İlin adı nereden geliyor?
M.Ö. VII. yy.da, Miletoslular, bugunkü
Samsun kentinin bulunduğu yerde 'Amisos'
adlı koloniyi kurdular.XI. yy.da yöreye
gelen Danişmendliler, Amisos'u almaya
çalıştılarsa da başaramadılar. Bunun üzerine
koloniden 3 km. uzakta 'Yeni Amisos' adlı
yeni bir kent kurdular. Kentin adı zamanla
'Simisso', 'Samison' gibi biçimler aldı.
Osmanlı döneminde Arapça kaynaklardaki
'Samsun' imlasi benimsenmiştir.
Kentleri :
Bafra, Çarşamba, Vezirköprü, Terme, Havza,
Alaçam, Tekkeköy
Samsun Anadolu'nun Karadeniz'e açılan en
önemli kapısı;
Avrupa - Asya transit yolu üzerinde işlek
bir kavşak noktası, Türkiye'nin en büyük
akarsuları Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın
arasında verimli delta toprakları üzerinde
kurulmuş önemli bir tarım merkezi, denizi,
ormanları, yaylaları ile bir doğa
cennetidir.
Samsun'da turizmin vazgeçilmez üçlüsü
denizin, kumun, güneşin yanısıra artık
birçok insanda tutku halini almış alternatif
turizm aktivitelerinin gerçekleştirildiği
alanları içiçe bulabilirsiniz.
Yakakent'ten Terme'ye kadar uzanan sahil
bandı üzerinde çok güzel kuma sahip geniş
doğal plajlar denize girmek için idealdir.
Yakakent Çamgölü mevkiinde Çam ormanlarıyla
kaplı yemyeşil tepeler masmavi sular iner.
Eşsiz güzellikteki sahili ile denizle iç içe
bir yaşamın sürüldüğü şirin kıyı kasabası
Yakakent'de gün batımı ise görülmeye değer
güzelliktedir. Terme ilçesi birde tarihin
ilginç ve çekici savaşçı kadınların
Amazonların yaşadığı yer olarak bilinir.
Sahil bandı üzerinde Alaçam, Bafra ve 19
Mayıs ilçelerimizin topraklarının bir
bölümünü kaplayan Kızılırmak Deltası sulak
alanı flora ve faunası ile ülkemizin
eko-turizm alanında en ilginç köşelerinden
biridir.
Deltada, 19 Mayıs ilçesi, Yörükler mevkiinde
ilkbaharda tabanı tamamen suyla kaplanan
yaprak döker ağaçlardan oluşmuş Galeriç
ormanı yaban hayatı açısından oldukça ilgi
çekicidir. Samsun, termal turizm açısından
da önemli merkezlere sahiptir. Havza ve
Ladik Kaplıcaları 2000 yılından beri bilinen
sağlık merkezleridir. Havza 25 Mayıs Termal
tesisleri Turizm Bakanlığınca termal Turizm
Merkezi olarak ilan edilmiştir.
Ladik'teki Hamamayağı kaplıcası ise
ülkemizdeki birinci derecede önemli ve
öncelikli kaplıca merkezlerindendir.
Radyoaktif özellik gösteren Ladik kaplıca
suları organizma üzerinde uyarıcı etki
yapar. Bu nedenle bu suya "gençlik suyu" adı
verilir. Havza ve Ladik'deki kaplıca
sularının başta romatizmal hastalıklar olmak
üzere, kadın hastalıkları, sinirsel
hastalıklar, eklem hastalıkları ve
kireçlenme gibi hastalıkların tedavisinde
olumlu etki yaptıkları tıbbi olarak
kanıtlanmıştır. Samsun'un yaylaları da diğer
Karadeniz yaylaları gibi; yeşil, temiz
havayı ve sessizliği özleyenlere kucak
açmaya hazırdır.
Samsun'dan yaylalara ulaşmak oldukça
kolaydır. Yaylaların yolları özel aracınızla
bile rahatlıkla gideceğiniz durumdadır.
Ladik-Akdağ yaylaları, Vezirköprü - Kunduz
dağı yaylaları yazın başka kışın başka
görülmeye değer güzellikleri barındırırlar.
Kunduz yaylalarının orman dokusu ile iç içe
oluşları ve ormanların Altınkaya Baraj
Gölüyle birleşmesi bölgeye bambaşka bir
güzellik kazandırmaktadır.
Burası yayla turizminin yanı sıra doğa
yürüyüşleri, su sporları, balık avcılğı,
motor gezileri, kamp yapmak için son derece
elverişli alanlara sahiptir. Bölgedeki Orman
İşletme Tesisi ise yaz kış gelenlerin
dinlenme ve konaklama ihtiyacını
karşılamaktadır. Ancak tesislerde önceden
rezervasyon yaptırmak gereklidir.
1997 yılından itibaren Ladik-Akdağ
Yaylalarında Yayla Şenlikleri düzenlenmeye
başlamıştır. Samsun doğal güzelliklerinin
yanı sıra da tarihi alanlarıyla da dikkat
çekicidir. Paleolitik dönemlerde yerleşim
yeri olarak kullanılmış, Tekkeköy
mağara-kale yerleşmeleri; M.Ö. 5000
yıllarından beri sürekli yerleşim yeri
olarak kullanılagelmiş Bafra İkiztepe ve
bugün bile surlarını, galerilerini,
merdivenlerini görebileceğimiz 3000 yıl
öncesinden gelen Kızılırmak vadisindeki
Asarkale; Paflagonlara ait kaya mezarları,
Amazonların yaptığı ileri sürülen Garpu
kalesi görülmeye değerdir.
Samsun'da Anadolu Ahşap mimarisinin en güzel
örneklerini görebilirsiniz. Çarşamba'da ki
Göğceli Cami bunların en ilginç olanıdır.
Yapımında hiç çivi kullanılmamış olan yapı
kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte
yaklaşık 800 yıldır sapa sağlam ayakta
kalmıştır.