Amasya gezisi

Bir efsaneler diyarıdır Amasya. Kendisi de
Amasyalı olan ve dünyanın ilk coğrafyacısı
olarak bilinen Strabon, ‘memleketim’ dediği bu
kentin adının Amazonlar’dan geldiğini ve
kralların kenti olduğunu söyler.
Yazı: M. SAİT TAŞKIRAN Fotoğraflar: YUNUS EMRE
AYDIN
Tarihte uygarlıklardan söz edilirken kullanılan
ilk tespit, uygarlıkların yerleşim için nehir
kenarlarını seçtikleri bilgisi olmuştur.
Kurulduğu dönemden günümüze kadar bu tanıma en
fazla uyan ve ilk günkü gibi varlığını sürdüren
bir Anadolu kentidir Amasya.
7500 yıllık bir geçmişe sahip, onlarca
medeniyetin gelip geçtiği ve bu medeniyetlerin
izlerini tüm canlılığıyla hala üzerinde
barındırdığı bir kenttir. İki dağ arasından
geçen Yeşilırmak’ın iki yakasına kurulu kent,
bir açık hava müzesini andırır. İlk yerleşimin
M.Ö. 5500 yıllarına dayandığı söylenir.
Anadolu’da hâkimiyet kurmuş onlarca medeniyetin
en önemli kentleri arasında yer almış olan
Amasya’da Hitit, Frig, Kimmer, İskit, Lidya,
Pers, Hellen, Pontus, Roma, Bizans, Danişment,
Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı uygarlıklarından
izlere rastlanır. Amasya Kalesi’nin bulunduğu
tepenin yamaçlarında yer alan Kral Kaya
Mezarları, en bilinen ve göze çarpan
kalıntılardır. Kente derin izler bırakan
Pontusluların, kayalara derin oyuklar açarak
yaptıkları kral mezarları, kentin anıtsal
eserleri arasında yer alır. Bunlardan en
görkemlisi, adını efsanesinden alan Aynalı
Mağara’dır.

ŞEHZADELER ŞEHRİ
Kentteki köprülerin kalelerin ve kalıntıların
bir kısmı, uzun bir süre egemenlik kurmuş olan
Roma ve Bizans uygarlıklarına aittir. Türklerin
Anadolu’ya hâkim olmaya başladığı dönemden
itibaren, kente Selçuklu mimarisi ve sanatı
egemen olmaya başlar. Camiler, türbeler ve
medreseler yapılır. Bunlardan Gök Medrese,
Selçuklu mimarisini oyma tekniklerini,
desenlerini görebileceğimiz en güzel yapıdır.
Selçuklu himayesinde ve Danişmentliler
idaresinde bulunan Amasya, stratejik öneme sahip
bir kent olmuştur. Osmanlılarla birlikte kentin
misyonu daha da önemli bir hale gelmiş, padişah
adayı şehzadeler devlet idaresini öğrenebilmek
için buraya vali olarak gönderilmiştir.
Şehzadeler şehri olarak bilinen Amasya, birçok
padişah yetiştirmiştir. Böylelikle önemi daha da
artan kente Osmanlı kültürü hâkim olmaya
başlamış; hamamlar, köprüler, çeşmeler, hanlar
ve evler yapılmış. Bunun en güzel örneği
günümüzde de görebileceğimiz Osmanlı evleridir.
Yeşilırmak’ın kıyısına bakan cumbalı evler,
Yalıboyu Evleri olarak da bilinir. Evler, bodrum
üzeri tek kat ya da iki katlı olarak
düzenlenmiştir. Bazı uygulamalarda birinci, bazı
uygulamalarda ise ikinci kat üzerinde köşk
olarak bilinen şahniş yer alır. Genellikle
avlulu ve bahçelidir. Özellikle haremlik ve
selamlık tarzda düzenlenmiş örneklerde, bahçe
ortada kalmakta ve konutlar dışa kapalı bir
görünüm almaktadır. Bu dışa kapalılık, diğer
konutlarda bazen yüksek bir bahçe duvarı
nedeniyle karşımıza çıkar. Yalıboyu bölgesindeki
evler, Roma döneminden kalan surların üzerine ve
Yeşilırmak’ı görebilecek biçimde inşa
edilmiştir. Tarihte, stratejik anlamda, önemli
bir şehir olan Amasya, Amasya Genelgesi’nin
hazırlandığı il olarak tarihe geçmiş, Milli
Mücadele’nin ilk adımlarına ev sahipliği
yapmıştır.
20 BİNİ AŞKIN ESER
Amasya ve çevresinde bulunan Hititler’den
Romalılara, Selçuklular’dan Osmanlı’ya kadar
birçok medeniyete ait yirmi bini aşkın eser,
Amasya Müzesi’nde sergilenmektedir. Bunlardan en
ilginç olanı 14. yy.da hüküm sürmüş İlhanlı
dönemi şahsiyetlerinden Anadolu Nazırı Şehzade
Cumudar, Amasya Emiri İşbuğa Noyin’e, İzzettin
Mehmet Pervane Bey ile hanımı, erkek ve kız
çocuklarına ait mumyalardır.

Bu şirin ve anıt niteliğindeki kent, aynı
zamanda el sanatlarıyla da ünlüdür. Yöre
insanının çay içme alışkanlığı semaver yapımını
geliştirmiştir. Özellikle teneke, pirinç ve
bakırdan, birbirinden farklı ve süslemeli
semaverler üreten zanaatkârları dikkat çeker. El
oymacılığı, baston yapımı, bindallı diye tabir
edilen atlas ve kadifeden giysi yapımı, halı ve
kilim dokumacılığı yaygın. Tarihsel geçmişi ve
kültürel birikimi kentin mutfağına da
yansımıştır. Toyka çorbası, bakla dolması,
bamya, keşkek ve yufka tatlısı bunlardan
bazıları. Manilere konu olan ve hemen herkes
tarafından bilinen Amasya elması da ayrı bir üne
sahip.
Türk Hava Yolları'nın İstanbul’dan Amasya’ya
(Merzifon) Pazartesi, Çarşamba ve Cuma
karşılıklı seferleri bulunuyor.
|