Makale: Kudret Emiroğlu
15 Aralık 1911 günü Osmanlı Meclis-i Mebusanında başlatılan Kanun-ı Esasinin 35. maddesinin değiştirilmesi görüşmeleri gerçekte bir anayasası sorununun çözülmesi isteğinden çok, İttihat ve Terakki’nin Meclisin fesh yolunu açma girişimiydi. Muhalefetin en-gellemelerine karşın 13 Ocak 1912’de yapılan oylamayla 105 oya karşı 125 oyla değişiklik benimsendi ve 2/3 çoğunluk sağlanamamış olduğundan 18 Ocak 1912’de üç ay içinde seçimlerin yapılması kararıyla Meclis feshedildi.
İç isyanlar, Trablusgarb Savaşı, sokakta gazetecilerin öldürülmesi, Cemiyet-i Hafiye olayı, Hizb-i Cedit bölünmesiyle
yıpranan İttihat ve Terakki, 21 Kısım 1911’de Hürriyet ve İtilaf Fırkasının kurulmasıyla Mecliste ciddi muhalefet bloğuyla karşılaşmış ve 11 Aralıkta yapılan İstanbul ara seçimlerinde muhalefete karşı yenilgiye uğramıştı. İttihat ve Terakki Meclisi fesh ettirip seçimlere giderek muhalefetsiz yeni bir Meclis oluşumunu amaçlamıştı. Bu amaçla kıyasıya iktidar mücadelesi içinde geçen ve yasa dışı uygulamalarla yapılan seçimler tarihimize ‘sopalı seçimler’ olarak geçti.
Trabzon Vilayeti, muhalefetin güçlendiği bölgelerden biri olarak dikkat çekmekteydi. Trabzon mebusu Mahmut Mazhar, Hürriyet ve İtilaf Fırkasının Meclis-i Mebusan yönetim kurulu üyeliğine seçilmişti.1 Trabzon’dan partinin kuruluşunu kutlayan bir telgraf gönderilmiş2, parti başkanı Sadık Bey, İttihat ve Terakkinin Trabzon’da seçimleri kazanmalarının kuşkulu olduğunu söylemişti.3 Trabzon’da muhalefetin güçlenmekte olduğunu İttihat ve Terakki de hissetmiş ve meşrutiyetin üçüncü yıl kutlamaları, Temmuz 1911’de Cavit Bey ve yanındaki heyetin de katılımıyla İttihatçıların Trabzon’da gövde gösterisine dönüştürülmüştü.4
İttihat ve Terakki muhalefetiyle bütün ülkede yankı uyandıran Şatırzade Haşan Hicabı Bey’in Tarık Gazetesi, şehirde Hürriyet ve İtilafın güçlü sesi konumundaydı. 5 Gazete, 15 Şubat 1912 tarihli 98 nolu sayısını bütünüyle seçim konusuna ayırarak, her yazısıyla İttihatçılara saldırmakta, onları yıpratmaya çalışmakta ve yasa dışına çıkmakla suçlamaktaydı. ‘Acaba Esbab-ı Tehir ve Tekasül Ne?‘ başlıklı yazıya göre, yasa gereği sekiz gün içinde hazırlanması gereken seçmen defterlerinin hazırlanmaması ve sorumlu mahalle ve köy muhtarlarının cezalandırılmaması, hükümetin bilerek uyguladığı siyasetin sonucuydu. İttihatçılar Meclisin toplanmasının Kasıma kadar ertelenmesini veya “temin-i ekseriyet için tanzim edilen planın her tarafda tatbikine, mümkün olabilen hallerde de -İstanbul’da bol bol icrasına başlanılan- hapis ve nefy tazyiklerini vücuda getirmek için icad ve ta- harri-i vesaile vakit kazanmak” amacını gütmektedirler. Köylüler arasında üç buçuk yıldır meşrutiyetin bir yararının görülmediği pro-pagandası yapıldığını ileri süren gazeteye göre, her ne kadar meşru-tiyetin niçin yararının görülmediğini bilmeyen “yüzde beş miktarında halk kalmamışsa da”, “şekl-i hükümeti tağyire müteşebbis” bu propa-gandacıların cezalandırılması gerekmektedir. Böylece hükümet ve İttihat ve Terakkinin meşrutiyet kurallarına uymadığı ve meşrutiyet aleyhine propaganda yaptığı ima edilmektedir.
