RESİMLER
| |
|
|
| |
|
|
ÜNYE İLÇESİ TARİHİ
5. SEFERBERLİK, İSTİKLAL HARBİ VE CUMHURİYET
DÖNEMİNDE ÜNYE
1914 yılında Ünye ve civarında çok sayıda can ve
mal kaybına yol açan seller oldu. Aynı yıl,
Osmanlı Devleti birinci dünya savaşına girdi. Bu
savaş halk arasında "Seferberlik" diye
anılagelmektedir. Doğu Anadolu'da Rusya ile
yapılan savaşlar kaybedildi ve Ruslar Harşit
Irmağına kadar olan bölgeyi işgal ettiler. Bunun
üzerine, işgal edilen bölgeden yeni ve büyük bir
Müslüman ahali göçü başladı. Aynı sıralarda,
Rusya ile işbirliği yapan yerli Ermeniler
çeşitli yerlerde ve bu arada Canik bölgesinde
isyan hareketleri başlattılar. Sarala adında
reisi olan bir Ermeni eşkıya çetesi Ünye'nin
köylerine baskınlar yapıyordu. Savaş sırasında
cephe gerisinin emniyetini garanti altına almak
için Osmanlı Hükümeti Ermeni nüfusun geçici
olarak o zaman Türkiye'nin bir vilayeti olan ve
kritik konumda olmayan Suriye'ye nakledilmesi
kararını verdi. Ünye ve bazı köylerinde yaşayan
Ermeniler de nakledildi. Savaş bitince herkes
eski memleketine dönecekti. Fakat savaş
kaybedilip Suriye Fransızlar tarafından işgal
edilince Ermeniler de orada yerleştiler ya da
Fransa ve Amerika'ya göç ettiler. Birinci dünya
savaşı Türk milletinin tarih boyunca uğradığı en
büyük felaket oldu. Savaş öncesi elimizde
bulunan toprakların üçte ikisinden fazlasını
kaybettik. Askere alınan iki milyona yakın
Mehmetçiğin dörtte biri geri dönebildi;
kalanları şehit o ldu veya kayboldu. Bu ülke
nüfusunun onda biri, erkek nüfusun beşte biri,
eli iş tutabilecek nüfusun ise yarıdan çoğunun
kaybedildiği mânâsına geliyordu. Binlerce yıllık
tarihi boyunca Türk milleti ilk defa dünya
çapında bir devlete sahip olmaktan çı kıp küçük
bir coğrafyaya sıkışmıştı. Kurtuluş savaşındaki
üstün gayretler olmasaydı, düşmanların bize o
kadarını da fazla görecekleri şüphesizdi.
Savaşta Ünye kıtlık, göç ve sefalet çekti ise
de, düşman işgali felaketine uğramadı. Sadece
1916 yılının Kasım ayı civarında Rus gemileri
tarafından bombalandı. Halk arasında
anlatıldığına göre, Şehnuz türbesi civarından
Rus gemilerinin ateşine top a tışı ile karşılık
verilmiştir. Ahali bunu Şeyh Yunus'un bir
kerameti diye yorumlamıştır. Rusya'da komünist
ihtilal yapılıp Kafkas cephesinde savaş sona
erdikten sonra Ünye'ye ilk vapur 9 Nisan 1918
tarihinde mısır yüklü olarak gelmiş, bu
münasebetle bir tören yapılarak dualar
edilmişti. Savaş ve çok sayıdaki muhacir nüfus
sebebiyle bu yıllarda Ünye ve bütün doğu
Karadeniz'de sıtma salgını ortaya çıktı. Sıtma
ile mücadele için Ünye'de ve birkaç merkezde
laboratuvarlar ve sağlık tesisleri kuruldu.
Yunanlılar İzmir'i işgal edince Ünye halkı 21
Mayıs 1919 tarihinde toplu olarak hükümete
telgraf çekerek bir an önce işgalin sona
erdirilip adaletin sağlanmasını istemişlerdir.
