RESİMLER
| |
GEREKLİ
LİNKLER
| |
|
|
|
|
| |
|
|
Giresun

Giresun ili Karadeniz bölesi’nin doğu
kesiminde yer alır. Büyük bölümü dağlık olan il toprakları
kuzeyde Karadeniz kıyısından güneyde Kelkit Irmağı vadisine
kadar uzanır.
Giresun ilinin eski bir yerleşim alanı olduğu Hitit
kaynaklarından anlaşılmaktadır. Ama yeterli arkeolojik araştırma
yapılmadığı için tarihöncesi dönemlere ışık tutacak herhangi bir
buluntu ele geçirilememiştir.
Ünlü fındığı ile türkülere bile konu olan Giresun, karadeniz
Bölgesi’nin fazla gelişememiş illerindendir.
Doğal Yapı
Giresun ilinin Karadeniz kıyısında oldukça dar ve alçak
düzlüklerde oluşan bir kıyı şeridi uzanır. Bu ovalık alanın
hemen ardında yükselen dağlar ilk topraklarının nerdeyse tümünü
kaplar. İç kesimlerde de Karadeniz kıyısına paralel olarak
uzanan ve güneydeki Kelkit Irmağı vadisine doğru alçalan bu
engebeli alan Giresun Dağları adıyla anılır. Kuzey Anadolu
Dağları’nın kıyı dağlarından Giresun Dağları Karadeniz’e dökülen
birçok akarsu tarafından derin biçimde yarılarak parçalanmıştır.
İlin orta kesiminde 2.500 metreyi aşan bu dağlar, Ordu il sınırı
yakınındaki Karagöl Dağı’nda 3.107 metreye ulaşır. Karagöl
Dağı’nın doruğu ilin en yüksek noktasıdır. Karagöl Dağı’nın
2.810 metre yüksekliğinde küçük bir buzul ile bunun yakınında da
bazılarının içinde küçük göller bulunan 10 kadar buzyalağı
(sirk) vardır. Gireun Dağları’nın 2.000 metreyi aşan bazı
kesimlerinde hayvancılık açısından da önem taşıyan bir çok yayla
yer alır.
Giresun ilinin kuzey bölümünde Giresun Dağları ile Kuzey Anadolu
Dağları’nın bazı kesimlerinden kaynaklanan çok sayıda küçük
akarsu vardır. Sık aralıkalrla akan ve doğrudan Karadeniz’e
dökülen bu akarsulardan Aksu, Yağlıdere ve Harşit (Doğankent)
Çayı ile Pazarsuyu en önemlileridir. Büyük bölümü Gümüşhane ili
topraklarında olan Harşit Çayı üzerinde hidroelektirik enerji
üreten santraller kurulmuştur. İl topraklarındaki akarsualrın
tümü dağların dik yamaçlarında büyük bir hızla aktığından oluk
biçimli derin vadiler oluşturmuşlardır. İlin güney kesiminden
doğu-batı doğrultusunda geçen Kelkit Irmağı’da bu tür bir vadide
akar. Kelkit Irmağı’na dökülen Avutmuş Deresi ilin güney
topraklarını sular. Kıyı kesiminden başka Kelkit Irmağı
vadisinde de küçük bazı oavalık alanlarına rastlanır.
Giresun Dağları’nın denize bakan kuzey kesiminde Karadeniz’in
nemli ve ılık iklimin etkileri görülürken, güney kesim İç ve
Doğu Anadolu bölgelerine özgü akra ikliminin etkisi altında
kalır. Kıyıdaki Giresun kenti yılda ortalama olarak 1.200-1.300
milimetre yağış alırken, iç kesimdeki Şebinkarahisar bunun
yarısı kadar bile yağış almaz.
İklim koşullarında olduğu gibi doğal bitki örtüsünün dağılışında
da ilin iki kesimi arasında da ilin iki kesimi arasında da
farklar vardır. Kıyı ovalarının ardındaki yamaçlar fındık
bahçeleriyle kaplıdır. Giderek daha yükseklere doğru kızılağaç,
kestane, gürgen, meşe ve kayınlara, 1.600 metreden sonra da
köknar, ladin ve sarı çamlardan oluşan ormanlara rastlanır.
Orman örtüsü 2.000 metrede sona erer. Daha yüksek alanalrda Alp
tipi gür çayırlarla kaplı yaylalar yer alır. Giresun Dağları’nın
güneydeki Çoruh Kelkit Vadi Oluğu’na bakan kesiminde meşe
ormanlarına ve öteki bozkır (step) bitkilerine rastlanır.