Gazetenin ‘Hakikat Uğrunda Söz Esirgemez‘ köşesinde ise, İttihat ve Terakkinin seçimlerde Rum ve Ermenilerle işbirliği yapma isteği eleştirilmektedir: “Önümüzdeki intihabatta 37 mebus vaadiyle Rum vatandaşlarımızın müzaheretini talep için vaktiyle (batakhane, fitne ocağı) diye talkib eyledikleri Patrikhane‘ye bu defa müracaatla soldan geri ettikten sonra, üç buçuk seneden beri vilayat-ı şarkiyedeki arazi meselelerini halli zımnında iğfal et-tikleri Ermeni vatandaşlarımızdan müteşekkil Taşnaksütyun Fırkası rüesasıyla tevhid-i mesai için itilafa uğraşan İttihat ve Terakki’yi ikiyüzlülükle suçlamaktadır. “Taşnaksütyun Fırkasının naşir-i efkar ve amali Azadamnrd gazetesinin her iki cemiyet programlarının yek diğerinin aynı olduğu cihetle tamamiyle ittihat edebileceklerinin isbat” edildiği iddiasını Tank şöyle yanıtlamaktadır: “sosyalist revolisyoner bir program ile bütün manasıyla milli ve muhafazakar bir programın ne suretle itilaf edebileceklerini mümkün değil anlayamıyorum. Selanik ulemasının kanaatine göre, içinde masonlar olduğu iddia ettikleri bir cemiyetin tam siyonist bir program takip ettiği farz edilecek olursa” bu bağlaşmayı anlamak olanaksızdır. Taşnaksütyun’a gelince, “… ben çocukluğumu iktisab edebilmeliyim ki yine Abdiilhamid’in… iğfalkar adamları vasıtasıyla zavallı vatandaşlarımız aleyhine halka telkin etmek istediği muhtariyet! safsatalarına inanabileyim”.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası, kuruluşundan beri azınlık haklarını en iyi kendisinin savunacağı iddiasındadır ve 25 Kasım 1911’de Rum Meşrutiyet Kulübüne kendisine katılma önerisinde bulunmuştur. Seçim kararı alınınca 13 Ocak 1912’de anlaşmaya varılarak bir itilafname yayınlanmıştır. 6 İttihatçıların, bir yandan Rumlarla görüşmeler yaparken, bir yandan da anlaşma nedeniyle İtilafcıları karalamaya çalıştıkları Tarık Gazetesinin 13 Nisan 1912 tarihli 110 nolu sayısında görülmektedir: “Hürriyet ve İtilaf Fırkasının teşkili gününden beri muarızlarımız bu fırka-ı naciyeyi dinsizlik ve Yunan tarafdarlığı gibi şeni iftiralarla lekelemek istediler… takip eyledikleri menfur ve müstehcen gayeye vasıl olma, avam ve naşı iğfal etmek için fırkanın Rumlarla yaptığı itilafı sıdkı müddeaları na ! delil gösterdiler… düşünüyorduk ki: acaba bu hizb-i iftira Rum vatandaşlarımızı bu vatanm evladı görmüyorlar mı? Ve acaba Rum vatandaşlarımızı Rusya hududunda bir Yunanistan teşkil etmek istedikleri gibi gülünç, akıl ve mantıktan baid bir zehab mı taşıyorlar?”
Trabzon’da partilerin azınlıklarla yaptıkları anlaşmalar ve müntehibi sani listelerinde gösterdikleri azınlık adaylar hakkında bilgi, Taninİttihat ve Terakki’nin değişmez Trabzon milletvekili Matyo Kofidi Efendi Gazetesinin 28 Mart 1912’de, Trabzon’dan Azadamard Gazetesine yazılan bir yazıyı alıntılamasıyla verilmiştir: “Burada Taşnaksütyun Cemiyeti İttihat Cemiyeti ile teşrik-i faaliye etmektedir. Hınçakyanlar ve Rumlar İtilaf Cemiyetiyle birleşmişlerdir. Sabık mebus Kofidi Efen- di’nin tarafdarı bulunan Rumlar ise İttihat Cemiyetiyle birleşmiş olduk-larından aynı mahalde ikamet eden Rumlar iki fırkaya ayrılmış demektir. İttihat Cemiyeti müntehib-i saniler cedveline iki Ermeni vaz etmiş, Rumlardan hiç bir kimseyi cedvele dahil etmemiştir. İtilaf ise müntehib-i saniler listesine hiç bir Ermeni dahil etmeyip yalnız dört Rum kayd etmiştir. Fakat muahhe- ren İtilaf Cemiyetine mensup olan Ermenilerin şikayeti üzerine listeye bir de Ermeni ismi derç edilmiştir”.
Rumların Hürriyet ve İtilaf Fırkasıyla bağlaşma yapmalarına, Trabzon’da Haşan Hicabı Bey’in Rumlarla arasının iyi olduğunun söylenebilmesine 7 ve müntehib-i sani listesine’ dört Rum alınmış olmasına karşın, eski mebus Kofidi Efendi İttihatçı listeden yeniden mebus seçilmiştir.
