|
|
|
Doğankent tarih coğrafya
Doğankent ilçesi Tarihi ve Coğrafi Yapısı
Hazırlayan: Ayhan YÜKSEL
Bugün Doğankent denilen ilçe merkezi daha önce Harşit [Harşid]
adıyla anılmakta idi ve nahiye bu adını Harşit suyundan almıştı.
İttihat ve Terakki döneminde Enver Paşa tarafından yayınlanan
tamim gereği buranın adı Büyüksu olarak değiştirilmek
istenmişti. Savaş yılları araya girince bu karar uygulanamadı.
Ama, yıllar sonra 10 Temmuz 1964 tarih ve 11750 sayılı Resmi
Gazete�de Harşit Santralına ismini veren Harşit Bucağının
isminin Doğankent olarak değiştirildiği ilân edildi[1].
XV. ve XVI. yüzyıl tahriri defterlerinde Harşit adında bir köyün
varlığı tespit edilmektedir. Harşit, derenin sol kıyısında yer
almaktadır. Harşit vadisinde kışlamakta olan Çepni Türkleri,
muhtemelen aynı maksatla 1380�de bugünkü Harşit kasabasının
bulunduğu yere inmişlerdi.
Fatih Sultan Mehmet döneminde Giresun ile Vakfıkebir arasındaki
kıyılar ve Harşit�in aşağı boyu, komşu yerli Çepniler başta
olmak üzere Türkmenler�e ve dolayısıyla Osmanlılar�a
katılmıştı[2].
1530 tarihli icmal defterine göre 21 hanelik köyün toplam nüfusu
100 kişi dolayında idi. Ayrıca, burada müsellem statüsünde 10
hane, vergi muafiyetli olarak da 8 hane mevcuttu. Bunların
ilavesiyle köyün toplam nüfusu 200�e yaklaşmaktaydı. Bu durumda
Harşit köyü, büyük bir yerleşim yeriydi. Ayrıca, köylülerin
şahin yetiştirdikleri görülmektedir. Kasabalaşma sürecinde bu
durum önemli bir alt yapı sağlamış olmalıdır[3].
1837�de Harşit nahiyesi Kürtün-i bâlâ kazasına bağlı idi ve
bahsi geçen yılda Harşit, Kuzan, Çatık [Çatak], Güdül, Koz,
Sadağlı, Manasur, Tandula [Dandu], Şadı, Doymuş, Kanyaş,
Manasurbükü adlı 12 köyü bulunmakta, bu köylerde 350 hanede
Müslüman (Türk) nüfus yaşamaktaydı. Bu sırada Harşit köyü imamı
İbrahim Efendi, muhtarı Molla İbrahim; Kuzan köyü muhtarı
Hüseyin; Çatak köyü muhtarı Mehmed; Sadağlı köyü muhtarı Ahmed;
Tandul köyü imamı Hasan Efendi, muhtarı Eyüb; Şadı köyü imamı
İbrahim oğlu Molla Salih, muhtarı Veli; Doymuş köyü muhtarı
Mustafa idi. 1843 yılında Harşit nahiyesi; Harşit, Karga,
Sadağlı, Kuzan, Manasur, Çatak, Güdül, Tandul, Manasurbükü,
Kanyaş, Şadı, Doymuş adlı köylerden oluşuyordu[4].
Harşit nahiyesi Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde bazen
Tirebolu�ya, bazen de Torul�a bağlanmıştır. Nahiyenin
Tirebolu�ya bağlanması, bununu halk tarafından istenilmesi
tamamen iktisadî şartların bir neticesidir. Harşit nahiyesi o
dönemde Tirebolu�ya yedi-sekiz saatlik mesafede, Torul kazasına
ise on beş saatlik mesafede bulunmaktadır. Harşıtlılar, yılın
dokuz ayını Tirebolu�da geçirmekte, vergilerini de Tirebolu�da
ödemektedirler. Nahiyenin Torul kazasından ayrılarak Tirebolu�ya
bağlanmak istenmesine dair elimizde mevcut belgelerin biri
Harşit Belediye Reîsi Hasan Ağa�nın 1915 tarihli bir telgrafı,
diğeri vilayet meclisi üyelerinden Sâlih Efendi�nin verdiği
takrîre dair Trabzon Vilâyeti�nden Dâhiliye Nezâreti�ne
gönderilen bir arzdır.
