Perşembe ilçesi gezi turizm

PERŞEMBE İLÇESİNDE TURİZME
GENEL BİR BAKIŞ
Turizm,günümüzde bütün dünyada en hızlı gelişen
sektör haline gelmiştir. Özellikle ulaşım ve
iletişim teknolojisinin büyük bir hızla
gelişmesi,insanların (gelişmiş ülkelerde)
ekonomik durumlarının iyileşmesi,bu sektörün
süratle gelişmesinin temel sebepleridir.
Teknolojinin yoğun ortamında yorgun düşen
insanlar,dinlenmek ve başka
yerleri,kültürleri,tabii ve tarihi unsurları
görmek amacı ile,değişik ülkelere veya ülke
içinde farklı yerlere gitmektedirler.
Turizm gelirlerinin, ekonomisine çok önemli
katkılarda bulunduğu ülkelerde,kişi başına düşen
gayri safi hasılanın emsaline göre daha fazla
olduğu bilinmektedir.
Turizm,”dumansız sanayii”dir.
Hayat ve geçim standartları ile turizm arasında
ayrıştırılamaz bir bağlantı söz konusudur. Bu
nedenledir ki,sefalet ve kıtlık içinde olan
ülkelerde,dıştan gelen,içten gidenlere oranla
çok daha fazladır.
Ekonomik olarak geri olan ülkelerde,dış dünyadan
gelen turist sayısının oldukça yüksek olması,
bir tesadüf değildir.
Bir ülkenin turist çekebilmesi için,kendisine
has tabii,tarihi ve kültürel
değerlerinin,unsurlarının olması lazımdır.
Bunlardan mahrum olan ülkelerin,turistik
hareketliliğe sahne olması,kuşkusuz bir hayalden
ibarettir.
Fakat,hemen her ülkede,diğerlerinde bulunmayan
az ya da çok,böylesi farklı
unsurlar,yerler,değerler olduğu da
bilinmektedir.
En sıradan sanılan ülkelerde bile durum
böyledir.
Hatta,bir ülkede bile,birbirinden farklılık arz
eden bölgeler ve mahaller mevcuttur. Böyle
farklı yerlerin,unsurların bulunduğu
ülkelerde,iç turizmde de ölçeği ne olursa olsun
belirgin bir canlılık ve hareketlilik gözlenir.
Turizm, sadece bir seyahat değildir. Uluslar ve
ülkeler arasında,ister istemez
kültürel-ekonomik-sosyal iletişim ve
ilişkiler,turizmin sayesinde devreye girer. Bu
globalleşen dünyada,kaçınılmaz bir durumdur.
Yer yüzünde bir çok turistin gittikleri
ülkelerde uzun süre kaldıkları ve hatta tamamen
yerleşmeyi tercih ettikleri göz önüne
alınırsa,farklı milliyete mensup
insanların,turizm vesilesiyle bir arada yaşamaya
başladıkları görülebilir. Yine gezmek,görmek
amacı ile ülke ülke dolaşmalarda,farklı etnikten
olanların evlendikleri de,sıkça yaşanan
olaylardandır. Bir ölçüye kadar turizmin,dünya
barışına katkıda bulunduğu söylenebilir.
Çünkü,insanlar birbirlerini tanıdıkça,daha hoş
görülü olabilmektedir.
Öyle görünüyor ki,turistik canlılık giderek net
bir yükseliş kaydetmektedir. Yapılan
araştırmalar,bu artışın her yıl değişken de olsa
devam ettiğini göstermektedir.
Turizm,bir bilinçlenme meselesidir. Parası olup
da seyahat nedir bilmeyen insanlardaki
eksiklik,işte budur. Bu nedenle,gezi kültürünün
yükselmesine paralel olarak,bütün dünyada
turizm, yıldızı en çok yükselen bir sektör
olarak dikkati çekmektedir.
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ VE İLİMİZDE TURİZM
Şurası bir gerçektir ki,Doğu Karadeniz bölgesi
(ve ilimizde ) turizm sektörü,henüz emekleme
dönemini yaşamaktadır. 1990 yılında Sarp sınır
kapısının açılması ile biraz canlanan yöre
turizminin gelecek vad ettiğini görmekteyiz.
Yöremiz,az hasar gören doğal yapısı,ilginç
sosyal yapısı ve farklı kültürel dokusu
ile,ülkemizin en önemli turistik
coğrafyalarındandır. Bilhassa yayla ve orman
turizmi bağlamında,bölgemiz ve ilimiz,çok önemli
potansiyele sahiptir. Kaçkar (Artvin),Zigana
(Gümüşhane),Ayder (Rize),Hıdırnebi( Trabzon)
Kümbet (Giresun) ve Çambaşı (Ordu)
yaylaları,ülkemizin en meşhur yaylaları olarak
kabul edilmektedir.
Çambaşı Yayla arazisi,genişlik ve oba sayısı
bakımından,birinci sıradadır. Ayrıca, dünyada
gazete çıkarılan tek yayladır. (1885,1903).
Yaylalarımız başta olmak üzere tüm doğal
mekanlarımızı ve güzelliklerimizi korumak,hayati
derecede önemlidir. Yeşil turizm,denilince akla
doğa gelir. Öyle ise,bu turizmi geliştirmek
için,koruma bilinci en önemli aşamadır. Bu
olmadan,başka turistik gelişmelerin olması
mümkün görülmemektedir.