İki fırkanın da azınlıklarla anlaşma yapma gayreti içinde olmalarına karşın birbirlerini anlaşma yapmakla suçlamalarına benzer bir tutum da din konusunda görünür. İttihat ve Terakki, 35. maddenin değiştirilmesiyle padişah-halifenin yetkilerinin artırılması önerisini propagandalarında kendisinin halife ve din tarafdarı olduğu yolunda kullanırken ve Hürriyet ve İtilafın buna karşı olduğunu yayarken, bir yandan da Hürriyet ve itilaf Fırkasını mürtecilikle suçlamıştır
Tarık Gazetesi İttihatçıların din propagandasını sergilerken, İtilafcıların hem ‘dinsiz’ hem de ‘mürteci’ olduğu iddialarına da yanıt vermektedir: “Bugün bir kısım halkın, bazı köylülerin ağzından fırkamızın din ve padişah aleyhinde olduğu nakaratı dolaşıyor. Bunun esbabı araştırılacak olursa, İttihatçıların telkinatı neticesi olduğu görülüyor. Heyet-i teftişiye azası olarak köylere gönderilen propagandacılar İtilafcılar cumhuriyet tarafdarıdır diyor. Propagandacılarından bir vakitler Talat Bey’i Bismark-ı sani diye talkib eden Haşan Fehmi Efendi… 35. madde münasebetiyle sözü dine intikal ettirerek 35. maddenin 30’u ramazan, 5’i beş vakit namaz gibi sözlerle şayan-ı ikrah telkinatta bulunuyor… Hürriyet ve itilafcılar ötede beride şeriat isteriz diyerek 31 Martı tenzir etmek istiyorlar, di-yorlar. Evet yalnız Hürriyet ve İtilafa mensup değil her ferd-i müslim şeriat-ı garre-i Muhammediyenin temam-ul’ tatbikini şiddetle arzu eder. Fakat şeriat maskesi altında icra-ı habaseti katiyen kabul etmez… Bu gün Selanik’te ve sair yerlerde vuku bulan harerat-ı şeriye nam altında irtica olmayıp hükümetin icraatını protestodur” (no: 110, Ziya Bârik, ‘parıldayan ışık’, takma ad mı?)
Tanin Gazetesi 16 Mart 1912 tarihli sayısında eski Samsun mebusu Çarşambalı Hoca Hacı Ahmet ve eski Sinop mebusu Haşan Fehmi Efendilerin “bir müddetten beri İttihat ve Terakki Kulüplerinde bir cemm-i gafîr huzurunda konferanslar” verdiğini anlatırken, cami vaazlarını da bildirmektedir: “35. maddenin lüzum-u tadili hakkında verdikleri izahat ahali üzerinde İttihat ve Terakkiye mütemayil bir tesir husule getirmektedir. Müşarünileyh cuma günü şehrin en büyük camilerinde vaazlar irad etmişlerdir. Her ikisi de Lazistan’a müteveccihen hareket etmişlerdir. Ahali kendileri hakkında tevcihkarane nümayişlerde bulunmuşlardır. İttihat ve Terakki Kulübünde şereflerine verilen bir çay ziyaretinde eşraf-ı belde de hazır bulunmuşlardır”. 29 Mart tarihli Tanin’e göre Haşan Fehmi ve Hacı Ahmet “Lazistan’da hukuk-u hilafet ve saltanatın muhafazası için 35. madde dolayısıyla ita eyledikleri mevzularla halkın İttihat ve Terakkiye daha sıkı merbutum temin eylemektedirler”.
İttihatçı iki eski mebusun bütün bölgeyi dolaşarak propaganda yap-tıkları anlaşılmaktadır. Tarık, Haşan Fehmi’nin etkinliklerini “… hususiyle matbuat kanunumuz da tadil edildi. İçtimaiyat kanunumuza do-kunmasınlar ziyanı yok. Gazeten kapanırsa… Haşan Fehmi Efendi gibi vapurda yolculuk ederken, ambarda, güvertede, kamarada her önüne gelen yerde konferans verirsin, fikrini neşr edersin” diye anlat-maktadır (no: 106, 26 Mart 1912)8
İttihatçıların parayla tuttukları bir vaizi Trabzon’dan Dersim’e kadar bütün bölgede dolaştırarak, başta Lütfi Fikri Bey olmak üzere muhalif mebuslar aleyhinde propaganda yaptırdıkları iddia edilmiştir.Tank da, İttihatçıların Trabzon’daki seçim için yedi bin lira tahsis ettiklerini yazmaktadır (no: 106).
