Kapadokya YERALTI ŞEHİRLERİ
Kapadokya’nın en ilginç kültürel zenginliklerinden biri olan yeraltı şehirleri, yumuşak tüfün oyulmasıyla oluşturulmuştur. Kapadokya Bölgesi geçmişte sık sık çeşitli saldırılara maruz kaldığından, bu şehirlerin yapılış amacı, daha çok tehlike anında halkın geçici olarak sığınmasını sağlamaktır. Yeraltı şehirleri aynı zamanda yörede bulunan hemen hemen her evle gizli geçitlerle bağlantılıdır. Yörede yaşamış olan insanlar kendilerini daha fazla emniyete almak için yaşadıkları kayadan evlerin çeşitli yerlerine geçilmesi zor odalar, tuzaklar hazırlamışlar ve ihtiyaç karşısında kayaların daha içlerine doğru yeni odalar açmışlardır.. Böylece koridorlar ve galeriler çoğalarak, yeraltı şehirleri meydana gelmiştir.
Bu yeraltı yerleşim yerlerinde (uzun süren olağanüstü zamanlarda kullanılmak üzere) oturma birimleri, ahır, erzak depoları, kiliseler, şırahaneler, öğütme taşları, hatta mezarlık alanı bile bulunmaktadır. Ayrıca yeraltı yerleşimi içinde havalandırma delikleri, katlar arasında haberleşmeyi sağlayacak sistem ve savunma amaçlı sürgü taşları (birkaç örnek dışında) yerinde kesilmek suretiyle yapılmıştır.
Tarihçe
Kapadokya Bölgesi’nde yaklaşık 200 adet yeraltı şehri bulunmaktadır. Bu bölgede Prehistorik Döneme ait izler bulunmasına karşın bunların, yeraltı şehirleriyle bağlantısı olup olmadığı bilinmemektedir.
Yeraltı şehirleri hakkında en eski yazılı kaynak Xenephone’un “Anabasis” adlı kitabıdır. Bu kitapta Hellenlerin Derinkuyu ve Kaymaklı’da bulunan yeraltı şehirlerinde konaklandıklarından bahsedilmektedir. Böylece yeraltı şehirleri en sağlıklı bir şekilde M..Ö. 4. yüzyılın sonuna tarihlenebilmektedir.
Fakat Kapadokya Bölgesi’nde Hitit İmparatorluk Dönemi ve Geç Hitit Dönemi’ne ait kaya kabartmalarının ve yazılı anıtların sıkça bulunması, ayrıca Hitit şehirlerindeki savunma sisteminde “Potern” adı verilen yeraltı geçitlerine sıkça rastlanması ve ustaca yapılması nedeniyle, yeraltı şehirlerinin yapımında ya da genişletilmesinde Hititlerin de rolü olduğu kanısı güçlendirilmektedir. Hitit şehirlerinde bulunan gizli tüneller genellikle şehre yapılacak saldırılarda düşmanı pusuya düşürmek ve onları arkadan çevirmek için kullanılırdı.
Bu yerleşim yerlerini Hititler oymuşlarsa askeri amaçlı olarak oymuşlardır. Bundan dolayı herhangi bir arkeolojik buluntu ele geçmemesi normaldir. Ayrıca Hititlerden sonra gelen kavimlerin de bu izleri yok etmesi söz konusudur.
Yeraltı şehirlerine ait bütün bulgular M.S. 5-10. yüzyıllar arasına, yani Bizans Dönemi’ne aittir. Genellikle sığınma ve dini amaçlı olarak kullanılan, yeraltı şehirlerinin sayısı bu dönemde artmıştır.
Bizans Dönemi’nde 7. yüzyılda başlayan Arap-Sasani akınları karşısında Kapadokya’da yaşayan hristiyan topluluklar, yeraltına oydukları gizlenme yerlerine çekilmek zorunda kalıyorlardı.
Selçukluların da bu yeraltı şehirlerinden yararlandıkları ve askeri amaçlı kullandıkları sanılmaktadır. Çünkü Kapadokya Bölgesi’ndeki Selçuklu kervansarayları, bu yeraltı şehirlerinin 5-10 km. uzağında bulunmaktadır. (Dolayhan Kervansarayı-Til Köy Yeraltı Şehri; Saruhan Kervansarayı-Özkonak Yeraltı Şehri).