Doğu Karadeniz Bölgesi,akarsuları itibarı ile de
zengindir. Bunlardan Çoruh nehri(
Artvin),Fırtına Vadisi(Rize) en önemlileridir.
İlimizde de en büyük ve debisi en yüksek
akarsuyumuz Melet Çayıdır. Bolaman
Vadisi,ikincidir. Her iki akarsuyumuzda değişik
etkinlik ve sporlar yapılmaktadır.
Bölgemize ve ilimize gelen yabancı
turistler,doğamıza hayran kalmaktadırlar.
Onların istediği şey,tabii dokunun bozulmaması
şeklindedir. Kabul etmek gerekir ki,özellikle
Avrupa kökenli turistler,çevre bilinci
olarak,çok duyarlıdırlar. Bizde gördükleri
yabanıl ve natural güzelliklerin,aslında bütün
insanlığın ortak malı olduğunu ifade
etmektedirler.
Yapılan bir araştırmaya göre,bölgemize gelen
Fransız,Alman ve İngiliz turistler,en
fazla,bozulmamış olan doğamıza hayran
kalmaktadırlar. Farklı bitki örtüsü,ise onları
etkileyen diğer bir potansiyelimizdir. (4)
Bölgemizin coğrafyası, yani bitki örtüsü,orman
yapısı olarak,golf,tırmanıcılık,çim
kayağı,rafting,kamping,balık avcılığı gibi bir
çok doğa-içi spor için çok uygundur. Bu
alanlarda bilimsel rapor ve projeler
hazırlanarak vakit geçirilmeden turizmin emrine
sunulmalıdır.
Kaya tırmanışı,çok özel,zor ve fakat pahalı bir
spordur. Ordu ilinde,bir çok noktada,tırmanış
yapılabilecek özellikleri taşıyan kayatik oluşum
ve kütleler mevcuttur. Bunlarla ilgili,şimdiye
kadar her hangi bir çalışma yapılmamıştır.
Yukarıda da değinildiği üzere,doğa turizmi
adına,ilimizde
korurken-kullanma-kullanırken-koruma eksenli bir
çalışma yapılmalıdır. Aksi halde,turizm
derken,dünyaya sunacağımız bu güzel
unsurlarımızı,bir anda kaybetmek gibi vahim bir
tehlike, her an akılda tutulmalıdır. Dünyada
doğal bilinç gelişiyor. Bu amaçla,BM. başta,bir
çok kurum ve kuruluş,uzun vadeli çalışmalar
yapıyor. Bölgemiz ve ilimizde de buna paralel
faaliyetlere hemen başlanmalıdır diye
düşünüyoruz.
4-Doğu Karadeniz Turizmi (Turizm Bakanlığı
Yayını-1992)
PERŞEMBE’DE TURİZM
Merkez ilçe ile beraber 19 ilçemiz vardır.
Bunların içinde,Perşembe,hakikaten çok özel bir
konuma sahip bulunuyor. Çünkü,bu şirin
ilçemiz,hem deniz hem de doğa unsurlarını
barındırmaktadır.
Peki,Perşembe,Türkiye turizmi bazında,istenen
düzeyde midir? Buna,olumlu cevap veremiyoruz. Bu
durum,ilimiz ve hatta bölgemiz için bir ölçüde
doğrudur.
Oysa,Perşembe,şirinliği,sükuneti,otantik dokusu
ile,çoktan belli bir seviyeye getirilmiş
olmalıydı. Bu güne kadar,bu yapılmadı. Öyle ise
kara kara düşünecek miyiz? Elbette,bu pessimist
bakış,doğru değildir.
Çok uzun bir mazisi olan Perşembe(Vona),ne yazık
ki,tarihi doku ve unsurları bakımından zengin
değildir. Bu olumsuzluğun,belki en başta gelen
sebebi,koruma bilincimizin çok zayıf olmasıdır.
Cenevizlilerden beri bilinen Perşembe
ilçemizde,tarihsel süreç içinde bir çok yapının
olmaması düşünülemez. Fakat,iklimin nemli ve
yağışlı olması(kullanılan malzemenin ahşap
olması nedeniyle, nem ve yağışa dayanamaması) ve
bir de kullanmadaki duyarsızlık buna
eklenince,ortaya işte böyle bir manzara çıkıyor.
1455 tarihli Osmanlı Arazi Kayıt Defteri’ne
göre,o zamanlar Satılmış Nahiyesi olarak İdari
teşkilatta yeri olan bu günkü Perşembe,tabii bir
limana sahip olması nedeni ile de ayrı bir
değere sahiptir.
1900’lü yılların başlarındaki fotoğraflara
baktığımızda Perşembe konak ve evleriyle cidden
çok otantik olarak görülüyor.
Bunlar,korunsaydı,bu gün,Perşembe için başka bir
gelir kaynağına ihtiyaç kalmayacaktı. Sırf
turizm,bu güzel ilçemize yetecekti.
Zengin ve büyük bir çeşitlilik gösteren
unsurları ile Perşembe,yakın
gelecekte,turizmdeki payını alacaktır.
Çalışmalardan,bunu anlamaktayız.
Bir kere,Perşembe,kıyıları itibarı ile,bütün
Karadeniz sahilinin en otantik,en görkemli ve en
büyüleyici manzaralarına,oluşumlarına sahip
bulunuyor. Kıyı ve deniz turizmi bölümünde bu
konu ayrıca işlenecektir.
Öte yandan,Perşembe coğrafyasında,çok sayıda
şelale,akarsu,orman ve ilginç tepeler mevcuttur.
Bunlardan da ilgili bölümde söz edilecektir.