Tarih
Eskiden Azziler’in yaşadığı Trabzon ile Giresun arasında yer
alan topraklara Hititler “Azzi ülkesi” adını vermişti. Batıdan
gelen Muşkiler İÖ 13. yüzyılda bu topraklara yerleşti.
Muşkiler’in bağlı olduğu Frigya Krallığı doğudan gelen Kimmerler
ile İskitler’in akınları sonucunda yıkılınca, İÖ 7. yüzyılda
yöreye gelen Miletliler kıyıda bazı ticaret kolonileri kurdular.
İÖ 6. yüzyılda Persler’in eline geçen yöre, daha sonra Kapadokya
ve Makedonya krallıklarının yönetiminde kaldı. Kastamonu
yöresinin güney kesiminde kurulan ve doğuya doğru gelişen Pontos
Krallığı’nın İÖ 3. yüzyılda başlayan egemenliğini İÖ 1.
yüzyıldan sonra Roma egemenliğini izledi. Bizans döneminde
Konstantinapolis (İstanbul) latinler tarafından işgal edilince
Trabzon’a kaçan Komnenos Hanedanı tarafından kuruland evletin
yönetimi sırasında, kıyıları Cenevizlilerin saldırısına uğrayan
yöre, 14. yüzyılda Hacıemiroğulları’nın eline geçti. 1461’de
Fatih Sultan Mehmed tarafından Osmanlı topraklarına katılan
Giresun yöresi 19. yüzyıl sonlarında Trabzon Vilayeti’nin merkez
Sancağı ile Sivas vilayetinin Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar)
sancaklarının yönetim sınırları içindeydi. 1. Dünya Savaşı’ndan
sonra yabancı orduların işgal edemedikleri yörelerden biri olan
il topraklarında ayrılıkçı Rum çeteleriyle yoğun çatışmalar
oldu.
Ekonomi
Nüfusunun yaklaşık yüzde 68’i kırsal kesimde yaşayan Giresun ili
halkı geçimini genellikle tarımdan sağlar. Kırsal kesimde
yaşayanların batıdaki büyük kentlere göçüyle nüfus yetiren ilde
ekonomik yaşam büyük ölçüde fındık üretimine dayanır. 1986’da
Türkiye fındık üretiminin yaklaşık yüzde 16’sını gerçekleştiren
Giresun ilinde halkın bir bölümü, yurtdışı satışı olan bu ürünün
işlenmesi ve ticaretiyle uğraşır.
Giresun ilinde yetiştirilen başlıca tarla bitkileri mısır,
buğday, arpa ve patates; bağ ve bahçe ürünleri ise lahana ve
baklagilelr ile çay, elma, armut, kiraz, ceviz, üzüm ve
incirdir.
İç kesimlerde sığır besiciliği yapan Giresun ilinde koyun da
yetiştirilir. Eskiden yaygın olan ve yaylacılık denen, yazın
hayvanların otlaklara çıakrılması işiyle uğraşanların azalması
sonucunda hayvacılık da önemini yitirmektedir. Giresunlular’ın
yaşamda önemli bir yeri olan yaylalara genellikle haziran
başlarında çıkılır; fındık toplama zamanı olan eylül de inilir.
Yaylaya hem çıkılırken hem de inilirken mola verilerek
hayvanların otlatıldığı alanlara “güzle” denilir. Giresun ilinde
hayvancılığın önem taşıyan bir dalı da arıcılıktır. Kıyı
kesiminde de balıkçılık yapılır.
Bazı destekleme ve özendirme önlemleri alınmasına karşın il
sanayisi fazla gelişememiştir. İldeki başlıca sanayi kuruluşları
kağıt, kurşunkalem ve orman ürünleri, tuğla ve kiremit, un,
balık unu ve yağı, süt ürünleri fabrikaları ile fındık ve çay
işleme tesisleridir. Fındık ticareti, tüccarlardan başka büyük
ölçüde Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK)
tarafından yapılır. İl kıyılarında tekne yapım tesisleri de
vardır. İl kıyılarında tekne yapım tesisleri de vardır.
İlin başlıca yeraltı zenginlikleri bakır çinko, bakır kurşun,
barit, mermer, demir ve uranyum yataklarıdır.
Toplum ve Kültür
19. yüzyılda çalışmak için Osmanlı Devleti’Nin çeşitli
yörelerine ve Rusya’ya giden Giresunlular çalıştıkalrı yerlerin
kültürel özelliklerinden etkilenmiş olarak geri döndüler.
