Tokat Müzeleri

Tokat Arkeoloji Müzesi
Arkeolojik, etnografik
eserlerle sikkelerin sergilendiği müzemiz karma
müzeler grubundadır. Yapı olarak 13. Yüzyılının
ikinci yarısında bir Anadolu Selçuklu Dönemi
eseridir. Açık avlulu, iki katlı, iki
eyvanlıdır. Avlu, üç taraftan revaklarla çevrili
olup, revaklar zemin katta devşirme sütunlar,
üst katta dörtgen ayaklar taşımaktadır. Sütun
başlıkları da devşirmedir. Doğu cephedeki taç
kapı, yukarı ve dışa taşıntılıdır. Cephenin
1/3'ünü kaplamaktadır ki, döneminin tipik
özelliğidir. Bitkisel ve geometrik kademeli
bordürlerle çevrili taç kapının mukarnas
kavsalası üzerinde iki yanda pencere yer
almaktadır. Bu durumuyla Anadolu Selçuklu
mimarisinde özel yere sahiptir. Kitabe yeri boş
bırakılmıştır.
Avluya bakan cepheleri gök mavisi ve patlıcan
moru renklerden oluşan geometrik, bitkisel ve
yazı (hat) karakterli süslemeye sahiptir.
Gökmedrese ismini de gök mavisi renkli
çinilerden almaktadır. Tıp eğitiminin verildiği
yapı "Pervane Darüşşifası" olarak da
bilinmektedir. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerinde yapılış amacına uygun olarak
yıllarca sağlık hizmetinde kullanılmıştır.
Alt (zemin) ve üst kattaki odalarda eserler
kronolojik tasnif göz önüne alınarak teşhir
edilmektedir. M.Ö. 3000 yılı Eski Tunç Çağı'ndan
itibaren, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma,
Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin
eserleri sergilenmektedir. Kazı çalışmaları
tamamlanan Maşat Höyük buluntuları ile Müze
Müdürlüğü'nce yapılan kurtarma kazıları sonucu
ele geçen eserler teşhirin ağırlıklı bölümünü
oluşturmaktadır.
Girişin sağındaki İlk Tunç
Çağı eserleri, takip eden odalarda Hitit; Frig
(Demir Çağı) dönemi eserleri, kilise eşyaları
sergilenmektedir. Müzenin bu bölümünün kubbeyle
örtülü ve daha geniş tutulmuş mekanı olan son
odasında ise Osmanlı dönemine ait Dini eserler
ve yazı takımları teşhir edilmektedir.Baş
eyvanın kuzeyindeki mekan, medreseyi yaptıran
Pervane Muiniddin Süleyman'ın aile mezarlığı
olup, halk arasında "Kırkkızlar Türbesié olarak
bilinmektedir. Efsane değerinde başka
kimliklerde yüklenen yirmi sandukalı mezar odası
müze teşhirine tabii bir zenginlik katmaktadır.
Eyvanın güneyindeki mihrap nişli geniş mekanda
ise (mescit) halılar, kilimler ve heybeler
sergilenmektedir.Mescitten sonra sırasıyla;
bölgemizin geleneksel erkek giysileri, kadın
giysileri, takılar, aydınlatma araçları, hamam
eşyaları gibi etnografik karakterli eserler
sergilenmektedir. Takip eden odalarda; ev dokuma
tezgahı, el baskısı yazma örnekleri ve
kalıpları, 19. yüzyıla ait barut kapları ile son
odada bakırcılık zanaatının ürünleri olan bakır
kaplar ve kapı tokmakları teşhir
edilmektedir.Üst katın bir bölümü idari
hizmetler için kullanılmakta olup, güney revaka
açılan odalarda sırasıyla; sikke ve altın süs
eşyaları, Ulutepe kurtarma kazısı buluntuları,
Roma dönemine ait pişmiş toprak, metal ve cam
eserler ile son odada Bizans çağı eserleri
sergilenmektedir.Müzemiz avlusunda girişin
bulunduğu ön bahçede ve kuzey bitişiğimdeki
Anadolu Selçuklu Dönemi yapı temellerinin
bulunduğu alanda, Hellenistik, Roma, Bizans,
Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait taş
eserler teşhir edilmektedir.

Latifoğlu Konağı
Tokat'ın Gazi Osman Paşa
Bulvarı üzerinde bulunan Latifoğlu Konağı planı
ve süslemeleriyle 19. yy. ev mimarisinin
özelliklerini taşımaktadır.
Konak "L" şeklinde bir plan üzerine iki katlı
olarak ve ahşap karkas arası kerpiç dolgu
malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Alaturka
kiremit kaplı kırma çatı ile örtülüdür. Taş
döşeli avluda bir havuz bulunmaktadır.
Türk evinin ana esaslarına ve kalabalık aile
düzenine uygun olarak, ancak daha serbest bir
plan anlayışı ile yapılan konağın odaları "L"
şeklinde bir sofanın etrafında yer almaktadır.
Zemin kattaki tek kubbeli hamam, yapının dışına
çıkma yapmaktadır. Kare planlı, dikdörtgen
formlu taşlarla döşeli bu Türk Hamamı alttan
ısıtılmaktadır. Burası küçük bir
soğukluk-soyunmalık kısmına açılmaktadır. Yine
bu bölümde ocaklı bir oturma odası-hamam odası
bulunmaktadır.
Günlük işlerin yapıldığı, aynı zamanda mutfak
olarak da kullanılan aşevi-işevi ile idare
olarak kullanılan bölümde bu katta yer
almaktadır.
Türk evinin ana esaslarına ve kalabalık aile
düzenine uygun olarak, ancak daha serbest bir
plan anlayışı ile yapılan konağın odaları "L"
şeklinde bir sofanın etrafında yer almaktadır.
Zemin kattaki tek kubbeli hamam, yapının dışına
çıkma yapmaktadır. Kare planlı, dikdörtgen
formlu taşlarla döşeli bu Türk Hamamı alttan
ısıtılmaktadır. Burası küçük bir
soğukluk-soyunmalık kısmına açılmaktadır. Yine
bu bölümde ocaklı bir oturma odası-hamam odası
bulunmaktadır.
Günlük işlerin yapıldığı, aynı zamanda mutfak
olarak da kullanılan aşevi-işevi ile idare
olarak kullanılan bölümde bu katta yer
almaktadır.
Havubaşı odasının duvarları kalemişi panolar
halinde çiçek motifleri ve İstanbul Manzarası
tasvirleri ile bezelidir. Tavan yaldız boyalı
bitkisel motifler ve ahşap oymalarla
süslenmiştir. Hamam odasının kapısı, tavanı,
yüklük ve dolap kapaklarında yine bitkisel
motifli ahşap işçilik dikkati çekmektedir.Alçı
işçiliğinin güzel örneklerini ocak davlumbazları
ile tepe pencerelerinde görmek mümkündür. Paşa
odasının ocak davlumbazındaki plastik akantus
yaprakları batı etkisini, havuzbaşı odasındaki
ocağın kabartma alçı üzerine boya ile yapılmış
karanfil, lale gibi çiçek motifleri klasik
üslubun özelliklerini yansıtmaktadır. Tepe
pencerelerinde alçılı vitray görülmektedir ve
bunlarda kullanılan "Mühr-ü Süleyman" Türk
süsleme sanatında sevilen motiflerden biridir.
Latifoğlu Konağı geçmişteki fonksiyonlarına göre
yörenin eşyası ile donatılmış mankenlerle canlı
ve gerçekçi bir teşhir yapılarak 1989 yılında
müze-ev olarak hizmete açılmıştır.
|