Arsin’de Küçükibrahimoğlu Mehmet Ağa ile amcaoğlu Mehmet Efendinin 10 tutuklanmalarını Tarık, Hürriyet ve İtilafın propaganda çalışmalarının engellenmesi olarak anlatırken, Tanin mürtecilerin yakalanması olarak anlatmaktadır. Tarık’a göre bu kişiler, Hürriyet ve İtilaf Fırkasının müntehib-i sani çıkarmasına çalıştıkları için, köylülere şeriatçı bildiriler dağıttıklarını ihbar eden bir yazının valiye gönderilmesiyle, gerçekte delil olamayacak bu yazı bahane edilerek ‘hilaf-ı kanun’ hapse atılmışlardır. Vali “polis dairesini ortaya behemahal cürm çıkarmak gibi bir vazifeyle tahkikata sevk eylemişti. Polis idaresi… on bir kadar şahit celb ederek gece saat altılara kadar isticvab eyledi. Hatta şahitlerin bazılarında bu zevat için medar-ı cürm olacak ifade telkin ile bu yolda ifade vermezseniz sizi döğeriz, haps ederiz, İstanbul’a idare-i örfiyeye göndeririz gibi cebr ve tehdit ifa edildi… hiç bir emare elde edilemediği halde vali beyin emriyle bu zevat yine hapishanede tevkif edildi. Bunun üzerine Hürriyet ve İtilaf Fırkasının Trabzon şubesinden Martın yirmi yedinci salı günü sureti zirde mün- deriç telgrafla Adliye Nezaretine şikayet ve fırka merkezine de ita-i malumat edildi… çarşamba günü saat yedi raddesinde… tahliye edildiler… “(no: 110).
Tanin’e göre ise “son günlerde bir mahiyyeti irticakaraneyi haiz ve valinin ittihaz eylediği tedabir olmamış olsa bir çok avakıb-ı vahimiyeyi mucip olabilecek bazı güne tahrikat icra edilmiştir. Arsin karyesinde Mehmet Ağa ve Mehmet Efendi namında iki şahıs ahaliyi şeriat talebine kaldırmak için sarf-ı mesai etmişler ve bazı safdil köylülere bu hususta muhtıralar tanzim ettirmeğe muvaffak olmuşlardır. Vali keyfiyetten haberdar olunca müşevvik-leri divan-ı harbe beray-ı isal tevkif ettirmiştir. Hürriyet ve İtilaf şubesi bundan haberdar olarak merkumla-rın propagandacıları olduğunu bil- beyan tahliyelerine talep etmişse de vali tarafından bu talebe havale-i sem’ itibar edilmemiştir” (13 Nisan 1912).
Tarık Gazetesinin İttihatçıları yıp-ratmak için başvurduğu yollardan biri de, İttihat ve Terakkiden istifa olaylarına yer vermektir. İtilafcı basın, kendi partisi kurulduğundan beri yaygınlaşan İttihat ve Terakki Cemiyetinden istifa olaylarını pro-paganda malzemesi yapmıştır. 11 Karadeniz bölgesinden Bolaman, Ordu, Giresun, Keşap, Boztepe’den istifa haberleri Tanlc’da yer almaktadır.12 Bir de istifayı geri alma olayı yaşanmıştır. İstifası yayımlanan Debbağhane mahallesinden Hacı Hasanzade Refet Efendi haberi tek- zib etmiştir. Tank ‘Ne Cesaretle’ başlığı altında verdiği haberde “Bu katiyen hilaf-ı hakikattir. İmza sahi-bine ihtar eyleriz ki Tarık katiyen yalan’ söylemez Vaizzade Ali Efendi ile birlikte kitaphanemize gelerek orada bulunan bir efendiye istifasını yazdıran ve hatta yanınızda mührünüz olmadığından imza atan sîzsiniz. Bu meseleyi ve sonra cemi-yete suret-i dâhiliyenizi Debbağhane mahallesinde dahi etrafile bilen bir çok zevat vardır. Bizde istifanameniz mevcuttur.” demektir.
Tarık, İttihatçı olup da İttihat ve Terakki tarafından adaylıkları kabul edilmeyenlere övgüde bulun-maktadır. Eşraftan Arnavutzade Ahmet Efendinin13 “teveccühleri nezd-i kemteranemde cidden pek kıymetdar olan muhterem hemşeh-rilerimin hakk-ı acizide verdikleri mazbata-ı umumiye üzerine nam- zedliğimi vaz etmiş ve esbabını şimdilik ilan edemeyeceğim bazı mevani üzerine de geri almıştım… Bazı muhterem ihvanımın ısrarı ve adem-i icrası halinde muhakkak olan kulübünün inkisarı namzedli- ğimin ikinci defa vazmın bais-i tekrarıdır” biçimindeki yazısını yayımladıktan sonra, İttihat Cemiyetinin “bu zatı namzed göstermemesi mucib-i teessüftür” demektedir.