Perşembe,yöresel yemekler bağlamında da
ayrıcalıklı bir yeri olan ilçemizdir. Meyve ve
sebze türlerinin zengin olması,yöresel
yemeklerin çeşitli olmasının nedenidir.
Her ne kadar,geleneksel el sanatlarının bir
kısmı unutulmuş veya terk edilmiş olsa
bile,Perşembe,bu manada da günümüze çok şey
katmaktadır. İlçenin değişik köylerinde ve ilçe
merkezinde az sayıda insan,geleneksel el
sanatlarımızı yaşatmak için yoğun mücadele
vermektedirler.
Osmanlı döneminde,Perşembe’de bir çok han,hamam
ve küçük bir çarşının olduğunu Evliya Çelebi’nin
eserinden anlıyoruz. (Bkz. Tarihten Günümüze
Perşembe,Sıtkı Çebi).
Kısaca,Perşembe,birbirinden değişik unsurları ve
tarihi ile, İl turizmimiz bazında çok önemli bir
coğrafya olarak dikkati çeker.
a-TARİH TURİZM
Tarihi olarak en az 3 bin yıllık bir geçmişi
olan Perşembe’de, günümüze kalan pek az eser ve
mekan kalabilmiştir.
Evliya Çelebi( 17.y.y.) Perşembe’den (Vona) şu
şekilde bahseder:
“........(Fatsa’dan) kalkarak,İstefani Burnu
denen mahalle geldik. (Yasonburnu).Deryaa doğru
on mil çıkmış sivri bir burundur. Dağlarında
mamur Rum(Evliya Çelebi’nin rum dediği
hıristiyan rumlar değil,İç Anadolu’dan gelen
Türklerdir. Çünkü o zamanlarda buralara Roma
diyarı denilirdi. Sıtkı Çebi) köyleri vardır.
Bunlar da Canik toprağında mahsuldar köylerdir.
Bu burnu geçip şimal (kuzey) tarafından Vona
Kalesi’ne geldik.
Vona,Ceneviz Frenklerini binasıdır. Canik
Sancağı hükmünde Subaşılıktır. Kalesi,deniz
kenarında eski yuvarlak bir kaledir. Dizdarı
(kale komutanı) ve neferleri (askerleri) vardır.
Ama cephanesi,ol kadar iyi değildir.
Camileri,hanı,hamamı,çarşısı vardır.
Burası,güzel,demir tutar,büyük bir limandır.
Gemilerin demir bırakmadan yatması mümkündür.”
(5)(1955 yılında Ordu iline bağlı bir kaza
yapılan Perşembe’nin tarihi ile ilgili bölümde
geniş bilgi olduğundan bu bahsi geçiyoruz.)
Perşembe’de bulunan ve turistik değer taşıyan
tarihi mekan ve unsurlar şöyledir:
MEDRESEÖNÜ AFIRLI CAMİİ:
İlçenin iki beldesinden biri olan Medreseönü
Afırlı Mahallesinde bulunan bu tarihi
cami,tamamen ahşaptandır. Hiç restorasyon
görmediğinden mimari olarak,önemlidir. Sahile 5
km. uzaklıktadır.
DOĞANLI HASAN EFENDİ TÜRBESİ:
Yörede evliya olarak kabul edilen Müderris Molla
Hasan Efendi adına yaptırılmış olan türbenin
Osmanlıca kitabesi vardır. Doğanlı Mezarlığının
içinde bulunan türbenin estetik bir yapısı
yoktur.
YASONBURNU YARIMADASI:
Bu şirin yarımada,Perşembe ilçe merkezine 15,il
merkezine 28 km. mesafede Çaytepe Köyü sınırları
içindedir. İnce ve sivri burunun kıyıdan
itibaren uç noktaya olan mesafesi,yaklaşık
olarak 500 metredir.
Burunun doğu kıyısı,baştan sona,istiridye ve
midye kabukları ile çok süslü bir görünümdedir.
Burunun üzerinde 1869 tarihli bir Rum kilisesi
mevcuttur.
Ayrıca,burada,üç bin sene öncesinden kalma balık
havuzları mevcuttur.
Yine burada,2400 yıl öncesine ait,iskele taban
ayakları,değirmentaşı şeklinde yapılmış iskele
tabanları mevcuttur.
HOYNAT ADASI:
İlçenin en önemli tarihi ve unsurlarından
biridir. Ramazan Köyü sınırları içindedir. Hoyat
tünelinin hemen yanındadır. Tarihi çok eski
zamanlara kadar iner. Eski gemiciler burayı,bir
çeşit depo ve sığınak olarak kullanmışlardır.
Üzerinde hala küçük sur kalıntıları
bulunur.Tünelin bulunduğu burun Ortakaradeniz
yöresinin en güzel yeridir.Ada martı ve
karabatakların üzerinde yaşadığı kuş cennetidir.
ANAÇ TARİHİ CAMİİ:
İlçenin 4 km. kadar güney-batısında,Sarayköyü
sapağında bulunan camiinin artık bir harabe
durumundadır.
10-15 yıl önce onarılacak durumda
iken,ilgisizlik nedeniyle,tamamen çökmüştür.
Bir zamanlar burada dört köy halkı cuma namazı
kılarmış.
Tarih ve kültür turizmi açısından maalesef pek
bir şey ifade etmemektedir.
SOĞUKPINAR MEZARLIĞIVE TARİHİ CAMİİ:
Eskiden Aladere olarak bilinen bu köydeki
mezarlık ve camiinin y150-200 yıllık bir geçmişi
vardır.
