Urartuların takıya düşkün bir toplum olduğu hem günümüze ulaşan görsel sanatlarından hem de çeşitli yollarla müze ve koleksiyonlara dağılmış durumdaki binlerce süs eşyasından anlaşılıyor. Urartular Van Gölü ve çevresi merkez olmak üzere, kabaca Doğu Anadolu bölgesinde M.Ö. 9-7 yüzyıllar arasında hüküm sürdü. Bu uygarlık takılara olan ilgisiyle de dikkat çekti.Yönetici sınıfından sıradan halka kadar her kesimin kullandığı takıların, kişilerin toplumsal statüsünü belirleyici birer obje olmalarının yanı sıra dini anlamlar taşıdıkları da genelde kabul ediliyor.
TAKIYLA YAŞAMAK
Urartu takıları denince akla; saç spiralleri, küpeler, boncuk kolyeler, boyunluklar, pektoraller (göğüslük), madalyonlar, amuletler, bilezikler, pazıbentler (kolçak), yüzükler, metal kemerler, süs iğneleri ve fibulalar (çengelli iğne) gelir. Bunların üretiminde başta tunç olmak üzere altın, gümüş, demir, kurşun gibi madenlerin yanı sıra kemik, fildişi ve yarı değerli renkli taşlar da kullanılırdı. Takılar, günümüzde de halen kullanılan döküm, dövme, kabartma, kazıma, ajur, granül, telkari ve kaplama tekniklerinden biri veya birkaçının bir arada uygulanmasıyla üretildi.
SÜSLENME İHTİYACI
Takılar, devlet kademesinde çalışan bürokratların ve ailelerinin süslenme ihtiyaçlarını karşılamak için merkezi atölyelerde imal edildi. Bazı takı tasarımları, Urartuların sınır komşusu ve dönemin süper gücü olan Asur’dan örnek alınarak geliştirildi. Bu modayı Urartu halkının da yakından takip ettiğini halk mezarlarından ele geçen takılar gösteriyor.
Günümüzde takılar süslenme, beğenilme, gösteriş, zenginlik gibi insani duyguların yanında korunma, şans, uğur, bereket ve şifa bulma gibi mistik amaçlarla da kullanılıyor. Arkeolojik veriler, benzer durumun Urartular için de geçerli olduğuna işaret ediyor.
KOLYELER, KEMERLER
Urartu takıları baş, boyun ve göğüs, el-kol ve ayak, bel ve giysi üzerine yerleştirilir. Baş kısımda diadem, küpe, saç spiralleri ile iğneler kullanılır. Boyun ve göğüs kısmına boyun halkaları, boncuk kolyeler, pektoraller (göğüslük), madalyonlar ve amuletler takılır. Pektoral ve madalyonlar tamamen sınıf belirleyici ve sadece üst düzey kişiler tarafından kullanılır. Üzerleri ise genelde dinsel içerikli kutsal ağaç sahneleriyle süslüdür. Boncuk dizilerinden oluşan kolyeler ise günümüzde olduğu gibi Urartularda rengine, cinsine ve yapılış şekline göre süslenme, nazar önleme, uğur getirme, sihir ve tedavi özellikleri olduğuna inanıldığı için taşınmış olmalıdır.
Kol üzerinde bilekte bilezik, pazı kısmında ise pazıbent tercih edilirdi. Hem erkekler hem de bayanlar tarafından takılan bu takıların uç kısımları genelde ejder, yılan ve aslan başı şeklindedir.
Bele takılan metal kemerler, Urartulu kadın ve erkekler tarafından yaygın bir şekilde kullanılır. Erkek kemerleri genelde aslan, boğa, mitolojik yaratık, av ve savaş sahneleriyle bezenir. Kadınların kemerlerinde ise genelde açık havada düzenlenen dinsel içerikli bir ziyafet sahnesine yer verilir.
Urartuların bilezik, pazıbent ve yüzüklerde aynı türde figürleri kullanması günümüzdeki takı setlerini andırır şekildedir. Bu da estetik kaygıların varlığına işaret etmekte. Buna en güzel örnek ejder, aslan veya yılanbaşlı, boyun halkası, pazıbent, bilezik ile yüzüklerin bir aradaki kombinasyonu verilebilir.
GİYSİ TAKILARI
Giysi takılarını kendi içinde iki türe ayırmak mümkün. Birincisi giysiye takılan fibula, süs iğnesi ve makyaj seti, diğeri ise giysinin bir parçası olarak monte edilmiş düğme benzeri süslü metal objeleri içerir. Süs iğneleri, omuzda pelerin türü giysilerin uçlarını birbirine tutturmak, göğüs kısmında süs eşyası olarak ve uzun saçları toplamak amacıyla kullanılır. Arkeolojik veriler, bazı takıların hem kadın hem erkek tarafından ortak kullanılmış olduğunu göstermekle birlikte, Urartulu bayanların takıya daha fazla düşkünlüğünü de kanıtlar.
Takılar Van Gölü kıyılarında gelişen Urartu uygarlığının en güzel ve en çarpıcı örnekleri. Köylüsünden, prensesine kadar tüm Urartu kadınları güzelliklerini bu takılarla ve özellikle Urartu boncuklarıyla pekiştirmişler.
Başta Van, Hakkâri olmak üzere ve bölge havzasında halen devam eden takı tutkusunun kökenleri binlerce yıl öncesine dayanıyor. Yörenin bugün özellikle düğünlerde ve özel günlerde devam eden takı geleneği yine bölgeye mahsus özgün takı modelleriyle yaşatılıyor.
Erkek kemerleri genelde aslan, boğa, mitolojik yaratık, av ve savaş sahneleriyle bezenmiştir. Kadınların kemerlerinde ise genelde açık havada düzenlenen dinsel içerikli bir ziyafet sahnesine yer verilir.
Urartu dönemi takılarını yalnız boncuklarla sınırlamak bu büyük uygarlığa haksızlık olur. ‘Fibula’ olarak adlandırılan saç bağlama halkaları, bilezikler, çeşitli metallerden kostüm ve elbise iğneleri, küpeler ve kolyeler Urartu takı dünyasının şaheserlerini oluşturuyor.
Urartu takılarında sadece metal ya da boncuk kullanılmakla yetinilmemiş. Değerli ve yarı değerli taşlar da takıları değerli kılmada ve süslemede kullanılmış. Üstelik bu taşlar sadece bölgeden değil, uzak Asya, iran ve Kafkasya bölgelerinden de yöreye getirilmiş.
Urartular’da yönetici sınıfından sıradan halka kadar her kesimin kullandığı takıların, kişilerin toplumsal statüsünü belirleyici birer obje olmalarının yanı sıra dini anlamlar taşıdıkları da genelde kabul edilir.
Yazı:Haluk Perk – Rafet Çavuşoğlu Fotoğraflar:Akadur Töleğen