RESİMLER
| |
|
|
| |
|
|
Sürmene Tarihi
Sürmene’nin tarihini
Doğu Karadeniz Bölgesinin genel tarihi içinde ve
onunla bir bütün olarak ele almalıyız. Karadeniz
kıyısı boyunca sahile paralel olarak uzanan
dağlar doğuya doğru gidildikçe sahile daha dik
olarak iner.Sahilde yerleşimi mümkün kılacak düz
alanlar yok denecek kadar az, bol yağmur
nedeniyle dağlar orman ve sık bitki örtüsü ile
kaplıdır.Vadilerde oluşan dereler sahilden iç
kesime ulaşım için doğal bir geçiş yolları
oluşturmaktadır.
Bölge kültürünün, batı dünyası ile ilk
tanışmasına dair efsaneler,genç bronz çağı
dönemine atfedilen ve mitolojik Yunan
kahramanlarının yolculuklarını anlatan
öykülerdir.Eski Yunan mitolojisinde önemli bir
yer tutan bu öykülerde Doğu Karadeniz sahilleri
‘KOLCHİS’,burada yaşayan insanlarda ‘KOLCHİ’
adıyla anılır.Eski Yunan denizcilerinin bu
yolculukları zamanla ticari faaliyetlere
dönüşerek bölge sahillerinde Pazar yerlerinin
kurulmasına yol açtı.
MÖ.500 yıllarında bu Pazar yerleri kolonici
tüccarlara ait iskelelere dönüşmesi ile Xenophon
tarafından yazılan Anabasis adlı eserde Doğu
Karadeniz bölgesinde TRAPEZOS isimli ilk yunan
kolonisinden bahsedilmektedir.
Daha sonraki çağlara ait tarihsel kayıtlarda
Tzani adıyla anılan Doğu Karadeniz dağlı
yerlileri ile karşılaşan Yunanlılar bunlarla
dost olarak sahillere ulaşmayı başarmalarına
rağmen daha sahilde yaşayan Kolşi’lerle pek dost
olamamışlardır. MÖ. 335 yılında kendi parasını
basan yunan kolonisi Trapezos uzunca bir süre
serbest bir ticaret bölgesi olarak bölgenin
yerli halkıyla batı dünyası arasındaki köprü
olmuştur.
MÖ. 114 yılında Anadolu’da Romalılarla egemenlik
mücadelesine giren İran menşeli Mithridat VI
Trapezos ve çevresini hakimiyeti altına
alır.Fakat bir sonraki yüzyılda egemenlik tekrar
Romalılara geçer. Fakat bu egemenlik
değişmelerinden bölgenin yerli halkı
etkilenmediği sonraki asırlardaki kayıtlardan
anlaşılmaktadır.
MS.I yüzyıla ait bir haritadan geliştirildiği
düşünülen Tabula Peutingeriana isimli bir Roma
yol kılavuzu,muhtemelen günümüzdeki ile ilişkili
gibi görünen yerleşime dair en eski bilgiyi
içermektedir. Bu belgede geçen HYSSİLİME adının
bugünkü Sürmene olduğu söylenebilir. Bu belgeye
göre Trapezunte’den sonra Hyssilime daha sonra
da Opiunte gelmektedir ve Hyssilime; sahilde
Trapezunte ile Opiunte arasında bir Roma askeri
istasyonu olarak görülmektedir.
MS.550 yıllarının başında gemiyle Traapezus’dan
doğuya seyahat eden Prokopius, ‘Trapezunt
bölgesinden SUSURMENA köyüne ve Rize denilen
yere varılır…..’bilgisini seyahatnamesine ekler.Prokopius,
TZANİKA memleketi olarak adlandırdığı bölgenin
yüksek kesimlerine yaptığı gezilerde seyahat
namesinde anlatmıştır. Trabzon çevresinin dağlık
kesimine ve yerli halkına dair oldukça sağlam
bilgiler içeren bu notlara göre asırlar önce
Xenophon’nun izlediği güzergahi kullanarak
Bayburt tarafından bugünkü Soğanlı dağlarını
aşan Prokopius Sürmene ve Of yaylalarının
bulunduğu yerleri gecerek Trapezus’a
ulaşmıştır.Bu yolculuğu sırasında bugünkü
Sürmene, Of yaylaları ile ilgili gözlemleri ve
orada karşılaştığı dağlı yerlilerin yaşam
biçimleri ile ilgili aktardığı bilgiler bölgenin
bugünkü kültürel dokusunun kökleri ile ilgili
önemli ipuçları vermektedir. Bu tarihlerden
sonra Doğu Karadeniz bölgesi genellikle
Bizanslıların hakimiyeti altında olmasına rağmen
zaman zaman İranlılar, Avarlar arasında
hakimiyetler değişmiştir. İslamiyet’in ortaya
çıkması ile güçlenen Araplarla Bizanslılar
arasında savaşlar devam etmiş ve 715 yılında
Müslüman Arapların Anadolu’ya yaptıkları seferde
Trbzon’uda kısa bir süre hakimiyetleri altına
almışlardır. Araplarla Bizanslıların mücadelesi
X. Yüzyıl sonuna kadar devam etmektedir. Bu
tarihten sonra Anadolu’ya Türk akınları
başlamıştır. Malazgirt savaşı ile Anadolu’ya
giren Türkler Anadolu’da bazı bölgelerde
hakimiyet alanları oluşturmaya başladı.