Camii,tamamen taş malzeme kullanılarak
yapılmıştır.
Mezarlık ise,çok büyük olup,kitabeli kabir
taşları bulunur.
İlçenin en uzak köylerinden olan Soğukpınar,bu
mezarlık ve camisi ile,eski mabet ve mezarlık
görmek isteyenler için önerilebilir.
İlçenin bazı köylerinde küçük ve önemsiz bazı
tarihi yapılar,hala varlığını sürdürmektedir.
EFİRLİ CAMİİ VE MEZARLIĞI:
İlçenin Efirli Köyü,sahil kesimindedir. Camiinin
kitabesi mevcuttur. 150 senelik bir geçmişi
vardır.
Mezarlıkta birbirinden farklı ve estetik mezar
taşları ve kitabeler bulunur. Kültür
Bakanlığı’na kayıtlı Türk Aile Mezarlığıdır.
Mezarlıktan,bu yörenin çok önemli bir yerleşme
yeri olduğu anlaşılmaktadır. Burada,II.
Mahmut’tan korkarak gelmiş olan Yeniçeri
askerlerinin de mezarları vardır.
Tek şerefeli minaresi olan camiinin içi az-çok
restore edilmiş olup mihrab ve iç kapı
orjinaldir.
Esseyyid Hacım İbrahim Ağa gibi önemli
şahsiyetlerin mezarları da buradadır.
D.S.İ. binasının hemen yanı başında olan bu
mezarlığın yerli turistler açısından
gezilebilecek bir yer olduğunu belirtebiliriz.
b-DENİZ VE KIYI TURİZMİ:
Perşembe’nin kıyı boyu, 40 km.dir. Efirli’de
başlayıp Belicesu’da biter. Fakat,hemen
belirtmeliyiz ki,bu kıyılar,koyları,su altı
mağaraları,hemen kıyı boyunca yükselen ilginç
kayatik oluşumları,kumsalları,doğal manzarası
bakımından müstesna bir konum arz eder. Bu
kıyılar,tekne turizmi ve çeşitli su altı ve su
üstü sporları için gayet elverişlidir.
Bu kıyılarda bazı noktalar son derece turistik
kimliktedir. Şimdi bunları teker teker ele
alalım:
BELİCESU:
İlçenin en batı noktasındadır. Çok görkemli bir
kıyıya sahip olan Belicesu’ya yukarıdan bakmanın
keyfini tarif etmek mümkün değildir. Sanki bir
seher rüyasını andırır. En doğrusu,bu güzelliği
bizzat yaşamak için,buraya gelmektir
MEDRESEÖNÜ:
Bir tatil beldesidir. Çok ilginç kıyıları
vardır. Belde içinde,Gebeşoğlu Turistik
Tesisleri ve oteli bulunur.
Yalı mevkii,oldukça görkemli bir manzara arz
eder.
Beldede ayrıca üç adet kamyoncular için hizmet
veren lokanta mevcuttur.
Karga Tepesi,muhteşem bir temaşa zirvesidir.
Buradan, Medreseönü,Yalıköy,Bolaman ve Fatsa
sahillerinin görünümü bir başkadır.
Medreseönü halkı,turistik bilince sahiptir.
Uzunsaçlı’nın Yeri,bütün Türkiye’de meşhurdur.
BÜYÜKAĞIZ:
İlçenin 21 km. kadar batısındadır. Burası
eskiden beri bir yerleşim yeridir. Güzel bir
manzarası vardır. Asude bir tatil beldesi olarak
değerlendirilmelidir. Yeterli sayıda ve kalitede
yeme-içme ve dinlenme mekanı yoktur. Bunlar
yapıldığı takdirde,Büyükağız, bir turizm alanı
olarak ilgi görecektir.
YALANCIYASON:
Yasonburnu’nun 1 km,kadar batısındadır. Denize
doğru hafifçe sokulan pek hoş manzaralı bir
yerdir. Fakat,buranın güzelliği ve farkı,henüz
anlaşılmamış durumdadır. Mesela,burada çadır
kampı yapılabilir.
YASONBURNU FENERİ
14.11.1964 Yılında hizmete açılmıştır. Denizden
yüksekliği 11 m.,çakar sistemlidir.Elektirik-
akülü sistemli olup, 41 08 30 Kuzey, 37 41 06
Doğu ……………arasındadır.
YASON BURNU TURİZM MERKEZİ:
Tarih kısmında da belirtildiği gibi,ilçenin 15
km.kadar batısında,Çaytepe köyündedir. Burası
1.Derece Arkeolojik,2.derece doğal sit alanıdır.
Oldukça özelliklidir. Ordu ve ilçe turizminin
atar damarlarından biridir. Doğal
güzelliği,tarif edilemez. Yaz aylarında 20
gün,güneşin doğuşu ve batışı,çıplak gözlene
izlenebilir. Burundan,etraftaki manzarayı
seyretmenin tadına doyulamaz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait olan bu şirin
ve hayranlık verici yarımada üzerinde tarihi bir
kilise vardır ki,1869 yılında,yörede yaşayan
Rumlar tarafından yapılmıştır. Daha önceki
zamanlarda,buruna yakın bir noktada eski bir
kilisenin varlığından söz edilmektedir.
Ancak,her hangi bir buluntu yoktur.
Bu kilise mimari olarak gerçekten önemlidir.
