c. 2 ) Elekçi Deresi
c. 3 ) Şerefiye Deresi
c. 4 ) Kurtuluş Mah. Deresi
bulunmaktadır. Çevrede yapılan inşaat hafriyatlarından edinilen bilgiye göre yamaçtaki iskan bölgelerinde yer altı suyu mevcut değildir.
Fatsa tarihi
Fatsa Tarihçesi :
M.Ö. 400 yılında Fatsa ve Çevresinde KOLHLAR, DRILLER, HALİPLER, MOSSİNOİKLER ve TİBARENLER gibi Yunan asıllı olmayan yerli kabileler yaşamaktadır. O döneme ait önemli buluntuların Yapraklı Mevkisinde Çıngırt Kaya ve çevresinde mevcut olduğu tahmin edilmektedir. Fakat bu tahminlerin ilmi bir dayanağı yoktur. Çıngırt Kaya’da yapılacak bir yüzey ve arkeoloji araştırması, bu dönemlere ait önemli bilgi ve belgelerin çıkmasını sağlayacaktır .
M.Ö. 675 lerden itibaren sırası ile KIMMERLER, PERSLER ( M.Ö. 547 ), MAKEDONYALI İSKENDER ( M.Ö. 334 ) ve komutanları ( M.Ö. 312 – 208 ) Fatsa ve çevresine hakim olmuştur. Fatsa’ da İlk Çağ dönemlerinden en dikkat çekeni ise PONTUS devridir. ( M.Ö. 280 – M.S. 263 ) Pont hakimiyeti dönemi < Sıde > olarak anılan yörenin daha da güçlenmesine neden olmuştur. Bu devirle ilgili rivayetler de kayda değerdir. Populer amaçlı eserlerde geçen bu bilgilerin hangi kaynağa dayalı olarak yazıldığı bilinmemektedir. PONT hakimiyeti ile ilgili genelde şu bilgiler aktarılmaktadır :
< Fatsa’ nın tarih sahnesinde önemli bir yer alması miladi 1. yüzyılda başlar. Mitrilat’ın ölümünden sonra II. FARNAK ( M.Ö. 65-42 ) Roma’ya bağlı bir krallık olan PONT Devleti’nin başına geçer. II. FARNAK bu günkü Fatsa’nın bulunduğu yerde hükümdarlığını sürdürürken , Roma ‘nın iç karışıklıklarından faydalanarak hem istiklalini kazanmak hem de idaresini genişletmek için çalışmış fakat başarılı olamamıştır. II. FARNAK Fatsa’nın eski Hükümet binasının bulunduğu sahada kızı FANİZAN adına bir şato inşa ettirmiştir. Bu şatodan dolayı buraya < FANIZAN > adı verilmiştir.
Sonraki yüzyıllarda FANİSE , PHADSANE , PYTANE , FAÇA adları ile anılan kasaba en son Fatsa adını almıştır. >>
PONT Devletinin sınırları dahilinde Fatsa bulunmakla beraber,bazı kaynaklarda geçen başkent olduğu iddiasının bir dayanağı yoktur. Kasaba ŞARL TEKSİYE ‘ de < Fatizan şatosu > vilayet salnamelerinde < Vadisane > olarak adlandırılmaktadır. Popüler kaynakların ifadelerine göre II. FARNAK tan sonra bölgeye ayrı bir sülaleden gelen POLEMEN hükümdarlık yapmıştır. M.S. 63 tarihinde Pont devri, Roma tarafından ortadan kaldırılmış, M.S. 395′ te ise bu topraklar Roma’dan Bizans’a devir olmuştur. M.S. 391 den itibaren Anadolu’ya giren PEÇENEK ve KUMAN Türklerinin akınları ve yerleşmeleri görülmektedir.
