde
Kullanılan Kendine Has Kokulu ince Kısa Çöp Halinde Kurutulmuş
Bir Çeşit Ot, Baharat.
ZANGOS:
Zangos; Tartmak, Dengede Olan iki şeyden Birinin Daha Ağır
Basarak Yan Yatması. E ZANGOSE:YanA Yattı.
ZANGOMBELİ:
Zangombeli; Tahterevalli.
ZARO:
Zaro; Eğri.Yan.
ZARA:
Zara; Eğrice,İğreti Duran.E'ZAROSE: Eğrildi.Yana Kaykıldı.AUTO
ZARA'YEN: Bu Eğridir.(Eğri Durmaktadır)
(DZ)AVELEYEMA:
Zaveleyema; Bunamak. Saçmalamak. E 'ZAVELEYEPSE İKAZO. Galiba
Bunadı. Mİ (DZ)AVELEYEVİS HAR: Saçmalama Şimdi!
(DZ)EVA:
Zeva; Geç (Yürü Git Anlamında)
ZEVA YELA: Gel Geç. 2.İşine Bak Sen! Anlamında, YELA = YA ELA:
Gel Bee! (Bkz.Ela) YA ZEVA Sİ (DZ)ULİYAS: Geç İşine Bee!
ZİĞOS:
Ziğos; Bayılmak. E ZİĞOSE: Bayıldı. HUUH E ZİĞOSA: Hah Bayıldım
Şimdi! (Bir Durum Ya da Söz Karşısında Alay Maksadıyla Söylenir)
ZİĞOYRİ:
Ziğoyri; Eskiden Ucu Sivriltilerek Yere Çakılmış Bir Kısacık
Direk Üzerine “ T” Şekilde Olacak Biçimde Ortası Oyulmuş Uzunca
Başka Bir Ağaç Sırık Geçirilerek Yapılan Bir Eğlence Aracı. Bir
Tür İlkel Dönme Dolap. Her İki Ucuna Oturarak Binen Genç Ya da
Çocuklardan Birisi Sırığı Çevirmek Zorundaydı.Gıcırdayarak
Dönderilirdi. Sırık Üzerinde Eğlenen Çocuklar Özellikle
Yaşlıların Çok Tepkisini Çekerdi.
ZİNGA:
Zinga; Yol Üzerinde Bulunan Ve Aracın Sekmesine Sebebiyet Veren
Yükselti Ve Çukurlar.
ZİRZA:
Zirza; Kapı Menteşesi.
ZİRZAKA:
Zirzaka; Bir Çeşit Yenilebilir Tatlı Bir Bitki Kökü.
ZİRZAKOFİLO:
Zirzakofilo; Yenilebilir Bir Bitki Adı.( "Zirzaka" Bitkisinin
Tümünün Adı )
ZMO:
Zmo; Hamur. İ’ZMODER:(ZMODER) Hamur Teknesi.
ZMOS:
Zmos; Yoğurmak. Bir Şeyi Ezmek, Avucunda Sıkmak.
ZNİŞ:
Zniş; Boncuk. ZNİŞA: Boncuklar.
ZO:
Zo; İnek, Hayvan.
ZOĞRO:
Zoğro; Yaş,.Ham,Olgunlaşmamış.ZOĞRO’HORDO:Yaş Ot.
ZORGALA:
Zorgala; Geyik.
ZUBUNA:
Zubuna; Yakalı Gömlek.
ZUĞLİS:
Zuğlis; Dumura Uğratarak Bükmek, Yamultmak, Bir Şeye Bağlı Öteki
Parçayı Bükerek Kırmak, Sarkar Vaziyete Getirmek. TO KLADZİ
E’ZUĞLİSE: Dalı Büktü. E’ZUĞLİSO’NA: Kopar
ZULOS:
Zulos; Saklamak, Ortalıktan Çekip Bir Yere Saklamak.Türkçede
Zula Olarak Kullanılmaktadır.. PE ZULOSESA: Nereye Sakladın Onu.
ZULOSONA HAR! Kaybet Onu Şimdi. KAPE ZULON İ(TY)A: Bir Şeyler
Zula Eder.
ZURZULA:
Zurzula; İnce Yapraklı Sarmaşık Şeklinde Uzayarak Büyüyen Bir
Bitki.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Explane:
Turquie,Pontian Area Local Language Micro Dictonary. Written And
İmprovement By (Osman’is tu Kablâ ) (2007–2008) © Copyright All
Rights Reserved.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Açıklama: (2007–2008) ©
Yanlış Olduğunu Düşündüğünüz Kelimelerde,
Anlam, Farklı Anlam Çeşitleri, Ya da Telaffuzlarda Farklı Görüş
Bildireceğiniz Önerileriniz İçin Bana Lütfen Mesaj Yazınız..
Teşekkürler.
Bu Çalışma İnternet Ortamında
karalahana.com
Sitesi Üzerinden Yazarının Kendi İradesi Doğrultusunda
Yayınlanmaktadır.Bunun Haricinde, Bu Çalışmanın İçeriğinde Var
Olanlar, Kısmen Ya da Bütünüyle Kopyalanarak Bir Başkası
Tarafından Ticari Yahut Ticari Olmayan Bir Amaçla Hiçbir Şekilde
Alıntılanamaz, Kullanılamaz.. Tarafsız, Kültürel Amaçlı
Araştırmalarda Kaynak Olarak Gösterilecekse, Yazarın Adına Ve
İlgili Site Adresinden İrtibata Geçilmesi Zorunludur.
|
|
META
TAG: Pontusca, Pontusça, pontus, pontos, Pontic
Greek Turkish dictionary,Rumca, Romeika, Trabzon
Rumcası, sözlük, Yunanca, lexicon, Greek,
Pontiaka, Karadeniz Rumcası,sözlüğü
| |