Yabancı turistler (özellikle hıristiyanlar)için,görülmesi
lazım gelen önemli bir mabettir. İnanç ve kültür
turizmi açısından burası,ayrı bir öneme
sahiptir.
Yarımadanın doğu kıyısı bir uçtan diğer uca
tamamen,istiridye ve midye kabukları ile sanki
bezenmiştir. Bu manzaraya bir tek burada tesadüf
edilir. Yarımadanın bir başka özelliği ise,deniz
tarafında Karadeniz sahili boyunca, üzerinde
kilise bulunan tek yarımada olmasıdır. Bir yıl
öncesine kadar kilise,defineciler tarafından
büyük oranda tahrip edilmiş durumda idi.
Ancak,Valimiz sayın Kemal YAZICIOĞLU,buraya çok
büyük bir öncelik verdi. Valiliğin mütevazı
imkanları ile,bu kilise 2004 yılı mayısından
itibaren onarım için çalışma başlatıldı. Kısa
sayılabilecek bir zamanda,kilise,yeniden eski
haline getirildi.
TEDAŞ tarafından yer altı kablo sistemiyle
ışıklandırıldı.
Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü,anayoldan itibaren
olan stabilize yolu,asfaltladı.
Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ise,bütün bu
çalışmaları koordine etti.
Yarımadada üç bin yıllık balık havuzları
bulunmaktadır. Bu havuzları görmek için çok
sayıda yerli ve yabancı turist,buraya
gelmektedir..
Yine Valiliğimiz imkanları ile buranın çevre
düzenlemesi yapılmaktadır. En geç Temmuz 2005’de
tam olarak hizmete açılacaktır.
Kilise çevresinde bulunan 4754 m2 lik alanın
kamulaştırma işlemleri Valilikçe
yürütülmektedir.
Yarımadanın bir başka özelliği daha vardır:
Dünyaca ünlü Argonot yahut Altınpost
Efsanesi’nin geçtiği yer işte burasıdır. Bu
efsaneyi tasvir eden iki adet rölyef,Sayın
Valimizin öncülüğünde mimar Emin Öztürk
tarafından yapılmış olup,yarımadaya çok antik
bir görüntü vermektedir.
Yasonburnu yarımadası tarihi ve doğal olarak bir
cazibe merkezidir. Henüz bir düzenleme ve
restorasyon yokken bile,binlerce yerli ve
yabancı turist,mutlaka burayı ziyaret
etmekteyken,onarım ve çevre düzenlemesi
bittikten sonra,bu sayının birkaç misli
artacağına şüphe olamaz.
Karadeniz otoyulunun,sahilden (Bolaman-Perşembe
kesiminin) arkaya alınmasından
sonra,burası,turistik olarak çok büyük bir
hareketlilik kazanacaktır. Çünkü gürültüden ve
ağıır taşıtlardan kurtulmuş olacaktır.
ÇAKA KUMSALI:
İlçenin en natural köşelerinden olan Çaka
Kumsalı,Hoynat adası yakınındadır. Ekolojik
kirlilikten uzak kaldığı için,önemi büyüktür.
Kumsalın uzunluğu 1300 m.dir. Kumu ince ve
beyazdır. Suyu,yapılan analizlerden de
anlaşılmıştır ki,tertemizdir. Bu kumsalın,mavi
bayraklı olarak turizme açılması için,Ordu
Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile
Perşembe Kaymakamlığınca başlatılan proje
hazırlama çalışmaları devam etmektedir. Bu
projenin hayata tatbikinden sonra,Çaka
Kumsalı,uluslar arası bir standarda
kavuşturulmuş olacaktır.
Kumsal üzerinde bulunan bazı yapıların ya modern
turizm anlayışına göre, restore edilmesi,yahut
tamamen kaldırılması da kaçınılmaz
gözükmektedir. Çünkü,başka türlü,buradan istenen
turistik canlanma beklenmemelidir.
Bununla birlikte,bir şahıs tarafından, bu kumsal
üzerinde modern tesis ve unsurlar yapma
çalışmaları devam etmektedir.
MERSİN KÖYÜ BALIKÇI BARINAĞI:
Burası çok güzel bir koydur. Manzarası hoştur.
Gelip geçenler,hayranlıklarını gizlemezler.
İsteyenler,burada motor ve teknelerle denize
açılabilir veya kıyı boyunca gezi yapabilirler.
Öte yandan,Mersin köyü insanı,(elbette
tümOrdulular)cana çok yakındır,turistlere
karşı,gayet güler yüzlü ve sıcak davranırlar.
ÇAM BURNU:
125 Yıldır gemilere yol gösteren ilçemizin
Çamburnu Feneri, 1880 yılında Fransızların
Osmanlı Devletine olan borcuna karşılık
Fransızlar tarafından yapılmıştır.Denizden
Yüksekliğ 39 m., Çakar sistemli, Elektirik
akülü, 41 derece 07 dakika 55 saniye kuzey
enlemi ile , 37 derece 48 dakika 18 sahiye doğu
meridyenleri.arasında bulunmaktadır.
1880 Yılından bu yana fener hizmeti KOÇ ailesi
tarafından verimliktedir.
ÇEŞMEÖNÜ:
İlçenin batı tarafında olan bu güzel
mekan,turistik bir değer ifade eder. Bir akşam
çayı içmek için,burada mola verenler,pişman
olmayacaklar,tam aksine memnun ayrılacaklardır.
Yalnız burada,yeterli dinlenme,yeme-içme
mekanları mevcut değildir. Acilen
yapılması,turizm sektörü adına ve ilçenin
gelişmesi için zorunluluk kabul edilmelidir.