Osmanlılar’ın tümüyle terk etmek zorunda kaldıkalrı Kafkasya’dan
gelen Çerkez ve Gürcü Müslümanlar da bu bölgeye yerleşmek
zorunda kalınca yapısı oldukça çeşitlilik kazandı. Ama daha
sonra Ermeniler ve Rumlar bu yöreden ayrıldı.
Fatih Sultan Mehmed’in Giresun’u alması sırasında yararlıklar
gösterdiği tarih kaynakalrından öğrenilen Seyyid Vakkas üzerine
fındıkla ilgili bir söylence vardır. Bu söylenceye göre Seyyid
Vakkas Giresun’u almak için bir fındık kabuğuyla denize açılmış
ve ordusunu da günlerce bu fındığın içiyle beslemiştir.
Giresun’da geleneksel el sanatlarının başında dokumacılık gelir.
Kırsal kesimde kilim, destar ve cicim dokumacılığı yaygınlığını
korumaktadır. Özellikle Alucra köylerinde kök boyasıyla
renklendirilen yünlerden heybeler, azık torbaları ve “boncuklu
damat” denen bir tür el çantası dokunur. Eskiden yaygın
olmalarına karşın satışa yönelik hızlı üretim nedeniyle Tamzara
dokumalarının niteliği bozulmuştur. Plastik eşya kullanımının
yaygınlaşması karşısında bakırcılık eski önemini koruyamamıştır.
Yaylacılığın Giresun ilinde önemli bir yeri vardır. Yaylaya
hayvancılık yapma amacıyla çıkanlar, yığma tekniğiyle taştan
yapılmış evlerin kümelendiği obalarda kalırlar. Öteki yayla
yerleşim türü ise, yazı geçirmek için yaylaya çıkanların kaldığı
ve bir çarşı çevresinde yeralan yazlık evlerdir.
İL MERKEZİ: GİRESUN
İÖ 7. yüzyılda Karadeniz kıyılarına 90 kadar ticaret kolonisi
kuran Miletliler, bugünkü kentin batısında yeralan Çıtlakkale’de
küçüj bir yerleşim yeri kurdular. Çevrede, Yunanca adı kerasos
olan kriaz ağacının bol olduğunu gören Miletliler kurdukları
kente Kerasous adını verdiler. İÖ 2. yüzyılda Kerasos’u ele
geçiren Pontos Kralı 1. Pharnakes, günümüz Giresun kentinin
tarihsel çekirdeğinin bulunduğu küçük yarımadada kendi adını
verdiği bir kale yaptırdı. Pharnakeia kalesinin içinde ve
çevresinde gelişen yerleşme hem Pharnakeia ve hem batısındaki
kentin değişime uğrayan adıyla Kerasus, Kerrasunda ya da
Kerasunda biçimlerinde söylendi. Osmanlı döneminde Kiresin ve
Kiresun oalrak anılan kentin adı giderek Giresun’a dönüştü.
Kuzeyinde bazı mağara sığınakları da bulunan Pharnakeia
Kalesi’nin surlarının bazı bölümleri günümüze sağlam oalrak
ulaşmıştır. İçinde ve çevresinde Pontos ve Bizans dönemlerinden
kalma bazı buluntulara rastlanılan kale bir mesire yeri oalrak
değerlendirilmektedir.
Kent, Giresun Dağları’nı 2.200 metre yüksekliğindeki Eğribel
Geçidi’nde aşıp Aksu vadisini geçerek Şebinkarahisar’dan gelen
yol ile Karadeniz kıyısını izleyen yolun kesiştiği kesimde yer
alır. Kale çevresindeki tarihsel yapılar koruma altıan
alınmıştır.
Çevresinde yer alan kalabalık ve canlı Trabzon ile Ordu
kentlerinin etkisiyle fazla gelişemeyen Giresun kentinde nüfus
artış hızı düşüktür.
Giresun kentinin doğusunda Aksu’nun denize döküldüğü kıyıda her
yıl 20 Mayıs’ta şenlik düzenlenir. Kültürel ve sanatsal
etkinliklerin de sergilendiği şenlik günlerinde kentin önündeki
küçük Giresun Adası’na teknelerle geziler yapılır.
Kentin başlıca eğitim ve kültür kurumu, Karadeniz
Üniversitesi’ne bağlı Giresun Eğitim Yüksekokulu’dur.
|
|
Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih
ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır | |
|