“Kırk seneden beri umur-u mülkiye ve adliyeye sebk olan hidematımın netayic-i tabiyesinden olan ih-tisasıma ve vilayetin ahval-i umu- miyesiyle sunuf-i muhtelife-i ahali- yenin menafi ve ihtiyacat-ı hazırası hakkındaki vukuf ve malumatıma istinaden ve cenab-ı hakkın liitf ve inayetine itimaden” Trabzon sancağı mebusluğu için adaylığını koy-duğunu bildiren, “ahz-u amalim muazzez vatanın selamet ve saade-tine ve mülk ve milletin terakki ve tealisine usul-u müessese-i meşruti-yete tevfiken çalışmaktan ibarettir. Beni bu arzuya sevk eden hissiyat-ı vatanperveranemdir” diyen Trabzon vilayeti meclis-i idare eski baş katibi Zeynanizade Arif Efendi’yi, “İttihat ve Terakki Cemiyetine mensuptur. Hayatını şuabat-ı muhtelife-i hükümette ifa-i memuriyetle geçirmiş, malumat-ı umumiye-i devlet üzerinde şayan-ı takdir ve tahsin bir tecrübe ve vukuf hasıl et-miştir” diyerek öven Tarık, Cemiye-te,”kendisine mensup ve sadık olan bu zatı mebus namzedleri meyanı- na dahil etmemesi kendilerince iktidar ve tecrübeden ziyade şirket-i inhisariyenin her arzu ve emrine arz-ı itaat ve teslimiyetin matlup olduğuna bir delüdir” diye saldır-maktadır.
İttihat ve Terakki Cemiyeti Trabzon heyet-i merkeziyesi halka bir tebligat yaymlıyarak “merkez-i umumi ve heyet-i merkeziyenin ka-rarı ve nizamname-i madde-i mah-susun hilafına olarak menafi-i şah- siyelerinin temini için mebus nam- zedliklerini ilan eden cemiyetimiz efradından meclis-i idare baş katib- i sabıkı Arif ve Of kaymakam-ı sabıkı Hüseyin Efendilerin” Cemiyetten tard edilmiş olduklarını duyur-muştur.14 Tank Gazetesinde yayım-lanan, Of kaymakamının İttihat Ce-miyetine mensup olmayanları muh-tar yaptırmayacağını söylediği, imamlardan birini ‘darb’ ettiği ve ‘bu darb eseri olarak’ imamın öldüğü haberi, bu ‘tard’ın nedenini açık-lamaktadır.15
Tanitı Gazetesi ‘Of olayı’na karşılık, Of ulemasından Harun Hilmi Efendi Hazretlerinin gönderdiği bir ‘varaka’yı yayımlamıştır: “müderri- sin-i memleketten mürekkep 34 müntehib-i saninin ittifaken İttihat ve Terakkiye itai rey eylemelerinden dolayı beyan-ı memnuniyet edilmektedir”. Taııin’in yorumuna göre “filhakika gerek müntehib-i evveller, gerek müntehib-i saniler bununla ne mertebe kadirşinas ol-duklarını isbat eylemişler demektir ki şayan-ı memnuniyettir” (17 Nisan 1912).
İttihatçıların Trabzon’daki adayla-rının adları 13 Nisan 1912 günlü Ta- nin’de yayımlanmıştır. Gazeteye göre “Hürriyet ve İtilaf namzed listesi neşr etmekten saf-ı nazarla yalnız bazı mütegallibe ile uyuşarak onların intihabına çalışmağa karar vermiştir. 16 Prens Sabahattin’in Lazistan‘da adaylığını koyacağı dedikodularına karşı Tanin şunları yazmaktadır: ” Bu neşriyattaki maksat Lazistan’ı kuvvetli bir muhalif memleketi olmak üzere tanıtmaktan ibarettir, halbuki burası kuvvetli bir İttihat memleketidir. Bunun için la-yuadd delil vardır ve İttihat ve Terakkinin galebesi muhakkaktır” (29 Mart 1912)
Seçim yolsuzluklarıyla ilgili iddialar Trabzon merkezinin seçim çevrelerine bölünmesinden başlar. Örnek olarak Faros mahallesi, Ayasofya ve Kavakmeydanı mahalleleriyle, Tekfurçayırı mahallesi İmaret ve Ortahisar’la birleştirilerek birer ‘şu-be’ yapılmıştır. Tanin Gazetesinde yayımlanan, Trabzon’da uzun zaman yaşadığını bildiren Samsunlu tüccar Süleyman Faik bin Arif’in mektubuna göre ‘taksimat’ isabetli-dir, Tarık ve İkbal17 gazetelerinin amacı ‘şubelere itirazia bilmeyenleri ‘iğfal’ ve Trabzondaki intihablar hep yanlış şeylerin semerisidir demeye sebeb-i tesis edebilmek içindir” (26 Mart 1912).