KIŞLAÖNÜ:
İlçe merkezindedir. Çok güzel bir manzarası
vardır. Hele,deniz tarafından seyri,bir
başkadır. Yine buradan da motor veya teknelerle
gezi yapılabilir,Perşembe kıyılarının tadı
çıkarılabilir. Bir kere daha belirtilmelidir
ki,Perşembe kıyılarının panoramik
manzarası,hakikaten görülmeye değer.
Denizden hafifçe yükselen fındık bahçeleri ile
dalgalı arazi görünümünü temaşa için,biraz
açılmak en iyisidir.
AKTAŞ PLAJI:
İlçe merkezine 1 km.dir. Otel Vona’nın
batısındadır. Ayrıca Tünelin üstünde,zarif bir
motel bulunur. Fen Edebiyat Fakültesinin hemen
alt tarafında bulunan plaj,küçük ama,yaz
aylarında özellikle de hafta sonlarında oldukça
canlı ve hareketli olur.. Öte yandan,her yıl,20
mayıs gününde burada “Aktaş şenlikleri” adı
altında etkinlikler tertip edilir. Bunun adı:
YEDİ MAYIS GÜNÜ’dür. Binlerce Ordulu ve
Perşembeli bu şenliğe katılır. Motorlarla
binlerce insan Acısu’ya kadar gider gelir.
EFİRLİ PLAJI:
İlçenin doğusunda,Ordu İl sınırında bulunan
Efirli Plajı,uzun yıllardır önemli tatil
yerlerindendir. Kamuya ait tatil kamp yerleri
ile de bilinen Efirli Plajında yaz aylarında
müzik,eğlence ve yeme-içme mekanları da hizmet
vermektedir.
Yabancı turistlerden çok yerli turistlerin uğrak
yeri olan Efirli Plajı,ilimiz ve Perşembe adına
önemli bir cazibe yeridir.
Akasya ağaçları buraya doğal ve farklı bir
panorama verir.
Plaj,gözetleme kulesi,can kurtaran ve atlama
iskelesi gibi unsurları ile de hizmet
vermektedir.
C)DOĞA TURİZMİ:
Perşembe İlçemizin turizm coğrafyası oldukça
zengindir,ilginçtir. Yeterli tanıtım yapıldığı
takdirde buralar birer turizm merkezi olacaktır.
Şimdi bunları kısaca tanıtalım:
BOĞAZCIK(BAHÇEKÖY) MAĞARASI:
İlçenin Boğazcık Köyü Bahçeköy Mahallesinde olan
Boğazcık Mağarası,mağara turizmi adına önemli
bir turistik unsur olarak ilgi çekmektedir.
Çaka mevkiine sadece 2 km. kadar bir uzaklıkta
olan Boğazcık Mağarası, 300 m. derinliktedir.
Aşağıdan yukarıya doğru bir çizgi takip eder.
Giriş kısmı, son derece geniştir.
Bir kaç metre aşağıya inildiğinde 50 kişinin
rahatça oturabileceği bir hol mevcuttur.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü burayı turizme
açmak için çalışmalar yapmaktadır. K.T.Ü. mağara
ekibi,mağaranın projesini hazırlamış
bulunmaktadır.Projeye göre,girişteki geniş alan,Kafe
Mağara olarak değerlendirilecektir.
Ordu yöresinde bir çok mağara vardır. Ama,bu
mağara,sahile çok yakındır. Tıpkı Ünye-Yazkonağı
Mağarası gibi turizme açıldığı takdirde,ulaşım
kolaylığı sebebiyle binlerce turistin ziyaret
etmeden geçmeyeceği yer olacaktır.
Mağaraya ulaşmak için 500 m.lik patika yolu
yürümek gerekir. Mağara içinde pek genç
sayılabilecek sarkıt ve dikitler,oldukça ilgi
çekicidir. Bir noktadan sonra ileriye yürümek
hem tehlikeli,hem zordur.
Fındık bahçesi içinde olan mağara,Perşembe
turizmine çok şey katacak özelliktedir.
Bu arada şunu da söylemekte yarar var:
Perşembe coğrafyası,mağara oluşumu için son
derece elverişlidir. Bu nedenle ciddi bir
araştırma yapılırsa,ilginç mağara ve başka doğal
unsurlara tesadüf edilebilir.
Ama,burada bir nokta daha var:
Hemen her ilçemizde olduğu gibi bu ilçemizde de
tabela yerleştirme kültürü gelişmemiş. Oysa,Çaka
mevkiine “Boğazcık Mağarası” tabelası çoktan
konulmuş olmalıydı. Daha önce,(Ekim 2004)İlçe
Kaymakamı sayın Uğur Turan ve İl Kültür ve
Turizm müdürü Muzaffer Günay,bütün muhtarlarla
birlikte bir toplantı yaparak tabela asmanın
önemini anlatan birer konuşma yapmışlarsa
da,bunun pratikte hiçbir karşılığı olmamıştır.
Görüldüğü gibi;topyekün bir turizm
bilinçlenmesine ihtiyaç var. Bu sağlanmadan
turizmden söz etmenin fazla bir yararı da
yoktur.
Yön ve işaret levhalarının önemli olduğunu bile
kavramadan, turizm diye yola çıkmanın verimli
olacağını sanmak,biraz hayalci olmaktır.