Türklerin Fatsa yöresine kesin olarak yerleşmelerini Malazgirt ( 1071 ) sonrası Akınlar sağlamıştır. Danışmet Gazi’ nin beylerinden SEVLİ Bey, Ladik taraflarından harekete geçerek az zamanda Samsun, Ünye, Fatsa ve Giresun taraflarını elde edip Trabzon’ a kadar ilerlemeyi başarmıştır. Bu olaylardan sonra yerleşen Oymaklar sayesinde Türkleşme ve İslamlaşma süreci başlamıştır. Bu Oymaklardan en önemlisi ÇEPNİ’ lerdir. Çepniler bu alt yapıyı sağladıktan sonra 1380 lerde Hacı Emir Oğulları adlı bir Türk Beyliğinin hakimiyet dönemi başlamıştır. 1427 / 28 de Yörgüç Paşa’ nın Canik Seferi ile Fatsa Osmanlı topraklarına bağlanmıştır. Hacı Emir Oğulları dönemi Fatsa’ da ki Türk nüfusunun temelini oluşturmuştur.
13 ve 14 yüzyıllarda kıyı kesiminde Ceneviz kolonilerinin etkileri görülmektedir. Sahildeki tabya Cenevizliler tarafından depo olarak kullanılmıştır.
Bu dönemde Fatsa Karadeniz’in önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur. Cenevizlilerin Karadeniz hakimiyetleri Fatih döneminde sona erdiği için Fatsa’dan da muhtemelen bu dönemlerde ayrılmışlardır. Fatsa’da Türk hakimiyeti dönemi 1380’lerde Hacı Emir Oğulları ile Osmanlı Dönemi ise 1427 / 28 ‘ de başlamıştır.
Osmanlı Dönemi (1427-1922)
1) Fatsa’da İdari Taksimatın Kuruluşu ve Gelişmesi :
Fatsa idari olarak Canik Sancağına bağlıdır. Osmanlı kayıtlarında Fatsa yöresinin adı “Satılmış – ı Mezid Bey” veya “Nahiye-i Satılmış-ı Ferid Bey” dir. 15 yy kayıtlarında Nahiye statüsündeki Satılmış, 16 . ve 17 . yy kayıtlarında kaza olarak geçmektedir. Yörede 15 yy da tek bir kaza varken 1642’de altı kaza ortaya çıkmıştır. Tapu defterine göre kazaların adları şunlardır : Satılmış, Cevizderesi, Çöreği, Meydan, Sergis ve Keşdere. Katip Çelebi bunlara Fatsa ve Vonayı’ da eklemiştir.
Canik Sancağı, 15 ve 16 yy. ‘ da Eyaleti Rum’a ; 17 yy. ise Sivas Eyaletine bağlıydı. Bu durum 1847 ‘ ye kadar devam etmiştir. 18 yy. ‘ ın ikinci yarısından itibaren Canik ve Trabzon’a aslen Fatsalı olan Caniklizadeler hakim olmuştur. 1846 / 47 yönetsel bölümünde Trabzon Eyaletine bağlı bir sancak olan Canik , 1872 – 77 ‘ de bağımsız sancak olmuş,tekrar Trabzon ‘ a bağlandıktan sonra 1908 ‘ de yeniden bağımsız sancak olmuştur.1851 ‘ den 1856 ‘ ya kadar kaza statüsünde olan Fatsa Kasabası 1869 ‘ dan 1872 ‘ye kadar Ünye Kazasına bağlı bir nahiyedir. Kasaba 1878 ‘ de yeniden kaza yapılmıştır.
B.M.M. ‘ de 30 Kasım 1920 ‘ de başlayan Ordu ve Giresun sancaklarının oluşumu hakkındaki kanun ile ilgili yapılan görüşmeler sonunda 4 Aralık 1920 ‘ de Ordu ve Giresun Sancakları kurulmuştur. Merkezi Ordu olmak üzere Canik Sancağına bağlı Fatsa ve Ünye kazalarının bağlanması ile Ordu Sancağı kurulmuştur. Fatsa ve Ünye halkı bu karara karşı çıkmış ve Ünye Sancağı ‘nın kurulması teklifinde bulunmuşlardır. Ancak bu teklif reddedilmiştir. Böylelikle Fatsa 4 Aralık 1920 ‘ de Ordu ‘ ya bağlı bir Kaza olmuştur.