Harşit Belediye Reîsi Hüseyin Ağa, İstanbul�a çektiği bir
telgrafta Torul�dan ayrılarak Tirebolu�ya bağlanmak
istediklerini beyan etmiştir[5]. Trabzon Vilâyet Meclisi
üyelerinden Tirebolulu Sâlih Efendi, Harşit nahiyesinin Tirebolu
ile bu yakın ilgisini ve bu konumu dile getiren bir takrîr
vermiş ve takrîr üzerine Trabzon Vilâyet Meclisi�nde yapılan
görüşmede Harşit nahiyesinin Tirebolu�ya bağlanması uygun
görülmüştür (31 Kanûn-ı sânî 1330/13 Şubat 1915). Yine, 1918
tarihli bir belgede, Harşit nahiyesinin Tirebolu�ya bağlanması
hususunda 2 Nisan 1332 (15 Nisan 1916) tarihinde bir irâde-i
seniyye çıktığı kayıtlıdır[6]. Bu idarî konumunu bir müddet
devam ettirdiği anlaşılan Harşit nahiyesi, 1 Mart 1338 (1922)
tarihinden itibaren tekrar Torul�a bağlanmıştır[7]. Bu tarihten
sonra bazen Tirebolu�ya, bazen de Torul�a bağlanan Harşit
nahiyesi, 25 Mayıs 1990 tarih ve 20523 sayılı Resmi Gazete�de
yayınlanan 3644 sayılı kanunla ilçe merkezi haline
getirilmiştir.
Çeviri Yazı
�Harşid nâhiyesi merbût bulunduğu Torul kazâsına on beş ve
Tirebolu�ya yedi sekiz sâ�at mesâfede olup ahâlîsinden bir kısmı
Tirebolu�dan ev ve arâzi edinerek yaz mevsiminde karyelerinde ve
senede dokuz ay da Tirebolu�da ikâmet ve bütün ihtiyâcât-ı
beşeriyyelerini dahi Tirebolu�dan tedârik etmekde oldukları gibi
emvâl-i emîriyyelerinin tahsîli içün me�mûrin-i mâliye dâ�ima
Tirebolu�da bulunmakda olduğundan mu�âmelât-ı umûmiyyelerinin te�mîn-i
teshîli zımnında nâhiye-i mezkûrenin Tirebolu kazâsına rabt ve
ilhâkına dâir Meclis-i Umûmî Vilâyet-i Tirebolu a�zâsından Sâlih
Efendi tarafından verilen 21 Kanûn-ı sânî [1]330 [3 Şubat 1915]
tarihli Takrîr Hey�et-i Umûmiye�de kırâ�at ve îcâbı müzâkere
olundu.
Harşit nâhiyesi hakîkaten Torul kazâsına on beş ve Tirebolu�ya
sekiz sâ�at mesâfede olduğu ve ahâlîsinin ihtiyâcât ve mesâlih-i
umûmiyyelerinin tesviyesi içün yegâne iskele ve ticâretgâhları
Tirebolu kazâsı olup yalnız umûr-ı resmiyyelerinden dolayı
ahâlîsinin on beş sâ�at bu�d mesâfede bulunan Torul kazâsına
azîmetleri bâ�is-i müşkilât-ı umûmiyyenin te�mîn ve teshîli
zımnında nâhiye-i mezkûrenin Torul kazâsından fekk-i irtibâtıyla
Tirebolu kazâsına rabt ve ilhâkı muvâfık görülmekle icrâ-yı
îcâbı husûsuna karar verilmiş olmağın ol-bâbda.�
[1] Ayhan Yüksel, �Yer Adlarını Değiştirme Girişimleri ve
Giresun�daki Uygulaması (1916)�, Giresun Tarihi Araştırmaları,
İstanbul 2003, s. 37.
[2] Mehmet Bilgin, �Giresun Bölgesinde Türkmen Beylikleri ve
İskân Hareketleri�, Giresun Tarihi Sempozyumu (24-25 Mayıs
1996), İstanbul 1997, s. 101-109.
[3] 387 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rûm Defteri
(937/1530), Ankara 1997, s. 758.
[4] BOA. D. CRD. nr. 40682; BOA, ML. CRD., nr. 651, 652;
Selahattin Tozlu, XIX. Yüzyılda Gümüşhane, Erzurum 1998, s. 37,
40.
[5] Ayhan Yüksel, �Tirebolu�da Belediye Teşkilatı�, Tirebolu
Dergisi, sayı: 2 (Kasım 1997), s. 16.
[6] BOA, DH. UMVM, nr. 6/1-71.
[7] Tirebolu Maarif Kadro [Maaş] Defteri (1337-1341), s. 7; BCA,
nr. 30.18.1.1-4.54.2 (13.04.1922).
|
|
Karalahana.Com! Doğu Karadeniz Bölgesi gezi, kültür, tarih
ve müzik rehberi © 2007 | Tüm hakları saklıdır | |
|