|
|
|
Espiye yöresel kültür

1.derecede Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen Andoz Kalesi,
ilçeye ayrı bir güzellik katmaktadır. Espiye Merkez Camii,
Şahinyuva köyündeki kilise, Ağanın Köprüsü, Harova Köprüsü,
Sınır Köprüsü ve Ericek Köprüsü adıyla anılan kemer köprüler
dikkat çekicidir. Espiye'de ayrıca ilçeye 4 km. uzaklıkta Zefre
mevkiinde Cenevizlilerden kaldığı söylenen bir tersane kalıntısı
da bulunmaktadır.. .
Otçu Göçü Yayla Şenliği
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Otçu Göçü Yayla Şenliğinde
sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.Temmuz ayının ilk
perşembe ve cuma günü.
Yayla Şenliklerinin Doğuşu ve Otçu Göçü Gelenegi
Karadeniz ve Giresun'un kalkınmasında çok önemli rol oynayacak
yaylalarımızın gurbetteki 1 milyonun üstünde Giresunluya
tanıtmak için çalışmalar başlatılmıştır.Unutulmaya yüz tutan
otçugöçü geleneğini canlandırmak ve yaylalar içinde çok eski ve
tarihi bir öneme sahip olan Espiye-Karavacık yaylasında tanınmış
yaylalar zincirine katmak için başlattığımız çalışmalar sürüyor.
Yayla şenliklerinin temelinde Doğu Karadeniz Bölgesinde yaygın
bir gelenek olan "Otçu Göçü" yatmaktadır.Mısırların 20-30 cm
büyüdüğü zamanlarda aralarda sık biten kısımların araları 30-40
cm. açılacak şekilde sökülmesine "Sık Kazma" dibindeki otları
2.kez temizlemeye "Ot Biçme" ve fındık bahçelerindeki otları
tırpanla ve orakla biçilmesine de "Kırkma" denilmektedir.Bu
işlerden iyice yorulan ve işleri biten Cenikliler (köy ve
şehirde oturanlar) yorgunluklarını atmak ve eğlenmek için
genellikle Temmuz ayı içinde yaylalara yaptıkları toplu gezi
ve ziyaretlerine "Otçu Göçü" denir.Zaman olarak mısır otunun
alınması ile fındık toplamaya başlama arasında kalan 15-20
günlük boşluktur.Genellikle perşembe ve cuma günü yaylaya
götürülecek yiyecek ve giyecekler paketlenir, yola
çıkılır.Geçmişin getirdiği örf ve adet gereği yolculuk sırasında
pınar başlarında oturulur, yemekler yenir, türküler söylenir,
tabancalar atılır, kağıt fişeği ve dinamitler patlatılır ve
horanlar oynanır.
Bu güzel geleneklerin kaybolmaya yüz tuttuğunun sezinlenmesi
üzerine eski günlerin tekrar yaşanması amacıyla Yayla Şenlikeri
düzenlenmeye başlanmış ve büyük ilgi görmüştür
MAYIS YEDİSİ
Mayıs Yedisi adı Rumi Takvim'e göre konulmuştur. Rumi Takvim'e
göre 7 Mayıs, kullanmakta olduğumuz Miladi Takvim'e göre her yıl
Mayıs ayının 21. gününe denk gelmektedir.
Mayıs Yedisi geldiğinde dere ile denizin sularının birbirine
karıştığı yerden su alınır. Su alma işi özellikle seher vaktinde
yapılır. Özellikle yeni doğmuş çocuklarile nazara, sihire veya
büyüye yakalandıklarına inananlara bu suyla yıkanır.
Yıkanma sırasında dualar okunur. Böylece gelecek yılın Mayıs
Yedisi'ne kadar nazar, sihir veya büyüden korunulmuş olur.Bu
gelenek, denizden uzak iç kesimlerde de uygulanır. Mayıs
Yedisi'nde dere ile denizin karıştığı yerden sualamayanlar ise
seher vakti arkasına bakmadan besmeleyi çekerek evden çıkarak
yedi ayrı gözden (kaynaktan)kaplarını su ile doldururlar. Yine
nazara, sihire ve büyüye karşı bu suyla yıkanırlar.;
MART DOKUZU
Mart Dokuzu geleneği ölüm ve hayat ile ilgili olup halen
sürdürülen bir gelenektir.İnanılır ki, Martın dokuzuncu gününde
tüm cadılar toplanır. Kimi kedi, kimi sinek,kimi köpek şeklinde
kılık değiştirirek kırkını aşmamış çocukları yerler. Bu nedenle
Martın dokuzunda kırkını aşmamış çoçuklar özel bir dikkatle
korunur. Tahta yemek kaşıkları su içinde bırakılır. Amaç,
cadıların yemek yenilen kaşıklara ağızlarını sürüp
kirletmelerini engellemektir..
AYAKBAĞI KESME
Kimi yürüme güçlüğü çeken çoçukların ayaklarında adım atmayı
engelleyen bir bağ var olduğuna inanılır. Bunun için çoçuklar ya
bir üzüm teveğinden yedi kere geçirilir ya da herhangi bir
ailenin ilk çoçuğu, yeni doğmuş bebeğin ayağına üç kere iplik
bağlayarak koparır. Böylece bebek,ayakbağından kurtulmuş
sayılır.
DAMAT ASMA GELENEĞİ
Düğün aşamasında kız tarafından bir grup, damat adayını
yakınlarının elinden alarak, herhangi bir ğaca ayaklarından
asarlar. Kız tarafı adına isteklerini kabul ettirene kadar bu
durumu devam ettirirler. Damat tarafından gerekli söz
verildikten sonra, aynı grup damadı tekrar evine teslim edilir.
TÜRKÜLERİMİZ
Espiye nin bilinen ve hala düğünlerde çalınıp söylenen en önemli
türküsü hiç şüphesiz kendi adıyla anılandır.Espiye deresi adını
taşıyan tükümüzün iki dörtlüğü şöyledir.
Espiye deresine
Taş köprü kurulacak
Ben hakime danıştım
O yar benim olacak
Yaylanın çimenine
Kuzu yayılır kuzu
Günde bu günkü gündür
Sallan yosmanın kızı.
YÖRESEL DİLİMİZ
Halkımızın kullandığı dil; Trabzon ve Rize yöresinde kullanılan
Karadeniz konuşamsı tarzından farklıdır. Bazı köylerimizde
Trabzon yöresinden gelmiş vatandaşlarımızın konuşma tarzı,
klasik Karadeniz konuşma tarzını andırmakla birlikte, bu
insanlarımız sayıca çok azdır.
Yaygın konuşma ağzının başlıca özelliği; sözlerin, "aha", "ta",
"ula", "eh", "gız", "haydi" gibi ünlemlerle birlikte, sanki
bunlardan güç alarak söylenmesi; "bana" ve "sana" zamirlerinin
"bağa" ve "sağa" biçimlerinde çekimli fiillerin ve sonlarındaki
eklerin de kısaltılıp değiştirilerek telaffuz edilmesidir.
Konuşma dilinmde; "gitmek" fiilinin şimdiki zamanda çekimlenmiş
biçimi; "gidim, gidin, gidiyuk, gidiyusunuz" şeklindedir.
|
|
Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih
ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır | |
|