Önemli yeraltı şehirleri Kaymaklı, Derinkuyu, Özkonak, Mazı, Özlüce, Tatlarin, Kurugöl ve Gökçetoprak’tır.
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Nevşehir’e 19 km. uzaklıkta, Nevşehir-Niğde karayolu üzerindedir. Bugünkü Kaymaklı kasabasının ortasında yükselen ve halk arasında “Kaymaklı Kalesi” de denilen yerin altında bulunmaktadır. Yeraltı şehri 1964 yılında ziyarete açılmıştır.
Kaymaklı köyünde halk evlerini yeraltı şehrinin yüze yakın tünelinin etrafına yapmıştır. Yöre halkı halen avlulara açılan bu tünellerden geçerek yeraltı kentinin uygun mekânlarını kiler, depo, ahır v.s. olarak kullanmaktadır. Bu yeraltı şehri, Derinkuyu Yeraltı Şehri’nden gerek plân, gerekse kuruluş yönünden farklıdır. Halen 4 katı açığa çıkarılmış, mekânlar daha çok havalandırma bacaları etrafında toplanmıştır.
Yeraltı şehrinin depolarının bulunduğu kısmında yer alan çok çukurlu granit taşının işlevi, her ne kadar “baharat öğütme taşı” olduğu söyleniyorsa da (son araştırmalar neticesinde) bakır cevherinin ergitmeye hazır duruma getirildiği son aşamada kullanılan, “maden ergitme taşı” olduğu anlaşılmıştır. Yani bakır cevherini zenginleştirmede kullanılmıştır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Nevşehir-Niğde karayolu üzerinde Nevşehir’e 29 km. uzaklıktadır. Derinkuyu yeraltı şehrinin derinliği yaklaşık 85 m.’dir. Bu yeraltı şehri, bir yeraltı şehrinde bulunan tüm özelliklere sahiptir. (Ahır, kiler, yemekhane, kilise, şırahane v.s.) Ayrıca 2. katta misyonerler okulu bulunmaktadır. Geniş bir alan olan okulun tavanı yeraltı şehirlerinde pek rastlanmayan beşik tonoz ile örtülüdür. Salonun solundaki mekânlar çalışma odalarıdır.
Yeraltı şehrinin 3. ve 4. katlarından sonra merdivenle doğrudan doğruya derinlemesine inilmekte ve alt katta bulunan haç plânlı kiliseye ulaşılmaktadır.
Yeryüzü ile bağlantısı bulunan 55 m. derinliğindeki havalandırma bacası, aynı zamanda su kuyusu olarak da kullanılmaktadır. Alt kata kadar uzanan kuyulardan her kat yararlanamaz, ayrıca istila anında zehirlenmeyi önlemek için bazı kuyuların ağzı yeryüzü ile bağlantısızdır.
1965 yılında açılan Derinkuyu yeraltı şehrinin halen %10’u gezilebilmektedir.
Özkonak Yeraltı Şehri
Avanos’un 14 km. uzağında yeralan yeraltı şehri, İdiş Dağı’nın kuzey yamaçlarına volkanik granit bünyeli tüf tabakalarının oldukça yoğun olduğu yere yapılmıştır. Geniş alanlarla yayılmış olan galeriler birbirlerine tünellerle bağlanmıştır.
Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirlerinden farklı olarak katlararası haberleşmeyi sağlayacak çok dar ve uzun delikler bulunmaktadır. Düzgün oyulmuş odaların girişleri kapatıldığında havalandırma da bu dar (5 cm.) ve uzun deliklerle sağlanmıştır. Yine diğer yeraltı şehirlerinden farklı olarak sürgü taşından sonra, tünel üzerine (düşmana kızgın yağ dökmek maksadıyla) delikler oyulmuştur.
Özkonak yeraltı şehrinde Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehrinde olduğu gibi hava bacası, su kuyusu, şırahane ve sürgü taşları bulunmaktadır.