KURŞUNÇAL ORMANLARI VE ŞELALESİ:
İlçenin Selimiye köyü sınırları içinde ve çok
büyük bir alanı kapsayan Kurşunçal Ormanlarının
arasında bulunan Kurşunçal Şelalesi,ilimizin en
önemli şelalelerindendir. Bir kısmı biraz yatay
durumda, şelalenin toplam yüksekliği, 100
m.kadar. Eğer tamamı dikey ve suyu da bol
olsaydı,her bakımdan muhteşem olurdu.
Kurşunçal Ormanlarını hemen bütün Ordulular
bilir. Burası,Orman turizmi için başlı başına
bir potansiyeldir. Kamp,treking (Doğa yürüyüşü)
ve diğer doğa sporları yapılabilir.
İlçe merkezinin 25 km. batı tarafında bulunan
Kurşunçal ormanları ve Şelalesi,ilçenin en
önemli doğal potansiyellerinden (destinasyon)
biridir.Selimiyede alabalık üretme çiftliği
bulunmaktadır.
Hemen diğer unsurlar gibi bu muhteşem doğal
köşemiz(destinasyon) de acilen tanıtımı çoktan
hak etmiş. Bunun için yazılı ve görsel her tür
yöntem kullanılmalıdır.
Aynı şekilde Hacılar köyünde bulunan ve bir
hayli yüksek olan şelaleyi de burada belirtelim.
İlçede birkaç tane akarsu vardır. Bunlardan
bazıları, Akçaova ,Efirli, Şenyurt, Kacalı
akarsularıdır.Buraları turizm alanı haline
getirmek için gerekli çalışmalara başlanmasında
yarar olduğu açıktır.
Ayrıca Ramazan köyündeki Mertek mevkii de denize
nazır olup,muhteşem bir temaşa noktasıdır.
Sakarat Tepesi de ilçenin çok mühim turistik
mevkisi olarak belirtilmelidir. Ayrıca
burada,bir kaç bin yıl öncesinden kalan
ateşgedeler de bulunmaktadır.
Şenyurt köyünde benekli alabalık bulunmaktadır.
D-KÜLTÜR TURİZMİ:
Yörede tarihsel manada,mimari özelliği olan çok
az yapı vardır. Bunların en önemlisi,herhalde,Efirli’de
bulunan Eski Bayındırlık Bakanı merhum Arif
Hikmet’in Onat’ın konağıdır.
Çamarası köyünde bulunan tarihi değirmen ile
üstü kapalı ahşap asma köprü,yerel bir unsur
olarak anılmalıdır.
Geleneksel el sanatlarında Perşembe,önemli bir
yöremizdir. Birkaç köyde,el’an değişik el sanatı
ile geçimini temin edenler bulunmaktadır.
Örnek olarak,İlçe’ye bağlı Medreseönü Beldesi
Köse mahallesinde ikamet eden Abdullah
Ay,bunlardan biridir. Bu kişi,özenle yaptığı
kemençeleri ile el sanatlarımıza büyük katkıda
bulunmaktadır. 75 yaşını geçen Abdullah Ay,hala
işini devam ettirmektedir. Fakat belirtmeden
geçemeyeceğiz ki,yeterli satış yapamadığı için
artık bırakmak üzere sanatını. Üstelik,gelecek
görmediğinden,çırak da yetiştirmemiş. Ne kadar
da acı verici bir durum. Bu gibi mahir
ustalarımıza karşı vefasızlığımızın bedelini,el
sanatlarımızı kaybederek ödüyoruz.
Oysa,bu sanatlara ve ustalara sahip çıkmak,önce
devletin ve tabii toplumun temel görevi
olmalıdır. Çin mallarının ucuz olduğu için
ortalığı doldurduğu günümüzde,orijinal ürünler
yapan bu ustaları,neden sahiplenmediğimizin
cevabı,turizmimizin de neden gelişmediğinin
cevabıdır.
Yabancı turistler,bizdeki bu el sanatlarına çok
büyük ilgi göstermektedirler. Bir çoğu,parasını
vererek satın almaktadır. Turizm adına,bu büyük
imkanı artık değerlendirmeliyiz.
İlçe merkezinde her türlü müzik aletini özgün
bir şekilde yapan Lütfi Alkan ustamız da bu
kıymetli insanlarımızdan biridir. Küçük
atölyesinde,yıllardan beri zanaatını
sürdürmektedir. Saz,bağlama,ud,keman,kanun gibi
eserler üreten Lütfi usta ve Saray köyünde
yaşayan Calal KAYA taş oymacılığının son
temsilcilerinden dirir. Mutlaka destek
verilmelidir. Yoksa,duyarsızlık devam ederse,bu
gibi ustalarımız bu işlerden ellerini-eteklerini
çekeceklerdir.
Daha başka ustalar da var. Fakat,bu iki örnek
yeterlidir diye düşünüyoruz.
Geleneksel sanatların,kültür turizmindeki
önemini kafi derecede idrak ettiğimizi ifade
etmek ne yazık ki mümkün değil. Kültür
turizminin genel turizmdeki yeri ve önemi ise
zaten tartışılamaz.
Perşembe halkı,turizmden gelir etmek
istiyorsa,bu ürünleri üretir,Yason burnu başta
olmak üzere, bütün kıyı boyunca satışa
sunabilir. Fakat,bugüne kadar bu yönteme hiç
başvurulmadığı da bir realitedir. Yöre
insanı,henüz işin başında. Fakat,azimli olunca,
sonra,bir gün,yüksek miktarda döviz girdisi ile
ekonomimizin canlılık kazanacağına inanmalıyız.