Bu sıralarda, Karadeniz bölgesindeki Rumlar da
Pontus devletini ihya etme k hayaliyle çeteler
kurmuşlardı. Ünye'de de bu gizli örgütün
Müdafaa-i Meşruta Cemiyeti legal adı altında bir
şubesi faaliyet göstermekteydi. Pontusçular
bölgedeki müslüman ahaliye hücum edip yıldırmaya
çalışıyorlardı. Orta ve doğu Karadeniz bölgesin
de Rum nüfus % 15 civarında bir azınlık idi.
Ünye'de ise Rumlar nüfusun % 7 kadarını
oluşturuyordu. Nüfusu çoğaltmak için Rusya'da
yaşayan Rumlar gemilerle getirilip Karadeniz
sahillerine çıkarılıyordu. Pontusçu Rumları
desteklemek için Yunan savaş g emileri Karadeniz
sahillerini bombaladılar. Pontusçuların
niyetinin ciddi olduğu anlaşılınca bölgedeki
Türk ahali de silaha sarılıp direniş örgütleri
kurdular. Daha sonra, Giresunlu milis kumandanı
Topal Osman'ın önderliğinde Büyük Millet
Meclisi'ne bağlı düzenli bir güç haline gelen
Türk kuvvetleri Pontus çetecilerinin
faaliyetlerine son verdi. Sonunda, bölgedeki Rum
ahali yapılan anlaşmalar gereğince Yunanistan'a
gönderildi; Yunanistan'da kalan Türkler de
Türkiye'ye getirildi . 23 Nisan 1920 tarihinde
Ankara'da toplanan Türkiye Büyük Millet
Meclisinde (TBMM) Canik mebusu olarak Ünyeli
Hasan Fehmi Efendi de bulunmaktaydı. Pontusçu
Rumlara karşı daha iyi mücadele edilmesi için
TBMM'de Giresun'un vilayet olması yolunda karar
alındı. Ordu kazası Giresun'a bağlanmayı
reddedince, yeni bir TBMM kararı ile Ordu da
vilayet yapıldı. Fakat Ordu'nun nüfusu ve
çevresi bunun için yeterli değildi. Bu sebeple,
Canik vilayetinin Ünye ve Fatsa kazalarının da
Ordu'ya bağlanmasına karar v erildi. Ordulular
vilayet olmak için gereken masrafı tamamen
kendileri karşıladılar. Bu karar, coğrafi ve
iktisadi farklılık sebebiyle tarih boyunca Ordu
ile ilgisi pek az olan Ünye ve Fatsa'da büyük
tepki ile karşılandı. Ünye ve Fatsa halkı
TBMM'ne çok sayıda telgraf çekerek, bu kararın
değiştirilmesi, Ünye'nin vilayet yapılıp Fatsa,
Terme ve Karakuş'un buraya bağlanması
isteklerini milletvekillerine bildirdiler.
Ünye'de 17 Aralık 1920 tarihinde bunun için bir
de miting yapıldı. Ancak bu teşebbüsler sonuç
vermedi ve Ünye o tarihten bu yana Ordu'ya bağlı
bir kaza olarak kaldı. Cumhuriyet ilan
edildikten sonra hazırlanan idari bölünüşe göre
Ünye, Ordu iline bağlı bir ilçe idi. Karakuş
nahiyesi 1954 yılında Ünye'den ayrılarak Akkuş
adı ile ilçe haline getirildi. 1990 yılında da,
Çaybaşı ve İkizce Ünye'den ayılarak ilçe halin e
getirildi. Ünye'nin geçen yüzyıl sonlarında 10
bin civarına varan nüfusu, Cumhuriyet
kurulduğunda uzun savaş yıllarındaki kıtlık, göç
ve salgın hastalıklar sebebiyle azalmıştı. 1927
yılında yapılan sayımda şehir nüfusu 5443
bulundu. 1950'ye gelindiğinde nüfus 8735 olmuş,
1960'ta geçen asrın seviyesini aşarak 11350'e
ulaşmıştı. 1997 yılında yapılan son sayımda ise
Ünye'nin nüfusu 54518 olarak bulundu.
Kaynak:Dr. Murselin GÜNEY
.
|
|
| |