Tartışma konularının bir örneği de, geçici olarak seçim bölgesi dışında bulunanların seçim defterlerinden çıkartılarak, birinci derecedeki seçmenlerle ikinci derecede se-çileceklerin yasal oranlarının değiş-tirilmesidir. Gümüşhane teftiş-i be-lediye reisi Ali Fuat, Tarık”a gönder-diği tekzibde gurbette bulunanların defterde yazılı olduğunu bildir-mektedir. Tarık verdiği yanıtta “Torul heyet-i teftişiye riyaseti (nin) bir seneden ziyade memalik-i ecnebi- yede bulunan kimselerin dahil-i defter edilmemesine dair olan emir-namesini görmüş ve okumuşuz- dur” demektir. (no:106)
Trabzon valisinin, İttihatçılara seçimi kazandırma vaadiyle atandığı, İttihat murahhasıyla sandık başında oturarak, İttihatçı adayların seçilmesi için (Holamana ve Ananma- liya köylerinde olduğu gibi) halka baskı yaptığı, Giresun’da kaymakamla komiserin ‘malumelesami müşevvik bir kaç İttihatçı ile bilmü- zakere… eshab-ı arayı tehdit ve darb’ ettikleri, aynı durumun Orduda yaşandığı, seçim çalışmaları için Gümüşhane muhasebecisinin Kelkit’e, hakim vekaleti de üzerinde bulunan müftü efendinin de “mahkeme-i şeriye kapısını sed ile” Torul’a gittiği, Tarık Gazetesinde yer alan, devlet görevlilerinin seçime müdahale örneklerindendir.
Tank Gazetesi mesul müdürü Haşan Hicabı, merkez müdde-i umu-miliğine bir ‘ihbariye’ vermiştir: “Saadetlu efendim hazretleri; inti- bahatta müstehzim-i ceza bir çok efal mebzulen icra edilmekte olduğundan bunları arz ile faillerinin tecziyesini ve ittihabın feshini talep eylerim”.
” I. İntihabat kanununun dokuzuncu maddesi mucibince bir mahalle ve karyede bir seneden ziyade ikamet eden – başka mahalle ve karyeden• kimsenin ol mahalle veya karyede rey verebilmesi için inti- hab-ı mebusan hukukunu caiz olduğuna dair terk eylediği mahalle veya karye muhtarından yeni kayd olunacak mahalle veya karye muh-tarına hitaben bir kıta ilmühaber getirmeğe mecbur olduğu sarahaten emr ve beyan olmakta iken yalnız birinci şubede yüzden mütecaviz gümrük hamaliyle bir çok taşra hamalları ve dördüncü şubede dahi Yeni cuma’da ikamet eden bir çok hamalların reylerinin kabul edildi-ğini kemal-i hayret ve teessüfle gör-dük. 19 İntihab kanunu mucibinci iktiza eden ilmühaberleri karyele-rinden ahz etmemiş olan bu hamal-ların ita-ı rey eylemeleri intihab ka-nununun 64. maddesi mucibince müstelzim-i mecazet olduğundan faillerinin tedibini ve böyle kimse-lerle icra edilen kanunsuz intihabın feshini talep eylerim.”
“2. İntihab kanununun icra faslının 72. maddesi herkesin serbestçe rey vermesine iras-ı nakısa edenlerin bir aydan bir seneye karib hapis cezasıyla mahkum olmalarım sara-haten emr eylemekte iken üç günden beri, birinci, ikinci, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci şubelerde vazifedar olmadıkları halde oturan bir takım kimseler intihaba giden zevatın reylerini kendilerine hiç sormadan fuzuli vekaletle istedikleri gibi yazarak kutulara attıklarını ve kendileri tarafından rey verenleri rey pusulalarına girmek, okumak için iğfal ve icbar eylediklerini hariçten birçokları gibi her şubenin heyet-i teftişiye ve ihtiyariyesi dahi görmüş ve bu halleri memlekette işitmemiş kimse kalmamış olduğundan zat-i alilerini hukuk-u umumiye namına ifa-ı vazifeye ve intihabını feshile bu mahrumini tec- rime davet eyleriz. (İntihabat için Hoşlara giden memurlar ilan ettikleri günde rey vermeğe giden Rum vatandaşlarımıza o gün kendilerinin yevm-i intihabı olmadığını beyanla onları geriye çevirdikten sonra intihabatı yürütmek ve ferdası gün yine mahall-i intihaba aynı zevatın reylerini almamak suretiyle harekat-u’l-ihtiyarkarane icra ettikten maada köylerde tarlalarda çalışan yukarı yerlilerin ve bazı çocukların yine hilaf-ı kanun reylerini almak gibi usulsuzluk icra edildiğinden mahall-i mezkur intihabatmm kainlemyekün addiyle feshini talep eylerim. Ol badda irade efendim hazretlerinizindir.”20
