Sürmene bıçağı
Kavga ve horonda kullanılan boynuzdan yapılan
sapı 10 cm, döğme çelik olan uç kısmı 12 cm,
toplam 22 cm boyunda, sivri uçlu delici
geleneksel bıçak türü.
1952 yılında suç aleti
kapsamına alınıp, üretimi ve satılması
yasaklanana kadar, Sürmene’de 250 civarında ev
imalathane-sinde üretilmekteydi.
Sürmene’de bıçak üretiminin yaygınlığının nedeni
balıkçılığın yaygın olmasıydı; bıçağa su verme
işlemini bile Yunus balığının için-de yapanlar
vardı.
Sürmene’li ustaların diğer bir özelliği de
Anadolu’da diğer geleneksel bıçak yapım-cıları
olan Afyon, Tosya, Bursa bıçakçıların-dan farklı
olarak, imalatta kullandıkları pek çok aleti de
kendilerinin imal etmesiydi.
Bıçağın tesfiyesini motor kullanmadan, toprağa
saplanmış iki çatallı direğin ortası-na
geçirilmiş bir bileği taşını el yardımıyla
döndürerek yaparlardı.
Sap kısmını oluşturan boynuz ısıtılırak kalıba
koyulur, mengene ile sıkıştırılıp, şekil
verilir, üzerine gümüş işleme süs takılırdı.
Sürmene bıçağının kılıfının dışı buzağı
derisinden, içindeki hazne ise kızılağaç
odunundan yapılır, içi küçük bir meyve bıçağının
nadiren bir üçüncü bıçağın daha gireceği şekilde
oyulurdu. Bıçakçılık mesleği kuyumculuk,
bakırcılık benzeri pek çok meslek gibi Rum’lar
sayesinde yayılmış ve zamanla Müslümanlar
tarafından benimsenmişti.
1950’li yıllar ve öncesinin Sürmene’li meşhur
bıçak yapımcıları şunlardır:
Hacı Türen, Hasan Sönmez,
Hasan Temelli, Mustafa İspir, Necati Karali,
Süleyman Rıza.
Daha çok Soğuksu (Gölansa) mahallesinde
yoğunlaşan imalatçılar bıçakların üzerine
ekseriye “Bırakma beni korurum seni” ibaresi
yazmaktaydılar.
Kemençe ve zurna müziği eşliğinde bir çeşit
düello olan ‘piçak oyini’ horonunda oyuncular
bel üstüne kayışlarının sağ taraflarına
taşıdıkları Sürmene bıçaklarını kullanırlar,
hatta oyunun sonunda sivri uçlarından ağızlarına
aldıkları atarak bu bı-çakları birbirlerinin
göğüslerine (bu durum-larda gömleğin altına ince
ahşap bir tabaka gizlenirdi) saplamaya
çalışırlardı.
Günümüzde yok olmak üzere olan bu sanatı ısrarla
devam ettiren bir kaç usta ilgisizlikten
şikayetçidir. Av, meyve, ekmek ve kınlı bey
bıçakları gibi pek çok Sürmene bıçağı çeşidinin
bulunduğunu söyleyen, 30 yıllık usta Remzi
Sönmez “24 saatte orta-lama 2 bıçak yapıyoruz.
Gurbetçilerden si-pariş alıyorum. Bu işi bilen
10 usta ancak var, kimse öğrenmiyor, meslek
kaybolacak, ilgi bekliyoruz, fuarlar açılsın
meslek okul-larında öğretilsin”
(27. 01. 2002, Zaman gazetesi. Enver Nevruz)
Bk. Saldurma
Kaynak: Özhan Öztürk, Karadeniz Ansiklopedik
Sözlük
|