Perşembe İlçesi şenlikleri ile de ünlüdür. Bu
bir kültür zenginliğidir. Bilhassa Perşembe
Belediyesinin yıllardan beri çeşitli zamanlarda
ve çeşitli vesilelerle düzenlediği ulusal
çaptaki etkinlik,festival ve
organizasyonlar,yörenin kültürel bir olarak ne
denli hareketli ve verimli olduğu
göstermektedir.
Ayrıca,Ortatepe köyünde her yıl yapılan Çilek
Festivali de önemlidir.
Keza, Perşembe
türküleri,manileri,bilmeceleri,dua ve bedduaları
da kültür haritasının değişik kodları ve
renkleridir.
Sonra düğünleri de başkadır Perşembe’nin. İnsanı
pek sever oynamayı. Bunu da kültür turizmi için
değerlendirmeliyiz. Yabancılara hitap eden bir
Perşembe düğünü,ne kadar da etkili olur,şöyle
bir düşünelim.
Dini bayramlardaki bazı farklılıklarda bir
kültürel renktir. Örneğin,Perşembe Doğanlı Köyü
mezarlığında arefe günlerinde mezarlığını
ziyarete gelenlere börek ikram edilmesi gibi.
Misafir ağırlama-uğurlama gelenekleri ve
görenekleri de Perşembe kültürünün kültürümüzün
bir parçasıdır.
Mahalli yemeklerimizin, kültür turizmindeki
yerini henüz farkında değiliz. Halbuki,ister
yerli,ister yabancı olsun,buralara gelen
insanlar,yemeklerimizi çok merak ediyor. Bunun
en çarpıcı örneğini,Vonalı Celal namı ile
tanınan Celal Öztürk’ün lokantasında
görmekteyiz.
Aşçıları ile ünlü olan Perşembe,aslında
yemekleri ile de yöreyi tanıtmalıdır.
Gerçi Perşembe’de yapılan yöreye has yemekler,
Ordu genelinde de bilinmekte ve yapılmaktadır
ama,unutulmamalıdır ki,Perşembe,sahilde olduğu
için öncelikli olarak bir Turizm yöresidir ve
bundan azami derecede istifade edebilir. Bu
yemeklerimizden bazılarını şöyle
sıralayabiliriz:
Turşu kavurması,mıhlama,pancar çorbası ve
çeşitleri,melucan (diken ucu) kavurması,ısırgan
yağlaşı,galdirik kavurması,sakarca
mıhlaması,baldıran çorbası,hoşkuran yemeği,pezik
mıhlaması yemeği,lahana sarması,mısır yağlaşı,mısır
öğmeci,kabak yemeği,kabak tatlısı,içli
tava,hamsili ekmek,hamsi tavası,hamsi
buğulama,hamsi köftesi ve balık çorbası.(Daha
geniş bilgi için bkz. Tarihten Günümüze
Perşembe,Sıtkı Çebi).
Bunca çeşitli ve tarihsel kültürüm
değerlerini,tanıtmak için kararlı çalışmalara
ihtiyaç olduğu zaten ortadadır.
KONAKLAMA VE YEME- İÇME TESİSLERİ
Konaklama ,eğlence ve yeme-içme tesislerinin
turizm için önemini bilmeyen yoktur.
Perşembe,bu manada yeterli olmasa bile,ihtiyaca
bir ölçüde cevap verebilecek turistik mekan ve
tesislere sahiptir.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü,bir hizmet olarak
İlçe Kaymakamı sayın Uğur Turan ve sayın
Belediye Başkanı Selami Çakçı ile ortaklaşa
çalışarak bir Turizm Danışma Bürosu’nu ilçe
turizmi adına ,bu alanda bir adım attı.
Medreseönü’nden itibaren kıyı boyunca bir çok
yeme içme tesisi vardır. Bunların en ünlüsü,Hoynat
mevkiinde,denizin hemen üstünde bulunan ve artık
herkesçe bilinen Vonalı Celal’in Yeri’dir.
İşinin ehli personelle çok leziz yemeklerin
sunulduğu bu mekana,bir çok yerli ve yabancı
turist uğramaktadır. Mekan,gayet temiz ve
nezihtir. Medreseönü’ndeki Gebeşoğlu tesisleri
zaten şehirlerarası otobüs lokantasıdır.
Çaytepe köyündeki Sarayburnu lokantası da
kaliteli ve hijyenik bir yeme içme yeridir.
Müşterileri, oradan memnun ayrılmaktadır.
İlçe merkezinde iki adet otel bulunmaktadır:
Bunların biri Dedeevi’dir. İki yıldızlıdır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı İşletme belgeli bir
tesistir. Personeli güler yüzlü ve niteliklidir.
(Telf: 0452-517 38 02).
Diğer ise Otel Vona’dır. Uzun yıllardan beri
hizmet vermektedir. Sahildedir. İki yıldızlı
olup Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım
belgelidir. (Telf: 0452-5174310)
Bunun yanında Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek
Lisesi Uygulama Oteli (Tel: 0452 517.10.45) de
bulunmaktadır.Yatırım belgeli bir başka
konaklama ve dinlenme tesisi ise Efirli’de
bulunan Üçer Otel’dir. Deniz kenarındadır. (Telf:
0452-5222169).
Perşembe ilçemizde turizm giderek
canlanmaktadır. Bu bakımdan yeterli sayıda
eğlence,yeme-içme ve konaklama tesisine ihtiyaç
olduğunu belirtmeliyiz
|