Haşan Hicabı Bey’in dilekçesi 26 Mart 1912 tarihlidir. Trabzon vila-yetinde seçimler 24 Nisana kadar sürmüştür. Hürriyet ve İtilaf Fırka-sının yolsuzluk şikayetleri Tnrık Ga-zetesinde dile getirilirken, Tanin Gazetesi sürekli ‘zafer’ haberleri vermektedir. İtilafcıların, Trabzon merkezinde seçimlerin feshi için di-lekçe verdikleri gün, “cehl ve taas-subun, esaret-i vicdaniyenin kalktığına artık hükmetmek lazım gelir” diyerek kutladıkları Akçabat zaferi de doğrulanmayacaktır. Aynı gün Tanin, Akçabat’ta seçilen 33 münte-hib-i saniden 20’sinin İttihatçı, 7’sinin İttihada yakın görüşte bağımsız, 6’sının İtilafcı olduğunu yazmaktadır. Tanıtı seçim sonuçlarım şöyle bildirmektedir: 29 Mart 1912: 13. şubede bulunan Hos karyesiyle Zefanos karyeleri intihabatı dün hitam bularak reyler tasnif edilmiş, ve İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından müntehib-i sani gösterilen Celaboğlu Mela Osman Efendi ekseriyeti kazanmıştır. 14 Nisan: Atine- kazamız derece-i saniye intihabatmda İttihat ve Terakki namzedleri ihraz-ı muvaffakiyet etmişlerdir. 15 Nisan: namzedleri- mizden Ziya ve Ahmet Beylere ka-zamızda ekseriyetle ita-ı rey olun-muştur. 16 Nisan: Gümiişhane- İttihat ve Terakki Fırkası namzedle- rinden Hayri ve Hüseyin Beyler bü-yük bir ekseriyetle mebus intihab olunmuşlardır. İttihat ve Terakki namzedleri Of’da 34, Akçabat’ta 32 rey kazanmışlardır. 17 Nisan: Lazis- tan dahilinde İttihat ve Terakki namzedleri büyük bir ekseriyetle mebus intihab olunmuşlardır. 123 reyden ibaret olan ara-ı umumiye- den Ziya Bey 106 ve Ahmet Paşa 91 reyi kazanmışlardır. Fırka-ı muhe- lefe namzedlerinden Osman Mecdi ve Ferit Efendilerden biri 21, diğeri 5 rey alabilmiştir. 18 Nisan: Sürme- ne-intihabatta İttihat ve Terakki Fır-kası ihraz-ı zafer eylemiştir. 22 Ni-san: Trabzon-68 reyden 59’u İttihat ve Terakki Fırkasına ita olunmuştur. Ordu ve Giresunda intihab iki güne kadar nihayet bulacaktır. 24 Nisan: Ordu-Kalcızade Mahmut, Nemlizade Osman, Eyübzade İzzet, Debre mutassarrıfı Ali Osman, maarif müfettişi Servet, Samsun ceza mahkemesi reisi Mehmet Ali Bey-lerle Kofidi Efendi mebus intihab olunmuştur.
Haşan Hicabı Bey hakkında, vali tarafından, hakaret nedeniyle ve Şarlı’dan gönderilen İttihat ve hü-kümet aleyhdarı mektubu yayımla-ması nedeniyle iki, Yomra ağalarının ‘hedef-i darb ve işkence’ olduklarını yazması nedeniyle de jandarma alay ve bölük kumandanları tarafından bir dava açılacaktır. Temmuz ayında iktidarı yitirerek baskıya uğrayan, yurt dışına kaçan, ‘illegalite’ye geçen, sürgüne gönderilen İttihatçılar muhalefetsiz bir iktidara kavuştuklarında Haşan Hicabı Bey ve arkadaşları hapis ve sürgünden, kurtulamayacaklardır.
Dip notlar
Trabzon’un ‘ayan’ ailelerinden Nemli- zade, Eyübzade, Kalcızade, Hacısalihzade’ler gene siyasette ağırlıklarını duyurmuşlardır. Kalcızade Mahmut, Nem- lizade Osman, Eyübzade İzzet, Kofidi ikinci kez seçilmişlerdir.
Tarık, no: 150, 16 Ekim 1912.
Partiler, o.l İkinci Meşrutiyet Dönemi, Hürriyet Vakfı Y.Jst., 1984.S.264.
2 Tunaya, a.g.e.,s,298. Telgrafı çekenler: Eyüpzade Nuri, Şatırzade Haşan, Muratzade Ali, Zehirzade Zühtü, Yakupza- de Tevfik, Hamamizade Ihsan, Zehirzade Necati, Kadızade Mustafa, Emirali- zade Hami.
3 Ali Birinci, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Dergah Y.Jst., 1990,s.51.
4 Kurdet Emiroğlu, “Maliye Nazırı Cavit Bey’in Trabzon Gezisi (1911)”,Trabzon 1990, Trabzon ili ve İlçeleri, eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı, Ankara, s.53.
5 1902’den beri Prens Sabahattin örgütünde yer alan Haşan Hicabı Bey’in sahibi bulunduğu Tarık Gazetesinin bugüne çok az sayısı kalabilmiştir. İttihatçıların sesi olan Trabzon’da Meşveret Gazetesinin bugüne kalan daha az sayıdaki örnekleri ise seçim dönemine ait değildir. Trabzon’da Meşveretin bu dönemdeki yayımından Tarıkın yansıttığı kadarıyla bilgi sahibi olabiliyoruz (Bknz. Ali Birinci, ‘Trabzon’da Matbuat ve Neşriyat Hayatı (1865-1928)” Trabzon Kültür Sanat Yıllığı, İstanbul, 1989, s.173).