Malazgirt savaşı ile Bizans içinde başlayan
karışıklıklar sonucu Gürcistan kraliçesi
Thamar’ın yardımıyla Trabzon’da Trabzon Rum
İmparatorluğu Kommenos hanedanı tarafından
kurulur (1204 1222).Bu tarihten sonra Trabzon
yöresi ve Karadeniz bölgesi bir çok Türk
boylarının akınına uğramış bazen hakimiyet
sağlanmış bazen savaşlar kaybedilmiştir.
Trabzon’un Türkler tarafından kesin alınışı 1461
yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından
gerçekleştirilir.
Sürmene kelimesine ‘Sürmene’ olarak ulaşılabilen
en eski kaynak 1461 yılında Fatih Sultan
Mehmet’in Trabzon’u fethinden sonra idari
bölümde bir nahiye ismi olarak gösterilmiştir.
Humurgan ismi ise 1583 yılında Trabzon Sancağı
Mufassal Tapu Tahrir defterinde Zaruha
(Soğuksu,Orta, Çamlıca,Çarşı mahalleleri)
köyünün bir mahallesi olarak
gösterilmektedir.1832-1834 yıllarında yaşanan
Tuzcuoğlu isyanlarından sonra yanarak tahrip
edilen Sürmene çarşısı (Halanik şimdiki Zeytinli
mahallesi) dağıtılarak Manahos deresi
vadisindeki köyler için bu vadinin ağzındaki
Humurgan köyünde haftanın bir günü pazar
kurulmaya başlandı.
Tuzcuoğlu isyanından sonra 1854 yılında
yayınlanan vilayet nizamnamesine göre;Sürmene
bir nahiye ve bu nahiyeye bağlı 69 köy olarak
yeniden teşkilatlandırılmış 1870-1871 tarihine
kadar nahiye olarak Of kazasına bağlı olan
Sürmene 1871-1872 ‘den itibaren merkez kaza olan
Trabzon’a bağlanmış 1873 yılında ise kaza
olmuştur. 1876 yılında belediye açılarak
faaliyete geçmiştir.1903-04-05 tarihlerinde
yayınlanan Trabzon salnamelerinde bütün kazada
26.930 ev,29 han,390 dükkan 340 mağaza, 163
değirmen ve büyük küçük 318 fırının bulunduğu
yazılmaktadır.
Hükümet konağı Trabzon salnamelerine göre Araklı
konak önünde bulunuyordu ve yaz mevsiminde
Sürmene’ye (Gölansa’ya;şimdiki devlet hastanesi
civarına) taşınırdı.Bu taşınma işlemi
kaymakamlık, nüfus,ve tapu daireleri için söz
konusu idi. Daha sonra kurulan Askerlik şubesi,
telgrafhane, ve belediye çarş’i kebirde
kurulduğu için bunların taşıması söz konusu
değildi.Bu durum 1914 yılına kadar devam
etti.1915 yılında I.dünya savaşı nedeniyle ilan
edilen seferberlik esnasında resmi dairelerin
dağınıklığı sorun yarattığı için bugünkü hükümet
konağının bulunduğu arsada kırmızı tuğlalarla
tek katlı bir bina yapılarak buraya taşınmıştır.
Bu bina 1916’daki Rus işgalinden önce evrakları
Ordu’ya nakledilerek askeriye için fasulye
deposu yapılmış daha sonrada yakılarak Rusların
binayı kullanması engellenmiştir.
Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında yine
aynı yerde Arap kaymakam diye tanınan kaymakam
Saadettin Goloğlu tarafından hükümet binası inşa
edilmiştir.
Sürmene ilçesi; 40 derece 55 dakika enlem, 40
derece 05 dakika boylam koordinatlarında
,Trabzon ilinin 36 km. doğusunda Trabzon_Rize
karayolu üzerinde ve doğusunda Of, batısında
Araklı, ilçeleri,kuzeyinde Karadeniz ve
güneyinde Köprübaşı ilçesi ve Gümüşhane ili ile
komşudur.ilçenin yüzölçümü 473 kilometrekare
iken Köprübaşı beldesinin ilçe olarak
Sürmene’den ayrılması üzerine yüzölçümü yaklaşık
olarak 312 kilometrekare kalmıştır.
İlçe nüfusu 2000 yılında yapılan sayımda 37.044
olarak tesbit edilmiş olup belediye dahilinde
yaşayan nüfus ise 17.029 olarak belirtilmiştir.
Bu nüfus sayıları yaz ve kış aylarında oldukca
fazla miktarda değişkenlik göstermekte olup
yazın bu nüfusun 60-70.000 civarına çıktığı
tahmin edilmektedir.
İlçemiz gerek konumu gerekse sosyal yapısının
diğer ilçelerden farklı olması dolayısı ile bir
cazibe merkezi durumundadır. Belediyemizin
yapmış olduğu alt yapı çalışmaları %95 bitmiş
durumdadır ve buna bağlı olarak gerçekleştirilen
üst yapı çalışmaları (cadde, tretuar
düzenlemeleri, sanat yapılar) çevre belediyeler
ve gezmeye gelen misafirlerimizden büyük takdir
almaktadır.
|
|
SÜRMENE TARİHİ, Sürmene
ilçesi tarihi, tarihçe, sürmeneliler,
deli bal,
| |