5 Ali Birinci, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, s.51,138
7 Haşan Hicabı Bey’in İttihatçı Trabzon’da Meşveret ve Silah gazeteleriyle polemiğinde Trabzon’da yayımlanan Faros Tis Anatolis gazetesinin övücü tutumu için bknz. Kudret Emiroğlu, a.g.e.
8 Hükümet, basın ve toplantı özgürlüklerini kısıtlayan yasalarla muhalefetin hareket olanaklarını daraltıyordu. Haşan Hicabı Bey, Şarık adlı yeni bir gazete imtiyazı için valiliğe başvurmuş ancak hem eski hem yeni basın yasası hükümleri çiğnenerek imtiyaz tanınmamıştır. Trabzon’da Meşveret gazetesinin Haşan Hicabı Bey’in bir aylık mahkumiyetini ileri sürmesine karşın Tarık, “bir ay mahkumiyeti müdafa-i namus ve haysiyet ve muhafaza-i hayat uğrundaki cesaret ve metanetinin eseridir ki bu da mahz-i şereftir. Acaba Meşveret- ci efendinin yeddinde de böyle bir şe- hadetname var mıdır?” demektedir
9 Ali Birinci, a.g.e.,s.124.
10 Küçükibrahimoğulları Yomra-Arsin’li ayan sülalesidir. Bknz. Mahmut Goloğlu, Trabzon Tarihi, Ankara, 1975, sXXXIV,120.
11 Bknz. Tunaya, a.g.e., s.124; Birinci, a.g.e., s.68.
12 ‘Tarık ve İkbal ceride-i muhteremeleri- ne; ilan-ı meşrutiyeti müteakip bir his ve vicdan ile dahil olduğum İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden aynı his ve vicdan ile istifa eylediğimin muteber ceridenizde ilanı mercudur efendim, Bozte- pe-i Zir mahallesinden Iplikcizade Ahmet.”
13 Arnavutzadeler XIX. yüzyıl Trabzon’unda tanınmış ailelerdendir (bknz.
Mahmut Goloğlu, a.g.e., s.XVIII), Ahmet Efendi Trabzon Salnamelerinde rütbe ve nişan sahibi ileri gelenler ced- vellerinde yer almaktadır.
14 BöylelikleTarık, Trabzon’da Meşveret gazetesinin Arif Efendi’nin Itilafcı olduğu iddiasını reddetmekte haklı çıkmaktadır.
15 Tarıkın, Trabzon’da Meşveret gazetesinde R.N. imzasıyla yayımlanan reddiyeye yanıtından.
16 “Ordu ve Giresun İtilaf kulüplerince evvelce tayin edilmiş olan namzedlerin tadili için gönderilen murahhaslar buraya vasıl olmuşlardır. Şayiaya nazaran sabık mebuslardan Emir ve Hoca Ömer Efendilerin namzedliklerini kabul etmiyorlar. Vali Bekir Sami Bey devrededir”, Tanin, 16 Mart 1912.
17 İkbal, Eyüpzade O.Nuri’nin sahibi olduğu, Meşrutiyet dönemi Trabzon’unun en uzun ömürlü gazetelerindendir (bknz. Cumhur Odabışıoğlu, Trabzon, Doğu Karadeniz Gazete ve Mecmuaları, 1869,1928,Trabzon, 1987).
18 Saldırılara uğrayan vali Bekir Sami Bey, Mütareke döneminin ünlü siyaset adamlarındandır, Heyet-i Temsiliye üyeliği, son dönem OsmanlI Meclis-i Mebusanında ve TBMM 1. ve 2. dönemlerinde milletvekilliği, Hariciye Nazırlığı yapmış, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasına katılmış, İzmir suikastı davasında yargılanarak beraat etmiş ve siyasetten çekilmiştir. Trabzon valiliğine ikinci kez, Süleyman Nazif’ten sonra seçim hükümeti tarafından atanmış, Eylül ayında görevden alınmıştır.
19 Kurtuluş Savaşı döneminde Trabzon’da ittihatçıların önderlerinden olan ve Kuvay-i Milliyecilerle çatışmaya giren gümrük hamalları kahyası Yahya anımsanırsa, İttihatçıların hamalları daha bu dönemde örgütlemeye başladıkları düşünülebilir.
20 Tarık gazetesinden anlaşıldığı kadarıyla Trabzon’da Meşveret gazetesi protestonamelere pul yapıştırmadığını (“kendi matbaasında tab edilen intihabat kanununu bir defa olsun okumamıştır”), iddiaların iftiradan ibaret olduğunu (“mahkeme kapıları açık, biz müracaat ettik. Siz de müracaat edin orada kanunun mahall-i tatbiki olan o ma- hal-i adalette buluşalım”) ileri sürmektedir. Tarık gazetesinde yakında seçim yolsuzluklarıyla ilgili bir kitap yayımlanacağı ima edilmektedir.